News - Haberler
Çorlu tren kazasında oğlunu kaybeden MısraÖz'e 8 bin 800 lira para cezasıverildi
Çorlu tren kazasında oğlunu kaybeden Mısra Öz'e 8 bin 800 lira para cezası verildi Çorlu tren kazasında oğlu Oğuz Arda'yı kaybeden anne Mısra Öz'e 8 bin 800 lira ceza kesildi. Karara ilişkin konuşan Öz, "İsterlerse 800 bin lira ceza versinler bu davada gerçek sorumlular yargılanmadığı müddetçe hakkımızı aramaya devam edeceğiz" dedi. Çorlu tren katliamında oğlu Oğuz Arda'yı kaybeden anne Mısra Öz'e mahkeme heyeti 8 bin 800 lira para cezası kesti.Mısra Öz, sosyal medya paylaşımları nedeniyle 'kamu görevlilerine hakaretten' suçlamasıyla hakim karşına çıktı. Duruşma sonrasında açıklama yapan Öz, 8 bin 800 lira para cezasına çarptırıldığını aktardı.Davanın ikinci duruşması için mahkemeye gelen Mısra Öz, duruşma sonrası yaptığı konuşmada, şu ifadeleri kullandı:"Bugün burada Çorlu tren kazasında ölen 25 kişinin ailesi olarak yargılandığım için buradaydım. Hakkımda açılan iki tane dava var, bunlardan bir tanesi bugün sonuçlanacaktı, sonuçlanmadı. Mahkeme heyetine hakaretten 8 bin 800 gibi bir cezayla cezalandırılıyorum. Dava burada bitmedi. Mahkeme heyeti 7 gün içinde itiraz etme hakkımın olduğunu söyledi.‘HAKKIMIZI ARAMAYA DEVAM EDECEĞİZ’İsterlerse 800 bin lira ceza versinler bu davada gerçek sorumlular yargılanmadığı müddetçe hakkımızı aramaya devam edeceğiz. En iyi bildikleri şey para olduğu için bizleri para cezasıyla korkutmaya çalışıyorlar. Korkmuyorum, vazgeçmiyorum, hakime de söyledim. Sözlerimin arkasında olmakla birlikte, bize verdikleri kararlarla bizi korkutamayacaklar, 25 kişiyi buraya getiremeyenler bizi getirmeyi daha kolay olarak görüyorlar. Gerçek sorumlular buraya gelsinler, çünkü biliyoruz ki gerçek sorumlular bize bile rüşvet vererek bizi susturmaya çalışıyorlar Oturdukları koltuktan."NE OLMUŞTU?8 Temmuz 2018’de Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde yaşanan 7’si çocuk 25 kişinin yaşamını yitirdiği tren kazasında eşini ve oğlunu kaybeden Mısra Öz Sel hakkında iki dava açılmış, 9 yaşındaki oğlu Oğuz Arda Sel’i ve eşi Hakan Sel’i kaybeden Mısra Öz’e, mahkeme heyetine, "Üç maymunu oynamayı tercih eden bir heyet" ifadeleri gerekçesiyle dava açılmıştı. cumhuriyet.com.trFrikikten hat-trick yaptı: TaşkınÇalış
Frikikten hat-trick yaptı: Taşkın Çalış TFF 1. Lig'in 20 haftasında dün ağırladığı Akhisarspor'u 3-0 yenen Aydeniz Et Balıkesirspor'da üç golü de frikikten kaydederek "hat-trick" yapan Taşkın Çalış, yaşadığı mutluluğu dile getirdi. Devre arasında Menemenspor'dan takıma katılan ve dünkü karşılaşmada frikikten attığı gollerle takımını galibiyete taşıyan Çalış, yaptığı açıklamada, çok mutlu olduğunu söyledi.Üç gol atmanın kendisi için gurur verici bir durum olduğunu ifade eden Çalış, "Gollerden ziyade takımın kazanması daha önemliydi. Önümüzdeki Menemenspor maçını da kazanıp, yine 3 puanı hanemize yazdırmak istiyoruz." diye konuştu. Gol anlarında arkadaşlarıyla olan diyaloğunu paylaşan Çalış, şunları söyledi:"İlk frikikte golü atacağımı hissetmiştim. İkincisinde Manaj yanıma geldi, 'Ben vurayım.' dedi. O golü de atacağımı söyledim ve top ağlara yine gitti. Üçüncü golde ise bu kez İbrahim Halil geldi, 'Sen iki tane attın, yeter. Ben vurayım.' dedi. 