Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajansı - Haberler

Tuesday, 04.15.2025, 09:23 PM (GMT)

News - Haberler

Fatih Altaylı'dan tartışma yaratacak açıklama

Fatih Altaylı'dan tartışma yaratacak açıklama Habertürk yazarı Fatih Altaylı, Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Ali Koç’un “FETÖ, Türk futbolunun hala içindedir” sözleriyle ilgili açıklamalarda bulundu. Fatih Altaylı, "Biliyoruz ki Türk futbolundaki en önemli 2 Fethullahçıdan bir tanesi, FETÖ üyesinden bir tanesi Hakan Şükür, diğeri Emre. Hakan Şükür kaçak ama Emre burada" ifadelerini kullandı. Habertürk yazarı Fatih Altaylı, Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Ali Koç’un “FETÖ, Türk futbolunun hala içindedir” sözleriyle ilgili açıklamalarda bulundu.BloombergHT'de yayımlanan "Spor Saati" adlı programda spor gündemini değerlendiren Fatih Altaylı, “Türk futbolundaki en önemli 2 Fethullahçı'dan birisi Hakan Şükür, diğeri Emre Belözoğlu” ifadelerini kullandı.Altaylı, “Ali Koç’un FETÖ hala futbolda var demesi... Biliyoruz ki Türk futbolundaki en önemli 2 Fethullahçıdan bir tanesi, FETÖ üyesinden bir tanesi Hakan Şükür, diğeri Emre. Hakan Şükür kaçak ama Emre burada. Fenerbahçe'de bir görevde. Ali Koç böyle deyince Galatasaraylılar da 'Ne oldu Emre mi anlattı' dedi takip ettim ben sosyal medyadan" diye belirtti.ALİ KOÇ NE DEMİŞTİFenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Ali Koç, NTV’de katıldığı yayında, "FETÖ, Türk futbolunun hala içindedir. Yakın zamanda çok yeni şeyler çıkacak, göreceksiniz. Devlete çağrıdır, bu örgütü futboldan temizleyin. Geçmişte yaşanılanlar toplumsal kaos yaşattı. Kardeşi kardeşe kırdırdılar. Her zaman aramızda rekabet var ama insanları nefret noktasına getirdiler. Futbol, bu ülkedeki en ayrıştırıcı unsurlardan biri oldu. İnşallah tez zamanda, bu zihniyetin kilit noktalarıyla futbolun içinde yer aldığının kanıtları olacak. Bunda aktif rol alanlar var, bir de fırsatçılar var. Beni en çok rahatsız edenler, rüzgara göre hareket edenler" diye konuşmuştu. cumhuriyet.com.tr

Cinsiyet eşitliği sağlayan işletmeler‘mor bayrak’

Cinsiyet eşitliği sağlayan işletmeler ‘mor bayrak’ Muğla'nın Menteşe ilçesinde 2015 yılından bu yana Menteşe Belediye Meclisi kararıyla cinsiyet eşitliği sağlayan işletmelere 'mor bayrak' veriliyor. Menteşe'de ‘8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde bir işletmeye daha 'Mor Bayrak' verildi. Uygulama ile amaçlarının cinsiyet eşitliğini ödüllendirmek olduğunu ifade eden Menteşe Belediye Başkanı Bahattin Gümüş, “Menteşe Belediye Meclisi tarafından 2015 yılından alınan meclis kararı ile yürürlüğe giren Mor Bayrak projesine yönelik ilk işletmemize, Mor Bayrak’ı 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde verdik. Projenin toplumun kadına olan bakış açısını ve kadının toplumdaki yeri konusuna olumlu anlamda etki edeceğine inanıyorum. Proje her alanda erkeklerle birlikte çalışan emekçi kadınlarımızın eşit bir şekilde haklarını almalarını sağlanmasını, kadının toplum içerisinde ekonomik olarak güçlenmesini ve daha saygın olmasını sağlayacaktır. Uygulamanın diğer işletmelerimize de örnek olacağına, Menteşemizde Mor Bayrak sahibi işletmelerin önümüzdeki süreçte artacağına inanıyorum. Bu kapsamda belirlenen kriterleri yerine getirerek Mor Bayrak kazanan işletmeyi kutluyorum.” dedi. /Archive/2021/3/9/125827837-2.jpgMOR BAYRAK KRİTERLERİMenteşe Belediye Meclisi tarafından 2015 yılında alınan meclis kararı ile ‘İşletmelerde kadın ve erkek çalışan sayısının oranları’, ‘Aynı işe ödenen ücrette eşitlik’, ‘Kadın çalışanların ihtiyaçlarına yönelik imkân ve kolaylıkların sağlanması’ kriterlerini yerine getiren işletmelere 'Mor Bayrak' veriliyor. /Archive/2021/3/9/125825774-1.jpg İZMİR / Cumhuriyet

Ali Babacan'dan 'yeni anayasa'çıkışı

Ali Babacan'dan 'yeni anayasa' çıkışı Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, "yeni anayasa diyorlar ama içi boş. Ortaklar ayrı ayrı konuşuyorlar. Yeni anayasadan herkes başka şeyler anlıyor. Biz, hızlı bir şekilde mevcut sistemin parlamenter sisteme dönüştürülmesiyle ilgili anayasa değişikliklerinin yapılmasına inanıyoruz." dedi. Babacan, partisinin birinci kuruluş yılı dolayısıyla 81 ildeki teşkilatların katılımıyla çevrim içi düzenlenen programda konuştu.Türkiye'de yeni bir yol açmak için parti kurduklarını, 84 milyonun tamamımın sesi olmak için bir araya geldiklerini ifade eden Babacan, insan ve insan onurunu merkeze aldıklarını, hakikati söylemekten vazgeçmeyeceklerini kaydetti.Türkiye'deki temel problemin yönetim sorunu olduğunu savunan Ali Babacan, "(Yeni anayasa) diyorlar ama içi boş. Ortaklar ayrı ayrı konuşuyorlar. Yeni anayasadan herkes başka şeyler anlıyor. Biz, hızlı bir şekilde mevcut sistemin parlamenter sisteme dönüştürülmesiyle ilgili anayasa değişikliklerinin yapılmasına inanıyoruz." dedi.Yeni bir siyaset kültürü inşa ettiklerini dile getiren Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:"Sadece eleştiren, şikayet eden muhalefet değil, sorunları çözmek için çalışan, çözüm üreten bir muhalefet nasıl olur, onu gösteriyoruz. 'Ben onunla konuşmam, bunun elini sıkmam, şunun masasına oturmam' demiyoruz. Çünkü, biz kutuplaştırarak, ötekileştirerek yapılan siyasetin bu ülkeye zerre fayda getirmeyeceğine inanıyoruz. Ülkemizin sorunları için karşılıklı konuşmanın aslolan olduğunu biliyoruz."DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Türkiye'nin sorunlarının "dürüst" ve "işin ehli" kadrolarla çözüleceğini belirterek, seçimlere katılmak için gerekli teşkilat kriterlerini yakaladıklarını kaydetti. AA

İbrahim Zarap isimli erkek tarafındanöldüresiye dövülen kadın yaşadıklarınıanlattı

İbrahim Zarap isimli erkek tarafından öldüresiye dövülen kadın yaşadıklarını anlattı Samsun'da sokak ortasında 5 yaşındaki kızının gözleri önünde İbrahim Zarap isimli erkek tarafından öldüresiye dövülen kadın, verdiği ifadede yaşadığı anları anlattı. Samsun'un Canik ilçesinde Türkiye'yi ayağa kaldıran kadına şiddet olayında ifadeler ortaya çıktı. Kadına şiddet, Karşıyaka Mahallesi'nde Cumartesi akşamı saat 21.00 da meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 27 yaşındaki İbrahim Zarap eski eşi 25 yaşındaki Emriye M'ye sokak ortasında 5 yaşındaki kızlarının gözleri önünde tekmeler atarak dövüp yaralamıştı. Emriye M'nin Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavi altına alınırken polis tarafından gözaltına alınan İbrahim Zarap ise çıkardığı mahkemece tutuklanmıştı./Archive/2021/3/9/124940497-r-khcgw0chv0kwekx84a.jpgİbrahim Zarap'nin olay sırasında 1.80 promil alkollü olduğu ortaya çıktı. Hastanede tedavisi devam eden Emriye M'nin ise verdiği ifade yaşadığı dehşet anlarını yer aldı.Genç kadın, "İbrahim Zarap ile yaklaşık iki buçuk yıl önce ayrıldık. Eski eşim olur. Kendisinden daha önce yine beni darp ettiği için davacı ve şikayetçi olmuştum. Uzaklaştırma kararı aldırılmıştı. Müşterek evliliğimden bir kız çocuğumuz var" dedi."ALKOLLÜSÜN"Olay günü İbrahim Zarap'dan çocuğunu almaya gittiğini ifade eden kadın, "İbrahim ile telefondan haberleştik. Canik Belediye önünde olduğunu söyledi. Ben de buluşmaya tek başıma gittim. Kızım babasının yanındaydı. Ben İbrahim'e 15 metre kala çocuğu göndermesini istedim. İbrahim 'Gel al çocuk burada' dedi. Ben kendisine tekrar çocuğu gönder alkollüsün dedim. Bunun üzerine üzerime gelerek bana yumruk attı. Yere başımı çarparak düştüm. Yerde emeklediğim sırada da benim karnıma ve vücuduma tekme atmaya devam etti. Kafamı yerlere vurdu. Karnımda bulunan ve kendisinin de yaralı olduğunu bildiği ameliyat yerime de yine defaten tekme ile vurdu. Benim ağzımdan ve yüzümden akan kan ile gözlerim göremez oldu. Bu sırada yine yüzüme darbe aldım. Sonrasında da gözümü hastanede açtım. Olayın etkisiyle bayılmışım. Olay sırasında telefonumu da kırmış. Ben eşime kesinlikle tehdit hakarette bulunmadım. Karşı koymadım. Üzerime atılı herhangi bir suçlamayı kabul etmiyorum. Eski eşim İbrahim Z'den davacı ve şikayetçiyim" diye konuştu."ÇOCUĞU GÖSTERMEYECEĞİM DEYİNCE GÖZÜM DÖNDÜ" SAVUNMASITutuklanarak Samsun T Tipi Kapalı Cezaevi'ne gönderilen İbrahim Zarap ise ifadesinde," Emriye M. ile 2.5 sene önce karşılıklı anlaşarak ayrıldık. Bu evliliğimizden 5 yaşında kızımız var. Çocuğum mahkeme kararı ile annesindedir. Olay günü eşim Emriye'yi cep telefonundan aradım. Liman Mahallesi'nde bulunan babasının evinden kızımı teslim aldım. Tam olarak saat kaçta aldığımı hatırlamıyorum. Akşam saatlerine kadar çocuğum ile birlikte Karşıyaka Mahallesi'ndeki evimde vakit geçirdik. Bir süre kızımı anneme emanet ederek dışarıda arkadaşlarımla birlikte alkol aldım. Kızımın yanında alkol almadım. Sonrasında eşim ile akşam saat 21:00 sıralarında kızımı alması için telefondan görüştü. İkametime yakın olan Canik Belediye önünde kızım ile birlikte annesi ile buluştuk, Emriye belediyenin önüne tek geldi. Karşılıklı konuşmaya başladık. Konuşma sırasında eşim bana "çocuğu sana bir daha göstermeyeceğim" dedi. Bende bunun üzerine sinir krizi geçirdim. Sonrasında eşime saldırdım. Yüzüne ve vücuduna vurduğumu hatırlıyorum. Ellerimle, tekmeyle ve yumrukla kendisini darp ettim. Olay sırasında sinirle yine eşime ait olduğunu bildiğim telefonu yere atarak parçaladım. Çevreden vatandaşlar olay sırasında beni eşimden uzaklaştırmaya çalıştılar. Ben bu sırada vücuduma darbe aldım. Bu şahısların tespiti halinde davacı ve şikayetçiyim. Sinir krizi geçirdiğim için olaya ait hatırladıklarım bu şekildedir" şeklinde konuştu.İbrahim Z'nin olay sırasında 1.80 promil alkollü olduğu ortaya çıktı. (İHA)

11 yaşındakiçocuk, kardeşi okusun diye haftalık 150 TL'yeçalışıyor

11 yaşındaki çocuk, kardeşi okusun diye haftalık 150 TL'ye çalışıyor CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde tarım işçisi bir kadının dramıyla karşılaştı. 11 yaşındaki çocuk, küçük kardeşinin okuması için haftalık 150 liraya çalışıyordu. Küçük kardeş ise uzaktan eğitim sürecinde tableti olmamasına rağmen takdir getirdi. Gözyaşları içinde konuşan anne, çocuğunun iş pantolonunu göstererek, Başarır’a “Biri 25 kuruş para veriyor, onu bunun cebine koyuyor. Geliyor ‘Anne ben sana para getirdim” diyor dedi. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde seçim bölgesinde emekçi kadınlara karanfil veren CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, bir tarım işçisinin çadırına girdiğinde bir annenin dramıyla karşılaştı.Tarım işçisi kadın eşinden ayrılmıştı. 2 çocuğuyla yaşama tutunmaya çalışıyordu. Çocuklardan 11 yaşındaki büyük olanı çalışmak zorundaydı, evin umudu küçük çocuk ise okumalıydı. Küçük de başarılıydı, pandemide tableti ve bilgisayarı olmamasına rağmen takdir almıştı karnedeki notlarıyla. Uzaktan eğitim ona uzaktı, ancak o yılmamış, annesini mutlu etmişti.Başarır, tarım işçisi kadının yanına gitti “Sana takdir belgesi vermişler, çocuğu düzenli olarak okula götürdüğün için” dedi. Başarır’ın gözlerinin içine bakan kadın, dayanamadı, 11 yaşında, haftalık 150 liraya çalışan çocuğunun iş kıyafetlerini ona gösterdi. Kadın çocuğunun pantolonunu eline alarak, “Biri 25 kuruş para veriyor, onu bunun cebine koyuyor. Geliyor ‘Anne ben sana para getirdim” diyor dedi.Başarır’ın “O da takdir alıyor” sözüne kadının yanıtı, “O gidemiyor, çalışıyor. Haftalık 150 lira parayla çalışıyor” oldu. Kadın daha fazla dayanamayarak, döktü gözyaşlarını.Başarır, “Başarılı, taktdr almış. Ona tablet vermeyen devlet utansın” diye tepkisini gösterdi. Başarır, aileye yardımcı olması için Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’i aradı ve iki çocuk için tablet istedi. Küçük kız da Seçer ile telefonda konuştu. Seçer de aileye destek vereceğini söyleyerek başarılar diledi.Küçük kızın ve kardeşinin tabletleri hemen kaldıkları baraka eve ulaştı. Başarır küçük kıza, “Yine takdir alacağız. Bu sefer haziran ayında Vahap bey ile ben geleceğim” diyerek desteğini yineledi. ANKA

Cihangirİslam CHP'ye katılıyor

Cihangir İslam CHP'ye katılıyor Saadet Partisi'nden istifa eden İstanbul Milletvekili Cihangir İslam, CHP'ye katılacak. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun grup toplantısında İslam'a rozetini takması bekleniyor. Geçen yılın mart ayında Saadet Partisi'nden istifa eden Cihangir İslam, CHP'ye katılıyor.CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bugün saat 13.30'da Meclis'te gerçekleştireceği grup toplantısında İslam'a rozerini takacağı ifade ediliyor.İslam ile birlikte CHP'nin Meclis'teki sandalye sayısı 136'ya yükselecek.2018 seçimlerinde CHP listesinden aday olan İslam, İstanbul'dan milletvekili seçilmiş, ardından Saadet Partisi sıralarına geçmişti.CİHANGİR İSLAM KİMDİR?1959 yılında Sakarya'da dünyaya gelmiştir. Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı ve Profesördür. İlkokulu Adapazarı Atatürk İlkokulunda, ortaokul ve liseyi TED Ankara Kolejinde bitirdi. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Anadolu Üniversitesi AÖF Felsefe Bölümü ve SUSEM İslami İlimler Programı mezunudur.ABD Minnesota Üniversitesi, Kanada - Montreal McGill Üniversitesi ve ABD Minnesota Twin Cities Spine Center'da Omurga Cerrahisi ve Klinik Araştırma eğitimi aldı ve fellowship programlarını tamamladı. Mimar Sinan Üniversitesi Felsefe yüksek lisans öğrencisidir. Yüzüncü Yıl Üniversitesi ve Kafkas Üniversitesinde Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyeliği, Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Ortopedi ve Travmatoloji Klinik Şefliği yaptı.Mazlumder, Saadet Partisi, HAS PARTİ, Adalet Zemini ve Hak ve Adalet Platformu kurucularındandır. Artı TV 45 + 45 Programı eş moderatörlüğü, Duvar gazetesi köşe yazarlığı yaptı. 100'ün üzerinde bilimsel çalışması yanında sosyal alanda yayımlanmış çok sayıda makalesi vardır.Çok iyi düzeyde İngilizce, orta düzeyde Almanca ve Arapça bilen İslam, 3 çocuk babasıdır. cumhuriyet.com.tr

Ankara Gar katliamıdavasıyarın: "9 klasör evrak soruşturmayıyürüten savcılar tarafından saklandı" iddiası

Ankara Gar katliamı davası yarın: "9 klasör evrak soruşturmayı yürüten savcılar tarafından saklandı" iddiası IŞİD’in 10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Tren Garı’nda gerçekleştirdiği canlı bomba saldırılarına ilişkin firari sanıklar yönünden görülen davaya yarın Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edilecek. 10 Ekim Ankara Katliamı Davası Avukat Komisyonu, katliamın aydınlatılması için gerekli adımların halen atılmadığına dikkat çekti. CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’e, “Katliamla ilgili soruşturmaya ait 9 klasör evrakın soruşturmayı yürüten savcılar tarafından saklandığı iddiaları doğru mudur?” diye sordu. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, IŞİD’in 10 Ekim 2015 tarihinde Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi öncesinde Ankara Tren Garı’nda gerçekleştirdiği canlı bomba saldırılarına ilişkin firarı 16 sanıklı davaya yarın devam edilecek.10 Ekim Ankara Katliamı Davası Avukat Komisyonu, firari sanıkların bulunması için etkin soruşturmanın yürütülmediğini açıklayarak, “Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 5 yıldır süren hukuk mücadelesinde, yalnızca katliamı örgütleyenlerin peşine düşmedik. Aynı zamanda IŞİD’in katliamlar gerçekleştirecek ortamı nasıl bulduğu, hangi olanaklardan yararlanarak hareket ettiği, üye ve yöneticilerinin nasıl yakalanamadıkları sorularının cevapları için de emek harcadık, harcıyoruz” dediler."DOSYAYI BİLMEYEN YENİ HEYET"Avukatlar yaptığı yazılı açıklamada, mahkemenin “yasak alanlara girmekten çekindiğine” dikkat çekilerek şunlar belirtildi:“Gelinen aşamada, neredeyse hiçbir talebimizi kabul etmeyen bir mahkeme ve mahkemenin müzekkerelerine cevap vermeyen kamu kurumlarıyla karşı karşıyayız. Bu nedenle, gerçeklerin üzerinin bir kez daha kapatılmak istenmesinden kaygılıyız. Son olarak, başından bu yana yargılamayı sürdüren heyet ile duruşma savcısının ‘dağıtılması’ ve bugün yaklaşık 300 klasörü bulan davanın sorumluluğunun dosyayı hiç bilmeyen yeni bir heyete ve savcıya teslim edilmesi de kaygılarımızı arttırıyor.”"ÖNÜMÜZDE HÂLÂ UZUN BİR YOL VAR"“Türkiye tarihinin ilk ‘insanlığa karşı suç’ iddianamesinin davası olma özelliğini de taşıyan bu yargılamada, karşımızda duran dirence rağmen, büyük emeklerle önemli eşikler atladık. Gerek kamuoyunun takibi gerekse davanın katılanlarının örgütlü mücadelesinin de katkısıyla pek çok belgeyi ve olayı gün yüzüne çıkarabildik. Ne var ki önümüzde hâlâ uzun, zorlu bir yol ve karanlığı aydınlatma görevi var.”Avukatlar firari sanıklara ilişkin dosyada yer alan bilgilerle ilgili bir video hazırlayarak, paylaştı.TANRIKULU MECLİS’E TAŞIDICHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün yanıtlaması istemiyle TBMM’ye verdiği soru önergesinde, dava dosyasında 9 klasörün savcılar tarafından saklandığı iddiasını gündeme getirdi. Tanrıkulu önergesinde, şu sorulara yanıt istedi:10 Ekim Ankara Katliamının üzerinden 5 yıldan fazla zaman geçmiş olup yargılamanın devam ettiği Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi 2018/287 E. Sayılı dosyaya yansıyan bilgi ve belgelere göre, katliamla ilgili soruşturmaya ait 9 klasör evrağın soruşturmayı yürüten Savcılar tarafından saklandığı iddiaları doğru mudur?Katliam öncesi dönemde hakkında iletişime müdahale tedbiri uygulandığı anlaşılan Yakub Şahin’le ilgili ayrıca yine katliam öncesinde bir de ihbar bulunduğu ve bütün bunlara rağmen katliamdan önce Yakub Şahin hakkında gerekli işlemleri yapmadığı iddia edilen Gaziantep’teki kamu görevlileri ve özellikle Gaziantep Emniyet Müdürlüğü sıralı amirleri hakkında açılan idari ve adli bir inceleme ya da soruşturma var mıdır?Soruşturma yoksa, katliam failleri hakkında zamanında gerekenleri yapmayan ve böylece katliamın meydana gelmesinde sorumlulukları bulunan kamu görevlileri hakkında tarafınızdan idari ve adli soruşturma başlatılacak mıdır?10 Ekim 2015 günü Emek, Demokrasi ve Barış Mitingine yapılan saldırı sonrasında katliamla ilgili İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişliği tarafından hazırlanan “Ön İnceleme Raporu” belirtilen katliam failleri hakkında katliam öncesi alınan iletişime müdahale tedbirlerine dayanak olan adli makamların ve emniyetin elindeki bilgi ve belgeler nelerdir?Haklarında iletişime müdahale tedbirleri uygulanan katliam faillerinin buna rağmen katliamı gerçekleştirdikleri gerçeği karşısında, yukarıda belirtilen müfettiş raporunda, uygulanan iletişime müdahale tedbirleriyle ilgili katliamın önlenmesi konusunda bildirim eksikliği bulunup bulunmadığı hususu Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından ayrıca araştırılmış mıdır? Araştırılmışsa, akıbeti nedir?10 EKİM ANKARA GAR KATLİAMINDA NE OLDU?Ankara, Altındağ ilçesinin Ulus semtindeki Ankara Garı kavşağında düzenlenen Barış Mitingine 10 Ekim 2015'te, saat 10:04 civarında intihar saldırısı düzenlendi. Olay yerinde 69 kişi, toplam 103 kişi ve iki saldırgan hayatını kaybetti. Saldırıyla ilgili iddianame 13 Temmuz 2016'da kabul edildi. 36 kişi hakkında dava açan savcılığın iddianamesinde, saldırı talimatını, İslam Devleti (IŞİD) Türkiye sorumlusu İlhami Balı'nın verdiği ifade edildi. İddianamede, Suruç saldırısını da aynı kişilerin organize ettiği belirtildi. İddianamede, Balı'nın da aralarında bulunduğu 14 sanık hakkında "birden çok kasten öldürme" suçundan 100'er kez ağırlaştırılmış müebbet, "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan birer kez ağırlaştırılmış müebbet ile kasten öldürmeye teşebbüs etmek suçlarından 5 bin 83 yıldan 7 bin 820 yıla kadar hapis cezaları istendi. Saldırıyla ilgili dava, 7 Kasım 2016'da başladı ve sürüyor. ANKA

BBC Kraliyet Muhabiri: Prens Harry'nin sözleri, modern monarşinin kalbine saplanan bir hançer

BBC Kraliyet Muhabiri: Prens Harry'nin sözleri, modern monarşinin kalbine saplanan bir hançer İngiltere, İngiltere Kraliçesi 2'nci Elizabeth'in torunu Prens Harry ve eşi Sussex Düşesi Meghan Markle'ın Amerikalı ünlü televizyon sunucusu Oprah Winfrey'e verdikleri röportajı konuuyor. BBC Kraliyet Muhabiri Jonny Dymond, çiftin açıklamalarını yorumladı. İngiltere'de geleneksel olarak Buckingham Sarayı; Kraliyet Ailesi'ni, kamuoyunu ilgilendiren, resmi konularla özel meseleler arasına perde çekerek korur. Saray'ın kişisel konularda yorum yapmaması ailenin "Asla izah etme, şikâyet etme" şiarının stratejik yorumudur.Bu ayrım Saray'ın ustalığı haline gelmiştir.Kraliyet Ailesi üyeleri on milyonlarca kişi önünde evlenir, resmi cenaze törenleri düzenlenir, yıldönümlerinde ve doğum günlerinde fotoğraflar yayımlanır, zaman zaman yaşamlarına ilişkin ayrıntılar paylaşılır.Bunun karşılığında medya onlara dokunmaz ve bol bol haberlerine yer verir.Sık sık göz ardı edilse de bu ayrım, ailenin dış dünyayla ilişkilerine yön veren ana ilkedir.Ama şimdi kamusal ve kişisel konulardan kaynaklanan çelişkiler su yüzüne çıkıyor.Kişisel davranışlar ve Kraliyet Ailesi fertlerinin yorumları, bunların kolektif ihmal ve belki de kötü niyetle tezahürüne ilişkin iddialar var.Prens Harry'le Sussex Düşesi Meghan'ın sözleri; duygusuz personel ve Saray hakkında korkunç bir manzara çiziyor. Tüm kurum, Prenses Diana - Prens Harry ve Prens William'ın annesi - döneminden hiç ders almamış gibi resmediliyor.'Meghan, kavgaya girilecek bir kadın olmadığını gösterdi'Düşes yaman bir iletişimci. Zaman içinde, kendisinin kavgaya girilecek bir kadın olmadığını kanıtladı. Yeni özgürlüğüne kavuşan Harry de mükemmele yakın bir belagata sahip.Meghan çok sert bir salvo yaptı. Saray, adı açıklanmayan bir Kraliyet Ailesi üyesinin - anlaşıldığı kadarıyla birden fazla üyesinin - çiftin doğacak bebeğinin ten rengiyle ilgili yorum yaptığı suçlaması konusunda ne diyecek? Herkes şaşkınlık içinde bekliyor.Ama düşesin kişisel acı ve öfkesini yansıtan açıklamalara, Prens Harry'nin kuruma yönelik eleştirileri de eklenmiş durumda. Saray'ın değişmeyi, sevmeyi ve anlamayı beceremediği ima edildi.Saray'ın ve monarşinin çelişkileri, aslında onu bu kadar özel, tuhaf, ilginç ve zorlu kılan şeylerin de bütünü - kişisel ve kamusal rollerin birleşmesi, geleneğin ağırlığı, halka hesap verme, medyanın durmak bilmeyen ilgisi ve halktan kopmama ihtiyacının karışımı.'Modern monarşinin kalbine saplanan kadife kaplı hançer'Prens Harry'nin, kendi ailesinin de - babası Prens Charles ve ağabeyi Prens William'ın da - kendi dünyalarına hapsolduğu ve onlara merhamet duyduğu şeklindeki sözleri, modern monarşinin kalbine saplanan kadife kaplı bir hançerdi.ReutersThere is no HR department for working royals because it is a family affairKraliyet yaşamı, yaldızlı bir kafesin içinde cereyan ediyor ve oyuncuların dışarıdan bu parmaklıkları zorlamaması gerekiyordu.Harry'yi Saray'dan uzaklaştıran, kendi ifadesiyle geri çekilmesine neden olan bu çelişkilerdi.Evlenmeden önce de bunlardan rahatsızlık duyuyordu. Eşinin kraliyet yaşamı içine sıkışmış olmaktan dolayı acı çekmesi üzerine kendilerine bir çıkış yolu buldu.Bunlar aynı zamanda aldıkları pek çok kararın ana nedenini oluşturan ve rahatsızlıklarını ifade ettikleri çelişkilerdi.Güvenlikleri vergi mükelleflerinin paralarıyla karşılanıyor. Kimin ne unvan alacağını gelenek tayin ediyor. Çalışan Kraliyet Ailesi üyeleri için bir İnsan Kaynakları departmanı yok çünkü bunlar aile meselesi.Kamuoyu önünde attığınız her adım önemli çünkü bunlar bir bütün olarak kraliyet kurumunu bağlıyor.Kişisellik ve kamusallığın iç içe geçmesi eşsiz bir durum. Modern kraliyet bundan ibaret. Ve içerisi genel olarak rahatsız bir yer. Harry bunu biliyordu. Muhtemelen Meghan'ı da uyarmıştı. Ama bu uyarı yeterli değildi. Harry ve Meghan'ın açıklamaları, bu çelişkilerin çok büyük olduğuna işaret ediyor.Belki bu röportaj, değişime vesile olacak. Ama kraliyet çok eski bir kurum ve geçmişin, üzerinde bu kadar büyük bir ağırlığı olduğu bir yapıda, değişimin kolay olmasını bekleyemezsiniz. BBC Türkçe

Aboubakar kariyer rekoruna koşuyor

Aboubakar kariyer rekoruna koşuyor Beşiktaş'ın parlayan yıldızı Vicent Aboubakar kariyer rekorunu kırmak üzere. Beşiktaş yönetimi, tekrar siyah-beyazlı formayı giymeyi çok isteyen Aboubakar'a yazın golcü listesinin son sırasında yer vermişti. Kamerunlu, buna rağmen kırılmadı ve yaklaşık 1 ay bekledi. Porto'da aldığı 3 milyon Euro maaşı elinin tersiyle itip, 1.5 milyon Euro ve 1+1 yıllık sözleşmeyi kabul etti. S. Arabistan'tan gelen dolgun kontratı da geri çevirdi. Porto'da iki sezon önce ciddi bir diz sakatlığı geçiren Aboubakar'ın transferine büyük risk olarak bakılırken, 29 yaşındaki futbolcu sözleşmesine yazılan, "Mevcut sakatlığı sebebiyle oynamadığı maçlardan 40 bin Euro kesinti yapılır" maddesine tereddütsüz "Tamam" dedi. Gelinen noktada hiç sakatlık yaşamadı. Sağlıklı bir şekilde yoluna devam etti, istikarını oyunda kalma süresiyle de gösterdi. Bu sezon ligde 1910 dakika forma giyerek Atiba, Ersin ve Welinton'ın ardından en fazla süre alan 4. isim oldu. Portekiz ekibinden bedavaya transfer edilen Aboubakar'ın sözleşmesinde "8 milyon Euro'ya serbest kalır" maddesi bulunuyor. Bu rakamın %20'sinin Porto'ya ödenmesi koşulu var. Şimdiden Avrupa devlerinin dikkatini üzerine çeken yıldız oyuncu, Beşiktaş'tan ayrılması halinde kulübün kasasına en az 6.4 milyon Euro bonservisin girmesini sağlayacak. 2-1 kazanılan Gaziantep FK karşısında duble yaparak 15 gole ulaşan Vincent Aboubakar, kariyerinde sadece bir sezonda daha fazla lig golü kaydetti. 2013-2014 sezonunda Fransa Ligue 1'de Lorient formasıyla 16 kez ağları sarsan yıldız oyuncu, iki gol daha atması halinde lig istatistiklerinde kariyerinin zirvesine ulaşacak. 25 maçta 15 gol atıp 4 asist yaparak 19 gole katkı sağlayan Aboubakar, Beşiktaş'ta 2. baharını yaşıyor. "ABOUBAKAR OYNAMAYI ÖZLEMİŞ"ALİ GÜLTİKEN: Aboubakar, oynamayı özlemiş. Son iki yılını sakatlık problemleriyle istikrarlı bir oyun olmadan geçiren karakterli bir futbolcu olarak bunun telafisini Beşiktaş formasıyla yapıyor ki, bu da siyahbeyazlı takıma muazzam bir katkı sağladı. Oyunun her yerinde var, çok coşkulu. Kendi oynamasının yanında daha da önemli olan Beşiktaş'ı oynatıyor. Her derde deva. Hangi sistemde oynarsanız oynayın hepsinin başrolünde olabiliyor. Kontratakta da var, baskılı oyunda da var, ceza alanı oyununda da var, ortalarda da var, ölü vuruşlarda da var. Yani futbol içerisinde bir teknik adam hangi oyun düzeni ile oynarsa oynasın, bunu etkili hale getiren başrol oyuncusu Aboubakar. "ÇOK ÖZEL BİR OYUNCU"FEYYAZ UÇAR: Aboubakar çok özel bir oyuncu, modern bir santrfor. Beşiktaş'ın oyun planında yeri çok değerli. Takımının rakip alanda kalmasına ve çok kişiyle hücum etmesine olanak sağlıyor. Aboubakar'ı anlatmak için herkes yaptıklarına bakıyor, biz ne yapmadıklarına bakalım: 1- Kolay kolay ofsayta düşmüyor (Bir takımın stoperi iyi oynadığı bir maçta rakibin 4-5 atağını keser. Forvet adamı 4 kere ofsayta kalırsa takımının 4 atağını kesmiş olur. Rakip stoper kadar takımı adına tehlikeye sebebiyet verir durum). 2- Hakemlerle ve rakiplerle dalaşıp gerginliğe sebep olmuyor. 3- Topla dripling yapıp kendini gösterme, çok fazla topla oynama amacında değil. Bu sayede top kaybı da yapmıyor. 4- Takım arkadaşlarıyla tartışmıyor. Sahada uyum içerisinde hareket ediyor. Sadece bunlar bir takım için çok değerli forvet oyuncusu özellikleri. Aboubakar sadece yaptıklarıyla değil yapmadıklarıyla da Beşiktaş'a ciddi katkılar sağlamış durumda. cumhuriyet.com.tr

Palmet Enerji,İzgaz ve Baymina santralinin hisselerini Engie'den aldı

Palmet Enerji, İzgaz ve Baymina santralinin hisselerini Engie'den aldı Palmet Enerji, İzmit'e doğalgaz sağlayan İzgaz şirketi ve 770 megawatt (MW) kurulu güçteki doğalgaz santraline sahip Baymina Enerji'nin hisselerini Engie'den satın alma işlemini tamamladı. /Archive/2021/3/9/122609277-yatirimci.jpgŞirketten yapılan yazılı açıklamaya göre, Engie Yönetim Enerji Hizmetleri ve Ticaret'in de el değiştirdiği işlem dün tamamlandı.Palmet Enerji halihazırda Palgaz ile Gebze, Palen ile Erzurum ve çevresine doğalgaz dağıtıyordu. İzgaz'ın da eklenmesiyle şirket 800,000'den fazla aboneye hizmet verir hale gelecek ve 6 milyar metreküp doğalgaz ticaret hacmiyle Türkiye'nin doğalgaz tüketiminin yakalaşık %12'sini karşılayacak.Şirketin 60 ve 62 MW kurulu güçte iki doğalgaz santralinden oluşan elektrik üretim portföyü ise Baymina santraliyle birlikte 892 MW'a yükselecek. Açıklamada anlaşmanın mali değeri yer almadı. Kaynak: Reuters cumhuriyet.com.tr

TGC Levent Gültekin'e yapılan saldırıyıkınadı

TGC Levent Gültekin'e yapılan saldırıyı kınadı Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), gazeteci Levent Gültekin’e yapılan saldırıyı kınadı. Cemiyet, Türkiye’de uzun yıllardır gazetecilere saldıranlara “cezasızlık” sağlandığına da dikkat çekti. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulu 8 Mart 2021 Pazartesi günü Halk TV önünde saldırıya uğrayan gazeteci Levent Gültekin için açıklama yayımladı. Türkiye’de uzun yıllardır gazetecilere saldıranlara “cezasızlık” sağlandığına dikkat çeken TGC Yönetim Kurulu gazetecilere yönelik saldırı eylem planı hazırlayıp gerçekleştirenlerin bulunup cezalandırılması için çağrı yaptı. TGC Yönetim Kurulu’nun açıklamasında şu görüşler yer aldı: “Ülkemizde halkın doğru ve yansız bilgilenmesi için görev yapan gazetecilere yönelik şiddet artarak sürmekte ve gazetecilerin can güvenliğini tehdit etmektedir. Basın ve düşünceyi ifade özgürlüğünü anlamakta zorlanan bazı siyasetçilerin gazetecileri sürekli hedef göstermeleri, bu tip saldırılarda önemli rol oynamaktadır. Kendilerine ve partilerine yönelik eleştirilere tahammül edemeyen bu siyasetçiler, sosyal medya paylaşımlarıyla sık sık gazetecileri tehdit etmekte, sonra da yönlendirdikleri gruplar, gazetecilere evlerinin, iş yerlerinin önünde saldırmaktadır. Olaylarla ilgili tanıklara, kamera kayıtlarına rağmen saldırganlar genellikle serbest kalmakta ve ceza almamaktadır. TGC Basın Müzesi’nin Öldürülen Gazeteciler Galerisi’nde her siyasi görüşten 66 gazetecinin fotoğrafı bulunmaktadır. Bu fotoğraflara yeni isimlerin eklenmesi an meselesidir. Son olarak Halk TV programcısı gazeteci Levent Gültekin 8 Mart 2021 Pazartesi günü Bakırköy’de kalabalık bir grubun saldırısına uğramıştır. Olayla ilgili kamera kayıtları da kamuoyuna yansımıştır. Gazeteci Levent Gültekin’e yapılan saldırıyı kınıyor, meslektaşımıza ve Halk TV çalışanlarına ‘geçmiş olsun’ diyoruz. Saldırıyı gerçekleştirenlerin bu defa yakalanıp cezalandırılmasını umuyoruz. Emniyet Genel Müdürlüğü’nden gazetecilere saldırı eylem planı hazırlayan, eli sopalı dayak ekipleri oluşturanları en kısa sürede bulup adalete teslim etmeleri istiyoruz. İktidar tarafından açıklanan insan hakları eylem planı gündemdeyken gazetecilere yapılan saldırıların da insanlık suçu olduğunu hatırlatıyor ve Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’den bu saldırıları gerçekleştirenlere karşı ne zaman hukukun işletileceğini açıklamasını bekliyoruz.” cumhuriyet.com.tr

TCMB'ye göre düşük faizli kredi konuta zam olarak yansıdı!

TCMB'ye göre düşük faizli kredi konuta zam olarak yansıdı! Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ekonomistleri son Çalışma Tebliği’nde konut fiyatları ile finansman koşulları arasındaki ilişkiyi inceledi. Araştırmada kamu bankalarının 2020 yazında konut kredisi faiz oranlarını ani olarak düşürmesi dışsal bir şok olarak kullanıldı. /Archive/2021/3/9/121331066-ev.jpgTürkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ekonomistlerinin araştırmasına göre, yıllık konut kredisindeki 1 puanlık düşüş, fiyatlarda yüzde 2,1’lik artışa neden oluyorTürkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ekonomistleri son Çalışma Tebliği’nde konut fiyatları ile finansman koşulları arasındaki ilişkiyi inceledi. Araştırmada kamu bankalarının 2020 yazında konut kredisi faiz oranlarını ani olarak düşürmesi dışsal bir şok olarak kullanıldı.Yusuf Emre Akgündüz, Özlem Dursun-de Neef, Yavuz Selim Hacıhasanoğlu ve Fatih Yılmaz tarafından hazırlanan tebliğe göre yıllık faiz oranlarındaki 1 puanlık düşüş, konut fiyatlarını yüzde 2,1 artırıyor. Kamu bankalarının düşük faizli kredileri ile satın alınan evlerin metrekare fiyatı, özel bankaların fonladığı evlere göre yüzde 3,22 daha yukarıda oluştu.Düşük faizli kredilerin bir başka sonucu da talep artırıcı etkide bulunması. Aynı çalışmaya göre yıllık faizlerdeki 1 puanlık düşüş, konut kredisi talebini yüzde 6,6 artırıyor. Bu da ortalama konut fiyatlarının yükselmesine yol açıyor. Bu etki büyük oranda kampanyanın başladığı ilk ayda ortaya çıkıyor. Devam eden aylarda etki kademeli olarak azalıyor.Kamu bankaları geçen yıl Haziran ayında aylık konut kredisi faizlerini ortalamanın altı olan yüzde 0,64’e kadar düşürmüştü. Faiz kampanyasının ardından konut satışlarında büyük artış yaşanmıştı.Kaynak: bloomberght cumhuriyet.com.tr




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter