Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajans? - Haberler

Sunday, 01.12.2025, 07:44 AM (GMT)

News - Haberler

Moody’s Türk bankalarının kredi değerliliğinin zayıf olduğunu belirtti

Moody’s Türk bankalarının kredi değerliliğinin zayıf olduğunu belirtti figure > Moody’s, gelişen piyasalardaki finansal kuruluşları ele aldığı güncel bir rapor açıkladı. “Gelişen piyasa bankaları için 2021’de en büyük tehditlerden biri varlık kalitesi görünümü belirsizlikleri olacak” diyen kuruluş, gelişen piyasa bankaları için 2021 faaliyet koşullarının zorlu olmaya devam edeceğini belirtti. Aynı dönem için “Türk bankalarının kredi değerliliği zayıf ve baskı altında olmaya devam edecek” yorumunda bulundu. Kuruluşun değerlendirmesinde ayrıca gelişen piyasa sigortacılık şirketleri için 2021 görünümünün ise stabil olacağının altı çizildi.YÜZDE 43 ARTTIÖte yandan bankacılık sektörünün kredileri, ekim sonunda geçen yıl aynı ayına göre yüzde 43 artararak 3.7 trilyon liraya çıkarken sektörün kârı 10 aylık dönemde yüzde 21 artarak 50 milyar TL oldu. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) ekim ayı verilerine göre aktif büyüklük ise geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 39’luk artışla 6.2 trilyon liraya yükseldi. Mevduat ise 2019 sonuna göre yüzde 401. artışla 3.6 trliyon liraya çıkarken, özkaynak toplamı yüzde 16.3 artışla 572.6 milyar lira oldu. Sermaye yeterliliği standart oranı da yüzde 19.42. BDDK ayrıca, bankaların yurtdışı yerleşik finans kuruluşlarıyla yaptıkları bazı TL işlemlerin özkaynaklara oranında sınırı yüzde 0.5’ten yüzde 2.5’e yükseltti. cumhuriyet.com.tr

İlaçtaki kur politikasınedeniyle, firmalar satıştan kaçınıyor

İlaçtaki kur politikası nedeniyle, firmalar satıştan kaçınıyor figure > CHP Ankara Milletvekili Gamze Taşcıer; AKP iktidarının kötü sağlık ve ekonomi yönetimi dolayısıyla ülke genelinde ilaç krizinin yaşanabileceği uyarısında bulundu. İlaç için kur belirleme işleminin her yıl bir kez yapılması nedeniyle firmaların ilaç akışını kestiğini kaydeden Taşcıer, “Firmaların ilaç vermekten imtina eder duruma gelmesinin nedeni de berbat ekonomi yönetimidir” dedi. CHP’li Taşcıer, Türkiye’de her yıl sonu “ilaç kıtlığı” yaşandığını dile getirerek “Bunun nedeni de ilaç fiyat kararnamesinde Avro kurunun olağanüstü derecede düşük ve yılda sadece bir kez belirlenmesidir. Her yıl yeni kur belirlemesi öncesi kimi ilaç firmaları ve depoları ilaç akışını kesiyor ve yine bir ilaç krizi dönemi başlıyor. Eczacılar ve vatandaşlarımızdan ilaç bulamadıklarına dair şikâyetleri duymaya başladık. Her yıl aynı dönemde bunu yaşıyoruz ancak çok basit bir çözüm önerisine bile kulak tıkanıyor” dedi. Yurttaşların acil tedavi gerektiren durumlarda büyük zorluklar yaşadığını ifade eden Taşcıer, şunları dile getirdi: “Sabit döviz kuru belirleniyor belirlenmesine ama yıl içerisinde kötü ekonomi yönetimi nedeniyle TL’nin olağanüstü değer kaybı sonucu ilaç firmaları Türkiye’ye ilaç vermekten imtina ediyor. Bu yıl bir de pandemi sürecinden geçiyoruz. Geçen yıllarda tansiyon, diyabet, kanser gibi hayati önemi olan ilaçlar bulunamaz hale gelmişti. Şimdi içinde bulunduğumuz salgın döneminde, özellikle kronik rahatsızlığı olan kişilerin bu salgından daha çok etkilendiğini de düşünürsek, vatandaşın bir de ilaçlarına ulaşamaması durumun ne denli kritik olduğunu gösteriyor.”‘SABİT KUR DEĞERSİZLEŞTİ’Yılbaşında belirlenen sabit kur tutarının yıl sonunda neredeyse üçe katlanarak değerini kaybettiğine işaret eden Taşcıer, açıklamasını şöyle sürdürdü: “İthal ilaçlar için sabit Avro kuru 2018’de 2.69 TL, 2019’da 3.40 TL, 2020’de ise 3.81 TL olarak belirlenmişti. Bugün Avro kuru 9.32 seviyesine gelmişken, firmalar da hazır yeni kur açıklaması öncesi daha fazla bu fiyattan ilaç vermek istemiyor. Devlet tabii ki vatandaşın ilaca uygun fiyata erişimi için pazarlık etmek ve şartlarını ortaya koymak durumunda. Ancak makasın bu denli açılmasının ve firmaların ilaç vermekten imtina eder duruma gelmesinin nedeni de AKP’nin berbat ekonomi yönetimidir.” Yerli ilaç sanayisinin yanlış politikalarla bitirildiğini kaydeden Taşcıer, Türkiye’nin ilaçta dışa bağımlı hale geldiğini, bu durumun firmalar için pazarlık gücü, Türkiye için ise ilaç krizi anlamına geldiğine dikkat çekti. Taşcıer, “Ülkemizde kronikleşen ilaç krizinin kesin çözümü, yerli ilaç sanayisinin kalkındırılması ve dışa bağımlılığın minimuma indirilmesidir” dedi. Mahmut Lıcalı

Emekli Mülkiye Başmüfettişi Esen,özel hastanelerdeki sorunlarıanlattı

Emekli Mülkiye Başmüfettişi Esen, özel hastanelerdeki sorunları anlattı figure > Emekli Mülkiye Başmüfettişi Mahmut Esen, özel hastanelerin sağlık hizmetlerinde yaşattığı aksaklıklara işaret ederek, “Acil hizmetlerden ücretsiz yararlanılması 24 saatle sınırlandırılmıştır” dedi. Esen, özel hastanelerde acil hallerde ek ücret alınması uygulamasından vazgeçilmesi için çağrı yaptı. Emekli Mülkiye Başmüfettişi Mahmut Esen, özel hastanelerdeki hizmet sıkıntılarını anlattı. Hastanelerin acil hizmetlerinden ücretsiz yararlanmanın 24 saat ile sınırlandırıldığını belirten Esen, “Resmi Gazete’de 2018’de yayımlanan Sağlık Uygulama Talimatı’nda (SUT) yapılan bir değişiklik ile acil durumlar nedeniyle özel hastaneye başvurulması halinde hastanın taburcu edilinceye kadar sunulan tüm sağlık hizmetleri için hiçbir ilave ücret alınmamasına yönelik düzenleme kaldırılmıştır” dedi. Özel hastanelerin büyük bölümünün SGK ile sağlık hizmeti alımı konusunda anlaşması bulunduğunu belirten Esen, “Özel hastaneler tarafından sigortalılardan yüzde 200’ün üzerinde ek ücret alınmaması gerekmektedir. Ancak özel hastanelerin, SUT fiyat tarifesi hükümlerine uymadıkları, sigortalılardan rahatlıkla tarife fiyatlarının iki katından fazla ek ücret aldıkları, SGK yetkililerinin, özel hastanelerin yasaya aykırı bu tür uygulamalarını anlayışla karşıladığı görülmektedir” ifadelerini kullandı. Ayakta tedavilerde özel hastanelere ödenen ek ücretlere ilişkin olarak verilen “Hastaya Sunulmuş Olan Hizmetleri ve İlave Ücreti Gösterir Belge”yi vermek zorunluluğunun kaldırıldığını belirten Esen, “Bu yüzden SGK’nin SUT fiyat tarifesine uymayan özel hastanelere, para cezası dahi uygulaması olanağı kalmamıştır” dedi. “Günümüzde yasa hükmüne uyan özel sağlık kuruluşu kalmamıştır” yorumunu yapan Esen, şunları kaydetti: “Sigortalılar bu konularda ne yazık ki kaderleriyle, yasaya aykırı olarak düzenlenmiş yüksek bedelli faturalarla baş başa bırakılmıştır. Belirtilen nedenlerle, özel hastanelerde acil hallerde ek ücret alınması uygulamasından vazgeçilmesi, SUT fiyat tarifesinin güncellenmesi ve yasanın açık hükmüne karşın sigortalılardan SGK tarifesinin yüzde 200’ünün üzerinde ek ücret alınmasının önüne geçilmesi, sigortalıların mağduriyetlerin hafifletilmesi gerekmektedir.” Sarp Sağkal

Kalelerden sonra‘Toprak’ın da efendisi

Kalelerden sonra ‘Toprak’ın da efendisi figure > Aldığı ödüllere her gün bir yenisi eklenen, şimdiden 25 uluslararası ödülü bulan Sevgi Hirschhäuser’in çektiği Toprak filminin deneyimli başrol oyuncusu Numan Çakır’la film ödüller almaya başladığında konuşmuş ama gündemin ağırlığından bir türlü sizlerle buluşturamamıştık. O, bu süreçte bir de Rutkay Aziz’den ÇASOD (Çağdaş Sinema Oyuncuları Derneği) Başkanlığı’nı devraldı. Şu aralar oynadığı dizisi Arıza, yüksek reytinglere ulaşıyor. Fotoğrafçılık ve futbol gibi farklı alanlarda da kendini kanıtlayan oyuncu, set arasında sorularımızı yanıtladı. - Hem futbol hem fotoğrafçılık hem de sinema. Önce Amerika’da bir gecede “En İyi Erkek Oyuncu” ödülünü kazanmanıza neden olan yönetmen Sevgi Hirschhäuser’in Toprak filminin başrolü. Ne hissettiniz?Çok onur verici. Zaten set ortamı, Antalya’da çok doğal gelişti. Samimiyet hâkim olunca başarı kaçınılmaz oluyor. Aslında final sahnesinde, gerçekten o ıstırabı yaşadım. Kırsal ve çaresiz kalmış insanların sesi olmak, oyuncu olarak da insanların kıyımlarına, haksızlıklarına rağmen... Bizi güçlü kılıyor. Ben sporcu kafasına sahibim. Dolayısı ile bir futbolda oyun sırasında tüm oyuncular, kaleciye arkasını döner. Ama tek kalsa da kaleci, yeri geldiğinde hem maçı kurtaran hem kaybedeni olabilir. Ben ödülümü, önce ekibimle alıyorum. Bu başarıda ve gelecek tüm başarılarda bu bir bütün. Ayrıca tüm haksızlıklara uğramış, anlaşılamamış insanlar olarak anlamlı.KİTAPLAR EN BÜYÜK SERVETİM- Biz, sizi birçok dizi ama öncelikle son dönemin başarılı dizilerinden Arıza ile tanıyoruz. Yarattığınız karakter başka bir karakteri canlandırmanıza sebep oluyor. Üstelik de, kötü adam rolü. Nasıl oldu? Ve kötü adamı oynamak zor mu?Evet, “Benim adım Gültepe” de Refik ve “Kızlarım İçin” de Zübeyir teklifi. İkisi de kötü karakterler ancak ben hep “hayatta iyi olmak güzeldir fakat oyunculuk olarak kötüyü oynamak daha zordur” düşüncesindeyim. Bunu sahneye ve perdeye aktarabildiğimi düşünüyorum. Yüreğiniz ile zıt bir olguyu harmanlamak insanı sarsan, yoran olgular. Dolayısı ile hiçbir emek kolay olmuyor. Çekimlerinde, her kareden aynı sahneyi, bıkmadan ve aynı şekilde sunmak bizim işimiz. Oyunculuğun hem güzel hem zorlayıcı yanları bunlar. Fakat esas önemli olan perdenin ya da dizinin dışına çıkabilen, yani insanın beslediği bilinçli ya da bilinçsiz kötülük. Ben şahsen böyle olmaktan kitaplar sayesinde kurtuldum. Benim olmazsa olmazım, ailem ve kitaplarım. En büyük servetim kitaplarım. Bunda da en büyük pay sahibi, annemdir.- Annenizin hayatınızdaki rolü?Biz Kafkasya, Abhaz göçmeniyiz. Osmanlı İmparatorluğu döneminde 1867’lerde ilk başlayan ve Rus yönetiminin, Çerkez ve Kuzeybatılı Kafkasların, göçleri bölge üzerinde etnodemografik sarsıntının bedelini ödeyenlerden. Sonra bildiğim yer Kocaeli, Düzce. Okul çağı geldiğinde Türkçem kırıktı. Annem buna çözümü, önüme ansiklopedileri yığarak çözdü. Gerçi sisteme bakış sorunum ve hayatı algılayış şeklim, o zamanlarda da karşıma çıktı. Disiplin sorunu olarak algılandı. Ülkemizde anlaşılmak hiç kolay değil. Anneme bir futbol maçında tribünlerden küfür ettiklerinde, o tribüne uçtum ve hakkını verdim. Herkes haddini bilecek.- Sinemaya nasıl geçtiğinizi de anlatın. Kemal Sunal’la ne oldu aranızda?Yıl 1992, yer Beyoğlu. Rahmetli Kemal Sunal’ı gördüm ve dedim ki: “Vefa Spor diyorsunuz, ama maçlarda sizi göremiyoruz.” Ertesi hafta gelmişti. O bile benim için kıymetli. Bana “Fiziğin iyi, güzel konuşuyorsun. Sen, oyuncu olacaksın!” diyen ilk kişi.- Sonrasında hayat sizi Memduh Ün’le, Atıf Yılmaz’la, Bedri Baykam’la tanıştırdı. Ve sinemaya geçişinizde yol gösterici oldu.Bedri Baykam ile tanışmam da o sürece denk gelir. Her ikisi de oyuncu olmam konusunda beni teşvik etmiştir.- Etkileyici bir performans ile izlediğimiz “Kaledeki Yalnızlık”ta başrolü henüz ergen denebilecek yaşlarda, Tolga Sarıtaş ile paylaşıyorsunuz. Ve rastlantı bu ya, yıllar sonra hayat, “Arıza” dizisinde sizi yeniden bir araya getirdi. Sette neler yaşanıyor?Arıza dizisinin seti çok iyi gidiyor. Ahmet Mümtaz Taylan’dan tutun da tüm ekip arkadaşlarımız, sahne önü ve makyözden ışıkçısına, servis ve catering hizmetine kadar ekip çok iyi. Tolga, ile birlikte ışıldamışız ve yine tesadüf birlikte parlıyoruz. Birimiz iyi, birimiz konsorsiyum tarafı olarak. Sözün kısası, yine kötü rol.- Gelelim ÇASOD ve festivallere, ne umdunuz, ne buldunuz?Rutkay Aziz ustadan sonra başkanlık görevini yerine getirmeye çalışıyorum. Hepimiz bir bütünün parçasıyız. En iyi, en adil olan gerçekleştiğinde ancak hepimizin aynı oranda ve aynı değerde memnuniyeti mümkün. Sanatı anlamak için daha da okumak ve kimseyi yargılamadan ve de ötekileştirmeden bakabilmek önemli. Ne umdum, ne buldum? Ülkemiz üzerinden konuşursak, ülkemizin yüz akı, örnek vereyim siz sormadan, Nuri Bilge Ceylan. Yurtdışında adını herkes biliyor ancak ülkesinde, 3 ya da 5 bin kişi izliyor. Bunların hepsi tanıtım kadar destekleyenler ve eğitimle de alakalı. Ahlaksızlık ya da çöküşe neden olacak türde algı yaratacak malzemeyi sunmak ya da sunmamak, eğitimli hatta aydın diyebileceğimiz, sanatı da içine alan kısmı kapsıyor. Bana dokunmasın, diyemezsin. Toplumun hangi köşesini temsil etse, onun muhakkak başka bir köşesi var. Dolayısı ile bütünü kapsamalı. Bugün sinema, sinema emekçileri. Dizi ve dizi emekçilerini koruyan standartlar, bu kesim tarafından oluşturuluyor. Ve bunlar yarının standart çizgilerini belirliyor.- En çok oynamak istediğiniz karakter dersek?Hasan Sabbah ve engelli bir birey. Yoğun set ortamında bize vakit ayırdığınız için teşekkür ediyoruz. Futbol başarılarınız kadar sanat hayatınızda da ulaşmak istediğiniz hedefiniz gerçek olsun.- Futbola nasıl başladınız, neler yaşadınız?Bir aile dostumuz vesile oldu. Ama ben sakar bir çocuktum, kaleye koydular. Elime çok büyük gelen eldivenler verdiler. İşte her şey orada başladı. Herkes ileri koşarken orada beklemek ve bir geri pas ile karşı takımın benim üzerime gelmesi, beni kaleci yaptı. Kurtarıcı ve iyi de oldu. Böylelikle namım, atlayış zıplayış ve eldivensiz bile top yakalamaya, takımımı korumaya çalışırken “Deli Numan”a çıktı. O günlerin hatıraları ellerimde saklı. Bazı kadınların pırlanta hayali, benim ise emekle kazanılmış platinlerim var. 8 yıl Karagümrük Spor’da oynadım. İkinci evim diyebilirim.AYDINLIK BİR TOPLUM MESELESİ- Peki, başrolünü oynadığınız Cemal karakteri, TOPRAK filmi ile yaklaşık 3 ay kadar önce Amerika’da, “En Yetenekli Yönetmen / En İyi Drama/ En İyi Görüntü Yönetmeni/ En İyi Film ve size taktim edilen “29. Woods Hole Film Festivali ve 10. Oceanside UluslararasıFilm Festivali’nde bir gecede “En İyi Erkek Oyuncu” ödülü aldı. Ancak henüz 27 yaşında olmasına ve hiçbir destek olmadan bağımsız film yapabilmeyi en iyi şekilde temsil eden Antalya’lı bağımsız film yönetmeni Sevgi Hirschhäuser’ın kaleme aldığı, yönettiği ve yapımcılığı üstlendiği “Toprak”, geçen hafta Almanya’nın HOF Uluslararası Film Festivalinde, de ödül alarak Türkiye’nin bu festivalde ödül kazanan ilk yönetmeni oldu.Bu sen ben meselesinden öte “gelecek, aydınlık bir toplum” meselesi. Emel Seçen

Bulut için tehlikeçanları

Bulut için tehlike çanları figure > F.Bahçe Teknik Direktörü başarısız performansıyla dikkat çekiyor. F.Bahçe’nin son iki yılda yaptığı transferlere baktığımızda rakiplerine karşı büyük üstünlük sağlayarak ligi önde bitirmesi gerekiyordu. İlk iki yılda bu gerçekleşmedi. Gözler yeni umutlarla üçüncü sezona çevrildi. 18 transfer yapıldı. Takımın başına Erol Bulut geçti. Hem futbolcular hem teknik direktörün gelecekleriyle ilgili olumlu eleştirilerimiz oldu. Maçlar başladı, F.Bahçe ite kaka oynuyordu. Göze hoş gelen bir mücadelesi yoktu. Yolun başı dedik. Haftalar geçti F.Bahçe’nin saha performansında herhangi bir değişikliğin olmadığın gördüm. Kafamda soru işaretleri başladı. İşlerin yolunda gitmediği kanısına vardım. Kadıköy’de alınan Konyaspor ve Beşiktaş yenilgileri beni haklı çıkardı. Erol Bulut kredisini tüketiyor. Tehlike çanları çalmaya başladı. F.Bahçe’de sistem yok. Erol Hoca isme göre takım kuruyor, formayı hakkaniyetli dağıtmıyor. Oyuncu değişikliklerinde inanılmaz hatalar yapıyor. Beşiktaş maçı en canlı örnek. Cisse oyundan çıkacak en son kişi. Adam golcü. Bir tane de atmış. Bugüne kadar seni Caner’in asistleri ayakta tuttu, Caner’le başlamıyorsun. Serdar Aziz değil de neden Lemos?HAZIRLIĞI YOKDerbilerin kaybedilmesi camialarda hoş karşılanmaz. Bu maçla ilgili Erol Hoca’nın hiçbir hazırlığı olmamış. Sergen Yalçın dersine daha iyi çalışmış. Her hafta değişik onbir olmaz. Beklentiler büyük ama teknik direktör bu beklentileri karşılayamayacak gibi geliyor. Umarım yanılırım. Bir de Samandıra’da disiplinden uzak hava esiyor sanki. Başkan Ali Koç’un Erol Hoca’ya uyarıda bulunması an meselesi.‘HER ŞEY YENİ BAŞLIYOR’Gökhan Gönül, sosyal medya hesabından, “İyi değildik ancak sadece bir maçı kaybettik. Her şey daha yeni başlıyor. Kazanırken de birdik, kaybederken de biriz. Bu mağlubiyetle ne şampiyonluktan olduk ne de hedeflerimizden. Biz bu yoldan vazgeçmeyeceğiz, vazgeçiremeyecekler. Eskisin- den çok daha güçlü döneceğiz. Kimsenin şüphesi olmasın” açıklamasını paylaştı.EMRE’DEN TESELLİF.Bahçe Sportif Direktörü Emre Belözoğlu, Beşiktaş derbisi sonrası takımı teselli edip, “Bu maç bitti, önümüzde yeni bir maç var, ka- zanmamız gerekiyor! Hatalarımızı görüp, bu psikolojiden hemen çıkmalı ve Denizlimaçına tüm camiamızla konsantre olmalıyız. Dik duracağız, zorlukların altından beraber kalka- cağız, bizi bekleyen 30 hafta ve onlarca puan var. Bu takım şampiyon olacak!” dedi.SAKATLIK RAPORU- Perotti’nin diz ekleminin arka dış kapsülün-de cilt, cilt altı dokularda ve zarlarda yırtılma, diz eklem kapsülünde zedelenme, kaslarda kısmi yırtık tespit edildi. - Ademi’de ikinci derece yırtık oluştu. - Ayak bileğine darbe alan Lemos’ta kırık tespit edilmedi. Hilmi Türkay

Kanadalımadenciler Kapadokya’da

Kanadalı madenciler Kapadokya’da figure > Kanadalı maden şirketi Nevşehir’de bin bir güçlükle yeşillendirilen bölgede ağaçları kesti. Kanadalı Centerra Gold maden şirketi, Nevşehir’in Avanos ilçesinde bulunan Özkonak kasabasında altın arama çalışmalarına başladı. Şirketin, 2015 yılında düzenlenen ağaç kampanyası ile ağaçlandırılan ve orman arazisi ilan edilen bölgede ağaçları keserek sondaj çalışması yaptığını söyleyen Özkonaklılar Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Enver Göçek, “Bin bir çabayla ağaçlandırdığımız ve orman arazisi ilan ettirdiğimiz bölgede ağaçları kestiler. Böyle bir maden girişimi doğaya vurduğu gibi turizme de balta vuracak” dedi. Altın arama çalışmalarının yerleşim yerlerine 500 metre uzaklıkta olduğunu belirten Enver Göçek, şirketin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’ndan ruhsat aldığını belirterek “Şimdilik bölgede 3 ruhsat sahası bulunuyor. Bu alan bizim bölgemiz için çok değerli tarım arazilerinin olduğu alan” diye konuştu. Arama çalışmalarının yapıldığı bölgenin turizm için büyük önem arz eden yeraltı şehri ve Belha Manastırı’na çok yakın olduğunu anlatan Göçek, “Özkonak yeraltı şehri ile Belha Manastırı bizim bölgemiz için çok önemli turizm kaynakları. Balon turizminin de yoğun olarak yapıldığı bir coğrafyada böyle bir maden girişimi doğaya vurduğu gibi turizme de balta vuracak. Belediye çalışmaları doğruluyor. Bakanlık tarafından verilen bir ruhsat olduğunu ve buna istinaden bu çalışmaların yapıldığını söylüyorlar. Biz dernek olarak bu konunun takipçisi olacağız” ifadelerini kullandı.‘TALANA İZİN VERMEYECEĞİZ’CHP Nevşehir İl Başkanı Kamil Gülmez, şirketin taşeron firma aracılığıyla 12 yerde sondaj çalışması yaptığını belirterek “Bu şirket, toplamda 40 yerde kuyu açacakmış. Buralardan toprak örnekleri alıyorlar” dedi. AKP’li Özkonak Belediye BaşkanıAbdülkadir Maşit’in de yapılan çalışmaların karşısında olduğunu kaydeden Gülmez, “Bölgemize yapılan bir talandır. Bu talana hep birlikte izin vermeyeceğiz” dedi. Leyla Kılıç

Doğaya, turizme veülkeye ihanet

Doğaya, turizme ve ülkeye ihanet figure > Ödenek bitti, Kanadalı şirket Şahin Dağları’nda çalışmalara ara verdi. 2021’de Şahin Dağları’nda sondaj başlayacak. Samsun’da, Kavak ve Havza ilçelerini kapsayan Şahin Dağları’nda Kanadalı maden firması Eldorado Gold Corporation’ın Türkiye uzantısı TÜPRAG adlı şirketin altın madeni arama çalışmalarına ödenek yetersizliğinden dolayı ara verdiği ve faaliyetlerini yeni yılda sürdüreceği öğrenildi. Şahin Dağları’nda 11 bin 785 hektar alanda yürütülen altın arama çalışmaları kapsamında, sondaj bölgeleri oluşturmak için yüzlerce dönüm arazide binlerce ağaç kesilerek orman yok edildi. Sondaj noktalarına çapraz geçişler sağlayacak yollar açıldı. TÜPRAG Şahin Dağları’nın Kavak bölgesindeki sondaj çalışmalarını tamamladı. TÜPRAG 2021 yılının ilk aylarından itibaren Şahin Dağları’nın Havza ilçesinin Çamyatağı bölgesinde sondaj faaliyetlerine başlayacak. Proje kapsamında her biri 450 metre derinliğinde toplam 462 sondaj noktası açılacak.‘DUR DEYİN’İYİ Parti Samsun Milletvekili ve Yerel Yönetimler Başkan Yardımcısı Bedri Yaşar, Çevre Komisyonu’nda yaptığı konuşmasında Samsun’un Kavak ve Havza ilçelerinde siyanürle altın madeni arama çalışmaları da değinerek şunları söylemişti: “Şahin Dağları’nda başlatılan siyanürle altın madeni arama çalışmaları doğayı katleden, dağları delik deşik eden, bütün tepkilere rağmen sürdürülen diğer bir sorunumuzdur. Bu topraklar bizim. Şahin Dağları’nı delik deşik ederek ve toprağı öldürerek yapılan bu çalışmalar bir an önce sonlandırılmalıdır. Altın madeni işletmeye açılınca yeraltı suları ve topraklar siyanür nedeniyle zehirlenecek ve sular içilmez, topraklar ise kullanılamaz hale gelecek. ‘Yok, biz buraları eski haline getiriyoruz, ağaç dikiyoruz’ gibi hikâyelere maalesef yıllardır, uydurma, montaj fotoğraflarla sömürü düzeni devam ettirilmiş ve bu topraklar ziyan edilmiştir. Toprağın altını keşfetmek için üstünü yok ediyorsunuz. Bu talana artık bi dur deyin.” Cemil Ciğerim

Kaftancıoğlu:İstanbul için en az 14 günlük tam kapanma olmadan süreci kontrol altına almak mümkün değil

Kaftancıoğlu: İstanbul için en az 14 günlük tam kapanma olmadan süreci kontrol altına almak mümkün değil figure > CHP İstanbul İl Başkanı Kaftancıoğlu, sosyal medya hesabından Kovid-19 vakalarında yaşanan artışa karşı 14 günlük kapanma çağrısı yaptı. CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının İstanbul'daki seyrine ilişkin değerlendirmede bulundu.Twittter hesabından paylaşım yapan Kaftancıoğlu, "Çember gittikçe daralıyor, son 3 günde: 1 meclis üyemiz, 1 meclis üyemizin annesi, 1 eski ilçe başkanımız, 11 partili yakınını Kovid'den kaybettik. İstanbul’daki herkes benzer durumda İstanbul için en az 14 günlük tam kapanma olmadan süreci kontrol altına almak mümkün değil" ifadelerini kullandı.Çember gittikçe daralıyor;Son 3 günde:1 meclis üyemiz, 1 meclis üyemizin annesi, 1 eski ilçe başkanımız, 11 partili yakınını COVİD’den kaybettikİstanbul’daki herkes benzer durumdaİstanbul için en az 14 günlük tam kapanma olmadan süreci kontrol altına almak mümkün değil— Canan Kaftancıoğlu (@Canan_Kaftanci) November 30, 2020 cumhuriyet.com.tr

12 bin sözleşmeli sağlık personeli alım ilanıResmi Gazete'de yayımlandı

12 bin sözleşmeli sağlık personeli alım ilanı Resmi Gazete'de yayımlandı figure > Sağlık Bakanlığı, Kamu Personel Seçme Sınavı (KPSS) sonucuna göre Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından yapılacak merkezi yerleştirme ile 7 bini hemşire olmak üzere 12 bin sözleşmeli sağlık personeli alacak. Resmi Gazete'de yayımlanan ilana göre, ortaöğretim, ön lisans ve lisans düzeylerinde tercih yapılabilecek sözleşmeli sağlık personeli pozisyonlarının ve başvuru şartlarının bulunduğu KPSS-2020/14 Tercih Kılavuzu, ÖSYM'nin internet sitesi üzerinden yayımlanacak.Adaylar tercihlerini, 1-7 Aralık tarihleri arasında tercih kılavuzunda belirtilen kurallara göre ÖSYM’nin internet sitesinden T.C. kimlik numarası ve şifresini girerek yapacak.ÖSYM'ye veya Sağlık Bakanlığına posta yoluyla gönderilen veya elden verilen tercih listeleri geçerli olmayacak. AA

Yüz yüze eğitime devam eden ikiüniversiteninöğrencileri kaygılı

Türkiye'de sadece iki üniversite, Ankara'daki Atılım ve Bilkent pandemi sürecinde yüz yüze eğitim ve sınav yapmaya başladı. BBC Türkçe'ye konuşan üniversite yetkilileri, üniversitelerde uzaktan eğitim sürecinde yaşanan eğitim kaybının ciddi sonuçlar doğurduğunu, online sınav güvenliğinin sağlanamadığını ifade ediyor. Öğrenciler ise hem kendileri hem de aileleri açısından kaygılı olduklarını söylüyor.Habere Gitmek için Tıklayın




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter