News - Haberler
Feminist yazar Simone de Beauvoir'ın Violette Leduc'a yazdığımektuplar 56 bin Avro'ya satıldı
Feminist yazar Simone de Beauvoir'ın Violette Leduc'a yazdığı mektuplar 56 bin Avro'ya satıldı figure > Fransız feminist yazar Simone de Beauvoir'ın romancı Violette Leduc'a yazdığı 297 mektup 56 bin 700 Avro'ya (537 bin TL) satıldı. Müzayede evi yaptığı açıklamada mektupların "Karşılıksız aşkı, şefkat ile hayranlığın güvensizlikle karıştığı belirsiz bir ilişkiyi" yansıttığı aktarıldı. /Archive/2020/12/18/120853468-2efde1eb-79c5-433f-9e2d-0d915d983e9e36285128.jpgSimone de BeauvoirSimone de Beauvoir'ın kendisine platonik aşk besleyen romancı Violette Leduc'a yazdığı 297 mektup, Sotheby’s Müzayede Evi’nde satışa çıkarıldı. Daha önce yayımlanmamış 297 mektup açık artırmada 56 bin 700 Avro'ya (537 bin TL) satıldı.NTV'nin haberine göre, Sotheby’s tarafından yapılan açıklamada mektupların "Karşılıksız aşkı, şefkat ile hayranlığın güvensizlikle karıştığı belirsiz bir ilişkiyi" yansıttığı belirtildi./Archive/2020/12/18/121029749-eabb81ab-0abd-4e98-b434-9a087b4cf2fc36285129.jpgEdebiyat ve feminizm temalı mektuplardan Simone de Beauvoir’ın Leduc ile romantik ilişkiyi reddettiğinin de anlaşıldığı bildirildi. Feminist yazarın 1945’te tanıştığı Leduc için "İlginç bir kadın" dediği, kendisine duyduğu aşkı "serap" olarak nitelediği ve ona mektuplarıyla edebi destek verdiği kaydedildi. İkilinin dostluğunun yıllarca sürdüğü, mektuplaşmanın Leduc’un ölümünden bir ay öncesine kadar devam ettiği açıklandı. Violette Leduc 1972’de, Simone de Beauvoir 1986’da hayatını kaybetti./Archive/2020/12/18/121048109-violette.jpgFransız yazar Violette Leduc otobiyografik romanı "L’Affamee"nin el yazmasını Simone de Beauvoir’a göndermişti. Leduc bu romanda Beauvoir’a duyduğu aşkı anlatıyordu. Beauvoir, Leduc'ün yazıp kendisine yolladığı metinleri hayat arkadaşı ünlü filozof Jean-Paul Sartre, yazarlar Albert Camus ve Jean Genet’ye de okutuyordu. Amacı, Leduc’ün tanınmasına destek olmaktı. Hayatının son yıllarına kadar edebiyatta ünlenemeyen Leduc ile Beuvoir'ın ilişkisi 2013 yapımı "Violette" filmine konu olmuştu. cumhuriyet.com.trTrabzon Akçaabat'ta,özelöğrenci yurdunda kumar oynayan 53 kişiye 166 bin 950 lira ceza kesildi
Trabzon Akçaabat'ta, özel öğrenci yurdunda kumar oynayan 53 kişiye 166 bin 950 lira ceza kesildi figure > Trabzon'da özel öğrenci yurdunda kumar oynayanlara yönelik düzenlenen operasyonda 53 kişiye, kumar oynamak ve sosyal mesafeyi ihlalden 166 bin 950 lira para cezası verildi. Trabzon Emniyet Müdürlüğü ekiplerince, Akçaabat ilçesinde bir özel öğrenci yurdunda kumar oynatıldığı istihbaratı üzerine operasyon düzenlendi.Operasyonda, kumarhaneye çevrilen yurtta kumar oynayan 53 kişi suçüstü yakalandı.Yakalanan kişilere, kumar oynamak ve Covid-19 tedbirleri kapsamında sosyal mesafe kuralını ihlalden 166 bin 950 lira para cezası uygulandı.Yurtta yapılan aramada, ruhsatsız tabanca ve 6 fişek ile kumar malzemeleri ele geçirildi. AASiirt'teki depremde 737 hasarlıbina tespit edildi
Siirt'teki depremde 737 hasarlı bina tespit edildi figure > Siirt'in Kurtalan ilçesinde meydana gelen 5 büyüklüğündeki depremde 680 az hasarlı, 5 orta hasarlı ve 52 ağır hasarlı bina tespit edildi. Siirt'in Kurtalan ilçesinde 3 Aralık'ta meydana gelen 5 büyüklüğündeki depremin ardından başlatılan hasar tespit çalışmaları sürüyor.Çevre ve Şehircilik Bakanlığı himayelerinde ve Siirt Valiliği koordinasyonunda yapılan ve 40 teknik personelin katıldığı çalışmalar kapsamında bugüne kadar 1794 bina kontrol edildi.Hasar tespit çalışmaları sonucunda, Siirt il merkezinde, Kurtalan ilçe merkezi ve köylerinde ile Baykan ilçe merkezi ve köylerinde 680 az hasarlı, 5 orta hasarlı ve 52 ağır hasarlı bina belirlendi. AABursa'da yine sahte alkol faciası: 2 kişinin hayati tehlikesi sürüyor
Türkçe Haberler En Son Başlıklar Bursa'da yine sahte alkol faciası: 2 kişinin hayati tehlikesi sürüyor figure > Bursa'da sahte alkol kullanarak zehirlendiği iddia edilen 2 kişi hastaneye kaldırıldı. Yoğun bakıma alınan Mehmet S.(62) ve Kenan Ç.(56)’nin körlük yaşadığı ve hayati tehlikelerinin sürdüğü öğrenildi. Olay, Osmangazi ilçesi Kuruçeşme Mahallesi Sakarya Caddesi’nde meydana geldi. Akşam saatlerinde evinde içki içen Mehmet S. saat 04.30 sıralarında fenalaştı. Evde bulunan akrabalarının ihbarı üzerine olay yerine polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Sağlık ekiplerinin olay yerindeki ilk müdahalesinde körlük yaşadığı tespit edilen Mehmet S., Çekirge Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı.PET ŞİŞE İÇERİSİNDEKİ MADDEDEN ALINAN NUMUNE İNCELEMEYE ALINDIİnegöl’ün kırsal Konurlar mahallesinde gece saatlerinde meydana gelen olayda ise Kenan Ç., henüz nereden aldığı tespit edilemeyen pet şişedeki içkiyi içti. Bir süre sonra fenalaşan ve körlük yaşayan Kenan Ç. akrabaları tarafından İnegöl Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Tedavi altına alınan Kenan Ç.’nin sahte alkol nedeniyle zehirlendiği tespit edildi. Sahte alkol olduğu iddia edilen pet şişeden numune alan ekipler maddeyi incelenmek üzere İlçe Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’ne teslim etti.Yoğun bakıma alınan Mehmet S. ve Kenan Ç.’nin sağlık durumlarının ciddiyetini koruduğu öğrenildi. Polis iki olayla da ilgili soruşturma başlattı. DHA10 kat daha fazla Covid-19’a yakalanan sağlıkçalışanlarının kayıplarıartıyor
10 kat daha fazla Covid-19’a yakalanan sağlık çalışanlarının kayıpları artıyor figure > 130’a yakın ülkede meslek hastalığı olarak kabul edilen Covid-19 nedeniyle sağlık çalışanlarının kayıpları artıyor. 10 kat daha fazla Covid-19’a yakalanan sağlık çalışanlarının salgın boyunca kayıpları toplamda 263’e ulaştı. Sadece 3 günde 18 sağlık çalışanı yaşamını yitirdi. Koronavirüs pandemisinde hemen her gün bir ya da birden fazla sağlıkçının ölümü gündeme geliyor. Salgının başından bu yana koronavirüs nedeniyle yaşamını yitiren hekim sayısı 100’ü aştı, sağlık çalışanı sayısı toplamda 263’e ulaştı. Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı açıklamalara göre Covid-19’dan enfekte olan sağlık çalışanı sayısı 120 bini aşmış durumda. Dün de Denizli’de işyeri hekimi Dr. Cesur Ayaslan ve diş hekimi Dt. Mustafa Kütahneci, Sakarya’da eczacı Kamer Oktayoğlu ve İstanbul’da diş hekimi Güray Bozkurt koronavirüs nedeniyle yaşamını yitirdi. Böylece son 3 günde yaşamını yitiren sağlıkçı sayısı 18’e yükseldi. Sağlıkçıların toplumun diğer kesimlerine göre 10 kat daha fazla virüse yakalandığına dikkat çeken Türk Toraks Derneği’nden yapılan açıklamada dünya genelinde 130’a yakın ülkede Covid-19’un meslek hastalığı olarak kabul edildiğine dikkat çekildi. Açıklamada “Sağlık çalışanları ve riskli meslek grupları için diğer birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de Covid-19 hastalığı meslek hastalığı olarak tanımlanmalı; SGK ve Sağlık Bakanlığı’nın uygulanması gereken prosedür netleştirilmeli ve hızlandırılmalıdır†denildi. Sibel BahçetepeProf. Dr. Kara: Aşıönce büyüklere
Prof. Dr. Kara: Aşı önce büyüklere figure > Bilim Kurulu üyesi Prof. Kara, aşılama stratejisini anlattı: Hastalığı ağır geçirme riski yüksek grupların öncelikle aşılanması hedeflendi. Bunlar 65 yaş üstü ile sağlık çalışanları. Böylece kayıplar azalacak. Yüzde 80 aşılama bizi rahatlatacak. Bilim Kurulu önceki gün aşı gündemiyle toplandı. Toplantı sonrası Cumhuriyet’e konuşan Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ateş Kara, Türkiye’nin aşılama planına ilişkin, “Biz hastalığı ağır geçirme riski yüksek olan grupları aşılamayı hedefledik. Bunlardan birisi hastalığı ağır geçirme ve kayıp riski yüksek olan 65 yaş ile üstü oluyor. İkincisi de sağlık çalışanları. Bu iki grubun hemen aşılanmasını planlıyoruz†bilgisini paylaştı. Türkiye’ye ilk etapta bu ay içinde 10 milyon doz inaktif aşı (Çin aşısı) gelmesi hedeflendiğini belirten Kara, “Ocak başına doğru da 1.5-2.5 milyon doz arasında da BionTech’in aşısının gelmesi planlanıyor. Moderna aşısı için de görüşmeler var ama ABD çıkışına çok fazla izin vermiyor. Aşılama oranını yüzde 60’ın üzerine çıkarmamız gerekiyor. Eğer bu rakamı yüzde 80’lerin üzerine de çıkartırsak o zaman maskeden ve mesafeden rahatlarız†dedi. Prof. Dr. Kara, “Elde ettiğimiz veriler, aşının hastalığın ağır geçirilmesini önlediğini gösteriyor. Bulaşmayı önleyip önlemediğine ilişkin şu an bir verimiz yok, belki bulaşı da önleyecek†dedi. Prof. Dr. Kara, “Bugün ‘300 milyon doz aşı aldık’ diye açıklayanlar olabilir. Önemli olan şu Ocak-Şubat aylarında hastalığı ağır geçirecek kişileri aşılayabilmektir. Ondan sonra hayatı normale getirmek için aşılama yapmalıyız. Türkiye kısa sürede yüksek dozda aşı alarak avantajlı oldu†dedi. Türkiye’nin 50 milyon doza yakın inaktif aşıyı şubata kadar temin etmeyi hedeflediğini aktaran Kara, “25 milyona yakın doz mRNA aşısını da nisana kadar temin etmek hedefleniyor. Türkiye farklı firmalarla da görüşüyor. Yerli aşımız için de her şey sorunsuz giderse nisan ayında hazır olabilir deniyor ama bu mayıs, haziran da olabilir†ifadelerini kullandı. Sarp Sağkalİşte AKP’li Hamza Yerlikaya’nın sahte diploma davasının kararı: Diplomasısahte
Ä°ÅŸte AKP’li Hamza Yerlikaya’nın sahte diploma davasının kararı: Diploması sahte figure > CumhurbaÅŸkanı BaÅŸdanışmanı, Gençlik ve Spor Bakan Yardımcısı, Vakıfbank Yönetim Kurulu BaÅŸkan Yardımcısı, eski AKP milletvekili ve eski güreşçi Hamza Yerlikaya’nın yargılandığı mahkemenin kararına Cumhuriyet ulaÅŸtı. Karara göre, ortaokul mezunu Yerlikaya, sahte lise diploması kullanmış. CumhurbaÅŸkanı BaÅŸdanışmanı, Gençlik ve Spor Bakan Yardımcısı, Vakıfbank Yönetim Kurulu BaÅŸkan Yardımcısı, eski AKP milletvekili Hamza Yerlikaya’nın belgede sahtecilik suçundan yargılandığı davada mahkemenin kararına Cumhuriyet ulaÅŸtı. Kararda, “Mevcut delil durumuna göre ancak sanığın sahte olan diplomayı bilerek kullandığı söylenebilir†denildi./Archive/2020/12/18/013412822-s4-manset-rnk-.jpg/Archive/2020/12/18/013413885-s4-manset2-rnk-.jpgKararda Yerlikaya’nın “resmi evrakta sahtecilik†yaptığı ortaya konurken, mahkeme hükmü erteledi. Bu ertelemeyle Yerlikaya cezadan kurtulmuÅŸ oldu. En son Vakıfbank Yönetim Kurulu’na atanmasıyla büyük tepki çeken Yerlikaya’nın sahte diploma nedeniyle yargınlandığı ortaya çıkmıştı. TBMM’nin sitesinde üniversite mezunu olarak görülen Yerlikaya, AKP’nin resmi sitesinde ise lise mezunu olarak yer alıyor. Yerlikaya’nın üniversiteye meslek lisesinden aldığı sahte diplomayla kayıt yaptırdığı için açılan davada Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2001’de verdiÄŸi gerekçeli kararında ÅŸunlar kaydedildi:“GüreÅŸ sporunda dünya ve olimpiyat ÅŸampiyonu olan sanık aÅŸamalardaki savunmalarında tanımadığı bir ÅŸahsın kendisine gelerek neden yüksek tahsil yapmadığını sorduÄŸunu, ortaokul mezunu olduÄŸunu, lise mezunu olmadığından yüksek tahsil yapmadığını söylediÄŸini, diÄŸer ÅŸahsın bunu hallederiz diye söylediÄŸini daha sonra bu ÅŸahsın Ä°mrahor Meslek Lisesi’nden alınmış diplomayı kendisine getirerek verdiÄŸini, bu diploma ile Gazi Ãœniversitesi Beden EÄŸitimi ve Spor Yüksekokulu’na kaydını yaptırdığını savunmuÅŸtur. Sanığın kullandığı diplomanın sahte olup bu, sahteliÄŸi yapanlarla dayanışma içine girdiÄŸine, bu suça katıldığına dair herhangi bir delil yoktur. Mevcut delil durumuna göre ancak sanığın sahte olan diplomayı bilerek kullandığı söylenebilir.â€ERTELEME Ä°LE KURTULUÅžGerekçeli kararda; “... Sanığın daha önce bir aftan veya koÅŸullu salıvermeden yararlanmamış oluÅŸu gözetilerek sanık hakkındaki kamu hukuku davasının kesin hükme baÄŸlanmasının ertelenmesine, sanığın 5 yıl içerisinde aynı cins veya daha ağır ÅŸahsi hürriyeti baÄŸlayıcı cezayı gerektiren bir suç iÅŸlediÄŸi takdirde kovuÅŸturmanın sürdürülmesi için karar örneÄŸinin Cumhuriyet BaÅŸsavcığı’na gönderilmesine†hükmedildi.HKP ‘YARGILAYIN’ DEDÄ°Halkın KurtuluÅŸ Partisi (HKP), “resmi belgede sahtecilikâ€, “bankacılık kanuna muhalefetâ€, “görevi kötüye kullanma†ve “nitelikli dolandırıcılık†gerekçeleriyle Ankara Cumhuriyet BaÅŸsavlığı’na suç duyurusunda bulundu. Savcılıktan soruÅŸturmayı tüm bu yönlerden derinleÅŸtirmesini isteyen HKP avukatları, Yerlikaya ile birlikte “sahte diplomayı kabul ederek hukuka aykırı kayıt yapan, diplomalar veren ve bu diplomaları kabul eden yahut Yerlikaya’yı atayan kiÅŸiler†için de “görevi kötüye kullanma†ve “resmi evrakta sahtecilikâ€ten dava açılmasını istedi. Dilekçede suçlar şöyle nitelendi:Resmi Belgede sahtecilik: Yasaya göre resmi belgeyi kullanan kiÅŸi kamu görevlisi olması durumunda 3 ila 8 yıl arasında cezalandırılır. MilletvekilliÄŸi, CumhurbaÅŸkanı BaÅŸdanışmanlığı bir kamu görevi olmakla şüpheli hakkında bu maddeden kamu davası açılması gerekirBankacılık Kanununa muhalefet: Yasaya göre genel müdür yardımcılarının en az 7 yıllık mesleki deneyime sahip olması ve yine en az lisans düzeyinde (hukuk, iktisat, maliye, bankacılık, iÅŸletme, kamu yönetimi ve dengi alanlar ile mühendislik alanında linsans düzeyinde öğretim görenlerin ise belirtilen alanlarda lisansüstü öğretim görmüş olmaları ve bankacılık veya iÅŸletmecilik alanında en az 10 yıllık mesleki deneyime sahip olmaları) öğrenim görmüş olmaları ÅŸarttır. Düzenlenen lise diplomasının sahte olması sebebiyle sahtecilik suçundan hüküm giydiÄŸi açık olduÄŸuna göre Vakıfbank Yönetim Kurulu üyeliÄŸine atanması mümkün deÄŸildirNitelikli dolandırıcılık: Bankacılık kanununa aykırı olarak ve hileli hareketleriyle oraya atanmakla bu suçu iÅŸlemiÅŸtir. Görevinin derhal düşürülmesi gerekir. Kamu bankası olan kurumdan almış olduÄŸu her türlü ücretin iadesi kamu zararı nedeniyle talep edilmelidir. Yine bu nedenlerle milletvekilliÄŸi dahil tüm görevlerindeki iÅŸlemleri, imzaları yok hükmündedir. Hepsi geriye doÄŸru araÅŸtırılmalı, ödemeler ve varsa baÅŸka giderler faiziyle geri alınmalıdır.Görevi kötüye kullanma: Ggörevlerinin gereklerine aykırı hareket ederek kiÅŸilerin maÄŸduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kiÅŸilere haksız menfaat saÄŸlayan kamu görevlisi 2 yıla kadar hapis ile cezalandırılır. Ä°klim ÖngelAKP’de iki tutuklama ve ihraç
AKP’de iki tutuklama ve ihraç figure > Kemalpaşa’da AKP ilçe yöneticileri İnce ve Boytepe tutuklandı. İnce’nin, çocuk istismarında bulunduğu, Boytepe’nin ise trans arkadaşını öldürdüğü öne sürüldü. Boytepe “intihar†dedi. AKP, iki ismi ihraç etti. İzmir’in Kemalpaşa ilçesi AKP ilçe yöneticisi Dursun Ali İnce (70), üvey kız çocuğuna cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla, partinin bir başka yöneticisi Nihat Boytepe ise trans arkadaşının ölümüne neden olduğu iddiasıyla tutuklandı. AKP İlçe Yönetim Kurulu Üyesi İnce’nin, imam nikâhlı ikinci eşinin kızına cinsel istismarda bulunduğu iddia edildi. Şu anda 13 yaşında olan çocuğun uzun süredir istismara uğradığı kaydedildi. Olayın geçen hafta ortaya çıktığı belirtilirken Kemalpaşa Cumhuriyet Başsavcılığı İnce hakkında soruşturma başlattı. İnce, tutuklanarak cezaevine konuldu. AKP’li diğer yönetici Boytepe ise iddiaya göre yaklaşık iki ay önce Bayraklı ilçesinde buluştuğu trans arkadaşını tabancayla kafasından vurarak öldürdü. Kemalpaşa İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne giden Boytepe’nin WhatsApp mesajlarını sildiği, ifadesinde arkadaşını kendisinin öldürmediğini, yanındayken intihar ettiğini söylediği kaydedildi. Savcılığın soruşturmasının ardından Boytepe, “Ölüme sebebiyet vermek†gerekçesiyle tutuklandı. Boytepe’nin Facebook sayfasında tabancasıyla çekildiği fotoğraflar paylaştığı ortaya çıktı. CHP Kemalpaşa İlçe Başkanı Ahmet Cemil Balyeli tutuklamalarla ilgili, “Uzun süredir ülkeyi yöneten iktidar partisi mensuplarının geldiği ahlaki çöküntü had safhaya gelmiştir†dedi. Balyeli, AKP’nin bu olaylar karşısında önce sessiz kaldığını, olay bilgilerinin ortaya çıkması üzerine iki şahsın disiplin kuruluna sevk edildiğini söyledi. AKP Kemalpaşa İlçe Başkanı Bülent Aksakal, dün yaptığı açıklamada iki üyenin de partiyle olan ilişkilerinin kesildiğini belirterek, “İlgili kişilerin istifaları ilçe başkanlığımızca alınarak üyelikleri düşürülmüş ve bu kişilerin partimizle ilişiği kalmamıştır†dedi. Mehmet İnmezİlhan Selçuk’tan Eyüboğlu’na
Ä°lhan Selçuk’tan EyüboÄŸlu’na figure > 26 Ocak 1974’te kurulan birinci Ecevit Hükümeti’nin, Ecevit’li CHP Erbakan’lı MSP koalisyonunun göreve baÅŸlaması ile duyurulan ortak ilkelere iliÅŸkin protokol metninin içeriÄŸi, besbelli 12 Mart’ın sol gösterip saÄŸ vuran askeri ve sivil siyasal yapıları içindeki kadrolar, liderlikler üzerinde yarattığı ÅŸok etki, dip dalgaları önemliydi. Ancak geri dönüş yansımaları öncelikli en yakın Yunanistan, Kıbrıs, AB ülkeleri derken, daha geniÅŸ dip dalgaları ile dünyayı yönetme iddiasındaki Amerika’dan gelecekti.. Hükümetin ilk icraatları sıralamasında haÅŸhaÅŸ ekimi ön alınca, Amerika’dan çok ÅŸiddetli yaptırım kararları gelince, restler büyüdü.. Yabancı petrol ÅŸirketlerinin fiyatları yükseltme, ürün satmama, petrol getiren gemiyi geri çevirme üzerinden çatışmalar çok sert yaÅŸandı. Suudiler Amerikan ÅŸirketlerinin dayatmalarının dışına çıkamayınca, gerilim tırmandı. SavaÅŸ gemileri korumasında Çandarlı ile petrol arama, yabancı petrol ÅŸirketlerini devletleÅŸtirme resti.. zoraki bir uzlaÅŸmanın yolunu açtı./Archive/2020/12/18/024051917-sukran1.pngEcevit’li CHP, Erbakan’lı MSP koalisyon kuruluÅŸunun aylar süren çalışmaları, kuruluÅŸ protokolünün içeriÄŸi, dünyayı yönetme tutkusunda dur durak bilmeyen Amerika’yı hemen harekete geçirmiÅŸti. Önce Amerikan petrol ÅŸirketlerinin fiyat zamları, olmadı ürün satmama, boykot eylemleri gözlemlendi. Petrol zammı kapıya dayanmıştı. Aylarla, yaÅŸamın her alanına yansıyacak, yayılacak, yapılmak istenenleri, hükümetin aldığı kararları yıkmaya yönelik bir savaÅŸ baÅŸlıyordu./Archive/2020/12/18/024050401-sukran2.pngKurulmaya çalışılan Ecevit Hükümeti programlarına yönelik Amerika odaklı savaÅŸ ilanına geçmeden, bugünler için de herkesi acı acı gülümsetebilecek bir Amerika merkezli haberle girmek istedim.. 11 Ocak 1974 tarihli birinci sayfamıza giren dış haberler servisimizin haberine, “Amerikan ÅŸirketleri petrol üreten Arap ülkelerinde sanayi kurmak üzere harekete geçti†propogandasının haberi var. GiriÅŸinde kendi fabrikalarına yakıt bulmakta güçlük çeken bazı ÅŸirketlerin, petrol zengini Suudi Arabistan’a milyon dolarlık fabrikalar kurmaya hazırlandıkları duyuruluyor. Günümüz Suudi Arabistanı’nda fabrikalardan geçilmiyor deÄŸil mi! Paylaşılması gerekli 20 Ocak 1974 tarihli haberimiz, o günlerin ülkemiz gündeminden. 12 Mart’ın dönemine hizmet eden geçiÅŸ hükümetleri sıralamasında iki kez Nihat Erim, Ferit Melen’den sonra dönemin dördüncüsü Talu hükümeti, zorlandığı petrol zammını CHP-MSP hükümetine bırakmak istiyor. Bakanlar Kurulu’nun bir gün önce yaptığı toplantıya iliÅŸkin açıklamada Naim Talu hükümetinin istifasının 23 Ekim’de CumhurbaÅŸkanı tarafıdan kabul edildiÄŸi hatırlatılıyor.. Alınması gerekli icra kararları arasında sayılan petrol zammının da bunlar arasında olduÄŸu duyuruluyor. Pancar fiyatına da zam yapılmayacağı, ÅŸeker fiyatının da artırılmayacağı açıklanıyor. Ecevit’li CHP, Erbakan’lı MSP koalisyon hükümetinin kuruluÅŸu, kuruluÅŸ protokolünde yapılacak iÅŸlerin ayrıntılı raporu olmak üzere 26 Ocak 1974 tarihi ile geçerlilik kazanıyor./Archive/2020/12/18/024041995-sukran3.png12 Åžubat 1974 tarihli Cumhuriyet’te Ecevit, Cumhuriyet’in Ankara Temsilcisi Kemal Aydar’a verdiÄŸi özel demeçte “demokratik sol kavramının aydınlanma, aklanma sürecine girildiÄŸini†açıklıyor. “Türkiye’de bozuk düzenin, sömürünün, halk ve devlet sırtından aşırı ve haksız kazanç saÄŸlayabilme olanaklarının kaldırılması, demokratik özgürlüklerin önünün açılması†yolundaki çalışmaları özetliyor. 14 Åžubat tarihli Cumhuriyet’in manÅŸetinde ise Talu Hükümeti’nin yeri belirsiz projeye teÅŸvik belgesi verilen yolsuzluk haberine yer verilmiÅŸ. Erdal Öz’ün, dönemin acı yaÅŸanmışlıklarının romanı “Yaralısın†Cumhuriyet’te yayımlanmaya baÅŸlıyor. Turhan Ilgaz, yazarının deÄŸerlendirmesini özetlerken “büyük fırtınaya karşı ayakta durabilmenin yollarını araÅŸtıran roman†saptamasını yapıyor. YaÅŸar Kemal, “insanlık adına bir utancın romanıdır†diyor. Günler içinde devam eden haberlerin bütününde, 12 Mart döneminde açılmış yaraların kimilerinin kapanabilmesi, onarımlara dönük çabaların örnekleri gündeme geliyor. Gümrüklerde birikmiÅŸ araçların satılması, televizyonların köylere verilmesi kararları yer alıyor../Archive/2020/12/18/024042605-sukran4.pngHÃœKÃœMETÄ°N HAÅžHAÅž EKÄ°MÄ° KARARINA KARÅžI, AMERÄ°KA’NIN TÃœM AMERÄ°KAN ASKERÄ° VE EKONOMÄ°K YARDIMININ KESÄ°LMESÄ° TEHDÄ°DÄ°16 Åžubat 1974 tarihli sayfa kupürümüzde haÅŸaÅŸ ekimine baÅŸlanacağının haber kupürü ve koÅŸulları var. Ali Ulvi’nin aynı günlü, aynı sayfada yayımlanan karikatürü ile birlikte paylaşıyoruz. Tepkisi çok sert Amerikan Kongresi’nden geliyor. Arkadaşımız Ãœmit Gürtuna’nın 15 Mart tarihli haberinde, DışiÅŸleri uyarısına karşın Türkiye’ye gelen Kongre üyelerine hiçbir ödün verilmeyeceÄŸi belirtiliyor. HaÅŸhaÅŸ yasağı kaldırılırsa, Türkiye’ye yapılan tüm Amerikan askeri ve ekonomik yardımının kesilmesinin isteneceÄŸi bildiriliyor. Büyükelçilik, Amerikan Kongresi arasında iÅŸleyen trafiÄŸin ayrıntılı açıklamalarına yer veriliyor./Archive/2020/12/18/024055229-sukran5.png25 Mart tarihli haberimizde, devlet üretme çiftliklerinde baÅŸlayan haÅŸhaÅŸ ekiminin fotoÄŸraflı haberi var. 17 Nisan tarihli haberimizde Turan GüneÅŸ, Kissinger’a “HaÅŸaÅŸ ekmeyeceÄŸiz diyemeyiz, ancak zarar görülmesi önlenecek†dedi. 11 Mayıs tarihli haberimizde GüneÅŸ: “HaÅŸhaÅŸ yasağını sürdürmek için ABD’den yardım almak bir çeÅŸit dilenciliktir†diyor. 2 Temmuz tarihli haber kupürümüzde ise haÅŸhaÅŸ ekimi yasağının kaldırıldığının haberi veriliyor. 6 Temmuz tarihli haberimize göre ise Amerika, “HaÅŸhaÅŸ için istiÅŸare†gerekçesiyle büyükelçisini geri çağırıyor. Ecevit, kararın demokratik ülkeler halklarınca anlayışla karşılanacağını söylüyor. BM’den bir uzmanlar heyeti çağırıyor./Archive/2020/12/18/024053354-sukran6.pngHükümeti petrol fiyatları üzerinden yıpratma, yıkma savaÅŸlarında, Amerika petrol ÅŸirketlerini, Suudi yönetimlerini de kullanarak ön almakta sınır tanımıyor.1 Mayıs 1974 tarihli, arkadaşımız Ãœmit Gürtuna’nın Riyad’dan verdiÄŸi haberden, BaÅŸbakan Yardımcısı Erbakan’ın Riyad’a gittiÄŸini, petrol fiyatları üzerinden Türkiye’nin zorlanmasına karşı çözüm arayışı içinde olduÄŸunu öğreniyoruz. Ä°lk görüşmelerin, pazarlıkların sonuçları olumsuz. S. Arabistan, Türkiye’ye ek petrol satışında Aramco’nun aracılığını ÅŸart koÅŸuyor. Kredi anlaÅŸmaları üzerinden de Türkiye’nin teklifleri çok fazla kabul görmüyor. Erbakan, her dönem Türkiye’nin Ä°slam dünyasının yanında durmasına karşın, yapıcı yanıtlar alınmamasında sitemkâr oluyor. Arkadaşımızın 2 Mayıs tarihli haberinin baÅŸlığı biraz daha olumlu, petrol konusunda anlaÅŸmaya varıldığını, alınacak petrol ve sonuç fiyatları konusunda Türkiye’nin istediklerine yanıt verilmemiÅŸ olsa da belirli iyileÅŸmeler yapıldığının ayrıntılarını aktarıyor. Hemen yanında Hacı Ali Demirel’in usulsüz kredilerle ilgili yayınlar konusunda açtığı davayı kaybetmesi haberi ise tamamen bir rastlantı. 3 Mayıs tarihli haberimizde de S. Arabistan’ın petrol alımı ile ilgili isteÄŸimiz konusunda karar veremediÄŸi bilgisi var. 5 Mayıs tarihli Cumhuriyet’te yer alan haberde ise Senato’da AP Sözcüsü Ä°nan tarafından, Erbakan’ın S. Arabistan’daki davranışları eleÅŸtiriliyor. Erbakan, bu eleÅŸtirilere 6 Mayıs tarihli gazetemizde de yer alan habere göre yanıt verirken, “Eli boÅŸ döndü†diyenlere “Bre mübarek, ben petrol tankeri deÄŸilim†cevabını veriyor. Aynı tarihi taşıyan Ãœmit Gürtuna’nın, “Erbakan’ın gezisi ve oyun içinde oyun†baÅŸlıklı deÄŸerlendirmesinde, “Suudi Arabistan’da iÅŸe yarayan insan dahil her ÅŸey ithal malı†baÅŸlığı var. Petrol savaÅŸlarının sonrası geliÅŸmeleri, sayfa kupürleri ile bir fotoroman gibi de izleyebiliriz.../Archive/2020/12/18/024050854-sukran7.pngAraya yer kazanmak üzere birkaç haberin geliÅŸmesini katabiliriz. 4 Haziran tarihli haberimizde Enerji Bakanı, BP ve Mobil ÅŸirketlerini suçlayarak “Yanlış zamanda yanlış kararlar aldılar†diyor. 5 Haziran günlü haberlerimizde Petkim-Ä°ÅŸ Sendikası, ATAŞ’ın hemen devletleÅŸtirilmesini öneriyor. Görevini tamamlayan Çandarlı gemisi geri dönüyor./Archive/2020/12/18/024051276-sukran8.png6 Haziran günlü haberimizde Ali Sirmen’in Ege’de kıta sahanlığı kavgası yazısı var. Altındaki haberde Çandarlı’nın yeniden Ege’ye açılacağı duyuruluyor. 8 Haziran günlü sayfamızda Türkiye’nin kıta sahanlığının Yunanistan yakınlarına kadar uzandığı açıklanıyor. Ãœmit Gürtuna’dan ayrıca Ege’de petrol aramayı AP iktidarının reddettiÄŸi özel haberi var. 18 Haziran günlü haberimizde ise Yılmaz GümüşbaÅŸ imzasıyla, hükümetin ATAŞ’ın 270 günlük yasal sürenin sonunda devletleÅŸtirileceÄŸini, iki ÅŸirkete resmen bildirdiÄŸi duyuruluyor. 14 Haziran günlü haberde BP ÅŸirketi bugünün fiyatlarıyla ikmal yapamayacağını bayilerine duyuruyor. 15 Haziran günlü haberimizde Mobil de yakıt ikmalini kesiyor, halkın ve sanayinin ihtiyacı devletçe karşılanıyor. 16 Haziran günlü kupürümüzde, Çandarlı için yeni bir nota var. 18 Haziran günlü haberimizde Mobil ve BP’nin hükümetin istediÄŸi ÅŸartları kabul ettiklerinin haberi var. ATAŞ’ın bir gün sonra eski fiyatlarla üretime devam edeceÄŸi duyuruluyor./Archive/2020/12/18/024051479-sukran9.pngÄ°LHAN SELÇUK’TAN SABAHATTÄ°N EYÃœBOÄžLU’NUN “FIRILDAKLARâ€INASizinle paylaÅŸacağım 4 Kasım 1971 tarihli Cumhuriyet’in birinci sayfasında yayımlanmış bu fotoÄŸraflı haber kupürünün, rahatça okunabilen baÅŸlıkları ve paylaşılmış fotoÄŸrafından da kolayca anlaşılacağı üzere, EyüboÄŸlu, Günyol ve Azra Erhat’ın tahliye ediliÅŸlerinin gecesinden alıntı. Aslında Harun Karadeniz’in kansere yakalandığı biline biline tedavisinin engellenmesi kasıtlı, geliÅŸmelerin özetlendiÄŸi 11 Aralık tarihli sayfaya sığdıramadığımız haber kupürlerinin içinde kalmıştı. Üç ünlü aydınımızın tahliyesine karar verilen duruÅŸmada mahkeme ayrıca, sanık Y. Müh. Harun Karadeniz’in saÄŸlık hususunun da dikkate alınması için, durumu sıkıyönetim komutanlığına bildirme kararını da vermiÅŸti. Karadeniz’e ayrılmış geçen haftanın sayfasında özeti yapılmış geliÅŸmelerden de görüleceÄŸi üzere, Harun Karadeniz’in tedavi için Londra’ya gitmesine izin verilen tarih 24 Aralık 1973 olarak kayda geçiyor. Sayısız bilimsel rapor ve baÅŸvurulara karşın, iki yılı aÅŸan bir gecikme ile kolunu kesmek zorunda kalan doktorları “Altı ay önce neden gelmediniz?†sorgulamasını yapıyor. Harun, artık kurtuluÅŸunun olmadığını bile bile ülkesine geri dönmeyi seçiyor, kesik kolu ile de toplumsal savaşımdan vazgeçmeyerek toplumsal etkinliklere katılıyor, kitap çalışmalarını hızlandırıyor.. Ãœlkemizin Cumhuriyet sonrası geliÅŸiminin tersyüz edilmesinde etkinliÄŸi hafife alınmış 12 Mart’ın, yaÅŸamın her alanına dönük sol gösterip saÄŸdan vurma sayısız operasyonları nedeniyle, Ä°lhan Selçuk’un, 1 Åžubat 1974 yılında Cumhuriyet’in ikinci sayfasında yayımlanmış, Sabahattin EyüboÄŸlu’nun cezaevi anılarından alınmış, tanıklığını paylaÅŸtığı gerçek fırıldakları üzerinden esinlenmiÅŸ yazısını, dönemin yaÅŸanmışlıklarının mizah ustalığının örneÄŸi olarak sizinle paylaÅŸmamak haksızlık olacaktı:/Archive/2020/12/18/024052229-sukran11.png“FIRILDAKLARNereden nereye, adamın yüzüne bakarken, birden Sabahattin EyüboÄŸlu’nun fırıldakları geldi aklıma./Sabahattin EyüboÄŸlu âlâsını yapardı fırıldağın./ Maviye, yeÅŸile, sarıya, kırmızıya boyardı. Avlunun bir köşesine oturur, araç-gereç kutusunu yanına alır, özenli iÅŸe baÅŸlardı. Bir ÅŸiiri Türkçeye çevirmekle, bir fırıldak yapmak arasında hiçbir ayırım yokmuÅŸ gibi iÅŸine ciddiydi EyüboÄŸlu./Avlu yedi adım eninde, sekiz adım boyunda bir dikdörgendi. YirmiÅŸer kiÅŸilik iki koÄŸuÅŸun kapısı buraya açılırdı. Tutuklular kaçmasın diye bir demir kafes örmüşlerdi avlunun üstüne./Günlerden bir gün EyüboÄŸlu, Vedat Günyol’a sormuÅŸtu./- Vedat bizi buraya neden getirdiler?/Ve herkes gülüşmüştü./Sahi yahu bizi buraya neden getirdiler?/Sık sık tekrarlanan gülüşmeler arasında Sabahattin EyüboÄŸlu, yumuk gözleri ve alabildiÄŸine tatlı gülüşüyle bakar, tadına vararak bir daha söylerdi./Gülüşmeler arasında iÅŸine eÄŸerdi başını. Bazan bir sigara içmek için dururdu. Oyuncak bittikten sonra avlunun bir yanına konur, hafifçe bir rüzgâr esse fır fır dönmeye baÅŸlardı./Fırıldağın ÅŸerefine çaylar içilirdi./ Bir çay meraklısı da Dündar Kılıç’tı. Dündar, efendi bir adamdı. Masanın bir köşesine geçer. Çayını ağır ağır yudumlarken geçmiÅŸten söz açar, hikâyeler anlatırdı. Dört duvar arasında gelecekten söz açmak anlamsızdı. GeçmiÅŸte yaÅŸam vardı, gelecek ise çok bilinmeyenli denklem. Bu denklemi çözmek için zaman gerekiyordu.. Zaman tutukevinde yaÅŸanırken boldu; gevezelik edilir; konuÅŸmalar kahkahalar arasında sürer; ÅŸakalar, nükteler birbirini izlerdi... EyüboÄŸlu gene;/ -Yahu biz buraya niye geldik? diye sorunca Dündar Kılıç ülkenin gerçekleri adına açıkladı:/ “Bakın hocam, siz ÅŸimdi burada biraz yatacaksınız. Ben diyorum altı ay, siz deyin 16 ay geçtikten sonra çağırıp soracaklar:/- Kimsiniz siz?/- Ben Profesör Sabahattin EyüboÄŸlu’yum./- Ne, siz Profesör Sabahattin Bey misiniz?/- Evet benim./- Ya öyle mi! Biz sizi manav Sabahattin sanmıştık, bir yanlışlık olmuÅŸ.†/ Dündar Kılıç kahkahalar arasında Sabahattin EyüboÄŸlu’na:/- Türkiye böyledir hocam diyordu./- SöylediÄŸi çıktı Dündar Kılıç’ın, altı ay sonra salıverildi./ Ama içersini arar olmuÅŸtu EyüboÄŸlu. Dört duvarın içi de Türkiye idi, dışı da. Gerçek her duvarı aÅŸar, her yerde ellerini kollarını sallaya sallaya dolaşır. GerçeÄŸi tanıyanlar, ona her yerde rastlayabilirler. Hiçbir savcı, hiçbir yargıç gerçeÄŸi gözaltına alamaz, tutuklayamaz./Gözaltına alınanlar, tutuklananlar, insanlardır, gerçekler deÄŸil./Sabahattin EyüboÄŸlu’nun fırıldakları türlü türlüydü. Allısı, morlusu, sarılısı, mavilisi, kırmızısı. Her rüzgâra göre fırıl fırıl dönerlerdi./ Nereden nereye.. Geçenlerde birinin yüzüne bakarken Sabahattin beyin fırıldaklarını hatırladım: demir kafesli avlunun rüzgârıyla dönen fırıldakları.../Ne tuhaf! Böyle adamın yüreÄŸi de tutukevinin avlusu kadar oluyor: Bir ömür boyu bir duvardan ötekine volta atıyor zavallı.†İlhan AÄŸabey’in yüzüne bakarken Sabahattin EyüboÄŸlu’nun cezaevinde yaptığı, demir kafesli avlunun rüzgârıyla dönen fırıldakları hatırlatan kiÅŸiyi bilemesem de aklımdan geçen pek çok isim oluyor.. 23 Mayıs 1971, ünlü sokaÄŸa çıkma yasağının ilan edildiÄŸi pazar günü, muhtarlar, apartman görevlileri bile görevlendirilmiÅŸ olarak ülke çapında operasyonların gerçekleÅŸtirildiÄŸi gün, Turhan Selçuk, Ruhi Su, Yılmaz Güney’in yolları, ünlü Ä°stanbul 1. Åžube Müdürlüğü’nde en yaygın toplamalar, iÅŸkencelerin yaÅŸanması sürecinde çakışmıştı. Okurla açtığı, ama sonuç alınamayan davalar da içinde, Turhan Selçuk’un gördüğü iÅŸkencelerin vahÅŸetini, kendi el yazısı ile yazdığı notlar, söyleÅŸilerden, düşüncelerinden ayrıntıları ile paylaÅŸmıştık. Turhan Selçuk’un kaburgaları kırılmış, göğüs bölgesinde ömür boyu akciÄŸer, solunum saÄŸlık sorunlarına neden olan hastalıklara, bir gözünün görme kaybına yol açmıştı. Turhan Selçuk’un, iÅŸkencelerden sorumlu 1. Åžube Müdürü’nü çizdiÄŸi karikatürleri nedeni ile yaÅŸanmış bu ağır iÅŸkencenin, sorgu tutanaklarında imzaları olan polislerin kısa süreli tutuklanma, yargılanmalarından öte bir sonucu olamaması sürpriz deÄŸildi elbet. Dönem iktidar erkinin BaÅŸbakanı, en yetkin siyasal erkleri adına verilen sorgulama, hesap sorma sözleri kaçınılmaz boÅŸta kalacaktı. O en büyük kalabalıkların toplandığı iÅŸkence mekezinde Turhan Selçuk ile yolları çakışanlardan, söylediÄŸi türkülerle komünizm propagandası yaptığı ileri sürülen Ruhi Su hakkında açılan davada ise beraat ancak üç yıl sonra verilecekti. 30 Mart 1974 tarihli 1. sayfamızdan Ruhi Su’ya verilen beraat kararı paylaşılacaktı. Yılmaz Güney ise açılmış davada verilen ceza süresi ile baÄŸlantılı olarak gelen Cumhuriyet affı kapsamında, Anayasa Mahkemesi’nin 141- 142 suçlarını da kapsama alması ile baÄŸlantılı olarak tahliye edilecekti. 21 Mayıs 1974 tarihli birinci sayfamızda yapılmış fotoÄŸraflı röportajı paylaşıyoruz. Güney, Yalçın DoÄŸan’a verdiÄŸi söyleÅŸide, duruÅŸmalar boyunca hiç tahliye istemediÄŸini, affı beklemediÄŸini, affın sevinç olmadığını da söylemiÅŸ, keyifsiz çocuÄŸuna sarılmış olarak evinin yolunu tutmuÅŸtur. Bu sayfamızın özel kutusunda bir fotoÄŸrafı daha paylaÅŸmak istedim. Tam tarihinde yanılabilirim ama 1974 yılının Cumhuriyet ailesinin, 7 Mayıs ya da Yunus Nadi Ödülleri gecesi yemeÄŸinden olabilir. Arka masalardan birinde Yılmaz Güney arkadaÅŸlarıyla oturuyormuÅŸ. Masamıza gelip, Nadi Nadi ile Ä°lhan Selçuk’un, Anadolu geleneÄŸine uygun ellerini öpmeye çalışarak sonunda aralarına oturup bir süre sohbet etti. Turhan Selçuk’un iÅŸkence gecesini, Ruhi Su ile birlikte paylaÅŸmıştı. Gördüğü iÅŸkenceler henüz yüzünde çok taze, Ä°lhan Selçuk’a sanki geçmiÅŸ olsun demeye çalışmıştı.. Nadir Nadi’nin gözlerinin içine bakışını yorumlarken, inat edip Cumhuriyet’i okurlarına yeniden kazandırdığı için teÅŸekkür ettiÄŸini düşlemiÅŸtim.. Şükran SonerTÃœSÄ°AD ekonominin doÄŸru iÅŸleyebilmesi için güvene ihtiyaçolduÄŸunu söyledi
TÜSİAD ekonominin doğru işleyebilmesi için güvene ihtiyaç olduğunu söyledi figure > TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski, Türkiye ekonomisinin şeffaflaşmaya ihtiyacı olduğunu söylerek, ekonomide bugüne kadar atılan adımları "henüz yolun başı" olarak değerlendirdi. Egeli genç iş insanlarıyla buluşan TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski, Türkiye ekonomisinin normalleşmeye, şeffaflaşmaya ve ekonomi politikalarının sadeleşmeye olan ihtiyacının net olduğunu belirterek “Her ne kadar 1.5 ay evvel atılmaya başlanan rasyonel adımlarla ekonomide görece sakinleme işaretleri görüyor olsak da henüz yolun başında olduğumuzu hatırlatmak isterim. Önümüzdeki kısa vade de çok kritik ve bir o kadar da zorlu bir sürece işaret ediyor†dedi. Ege Genç İşadamları Derneği (EGİAD) online olarak düzenlediği toplantıda TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski’yi konuk etti. EGİAD Başkanı Mustafa Aslan, pandeminin çalışma yaşamına getirdiği bazı avantajlar olduğunu da belirtti. Etkinliğe ABD’den katılan Kaslowski “Hem ekonominin hem de iktisat politikalarının doğru işleyebilmesi için olmazsa olmazın güven olduğunu hatırlatmak isterim. Uzun vadeli stratejilere yöneldiğimiz, rasyonel bir yönetim benimsediğimiz, temel hak ve hürriyetler konusunda daha fazla özgürlükçü bir çizgiye geldiğimiz taktirde ülkemizin, toplumumuzun enerjisini verimli ve yapıcı bir yöne sevk edebileceğimizden eminim†şeklinde konuştu. cumhuriyet.com.trAsgariücretlinin heröğün için ayırabildiği para bir simide bile yetmiyor
Asgari ücretlinin her öğün için ayırabildiÄŸi para bir simide bile yetmiyor figure > Simit fiyatının ortalama 2 lira olduÄŸu Türkiye’de, eÅŸi çalışmayan ve iki çocuklu bir asgari ücretli emekçinin aylık 2 bin 320 liralık geliriyle bir öğün için kiÅŸi başına ayırabildiÄŸi para sadece 1.85 TL. BirleÅŸik Metal-Ä°ÅŸ Sendikası Sınıf AraÅŸtırmaları Merkezi’nin (BÄ°SAM) yeni “Asgari Ãœcret AraÅŸtırmasıâ€, 22 Aralık’taki üçüncü Asgari Ãœcret Tespit Komisyonu toplantısı öncesi dikkat çekici veriler ortaya koydu. TÜİK’in “Tüketici Fiyat Endeksi Madde Fiyatları†ve “Tüketim Harcamaları†araÅŸtırmaları ve Çalışma Bakanlığı’nın “Asgari Ãœcret Ä°statistikleriâ€nden hesaplama yapan BÄ°SAM’a göre, eÅŸi çalışmayan ve iki çocuklu bir asgari ücretli kasım ayında eline geçen 2 bin 320 lirayla gıdaya günlük 22 TL ayırabiliyor. Buna göre üç öğün için kiÅŸi başına ayırabildiÄŸi tutar 5.6 TL, öğün başına tutar ise 1.85 TL’de kalıyor. DiÄŸer detaylar şöyle:KÄ°RAYA 464 LÄ°RA - Türkiye genelinde ortalama kira bedeli 1113 TL’yi bulurken, asgari ücretlinin kira (gerçek ve izafi kira) için ayırabildiÄŸi tutar 464 TL. Konut, su, elektrik, gaz ve diÄŸer yakıtlar ayırabildiÄŸi tutar ise 725 TL. - Çalıştığı iÅŸyerinin servis imkânı yoksa tek yönde bir belediye otobüs biletinin Türkiye ortalamasında 2.8 TL olduÄŸu koÅŸullarda, asgari ücretlinin ulaşım için ayırabildiÄŸi günlük tutar 2.31 TL. - Asgari ücretlinin çocuÄŸunu okutması için aylık çocuk başına 10 TL ayırabilirken, kültür ve eÄŸlence hizmetleri için ayrılabilen tutar ise aylık 6 TL. Oysa Türkiye’de sinema bileti ortalama 22 TL, tiyatro 56 TL. - Yine Asgari ücretlinin Kasım 2020’de ortalama fiyatı 3 bin 517 lira olan bir buzdolabını alması için, ev aletlerine ayırabildiÄŸi 37 lira ile 83 ay çalışması gerekiyor.Tek gelirli bir asgari ücretli ailesinin Türkiye’de en yoksul yüzde 20’lik dilim içerisinde yer aldığını hatırlatan BÄ°SAM’ın 22 Aralık’taki pazarlık öncesi deÄŸerlendirmesi de şöyle:BÃœYÃœMEDEN PAY“İşçilerin talebi asgari ücretin, bir işçinin ailesi ile birlikte asgari olarak temel ihtiyaçlarını karşılayacak, işçiyi kimseye muhtaç etmeyecek bir düzeyde belirlenmesi ve sefaletin son bulmasıdır. Asgari ücretin ekonomik büyüme ve verimlilik artışından pay almaması, üretilen kaynakların belirli ellerde toplanması anlamına gelmektedir. Gelir dağılımını düzeltici bir rol oynaması beklenen asgari ücretin, açlık sınırının bile altında belirlenmesi vicdanları zedelemektedir. Asgari ücretin, temel gereksinimleri karşılayacak bir biçimde ele alınması gerekmektedir.†cumhuriyet.com.tr