News - Haberler
Türkiye genelinde 1,5 milyon kişinin kredi kartıve kimlik bilgileriniçalanşüpheliler gözaltına alındı
Türkiye genelinde 1,5 milyon kişinin kredi kartı ve kimlik bilgilerini çalan şüpheliler gözaltına alındı Türkiye genelinde 1,5 milyon kişinin kredi kartı ve kimlik bilgilerini çalan kişilere yönelik, Muğla merkezli 9 il ve 50 adreste eş zamanlı yapılan operasyon kapsamında Samsun'da 1 kişi gözaltına alındı. /Archive/2021/3/15/115728727-8436eed4-d19d-4df3-b0c3-35e47b20b42e38400393.jpgMuğla Emniyet Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünün 6 ay süren fiziki ve teknik takibi sonucu yaklaşık 1,5 milyon kişinin kredi kartı ve kimlik bilgilerini çalan şüpheliler bu sabah yapılan eş zamanlı operasyonda gözaltına alındı.Operasyon kapsamında Samsun Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri İlkadım ilçesi Anadolu Mahallesi’nde ikamet eden O.A.'nın (21) evine operasyon düzenledi. Gözaltına alınan O.A.’nın evinde kredi kartı, flaş bellek ve hard disklere incelenmek üzere el konuldu.BİLGİLERİ İLLEGAL ALANLARDA SATMIŞLARŞüphelilerin elde ettikleri mağdurlara ait kimlik ve kredi kartı bilgilerini “dark net” ve “deep web” gibi illegal alanlarda sattıkları, bu şekilde kazanç elde ettikleri bilgisi edinildi. Aynı şekilde Samsun'da gözaltına alınan O.A. isimli şahıs aynı şekilde 2015 yılında başkasına ait kredi kartı ile alışveriş yaparken Samsun siber polisi tarafından yakalandığı ve bir süre cezaevinde yattıktan sonra pandemi sürecinde tahliye olduğu öğrenildi.Samsun'da gözaltına alınan O.A., Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesinde sağlık raporu alındıktan sonra Samsun Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’ne götürüldü. O.A.’nın Muğla’ya gönderileceği öğrenildi. cumhuriyet.com.trBursa Büyükşehir Belediye Stadyumu'nun elektrikleriödenmeyen borçlar nedeniyle kesildi
Bursa Büyükşehir Belediye Stadyumu'nun elektrikleri ödenmeyen borçlar nedeniyle kesildi Bursa Büyükşehir Belediye Stadyumu'nun elektrikleri, Bursaspor Kulübü'nün borçlarını ödeyememesi sebebiyle kesildi. Bursa Büyükşehir Belediye Stadyumu ile birlikte Özlüce İbrahim Yazıcı Tesisleri'nin elektrikleri, 2019 yılından bu yana biriken 4 milyon liralık borç nedeniyle kesintiye uğradı. Yetkililerden alınan bilgiye göre, yönetimin daha önce borçları taksitlendirmesine rağmen, taahhütlere uymaması nedeniyle stadyum ve tesislerde elektrikler kesildi.Kulübün altyapı tesisleri Vakıfköy Orhan Özselek Tesisleri'nde ise elektriklerin kesilmediği öğrenildi. DHATürkiye'nin silah ithalatıson beşyılda 'yüzde 59 düştü'
Türkiye'nin silah ithalatı son beş yılda 'yüzde 59 düştü' Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü SIPRI, son beş yılda Türkiye'nin silah ihracatının bir önceki beş yıllık döneme göre yüzde 59 oranında düştüğünü bildirdi. Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü SIPRI, son beş yılda Türkiye'nin silah ithalatının bir önceki beş yıllık döneme göre yüzde 59 oranında düştüğünü bildirdi.Kurum, bunun en önemli nedeninin Türkiye'nin Rus S-400 hava savunma sistemlerini satın almasından sonra ABD'nin 2019'da F-35 teslimatını durdurması olduğunu bildirdi. SIPRI ayrıca Türkiye'nin silah üretimini artırdığını ve ithalata bağımlılığını azalttığını vurguladı.Rapora göre ABD son beş yılda dünyanın en büyük silah ihracatçısı olan ABD, küresel silah ihracatındaki payını yüzde 37'ye çıkardı. ABD'yle birlikte Fransa ve Almanya'nın ihracatı da artarken Rusya ve Çin'in silah satışları azaldı.Getty ImagesABD en büyük silah ihracatçısıSIPRI'ye göre küresel silah ihracatı ve ithalatı, 2001-2005 döneminden bu yana ilk kez artmadı. Silah teslimatları Soğuk Savaş sonrası dönemdeki seviyesinde seyrediyor. Ancak raporda Covid-19 salgını nedeniyle bu durumun değişebileceğine dikkat çekiliyor.SIPRI'nin Silah ve Askeri Harcamalar Programı'ndan kıdemli araştırmacı Pieter D. Wezeman, "Son 20 yıldaki hızlı artışın durduğunu söylemek için erken. Covid salgınından sonra bazı ülkeler önümüzdeki yıllar için silah ithalatlarını yeniden değerlendirebilir. Ancak pandeminin en şiddetli döneminde bile bazı ülkeler büyük silah sözleşmeleri imzaladı" dedi.Fransa ve Almanya'nın ihracatı arttı, Rusya ve Çin'in ihracatı düştüBugün yayımlanan rapora göre ABD dünyanın en büyük silah ihracatçısı olma konumunu korudu.Washington'un silah ihracatındaki payı son beş yılda yüzde 32'den yüze 37'ye çıktı.2016-2020'de ABD tüm ülkeleri geride bırakarak toplam 96 ülkeye silah sattı. Bu silahların yüzde 47'si Orta Doğu'ya gitti. Suudi Arabistan'ın ABD'nin silah ihracatındaki payı yüzde 24.2016-2020 döneminde ABD'nin silah ihracatının yüzde 15 artmasıyla ikinci en büyük silah ihracatçısı Rusya ile arasındaki fark da açıldı.Dünyanın üçüncü ve dördüncü en büyük silah ihracatçıları olan Fransa ve Almanya'nın ihracatları da bu dönemde önemli oranda arttı.Fransa'nın ihracatı bu dönemde yüzde 44 arttı. Böylece bu ülkenin küresel silah ticaretindeki payı yüzde 8,2'ye yükseldi. Fransa, ihracatının yüzde 59'unu Hindistan, Mısır ve Katar'a yaptı.Getty ImagesSon beş yılda Almanya silah ihracatını yüzde 21 oranında artırdı.Almanya'nın küresel silah ticaretindeki payı yüzde 5,5'e ulaştı. Almanya en fazla Güney Kore, Cezayir ve Mısır'a silah sattı.Rusya ve Çin'in silah ihracatı ise düştü. Son beş yıllık dönemde küresel ticaretteki payı yüzde 20 olan Rusya'nın ihracatı yüzde 22 oranında geriledi.SIPRI'ye göre bu durum Rusya'nın Hindistan'a silah satış satışının yüzde 53 oranında düşmesinden kaynaklanıyor.Rusya en fazla silahı Çin, Cezayir ve Mısır'a sattı.Dünyanın beşinci en büyük silah ihracatçısı olan Çin'in ihracatında yüzde 7,8 oranında düşüş görüldü. En fazla silahı Pakistan, Bangladeş ve Cezayir'e satan Çin'in küresel pazardaki payı yüzde 5,2'ye geriledi.Orta Doğu ülkelerinin silah ithalatı arttıRapora göre silah ithalatındaki en büyük artış Orta Doğu'da. Son beş yılda bölgenin ithalatı yüzde 25 oranında arttı.Dünyanın en büyük silah ithalatçısı olan Suudi Arabistan ithalatını yüzde 61 oranında artırdı. Katar'ın ithalatındaki artış ise yüzde 361 olarak gerçekleşti.Bu dönemde Birleşik Arap Emirlikleri'nin silah ithalatı yüzde 37 azaldı. Ancak raporda BAE'nin 2020'de ABD'yle 50 adet F-35 sözleşmesi imzaladığı hatırlatılarak önümüzdeki dönemde bu ülkenin ithalatının artacağına dikkat çekildi.Mısır, ithalatını yüzde 136 artırdıRaporda, Doğu Akdeniz'de Türkiye'yle hidrokarbon kaynakları konusunda gerilim yaşayan Mısır'ın son beş yılda silah ihracatını yüzde 136 oranında artırdığı belirtildi.Mısır'ın özellikle donanma güçlerine büyük yatırım yaptığı vurgulandı.Asya ve OkyanusyaAsya ve Okyanusya son beş yılda en fazla silah alan bölge oldu. Dünya genelinde satılan silahların yüzde 42'si bu bölgeye gitti. Hindistan, Avustralya, Çin, Güney Kore ve Pakistan en fazla silah satın alan ülkeler oldu.Japonya'nın ihracatı yüzde 124 arttı. BBC TürkçeBoynukalın'ın sözlerinin ardından başlayan tartışma sürüyor. Habertürk yazarıPar, "Hadsiz imama karşıÖzlem Zengin'in yanındayım" dedi
Boynukalın'ın sözlerinin ardından başlayan tartışma sürüyor. Habertürk yazarı Par, "Hadsiz imama karşı Özlem Zengin'in yanındayım" dedi Ayasofya baş imamı Boynukalın'ın sözlerine AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin'in verdiği yanıt yeni bir tartışma yarattı. Tartışmaya dahil olan Habertürk yazarı Kübra Par, "Artık siyasetçilere bile ayar vermeye kalkışan bu hadsiz imama karşı sonuna kadar AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin’in yanındayım!" dedi. Ayasofya baş imamı Mehmet Boynukalın'ın kadın cinayetlerine ilişkin açıklamalarının ardından başlayan tartışmaya AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin de dahil olmuştu. Medyanın kadın cinayetlerindeki tutumunu hedef alan Boynukalın, “Kadının erkeğe düşman edilmeye çalışıldığını” savunmuştu.AKP’li Zengin ise “Bu açıklamalar siyasetin yükünü arttırıyor. Siyaset çok ağır bir iş. O yüzden bence herkes kendi işini yapmalı diye düşünüyorum.” ifadelerini kullanmıştı. HABERTÜRK YAZARI: BU HADSİZ İMAMA KARŞI ZENGİN’İN YANINDAYIMZengin ve Boynukalın arasındaki tartışmaya farklı kişilerden de yorumlar geliyor. Habertürk yazarı Kübra Par, “Ayasofya İmamı’na karşı Özlem Zengin’in yanındayım” başlıklı yazısında “Artık siyasetçilere bile ayar vermeye kalkışan bu hadsiz imama karşı sonuna kadar AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin’in yanındayım” ifadelerini kullandı.Boynukalın’ın daha önce yaptığı açıklamaları özetleyen Par, yazısında şu ifadeleri kullandı:“’Kadın cinayeti’ sözüne bile tahammül edemeyerek hunharca katledilen onca mazlum kadının ahını üstüne alan...Diyanet İşleri Başkanı’nın dahi yorum yapmadığı konulara dalarak, kendini adeta ülkenin şeyhülislamı zannederek, üstüne vazife olmayan her konuda ahkâm kesen...Anayasa Mahkemesi’nden Boğaziçi Rektörü'ne kadar herkesle polemiğe girerek sosyal medya fenomeni olmaya çalışan...‘Laiklik Anayasa’dan kaldırılmalı’ gibi cümlelerle Cumhuriyet’in temel değerlerine karşı çıkarak AK Parti’nin demokrasi anlayışına büyük zarar veren...Bir avuç radikal azınlığı arkasına alarak, kendine büyük bir etki gücü atfederek, iktidarı yalnızca dar bir çevrenin aşırı taleplerini yerine getirmeye zorlayarak, toplumsal uzlaşı çabalarına büyük zarar veren...Ve geldiğimiz son noktada artık siyasetçilere bile ayar vermeye kalkışan bu hadsiz imama karşı sonuna kadar AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin’in yanındayım!Ve bir kez daha söylüyorum; siyasete bu kadar meraklıysa önce devlet memurluğundan istifa edip üstündeki cübbeyi çıkarsın, sonra politika yapsın.”“ALIN GÖREVDEN YA DA SÖYLEYİN SAHİDEN KENDİ İŞİNE BAKSIN”“Bu tür hassas konularda hüküm verecek olan Din İşleri Yüksek Kurulu'dur” diyen Kübra Par, yazısını şöyle sürdürdü:“Ayasofya Camii bu ülkenin en kutsal ortak değerlerinden biri. Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali Erbaş ve Cumhurbaşkanı Erdoğan teveccüh gösterip kendisine önemli bir görev verdiler ama adam İslam’ın hoşgörülü yüzünü bütün dünyaya anlatmak yerine resmen şımardı ve kendini ülkenin en önemli din otoritesi zannetmeye başladı.Daha fenası bu tavırlarıyla 86 yıl sonra yeniden ibadete açılan Ayasofya imamlığı makamına büyük zarar verdi.Usulde hata yapan esasta da hataya mahkumdur.Alın görevden, ya da söyleyin sahiden kendi işine baksın!" cumhuriyet.com.trMısır'da 1600 yılöncesine dayanan Hristiyanlık kültürüne ait kalıntılar bulundu
Mısır'da 1600 yıl öncesine dayanan Hristiyanlık kültürüne ait kalıntılar bulundu Mısır'da arkeologlar, başkent Kahire'nin güneybatısında yapımı M.S. 5'inci yüzyıla dayanan, Hristiyan rahiplere ait kalıntıları gün yüzüne çıkardı. Mısır Turizm ve Tarihi Eserler Bakanlığı tarafından yapılan yazılı açıklamada, Fransız ve Norveç arkeoloji ekiplerince Buhayra Vahası'nda bulunan El-Acuze Sarayı'nın güneyindeki Tel bölgesinde kayaların oyularak, bazalt taşı ve kerpiçle inşa edilen tarihi yapıların keşfedildiği aktarıldı.Bölgede çalışma yürüten arkeoloji ekipleri müdürü Victor Jika, yapıların planlamasını çözmek ve Mısır'da ilk Hristiyan manastır topluluklarının oluşumunu anlamak açısından bu keşfin oldukça önemli olduğunu belirtti.Jika yaptığı açıklamada, ekibi tarafından 2020'de kayaya oyulmuş 19 oda ve kendi yapısını koruyan eski bir kilisenin de gün yüzüne çıkarıldığını ifade etti.Kalıntıların bu bölgedeki manastır yaşamının doğasını yansıttığını vurgulayan Jika, eserlerin duvarların İncil'den dini metinler içeren "sarı mürekkepli yazılar" içerdiğini kaydetti. cumhuriyet.com.trHalktan biri olarak fotoğrafı50 kuruşüzerine basılan Sabiha Tansuğadına Urla'da müze açılacak
Halktan biri olarak fotoğrafı 50 kuruş üzerine basılan Sabiha Tansuğ adına Urla'da müze açılacak Dünyada ilk kez halktan bir kadın olarak paraya fotoğrafı basılan 88 yaşındaki etnolog, araştırmacı yazar ve koleksiyoner Sabiha Tansuğ adına müze açılacak. /Archive%5C2021%5C3%5C15%5C112445302-halktan-biri-olarak-fotografi-50-kurus-uzerine-basilan-sabiha-tansug-adina-urlada-muze-acilacak_2.jpgDünyada ilk kez halktan bir kadın olarak paraya fotoğrafı basılan 88 yaşındaki etnolog, araştırmacı yazar ve koleksiyoner Sabiha Tansuğ, 2 yıldır İzmir'in Urla ilçesinde yaşamını sürdürüyor.50 yıl önce 50 kuruşluk madeni paraya fotoğrafı basıldığında kendisinin de şaşırdığını belirten Tansuğ, 40 yıl boyunca Anadolu'yu karış karış gezerek biriktirdiği Türk halk kıyafetlerinden oluşan koleksiyonunun yaşadığı Urla'nın kırsal Bademler Mahallesi'nde adına kurulacak uluslararası bir müzede sergileneceğini söyledi./Archive%5C2021%5C3%5C15%5C112445505-halktan-biri-olarak-fotografi-50-kurus-uzerine-basilan-sabiha-tansug-adina-urlada-muze-acilacak_3.jpgSabiha Tansuğ'nun yöresel giysilerle tanışmasını 23 Nisan'da giydiği bir 'eğribaş' sağladı."Başlıkların önemini çocukluğumdan fark etmeye başladım" diyen Tansuğ'un gazetecilik yaptığı dönemde röportaj için Bodrum'a giderken bindiği otobüsün bozulması 'eğribaş'la ikinci kez karşılaşmasına neden oldu.Tansuğ, satın aldığı bu ilk eğribaş ile hayatını yöresel kıyafetlerle, başlıkları araştırmaya adadı. Milas'ta 'eğribaş' bulmak için ev ev gezen Tansuğ, o günden sonra Anadolu'nun dört bir yanını dolaşarak Türk halk kıyafetlerini topladı./Archive/2021/3/15/112444771-halktan-biri-olarak-fotografi-50-kurus-uzerine-basilan-sabiha-tansug-adina-urlada-muze-acilacak_1.jpgTansuğ araştırmaları sonucu oluşturduğu koleksiyon ile çok sayıda yurtiçi ve yurtdışı sergiye katıldı. 1968 yılında Tansuğ'un İstanbul Beyoğlu'nda Yapı ve Kredi Sanat Merkezi'nde düzenlediği 'Anadolu Kadın Başlıkları Sergisi' onun için dönüm noktası oldu.Darphane Müdürü Sait Tanaçan, sergiden etkilenmesiyle Tansuğ'un 'Ankara Gelin Başlıklı' bir fotoğrafı 1971 yılında, 50 kuruş üzerine basıldı.Sabiha Tansuğ, böylelikle dünyada siyasi ya da etkin bir isme sahip olmayan halktan biri olarak fotoğrafı paraya basılan ilk halk sanatkarı olarak tarihe geçti./Archive%5C2021%5C3%5C15%5C112445771-halktan-biri-olarak-fotografi-50-kurus-uzerine-basilan-sabiha-tansug-adina-urlada-muze-acilacak_4.jpg'DARPANEDE PARALARIN BASILIŞINI İZLERKEN ÇOK ETKİLENDİM'Uzun yıllar İstanbul'da yaşayan etnolog, araştırmacı yazar ve koleksiyoner Tansuğ; yaklaşık 2 yıl önce İzmir'e dönüp Urla ilçesinin kırsal Bademler Mahallesi'ne yerleşti.Tansuğ, fotoğrafının 50 kuruş üzerine basılması sırasında yaşadığı o süreci, "Yapı ve Kredi Sanat Merkezi'nde, 'Anadolu Kadın Başlıkları Sergisi'nde 40 tane başlığı manken üzerinde sergiledim. O zaman darphane müdürleri, bana ulaşıp, demir paranın üzerine siuletimi basmak istedi. Ben o dönem İstanbul'da Pierre Loti Kahvesi'ni işletiyordum. Telefon geldi. Başlıklarla darphanede fotoğraflarımı çekmek istediklerini ve paraların üzerine basacaklarını söylediler. Teklifi kabul ettim. Fotoğraflarım çekildikten 1.5 sene sonra Paris'teki sergimiz sırasında kayınvalidem fotoğrafımın basılı olduğu demir parayı kargo ile gönderdi. Fotoğrafım metal 50 kuruş üzerine basılmıştı. Görünce, şaşırdım" diye anlattı./Archive%5C2021%5C3%5C15%5C112446302-halktan-biri-olarak-fotografi-50-kurus-uzerine-basilan-sabiha-tansug-adina-urlada-muze-acilacak_6.jpgTansuğ, darphane müdürü tarafından davet edildiği Darphane'de üzerinde fotoğrafının bulunduğu madeni paraların basılmasını ilgiyle izlediğini ve çok etkilendiğini kaydetti.İzmir'de adına bir vakıf kurulduğunu belirten Tansuğ, şöyle devam etti:"Bademler Kültür ve Sanat Vakfı koleksiyonumu kırsal Bademler Mahallesi'nde kurulacak müzede sergileyecek. Müze uluslararası bir müze olacak. Benim koleksiyonlarım da açılan bu müzede yer alacak. Halk kültürü ağırlıklı bir müze olacak" DHAŞair Ataol Behramoğlu'nunşiirleri Fransa'da okurla buluşacak
Şair Ataol Behramoğlu'nun şiirleri Fransa'da okurla buluşacak Gazetemiz yazarı, ünlü şair Ataol Behramoğlu'nun şiirleri Fransa'da okurla buluşacak. /Archive/2021/3/15/111646595-105059295-kapak124539.jpgDünyaca ünlü şair ve gazetemiz yazarı Ataol Behramoğlu'nun şiirleri, Fransızca yayımlanacak.Behramoğlu'nun tüm şiirlerinden yapılan bir seçki olan kitap, "Un Printemps assiégé" (Kuşatılmış İlkbahar) adıyla okurla buluşacak.Kitabın Fransızca çevirisini, Tunuslu şair Moez Majed ve Behramoğlu üstlendi./Archive/2021/3/15/112020258-16001494841868427313999191784617934552547299o.jpgBehramoğlu, şair Majed için "Ben sözcük hazinesi zenginliği başta olmak üzere Fransızcaya onun kadar hâkim ne bir Frankofon,ne de bir Fransız tanıdım" ifadelerini kullandı.SIRADA LETONYA VE ÇİN VAR Şiirleri dünyanın birçok noktasına ulaşan Behramoğlu'nun geçen aylarda Gürcistan'da da kitabı çıkmıştı. Ayrıca yakın tarihlerde Letonya'da ve Çin'de de ciddi, önemli yayın evlerinden çıkacak kitapları da okura ulaşacak.ROMANYA'DA AKADEMİ ÜYELİĞİAtaol Behramoğlu ayrıca Romanya'da bir sahil şehri olan Constanta'daki Tomitana Akademisi'ne de üye yapıldı./Archive/2021/3/15/112146257-ataol-behramoglu.jpg cumhuriyet.com.trAnadolu Efes, Maccabi Playtika deplasmanında
Anadolu Efes, Maccabi Playtika deplasmanında Anadolu Efes, THY Euroleague'in 23. hafta erteleme maçında yarın deplasmanda İsrail'in Maccabi Playtika takımıyla karşılaşacak. THY Euroleague'de oynadığı son 7 karşılaşmayı kazanan lacivert-beyazlılar, 18 galibiyet ve 10 mağlubiyetle 4. sırada bulunuyor.Ev sahibi ekip ise 11 galibiyet ve 16 mağlubiyetle 14. basamakta yer alıyor.İki takım arasında ligin ilk yarısında İstanbul'da oynanan karşılaşmayı Anadolu Efes 91-89 kazanmıştı.Maccabi Playtika - Anadolu Efes maçı ne zaman, saat kaçta, hangi kanalda?Menora Mivtachim Salonu'nda oynanacak mücadele TSİ 20.30'da başlayacak. Karşılaşma beIN Connect'ten naklen yayınlanacak.AVRUPA'DA 715. RANDEVUAnadolu Efes, Maccabi Playtika karşılaşmasıyla Avrupa kupalarında 715. maçına çıkacak.Lacivert-beyazlı ekip, Avrupa kupalarında oynadığı 714 karşılaşmada 406 galibiyet ve 308 yenilgi yaşadı.Anadolu Efes, Avrupa Ligi'nde ise 467. maçını yapacak. Lacivert-beyazlı ekip, Avrupa basketbolunun kulüpler düzeyindeki bir numaralı organizasyonunda oynadığı 466 karşılaşmada 249 galibiyet aldı, 217 kez salondan mağlup ayrıldı. cumhuriyet.com.trİTO’dan 5 milyonçalışanıilgilendiren yemekçeki bedeli için "radikal teklif"
İTO’dan 5 milyon çalışanı ilgilendiren yemek çeki bedeli için "radikal teklif" İTO Başkanı Şekib Avdagiç "Yemek kartı veren tüm yabancı firmalar, saygısız bir şekilde, kurallara uymadan en az 5 milyon çalışanın ve tüccarın aleyhine bir süreci dayatıyor. Böyle mi kardeşim, siz bunu bize dayatıyor musun? Biz de diyoruz ki, günde 25 liradan ayda 625 lirayı o çalışanın yemek kartına değil, para kartına biz yatıracağız" dedi. İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, yemek kartı veren tüm yabancı firmaların, saygısız bir şekilde, kurallara uymadan en az 5 milyon çalışanın ve tüccarın aleyhine bir süreci dayattıklarını belirterek, "Böyle mi kardeşim, siz bunu bize dayatıyor musun? Biz de diyoruz ki, günde 25 liradan ayda 625 lirayı o çalışanın yemek kartına değil, para kartına biz yatıracağız. İTO olarak hazırlıklarımızı yaptık, Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bu radikal öneriyle gidiyoruz." dedi.Avdagiç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, öğle yemeği için çalışanlara verilmiş hak olan yemek kartı ya da diğer adıyla yemek çekleri için restoranların kart veren yabancı şirketlere ödedikleri komisyon oranları ve uygulamaların mağduriyet oluşturduğunu söyledi.Yemek kartı veren tüm yabancı firmaların, saygısız bir şekilde, kurallara uymadan en az 5 milyon çalışanın ve tüccarın aleyhine bir süreci dayattıklarını belirten Avdagiç, “Bu firmalarla görüşmelerle, nezaketle, basiretle, ferasetle bu işin gideceği yer kalmadı. Yabancı yemek kartı şirketlerinin mantıklı bir adım atma konusunda hiçbir iradeleri olmadığı artık net şekilde belli oldu." diye konuştu.Avdagiç, yemek kartları uygulamasıyla ilgili olarak Hazine ve Maliye Bakanlığına taşıyacakları öneriyi şöyle anlattı:“Bir çalışan var, diyelim 5 bin lira brüt maaşı var. Net maaşı 3 bin 400 lira. Devlet diyor ki, işletmede yemek yemiyorsa, çalışanın maaşından ayrı bir mekanizma oluşturun, vergi ve SSK paketine dahil olmayacak şekilde bir sistem oluşturun. Buna da işveren bugünkü rakamla günlük 25 liradan ayda -25 gün çalışıyorsa- 625 lirayı yemek kartına yüklesin. Çalışan da bunu yüklendiği gibi herhangi bir kesinti olmadan harcayabilsin. Böyle bir mantık. Fakat zaman içinde yemek kartı veren tüm yabancı firmalar, sorumsuzca bir süreci tüccara dayatıyorlar. Bunu şiddetle reddediyoruz.Çalışanımın yemek kartına ayda 625 lira para mı yatıracağım? İsteyen işveren yemek kartına yatırsın. Ama bizim önerimiz şu: Yine maaş hesabı ile karışmaması için, o çalışanın kredi kartına ya da banka kartına biz bu bedeli yatıralım. O zaman ne arada yüzde 6 komisyon kalacak, ne yüzde 70'ini zorla, emrivaki ile birilerinden daha pahalı aldırma konusunda dayatma kalacak. Bu arkadaşlarımız güzel hizmet veriyorlarsa, rasyonel, rekabetçi hizmet veriyorlarsa, o zaman bu hizmeti alanlar ben bunu para kartına yatırmayayım, yemek kartına yatırayım der ve sistem devam eder.”“Hiç kimse benim üyelerimin IQ’su ile alay etmesin”İTO Başkanı Avdagiç, yemek kartı için restoranların ödedikleri komisyon oranının 2018’de çıkarılan yönetmelik uyarınca yüzde 6 ile sınırlandırıldığını, buna rağmen, kart firmalarının "erken ödeme komisyonu" adı altında bu komisyonu yüzde 8’e kadar çıkardıklarını dair yoğun şikayetler aldıklarını söyledi.Yemek kartı firmalarının talep eden her markete POS cihazı vermediklerini ifade eden Avdagiç, yemek kartı firmalarının perakende işletmelere erken ödeme iskontosu kestikleri halde, yemek kartı kullanımlarının karşılığı olarak yapmaları gereken ödemeleri yapmadıklarını kaydetti.Avdagiç, üstelik yemek kartı firmalarının bu miktara karşılık gelen tutarda belli yerlerdeki tedarikçilerden öngörülen mal kalemlerini öngörülen fiyat seviyesinden satın almaları için işletmeleri zorladıklarını da savundu.Avdagiç, sözlerini şöyle tamamladı:"Yok erken ödemeydi, yok blokajdı, yok şunun farkıydı, yok daha ucuza alacağım malı daha pahalıya onun istediği yerden almak zorunda bırakmaktı... Benim tüccarım hangi malı nereden, kaç paraya alacağını bilmiyor da bu muhterem yemek kartı firmalarının sahiplerine diyor ki, ‘Aman ne olur siz bize uygun bir kaynak gösterin, biz gidip oradan alalım!’... Hiç kimse benim üyelerimin, İTO tüccarının IQ’suyla alay etmesin. Edene bunun hesabını sorarız." AATTBüyesi Doç. Dr. Yavuz: 'Zorlu bir dönem bizi bekliyor'
TTB üyesi Doç. Dr. Yavuz: 'Zorlu bir dönem bizi bekliyor' Türkiye'de de can almaya devam eden koronavirüsle ilgili 'Zorlu bir dönem bizi bekliyor' diyen Türk Tabipleri Birliği (TTB) Covid-19 İzleme Kurulu Üyesi ve Halk Sağlığı Uzmanı Doç. Dr. Cavit Işık, “Kalabalık kongre, cenaze ve toplantı manzaraları, toplumun salgın yönetimine güvensizliğini ve kaygılarını derinleştirdiğine” dikkat çekiyor. Covid-19 aşısı uygulananların oranının toplumun sadece yüzde 3’ünü oluşturduğunu belirten Yavuz, “Aşılamada daha çok yolumuz var” diyor. Türk Tabipleri Birliği (TTB) Covid-19 İzleme Kurulu Üyesi ve Halk Sağlığı Uzmanı Doç. Dr. Cavit Işık Yavuz, BirGün’ün sorularını yanıtladı. Doç. Dr. Yavuz, hem salgınla geçen bir yılı değerlendirdi hem de bugünkü tabloyu. Pandemiyle mücadelede geride kalan bir yılı nasıl değerlendirirsiniz?Salgının seyri konusunda net bir değerlendirme yapamıyoruz. Çünkü “veriler” sorunlu. Belirsizliklerle dolu bir süreç yaşandı. Ağırlaşan sosyoekonomik sorunlara ve derinleşen eşitsizliklere yeterli düzeyde yanıt verilemedi. Salgının sınıfsal karakteri daha da belirgin hale geldi, yoksulluk ve eşitsizlik derinleşti. Sonbahardaki sert yükseliş ve sonrasında gelen mutasyon tehdidi bizi yeni bir riskli döneme soktu. Aşılamada işler söylendiği gibi gitmedi ve gitmiyor. Bu bir yıl içerisinde salgını tam anlamıyla sönümlendiremedik. Birçok başlıkta sorunlarla dolu bir salgın yönetimi dönemi geçirildi. Süreci “Pandeminin Düşürdüğü Maskeler COVID-19 Salgınının Muhasebesi” başlıkla kitapta yer verdiğimiz üç sözcükle şöyle tanımlayabiliriz: Belirsizlik, tükeniş ve fırtına.Peki, yeni normalleşme dönemini nasıl değerlendiriyorsunuz? İllerin kategoriye ayrılması doğru bir yöntem mi?Bulaşıcılığı ve salgının yayılımını kontrol altına alabilmek için salgının yaygınlığına göre farklı düzeylerde toplumsal hareketlerin kısıtlanması gerekiyor.TTB raporlarında salgının ikinci ayından itibaren izlenecek stratejinin önemi vurgulanmıştı ve üç önemli nokta ve ilkenin altı çizilmişti. Bu noktalar, pandeminin ülkeye yayılımını önlemek, yavaşlatmak veya sınırlamak, vaka ve ölüm sayısını azaltmak, ülkede altyapının sürdürülmesini sağlamak, ekonomiye ve toplumun işleyişine etkisini azaltmak olarak özetlenebilir.Yapılan sınıflamaya göre ülke nüfusunun ancak yüzde 12'si düşük risk grubunda, yüzde 33’ü orta, yüzde 41’i yüksek, yüzde 14’ü de çok yüksek risk grubunda. Yani nüfusumuzun yarıdan fazlası yüksek ve çok yüksek risk grubundayken “normalleşiyoruz.”Dünya normalleşme adımlarını nasıl atıyor?Salgının başından bu yana hangi önlem ne kadar etkili, önlemleri ne zaman alalım, kısıtlamaların kapsamı nasıl olsun ve nasıl gevşetelim sorularına yanıt aranıyor. Ülkeler de aşamalı açılma planları yapmaya ve bu planı bölgesel ve yerel düzeyden başlayarak uygulamaya çalışıyorlar. Gerek Avrupa’da gerekse de ABD’de belirli kriter üzerinden bu tür sınıflandırmaların oluşturulduğunu görüyoruz. Özellikle okulların açılması sürecinde toplumsal yayılım düzeyini belirlemek amacıyla bu tür sınıflandırmaların kullanıldığını gördük. Hem bu kriterler hem de uygulamalar ülkeden ülkeye değişkenlik gösteriyor. Bölgesel düzeyde, eyaletler, iller düzeyinde hatta ülkeler düzeyinde de kullanılabiliyor.Vaka sayıları nasıl düşürülebilir?İller arasında geçişkenlik olduğu sürece hele hele mutant varyantların hızla yaygınlaştığı bir dönemde vaka sayılarının azalması zor görünüyor. Açılma süreci olmasaydı da mutant varyantlar nedeniyle bir artış eğilimi vardı, açılma bu artış eğilimini daha yüksek bir aşamaya taşıyabilir. Bu aşamada özellikle mutant varyantların yayılımı düşünülerek test stratejisini gözden geçirerek, aşılama çalışmalarını yoğunlaştırmak, izolasyon ve temaslı takibini etkinleştirmek, ev dışı izolasyon olanakları sağlamak ve yaygınlaştırmak, mutant varyantların aşı üzerindeki etkilerini belirlemek, izolasyon, karantina ve temaslı takiplerini sürdürmek, ekonomik ve sosyal destekleri artırmak ve toplumsal uyumu iyileştirmek gerekiyor. Ancak kongrelerden ve kalabalık cenaze toplantı vb. manzaralardan etkilenen toplumun yorgunluğu ve salgın yönetimine güvensizliği, kaygıları derinleşiyor.Vaka sayısı hızla artarken test sayıları düşüyor. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?Toplam vakaların açıklanmaya başlandığı 25 Kasım’da 28 bin vaka tespit edilmişti ve 164 bin test yapılmıştı. Aralık ayının ortasından sonra bazı günlerde test sayıları 200 bini üstüne çıkmıştı, ancak Ocak ayının sonuna doğru test sayıları azalmaya başladı. Örneğin 27 Ocak-2 Şubat hastası günlük ortalama 154 bine düştü günlük ortalama, vaka sayısı da 6 bine indi. Ancak bu haftadan sonra test sayı ortalamaları azalmaya devam ederken ortalama vaka sayısı artmaya başladı. Son olarak 24 Şubat-2 Mart haftasında günlük test ortalaması 122 bin civarında ortalama vaka sayısı ise 9 bin 669 oldu. Test sayısının azalmasına ilişkin nedenleri testlerin ayrıntıları açıklanmadığı için tam olarak bilmiyoruz.ZORLU BİR DÖNEM BİZİ BEKLİYOR Aşılama hızına dair ne söylersiniz?Ocak ayının ortasında aşılamaya başladık. Tek doz aşı yapılan kişi sayısı açısından kötü durumda değiliz ancak aşı teminindeki gecikme daha iyi olabilecekken yavaş ilerlememize neden oluyor. Bu arada dünya genelinde de bir aşı sorunu olduğunu unutmamak gerekiyor. Aşı üretiminin ve aşı üretimi konusunda altyapı ve teknolojinin hayati önemde olduğunu, kapattığımız köklü enstitünün yerini dolduramadığımızı bir kez daha görmüş olduk. Toplumun iki doz aşısını tamamlayabildiğimiz kesimi yüzde 3 civarında, daha çok yolumuz var. Varyant mutantların aşı etkisini nasıl değiştireceği de henüz netleşen bir manzara oluşturmuyor. Zorlu bir dönem olacak.Sinovac aşısına ilişkin görüşünüz ne? Aşılamayı tek bir aşı üzerinden yürütmek doğru mu?Etkili ve güvenli olduğu kanıtlanan her aşıya gereksinimimiz var. Bu nedenle de aşıyı hangi şirketin ürettiğinden bağımsız olarak aşının etkili ve güvenli olması önemli. Ülkemizde kullanılan inaktif aşının farklı ülkelerde yapılan faz çalışmalarında farklı sonuçlar açıklandı. Bu aşının faz-3 çalışma sonuçları da henüz bir bilimsel dergide yayımlanmadı. Bu yayın yapıldığında aşı ile ilgili bilimsel verileri daha net olarak göreceğiz. Ancak yapılan açıklamalarda aşının ölümleri ve ağır hastalanmayı önlemedeki başarısı önemli bir avantaj. Koruyuculuğu konusunda farklı rakamlar açıklandı, bu da ülkelerde yürütülen çalışmaların farklılıklarından kaynaklanıyor olabilir. Etkili ve güvenli olduğu kanıtlanan farklı aşıların da uygulanması birçok açıdan yararlı olacaktır. cumhuriyet.com.trEl Kaide adına silahla tehdit edip haraçtoplamışlar: Ağırlaştırılmışmüebbet istemi
El Kaide adına silahla tehdit edip haraç toplamışlar: Ağırlaştırılmış müebbet istemi Adana'da, terör örgütü El Kaide adına tehditle haraç topladığı iddiasıyla tutuklanan sanık hakkında "Anayasayı ihlal" ve "iki kez nitelikli yağma" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 30 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Adana'da terör örgütü El Kaide adına faaliyet gösterdiği gerekçesiyle tutuklanan N.Y. hakkında Adana Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma tamamlandı. N.Y. için "Anayasayı ihlal" suçundan ağırlaştırılmış müebbet ve "iki kez nitelikli yağma" suçundan 30 yıla kadar hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianame, Adana 11. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.İddianamede, N.Y'nin terör örgütü mensuplarıyla irtibat ve iltisaklı olduğu, sistematik bir şekilde müştekilere ölüm tehdidinde bulunarak El Kaide adına cebren para tahsil etmeye çalıştığı belirtildi.N.Y'nin örgütsel eylemlerini gizlemek adına "Murat" kod adını kullandığı ifade edilen iddianamede, sanığın müştekilere kentte El Kaide adına kurulan sözde "mahkemede" yargılanacakları tehdidinde bulunduğu ve bu eylemleriyle anayasal düzen dışında farklı bir düzen içerisinde yönetilmeyi amaçladığı anlatıldı."ARKAMDA BİR TON İNSAN VAR"İddianamede ifadesine yer verilen müşteki M.Ö, kahvehanesine gelen üç kişinin kendisine tehditte bulunduğunu anlatarak, şunları kaydetti:"Kahvehaneme sakallı üç kişi geldi. İçlerinden birisi bana 'Sen birisine tacizde bulunmuşsun, biz cemaatten geliyoruz, cemaat sana 50 bin lira ceza kesti. Bu parayı yarın saat 14.30'a kadar ayarla.' dedi. Bu sırada yanında bulanan uzun sakallı, siyah bereli kişi bana bakarak 'Bak biz de boş gelmedik, yarın 14.30'a kadar parayı ayarla.' diyerek belinde bulunan silahı çıkarttı ve doldur boşalt yaptı. Ertesi gün bilmediğim bir numaradan arandım. Beni arayan kişiye parayı ayarlamadığımı söyleyince bana 'Senin evini biliyorum, istersen polise ver, ben hapis yatarım, arkamda bir ton insan var' diyerek tehdit etti. Beni tehdit eden kişiyi emniyette N.Y. olarak teşhis ettim."'EL KAİDE' MAHKEMESİMüşteki Ü.S. de iş yerine gelen kişi tarafından tehdit edildiğini ve zorla alıkonulmak istendiğini belirterek, "İş yerime kendisini Murat olarak tanıtan bir kişi geldi. Bu şahıs daha önce iş ortağım İ.D'nin bende 250 bin lira alacağı olduğunu söyleyerek beni tehdit etti. Beni Yavuzlar Mahallesi'nde bulunan Abdullah hoca isimli bir kişinin yanına götüreceğini, burada sözde 'mahkemede' yargılanacağımı ve hocanın bu mahkemede hüküm vereceğini söyledi. Ben emniyete şikayetçi olmak için gittiğimde yaptığım teşhis sırasında Murat kod adlı kişinin N.Y. olduğunu öğrendim." ifadelerini kullandı.EL KAİDE ÜYELERİYLE İRTİBATI İDDİANEMEDEİddianamede, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince hazırlanan fezlekeye de yer verilerek, N.Y'nin haklarında "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan adli tahkikat yürütülen ve El Kaide terör örgütünün Suriye yapılanması içerisinde yer alan birçok kişiyle irtibatlı olduğu kaydedildi.N.Y'nin, farklı tarihlerde gerçekleştirdiği iki eyleminin "nitelikli yağma" suçunu oluşturduğu bildirilen iddianamede, sanığın ülkenin yönetim sistemini ve mevcut Anayasal rejimi tanımadığı, "farklı şekilde yönetilmek" amacıyla gerçekleştirdiği eylemi nedeniyle "Anayasayı ihlal" suçunu işlediği belirtildi.İddianamede, N.Y'nin müşteki M.Ö'nün kahvehanesine B.E. ve E.Ö. ile gittiği, burada "nitelikli yağma" suçuna iştirak ettikleri belirlenen 2 zanlı hakkında da Adana Cumhuriyet Başsavcılığınca ayrı soruşturma yürütüldüğü kaydedildi.Hakkındaki suçlamaları reddeden N.Y, ilerleyen günlerde hakim karşısına çıkacak. AA