Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajans? - Haberler

Sunday, 01.12.2025, 12:59 AM (GMT)

News - Haberler

Michel Zecler: Paris'te siyah müzik yapımcısınıdöven dört polis hakkında soruşturma başlatıldı

Michel Zecler: Paris'te siyah müzik yapımcısını döven dört polis hakkında soruşturma başlatıldı figure > Paris'te geçen hafta siyah müzik yapımcısı Michel Zecler'i döven dört polis memuru hakkında soruşturma başlatıldı. Savcı Remy Heitz, polislere, silahla kasıtlı şiddet kullanımı da dahil çeşitli suçlamalar yöneltileceğini söyledi. Getty ImagesParis'te geçen hafta siyah müzik yapımcısı Michel Zecler'i döven dört polis memuru hakkında cezai soruşturma başlatıldı. Savcı Remy Heitz, polislere, silahla kasıtlı şiddet kullanımı da dahil çeşitli suçlamalar yöneltileceğini söyledi.Daha önce açığa alınan polislerden ikisinin de gözaltında kalmasına karar verildi.Loopsider adlı internet sitesinin yayınladığı görüntülerde, üç polis memurunun, Michel Zecler'i tekme, yumruk ve coplarıyla dakikalarca dövdüğü ve daha sonra dördüncü bir polisin ise binaya göz yaşartıcı gaz attığı görülüyor.Loopsider, şiddete uğrayan kişinin "maske takmadığı" gerekçesiyle polisler tarafından durdurulduğunu belirtiyor.Michel Zecler, yaklaşık beş dakika süren şiddet anlarında ırkçı küfürlere de maruz kaldığını açıkladı.Olayın ardından Zecler, şiddet ve polise mukavemet gerekçesiyle gözaltına alındı. Ancak savcılık müzik hakkındaki suçlamayı kabul etmedi ve polis memurlarıyla ilgili inceleme başlattı.Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron yaşananların "utanç verici" ve "kabul edilemez" olduğunu söylemişti.Getty ImagesGörüntülerde, üç polis memurunun, Zecler'i tekme ve yumruklarla dakikalarca dövdüğü görülüyor.Zecler'in stüdyosunda birkaç dakika boyunca dövüldüğüne ilişkin görüntülerin ortaya çıkmasının ardından polis şiddeti Paris'te protesto edildi.Protestolar esnasında polisle eylemciler arasında çatışma çıktı.Fransa'da 17 Kasım'da Ulusal Meclis'in gündemine gelen yeni güvenlik yasa tasarısı, protestoarın odağında yer aldı.Tasarının 24'üncü maddesi, polis ve askerin görüntüsünü kaydetmenin ve bunu sosyal medyada paylaşmanın suç sayılmasını öngörüyor.Muhalefet bu maddenin, polisin tutumunun medya yoluyla takip edilmesini imkansız hale getireceği görüşünde.Hükümet ise eleştiriler karşısında, söz konusu yasanın medya ve yurttaşların "polisi mercek altına alma" hakkını ortadan kaldırmayacağını savunarak, bunun yalnızca polis ve askerlerin fiziksel ve psikolojik sağlığını hedef alabilecek görüntülerle ilgili olduğunu ileri sürüyor. BBC Türkçe

241 komando, kurban kesilerek Suriye’ye uğurlandı

241 komando, kurban kesilerek Suriye’ye uğurlandı figure > Adıyaman İl Jandarma Komutanlığı Özel Harekât Tabur Komutanlığı’nda görevli 241 komando, 'Barış Gücü Harekâtı' kapsamında, Suriye’nin El Bab kentine uğurlandı. Adıyaman İl Jandarma Komutanlığı Özel Harekât Tabur Komutanlığı’nda görevli 241 komando, 'Barış Gücü Harekâtı' kapsamında, Suriye’nin El Bab kentine uğurlandı.Jandarma Özel Harekât Tabur Komutanlığı’nda düzenlenen törene Adıyaman Valisi Mahmut Çuhadar, Belediye Başkanı Süleyman Kılınç, Cumhuriyet Başsavcısı Bozan Çevik, Adıyaman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Turgut, İl Jandarma Komutanı Albay Bilgihan Yeşilyurt, İl Emniyet Müdürü İbrahim Ergüder ile komandoların aileleri katıldı.Törenin açılış konuşmasını yapan İl Jandarma Komutanı Albay Bilgihan Yeşilyurt, "Türkiye Cumhuriyeti'nin birçok ülkede olduğu gibi Suriye’de de güvenlik güçleriyle barışı desteklemeye devam ettiğini" belirterek, "Ecdadımız geçmişte içinde bulunduğumuz ortamdan çok daha zor ve ağır şartlarda milletimizin istiklalini koruyup bu cennet vatanı bize nasıl emanet ettiyse, biz de bugün şanlı bayrağımız semada ebediyen dalgalandırmak için her zaman olduğu gibi yılmadan çalışacağız ve bu kutsal mücadeleyi inanıyoruz ki kazanacağız. Yürüttüğümüz mücadelenin, vatan topraklarımızı ve özgürlüğümüzü koruma, bayrağımızı ve ezanımız yaşatma, geleceğimize sahip çıkma mücadelesi olduğunu, işte karşımızda duran gurur verici bu tabloda görmekteyiz. Sınırlarımızda yaşadığımız bu sıkıntılı süreçte, bizler birbirimize kenetlendiğimiz sürece, Allah’ın izniyle bu ülkenin sırtını yere getirebilecek hiçbir güç yoktur" dedi. "MASUMLARIN HAKKINI ALMAYA GİDİYORSUNUZ"Vali Mahmut Çuhadar ise "Türkiye Cumhuriyeti sadece kendi milletinin umudu değil, gönül coğrafyasındaki bütün mazlumların umudu olan bir ülkedir. Şimdi de yanı başımızdaki coğrafyada masumların hakkını ve gözyaşını emanet almaya gidiyorsunuz. Sizler Suriye’de annesiz-babasız kalmış çocukların, yetimlerin, öksüzlerin övünç kaynağı ve beklediği şanlı askerlersiniz. Kahraman ordumuzun Suriye’de yazdığı destanlar şanlı tarihimize altın harflerle yazıldı. Bizim hilalimiz, mazluma umut, zalime ise kahredicidir. Kan ve gözyaşının sel olduğu coğrafyaya bugün 241 kahramanımızı gözlerinde azim, cesaret ve kararlılıkla gönderiyoruz. İnşallah 6 ay sonra vazifesini hakkıyla yerine getirmiş bir birlik olarak sizleri yine burada coşkuyla karşılarız" diye konuştu.Konuşmaların ardından kurban kesildi ve Komando Marşı okundu. Törende aileleriyle vedalaşan komandolar, İl Müftüsü Mehmet Taşçı’nın yaptığı dua sonrası Mehter Marşı eşliğinde Suriye’ye uğurlandı./Archive%5C2020%5C11%5C30%5C133858932-241-komando-dualarla-suriyeye-ugurlandi_2.jpg/Archive%5C2020%5C11%5C30%5C133900963-241-komando-dualarla-suriyeye-ugurlandi_8.jpg DHA

Fenerbahçe'ye ne oldu?

Fenerbahçe'ye ne oldu? figure > Ligde ilk 7 haftada yenilmeyen sarı-lacivertliler, son 3 maçta 2 kez mağlup oldu. Fenerbahçe, 27 sezon sonra ligde evinde üst üste 2 maç kaybetti. Sarı-lacivertlilerin Beşiktaş, Galatasaray ve Trabzonspor karşısında Kadıköy'deki yenilmezlik serileri 2020 yılında sona erdi. Süper Lig'in 10. haftasındaki derbide sahasında Beşiktaş'a 4-3 yenilen Fenerbahçe, kritik maçlarda yitirdiği puanlarla zirvede önemli kayıplar yaşadı.Bu yıl yenilenen kadrosu ve teknik heyetiyle sezona iyi bir başlangıç yapan Erol Bulut'un öğrencileri, ilk 7 haftada mağlubiyet yaşamadı.Sarı-lacivertliler, 7. hafta sonunda maç fazlasıyla Aytemiz Alanyaspor'un önünde liderlik koltuğuna otururken, son 3 haftada yaşadığı puan kayıplarıyla zirve yarışında yara aldı.Şampiyonluk yarışındaki rakiplerinden Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor ve Medipol Başakşehir'in sezona kötü başlamasıyla 7. hafta sonunda en yakın rakibi Galatasaray'ın 4 puan önüne geçen Fenerbahçe, avantajını 3 haftada yitirdi.Fenerbahçe, son 3 haftada sahasında yaşadığı İttifak Holding Konyaspor ve Beşiktaş mağlubiyetlerinin ardından kaybettiği 6 puanla 3. sıraya geriledi ve rakiplerinden Galatasaray'ın averajla gerisine düştü.ÇIKIŞ KISA SÜRDÜSüper Lig'de bu sezon ilk 3 maçta 1 galibiyet ve 2 beraberlikle 5 puan toplayan Fenerbahçe, daha sonra çıkışa geçti.Sarı-lacivertliler, 3. haftadan sonra üst üste 4 maç kazanarak galibiyet serisi yakaladı.Ligin 8. haftasında Kadıköy'de İttifak Holding Konyaspor'a 2-0 yenilen ve galibiyet serisi sona eren Fenerbahçe, 10. haftada da sahasında Beşiktaş'a 4-3 mağlup oldu.Fenerbahçe, bu sezon deplasmanda çok iyi bir performansa imza atarken, evinde kritik kayıplar yaşadı.Sarı-lacivertliler, ligde geride kalan 10 haftada 20 puan topladı, 10 puan yitirdi.Söz konusu dönemde kayıplarının sadece 2 puanını deplasmanda yaşayan Fenerbahçe, 8 puanı ise evinde kaybetti.KADIKÖY'DE 27 SEZON SONRA ÜST ÜSTE MAĞLUBİYETFenerbahçe, Süper Lig'de 27 sezon sonra evinde üst üste 2 kez mağlup oldu.Ligin 8. haftasında İttifak Holding Konyaspor'a yenilen sarı-lacivertliler, 10. haftada ise Beşiktaş'a mağlup olarak sahasında üst üste 2 maç kaybetti. Fenerbahçe, son olarak 1992-1993 sezonunda sahasında Trabzonspor'a 1-0 ve ardından Galatasaray'a 4-1 yenilmişti.Sarı-lacivertliler, 1992-1993 sezonunda sonra aradan geçen 27 sezonda ise evinde üst üste 2 maç kaybı yaşamamıştı./Archive/2020/11/30/114448406-fbbjk.jpgFenerbahçe'nin, ligde önemli rakipleri karşındaki sahasında yenilmezlik serileri 2020 yılında sona erdi.Seyircisi önünde rakipleri Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor karşısında uzun yıllar yenilmeyen sarı-lacivertliler, 2020 yılında iç sahada bu 3 rakibine de mağlup oldu.Fenerbahçe, geçtiğimiz sezonun 23. haftasında sahasında Galatasaray'a 3-1 mağlup olarak, Kadıköy'de 20 yıl sonra sarı-kırmızılı takıma yenildi.Sarı-lacivertli ekip, 16 Haziran 2020'de Ziraat Türkiye Kupası yarı final rövanşında Trabzonspor'a Kadıköy'de 3-1 yenilerek, rakibine sahasında yaklaşık 23 yıl sonra mağlup oldu.Son olarak dün Kadıköy'de 15 yıldır yenilmediği Beşiktaş'a da 4-3 kaybeden Fenerbahçe'nin, evinde bu 3 rakibine karşı yenilmezlik serileri bitti. AA

Reuters: Türkiye’de hafta sonu yasaklarıbir işe yaramadı

Reuters: Türkiye’de hafta sonu yasakları bir işe yaramadı figure > Reuters haber ajansı, koronavirüs salgınında son bir haftadır büyük bir artışın görüldüğü Türkiye'de, geçen haftalarda uygulanmaya başlanan önlem ve yasaklar ile ilgili kapsamlı bir analiz hazırladı. Analizde, "Yasaklar salgını engelleyemedi" yorumu yapıldı. Reuters haber ajansı, “Türkiye’nin Covid-19 yasakları ikinci dalgayı kontrol altına almakta başarısız oldu” başlığını kullandığı haberde, “Koronavirüse bağlı ölümler yedi gündür artıyor ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hükümetinin salgının ikinci dalgasını kontrol altına alma çabalarına rağmen halen yüksek. Türkiye bu hafta koronavirüsün de etkisiyle gerileyen ekonomisinin kendine geldiğini açıklamayı planlıyordu fakat Erdoğan’ın siyasi destek almasını sağlayan bu ekonomik iyileşme yeni bir salgınla risk altında” yorumunu yaptı.ABD VE HİNDİSTAN’LA KAFA KAFAYASözcü'de yer alan habere göre, Türkiye’de iki hafta önce uygulanmaya başlanan ve hafta sonları belirli saatlerde sokağa çıkma yasağı, evden eğitim ve restoran ve işletmelerdeki oturma alanlarının kapatılması gibi önlemler alındığını hatırlatan Reuters, “Fakat bu önlemler vaka ve ölümlerin önüne geçemedi. Pazar günü 185 insan yaşamını yitirdi ve bu sayı Nisan’daki ilk dalgadaki ilk tavanın yüzde 45 üzerinde. Yeni vaka sayıları sadece ABD, Hindistan ve Brezilya’nın gerisinde. Bu ülkelerin hepsinin nüfusu Türkiye’den çok daha büyük” yorumunu yaptı.Cumartesi günü 30.103 vaka ile en yüksek vaka sayısının açıklandığı Türkiye’de Çarşamba gününden beri asemptomatik vakaların da açıklandığını yazan Reuters, birçok ülkenin bu verileri salgının başından beri düzenli olarak paylaştığını da hatırlattı. Reuters’ın haberinde, “Doktorlar ve muhalefet daha sıkı yasaklar ve önlemler alınmasını istiyor fakat hükümet daha derin bir ekonomik krize girmemek için tedirgin” ifadesi kullanıldı. cumhuriyet.com.tr

Diyarbakır Hıfzıssıhha Kurulu'ndan kente yeni mezarlık kararı

Diyarbakır Hıfzıssıhha Kurulu'ndan kente yeni mezarlık kararı figure > Diyarbakır İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu'nda alınan kararla Kayapınar ilçesi Gözalan Mahallesi'nde, 1 milyon 603 bin metrekarelik alanda yeni mezarlık kurulması kararlaştırıldı. Diyarbakır İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu, 27 Kasım Cuma günü Diyarbakır Valisi Münir Karaloğlu başkanlığında, kentte kullanılacak yeni mezarlık yerinin belirlenmesi kapsamında toplandı. Toplantıda, merkez Kayapınar ilçesindeki Gözalan Mahallesi'nde 1 milyon 603 bin metrekarelik alanda yeni mezarlık alanın kurulması kararlaştırıldı. Karara ilişkin Diyarbakır Valiliği'nden yapılan yazılı açıklamada, şunlar kaydedildi:"Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın belirlemiş olduğu alternatif yeni mezarlık alanları önerisi doğrultusunda 'Mezarlık Yeri Seçimi Komisyonu' teknik personelleri tarafından 21 Eylül 2020 tarihinde belirtilen yerlerde mahallinde yapılan alan çalışması sonucu oluşturulan gözlem raporu ile yapılan inceleme ve değerlendirmede mezarlık yeri olarak yapılmasında sakınca görülmeyen Kayapınar ilçesi, Gözalan Mahallesinde bulunan 1 milyon 603 bin 375,33 metrekarelik yüzölçümüne sahip, 'Mera' niteliğindeki 123 ada 9 parsel nolu taşınmaz 26 Ekim 2020 tarihinde 'Mezarlık Yeri Seçimi Komisyonu'nca uygun görülerek imza altına alınmış ve yeni mezarlık yeri olarak İl Hıfzıssıhha Kurulumuza sunulmuştur. Yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda, Mezarlık Yerlerinin İnşası ile Cenaze Nakil ve Defin İşlemleri Hakkında Yönetmeliğin 6'ncı Maddesi'ne göre 'Mezarlık Yeri Seçim Komisyonu'nca seçilerek kurulumuza sunulan Gözalan Mahallesi'nde bulunan 'Mera' niteliğindeki 1 milyon 603 bin 375,33 metrekarelik yüzölçümüne sahip 123 ada 9 parsel nolu taşınmazın ilimiz merkez yeni mezarlık Yeri olarak belirlenmesine oy birliğiyle karar verilmiştir." DHA

