Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajansı - Haberler

Tuesday, 04.22.2025, 02:32 AM (GMT)

News - Haberler

Yazınsal deneme... Adnan Binyazar'ın yazısı...

Yazınsal deneme... Adnan Binyazar'ın yazısı... Eline kalem alan, çağının yazarlarını bilmekle yetinmemeli; değişimlerin toplumsal, bireysel boyutlarını yansıtan klasikleri de tanımalıdır. Bu bağlamda insan gerçeğinin kavranıp anlatıya dönüştürülmesinin ana kaynağı olan yazınsal denemenin bir toplumun düşünsel düzeyinin göstergesi olduğu da unutulmamalı... /Archive/2021/3/23/133127433-kapakic.jpgDENEMEDeneme dümdüz bir anlatı sanılır. Oysa deneme, kimi durumda öykü damlacıklarından, romanın geniş soluğundan, eleştirinin gerçekçi bakış açısından beslenen bir anlatıya dönüşür. Hevesli bir lise öğrencisinden, en yetişkinine, hatta adlı sanlı yazarına herkes deneme yazabilir. Ama yazınsal türde deneme yazan azdır.İlk akla gelen Ahmet Haşim, Nurullah Ataç, Sabahattin Eyüboğlu, Salah Birsel, Nermi Uygur’dur.Batı yazınında şairinden romancısına deneme yazmayan yazar yok gibidir. Denemeyi anlatı dünyasına kazandıranlar ise Montaigne ile Francis Bacon’dır. Başta André Gide, Albert Camus olmak üzere yüzlerce yazar adı da sıralanabilir.Deneme, okullarda duygu, düşünce ve görüşlerin kesin yargılara varmadan, içtenlikli bir üslupla dile getirildiği bir yazın türü olarak öğretiliyor. Öğrenciye ipucu veren bu tanım yeterli sayılsa da, yazınsal denemenin dışında kalır.Denemeyi yazın dünyasına armağan eden Montaigne, üç ciltten oluşan Denemeler adlı kitabının önsözünde bu bağlamda aydınlatıcı bir açıklama yapıyor: “Eğer mümkün olsaydı karşınıza anadan doğma çıkardım. Kitapta size asla bir şey kanıtlama iddiam yoktur. Elimden geldiğince size beni anlattım. Bana hak vermenizi ya da yargılarınızı istemiyorum.”MONTAIGNEMontaigne, insan yaşamında akla gelecek her türlü tutum ve davranışları kendi ürettiği düşüncelerle İlk Çağ yazarlarına göndermeler yaparak daha da geliştirmiştir. Montaigne, düşüncesini özgürce söylerken kimsenin ona hak vermesini, yargılamaya kalkmasını istemiyor, insana özgürce düşünmenin yolunu açıyor.Denemenin amacı bilgi vermek değil, düşünceyi açımlayan konuları, insan hayatının içine girerek yerine oturtmaktır. Montaigne, “Her insanda insanlığın bütün halleri” vardır ana düşüncesi bağlamında genellikle şu konuları işlemiştir denemelerinde: Kendini tanımak, anlamak, yüreğin aynası, bilgi, ruh ve beden, korku, korumak...Montaigne’den korku üzerine beş aforizmadan birkaç örnek:“Beni korkutan ölüm değil, ölüyor olmak.”, “Neden sürekli hayattan şikâyet ediyorsunuz? Sürekli acı içinde yaşıyorsanız, bu sizin korkaklığınız yüzündendir.”, “En korktuğum şey korkunun kendisidir, bir kez sardı mı vücudu diğer duyguların önüne geçer.”, “Korkunun bana yaptırdığı şeyleri korkmadan da yapabilirsem gerçekten güçlü olurum.”, “Korktuğumuz insanlardan gördüğümüz saygı, gerçek saygı değildir.”Bu konuların işlenişinde bilgi kaynaklarının yanında geniş bir felsefe bilinci de var.FRANCIS BACONBacon ise ölüm, öç, mutsuzluk, iki yüzlülük, ana-baba-çocuklar, sevgi, iyilik, huy güzelliği, soyluluk, toplumsal kargaşa, boş inanç, ülke yönetimi, kurnazlık, çıkarcılık, bilge görünmek, dostluk, para, krallık, sağlığın korunması, kuşku, sömürgeler, insan yaratılışı, eğitim ve insan ilişkileri üzerinde yoğunlaştırır düşüncelerini.İşlenen konular karşılaştırıldığında, denemenin bu iki büyük ustasının, üsluplarının yanında konu seçimi yönünden de farklı yönleri var. Bu da, denemenin neredeyse kalıplaşmış bir tanımla, şiir, roman, öykü gibi “çağının aynası” olduğunu gösteriyor.Ayrıca, Montaigne’in konu alanlarına düşünsellik egemenken, Bacon, yaşadığı çağın gereği olan insan ilişkileri üzerinde durmuştur. Onları birleştiren bir yan ise, dil düzeylerindeki kendilerine özgü değişkenliktir.Sözcüklerin Vicdanı, İnsan Yüreğine Yolculuk, O İyi Kitaplar Olmasaydı, Anadilin Toprağında adlı deneme kitaplarının yazarı Emin Özdemir, bir yazısında deneme yazarlarının dilsel özelliklerine değiniyor:“Deneme, düzyazının sorgulayan gücü, kendine özgü söylemi olan yazınsal bir türdür. Kimileri, yazınsal bir tür olmanın ötesinde bir söylem biçimi olduğunu savunurlar. Oysa denemesel söylem ise, dille içli dışlı olmayı, sözcüklerin iç evrenine uzanmayı, bu evrenin katlarında dolaşarak onlara yeni boyutlar kazandırmayı gerektirir.”Öyle olmasaydı, döneminin ünlü deneme yazarı Ahmet Haşim, bir başparmağı ele alarak aklın, insanın gelişim evrelerini böylesine yalın, mantık ürünü kanıtlarla doğruladığı bir deneme yazabilir miydi?“Başparmak, insan medeniyetinin yarısını vücuda getirdikten sonradır ki, dimağ, kemik mahfazasında tabii uykusundan silkinerek konuşmaya başlamış ve belki insan işlerine karışması faydadan ziyade zarar vermiştir. Aklın başparmağa nazaran esaret veya galibiyetine göre medeniyet ilerlemiş veya gerilemiştir. Bütün taş ve demir sanayisi başparmağın, felsefe ve edebiyat gibi boş hünerler de zekânın eseridir. Orta Çağı aklı, bugünkü Amerika’yı ise başparmak yapmıştır. Bizde de başparmağın akla ve ukalalığa üstün gelmesini temenni etmek hepimizin kutsal bir vazifesi olmalı.”DİLSEL BİLİNÇJean-Paul Sartre, sözü yazarın dili iyi kullanmasına bağlayarak “Önemli olan konu değil, onun nasıl işlendiğidir.” der. Sartre’ın sözü, yalnızca deneme için değil yazınsal olan her anlatı için de geçerlidir.Aziz Nesin, “Üç insanımızdan biri şairdir.” demişti bir yazısında. Son zamanlarda bu gerçek daha da belirginleşmiştir. Yazınsallığı kavramadan, belli başlı şairleri, anlatıcıları okumadan şiir, roman yazarları türedi. Oysa eline kalem alan, çağının yazarlarını bilmekle yetinmemeli; değişimlerin toplumsal, bireysel boyutlarını yansıtan klasikleri de tanımalıdır. Bu bağlamda insan gerçeğinin kavranıp anlatıya dönüştürülmesinin ana kaynağı olan yazınsal denemenin bir toplumun düşünsel düzeyinin göstergesi olduğu da unutulmamalı... Adnan Binyazar / Cumhuriyet Kitap Eki

Yapayalnızlığınşairi; Emily!

Yapayalnızlığın şairi; Emily! Emily Dickinson’ın şiirlerinin İngilizce orijinallerinin de çevirileriyle birlikte yer bulduğu bu seçki, Dickinson’ın usta trajik imgelerine, entelektüel zenginliğine ve duygusal keşiflerine tanıklık niteliğinde. /Archive/2021/3/23/132525092-ic3.jpg “Ölüm için duramadığımdanO benim için durdu kibarcaFaytonda ikimiz vardıkVe ölümsüzlük yalnızca.” “Emily Dickinson - Shakespeare’i saymazsak - Dante’den bu yana en çok bilişsel özgünlük gösteren Batılı şairdir. Bu konuda en yakın rakibi onun gibi her şeyi kendisi için yeniden kavramlaştıran Blake olabilir. Fakat Blake sistematik bir mit yaratıcısıydı, Dickinson ise her şeyi yeniden düşündü ama sahne oyunları ya da mitik şiirsel epikler yerine lirik düşünceler yazdı.”Harold Bloom/Archive/2021/3/23/132604842-ic2.jpgAmerikan edebiyatının önde gelen şairlerinden Emily Dickinson’ın 1886’da yaşamını yitirmeden önce yazdığı yaklaşık bin sekiz yüz şiirden sadece on biri o hayattayken yayımlanmıştı. İngilizce orijinallerinin de çevirileriyle birlikte yer bulduğu bu seçkide, okurlar Dickinson’ın şiirlerindeki usta trajik imgelere, entelektüel zenginliğe ve duygusal keşiflere tanıklık niteliğinde.1830’da Amherst Massachusetts’de doğan Emily Dickinson, 19’uncu yüzyılın en önemli yenilikçi şairleri arasında sayılıyor. Dedesi, Amherst’de birçok okul kurmuş bir eğitimci, babası ise avukat ve politikacıydı.Amherst Akademisinde ve ilahiyat okulunda eğitim gören Emily, ilk dizelerini 1880 yılında yazmaya başladı. Daha sonraları Emerson ve Emily Bronte’nin etkisi altında kalan Dickinson, özellikle iç savaş yıllarında çok verimli bir dönem geçirerek, 800’den fazla şiir kaleme alır./Archive/2021/3/23/132626029-ic1.jpgKısa lirik şiirin ustalarından kabul edilen Emily Dickinson sıradan hayatlarda büyüleyici sözcükler yakalamış, geleneksel şiirin dışında özgün bir yorumu benimsediği eserler de kaleme almıştır.İç savaştan sonra münzevi bir hayatı tercih eden şair, çoğu vaktini odasında geçirmeye başlar. Dışarıya çıkmaz, ziyaretçi kabul etmez, en yakın arkadaşlarıyla bile görüşmeyip, mektuplaşmayı seçerek, kendini tamamıyla edebiyata verir.İnzivadayken yazdığı şiirlerin bazılarını eleştirmen Thomas Higginson’a göndermiş fakat kendisine verdiği tavsiyeleri göz önüne almayarak, daha da içine kapanmıştır.Genç şairin şiirlerinin çoğunu ithaf ettiği gizli bir aşkı vardır, aynı zamanda öğretmeni olan, evli bir din adamı Charles Wadsworth. Bu genç adama karşı hisleri onu daha da içe dönük bir hale getirmiştir.Hayattayken sadece on bir şiiri yayınlanan şair öldükten sonra, kız kardeşi Lavinia tarafından kilitli bir çekmecede 1800 kadar şiiri ve mektupları bulunur. Lavinia tüm şiirleri ve mektuplarının yayınlanmasını sağladığında, eserler oldukça ilgi çeker ve hayattayken kimsenin tanımadığı Emily Dickinson 1920’lerde ABD’de en sevilen şairlerden biri olur.Dickinson’ın hayatında dikkat çeken en önemli özellik yalnızlığıdır. 23 yaşında sosyal hayatla bağını kesen şair, 15 Mayıs 1886’da Amherst, Massachusetts’te babasının evinde ölünceye dek yazmaya devam etmiştir./Archive/2021/3/23/132635341-kapak-.jpgYAPITLARI:* Poems by Emily Dickinson (1890; Emily Dickinson’dan Şiirler)* Poems: Second Series (1891; Şiirler: İkinci Dizi)* Poems: Third Series (1896; Şiirler: Üçüncü Dizi)* İki cilt olarak yayımlanan Letters of Emily Dickinson (1894; Emily Dickinson’ın Mektupları)* The Single Hound: Poems of a Lifetime (1914; Yalnız Tazı: Bir Ömrün Şiirleri)* Further Poems of Emily Dickinson: Witheld from Publication by Her Sister Lavinia (1929; Emily Dickinson’ın Kardeşi Lavinia Tarafından Yayımlatılmayan Şiirleri)* Unpublished Poems of Emily Dickinson (1935; Emily Dickinson’ın Yayımlanmamış Şiirleri)* Bolts of Melody: New Poems of Emily Dickinson (1945; Ezgi Yıldırımları: Emily Dickinson’ın Yeni Şiirleri).Seçme Şiirler / Emily Dickinson / Çeviren: Dost Körpe / İthaki Yayınları / 232 s. Cumhuriyet Kitap Eki

'Brunelleschi'nin Kubbesi'

'Brunelleschi'nin Kubbesi' Popüler kültür tarihi araştırmacısı Ross King’in çalışması, Rönesans döneminin ünlü mimar ve sanatçısı Filippo Brunelleschi’nin kubbesinin yapım sürecini mimarın kişisel serüveninin yanı sıra savaşlar, siyasal entrikalar, mesleki rekabetler ve ağır çalışma koşullarını içeren toplumsal ve tarihsel arka planıyla birlikte dramatik bir anlatıma kavuşturuyor. /Archive/2021/3/23/132927059-ic1.jpgFilippo Brunelleschi, Rönesans döneminde İtalyan hümanist düşünürlerin özgün icatlara yönelik doğal yeteneği ifade etmek için türettiği ingegno yani “deha” sıfatına değer görülen ilk mimarlardan hattâ ilk sanatçılardan biri. Çoğu Ortaçağ mimarının adı dahi bilinmezken onun adına şiirler yazılmış, kitaplar ithaf edilmiş, biyografiler kaleme alınmış, büstleri ve portreleri yapılmıştır.Onunla birlikte yapı ustaları mimarlık yanında isim de yapmaya başlamış, yapıtları dünyaya bakışları, kişilikleri ve hayat hikâyeleriyle birlikte her dem yeniden okunur hale gelmiştir. Mimarın ilahi güçle hâlelendirilmesi yeni ve okuması keyifli bir efsane kültürünün de doğmasına yol açmıştır./Archive/2021/3/23/132937965-ic2.jpgFloransa’daki Santa Maria del Fiore Katedrali'nin kubbesi böyle bir okumaya izin veren ilk yapıtlardan. Yapımına 1296’da başlanan, ama aradan yüz yıldan fazla bir süre geçmesine rağmen devasa büyüklüğü nedeniyle kubbesi bir türlü tamamlanamayan katedral, dönemin yapı ustaları ve ileri gelenlerinin, çözümü için ilahi bir gücün dokunuşunu bekledikleri bir muammaya dönüşmüştür.Brunelleschi bu muammayı, üstelik dönemin inşaat tekniğinin olmazsa olmaz kabul ettiği ahşap kemer kalıbını kullanmadan, öküz-kaldıracı gibi türlü mekanik buluşlarla mucizevi bir şekilde çözmüştür.Popüler kültür tarihi araştırmacısı Ross King’in çalışması, Brunelleschi’nin kubbesinin yapım sürecini mimarın kişisel serüveninin yanı sıra savaşlar, siyasal entrikalar, mesleki rekabetler ve ağır çalışma koşullarını içeren toplumsal ve tarihsel arka planıyla birlikte dramatik bir anlatıma kavuşturuyor.Brunelleschi'nin Kubbesi / Ross King / Çev.: Belkıs Dişbudak / E Yay. / 184 s. Cumhuriyet Kitap Eki

Ali Koç: Hocamıza ve tüm teknik kadroya teşekkür ediyorum

Ali Koç: Hocamıza ve tüm teknik kadroya teşekkür ediyorum Fenerbahçe Başkanı Ali Koç Fenerbahçe Erkek Basketbol Takımı ile buluştu. Sarı-lacivertli kulüpten yapılan açıklamaya göre, eski yöneticilerden Ömer Temelli'nin davetiyle Dalyan Club'ta düzenlenen yemeğe Ali Koç'un yanı sıra genel sekreter Burak Çağlan Kızılhan, erkek basketbol şubesinden sorumlu yönetim kurulu üyesi Sertaç Komsuoğlu ile basketbol takımı katıldı.Yemekte konuşan başkan Koç, hem ING Basketbol Süper Ligi hem de THY Euroleague'de başarılı sonuçlar aldıklarını belirterek, "Artık son viraja giriyoruz. Euroleague'de müthiş bir seri yakaladık. İnşallah kazasız belasız devam ederiz. Kalan 4 maçın mümkünse hepsini ama en azından ikisini alıp, önce play-off sonra da Dörtlü Final hedefine emin adımlarla yürümek istiyoruz. Başta hocamıza, tüm teknik kadroya ve tüm sporcularımıza teşekkür ediyorum. Yolları açık, şansları bol olsun." ifadelerini kullandı.Organizasyonda yönetici Sertaç Komsuoğlu ve takım kaptanı Melih Mahmutoğlu, Ömer Temelli'ye oyuncular tarafından imzalanan Fenerbahçe Beko forması hediye etti. cumhuriyet.com.tr

İmamoğlu'ndan Galatasaray paylaşımı

İmamoğlu'ndan Galatasaray paylaşımı İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu CEV Kupası'nda 2. olan Galatasaray Kadın Voleybol takımını tebrik etti. Galatasaray Kadın Voleybol takımı CEV Kupası'nda ikinci oldu. İBB Başkanı İmamoğlu Galatasaray'ı twitter'dan tebrik etti. Kadınlar CEV Kupası'nda ikinci olan Galatasaray HDI Sigorta Kadın Voleybol Takımı'nı kutluyorum. Mücadeleniz için tebrikler. @GSVoleybol1905 ?? ???? pic.twitter.com/1TgrnsGonJ— Ekrem İmamoğlu (@ekrem_imamoglu) March 23, 2021 cumhuriyet.com.tr

SON DAKİKA... LütfüElvan'dan ekonomik reform paketi açıklaması

SON DAKİKA... Lütfü Elvan'dan ekonomik reform paketi açıklaması Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, "Ekonomi Reformlarımızın takvimini tamamladık. Bakanlığımızın internet sitesinden ulaşabilirsiniz. Hayırlı olsun" açıklaması yaptı. Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, ekonomi reformlarının takvimlerini belirlendiğini açıkladı. 10 ana başlıktan oluşan Ekonomi Reformları Eylem Planı, Hazine ve Maliye Bakanlığının internet sitesinden ilan edildi.AYRINLAR GELİYOR... cumhuriyet.com.tr

Kadınlar CEV Kupasıfinalini kaybettiler Avrupa ikincisi oldular

Kadınlar CEV Kupası finalini kaybettiler Avrupa ikincisi oldular Galatasaray HDI Sigorta, Saugella Monza'ya 3-0 yenildi ve Avrupa ikincisi oldu. İtalyan ekibi, CEV Kupasını müzesine taşıdı. /Archive/2021/3/23/215944605-galatasaray-kadinlar-cev-kupasi-finali-rovansinda-saugella-monzaya-iki-set-verdi-ve-kupada-ikinci-oldu_1.jpgSalon: Burhan FelekHakemler: Vasileios Vasileiadis (Yunanistan), Mirko Jankovic (Sırbistan)Galatasaray HDI Sigorta: Hazal Selin Uygur, Çağla Akın, Kosheleva, Ergül Eroğlu, Rykhliuk, Güldeniz Önal (Gizem Karadayı, Derya Çayırgan, İlkin Aydın, Çağla Salih, Nilay Karaağaç, Sude Hacımustafaoğlu)Saugella Monza: Begic, Heyrman, Orro, Meijners, Danesi, Van Hecke (Parrocchiale, Negretti, Obossa, Carraro, Squarcini, Orthmann, Davyskiba)Setler: 17-25, 19-25, 19-25Süre: 67 dakika (22, 23, 22) Voleybol Kadınlar CEV Kupası finali rövanş maçında İtalya temsilcisi Saugella Monza, Galatasaray HDI Sigorta'yı 3-0 yendi.İlk maçı da evinde 3-0'lık skorla kazanan Saugella Monza, bu kulvarda sezonu şampiyon tamamladı.Karşılaşmaya hızlı başlayan Galatasaray HDI Sigorta karşısında iki kez beraberliği yakalayan konuk ekip, 7. sayıda ilk kez öne geçti. Rakibinin bloklarını aşmakta ve etkili hücum üretmekte zorlanan sarı-kırmızılı takıma karşı Van Hecke ve Mejners'in sayılarıyla üstünlük kurup, farkı 7 sayıya kadar (13-20) çıkaran İtalyan temsilcisi, ilk seti 25-17 üstün bitirdi.İkinci sette savunmada etkisiz kalan sarı-kırmızılı takım karşısında oyunu domine eden ve rakibinin farkı azaltmasına izin vermeyen Saugella Monza, bu bölümü de 25-19 galip kapatarak şampiyonluğu garantiledi.Rahat bir oyun ortaya koyduğu son seti de 25-19 alan İtalyan ekibi, ikinci karşılaşmayı da 3-0 kazandı ve kupaya uzandı.Bu arada, karşılaşmayı Galatasaray Kulübü Başkanı Mustafa Cengiz, kulüp ikinci başkanı Abdurrahim Albayrak ve başkan yardımcısı Yusuf Günay da tribünden izledi.SAUGELLA MONZA KUPASINI ALDICEV Kupası finalinde iki maçta da Galatasaray HDI Sigorta'yı 3-0'lık skorlarla mağlup eden Saugella, düzenlenen törenle kupasını aldı.Burhan Felek Spor Salonu'ndaki final maçının ardından konuk ekibin sporcuları büyük coşku yaşadı.Müsabakadan sonra düzenlenen törende Galatasaray Kulübü Başkanı Mustafa Cengiz, sarı-kırmızılı oyunculara ikincilik madalyalarını takdim etti.Şampiyon olan İtalyan ekibinin oyuncuları, madalyalarını ve kupayı CEV Başkan Yardımcısı Miroslaw Przedpelski'nin elinden aldı.Final maçının en değerli oyuncusu (MVP) Saugella Monza takımından Alessia Orro oldu. AA

Galatasaray BaşkanıMustafa Cengiz’den voleybol takımına destek

Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz’den voleybol takımına destek Monza ile oynanan ve Avrupa Şampiyonluğu'nun kaybedildiği maçı Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz de izledi. Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz, kadın voleybol takımının CEV Kupası finalinde oynadığı Saugella Monza maçını tribünden takip etti.Kadınlar CEV Kupası Finali rövanşında Burhan Felek Spor Salonu’nda İtalyan ekibi Saugella Monza ile karşılaşan Galatasaray’da Başkan Mustafa Cengiz, mücadeleyi salonda takip etti. Müsabakayı ayrıca İkinci Başkan Abdurrahim Albayrak, Başkan Yardımcısı Yusuf Günay, Voleyboldan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Okan Böke ve diğer yöneticiler de tribünden izledi. Galatsaray, kupada Avrupa 2.'si oldu. İHA

MEB'den yüz yüze sınav açıklaması

MEB'den yüz yüze sınav açıklaması MEB, hazırlık, 9, 10, 11. sınıf öğrencilerinin 29 Mart'tan itibaren başlatılması planlanan sınavlarının 3 Mayıs'tan itibaren yapılacağını bildirdi. Lise son sınıfların yüz yüze sınavları devam edecek ve 16 Nisan'a kadar tamamlanacak. AYRINTILAR GELİYOR... AA

TİP Genel Başkanı'ndanİstanbul Sözleşmesi ve Merkez Bankasıkararlarına tepki

TİP Genel Başkanı'ndan İstanbul Sözleşmesi ve Merkez Bankası kararlarına tepki Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesine karşı hukuki zeminde mücadele edeceklerini belirterek Danıştay'da bu karara karşı dava açtıklarını belirtti. Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Erkan Baş, TBMM’de düzenlediği haftalık basın toplantısında gündeme ilişkin gelişmeleri değerlendirdi. Baş, İstanbul Sözleşmesi'nin AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kararıyla feshedilmesine ilişkin, 'sözleşmeden uyduruk gerekçelerle, üstelik gecenin bir yarısında sadece Erdoğan imzalı bir kararı Resmi Gazetede yayınlayarak çekildik diyorlar. Bu nüsha bir utanç belgesi olarak tarihteki yerini alacaktır!' açıklamasında bulundu. İstanbul Sözleşmesi'nden bir kişinin kararıyla çıkılmasının kadınlara karşı alınan bir karar olduğunu, bu nedenle kadın örgütleri ne karar alırsa arkasında duracaklarını ifade eden Baş, "Ortada hukuk dışı bir girişim vardır. TİP olarak bu karara karşı hukuki zeminde mücadele edeceğiz. Partili avukat arkadaşlarımızın hazırladıkları dava dilekçesini bugün itibariyle Danıştaya sunmuş durumdayız. Bu adımın hukuksuzca atılmış olması, bu iktidarın pervasızlığının ve kadınlardan duyduğu korkunun yansımasıdır" diye konuştu.SÖZLEŞMEDEN  ÇIKILMASINA KİMLER SEVİNDİ..?Son yaşanan gelişmelerle "Türkiye siyasi tarihinin utanmazlık rekorları kırıldığını" ifade eden Baş, "Milyonlarca kadın bu karara isyan ederken, İstanbul Sözleşmesi’nin feshiyle zafer çığlıkları atanlara bir bakın, kimler var aralarında, kimler sevinmiş sözleşmeden ayrılmamıza: Hilafet sevdalıları, katiller veya potansiyel katiller, şeriatçılar, tacizden ve cinsel saldırıdan yargılananlar..." ifadelerini kullandı.HDP'YE KAPATMA VE GEZİ PARKI GÜNDEMİNE DEĞİNDİGezi Parkı’nın da aralarında olduğu pek çok taşınmazın İBB’nin elinden alınması ve Gergerlioğlu'nun vekilliğinin düşürülmesine ilişkin Baş, "AKP, açıkça “Ben kendi koyduğum kurallara bile uymam, aklıma ne eserse onu yaparım” demektedir. Sayın Ekrem İmamoğlu’na karşı da, Sayın Ömer Faruk Gergerlioğlu’na karşı da AKP aynı kozu oynamaktadır aslında. Ancak maalesef AKP bu kadar açıktan oynarken, muhalefet aynı açıklıkla cevap vermekte eksik kalmaktadır. Hala ülkede hukuk varmış gibi davranmak, AKP’yi zaten baştan tanımadığı bir hukuka davet etmek olsa olsa beyhude bir çabadır" dedi.Erkan Baş, Merkez Bankası Başkanı'nın değiştirildiğini anımsatarak "Neden çorap değiştirir gibi Merkez Bankası Başkanı değiştiriliyor?" sorusunu yöneltti. Baş, "Bunun cevabı belli. Erdoğan, iyi olduğunu düşündüğü ne varsa 'Bunu ben yaptım.' diyor. Ne kadar kötü bir şey varsa da mutlaka bir suçlu ve sorumlu buluyor. Sürekli yeni günah keçileri üretiyor" diye konuştu. cumhuriyet.com.tr

EskiÜlküOcaklarıGenel BaşkanıMHP'den istifa etti: "Boşpalavralara karnım tok"

Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı MHP'den istifa etti: "Boş palavralara karnım tok" Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı yapan Alişan Satılmış, sosyal medya hesabından MHP'den istifa ettiğini duyurdu. Satılmış açıklamasında, "Boş palavralara da karnım toktur aç olan yer içer beni alakadar etmez beni bağlamaz" dedi. Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı yapan Alişan Satılmış, sosyal medya hesabından MHP ile hiçbir bağının kalmadığını duyurdu. Satılmış, “Kim kimle olur kim kimi sayar sever korur tercih eder teveccüh gösterir, beni ilgilendirip alakadar etmez ana hitap etmeyen kutsal kabul ve yüklemlerin bende hiçbir karşılığı yoktur. Boş palavralara da karnım toktur aç olan yer içer beni alakadar etmez beni bağlamaz” ifadelerini kullandı. Alişan Satılmış’ın açıklaması şöyle:“MHP’nin anlam yüklemenin, kişisel düşünce akıl fikir hedef hiyerarşisinde şahsıma yönelik hiçbir katma değer ilgi ve irtibatının yansımadığını, tercih ve kabullerle görüp yaşadığımdan kurumsal yapıyla bağımı kesip tüm yükümlülüklerden vazgeçtiğimi bildiriyorum. Bundan sonra özgül ağırlığımın karşılık bulduğu kıymet atfettiği ilgi ve ilişkileri önemseyip ölçü muhafazasında değer eksenli kişisel aidiyet bağımın yükümlülüğünde konumlanacağının da bilinmesini isterim.“MHP'NİN YÜKLEM VE YÜKÜMLÜLÜKLERİ BENİ BAĞLAMAMAKTADIR”Bundan sonra aidiyet bağımı kestiğim Milliyetçi Hareket Partisi’nin yüklem ve yükümlülükleri beni bağlamamaktadır. Kimsenin üst başlık hatırlatmalarıyla içeriksiz fonksiyonellik arzeden kavram tanım anlam işaretlemeriyle akıl danelik ederek ideal gözlemci rolüyle hatırlatıcılık etmeye kalmamasını hasseten rica ederim. İsnatlı isnatsız haklı haksız bir konumlamaya tabi olmadan tabi tutulmadan var olma karar ve azmindeyim. Kim kimle olur kim kimi sayar sever korur tercih eder teveccüh gösterir, beni ilgilendirip alakadar etmez ana hitap etmeyen kutsal kabul ve yüklemlerin bende hiç bir karşılığı yoktur. Boş palavralara da karnım toktur aç olan yer içer beni alakadar etmez beni bağlamaz.Benim için bundan sonra tüm alan ve anlam yüklemleri, 'Paris neredeyse Fransa orasıdır' İşaret anlamı hükmü taşımaktadır. Velhasıl Ülkücü neredeyse dava oradadır. Dava neredeyse davada oradadır.” ANKA




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter