News - Haberler
‘Cübbeli’nin dünürlerinin kurduğu‘Çözüm Tasarruf’aylardır vaat ettiği paralarıyatırmadı
‘Cübbeli’nin dünürlerinin kurduğu ‘Çözüm Tasarruf’ aylardır vaat ettiği paraları yatırmadı “Cübbeli Ahmet Hoca” olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü’nün AKP döneminde İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden aldığı ihalelerle gündeme gelen damadı Esat Palazoğlu’nun ağabeyinin adı “dolandırıcılık” iddiasıyla gündeme geldi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a yakınlığıyla bilinen iş insanı Muhittin Palazoğlu ve ortağı Veysel Mert, 2 yıl önce “Çözüm Tasarruf Organizasyon Pazarlama ve Ticaret Anonim Şirketi”ni kurdu. Çok sayıda yurttaş, sözleşmede belirtilmesine karşın bu şirkete para yatırmasına rağmen şirketten almaları gereken parayı alamadı. Mağduriyetlerini dile getiren yurttaşların bazıları yargı yoluna başvurmaya hazırlanırken, bazıları ise şikâyetvar.com isimli site üzerinden yaşadıkları süreci paylaştı. Bazı yurttaşlar Çözüm Tasarruf’a para yatırırken şirket yöneticileri tarafından “faizsiz helal para” denilerek ikna edildiğini belirtti. ‘HELAL PARA’ DEDİLERPara yatıran A.K. isimli bir yurttaş, gazetemize yaptığı açıklamada, “Bir arkadaşım vesilesiyle duydum. Faizsiz helal para dedikleri için bu işe girdim. Güvenerek elimdeki avucumdaki parayı yatırdım. Bana aralık ayında toplu bir para ödemesi yapılacağı söylendi. Sözleşmeyi zaten böyle düzenledik. Ancak halen tarafıma ödenen bir şey yok. Zaman geçtikçe benim gibi çok fazla mağdur olduğunu gördüm. Şirket tarafından sürekli oyalanıyoruz. Benim ödediğim parayı versinler yeterli. Bu şirket tam bir pişmanlık” ifadelerini kullandı. Şikâyetvar.com isimli siteye yazan bir yurttaş ise “Teslimat yapamıyorlar, sürekli olarak arayıp plan değişikliği veya teslimat tarihi erteleme teklif ediyorlar. Bunu yaparak hem zaman kazanıyorlar hem de müşterinin sözleşmeyi haklı nedenle feshinin önüne geçerek taksit ödemesine devam etmesini sağlıyorlar. Mağdur edilenler için söylüyorum: Zararın neresinden dönerseniz kârdır. Hukuki yollara başvurun zaman kaybetmeden” dedi. Seyhan AvşarMimarŞahin, Sincan Cezaevi’nden gazetemize mektup yazdı: "Çıplak arama yapıldı"
Mimar Şahin, Sincan Cezaevi’nden gazetemize mektup yazdı: "Çıplak arama yapıldı" Kalitesiz beton kullandığı için ceza kestiği şirket sahibi tarafından adı KHK listesine konulan Şahin, 4 yıl Düzce’de oturma eylemi yaptı. Gözaltılarla yıldırılmak istenen Şahin, “örgüt üyeliği” suçlaması ile tutuklandı. 679 sayılı KHK ile Düzce Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ndeki işinden 2017 yılında atılan ve “işimi istiyorum” eylemleri nedeniyle eylül ayından bu yana tutuklu olan mimar Alev Şahin, Kayseri Cezaevi’nden duruşma için bir günlüğüne misafir olarak götürüldüğü Sincan Cezaevi’nde çıplak arandığını iddia etti. Gazetemize mektup yazarak yaşadığı sıkıntıları anlatan Şahin, Acun Karadağ ile birlikte duruşmaya götürülmek için duruşmadan bir gün önce Kayseri Cezaevi’nden Sincan Cezaevi’ne götürüldüklerini belirtti. Sincan Cezaevi’ne girişleri yapılırken çıplak aramaya maruz kaldığını belirten Şahin, “Kabul işlemleri sırasında üst araması için iki ayrı odaya alındık. Bir süre sonra Acun Karadağ’ın gardiyanlarla tartıştığını duydum. Ne olduğunu sorduğumda çıplak aramanın dayatıldığını söyledi. Bir süre sonra benim kapatıldığım odaya gelen 3 kadın gardiyan üst araması yapacaklarını söylediler. Maalesef tüm itirazlarıma rağmen çıplak aramaya ben de maruz kaldım” dedi. ‘İTİRAZ EDECEĞİM’Çıplak aramanın dışında diğer cezaevinden getirdikleri eşyaların elinden alındığını ve sadece tartışa tartışa pijama, diş fırçası, macunu ve savunmasını alabildiğini dile getiren Şahin, “Beni tek kişilik hücreye koydular. Hücre cezası almadığım halde beni burada tutmalarının suç olduğunu söyledim ama hak ihlalinin keyfi bahanesi ‘salgın’ cevabıyla karşılaştım. Banyo, tuvalet, yerler pislik içindeydi. Ama salgın nedeniyle Acun Karadağ ile ayrı tutulacaktık. Sincan Cezaevi tarafından verilmek istenen 1 ay görüş yasağına infaz hâkimliğine itiraz edeceğim. 4 yıl boyunca zulme eğilmeyen başımı asla karşılarında eğilirken görmeyecekler. Asla aşağı bakmayacağız, başımızı eğmeyeceğiz” ifadelerine yer verdi. Zehra ÖzdilekTurizmciler Türkiye’de kullanılan Sinovac aşısının AB’deki akredite sürecini izliyor
Turizmciler Türkiye’de kullanılan Sinovac aşısının AB’deki akredite sürecini izliyor TÜROFED Başkan Yardımcısı Mehmet İşler, Avrupa Birliği’nin henüz Sinovac’ı tanımadığını hatırlatarak, bunun turistler için 14 gün karantina sonucu doğurabileceğini vurguladı. İşler “Bu, bizim için bir kâbus olur” dedi. Türkiye’de küresel Covid-19 salgınına karşı yaygın kullanımı devam eden Çin menşeli Sinovac aşısının Avrupa Birliği (AB) tarafından akredite olmayacağını endişesi, Türk turizmcisinin en büyük kaygısı durumunda.UÇUŞLAR MAYISTASüreci sektör açısından yorumlayan Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkan Yardımcısı Mehmet İşler, “Turizm sektöründe iki ciddi sorunumuz var. Birincisi, Türkiye’de kullanılan Sinovac aşısının AB’nin tanıdığı bir aşı olmaması... Bu aşı AB tarafından akredite edilmiş, tanınmış bir aşı olmadığı için Türkiye’den gidecek turiste 14 gün karantina uygulayabilirler. Aynı şekilde oradan Türkiye’ye gelecek yabancı turiste de dönüşte 14 gün karantina uygularlarsa bu bizim için bir kabus, bir çöküş olur” dedi.Mayıs ayı sonunda uluslararası uçuşların açılmasını beklediklerini de kaydeden İşler, yetkililere şu çağrıda bulundu: “Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığı’nın yapacakları çalışmalarla bir an önce bu aşının AB tarafından akredite edilmesinin sağlanmasını istiyoruz. Aynı şekilde, yurtdışındaki üniversitelerle akredite olmuş bazı tıp fakültelerimizin de kendi aralarında yapacakları protokollerle bu aşının onayının sağlanması gerekir. Özellikle Yunanistan ve İspanya’nın Türkiye’ye gelecek turistleri engelleyici haklı sebeplerinin ortadan kaldırılması gerekir.”Turizm sektöründeki ikinci büyük sorunun da aşılamanın nüfusa oranı olduğunu vurgulayan İşler, şöyle devam etti: AB’Yİ YAKALAYALIM“Avrupa Birliği diyor ki, toplam nüfusun yüzde 30’unu aşıladık. Mayıs ayına geldiğimizde Türkiye’deki aşılamanın nüfusa oranı yüzde 5-8’lerde kalırsa bu bizim için risk olur. Türkiye’nin yapması gereken, AB’deki oranları yakalamak olmalı.” İşler, tüm bunları talep etmelerindeki gerekçeyi ise şöyle anlattı: “TL’nin değer kaybından dolayı yabancı turistin Türkiye’ye yöneleceğini biliyorlar. Aynı kalitede daha ucuza hizmet alınabilir Türkiye’de. Sahada değil ama masada yapılacak ayak oyunlarına karşı Türkiye bu adımları gerçekleştirmeli.” LOKANTALAR GÜNAH KEÇİSİ OLMASINİstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, yeni normalleşme için atılan adımların hizmet sektöründe faaliyet gösteren binlerce işletme ve onların çalışanları için çok önemli olduğunu açıkladı. Avdagiç, ancak açılışla birlikte salgında artan vakalarda günah keçisinin lokantalar ve kafeler haline getirilmeye çalışıldığını dile getiren Avdagiç, şu açıklamayı yaptı:“Restoranların dışındaki risk seviyesi adeta ‘kırmızı’ kaldıkça, içinin rengi turuncu, mavi, sarı olmuş fark etmez. Kovid’in yayılmasında tek sorumlu lokantalar ve kafeler olarak görüldüğü sürece, doğru adım atmış olmayız. 16 milyonluk İstanbul’da çocuklarımızın eğitim alabilmesi, binlerce işyeri ve çalışanımızın geleceği için her bir vatandaşımızın kurallara tam uyması şart.”MARKALAR AVM’DEN KAÇIYORBirleşmiş Markalar Derneği (BMD şubat ayı anketinde üyelerinin 2020’de mağaza sayılarındaki değişimi mercek altına aldı. 166 üyenin 420 markası üzerinden yapılan ankete göre üyelerin yüzde 57’si şubatta alışveriş merkezlerindeki (AVM) mağazalarının sayısını azalttığını belirtirken, cadde mağazalarını kapatan üyelerin oranı ise yüzde 30 oldu. BMD Başkanı Sinan Öncel, “Üyelerimizin yüzde 22’sinin AVM, yüzde 54’ünün cadde mağazalarının sayısında değişim olmadı. Yüzde 21’i AVM’lerde, yüzde 16’sı ise caddelerdeki mağaza sayılarını artırdı” dedi. Öncel, kira ve ortak alan giderlerinin büyük sorun olduğunu belirterek, şunları söyledi: - Şubat ayındaki ortalama cirolar Ocak’taki gibi yüzde 50-60 düzeyinde kaldı. Mevcut kiralama koşulları ile markalarımızın devam edebilme gücü her geçen gün azalıyor. - Bu konunun mevzuatla düzenlenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Kısa Çalışma Ödeneği’nin (KÇÖ) mart ayı sonunda bitecek olması da perakende sektörünü endişelendiriyor. cumhuriyet.com.trRusya veÇin, Ay'da ortak bir uzay istasyonu inşa etmeyi planladıklarınıaçıkladı
Moskova bir zamanlar uzay yolculuğunun öncülerinden biri olsa da - ilk insanı uzaya Rusya gönderdi - finansman eksikliği nedeniyle son yıllarda uzay keşiflerinde ve araştırmalarında büyük kazanımlar elde eden Çin ve ABD'nin gölgesinde kaldı. Şimdi ise Çin ile birlikte Ay'da ortak bir uzay istasyonu kurmayı planladıklarını açıkladı.Habere Gitmek için TıklayınProf. Dr. Yaşar Doğan: Sahra tozuçamur olarak yağacak
Türkçe Haberler En Son Başlıklar Prof. Dr. Yaşar Doğan: Sahra tozu çamur olarak yağacak İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri Enstitüsü (DEÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, 11 Mart Perşembe günü sahra çölünden gelen toz bulutunun yağmurla birleşip, çamur şeklinde yağacağını söyledi. /Archive/2021/3/9/193038185-thumbsbc2360f82f485e6078a4c8ff5404a63f82.jpgMeteoroloji verilerine göre, 11 Mart perşembe günü Türkiye'nin orta ve batı kısmında etkili olacak yağışın çamurlu olacağını iddia eden Prof. Dr. Doğan Yaşar, "Şu an toz bulutlarının taşındığı mevsimdeyiz. Çamurlu yağışlara şahit olacağız. Özellikle de yağışların çamurunu araçların üzerinde göreceğiz. Gelecek perşembe günü İzmir ve Antalya gibi kentlerdeki araçların üzerindeki çamuru herkes fark edecek. Havada ciddi miktarda Sahra’dan gelen çöl tozu taşınımı var" dedi.'PERŞEMBE GÜNÜ DAHA FAZLA GÖRECEĞİZ'Prof.Dr. Doğan Yaşar, çöl tozu ile çamurlu yağmurdan korkulmamasını belirterek, şöyle konuştu:"Dünya çöllerinden her yıl 500 milyon ton kil minarali taşınır. Dünya, bu tozlarla gübrelenir. Bunlarsız yaşam olmaz. Bunlar çiftçinin beklediği bereket yağışlarıdır. Geçen pazar günü biraz atıştırdı. Ancak perşembe günü biz bu çamuru, daha fazla göreceğiz."FRANSA’DAN GELEN RADYOAKTİF KALINTILAR NEDİR?Sahra Çölü'nden Fransa'ya sezyum 137 radyoaktif kalıntıları geldiği yönündeki haberleri de hatırlatan Prof. Dr. Yaşar, şu ifadeleri kullandı:"Fransa'nın 1960'lı yıllarda Sahra'da yaptığı nükleer çalışmalar var. Radyoaktif kalıntıları Fransa’nın Jura Dağı’na bıraktığı iddia edildi. Çöl tozları içerisinde bu nükleer kalıntıların, Fransa'ya ve Avrupa’ya doğru geldiği tespit edilmiş. Kapı ve pencerelerin kapatılması gerektiği yönünde açıklamalarda bulunulmuş. Tozlarla her şey taşınabilir. Ancak bu tozun bize bir tehlikesi yok. Bize gelen toz Sahra'nın daha doğusundan, Fransa'ya ve Avrupa’ya ise batısından ulaşıyor. Dünyanın en büyük çölü Sahra'dır, devasadır. Ancak tartışılan bu sezyum gazı bizi etkilemeyecek." DHA4. UluslararasıKadın Yönetmenler Festivali destek bekliyor
4. Uluslararası Kadın Yönetmenler Festivali destek bekliyor Kadın Yönetmenler Derneği tarafından bu yıl dördüncüsü düzenlenen Uluslararası Kadın Yönetmenler Festivali’nin sürdürülebilirliğini sağlamak için Fongogo üzerinden kampanya başlatıldı. /Archive/2021/3/9/180339779-kadin-yonetmenler-festivali-destek-bekliyor.jpgKadın sinemacıların emeklerine vurgu yapmak amacıyla her yıl 8 Mart haftası öncesi düzenlenen festival, bu yıl uluslararası boyuta taşındı. Pandemi koşulları nedeniyle üç bölüm hâlinde yapılması planlanan festivalin ilk kısmı 7 Mart’ta sona erdi.“Sığamıyoruz” etiketiyle yıla yayılan festivalin sürdürülebilirliğini sağlamak için Fongogo üzerinden bir kampanya başlatıldı. Bilet satışı yerine başlatılan kampanyada belirlenen ücretlerde destek karşılığında çeşitli ödüller verilecek.Kampanya hakkındaki detaylar için buraya bakılabilir.FESTİVALİN İLK KISMIFestivalin ulusal programında yer alan yerli filmleri Birleşik Krallık ve Kosova’da gösterildi.Festival kapsamında East Anglia Üniversitesi’nin öncülüğünde dokuz ayrı film üzerine söyleşi gerçekleştirildi. Britanya Türk Kadınları Derneği ve Gerçek Derneği’nin destekleriyle yedi filmin yönetmeni festivale konuk oldu.East Anglia Üniversitesi öğrencilerine özel olarak yönetmen ve Özyeğin Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Zeynep Merve Uygun, “New Media Documentaries& Digital Storytelling” başlıklı atölye çalışmasını yaptı.FESTİVALİN TÜRKİYE AYAĞI16 uluslararası filmin çevrimiçi ortamda Türkiye’deki izleyicisiyle buluştuğu festivalde dünya sinemasından 14 yönetmen ile canlı yayınlarda soru cevap söyleşisi düzenlendi.Nilay İşlek “Bak Gör Bekle Çek Atölyesi”ni, 1000VOLT “Renk Atölyesi”ni, Berrak Taranç ise “Film Müziği Atölyesi”ni gerçekleştirdi. Gülçin Özdemir moderatörlüğünde, oyuncu Ezgi Çelik katılımıyla “Süper ile Kahraman Oyuncular Paneli” düzenlendi. Festival, Kadın Yönetmenler Derneği’nin ev sahipliğinde, Britanya Türk Kadınları Derneği, Değişim Liderleri Derneği ve Kosova Gerçek Derneği’nin katılımıyla düzenlenen “Sığamayanlar” paneliyle sona erdi.Ayrıca pandemi tedbirlerinden dolayı fiziki olarak bir araya gelemeyen yönetmenlerin fotoğraflarından özel bir kolaj tasarlanarak Kadın Yönetmenler Derneği’nin merkezinde sergilendi.Festival, Dr. Ebru Beyazıt’ın küratörlüğünde araştırma görevlisi Gözde Yenipazarlı’nın “Female State of Street” başlıklı çevrimiçi fotoğraf sergisine de ev sahipliği yaptı. Sanal sergi festivalin internet sayfasından görülebilir.İKİNCİ KISIM NİSANDAFestivalin, çevrimiçi gösterimlerin ve etkinliklerin yapılacağı ikinci kısmı ise nisan ayında düzenlenecek. Aralarında yarışma filmlerinin de olduğu 45 filmlik ulusal seçki ve Balkan özel seçkisi festivalin internet sitesinde gösterilecek.Festivalin fiziki bölümünün ise 25-30 Haziran 2021 tarihleri arasında İzmir Seferihisar’da düzenlenmesi planlanıyor. cumhuriyet.com.trSaraybosna’nın Kalbi Yaşam Boyu BaşarıÖdülü, Wim Wenders’ın
Saraybosna’nın Kalbi Yaşam Boyu Başarı Ödülü, Wim Wenders’ın 27. Saraybosna Film Festivali’nde Saraybosna’nın Kalbi Yaşam Boyu Başarı Ödülü, Alman yönetmen Wim Wenders’a verilecek. /Archive/2021/3/9/181311524-a6daa193-693e-4615-8f89-41b30e67b4b41767112.jpgYeni Alman Sineması akımının önemli temsilcilerinden Wim Wenders, bu yıl 13-20 Ağustos tarihleri arasında düzenlenecek olan 27. Saraybosna Film Festivali’nde Saraybosna’nın Kalbi Yaşam Boyu Başarı Ödülü’nü alacak.Wim Wenders, onur konuğu olarak katılacağı festivalde bit atölye etkinliği de düzenleyecek. Ayrıca Wenders’ın yönettiği filmlerden oluşan bir retrospektif de festivalde izleyiciyle buluşacak. Seçkide Jeremy Davies, Milla Jovovich ve Mel Gibson’ın başrolleri paylaştığı 2000 yapımı "Sırlar Oteli" (The Million Dollar Hotel) filminin restore edilmiş versiyonu da yer alacak.Wenders en son 2011 yılında "Pina" belgeseliyle festivale konuk olmuştu.Önceki yıllarda Saraybosna’nın Kalbi Yaşam Boyu Başarı Ödülü’ne Isabelle Huppert, Alejandro González Iñárritu, Pawel Pawlikowski, Nuri Bilge Ceylan, Robert De Niro gibi yönetmen ve sanatçılar değer görülmüştü. cumhuriyet.com.trİstanbul Tasarım Bienali'nden açıkçağrı: 'Dirençliliği Tasarlamak'
İstanbul Tasarım Bienali'nden açık çağrı: 'Dirençliliği Tasarlamak' İstanbul Tasarım Bienali, sosyal, ekonomik ve çoğunlukla çevresel dirençlilik için yeni araçlar ve sistemler oluşturmak amacıyla jeopolitiğin etkin olarak inceleneceği “Dirençliliği Tasarlamak” başlıklı araştırma programına ev sahipliği yapacak. /Archive/2021/3/9/185630500-anaresima3e125b6-a37a-80c7-0382-fcca28635f80.jpg"The Revolution Woodstove" / "Devrimin Sobası" - Bits to Atoms-BeirutMakers Sobya't Thawraİstanbul Tasarım Bienali, Center for Arts, Design and Social Research ortaklığıyla sosyal, ekonomik ve çoğunlukla çevresel dirençlilik için yeni araçlar ve sistemler oluşturmak amacıyla jeopolitiğin etkin olarak inceleneceği “Dirençliliği Tasarlamak” başlıklı araştırma programına ev sahipliği yapacak. İkisi ABD’den, ikisi Türkiye’den olmak üzere, dört kadın tasarımcı, küratör, araştırmacı ve düşünürle birlikte çalışılacak olan programın başvuruları başladı.Tasarım alanında yalnızca ekolojik değil aynı zamanda mekânsal, politik ve toplumsal dönüşümlere de yol açabilecek kolektif araştırma metodolojilerini, dayanışma ve sorumluluk biçimlerini canlandırma hedefiyle yola çıkan “Dirençliliği Tasarlamak” programı; bir yandan kadınların, beyaz-olmayanların, LGBTİ+ bireylerin tüm dünyada maruz kaldığı baskıyla çevrenin uğradığı tahribat arasındaki bağlantıyı araştırırken, bir yandan da tasarımın hem yeni süreçler hem de sosyal, politik ve ekolojik çabalardan filizlenen küresel değişiklikler başlatma potansiyelini ortaya çıkarmayı amaçlıyor./Archive/2021/3/9/185724202-5itbdansbanakalamisparkikayhankaygusuz2020120119.jpg"Dansbana!" - Kalamış ParkıABD ve Türkiye’den tasarımcı, sanatçı, yazar, küratör, araştırmacı ve akademisyen gibi çeşitli alanlarda çalışan kadın pratikçi ve düşünürler, “Dirençliliği Tasarlamak” programına 28 Nisan 23.00’e kadar başvurabilecek.Başvurular İstanbul Tasarım Bienali Direktörü Deniz Ova, sosyolog, sanat tarihçisi, araştırmacı Pelin Tan ve Center for Arts, Design and Social Research Araştırma Programları Direktörü Dalida María Benfield’dan oluşan kurul tarafından değerlendirilecek. Bu değerlendirme sonucunda Türkiye’den ve ABD’den ikişer olmak üzere toplamda 4 kadın katılımcı seçilecek./Archive/2021/3/9/185837795-dsc1656.jpgThe Rodina - "The Map of Empathic Society" / Pera MüzesiAraştırma projeleri, İstanbul Tasarım Bienali’nin desteğiyle, araştırmacıların kendi aralarında yapacakları düzenli dijital toplantılarla ve değerlendirme kurulunun yönlendirmeleriyle zenginleşerek mayıs ayından başlayarak ekim ayına kadar devam edecek.Programın sonunda, seçilen araştırma projeleri, İstanbul Tasarım Bienali tarafından yeni bir kamusal araştırma alanı olarak tasarlanacak bir dijital arşivde sergilenecek. Ayrıca denemeler ve görsel araştırmalar içeren bir dijital yayın da oluşturulacak./Archive/2021/3/9/190039560-dsc1818.jpg"Eleştirel Yemek Programı" / Pera MüzesiBaşvuru sonuçları 8 Mayıs’ta açıklanacak ve kadınların araştırma projelerini başlatmaları ve geliştirmeleri için 1.000’er ABD doları destekte bulunulacak.“Dirençliliği Tasarlamak” programı hakkında daha detaylı bilgi edinmek için şuraya, başvuruda bulunmak için de şuraya bakılabilir. cumhuriyet.com.tr4,6 milyar yıllık göktaşının, bugüne kadar bulunan en eski volkanik kaya olduğu tespit edildi
4,6 milyar yıllık göktaşının, bugüne kadar bulunan en eski volkanik kaya olduğu tespit edildi Bilim insanları, 2020 yılında Sahra Çölü'nde bulunan göktaşının 4,6 milyar yaşında olduğunu açıkladı. EC 002 olarak alandırılan taşın bilinen en eski volkanik kaya olduğu belirtildi. Güneş Sistemi'yle neredeyse yaşıt olan taşın bir önceki en yaşlı taştan 1 milyon daha yaşlı olduğu ifade edildi. /Archive/2021/3/9/191033070-724756137.jpgGörsel Meteoritical Bulletin Database'den alınmıştırBilinen en eski volkanik kaya bulundu. 2020 yılında Sahra Çölü'nde bulunan göktaşının 4,6 milyar yaşında olduğu tespit edildi.Bilim insanları kaya parçasının neredeyse Güneş Sistemi'yle aynı yaşta olduğu belirtti. Göktaşı Güneş Sistemi'nden sadece 2 milyon yıl daha genç.NTV'nin aktardığına göre, yeni bulunan göktaşının bir öncekinden yaklaşık bir milyon yıl daha yaşlı olduğuna dikkat çekildi.University of Western Brittany'de görev yapan Jean-Alix Barrat, "20 yıldan fazladır göktaşlarıyla çalışıyorum. Bu muhtemelen şimdiye kadar gördüğüm en dikkat çekici şey" dedi.Barrat ve çalışma arkadaşları göktaşına Erg Chech 002 (EC 002) adını verdi. EC 002'in, bulunduğu konum itibariyle de diğer göktaşlaşlarından ayrıştığı ifade edildi.EC 002'in andezit tipte bir taş olduğu ve andezitlerin genellikle batma bölgesi olarak bilinen plakaların alt alta geçtiği yitim zonu olarak adlandırılan yerlerde bulunduğu ifade edildi. Dünya üzerinde bulunan çoğu göktaşının ise bazalt olduğu aktarıldı.EC 002'ye benzer göktaşlarının neredeyse hiç bulunmadığına söyleyen Barrat, "Güneş Sistemi'nin başlangıcına yaklaştığınız zaman, bu dönemden örnekler toplamak gittikçe karmaşıklaşıyor. Muhtemelen bir daha bu yaşta bir örnek bulamayacağız" şeklinde konuştu.Araştırma ekibinin tahminlerine göre, EC 002'nin bugünkü şeklini alması en az 100 bin yıl sürdü. EC 002'nin önce magmada eridiği sonra 100 bin yıla yakın süre boyunca soğuyarak, katılaştığı aktarıldı.Göktaşı Veritabanı'ndaki bilgilere göre EC 002'nin ağırlığı 31 kilogramdan daha fazla. cumhuriyet.com.tr'Hayatımız Kitap'ın yarınki konuğu yazar Gaye Boralıoğlu olacak
'Hayatımız Kitap'ın yarınki konuğu yazar Gaye Boralıoğlu olacak Türkiye Yayıncılar Birliği kitaba ve yayıncılığa odaklanan çevrimiçi programı "Hayatımız Kitap"a devam etme kararı aldı. Programın yarın izleyiciyle buluşacak bölümünde Sibel Oral'ın konuğu, yazar Gaye Boralıoğlu olacak. /Archive/2021/3/9/192344629-gaye-boralioglu-1.jpgGaye BoralıoğluHer perşembe 21.00-21.45 saatleri arasında canlı yayımlanan "Hayatımız Kitap"ın 11 Mart Perşembe akşamı yayımlanacak yeni bölümünde Sibel Oral’ın konuğu, yazar Gaye Boralıoğlu olacak.Programın yeni bölümünde, Sibel Oral ve konuğu Gaye Boralıoğlu; Boralıoğlu’nun edebiyata bakışını, yeni kitabı Alâmetler Kitabı’nı ve Türkiye’de okuma kültürünü konuşacaklar."Hayatımız Kitap", yayın saatinde Türkiye Yayıncılar Birliği’nin YouTube kanalından canlı olarak izlenebilir.'HAYATIMIZ KİTAP' HAKKINDAYayıncı ve yazar Metin Celal ile gazeteci ve yazar Sibel Oral, "Hayatımız Kitap" programını dönüşümlü olarak yönetiyorlar.Yayıncı ve yazar Metin Celal, iki haftada bir perşembe günleri yayıncılar, genel yayın yönetmenleri ve editörlerle sohbet ediyor. Metin Celal ve konukları programda, yayıncılık sektöründeki gelişmeler, sorunlar, çözüm yolları, yayın politikaları ve okuma kültürü konularına yoğunlaşıyor.Gazeteci ve yazar Sibel Oral ise iki haftada bir perşembe günleri yazarlarla sohbet ederek seyircilere, yazma deneyimleri, yeni kitapları ve Türkiye’de okur eğilimleri ve okuma kültürü konularında yoğunlaşan bir program içeriği sunuyor. cumhuriyet.com.trYARIN, günlerden Cumhuriyet Kitap!
YARIN, günlerden Cumhuriyet Kitap! Sayı 1621! YARIN yayınlanacak 1621’inci sayımızın kapağında; Sigrid Nunez’in kaleme aldığı biyografisi ‘Daima Susan’ ile düşünür, deneme, öykü, roman yazarı, eleştirmen, insan hakları savunucusu ve tanımlar üstü bir kadın; Susan Sontag yer alıyor. Olcay Mağden Ünal yazıyor... Kitap Dergi, YARIN gazeteniz Cumhuriyet’le birlikte… /Archive/2021/3/9/194704205-1621-kitap-kapak-ic.jpg- Sayı 1621! Cumhuriyet Kitap Dergi’nin YARIN yayımlanacak 1621’inci sayısının kapağında; Sigrid Nunez’in kaleme aldığı biyografisi ‘Daima Susan’ ile düşünür, deneme, öykü, roman yazarı, eleştirmen, insan hakları savunucusu Susan Sontag yer alıyor. Pantolon, saçlarda bir tutam beyaz, yüzde kendinden emin bir ifade ve zorlu bir karakter! Elbette onu tanımlamak için bunlar asla yeterli olmayacak. O tanımlar üstü bir kadın, üstelik böyle olmak için fazladan çaba sarf ettiği de yoktu. Olcay Mağden Ünal yazıyor...- Bu hafta üçüncü sayfamızda; Shakespeare’in, Tarık Günersel’in yetkin çevirisiyle yayımlanan Hamlet’ini inceleyen yazarımız Adnan Binyazar yer alıyor. Çevirinin, yazıldığı dildeki algısını, çevrilen dilde de uyandırmasının önemine değinen Binyazar; Günersel’in, Hamlet çevirisinde, bunu konuşma dilimizin geniş olanaklarından yararlanarak gerçekleştirdiğini imliyor.- Nursun Erel; Feminizm’in geçmişten günümüze uzanan yolculuğunu olaylar, basılı eserler, gündelik yayınlar, sloganlarla ortaya koyan, İletişim Yayınları’nın ‘Modern Türkiye’de Siyasi Düşünce serisinin 10’uncu kitabı ‘Feminizm’i inceliyor.- Kaan Egemen; felsefeye, sanat tarihine ve edebiyata feminist bakış açısıyla yaklaşan, metin ve yapıtlarda kadınların konumunu değerlendirmiş, özellikle “Neden Hiç Büyük Kadın Sanatçı Çıkmadı?” makalesiyle feminist sanat tarihinin kuramsal temellerini atmış Linda Nochlin’in incelemesi ‘Kadınlar, Sanat ve İktidar’ı merceğe alıyor.- Kamil Akdoğan; Ali Akber Ataş ile ‘Doğumun 100’üncü Yılında Enver Gökçe Armağan Kitabı’ üzerine konuşuyor.- Arife Kalender; Çağdaş Şiirimizde Sık Kullanılan İmgeler başlıklı seri yazılarının üçüncüsünde şiirimizde ‘ağaç’ imgesinin izini sürüyor.- Özgen Acar; Türkiye’nin Türkmenistan’da ilk büyükelçiliğini 1992-95 yılları arasında açan, emekli büyükelçi Selçuk İncesu’nun kaleme aldığı, ülkemizin Orta Asya Türk Cumhuriyetlerine açılışındaki ilk hamlesinin, Orta Asya’nın kilidine ilk uzanışımızın hikâyesi niteliğindeki kitabı ‘Anavatan Türkmenistan’ı değerlendiriyor.- Çağdaş Bayraktar; Mehmet Emin Elmacı’nın Cumhuriyet Kitapları tarafından yayımlanan, Atatürk’ün basında ilk kez ne zaman yer aldığını belgeleriyle sunarken, Yunus Nadi’nin yaşamı üzerinden Milli Mücadele’de basının önemini ve 28 yıllık Yunus Nadi-Atatürk dostluğunu da ortaya koyan kitabı Kurtuluşun Lideri ve Gazetecisi - Mustafa Kemal Atatürk ve Yunus Nadi’yi değerlendiriyor.- İbrahim Demirel; şair A. Kadir Paksoy’un, otobiyografisine yaşamıyla doğrudan ilişkili şiirleri de alarak şiirsel bir yapıta dönüştürdüğü kitabı ‘Zincirli Ördek’i inceliyor.- Neşe Aksakal; Münir Göle’nin İtalya’da kaleme aldığı, anlatıcının etkin bir rol üstlendiği “üst kurgusal biyografi” özellikleri de taşıy bir aşk ve yalnızlık romanı ‘Belki de’yi inceliyor.- Nazım Mutlu; Ali Turgay Karayel’in meslek yaşamında ve kültürel, siyasal, toplumsal alanda yüzleştiği irili ufaklı sorunlara ilişkin duyarlılıklarını paylaştığı, Su Başında Durmuşuz ile Bir Çiçek Yolumu Kesti’yi inceliyor.- İpek Yezdani; gazeteci ve yazar Elçin Poyrazlar’ın, İstanbul’da birbiri ardına işlenen kanlı cinayetlerle başlayan ve cezasız kalan kadın cinayetleri gerçeğiyle gelişen sürükleyici polisiye romanı ‘Ecel Çiçekleri’ni tanıtıyor.- Y. Bekir Yurdakul; Yeşim Saygın’ın yeni kitabı, dostluk ve dayanışma öyküsü Günlükte Saklı Sırlar’ı inceliyor.- Necdet Neydim; Sevim Ak’ın yeni kitabı ‘Sen, Ben ve Elma Ağacı’nı ve yıllar içinde gelişimini yakından izlediği yazarın yazınını irdeliyor..- Avşar Ülgen; Erbuğ Kaya’nın, yapay zekânın geleceğine yönelik farklı bir bakış açısı sunan, bir grup çocuğun arkadaşlık, dostluk romanından ütopya düşlerini yaşama geçirmeye çalışan bilim insanlarının çalışmalarına ustaca dönüşen distopik romanı İnsanlık Deneyi’ni inceliyor.- Deniz T. Kılınçoğlu; iktisat alanının Türkiye’de önde gelen temsilcileri tarafından ortaklaşa hazırlanan; hem bir bilim dalı olarak iktisat tarihinin teorik ve ampirik zenginliğini hem de özellikle Osmanlı ve Türkiye iktisat tarihinin önemli sorunlarına ilişkin yeni açılımlar sunan çalışma; ‘İktisat Tarihi’nin Dönüşü’nü değerlendiriyor.- Candan Kızılgöl Özdemir; Sıla Şenlen Güvenç’in önde gelen üç tiyatro yazarı Anthony Neilson, David Greig ve Zinnie Harris’in Türkiye’de sahnelenen oyunlarını odağa aldığı ‘Çağdaş İskoç Tiyatrosu’nu değerlendiriyor.- Vitrindekiler, yine çeşitli alanlardan yetkin kitap önerileriyle sizleri bekliyor.- Mustafa Başaran’ın hazırladığı Bulmaca köşemiz yepyeni bir düşün serüvenine davet ediyor.İyi okumalar…EditördenUnutmayın her gün Cumhuriyet, her Perşembe Cumhuriyet Kitap okunur!Kitap Dergi, YARIN gazeteniz Cumhuriyet’le birlikte… Cumhuriyet Kitap Eki