Trabzonspor’da Abdullah Avcırüzgarı

Trabzonspor’da Abdullah Avcı rüzgarı figure > Trabzonspor, yeni teknik direktörü Abdullah Avcı ile çıktığı iki maçta da galip gelerek hanesine yazdırdığı 6 puanla olumsuz havayı tersine çevirmeyi başardı. Trabzonspor, yeni teknik direktörü Abdullah Avcı ile çıktığı iki maçta da galip gelerek hanesine yazdırdığı 6 puanla olumsuz havayı tersine çevirmeyi başardı.Süper Lig’in ilk 8 haftasında 1 galibiyet, 3 beraberlik, 4 mağlubiyetle 6 puan toplayarak 17. sırada yer alan Trabzonspor, milli maçlar nedeniyle lige verilen arada takımın başına getirilen Abdullah Avcı ile 2 haftada 6 puan elde ederek olumsuz esen rüzgarı tersine çevirmeyi başardı. Teknik Direktör Abdullah Avcı yönetiminde sahasında Büyükşehir Belediye Erzurumspor’u, deplasmanda da MKE Ankaragücü’nü 1-0’lık sonuçla mağlup eden bordo-mavililer, 8 haftada topladığı 6 puana, son iki haftada elde ettiği galibiyetlerle 6 puan daha ekleyerek 12 puanla üst basamaklara doğru tırmanışa geçti.8. HAFTAYA BEDEL SON İKİ HAFTASüper Lig’in 7. haftasında Kasımpaşa’ya evinde 4-3 yenildikten sonra İngiliz çalıştırıcı Eddie Newton ile yollarını ayıran Karadeniz ekibi, son olarak da Futbol İzleme Komitesi Direktörü İhsan Derelioğlu yönetiminde deplasmanda çıktığı Aytemiz Alanyaspor maçından da 1-1’lik beraberlikle ayrılmıştı.Bordo-mavililer 8 haftalık dilimde ilk olarak sahasında Beşiktaş’a 3-1 yenildi. Deplasmanda Denizlispor ile golsüz berabere kalan Karadeniz temsilcisi, ligin 3. haftasında Yeni Malatyaspor karşısında sahasında aldığı 3-1’lik galibiyetin ardından 5 hafta kazanamadı. Trabzonspor, dış saha maçlarında Gaziantep FK ve Alanyaspor ile 1-1 berabere kalırken, Fenerbahçe’ye ise 3-1 mağlup oldu. Bordo-mavililer, Trabzon’da Medipol Başakşehir’e 2-0, Kasımpaşa’ya da 4-3 mağlup oldu.Alınan başarısız sonuçların ardından takımın başına getirilen Abdullah Avcı yönetiminde bordo-mavili takım ilk olarak sahasında Büyükşehir Belediye Erzurumspor’u 1-0 yenerek 57 günlük galibiyet özlemine son verirken, deplasmanda ise MKE Ankaragücü’nü 1-0’la geçerek bu sezonki ilk deplasman galibiyetiyle tanıştı.Trabzonspor, Süper Lig’in ilk 8 haftasında 15 golle kalesinde en fazla gol gören takım olma unvanını elinde bulunduruyordu. Göreve geldiği ilk gün takım savunmasının önemine vurgu yapan Avcı yönetiminde bordo-mavililer, son iki maçta kalesini gole kapattı. Trabzon temsilcsi, BB Erzurumspor ve MKE Ankaragücü karşılaşmalarında sahadan galibiyetle ayrılmasının yanı sıra gol yemeyerek savunma anlayışında yaşanan değişikliği ortaya koydu. İHA

Kök hücre tedavisi nedir?

Kök hücre tedavisi nedir? figure > Kök hücre tedavisi nedir, kök hücre tedavisi ile nasıl güzelleşiriz? Kök hücre tedavisi geçmişten günümüze birçok hastalığın tedavisinde kullanılmıştır. Ancak son yıllarda güzellik ve estetik trendleri arasında da kendi yerini bulmuş, verdiği sonuçlar ile birçok kişi tarafından tercih edilmeye başlanmıştır. Dr. Sevgi Ekiyor, kök hücre tedavisi hakkında önemli bilgiler verdi. Kök hücre tedavisi kanser tedavilerinden, ortopedik tedavilere kadar tıbbın birçok alanda kullanılıyor. Günümüzde ise medikal estetiği de katkılarıyla güçlendirmiş durumda. Kök hücre tedavisi başlı başına bir tedavi biçimi olduğunu ve diğer tedavi yöntemleri ile karıştırılmaması gerektiğinin altını çizen Ekiyor, medikal estetik için elde edilen ve kullanılan kök hücreler, ciddi sağlık problemlerinin tedavisinde kullanılamayacağını söyledi.Kök hücre tedavisinin, medikal estetik tedavileri arasında yüksek düzeyde sayılabilecek tedavilerden bir tanesi olduğunu kaydeden Ekiyor, şunları kaydetti: "Kök hücre tedavisi medikal estetik alanında cilt gençleştirme, kırışıklık açma, yanık ya da yara izi tedavi etme, cilt lekelerini ve akne izlerini giderme ve yeni saç gelişimini teşvik etmek gibi birçok alanda kullanılır.Bu noktada kök hücre tedavisini kavramlara ayırmak gerekiyor. Hastalarım bana başvurduğunda en çok kullandığım iki farklı kök hücre tedavisi var. Bir tanesi yağ hücresi kullanılarak elde edilen kök hücre, diğeri ise kulak arkasından biyopsi ile elde ettiğimiz hücrenin laboratuvar ortamında çoğaltılması ile ortaya çıkan kök hücredir. Üstelik bu yöntemlere yeni bir sistem daha eklendi. Artık kulak arkasından elde ettiğimiz hücreyi laboratuvar ortamında çoğaltırken; aynı zamanda sizin kanınızdan üretilen size özel dolgular da yapılabiliyor. Burada unutmamanız gereken nokta kanınızın bir kök hücre görevi görmediğidir. Kanımızı fibrogel dediğimiz bir sistem ile geliştirip, onu dolgu kıvamına getiriyoruz. Bu dolgu, kök hücre ile birleştirildiğinde, yüzümüzde dolgu ihtiyacı görülen yerlere enjekte edebiliyoruz. Bu yöntem kök hücre tedavisini hiçbir yabancı maddeye maruz bırakmadan yüzzde 40 daha başarılı bir sonuç verecek hale getiriyor."Çalışmaların; kök hücrenin başka dolguların varlığında çalıştığını gösterdiğini ancak aktive olan en iyi alanın kişinin kanından elde edilen dolguların olduğu bölgeler olduğunu söyleyen Ekiyor, şu ifadeleri kullandı:"Hasta bize kök hücre tedavisi yaptırmaya geldiğinde ilk olarak kulak arkasından biyopsi şeklinde bir doku alınır. Daha sonra herhangi bir rahatsızlığı saptamak için aldığımız kan örneklerini inceleriz. Kan örneklerinde Hepatit, HIV, böbrek yetmezliği ya da kanser parametlerinin varlığı gözlemlenir. Kan örneklerinde bir sorun yoksa, biyopsi ile alınan dokudaki en iyi hücre ile kök hücre üretimine başlanır. Bu aşamalar atlandıktan 4-6 hafta sonra ise kök hücre tedavisine resmen başlanabilir. Yağ dokusundan elde ettiğimiz kök hücre tedavilerinde ise hastane ortamına ihtiyaç duyulmuyor. Artık klinik ortamda, çok zayıf bir insandan bile 50CC yağ alabiliyoruz. Aldığımız yağ hemen özel bir makinenin içinde ayrıştırılıyor. Bekleme süreci olmayan bu tedavi yöntemini en çok zaman sıkıntısı yaşayan yurtdışı hastalarımız tercih ediyor.Her yaştan hastaya kök hücre tedavisi yapılabilir. İhtiyaçlar değişkenlik gösterebilir. Kök hücrenizi bankada saklamaya başladığınız yaş önemli. Örneğin kök hücrenizi 30 yaşında aldırdınız ve bankada beklemeye aldınız. 70 yaşında kök hücre tedavisine ihtiyaç duyduğunuzda kullanılacak olan hücreler 30 yaşındaki genç kök hücreleriniz olacak. Kök hücre teknolojisinde vücudun sonradan bir alerjik reaksiyon geliştirme riski sıfırdır. İşlemden sonra sadece iğnenin oluşturduğu kızarıklıklar görülebilir düzeyde olabilir. Onun dışında işlem sonrası hiçbir ağrı ya da sızı duyulmaz." cumhuriyet.com.tr

'Evde ve Uzakta' kitabınınçevirmeni Suzan Geridönmez'den tepki: 'Çocuk ve gençlik yayıncılığına sistematik olarak sansür uygulanıyor'

'Evde ve Uzakta' kitabının çevirmeni Suzan Geridönmez'den tepki: 'Çocuk ve gençlik yayıncılığına sistematik olarak sansür uygulanıyor' figure > Günışığı Kitaplığı’ndan çıkan Christine Nöstlinger’in "Evde ve Uzakta" adlı eserinin muzır ilan edilmesine kitabın çevirmeni Suzan Geridönmez tepki gösterdi. /Archive/2020/11/30/124900070-evde-ve-uzakta-1.jpgChristine Nöstlinger’in Günışığı Kitaplığı’ndan çıkan "Evde ve Uzakta" adlı eserinin muzır ilan edilmesine çevirmen Suzan Geridönmez tepki gösterdi.Çevirdiği kitabın yasak kapsamına sokulmasının düşünce ve ifade özgürlüğüne aykırı olduğunu belirten Geridönmez, "Son dönemde özellikle çocuk ve gençlik yayıncılığına yönelen ve günden güne kapsamını ve boyutunu artıran sistematik bir sansür uygulaması olarak değerlendiriyorum" dedi.'SEÇME ÖZGÜRLÜĞÜ AİLEDEDİR'Evrensel'in haberine göre Geridönmez "Yazar yazar, çevirmen çevirir, yayıncı da yayımlar. Hepsinin bağlı olduğu ve kendi meslek örgütleri tarafından korunan mesleki ilkeleri vardır. Düşünce ve ifade özgürlüğü demek yetişkinlerin neyi okuyacağına kendi karar vermesi demektir. 18 yaşından küçükler söz konusu olduğundaysa seçme özgürlüğü ve sorumluluğu ailededir. Ebeveynler, çocuklarına Türk ve İslam kültürüne uygun eserler okutmakta serbesttir, tıpkı çocuklarına kültürler arasında köprüler kuran, eleştirel düşünceyi teşvik eden eserler okutmaya serbest oldukları gibi. Bu özgürlüğe müdahale aslında kişisel hak ve özgürlüklere müdahaleden başka bir şey değildir. Aynı şekilde edebiyat ve sanatın yeşerebileceği yegâne zemin olan düşünce ve ifade özgürlüğü de baltalanmaktadır" ifadelerini kullandı.'OKULLARDA KİTAPLARI ÖNERİLİYOR'Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı birçok okulda Christine Nöstlinger’in kaleme aldığı kitapların önerildiğine ve sevilerek okunduğuna dikkat çeken Geridönmez "Tebligatta muzırın anlamı ‘edebe aykırı’, ‘terbiyesizce’ ve ‘*********’ diye tanımlanmaktadır. Ben kendi duygularımdan önce, özgür seçimleri ‘*********’ olarak değerlendirilen öğretmen ve ebeveynlerin duygularını ve gösterecekleri tepkiyi merak ediyorum. Tabii, hâlâ ‘Yılan bana dokunmadığı sürece…’ düşüncesiyle sessizliğini koruyan, ama yayın programlarında her an aynı şaibeli gerekçelerle sansürlenebilecek birçok eseri bulunan yayıncıların ne zaman hep birlikte, gür bir şekilde düşünce özgürlüğüne ve özgür sanata sahip çıkacaklarını da…" dedi.NE OLMUŞTU?Helga Bansch, Heinz Janisch’in "Bazı Günler"; Christine Nöstlinger’in "Evde ve Uzakta" ve Elena Favilli, Francesca Cavallo’nun "Asi Kızlara Uykudan Önce Hikâyeler 2" kitapları muzır neşriyat ilan edilmişti. Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu kitapların "18 yaşından küçüklerin maneviyatı ve gelişimleri üzerinde muzır tesir yapacak nitelikte" olduğunu iddia etmişti.1117 sayılı Kanun kapsamında eserlerin ön kapaklarına "Küçüklere zararlıdır" damgası basılması, reklam ve propaganda yapılmaması, sipariş kabul edilmemesi, okul ve benzeri yerlere sokulmaması gibi sınırlamalar getirildi. cumhuriyet.com.tr

Bilimsel araştırma: Covid-19 enfeksiyonuna gerçekten neler faydalı?

Bilimsel araştırma: Covid-19 enfeksiyonuna gerçekten neler faydalı? figure > Mikro besinlerin Sars-Cov-2 enfeksiyonu üzerindeki etkisini inceleyen araştırmalar artıyor. D vitamini, koronavirüsün (Covid -19) seyrini hafifletmek için umut verici bir aday gibi görünüyor. Peki, bu ne kadar doğru? Güçlü bir bağışıklık sistemi için vitaminler ve mineraller gibi mikro besin kaynaklarının yeterince tüketilmesinin gerekli olduğu su götürmez bir gerçek.Hal böyle olunca da dünyanın dört bir yanındaki birçok araştırmacı, mikro besinlerin bilinçli bir şekilde kullanıldığında, Covid-19 enfeksiyonunun seyrini hafifletip hafifletemeyeceğini, ciddi sonuçları ve hatta hastaların ölümünü önleyip önleyemeyeceğini yoğun şekilde araştırıyor.D vitamini, en popüler araştırma konularından biri. Yayınlanan araştırmaların bazıları çok umut verici görünüyor. Örneğin İspanyol göğüs hastalıkları uzmanı Marta Castillo'nun çalışması.DW Türkçe'nin haberine göre, Lübeck'teki Schleswig-Holstein Üniversitesi Tıp Merkezi Beslenme Tıbbı Enstitüsü'nde farmakolog ve profesör olan Martin Smollich, "Bu, D vitamininin etkinliğini kanıtlamak için sık sık tekrarlanan çalışmalardan biri" diyor.Smollich, mikro besinler ve gıda takviyeleri üzerine araştırma yapıyor. Vitamin ve minerallerin etkisinin ideolojik ve ekonomik nedenlerle abartıldığı veya küçümsendiği günümzsde Smollich, farklı bir tablo oluşturmaya çalışıyor.BİLİMSEL KANITLARA DAYALIİlk bakışta Castillo’nun aratırmasının sonucu hayli iyimser: D vitamini verilen 50 korona hastasından sadece biri yoğun bakım ünitesine alındı. D vitamini verilmeyen deneklerin ise yüzde 50'sinin yoğun bakıma ihtiyacı vardı.Prof. Smollich, "Bu tür çalışmalarda ilk adım, bu iki grubun nasıl oluştuğuna bakmaktır" diyor. D vitamininin etkinliği hakkındaki soruyu gerçekten cevaplayabilmek için, grupların olabildiğince özdeş bir şekilde oluşturulması gerekiyor.METODİK OLARAK TUTARLI MI?İşte sorun tam da burada yatıyor: Araştırma, bazı risk faktörlerini listeliyor ve önceden var olan belirli rahatsızlıklardan (örneğin tip 2 diyabet) kaç hastanın muzdarip olduğu hakkında bilgi veriyor.Smollich, "D vitamini alan gruptaki deneklerin yalnızca yüzde altısı şeker hastasıydı. Oysa plasebo verilen diğer gruptaki hastaların yüzde 19'u diyabetten muzdaripti" diyor.Yüksek tansiyon hastalarındaki fark daha da büyük: D vitamini verilmeyen katılımcıların yüzde 57'si yüksek tansiyon hastasıydı. Diğer grupta, deneklerin sadece yüzde 24'ünde yüksek tansiyon vardı.Farmakolog, "Bu, hastaların D vitamini almayan grupta olduğu anlamına geliyor" diye özetliyor. Yani bu şekilde heterojen gruplar, araştırma sonucunu da ciddi şekilde çarpıtıyor.Ancak dikkate değer olan tek şey bu değil: "Covid-19 söz konusu olduğunda, hem diyabetin hem de yüksek tansiyonun şiddetli bir seyri destekleyen risk faktörleri olduğunu biliyoruz," diyor Smollich. "Bu nedenle, D vitamini almayan gruptaki hastaların yoğun bakım ünitesine daha sık gitmeleri şaşırtıcı değil."Metodik olarak bu kadar tutarsız şekilde yapılan bir araştırma, kontrol grubundaki deneklerin D vitamini eksikliğinden mi yoksa önceden ciddi hastalıkları olduğu için mi daha sık yoğun bakıma alınmak zorunda kaldıkları sorusunu yanıtlamıyor.BESLENME KAYNAKLI HASTALIKLAR VE COVİD-19 ARASINDAKİ İLİŞKİBugüne kadar yapılan çok sayıda başka araştırma ve inceleme, D vitamininin Covid-19 enfeksiyonunun seyri üzerinde önemli bir etkisi olmadığı sonucuna varmıştı.Tip 2 diyabet, obezite veya yüksek tansiyonun birkaç ortak noktası var: Bunlar yalnızca ciddi korona enfeksiyonları için risk faktörleri değil. Hepsi aynı zamanda beslenme kaynaklı hastalıklar.Yani perhiz ve beslenme alışkanlıklarının, korona salgınıyla mücadelede hiç bir rolü olmadığına inananlar yanılıyor. Durum tam tersi.Gießen Üniversitesi Beslenme ve Bağışıklık Sistemi Profesörü Anika Wagner, "Besinler, bağışıklık sisteminin çeşitli seviyeleri için önemlidir" diyor ve ekliyor: "Besin eksikliği, bağışıklık sisteminin çeşitli savunma mekanizmalarını zayıflatır ve patojenlerin hasara uğramasını çok daha kolay hale getirir."/Archive/2020/11/30/123802530-covid-19.jpgGIDA TAKVİYELERİ NE KADAR GEREKLİ?Mikro besinlerin hastalıklardan korunmada ne kadar önemli olduğu sorusuna ek olarak, bağışıklık sistemimiz için sağlıklı gıda tüketiminin tek başına yeterli olup olmadığı  veya bağışıklık sisteminin kusursuz işlemesi için gıda takviyesine ihtiyaç duyulup duyulmadığı konusu da sürekli tartışılıyor.Cevap: Duruma göre değişir. Prof. Wagner, "Prensip olarak, beslenme ihtiyaçlarınızı günlük doğal gıdalarla karşılamanızı tavsiye ederim" diyor. Bu kesinlikle mümkün.Bununla birlikte, aşırı kilolu insanların oranının giderek artması, sağlıklı bir beslenmenin -mümkün olduğu halde- pratikte çoğu kez başarıyla uygulanamadığını gösteriyor.Wagner, "Obez insanlar genellikle yüksek enerji yoğunluğuna sahip olan, ancak yalnızca birkaç mikro besin içeren gıdaları tüketiyor" diyor. Örneğin şekerli içecekler, hazır yemekler ve tatlılar."Bir süre sonra obez kişide şeker hastalığı ve yüksek tansiyon gibi hastalıklar da oluşabilir." Yetersiz ve dengesiz beslenme bağışıklık sistemini zayıflatırken, obezite, diyabet ve yüksek tansiyon gibi faktörler, şiddetli bir Covid seyrinin de yolunu açabilir.İşte bu noktada D vitamini yeniden devreye giriyor. Martin Smollich, "Beslenme Tıbbı" adlı ihtisas blogunda şunları yazıyor: "D vitamini eksikliği, Covid -19 riskini artıran hastalıklarda ve yaşam koşullarında yoğun şekilde ortaya çıkar; yani yaşlılarda, obezlerde veya tip 2 diyabet hastalarında."Bu, herkesin malumu olan çok eski bir kısır döngü. Alman Diyabet Derneği (DDG), Mayıs ayında yaptığı basın açıklamasında, "Önceden var olan korona ilintili birçok hastalık, koruyucu tedbirlerle önlenebilirdi" görüşünü savundu.Smollich, "Buna rağmen Almanya'da beslenme alışkanlıkları ve hastalıklar arasındaki bağlantı genelde tümüyle göz ardı ediliyor. Bunu çok dramatik buluyorum, çünkü bu değiştirilebilecek bir şey" diyor ve ekliyor: "Nihayetinde korona salgını, yanlış ve dengesiz beslenme kaynaklı hastalıkların neredeyse olağan hale geldiği bir toplumu vurdu."YAŞLILAR VE KRONİK HASTALARIN BESİN İHTİYACI DAHA FAZLADaha sağlıklı yaşam için dengeli beslenmeye önem verilmesi, özellikle yaşlılar ve kronik hastalar gibi bazı risk gruplarının menfaatine olabilir. Prof. Anika Wagner, "Bağışıklık sisteminin özellikle yaşlılıkta çok iyi çalışmadığını ve D vitamini sentezinin de azaldığını biliyoruz" diyor. Burada belki gıda ve vitamin takviyeleri üzerinde düşünmek gerekebilir.Federal Risk Değerlendirme Enstitüsü (BfR) de aynı sonuca vararak, yaşlı ve kronik hastalığı olan insanlar için -özellikle de bu insanlar bakıma muhtaçsa- D vitamini takviyesi öneriyor.Farmakolog Smollich blogunda, temelde optimize edilmiş bir beslenmeye odaklanmanın, çeşitli hastalıkları önleyebilmek için bireysel mikro besinlerin alımından daha önemli olduğunu yazıyor. "Korona salgınıyla mücadalede, doğru beslenme ve sağlık politikası odaklı önlemler, her zamankinden daha öncelikli olmalıdır." cumhuriyet.com.tr

Bakan Dönmez, attığıtemeli unuttu!

Bakan Dönmez, attığı temeli unuttu! figure > CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, ‘süper teşvik’ alan, 2019 yılında Niğde’nin Bor ilçesinde Enerji Bakanı Fatih Dönmez tarafından temeli atılan ve 6 ay içinde faaliyete geçeceği açıklanan ancak temel olarak kalan tesisin akıbetini soru önergesiyle TBMM gündemine taşıdı. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, soru önergesinde, Niğde Bor Karma Organize Sanayi Bölgesi’nde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in de katıldığı törenle temeli atılan tesisin hangi aşamadı olduğunu sordu.Gürer, Türkiye genelinde 19 firmanın yer aldığı 'Süper Teşvik’ten faydalandığı açıklanan firmaya ait güneş enerjisi panel üretim tesisinin 6 ay içinde faaliyete geçeceği ve ilk etapta 1500, yıllar içinde de 5 bin kişiye istihdam sağlayacağı şeklinde yapılan resmi açıklamaları da hatırlatarak, “Altı ay içinde faaliyete geçeceği açıklanan ve 2 yıldan fazla zaman geçmesine rağmen sadece temeli atılan tesisin faaliyete geçmeme nedeni nedir? Süper teşvik alacağı belirtilen 19 firma arasında yer alan bu firmaya teşvik ödemesi yapılmış mıdır? Tesis yapımının başlama tarihi ne zamandır? Bakanın temelini attığı bir inşaatın iki yıldır temeli atılmış durumda olmasının nedeni nedir? Bakanlığın temel attığı ve günümüzde inşaatı başlamayan başka yatırımları var mıdır?” şeklindeki sorularına yanıt verilmesini istedi. "TOPU BAŞKA BAKANLIĞA ATMASI DÜŞÜNDÜRÜCÜ"CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in önergesini yanıtlayan Bakan Fatih Dönmez ise soruya çarpıtarak yanıt verdi. Attığı temele değinmeyen Bakan, Bakanlıklarınca temeli atılan ve inşaatı başlamayan bir tesisin bulunmadığını belirtti. Dönmez, soru önergesindeki soruların Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca yanıtlanması gerektiğini ifade etti. Önerge sahibi CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer ise temel atma törenine bizzat Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in de katıldığını anımsattı. Gürer, Törende yapılan konuşmalarda, Türkiye genelinde yüzlerce milyon dolarlık ‘Süper Teşvik’ alacak 19 firmanın bulunduğu, bu firmalar arasında da temeli atılan tesisinde olduğunu hatırlattı. Gürer, “Eko Temiz Enerji A.Ş. (EkoRE), ingot, wafer, hücre ve modül üretim süreçlerinin oluşturduğu Türkiye’nin ilk entegre güneş paneli üretim tesisini 620 dönüm arazi üzerine Niğde Bor’da kurulacağı açıklandı. Yüzde 100 yerli olarak, yıllık 1 GW güneş panel üretimi yapacak olan entegre üretim tesisinin temel atma töreni Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in katılımıyla Niğde Bor Karma Organize Sanayi Bölgesi’nde gerçekleştirildi. Tesisin 6 ay içinde faaliyete geçeceği açıklanmasına rağmen tesis atılan temeliyle kaldı. Resmi törenle temeli atılan tesise daha sonra çivi bile çakılmadı. Temel atma törenine bizzat katılan Sayın Bakan Dönmez'in, soru önergemizdeki soruları geçiştirip, topu başka bir bakanlığa atması da düşündürücüdür. Bakan ya bilerek ya da çarpıtarak attığı temeli unutmuş. Seçim öncesi gelip, törenle temel atan Bakan, temel için tek kelime etmiyor. Bakanlığının temelini attığı yatırımları sormuyorum ki Bakana attığınız temel ne oldu diye soruyorum. Tam bir AKP klasiği, sorunun cevabını vermek yerine çarpıtarak yanıt veriliyor” dedi. cumhuriyet.com.tr

CANAN’dan 'Falname' serisineözel performans

CANAN’dan 'Falname' serisine özel performans figure > "Minyatür 2.0: Güncel Sanatta Minyatür" sergisi için "Falname" adlı yeni bir minyatür serisi hazırlayan CANAN, ziyaretçilerle buluşuyor. /Archive/2020/11/30/123016411-1606722702canantarot11.11013.jpgSuna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi, "Minyatür 2.0: Güncel Sanatta Minyatür" sergisi kapsamında özel bir etkinliği daha ziyaretçilerle buluşturuyor.Sergide 1 Mayıs, Ademler ve Havvalar, Güzel ve Çirkin (Aslan ve Ceylan), İbretnüma ve Falname başlıklı işleriyle yer alan CANAN'ın yüzyıllar önce Osmanlı nakkaşları tarafından hazırlanan Falnamelerden ve İslam mitolojisindeki karakterlerden etkilenerek hazırladığı 71 minyatürden oluşan "Falname" serisi, performansında kullandığı tarot destesine dönüşüyor./Archive/2020/11/30/123053301-1606722847artshoptarotmaske036.jpgMinyatürü ilk olarak 1998 yılında keşfettiğini ve içerdiği imgelerin zenginliğini fark ettikçe bu forma daha aşık olduğunu söyleyen CANAN, fal ritüeli ile minyatür arasındaki ilişkiyi şöyle ifade ediyor: "Minyatürlerdeki olağanüstü güçler ve efsanevi yaratıklar aslında bilinçaltımızdaki korkuları simgeliyor. Bu imgelerle karşı karşıya gelmek, korkuların su yüzüne çıkmasına ve kişinin kendine dair bazı şeyleri öğrenmesine yol açıyor. Eğer orada sizi çeken bir şey varsa kendiniz adına bulacağınız bir şey de var demektir."SANAT YAPITINDAN KEHANET İMGESİNE/Archive/2020/11/30/123116754-1606722812mnytrsln039.jpgYarı hayvan yarı insan bedenli sembolik kahramanlar, mitolojik hikâyeler, kuşlar ve çiçekler gibi imgelerin yer aldığı "Falname" serisinde daha önce üretilmiş minyatürlerden ve tarot falından esinlendiğini dile getiren sanatçı, buradan yola çıkarak gerçekleştirdiği performansa dair ise şu bilgileri paylaşyor:"İster tarot ister kahve ya da papatya falı olsun tüm fallar imgeye bakarak yorum yapmakla ilgili. Bir falcı olarak bütün o sembollerden sonsuz anlamlar çıkartabilirsiniz. Dolayısıyla falcının mahareti de bence orada… Fal bakma ritüeline sadık kalarak dilediği zamanda kartları farklı açılımlara göre dağıtan falcı, gördüğü resimlerden danışan kişiye bir yorum/fal kehaneti çıkarabilir. Sanat yapıtını okumak, hissetmek, analiz etmek aslına bakılırsa aynı fal bakmak gibi şekillerden, renklerden anlam çıkartarak umut duymayı beraberinde getirir. Zihnimiz, geçmişin deneyimleri ve geleceğin hayalleri ile şimdiyi oluşturur. Geçmişin negatif deneyimlerinde boğulmadan, geleceğin kaygılarına takılmadan pozitif baktığımızda hayallerimizi gerçekleştirmek mümkündür."/Archive/2020/11/30/123218143-cananic.jpgFalname performanslarına, 13 Ocak 2021 tarihine kadar salı ve çarşamba günleri 13.00 - 17.30 saatleri arasında, Pera Müzesi web sitesindeki rezervasyon formunu doldurarak katılım sağlanabiliyor. cumhuriyet.com.tr

Denizlispor'da ibre Kenan Atik'e döndü

Denizlispor'da ibre Kenan Atik'e döndü figure > Süper Lig ekiplerinden Yukatel Denizlispor'da, teknik direktör Robert Prosinecki'nin görevinden ayrılmasının ardından takımın başında çıktığı ilk karşılaşmada son şampiyon Medipol Başakşehir ile deplasmanda 3-3 berabere kalan Antrenör Kenan Atik ile yola devam edilebileceği belirtildi. Sezona istediği başlangıcı yapamayıp ilk 9 haftada 1 galibiyet alabilen 6 puanla 19'uncu sıradaki Yukatel Denizlispor, Prosinecki ile yolların ayrılmasının ardından yeni teknik direktör için arayışlarını sürdürüyor. Mehmet Altıparmak, Tamer Tuna, Bayram Bektaş ve Ünal Karaman gibi deneyimli teknik direktörleri listesine alan Ege ekibinde yeni teknik direktörün kısa sürede açıklanması bekleniyor.Bu isimlerin yanı sıra Başakşehir sınavına takımın başında çıkan Kenan Atik, en güçlü aday olarak ön plana çıktı. Son şampiyon ile deplasmanda 3-3 berabere kalan ve 3 maçlık mağlubiyet serisine son veren takımda Kenan Atik'in camiaya güven verdiği ve görevi bir süre daha sürdürebileceği ifade edildi. Son gelişmelerin de ele alındığı yönetim kurulu toplantısında bazı kurmayların Kenan Atik'in takım üzerindeki olumsuz havayı ortadan kaldırdığı ve teknik direktör olarak göreve devam etmesi yönünde görüş bildirdiği belirtildi. Denizlispor'un eski futbolcularından olup kulüpte yıllardır antrenörlük görevini yürüten Kenan Atik, farklı dönemlerde teknik direktörlerin ayrılmasıyla TFF 1'inci Lig'de teknik adam olarak da takımı yönetmişti. cumhuriyet.com.tr




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter