News - Haberler
11 askerinşehit olduğu helikopter faciasıyla ilgili Akar'a sorular: Sorumlusu kimler?
11 askerin şehit olduğu helikopter faciasıyla ilgili Akar'a sorular: Sorumlusu kimler? Bitlis'te askeri helikopterin kaza kırıma uğraması sonucu 11 askerin şehit olduğu kazaya ilişkin Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın yanıtlaması istemiyle soru önergesi verildi. CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, Bingöl’den Tatvan’a giderken meydana gelen ve 8’inci Kolordu Komutanı Korgeneral Osman Erbaş ile beraberindeki 10 askerin şehit olduğu helikopter kazasını Meclis gündemine taşıdı.“Bu kaza sorgulanmalı, Hulusi Akar soruları cevaplamalı” diyen CHP'li Bakan, Milli Savunma Bakanı Sayın Hulusi Akar tarafından yanıtlanması istemiyle verdiği soru önergesinde kazaya ilişkin Milli Savunma Bakanlığı (MSB) kaza-kırım heyetinin ilk değerlendirmelerinde “Saat 14.30’dan itibaren ani hava değişimi ile olumsuz hava şartlarıyla karşılaşılmış, bulut içine girilmiştir. Uçuşun son aşamasında hava koşullarının ani değişimi sonucunda ortaya çıkan olumsuz hava şartları nedeniyle helikopterin bulut içinde kalması ve bir anda yer görüş şartlarını kaybetmesi nedeniyle meydana geldiği değerlendirilmektedir” ifadelerine yer verdiğini belirtip şu soruları yöneltti:1- Söz konusu helikopterde hangi teknolojik ekipman ve sistemler bulunsaydı bu kaza önlenebilirdi? 2- Söz konusu helikopterin modernizasyon seviyesi nedir? Gerekli teknolojik takviyeler yapılmış mıdır? Yapıldıysa ne zaman yapılmıştır? Yapılmadıysa neden yapılmamıştır? 3- Kara Kuvvetleri Komutanlığı ve Hava Kuvvetleri Komutanlığı envanterinde kaçar adet “cougar” tipi helikopter bulunmaktadır? Söz konusu helikopterlerin kaç tanesi kaza nedeniyle kaybedilmiştir? Kaza nedenleri nelerdir? Söz konusu helikopterlerin modernizasyon seviyesi nedir? Ne zaman modernize edilmişlerdir? Söz konusu modernizasyon için bütçe ayrılmış mıdır? Ayrılmış ise miktarı nedir? 4- Kaza yapan helikopterde “aktif engel tanıma sistemi” mevcut mudur? 5- Dünyada sıfır görüşle ilerleyebilen uçuş sistemleri mevcutken, “önlenebilir kaza” olarak nitelendirilebilecek bu olay nasıl açıklanmaktadır? Gerekli teknolojik ekipmanlar için bütçe ayrılmış ve söz konusu helikopter modernize edilmiş midir? Değilse, 11 şehidimizin sorumlusu kimdir/kimlerdir? 6- Bakanlığınız, benzer kazaların yaşanmaması için hangi önleyici tedbirleri almayı planlamaktadır? Bakanlığınız ihtiyacı oluşan kazaya göre mi belirlemektedir? Kaza-rapor-sonuç-ihtiyaç ve temin silsilesine göre mi hareket edilmektedir? Bundan önceki gerçekleşen kazaların ardından hangi tedbirler alınmıştır? 7- Alçak İrtifa Hava Trafik Radarı için ülke genelinde analitik bir çalışma yapılmış mıdır? Bu konuda yapılan çalışmalar ve detayları nelerdir? Mevcut şartlarda, Kara Havacılığı için "Proje Değerlendirme Safhasında " olarak değerlendirilen 2019 yılına ait 4 adet mobil, 2 adet sabit Alçak İrtifa Hava Trafik Radarı alımı ile ilgili Aselsan ile yapılan çalışma hangi aşamadadır? cumhuriyet.com.tr"Yüzülebilir Körfez”için dönüşüm başladı
"Yüzülebilir Körfez” için dönüşüm başladı İzmir Büyükşehir Belediyesi İZSU Genel Müdürlüğü, “Yüzülebilir Körfez” hedefi kapsamındaki rehabilitasyon çalışmalarına bir yenisini daha ekledi. Çiğli’nin Ataşehir mahallesinde başlatılan “Büyük Çiğli Deresi Kıyı Düzenleme Projesi” ile ilçede yaşayanların nefes alabilecekleri alanlar yaratılacak. İZSU, İzmir Körfezi’nin temizlenmesi hedefine yönelik projelerini aşama aşama hayata geçiriyor. Kentin farklı bölgelerinde yürütülen dere temizlik çalışmalarının ardından Mart ayında Büyük Çiğli Deresi’nde kapsamlı bir çalışma başlatıldı. Hayata geçirilecek projeyle görüntü kirliliğinin ortadan kaldırılması, kentlilerin yaratılan yeşil alan sayesinde bölgede keyifli vakit geçirmesi hedefleniyor.Çiğli’nin Ataşehir mahallesinde 2 milyon 726 bin liralık yatırımla yürütülen Büyük Çiğli Kıyı Düzenleme Projesi kapsamında, dere tabanında biriken çamur tabakası temizlenerek “Yüzülebilir Körfez” hedefi doğrultusunda bir adım daha atılacak. Ayrıca dere çevresine 835 metre uzunluğunda dekoratif korkuluk imalatı yapılarak güvenli bir alan yaratılacak./Archive/2021/3/15/104616713-2.jpgDevam eden proje çalışmalarıyla, yürüyüş parkuru ve yol aydınlatması sağlanarak dere paralelinde modern ve yeşil bir yaşam alanı inşa edilecek.Çiğli’nin daha modern bir çehreye kavuşmasına katkı sağlayacak olan çalışmalar yılsonuna kadar tamamlanacak. İZMİR / CumhuriyetBergama'da satıştepkisi: Kimin malını, kime satıyorsunuz?
Bergama'da satış tepkisi: Kimin malını, kime satıyorsunuz? CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, Bergama’da köy muhtarlarıyla birlikte yaptığı açıklamada, 2012 yılında Bütünşehir Yasası’yla birlikte mülkiyetleri Bergama Belediyesine devredilen ve Mart ayının başında belediye tarafından satışa çıkarılan tarım arazilerinin satışına asla izin vermeyeceklerini söyledi. Sındır, "Kimin malını kime satıyorsunuz. Bu arazilerin her köyde onlarca ailenin geçim kaynağı olduğunu bilmiyor musunuz?" sözleriyle karara tepki gösterdi. Çitköy'de arazileri Bergama Belediyesi tarafından satışa çıkarılan köylerin muhtarlarıyla birlikte açıklama yapan Sındır, “Kimin malını kime satıyorsunuz!” diyerek tepkisini dile getirdi. Ayazkent, Kadıköy, Alibeyli ve Yukarıada köylerinde üreticilere seslenen Sındır, “Sizlere hayatı zindan edenlere, siz de sandıkları dar edin” dedi.“KÖYLÜLERİMİZİN ARAZİLERİ HARAÇ MEZAT SATILIYOR”Bütünşehir Yasası’nın kırsal alanlarda mağduriyet yarattığını, bu mağduriyetin tarımsal üretimi derinden etkilediğini ifade ederek sözlerine başlayan Sındır, “9 yıl önce 2012 yılında çıkarılan Bütünşehir Yasası’yla illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köylerin ve belde belediyelerinin maalesef tüzel kişilikleri itiraz etmemize, iktidarı uyarmamıza rağmen ortadan kaldırıldı. Bütünşehir Yasasıyla temsil tabanı da daraltıldı, yerel demokrasimiz derin bir darbe aldı. Kırsal alanda yaşayan yurttaşlarımızın mağduriyet yaşamalarına neden olundu. Köylerimizin, belde belediyelerimizin tarımsal nitelikleri yok sayılarak, onları kentsel yerleşimlerden ayıran özellikleri, ayrıcalıkları, sahip oldukları ortak taşınır ve taşınmaz malları, mera alanları, diğer tüm hak ve yetkileri ellerinde alındı, büyükşehirlerle aynı statüye getirildi. Akla mantığa sığmayan bu düzenlemeyle köylerimizde hayat pahalılığı ve köyden kente göçler arttı. Bunlar yetmezmiş gibi şimdi de köylülerimizin arazileri haraç mezat satılıyor” dedi./Archive/2021/3/15/104250715-1.jpg“SİZ YOLCUSUNUZ, KÖYLÜ HANCI”İktidarın 18 yıldır Türk köylüsünü yok saydığını, şimdi de aynı siyasi parti tarafından Bergama’da kazanılan belediyenin köylülerin ata toprağının satışa çıkarıldığını ifade eden Sındır, “9 yıl önce bu düzenlemeye karşı itirazlarımızı yaparken bu yasayla birlikte köylere kilit vuracağını, köy mallarının haraç mezat satılacağını söyledik. Bugün binlerce ailenin geçim kaynağı olan 831 bin 938 m2 verimli tarım arazisi Bergama Belediyesi tarafından satılıyor. Köylünün iki gözü iki çeşme, fakat AKP’li Bergama Belediyesi’nin gözü ise satıştan gelecek parada. Kimin malını kime satıyorsunuz. Bu arazilerin her köyde onlarca ailenin geçim kaynağı olduğunu bilmiyor musunuz? Bu arazilerin o köylerde yaşayan yurttaşlarımızın ataları, dedeleri tarafından köylerine kazandırıldığını size söyleyen olmadı mı? Siz yolcusunuz, köylü hancı. Yarın burada olmayacaksınız, satışa çıkardığınız söz konusu mülklerin gerçek ve öz sahipleri olan köy halkına nasıl hesap vereceksiniz?” dedi.“SİZLERE HAYATI ZİNDAN EDENLERE, SİZ DE SANDIKLARI DAR EDİN”Köy ziyaretlerinde AKP iktidarını sert sözlerle eleştiren Sındır, “AKP iktidara geldiğinde Çiftçimizin bankalara olan borcu 2,4 milyar lira iken bu rakam 128 milyar liraya çıktı. Çiftçi başına bankalara borç 1000 Lira iken borç 61 bin liraya çıktı. 2 milyon 261 bin kişi tarım sektöründe işinden oldu. Sektörde BAĞ-KUR’lu sayısı yüzde 35, sigortalı sayısı ise yüzde 73 azaldı. Mazot desteği 2020 yılında 2 milyar 901 milyon TL iken 2021 yılında 2 milyar 724 milyon lira yani yüzde 6,1’lik düşüş ile mazot desteği 177 milyon lira düşürüldü. ‘Mazotun yarısı bizden’ sözünüzü hatırlatmıyorum bile. Gübre desteklerinde de 2020’de 840 milyon lira iken 2021’de 788 milyon liraya düşürüldü yine 6,2 oranında yani 52 milyon lira azaltıldı. 18 yılda Türk tarımını o kadar kötü yönettiler ki siz üreticilerimize hayatı zindan ettiler. Unutmayın son sözü siz söyleyeceksiniz; size hayatı zindan edenlere, siz de sandıkları dar edin” dedi. İZMİR / Cumhuriyet'Covid-19 Kalkanı' hastanelerde denendi; göz ve cilde zararıyok
'Covid-19 Kalkanı' hastanelerde denendi; göz ve cilde zararı yok Virüsleri 5 ila 7 dakika arasında yok ederek ortamı güvenli hale getirmeyi hedefleyen Far-UVC özellikli sistemin deneme çalışmalarında başarı elde edildi. Sistemi geliştiren ekipte yer alan Kardiyolog Prof. Dr. Ayhan Olcay, "Far-UVC'nin 10 yıldır canlılara zarar vermediği düşünülüyor. Biz bunu giyilebilir tekstil ile kombine ettik ve UVC geçirmeyen panço ile test ettik ve Far-UVC’nin güvenli bir şekilde kullanım yolunu bulduk. Anjiyografi ünitesinde 11 hasta ve 4 sağlık personelinin gözünde ve cildinde ise hasar gözlenmedi" dedi. Başta Covid-19 olmak üzere virüs ve mikropların olmadığı güvenli alan sağlamak için çalışma yapan Kardiyolog Prof. Dr. Ayhan Olcay, Beyin Cerrahı Prof. Dr. Serdar Baki Albayrak, Makine Mühendisi Dr. Öğretim Üyesi Vedat Öztürk ve Bezmialem Vakıf Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi Müdürü Onur Yolay virüs ve mikropları yok eden Far-UVC ışığı üzerinde araştırmalar yaptı. Ekip, ışığı bir sistemde toplamayarak bu sistemin patentini aldı. Normalde Far-UVC altında 1-2 saat güvenli kalabilen ortam, giyilebilir tekstil ürünleriyle tüm gün kullanılabilir hale geldi. Initus-V adı verilen ve insan üzerinde denenmemiş sistemin gerekli yasal izinler sonrası hastalar üzerinde denemelerine Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi, Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Kliniği, İstanbul Aydın Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Beyin Cerrahisi Kliniği ve Diş Hekimliği Fakültesi ile Medicana Bahçelievler Hastanesindeki doktorlar tarafından başlandı."UVC TEKNOLOJİSİNİ TEKSTİL İLE BİR ARAYA GETİRDİK"Sistemin ilk denemelerini paylaşan Kardiyolog Prof. Dr. Ayhan Olcay, şunları söyledi:"Sisteme Initus-V adını verdik. Şu anda insan deneylerini yapıyoruz. Sistem temelde içerisinde Far-UVC adını verdiğimiz dalga boyunda ışığı yayan bir lamba. Beraberinde ise bu ışınlardan koruyacak tekstil ürününü içeriyor. Temelde yaptığı şey 100 yıllık bir teknoloji olan 254 nanometre (nm) UVC teknolojisi canlılara zarar verdiği için insanların olduğu ortamda kullanılamıyor zarar veriyor. Far-UVC adlı 222 nm dalga boyunun 10 yıldır canlılara zarar vermediği düşünülüyor. Hayvan deneylerinde cilde ve göze zarar vermiyor ama insanda geniş çalışmaları yok. Bu nedenle bu teknoloji uzun süredir kenarda bekliyordu. Biz farklı olarak bunu tekstil ile kombine ettik. İçerisinde insan bulunan ortamda giyilebilir tekstil ürünleri ile beraber kullanarak güvenli ameliyathane, poliklinik, seyahat ve yoğun bakım ortamı gibi ortamlar oluşturmak istedik. Bu kavramı dünya literatürüne soktuk. Farklı kongrelerde sunumlarını yaptık. Etik kurul onayları sonrası üniversiteler, devlet hastaneleri ve özel hastanelerden oluşan çok merkezli çalışmaların ilkini tamamladık.""11 HASTA 4 HEKİM ÜZERİNDEKİ ÇALIŞMA BİR AY SÜRDÜ"İlk etapta yaklaşık 50 hasta üzerinde deneme planladıklarını ifade eden Prof. Dr. Ayhan Olcay, "Biz burada 11 hasta ve çalışmaya dahil olan 4 sağlık personeli üzerinde denemiş olduk. Bu tip çalışmalar genellikle küçük gruplar halinde başlıyor. Kardiyoloji hekimiyim sahada çalışıyorum. Dolayısıyla koronavirüs sürecinde hem hastaların hem hekimlerin hayatı felç oldu. Bu nedenle de sisteme 'Covid-19 kalkanı' adını verdik. Temel olarak yaptığı 5 ila 7 dakika içerisinde ortamdaki koronavirüsü öldürmesi. Ortamı hem hasta hem de biz hekimler için güvenli bir hale getiriyor. Ben anjiyo işlemlerini yaparken 11 hastayı bu lambaların olduğu ve UVC koruyucu tekstili giydiğimiz ortamda gerçekleştirdim. 11 hastanın deneme süresi bir ay sürdü. Bu hastaların öncesi ve sonrasında göz ve cilt muayeneleri yapıldı. Tüm dünyadaki yasal limitler korumasız ciltte bu teknolojinin günde belli bir saat kullanımına müsaade ediyor. Ama tekstil ile kombine ettiğimizde serbestçe kullanılabilir hale geliyor" ifadelerini kullandı./Archive%5C2021%5C3%5C15%5C104416667-kovid-19-kalkani-hastanelerde-denendi-goz-ve-cilde-zarari-yok_4.jpg"GÖZ VE CİLTTE HASAR YOK TOPLU ALANLARDA KULLANILABİLİR"11 hasta ve 4 sağlık personelinin göz ve cildinde herhangi bir hasar yaşanmadığını anlatan Prof. Dr. Olcay, "Bu teknoloji çıplak tenle bile zararlı olmayabilir fakat bu uzun yıllar sürecek çalışmaları gerektiriyor ama şu dönemde tekstil ile kombine ederek güvenli hastane ortamı, güvenli seyahat ile bir an önce bunu gündelik hayata sokmak istiyoruz. Bu teknoloji uçak seyahatlerimizi normalleştirebilir. Her ne kadar şirketler tarafından panço giymek biraz hantal gibi görünse de insanlara sorduğumuzda 'güvenli olsun beni rahatsız etmez' diyor. Toplu seyahat edilen alanlar, kültür sanat aktivitelerinin yapıldığı alanlarda üzerinize bir panço giyerek ışıkların altında koronavirüs açısından güvenli bir alanda bulunmak avantajlı ve hayatın normalleştirilmesi açısından da önemli olacaktır. Deneme ilk aşamada hastanelerde başladı önceliğimiz hastaneleri güvenli alan haline getirmek ama bu sisteme hayatın normalleştirilmesi açısından önümüzdeki 1-2 yılda ihtiyaç duyacağız gibi görünüyor" değerlendirmesinde bulundu. DHAEşine kızdıevi yaktı
Eşine kızdı evi yaktı Sakarya’nın Karsu ilçesinde evli çift arasında çıkan tartışma sonrasında taraflardan biri evi ateşe verdi. İtfaiye ekiplerince söndürülen yangında ev kullanılmaz hale gelirken, eşiyle kavga eden kadın ise sinir krizi geçirdi. Yangın, Karasu ilçesi Yalı Mahallesi 101. Sokak üzerinde bulunan Beyazıt Sitesi’nde üç katlı binanın zemin katında Buket G.’ye ait bir evde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, gece saatlerinde evli çift arasında tartışma çıktı. Tartışmanın sonunda taraflardan biri evi ateşe verdi. Alevlerin kısa sürede daireye yayılmasıyla birlikte yangın çıktı. Yangını fark eden bina sakinleri, durumu itfaiye ve polis ekiplerine bildirdi. İhbar üzerine kısa sürede olay yerine gelen itfaiye ekipleri, yangına müdahale ederek alevlerin diğer dairelere sıçramasını önledi.Yaklaşık bir saat süren söndürme ve soğutma çalışmasının ardından daire kullanılamaz hale geldi. Olay yerine gelen sağlık ekipleri ise, dairede ikamet eden ve ismi henüz öğrenilemeyen kadına müdahale ederek sakinleştirdi. Polis, yangın ile ilgili soruşturma başlattı. İHAKredili konut satışlarıOcak-Şubat'ta yıllık yüzde 70.5 düştü
Kredili konut satışları Ocak-Şubat'ta yıllık yüzde 70.5 düştü Türkiye genelinde, "ipotekli satış" olarak bilinen kredili konut satışları Ocak-Şubat döneminde yıllık bazda yüzde 70.5 düşüşle 25 bin 401 adete geriledi. Türkiye İstatistik Kurumu 'nun verilerine göre bu dönemde toplam konut satışları yüzde 34.7 azalışla 151 bin 809 olarak gerçekleşirken, ilk defa satılan konutlar yüzde 35.9 azalışla 47 bine, ikinci el konut satışları ise yüzde 34.1 azalışla 104 bin 804'e geriledi.Türkiye genelinde konut satışları Şubat'ta yıllık bazda yüzde 31.6 azalarak 81 bin 222'ye, ipotekli konut satışları da aynı dönemde yüzde 66.5 düşüşle 14 bin 669'a geriledi./Archive/2021/3/15/103945410-tuik-kredili-konut-satislari-ocak-subatta-yillik-yuzde-705-dustu_1.jpg/Archive%5C2021%5C3%5C15%5C103945738-tuik-kredili-konut-satislari-ocak-subatta-yillik-yuzde-70.5-dustu_2.jpgToplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı yüzde 18.1 olarak gerçekleşti. İpotekli satışlarda İstanbul 3 bin 174 konut satışı ve yüzde 21.6 pay ile ilk sırada yer aldı. İpotekli konut satışının en az olduğu iller 1'er konut ile Bayburt ve Hakkari oldu. Ardahan ilinde ise ipotekli konut satışı gerçekleşmedi./Archive%5C2021%5C3%5C15%5C103945894-tuik-kredili-konut-satislari-ocak-subatta-yillik-yuzde-70.5-dustu_3.jpg/Archive%5C2021%5C3%5C15%5C103946035-tuik-kredili-konut-satislari-ocak-subatta-yillik-yuzde-70.5-dustu_4.jpg/Archive%5C2021%5C3%5C15%5C103946160-tuik-kredili-konut-satislari-ocak-subatta-yillik-yuzde-70.5-dustu_5.jpgTürkiye genelinde ilk defa satılan konut sayısı Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 33.7 azalarak 24 bin 737 oldu. Toplam konut satışları içinde ilk satışın payı yüzde 30.5 oldu. Türkiye genelinde ikinci el konut satışları Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 30.7 azalış göstererek 56 bin 485 oldu. DHAKimliğiniçaldıran 77 yaşındaki kadın kağıtüzerindeöldüğünüöğrendi
Kimliğini çaldıran 77 yaşındaki kadın kağıt üzerinde öldüğünü öğrendi Amerika’da uzun yıllar yaşadıktan sonra Türkiye’ye dönen ve 20 yıldır Kemer’de yalnız yaşayan 77 yaşındaki Nursan Spragins, kayıp kimliğini yeniden çıkartmak için başvuru yaptığında nüfustan silindiğini öğrendi. Kendi ifadesine göre 60 yıl önce okumak için Amerika Birleşik Devletleri’ne giden Nursan Spragins, Kaliforniya’da muhasebe eğitimi gördü ve çalışmaya başladı. Üç kez evlenen ve boşanan Spragins dördüncü evliliğine hazırlanırken, nikahına 3 gün kala nişanlısı motosiklet kazasında hayatını kaybetti.TÜRKİYE’YE DÖNDÜ, ÇANTASI ÇALINDI, KİMLİKSİZ KALDI2000 yılı başında Türkiye’ye dönen Nursan Spragins, İzmir’de çantası çalınınca bütün kimlik belgeleri yok oldu. 2005 yılında Kadıköy Nüfus Müdürlüğünden kimlik çıkartan kadın, emekli olmasına rağmen çalışmak için iş ararken Kemer’e geldi ve aşık olduğu bu beldeye yerleşti.KİMLİĞİNİ KAYBETTİ, MAAŞ ÇEKLERİ ELİNDE KALDIABD’de emekli olduğu için gelen maaş çeklerini yıllarca özel bir bankanın Kemer şubesinden tahsil eden Spragins bir süre sonra kimliğini yeniden kaybetti.Maaş çeklerini paraya çevirdiği banka şubesinde tanındığı için işlerini yıllarca kaybettiği kimliğinin fotokopisiyle yürüten Nursan Spragins, önceki yıl banka görevlileri kendisine ‘kimlik aslı olmadan işlem yapamayacağını‘ söyleyince sıkıntılı günler başladı. Hesabı bloke edilen, daha sonra haftada 50 dolar verilince sabit ödemelerini yapmakta zorlanan kadın yeniden kimlik çıkartmak için girişimde bulundu ancak bu süreçte sıkıntılar daha da büyüdü.KAĞIT ÜZERİNDE ÖLDÜĞÜNÜ ÖĞRENDİKemer’de bir yakını bulunmadığı için kütüğünün bulunduğu yere gitmesi gereken yaşlı kadına, kimliğini Kemer’den çıkartabilmesi için Yeni Mahalle Muhtarı Münevver Erkal ve Kemer Kaymakamlığı yardımcı olurken bu kez de kadının nüfus kaydının kütükten silindiği ortaya çıktı. Hayattayken kağıt üzerinde ölü gözüken Nursan Spragins’in nüfus kaydının düzeltilebilmesi ve kimlik çıkartılabilmesi için yakın akrabalarının tanıklığının gerektiği ortaya çıkınca zamanın Kemer Kaymakamı Murtaza Dayanç, kadının yakınlarının bulunduğu belirtilen Yalova bölgesindeki birimlerden yardım istedi. Aylar süren uğraştan sonra bir jandarma komutanının gayretiyle bulunan yakınının şahitliğiyle Nursan Spragins’in hayatta olduğu kanıtlandı ve kadın adeta hayata yeniden döndü.SEVİNÇTEN DANS ETTİNüfus kaydının düzeltilmesinden sonra yeni kimlik belgesi çıkarılması için başlatılan işlemler sonunda Kemer Kaymakamlığı Nüfus Müdürlüğüne çağrılan Nursan Spragins’e geçici kimlik belgesi verildi, belgenin aslının posta yoluyla ulaştırılacağı bildirildi. Nüfus müdürlüğünde sırasını beklerken sevinçten dans eden Nursan Spragins, işlemler tamamlandıktan sonra da binayı neşe içinde terk etti.NÜFUS MÜDÜRÜ: "BİR YILA YAKIN UĞRAŞTIK HAYIRLI OLSUN"Kemer İlçe Nüfus Müdürü Emine Erten, uzun bir tahkikat süreci yaşadıklarını belirterek, “Nursan hanıma kimliğini vermenin mutluluğunu yaşıyoruz. İnşallah sağlıklı günlerde kullanır. Yakınlarına pandemi dolayısıyla çok geç ulaştık, adres değişikliklerini tespit ettik. Bir yıla yakın uğraştık” diye konuştu."BU SÜREÇ BİZİM İÇİN ÇOK ZORLU GEÇTİ"Sürecin başından sonuna kadar Nursan Spragins’in yanından ayrılmayan Yeni Mahalle Muhtarı Münevver Erkal da mahallesinin sakinlerinden olan kadınla kimlik sorunu yaşadığı sırada tanıştıklarını anlatarak “Bu süreç bizim için zorlu geçti Kemer’de görev yapan bir önceki kaymakam Murtaza Dayanç bey sağolsun ilgilendi. 2015’de çıkan yasalara göre tanıdığınız biri diyecek siz evet bu şahıs sorduğunuz kişidir diye imza vermesi gerekiyor. Yakınlarını da bulamadık, sonra bulduk yakınlarını ama Nursan’ın öldüğünü sanıyorlar. Sonra görüştürdük birbirleriyle ve başvurumuzu yaptık sağolsun Nüfus Müdürümüz Emine Erten hanım ve geçen dönem kaymakamımız Murtaza Dayanç bey de çok yardımcı oldular” diye konuştu. İHAMuğla'nın Menteşe ilçesinde 4,2 büyüklüğünde deprem
Türkçe Haberler En Son Başlıklar Muğla'nın Menteşe ilçesinde 4,2 büyüklüğünde deprem Deprem, Menteşe'de saat 04.55'te deprem kaydedildi. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) internet sitesinde yer alan bilgiye göre, Menteşe'de saat 04.55'te deprem kaydedildi. Depremin, 6,98 kilometre derinlikte olduğu belirlendi. cumhuriyet.com.trSanatta bu hafta
Sanatta bu hafta Bu hafta sahnelenecek bazı oyunlar... ‘KÜRK MANTOLU MADONNA’ ÇEVRİMİÇİ Sabahattin Ali’ni romanı “Kürk Mantolu Madonna”, Miraç Eronat’ın uyarlama ve rejisiyle sahneye 19 Mart’ta saat 20.30’da www.seyretix.com adresinden izlenebilir. Oyunda, Gerçek bir aşkın zarafeti, inceliği yalnızlığın çaresizliği anlatılıyor. Uyarlaması ve rejisi Miraç Eronat’a ait oyunda, Sevi Demircivi, Sefa Tantoğlu, Z. Okan İrkören, İsa Candinç, Safa B. Kurtoğlu, Boray İsabetli, İlknur Burcu Akpınar rol alıyor./Archive/2021/3/15/053752171-kul-cecile-rnk.pngMÜCADELE DOLU BİR HAYAT, CELİLE Kadıköy Halk Tiyatrosu’nun yeni sezon oyunu “Celile” online 19 Mart ‘ta saat 20.30’da, 22 Mart ‘ta ise 22.00’de seyretix üzerinden seyirciyle buluşacak. Ali Yalçıner’in yazdigi ve yönettiği oyunda, Ayşegül Yalçıner rol alıyor.Saray soylusu olarak başlayan, Galata Köprüsü’nde açlık grevine uzanan; şaşaalı olduğu kadar, mücadele dolu bir hayat...Osmanlı’nın son yıllarında yasak aşkı, Cumhuriyetin ilk yıllarında oğlunun yaşamı ve özgürlüğü için verdiği mücadele ile konuşulan güçlü ve cesur bir kadın. Resimlerini insanlara verirken “Bunu yatak odasına değil salona asın lütfen” diye tembih eden Osmanlı’nın ilk kadın nü ressamı.Yahya Kemal de Nâzım Hikmet de Büyükada’daydı. İkisi de aynı kadına sevdalıydı; Celile! Öznur Oğraş ÇolakOyuncu YeşimÖzsoy gençlerle buluşuyor
Oyuncu Yeşim Özsoy gençlerle buluşuyor İstanbul Modern’in Genç Salı Programı çevrimiçinde devam ediyor. “Genç Salı” Çevrimiçi Eğitim Programı yarın saat 16.00- 17.00 saatler arasında tiyatro yönetmeni, oyuncu, oyun yazarı ve eğitmen Yeşim Özsoy’u ağırlıyor. Türkiye’de çağdaş tiyatroya odaklanan söyleşi, Özsoy’un yakın dönemde katıldığı yurtiçi ve yurtdışındaki festivaller ve Yeni Metin Tiyatro projesindeki deneyimlerini paylaşmasıyla başlıyor. Sanatsal bakış açısını aktarırken, gerçekleştirdiği üretimlerin gelişim süreçleri ve yöntemleri hakkında gençlere profesyonel katkı sağlayabilecek bilgiler sunuyor. cumhuriyet.com.trJaleİnanÖdülü’nün sahibi anaerkil Patara’nın kazıbaşkanıProf. Işık oldu
Jale İnan Ödülü’nün sahibi anaerkil Patara’nın kazı başkanı Prof. Işık oldu Ödül Türkiye’nin ilk kadın arkeoloğu Prof. Jale İnan adına. Ödülün sahibi anaerkil Patara’nın kazı başkanı Prof. Havva İşkan Işık. Ödülü veren ise Antalya Kadın Müzesi. Konuk yazar: Gila Benmayorİçinden kadınların geçtiği hikâye, geçmiş zamanlarda “Işık Ülkesi” diye bilinen Likya Birliği’nin başkenti antik Patara’da başlıyor günümüze kadar geliyor.Antikçağlarda benzeri olmayan çoğulcu demokratik bir yapı kurmayı başarmış Likya için Fransız aydınlanmasının önemli yazarlarından Mostesquieu, “Kanunların Ruhu Üzerine” kitabında şöyle der:“Eğer mükemmel bir konfederasyon cumhuriyet örneği vermek gerekirse Likya’yı gösteririm.”Fransız yazarın bu sözlerinin ABD’nin 1787 yılında anayasasında etkili olduğu öteden beri bilinir. Patara’da demokratik geleneğin en önemli kanıtlarından biri milattan önce 2. yüzyılda inşa edilen dünyanın en eski meclis binası.2006 yılı kazılarında gün ışığına çıkarılan 1400 kişilik meclis binasında bulunan yazıtlardan, Likya Birliği’nin meclis kararlarını burada alındığı anlaşılıyor.Meclis binası TBMM’nin sağladığı bütçeyle restore edildi ve 2020 Patara Yılı’nda ziyarete açıldı.Patara aynı zamanda Noel Baba diye bildiğimiz Aziz Nikolaos’un da doğum yeri.LİKYALI KADIN, YAŞAMIN MERKEZİNDEAncak bu antik şehirle bilmemiz gereken en önemli şeylerden biri, anaerkil bir toplum barındırdığı ve kadınları sosyal yaşamın merkezine aldığı.Tarihin babası diye bilinen Herodot, Likyalıların soylarını annelerine göre tanımladığını yazar.Yine Herodot’a göre, Likyalı bir kadın bir köle ile evlendiğinde çocuğu tüm vatandaşlık haklarına sahip olabiliyordu.Oysa Likyalı bir erkek bir köle ya da yabancıyla evlendiğinde çocuğun böyle bir hakkı yoktu.Yani Likyalı kadın soyun belirlenmesinde ve yasalar karşısında bir adım önde./Archive/2021/3/15/053106081-basliksiz-1.jpgYeliz Gül Ege ve Prof. Havva Işık ödül töreninde Prof. Jale İnan’ın fotoğrafı önünde.İLK KADIN ARKEOLOG ADINAAnaerkil uygarlığın başkentinde kazıların bir kadın başkanlığında devam etmesinden daha doğal ne olabilir?1988 yılından beri Patara’da çalışan, 2009 yılından günümüze kazı başkanı olan, Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Havva İşkan Işık’tan söz ediyorum.Patara ile ilgili kadın hikâyemiz burada bitmiyor.Prof. Işık, geçen günlerde Türkiye’nin ilk “kadın arkeoloğu” Prof. Dr. Jale İnan adına verilen ödülün sahibi oldu.Tam adı “Prof. Dr. Jale İnan 2020 Antalya Yılın Kadın Ödülü” olan ödül, kadın hikâyesinin devamı.Çünkü ödül altı yıldan beri Antalya Tanıtım Vakfı (ATAV) çatısı altındaki sanal ortamdaki Antalya Kadın Müzesi tarafından veriliyor.ATAV ve Antalya Kadın Müzesi’nin kurucusu bir başka kadın, turizmci Yeliz Gül Ege.Ödül daha önce iş insanı Suna Kıraç, Dünya Serbest Dalış Rekortmeni Şahika Encümen gibi isimlere verilmiş.Geçen yıl 257 bin 560 kişinin ziyaret ettiği Patara’daki kazı çalışmaları 2016 yılından beri Türkiye İş Bankası ve iştirakleri Şişecam ile TSKB tarafından destekleniyor. cumhuriyet.com.tr