'Abi bunu da atacağımı hissediyorum.' dedim ve o vuruşu da gole çevirdim. Şükür üçü de gol oldu. Mutluyum. Galiba dünyada daha önce yedi kişi bu şekilde gol atmış. Sekizincisi de bize nasip oldu. Önceliğimiz ligde kalmak. Her maç bizim için final niteliğinde."ATİLLA: "LİDER VASFI BULUNAN BİR FUTBOLCU"Takım kaptanı kaleci Atilla Özmen, Taşkın Çalış'ın kaleciler için her zaman sıkıntı yaratacak şutlar atabildiğini dile getirdi. Özmen, Taşkın'ın takıma çok şey kattığını vurgulayarak, "Goller mükemmeldi. Taşkın'ın maçın başından beri bize verdiği katkı, oyunu yönlendirmesi çok iyiydi. Lider vasıflı bir futbolcu. Buna bizim ihtiyacımızda vardı. İleriki haftalarda çok daha güzel olacak inşallah." şeklinde konuştu. cumhuriyet.com.trCHP'li belediye meclisüyesi yaşamına son verdi
CHP'li belediye meclis üyesi yaşamına son verdi Kocaeli Kartepe Belediyesi'nde CHP'den meclis üyesi olan Tugay A. (28), dün gece yaya üst geçidinden D-100 karayoluna atlayarak yaşamına son verdi. Olay, dün gece yarısı sıralarında İzmit D-100 kara yolu üzerindeki Fatma Seher Hanım Üst Geçidi'nde meydana geldi. Bir kişinin, köprüden atlayıp intihar ettiği ihbarını alan polis ve sağlık ekipleri bölgeye gitti. Kartepe Belediyesi CHP Belediye Meclis Üyesi Tugay A. olduğu belirlenen kişi, yapılan ilk müdahalesinin ardından Kocaeli Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Ancak Tugay A., doktorların tüm çabasına karşın kurtarılamadı.Tugay A.'nın cenazesi, bugün Kartepe ilçesi Sarımeşe Mahallesi'nde toprağa verilecek. (DHA)İDO veŞehir Hatları'nın bazıseferleri iptal edildi
Türkçe Haberler En Son Başlıklar İDO ve Şehir Hatları'nın bazı seferleri iptal edildi İstanbul Deniz Otobüsleri (İDO) ve Şehir Hatları, hava muhalefeti nedeniyle bazı seferlerin iptal etti. İDO'dan yapılan duyuruda olumsuz hava koşulları nedeniyle saat 07.00 Pendik-Yalova, 07.00 Yalova-Pendik, 07.15 Yalova-Yenikapı, 07.45 Yenikapı-Yalova, 07.45 Kabataş-Kadıköy-Bursa, 08.30 Bursa-Armutlu-Armutlu Tatil Köyü-Yenikapı-Kadıköy seferlerinin iptal edildiği bildirildi. Şehir Hatları'nda da lodos nedeniyle saat 06.35 Adalar-Kadıköy-Beşiktaş, 06.45 Kabataş-Adalar, 06.55 Bostancı-Karaköy, 07.05 Bostancı-Adalar, 07.45 Karaköy-Kabataş-Bostancı seferlerinin iptal edildiği kaydedildi. DHAAsistan hekimler yönetmeliğe aykırıolarak uzun süreçalıştırılıyor
Asistan hekimler yönetmeliğe aykırı olarak uzun süre çalıştırılıyor Genel Sağlık-İş Genel Başkanı Zekiye Bacaksız, asistan hekimlerin aralıksız bir şekilde 36 saate varan mesailerle çalıştırıldığına dikkat çekerek, uygulamanın nöbet yönetmeliğine aykırı olduğunu vurguladı. Genel Sağlık-İş Genel Başkanı Zekiye Bacaksız, asistan hekimlerin aralıksız bir şekilde 36 saate varan mesailerle çalıştırıldığına dikkat çekerek “Bu arkadaşlarımız asistanlıkları yanmasın diye, idarecilerin baskısıyla çalıştırılıyor” dedi. Yapılan uygulamanın nöbet yönetmeliğine aykırı olduğunu vurgulayan Bacaksız, “Sağlık çalışanı arkadaşlarımızın beslenmesi, mesai saatleri, çalışma koşulları ne Çalışma Bakanlığı ne de Sağlık Bakanlığı tarafından tam anlamıyla denetleniyor” ifadelerini kullandı.‘HATA RİSKİ ARTIYOR’Yapılan uygulamanın hasta ve hekim sağlığı açısından da riskli olduğuna dikkat çeken Bacaksız, “Bu sağlığa aykırı bir uygulama. Bir otobüs şoförü 4 saatte bir dinlenir. Biz de insan hayatıyla ilgileniyoruz. En ufak bir dikkatsizlik çok tehlikeli. Bu çalışma koşullarında hata yapma riskleri artırılıyor” dedi. Avrupa’da mesai saatlerinin 6 saate düştüğü örneğini veren Bacaksız, “Yeterli personel olmadığından hizmet 24 saat yürüsün diye sağlık çalışanlarımız çalıştırılıyor. Yeri geldiğinde biyolojik ihtiyaçlarını bile erteliyorlar. İktidar nitelikli sağlık hizmeti vermek için yeterli sayıda personel görevlendirmelidir. 24 saat hizmet, yeterli sağlık çalışanı sayısıyla, mesai saatleri 8 saati geçmeyecek şekilde olmalı” çağrısı yaptı. Bacaksız, “Asistan hekimler aslında öğrenmeyle sorumlu kişilerdir. Ama yeterli sayıda uzman hekim olmadığı için onlardan her türlü beklenti oluyor. Pandemi döneminde de onlara uzman gibi görevlendirmeler yapıldı” dedi. Bacaksız ayrıca, sendikalarına başvuracak asistan hekimlerin hakkını aramak için dava açabileceklerini belirtti. Sarp SağkalKüba sosyalizmden vaz mıgeçiyor?Özel sermaye izni yeni mi geliyor?
Küba sosyalizmden vaz mı geçiyor? Özel sermaye izni yeni mi geliyor? Küba, devrimden bu yana üretimin kamusal mülkiyete dayalı olduğu bir finansal sisteme, yani bir “sosyalist ekonomiye” sahip bilindiği gibi. Sosyalist ekonominin önemli özelliği, herhangi bir malın kullanım değerine göre üretilmesidir. Bu kullanım değeri de toplumun ihtiyaçlarına bağlıdır. Dolayısıyla aşırı üretimi engeller. Sosyalist ekonomi sayesinde yaygın bir sağlık bakım programı, her düzeyde vatandaş için devlet destekli ücretsiz eğitim, sübvansiyonlu konutlar var ülkede. Sosyalist bir ekonomiye sahip Küba’da işgücünün yaklaşık yüzde 80’i devlete ait işletmelerde çalışır. Özel sermayesiz Küba’nın dolayısıyla bir borsası da yok.Peki, her şey yolundaysa neden bu politikadan vazgeçiyor Küba diye düşünülmesi yanlış değil. Yanlış olan Küba’nın sosyalist ekonomiden vazgeçtiğinin düşünülmüş olması. İzin verilen özel işletmeler de kapitalist dünyadakilerinden çok farklı. Küçük işletmeler devlet denetiminde ama bağımsız üretim yapacaklar. Bunun tüm dünya basınında yeniymiş gibi duyurulması da son derece tuhaf çünkü özel girişime izin 1976’da verilmeye başlandı Küba’da. Söz konusu yıl küçük işletmeciliğe dayalı özel girişim Ekonomik Yönetim ve Planlama Sistemi’nin bir parçası olarak kanunla onaylanmıştı. 1981 nüfus sayımında özel işletmeler nüfusun yüzde 1.6’sına tekabül ediyordu. 1985’te ülkede özel girişimci sayısı 39 bindi.SOSYALİST ÇİZGİPlanlı bir özel sermayenin varlığı ülkenin sosyalist çizgisine ters düşmedi. Küçük çaplı özel işletmelere izin verilme ihtiyacının nedeni, devlet tarafından yürütülen sübvansiyonların çok sayıda sosyal programı desteklemek için yetersiz hale gelmesiydi. Devlet, yükünün bir bölümünü, kendi denetimindeki özel girişimcilere yüklemişti. Benzeri bir uygulama Sovyetler Birliği’nde de vardı.Ülkede özel girişimci sayısı 1995’te 138 bine, 1999’da 157 bine ulaştı. Sosyalist ekonomiden vazgeçmek demek değil bu. Sovyetler Birliği’nden alınan muazzam yardıma rağmen başta ABD yaptırımları olmak üzere uluslararası baskılar sosyal programların sadece devlet eliyle hayata geçirilmesini zorlaştırdı. Bu nedenle Fidel’den sonra Devlet Başkanı olan Raul Castro, 2010 yılında, serbest piyasa mekanizmalarına izin verecek, küçük işletmelerin hükümet kontrolünü kaldıracak, gereksiz devlet işçilerini işten çıkaracak (bu biraz sorunlu tabii) bir uygulamayı amaçlayan ekonomik reformları açıklamıştı.O yıldan başlayarak Küba, turizmde, ihracatta, uluslararası ticaret sektörlerinde devlet denetimli piyasa ekonomisini uyguladı. Bu sosyal sisteme hayli yardımcı oldu. Kübalı işçilerin yaklaşık yüzde 20’si bu sektörlerde çalışıyor. Devlet işletmelerindeki işgücünün yüzde 40 kadarı da özel sektöre geçti. Bu bir gelir vergisi olanağı da yaratacak bir gelişme. Yabancı şirketlerin de serbestçe iş yapmaları için vergisiz özel bölge uygulamaları da gündeme gelebilir ülkede. Merkezi sosyalist planlamanın denetiminde elbette. Bu tür girişimlerin kamu sektörü için tamamlayıcı olduğu düşünülüyor Küba’da. Kendi kendine yetme konusunda dünyaya örnek olan sosyalist Küba bu konumunu korumak için kontrollü “özel girişime” onay vermekten çekinmedi. Bunu sadece zor durumda kaldığı için yapmadığını, başta Sovyetler Birliği olmak üzere sosyalist dünyadan destek aldığı “enternasyonal dayanışma” dönemlerinde de, yani 1976’da da yaptığını biliyoruz. Böyle yapması serbest piyasa ekonomisine inandığı anlamına gelmez. Üretimi teşvik etmek, üretim için koşullar yaratmak olarak anlaşılmalı bu. Önemli olan Küba’nın eğitimde, sağlıkta dünya çapındaki başarılarının devamı, halkına ücretsiz sunduğu hizmetlerin sürmesidir. Küba bunlar sürsün diye bu adımları, ama kontrollü bir biçimde, atıyor. Düşmanları sevinmesinler hemen. Mustafa K ErdemolAKP’lilerin‘gözdesi’Bursa TeknikÜniversitesi yandaşvakıfla protokol yaparak devletten teşvik almış
AKP’lilerin ‘gözdesi’ Bursa Teknik Üniversitesi yandaş vakıfla protokol yaparak devletten teşvik almış AKP etkinlikleriyle gündeme gelen Bursa Teknik Üniversitesi, Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu’nun ağabeyinin başkan olduğu Yeni Dünya Vakfı ile işbirliği protokolü imzalamış. Yıldırım Belediyesi’nden sembolik bir fiyatla yurt kiralayan vakfın, yurtta kalan öğrencilerden aylık 500 TL, devletten de öğrenci başına 600 TL teşvik aldığı öğrenildi. Öğrenci bilgi sisteminde AKP’nin etkinliklerini duyuran Bursa Teknik Üniversitesi’nin (BTÜ) Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu’nun ağabeyi Mahmut Göksu’nun başkanlığını yürüttüğü Yeni Dünya Vakfı ile işbirliği protokolü imzalandığı ortaya çıktı. AKP’li Yıldırım Belediyesi’nden sembolik bir rakamla yurt kiralayan vakfın, protokol kapsamında yurtta kalan BTÜ öğrencilerinden aylık 500 TL, devletten de öğrenci başına 600 TL teşvik aldığı öğrenildi. Öğrenciler, “Okulla sürekli protokol imzalanıyor. Israrla yandaş yurtla çalışıyorlar” dedi.BTÜ’de öğrenci bilgi sisteminde AKP’nin etkinliklerinin duyurusu paylaşılmıştı. Üniversitenin Rektörü Arif Karademir ise sosyal medya hesabından Nakşibendi tarikatının kollarından İskenderpaşa cemaati lideri Mahmud Esad Coşan’ı anarken, İskilipli Atıf’tan övgüyle bahseden mesajları paylaşmıştı. Yeni Dünya Vakfı’nın sosyal medya hesabından 10 Ağustos’da yapılan paylaşımda, “Vakfımız ile @bursateknikuniv arasında üniversite öğrencilerinin sosyal kültürel gelişimine destek amacıyla işbirliği protokolü imzalandı.. ” ifadeleri yer aldı. Genel başkanlığını, Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu’nun ağabeyi Mahmut Göksu’nun yaptığı Yeni Dünya Vakfı’nın mütevelli heyeti ve istişare heyetinde birçok AKP’li isim yer alıyor.‘TALAN DÖNÜYOR’Yeni Dünya Vakfı ile protokol imzalanmasından rahatsız olan öğrenciler şunları paylaştı: “Yeni Dünya Vakfı’nın yurdunun soygunculuğunu da anlatmak istiyoruz. Öğrenciden 500 artı devletten 600 teşvik alıyorlar. Yemekler bazen belediyenin artık yemekleri olabiliyor. Yurt hem yandaş vakfın hem de teşvikli. Çok büyük talan dönüyor. Arada biz kalıyoruz. Kadın öğrenci yurdu yok, Uludağ Üniversitesi’nin yurdunda kalıyorlar. Okulda protesto oldu fakat bir sonuç alınmadı. Biz neyse, Yeni Dünya Vakfı, İlim Yayma Cemiyeti ya da 35 yıllık KYK ile idare ediyoruz. Kadın öğrenciler bir saatlik yoldan geliyorlar.” Zehra ÖzdilekAltanÖymen ve Hüsamettin Cindoruk, Boğaziçi protestolarınıdeğerlendirdi
Altan Öymen ve Hüsamettin Cindoruk, Boğaziçi protestolarını değerlendirdi Altan Öymen ve Hüsamettin Cindoruk, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da “terörist” ilan ettiği öğrencilerin durumunu Cumhuriyet’e değerlendirdi. Eski CHP Genel Başkanı Altan Öymen ve eski TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk, Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atanan AKP’li Melih Bulu’ya karşı eylem yapan öğrencilere yönelik iktidar kanadından yapılan baskıcı uygulamalar ve nefret söylemlerine tepki gösterdi. Öymen ve Cindoruk, “Esas sebepler, Türkiye’nin anayasal bir devlet olmaktan çıkışıdır, parlamenter demokrasinin ortadan kaldırılışıdır” dedi.‘ŞAHSİLİK YOK SAYILIYOR’İktidarın üniversitelere yönelik baskı girişimlerinin Türkiye’nin demokratikleşme sürecinin ilk döneminde de görüldüğünü kaydeden Altan Öymen, 1946’da üniversitelerin özerk olduğunu aktararak “1950’li yılların ikinci yarısında, demokrasiye geçiş sürecindeki geri dönüşler ve bunun sonucu olan sarsıntılar başlayınca, üniversitelerin o düzenine de müdahaleler başladı. Daha sonraki talihsiz olaylardan sonra, halkoyuyla kabul edilen yeni anayasaya göre üniversitelerin özerkliği yeniden sağlandı. Üniversitelerin yönetimleri gene seçimle oluşturuluyordu. Ancak daha sonraki askeri ve sivil yönetim dönemlerinde o düzeni de bozan anayasa ve yasa değişiklikleri yaşandı. Sonra da bugünkü yönetimlerin nedeni olan demokrasi dışı uygulamalar ortaya çıktı. Bugünkü Boğaziçi olayının nedeni o uygulamaların sonuçlarından biridir” dedi. Öymen, Erdoğan’ın Boğaziçi Üniversitesi’ndeki eylemlere ilişkin, “Osman Kavala denilen, adeta Soros’un temsilcisi olan kişinin karısı da provokatörlerin içerisinde yer alan bir kadındır” diyerek Ayşe Buğra’yı hedef almasını da eleştirdi. Öymen, “Bu yaptıkları, hukukun binlerce yıl öncesinden beri en temel ilkelerinden birini, ‘suçun şahsiliği’ ilkesini yok saymaktır. Kaldı ki bugünkü örnekte ‘suçludur’ diye itham edilen değerli insanın da suçsuz olduğu, hem ulusal hem de Türkiye’nin yetkisini kabul ettiği uluslararası mahkeme kararlarıyla ortaya çıkmaktadır” diye konuştu.‘İKTİDAR YÖNLENDİRİYOR’“Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşanan olaylar siyasi iktidar tarafından yönlendirilmiş siyaset tartışmasıdır” diyen Cindoruk, “Bu, Türkiye’nin yönetim tarzının bir sonucudur. Biz sonuçları tartışıyoruz, esas sebepleri tartışmıyoruz. Sebep; Türkiye’nin anayasal bir devlet olmaktan çıkışıdır, parlamenter demokrasinin ortadan kaldırılışıdır. Yani kurucu iktidarın iradesi ortadan kaldırılıp başkanlık sistemine geçildikten sonra bu olayların oluşunu hukuksal değil, siyasal buluyorum” dedi. Kullanılan nefret söylemlerinin Türkiye’nin gençlerinde büyük yara açacağını belirten Cindoruk şunları kaydetti: “Türkiye’nin en büyük yarası bugünkü iktidardır. Rektör ataması yapan siyasi iktidar, olayları yaratan siyasi iktidar... Bunları yaparken sonuçlarını hesaplayarak yapıyor. Bu sonuçların çocuklarımızın üzerinde kalmasına üzülüyorum.” Erdoğan’ın Ayşe Buğra’yı hedef almasına ilişkin ise Cindoruk, “Ayşe Buğra’ya söylenen ifadelere de üzülüyorum. Tarık Buğra benim gençliğimde en çok saydığım ve sevdiğim isimlerdendi. Onun kızının, eşi üzerinden aşağılanmasına çok üzüldüm. Tarık Buğra’nın ‘İbiş’in Rüyası’ kitabını okursanız Buğra’nın bugünlere ışık tuttuğunu görürsünüz” ifadelerini kullandı. Leyla KılıçBelçika'da yaşan BoğaziçiÜniversitesi mezunlarıBoğaziçiÜniversitesiöğrencilerine destek eylemi yaptı
Belçika'da yaşan Boğaziçi Üniversitesi mezunları Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine destek eylemi yaptı Belçika’da yaşayan Boğaziçi Üniversitesi mezunları, Türkiye’de Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri ve akademsiyenlerine destek eylemi gerçekleştirdi. 150’ye yakın göstericinin bulunduğu eylemde, dört dilde bildiri okundu. Eylemciler, Türkiye’deki Boğaziçili arkadaşlarına “yanız değilsiniz” derken yetkililere de “Asla aşağı bakmayacağız, gözünüzün içine bakacağız” dedi.Belçika Boğaziçi Üniversitesi mezunlarından Elif Eski, Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada, “Türkiye’de üniversitemiz öğrencileri ve akademisyenlerimizin yalnız olmadıklarını göstermek, onların haklı taleplerini Avrupa’da da duyurmak için bu eylemi gerçekleştirdik. Aynı zamanda onların haklı teleplerini de yineliyoruz. Üniversitemize, öğrenci ve akademisyenlerine yönelik karalama, nefret ve çirkin ifadelere son verilmeli” dedi. Eyleme, Hacettepe, ODTÜ, Gazi, Ege Üniversitesi gibi farklı üniversite mezunları, CHP Avrupa Birliği Temsilcisi Kader Sevinç, CHP Belçika Birliği’inin değişik kentlerden üyeleri de destek verdi. Serpil Aygün2020’de, gönüllüBES’te fon getiri ortalamasıTÜFE’yi 17 puan aştı
2020’de, gönüllü BES’te fon getiri ortalaması TÜFE’yi 17 puan aştı Geçen yıl en yüksek ortalama net getiriyi gönüllü BES’te kıymetli maden fonları, otomatik BES’te ise değişken katılım fonları sağladı. Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği’nin (TKYD) Ludens İleri Finansal Hizmetler’e hazırlattığı “Emeklilik Yatırım Fonları Performans Raporu”, temelde geleceğe dönük bir tasarruf aracı olan bireysel emeklilik sisteminin (BES), birikimleri değerlendirdiği yatırım araçlarıyla önemli getiriler elde ettiğini de gösterdi. İşte rapordaki detaylar:- Gönüllü BES fonlarının ağırlıklı ortalama net getirisi, son 5 yılda TÜFE’nin 95 puan, son 10 yılda 139 puan ve başlangıçtan itibaren 2004’ten beri 414 puan üstünde oldu. Geçen yıl ise yüzde 31.5 ağırlıklı ortalama getiri, yıllık TÜFE’yi (yüzde 14.6) 16.9 puan aştı. En yüksek ortalama net getiriyi ise yüzde 56 ile kıymetli maden fonları sağladı. - Otomatik BES’te ise fonların ağırlıklı ortalama net getirileri, başlangıçtan (Şubat 2017) itibaren TÜFE’nin 3.1 puan üstünde oldu. Geçen yıl ise yüzde 14.9 ile TÜFE’yi 0.3 puan aştı. Ayrıca başladığı tarihten itibaren başlangıç fonları TÜFE’nin 7 puan üstünde olurken, başlangıç katılım fonları 0.4 puan altında kaldı. Geçen yıl en yüksek ağırlıklı ortalama net getiri ise yüzde 45.8 ile değişken katılım fonlarında elde edildi. - 2020 sonu itibarıyla BES’te portföy büyüklüğü 171 milyar TL oldu. Bunun 160 milyar lirası gönüllü BES, 11 milyar lirası otomatik BES’te. Gönüllü BES 2019 sonuna göre yüzde 34, otomatik BES yüzde 38 büyüdü. - BES, 12.6 milyon katılımcı ve çalışana ulaşırken bunların 6.9 milyonu gönüllü BES, 5.7 milyonu ise otomatik BES’te yer aldı.‘ÖNCELİK SİGORTA BİLİNCİNİ ARTIRMAK’Türkiye Sigorta Birliği (TSB), “2021–2030 Karayolu Trafik Güvenliği Strateji Belgesi ve Eylem Planı ile Trafik Medya Yüzlerinin Tanıtımı ve Trafik Medya Ödülleri Programı”nda, Trafik Medya Ödülleri Değerlendirme Kurulu üyeliği sebebiyle plaket aldı. TSB Başkanı Atilla Benli, “En büyük sorumluluğumuz bireysel, toplumsal ve ekonomik refahın artmasını sağlamak üzere sigortalılık bilincini artırmaktır” dedi.EKSPERTİZ İŞLEMLERİNİ DİJİTAL ORTAMA TAŞIDILARAksigorta’nın, konut ve işyeri ürünlerinde ekspertiz işlemlerini dijital ortama taşıyarak, bu sayede azami 1 hafta süren hasar dosya kapamalarını 20 dakikaya indirdiği açıklandı. Bu yenilikle şirketin müşteri memnuniyet puanı da iki katına çıkarak 75 olarak hesaplandı. Şirket yetkilileri, sistemin müşteri ve eksperlerin sağlığını korumalarına da yardımcı olacağını, ayrıca ekspertiz süreciyle ilgili randevulaşma sürecinin getireceği olası müşteri memnuniyetsizliğini ortadan kaldıracağını vurguladı.‘MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ DEPARTMANI’ KURDULARMonopoli Sigorta’nın, salgının gölgesinde geçen 2020 koşullarına rağmen yılı büyümeyle kapattığı, ‘Müşteri Memnuniyeti Departmanı’nı da kurarak katma değer yaratma misyonunu sürdürdüğü açıklandı. Monopoli Sigorta Üst Yöneticisi Erol Esentürk, “Dünyadaki değişimin sonucu olarak artık ‘müşteri değeri’ kavramını pek çok bileşenle bir arada düşünmek ve buna göre yapılanmak zorundayız. Bu yatırım, müşterilerimizi önceliğimize alarak rekabet sahasında güçlenme prensibimizin bir sonucu olarak ortaya çıktı” dedi.KADIN GİRİŞİMCİLER İÇİN ÖZEL İŞBİRLİĞİ YAPTILARAnadolu Sigorta’nın, Arya Kadın Yatırım Platformu ile yaptığı işbirliğiyle, bu iletişim ağında bulunan girişimcilere, yatırımcılara ve üyelere sigortacılık ile ilgili interaktif online eğitimler vermeye başladığı açıklandı. Türkiye’deki “Bana bir şey olmaz” anlayışının değişmesi için çalışacaklarını vurgulayan Anadolu Sigorta 1. Genel Müdür Yardımcısı Filiz Tiryakioğlu, şöyle devam etti: “Eğitim serimizde, uzman yöneticilerimiz sigortacılığı gerçek hayattan hikâyeler ve örnek senaryolar ile anlatacak. Günün sonunda kadın girişimcilerimizi, dileriz hasar ile karşılaşmadan, ihtiyaçlarına uygun sigortacılık ürün ve hizmetlerin bilinci ile gerekli önlemleri almaları yönünde desteklemiş olacağız.”GELECEĞİN AKTÜERİNİ YETİŞTİRMEK İSTİYORLARAllianz Türkiye’nin, K.A.M.P (keşfet, araştır, merak et, paylaş), CodeBooth ve bu yıl hayata geçirdiği DatAction programları ile üniversite öğrencilerinin sigorta dünyasıyla etkileşimini artırmaya yönelik çalışmalarına devam ettiği açıklandı. Bu kapsamda şirketin gençlere staj programlarının ardından şirket içinde kariyer imkânı sunduğu belirtildi. Allianz Türkiye Genel Müdür Yardımcısı İlkay Özel, özellikle “DatAction/Aktüer Vaka Çalışması” ile sektördeki ihtiyaç göz önüne alınarak sigorta sektöründeki risk değerlendirme alanına yön verecek, yeni ürünler çıkmasına katkı sağlayacak aktüerlerin sayısını artırmayı hedeflediklerini belirtti. Bu yıl K.A.M.P. kapsamında da 40 gence staj imkânı verilecek. Serhat AligilBMD’ye göre kısıtlamalar, markalara ocak ayında yüzde 60 ciro kaybettirdi
BMD’ye göre kısıtlamalar, markalara ocak ayında yüzde 60 ciro kaybettirdi Salgın nedeniyle sosyal hayatı kısıtlayıcı önlemlerin getirilmesi, perakende sektöründeki ciroların dramatik kan kayıplarına yol açmaya devam ediyor. Ülkenin önde gelen markaları, ocak ayını ortalamada yüzde 50-60 ciro kaybıyla kapattı. Yeni yılla birlikte hammadde maliyetleri ile diğer kalemlerdeki girdilerde önemli artışlar olduğuna dikkat çeken Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sinan Öncel, “Markalarımız bazı mağazalarda aylık cironun yüzde 10’unu genel gider olarak ödemek zorunda kalıyor. Zarar eden mağazalarda markalarımıza bir defaya özel tazminatsız erken çıkış imkânı verilmesinin tek ve en adil çözüm olduğunu düşünüyoruz” dedi.‘TAZMİNATSIZ FESİH’Öncel, bu yıl üyelerinin yüzde 73’ünün AVM’lerde mağaza kapatmayı planlarken, yüzde 69’unun yeni mağaza açacağını beyan ettiğini aktardı. “BMD anketinde de görüldüğü gibi AVM’lerde neredeyse kapanan kadar yeni mağaza açılıyor” diyen Öncel, şöyle devam etti: “Yani uygun lokasyonda uygun kiralama koşulları sunan, ‘adil ticaret’ ilkesi ile hareket eden, genel giderlerini şeffaf bir şekilde paylaşan, ‘kiracısı ile dost’ AVM yatırımcıları için fırsatlar devam ediyor. Bir başka ifade ile ‘tazminatsız erken fesih’ uygulamasını başlatmak için endişeye gerek olmadığı görülüyor.” cumhuriyet.com.tr