Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajans? - Haberler

Sunday, 01.12.2025, 12:41 AM (GMT)

News - Haberler

Erdoğan ve Koca hakkında suçduyurusu

Erdoğan ve Koca hakkında suç duyurusu figure > Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile 81 ilin valisi hakkında, pandemi sürecinde "vaka sayılarını saklayarak ve gerekli önlemleri almayarak ölümleri artırdıkları" gerekçesiyle suç duyurusunda bulunuldu. Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) Genel Sekreter Yardımcısı Av. Tacettin Çolak ve Avukat Fettah Ayhan Erkan'ın Çağlayan Adileyi'ne yaptıkları suç duyurusunda, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sağlık Bakanı Koca ve 81 ilin valisinin '1593 Sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu'na aykırı hakaret ederek görevi kötüye kullanma' suçunu işledikleri iddia edildi./Archive/2020/11/30/122055450-gggdddd.jpg“SALGIN KONTROLDEN ÇIKMIŞTIR”HKP avukatları tarafından Başsavcılığa verilen dilekçede, “Covid-19 salgını nedeniyle ülkemizde ilk vaka görüldüğü günden bugüne vaka sayısı, vaka sayılarındaki artışa oranla vefat sayısı da hızla artmaktadır.Gelinen süreçte ise salgının artık kontrolden çıktığı, vaka ve vefat sayısının resmi açıklamalardan çok daha fazla olduğu namuslu bilim insanları ve sağlık çalışanlarımız tarafından dillendirilmekte, hatta bizzat tarafımızca görülmektedir” ifadelerine yer verildi.“VAKA VE ÖLÜM SAYILARINDA GERÇEKLER SÖYLENMEMEKTEDİR”Dilekçenin devamında, “Yapılan son açıklamalar, başta AKP Genel Başkanı olmak üzere, Sağlık Bakanı ve diğer yetkililerin gerek vaka sayılarında gerekse ölüm sayılarında gerçekleri söylemediklerinin, kamuoyuna doğru bilgi vermediklerinin de itirafıdır” denildi.“ÖNLEMLERİ ALMADIKLARININ İTİRAFI…”/Archive/2020/11/30/122134981-ssaaa.jpgDilekçede, Sağlık Bakanı Koca’nın 26 Kasım tarihinde yapmış olduğu konuşma hatırlatılarak, “Namuslu bilim insanlarımızın, sağlık çalışanlarımızın ve partimizin aylardır dillendirdiği üzere, yetkili ve sorumlu konumunda bulunanların hem vaka sayıları, hem ölüm sayıları noktasında doğruları söylemediklerinin, Covid-19 pandemisi ile ilgili bilimin emrettiği önlemleri almadıklarının da itirafı niteliğindedir” ifadelerine yer verildi.“AKP KONGRELERİYLE VİRÜS YAYILMIŞTIR…”Ulusal bayramlara ve baroların kongrelerine yasak getirildiği hatırlatılan dilekçede, şu değerlendirmeler yapıldı:"23 Nisanlara, 19 Mayıslara, 30 Ağustoslara, 29 Ekimlere, 10 Kasımlara, baroların kongrelerine yasak koyan şüpheliler, AKP kongrelerine yasak getirmeyerek virüsün yayılmasına hizmet etmişlerdir. Ve tüm bunlar yetmezmiş gibi Kurban Bayramı öncesinde; 'Bu salgından kurtuluyoruz inşallah, iki bayramı birlikte yapacağız', diyerek insanlarımıza bu salgın bitiyor artık, tehlike geçmiş durumda diye düşündürterek, insanlarımızın salgını hafife almalarına neden olmuşlardır.Şüpheliler, 1 Mayıs’tan itibaren de ekonomik alandaki eksik gedik kısıtlamaları da kaldırarak artık her şeyin normale döndüğü mesajı vermişler, halkımızın bu açıklama ve uygulamalardan etkilenerek virüsün etkisinin geçtiği algısını uyandırmışlar, dolayısıyla virüsün rüzgâr hızıyla yayılmasına neden olmuşlardır.” Dilekçede Hıfzıssıhha Kanunu’nun 83, 76 maddeleri hatırlatarak, “İşte bu madde Devletin sosyal devlet olma özelliğinin bir sonucudur. Ancak AKP iktidarı, Cumhuriyetin olmazsa olmaz birçok temel ilkelerinde olduğu gibi sosyal devlet ilkesini de ortadan kaldırmış, halk yararına olan temel hükümler yok sayılmıştır ve 276 madde sağlıklı istatistik verilerin kamuoyu ile paylaşılması gereğini, gerekçeleriyle birlikte sorumlularını da açıklamıştır. Ancak yukarıda da sunduğumuz gibi bu maddelere de tüm şüphelilerin aykırı hareket ettiği aşikârdır” denildi.“GÖREVİ İHMAL SUÇU…”AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fahrettin Koca ve 81 İl Valisinin Türk Ceza Kanunu’nun 257. maddesine göre görevi ihmal suçu işlediklerini ifade eden HKP avukatları dilekçede, “Bu maddeye aykırı hareket ederek binlerce insanımızın hastalanmasına, vefat etmesine, açlık ve yoklukla başbaşa kalmalarına sebep olan şüpheliler hakkında soruşturma başlatılmasını talep etmek zorunlu olmuştur” ifadelerine yer verildi.“İNSANLAR BİLEREK ÖLÜME GÖNDERİLMİŞLERDİR"Suç duyurusunun ardından HKP Genel Sekreter Yardımcısı Av. Tacettin Çolak, Çağlayan Adliyesi'nin önünde açıklama yaptı. Çolak şunları söyledi:“Bugün ülkemizi ve dünyayı kasıp kavuran Covid-19 salgını nedeniyle halkımızın ölümlerden ölüm beğendiği ortamlarda siyasi iktidarın, merkezi yönetimi elinde tutan AKP’giller’in gerekli önlemleri almayarak insanlarımızın ölümlerini artırması karşısında, görev suçu işlediklerinden dolayı Çağlayan Adliyesi'nde suç duyurusunda bulunduk.Esasen Halkın Kurtuluş Partisi olarak biz 14 Eylül tarihinde de benzer bir suç duyurusunda bulunmuştuk. Ancak ülkemizdeki Covid-19 süreci tamamen insan sağlığını hiçe sayan, bilimin öngördüğü önlemleri hiçe sayan uygulamalarla geçiştirilmek isteniyor. Zamanında bilim insanları çok ciddi uyarılar yaptılar bu konuda, kitlesel ölümlerin gündeme gelebileceği şeklinde. Ama Tayyip Erdoğan başta olmak üzere AKP’gillerin tamamı bu salgını ciddiye almadan hatta kendileri işi inşallahla, maşallahla geçiştirdiler. Hiçbir bilimsel değeri olmayan ve gelecekte, geçmişte bugünleri yaşayacağımız öngörülmesine rağmen insanlarımız maalesef bilerek ve ihmal suretiyle ölüme gönderilmiş durumlar. Şu anda Bilim İnsanlarının öngördüğü şekliyle ülkemizde 200.000 civarında insanın Covid-19 salgını nedeniyle yaşamını kaybedeceği söyleniyor.Oysa sadece maske, mesafe, temizlik diyerek bütün suçu halka yıkanlar gerçek anlamda bu salgına karşı tam bir kapanma sağlayıp, işçi sınıfının, emekçi halkın geçimini sağlayacak desteği; esnafımızın hatta sanayicilerimizin de geçici süredeki geçimini sağlayacağı desteği vermesi gereken hükümet, bunları yapmadan tam tersine bir avuç para babasına birtakım vergi indirimleri yaparak onların borçlarını silerek, onlara teşvikler vererek ama işçileri de bu salgın ortamında çalışmaya zorlayarak Covid-19’la mücadele ettiğini sanıyor...Bu tamamen kandırmacadan ibarettir. Halka yapılan bir ihanettir.Halkımıza yapılan tüm ihanetlerin hesabını sormaya, sorumluların yargı önünde ve gerçek anlamda bağımsız, tarafsız mahkemeler önünde hesap vermesi için mücadele etmeye devam ediyoruz. Bugün de Çağlayan Adliyesi'nde Tayyip Erdoğan, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve 81 il valisi hakkında suç duyurusunda bulunduk. Bu suç duyurusunu takip edecek Cumhuriyetin Savcılarının olup olmadığını önümüzdeki günlerde göreceğiz.”“BU BİLİNÇİ BİR KATLİAMDIR”Çolak’ın ardından HKP avukatı Fettah Ayhan Erkan açıklama yaptı. Erkan, “Salgının yaz aylarına geçerkenki normale dönüş süresinde o zaman biz teşhisi koyduk. Bunlar sürü bağışıklığına gidiyorlar dedik. Sürü bağışıklığı demek bilerek, kasten insan katletmek demektir. Bunun sonunda yüz binlerce Türk insanı katledilmiş olacak. Bu bilinçli bir katliamdır” dedi. ANKA

ÇYDD'den Bülent Ersoy'a yanıt: 'Değerlerimiz adına bu bağışın kabul edilmesi söz konusu değildir'

ÇYDD'den Bülent Ersoy'a yanıt: 'Değerlerimiz adına bu bağışın kabul edilmesi söz konusu değildir' figure > Bülent Ersoy, geçtiğimiz çarşamba günü Nişantaşı’ndaki bir mağazadan her biri 40 bin lira değerinde iki adet kar tilkisi kürkü satın almıştı. “Kürklerimin hepsini Çağdaş Yaşamı Destekleme Vakfı’na vereceğim” açıklamasını yapan Ersoy'a Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nden yanıt geldi. Açıklamada "Bu bağışın kabul edilmesi söz konusu değildir" denildi. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Bülent Ersoy'un kürklerini bağışlamak istemesine yanıt verdi. ÇYDD bağışların kabul edilmesinin mümkün olmadığını belirtti.Geçtiğimiz hafta, kendisine iki adet kürk yaptırmasıyla tepki çeken sanatçı Bülent Ersoy, gazetecilerin "Hayvanseverler size yine sosyal medyada sitem edecekler" sözleri üzerine "Ben alıştım artık" yanıtını vermişti.Ardından kürklerini Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'ne bağışlayacağını belirten Ersoy, "Kürklerimin hepsini Türkan Saylan Hanım'ın derneğine vereceğim. Bir gece düzenleteceğim, ben de gideceğim oraya. Açık artırmayla satsınlar. Epeyce yüklü bir miktar toplanır" ifadelerini kullanmıştı.Ersoy'un sözlerinin ardından, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Twitter üzerinden açıklama yaparak, söz konusu bağışın kabul edilemeyeceği belirtti.KAMUOYUNUN DİKKATİNE!Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Atatürk ilke ve devrimleri ışığında çağdaş eğitim yoluyla çağdaş toplumlar seviyesine ulaşmayı hedefleyen öncü ve örnek bir sivil toplum örgütüdür. + pic.twitter.com/3wHZcUTEgN— ÇYDD-Çağdaş Yaşam (@CagdasYasamDD) November 29, 2020Açıklamada şu ifadelere yer verildi:"Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Atatürk ilke ve devrimleri ışığında çağdaş eğitim yoluyla çağdaş toplumlar seviyesine ulaşmayı hedefleyen öncü ve örnek bir sivil toplum örgütüdür. ÇYDD, tüzüğü gereği doğa, çevre ve canlı haklarına saygılı olmayı ilke edinmiştir, efsane Genel Başkanımız Prof. Dr. Türkan SAYLAN'ın “Hayvanlar ve Çocuklar” adlı kitabı ile can dostları olan köpeği ve kedilerine duyduğu sevgi derneğimizin hayvan haklarına verdiği önemin önemli sembollerindendir. Bu nedenlerle, basına yansıdığı üzere, derneğimize hayvanların yaşam hakları ihlal edilerek ekonomik değere dönüştürülmesiyle elde edilen ayni ürünler ve bunların bedelleri üzerinden yapılacak bir bağışı tüzük çalışma ilkelerimiz ve kurumsal değerlerimiz adına kabul etmemiz söz konusu değildir. Kamuoyunun bilgisine saygılarımızla sunarız." cumhuriyet.com.tr

Aşıgönüllüsüprofesörden gönüllülere uyarı

Aşı gönüllüsü profesörden gönüllülere uyarı figure > Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Anestezi ve Reanimasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necmettin Ünal, aşı çalışmaları için kendisi gibi gönüllü olan vatandaşları uyararak, "Maske, mesafe, hijyen ve toplu aktivitelere katılmama kuralını ihlal etmememiz gerekiyor. Çünkü aşının ne kadar süre etkili olacağıyla ilgili elimizde bir veri yok" dedi. Ankara Üniversitesi'nde Alman aşısının gönüllü uygulamalarına katılan 56 gönüllü arasında, öğretim üyesi Prof. Dr. Necmettin Ünal da yer aldı. Faz 3 çalışmaları kapsamında ilk doz uygulaması 27 Ekim'de yapılan Prof. Dr. Ünal'a, ikinci doz uygulama 17 Kasım’da yapıldı. Prof. Dr. Ünal, aşının ikinci doz uygulanmasının ardından da bir yan etki hissetmediğini belirterek, "Herhangi bir belirtim yok. Son derece rahatım. Belki tıp dışından birisi, bu işlerin içinde bu kadar olmayan birisi çok daha heyecan duyabilirdi. Ama ben olağan akşam yemek yer gibi gittim aşımı oldum. Sadece her gün bir rapor yollamam gerekiyor. Umut ediyorum ki her şey yolunda gider ve umut ediyorum ki plasebo grubunda değil, aşı grubundayımdır. Aşı grubunda mıyım değil miyim merak ediyorum; ama bunun peşine düşmüş değilim" dedi."KORUNMA KURALLARINA HARFİYEN UYUYORUM"Prof. Dr. Ünal, bundan sonra aşı araştırmasını düzenleyen otoritelerin belli aralıklarla kendilerinden örnekler alacaklarını ve bu tetkikler sonucunda aşı grubunda olup olmadıklarını deklare edeceklerini kaydetti. Prof. Dr. Ünal, "Ben eğer sonuçları görüp de aşı grubunda olduğumu anlarsam belki de sıkı kurallara uyma alışkanlığımı biraz azaltabilirim diye düşünüyorum. Onun için hiç merak etmiyorum ve korunma kurallarına harfiyen uyarak hayatımı devam ettiriyorum. Ne zaman ki araştırmayı düzenleyenler 'sen aşı grubundasın, bağışıklığın sağlandı' derse o zaman rahatlayabilirim; ama yine de bu maske, mesafe, hijyen ve toplu aktivitelere katılmama kuralını ihlal etmememiz gerekiyor. Çünkü aşının ne kadar süre etkili olacağıyla ilgili elimizde bir veri yok. En az 6 ay olacağı konusunda öngörüler var. Hatta 1 sene olacağı şeklinde de öngörüler var; ama bununla ilgili elimizde kanıt yok, önceden konuşmanın anlamı yok. Bununla ilgili veriler net çıkıncaya kadar korunma tedbirlerini maksimum olarak devam ettirmemiz gerekiyor" diye konuştu.AŞI OLANLARI UYARDITürkiye'de temin edilecek aşıyla toplumun tamamının bağışık hale getirilmesi ve salgının önlenme şansının olmayacağını düşündüğünü söyleyen Ünal, şöyle konuştu:"Çünkü temin edilebilen aşı salgını önlemeye yetecek dozda bir aşı değil. Dolayısıyla, az aşı vurulan ülkelerde bu salgın hızı azaltılarak ve sağlık sisteminin, ekonomik sistemin yükü azaltılarak devam edecek; ama devam edecek. Bu süreçte aşının etkisinin ne zaman bittiğini bilmediğimiz için daha epeyce konvansiyonel korunma tedbirlerini harfiyen uygulamakta yükümlü olduğumuzu düşünüyorum ve aşı olan herkese bunu öneriyorum. Ne zamana kadar? Bu toplumun tamamı bağışık hale gelip virüs yok olancaya kadar. Bu her aşı için geçerli. Çin aşısı, Rus aşısı, Alman aşısı fark etmez. Hiçbirinin etkisinin ne kadar süreceğiyle ilgili elimizde kanıt yok. Hepsinin öyle ya da böyle bir etki oluşturacağı kesin. Yüzde 50 mi olur 90 mı olur onu araştırma sonuçları gösterecek. Ama sonuçta bütün aşılarda öyle ya da böyle bir bağışıklık oluşacağı bunun oranının farklı olabileceği yan etkiler konusunda da farklı sonuçlar çıkabileceği kanaatindeyim. Ama faz 3 çalışmalarının sonuçları bunların hangisinin uygulanabilir hangisinin uygulanamaz olduğu ortaya çıkacak." DHA

Meclis'e ziyaretçi yasağıgeldi

Meclis'e ziyaretçi yasağı geldi figure > Koronavirüs salgını riski nedeniyle Meclis'in ziyaretçilere kapatılması kararı verildi. Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) koronavirüs önlemleri kapsamında genel kurul çalışmaları sırasında ziyaretçi kabul edilmeyecek.Yapılan açıklamada şöyle denildi:"Türkiye Büyük Millet Meclisi yerleşkesi ve eklentilerine korona virüs (Covid-19) ile ilgili alınan tedbirler doğrultusunda 01-31Aralık 2020 tarihleri arasında, genel kurul çalışmalarının yapıldığı günler ziyaretçi kabul edilmeyecektir." cumhuriyet.com.tr

Her 10 aile hekiminden ikisininçalıştıracak hemşiresi bile yok

Türkçe Haberler En Son Başlıklar Her 10 aile hekiminden ikisinin çalıştıracak hemşiresi bile yok figure > Milyonlarca yurttaşın bağlı olduğu aile hekimlerinin çalışan açığı büyüyor. Hekimlerin aylarca hemşiresiz çalıştığını anlatan Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu 2. Başkanı Eryazğan hakkında, bu soruna dikkat çektiği için soruşturma açıldı. Aile hekimliğinin kronik sorunlarından biri olan aile sağlığı çalışanı açığı gün geçtikçe artıyor. Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF) 2. Başkanı Dr. Yusuf Eryazğan, “Türkiye genelinde her 10 aile hekiminden ikisinin aile sağlığı çalışanı bulunmuyor. Aile sağlığı çalışanı eksikliği var” dedi. Eryazğan, bu eksikliklere dikkat çektiği için Şanlıurfa İl Sağlık Müdürlüğü tarafından hakkında soruşturma başlatıldığını anımsatarak “Susturmak ve örtbas etmek yerine sorunun çözümüne kafa yorun. Doğruları söylemeye devam edeceğiz” diye konuştu. Eryazğan, 2010 yılından bugüne aile hekimliğinden ayrılan aile sağlığı çalışanlarının yerine yenilerinin dahil edilemediğini belirterek “Aile hekimliğinde bir hemşire ya da ebenin aile sağlığı çalışanı olması için devlet hastanelerinden aile hekimliğine geçişte getirilen katı kuralların azaltılması (muvafakatname) veya dışarıdan alınacak hemşireler için ise maliyenin verdiği bütçeyi Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü’nün yerinde kullanması gerekmektedir. Ancak bu sistem 10 yıldır uygulanmadığı için aile hekimliğinden ayrılan her hemşire ebenin yerine yeni bir aile sağlığı çalışanı geçmesini zorlaştırdı” değerlendirmesini yaptı. Şu an Türkiye genelinde her 10 aile hekiminden ikisinin aile sağlığı çalışanı bulunmadığına dikkat çeken Eryazğan, kimi birimlerde 18 ay gibi uzun dönemlerde hemşiresiz çalışan aile hekimleri olduğunu kaydetti. Eryazğan “Bu durum ülkemizde 16 milyon vatandaşın bağlı olduğu aile hekimliği sisteminde aile sağlığı çalışanı olmadığını ve hizmet alımında büyük sorunlar yaşandığını gösteriyor” diye konuştu.100 BİRİMDE YOKŞanlıurfa’da aile hekimi olduğunu ve ilinde bu sorunun çok büyük olduğunu vurgulayan Eryazğan, Yunanistan’ın doğum oranı kadar doğum gerçekleşen, bebek ve çocuk nüfusunun yoğunlukta olduğu ilde 1 ay önce Şanlıurfa İl Sağlık Müdürlüğü’nün dış alım kadrosundan 9 kadro için ilana çıktığını il müdürlüğünün resmi sitesinden yayımladığını kaydetti ve şöyle devam etti: “Oysaki ilimizde aile sağlığı çalışanı olmayan aile hekimliği birim sayısı 100. Sayın Bakanlık yetkilileri sayın il valiliği ve il müdürlüğü 100 hemşirenin açığını bir kenara bırakıp soruşturma açacağına 10 yıldır artarak devam eden bu sorunun çözümüne kafa yormaları gerekmektedir.” Sibel Bahçetepe

CHP’liİlgezdi’den, TopkapıSarayı’nda‘Sokak hayvanlarınıbeslemeyin’talimatıverildi iddiası

CHP’li İlgezdi’den, Topkapı Sarayı’nda ‘Sokak hayvanlarını beslemeyin’ talimatı verildi iddiası figure > Cumhurbaşkanlığı’na devredildikten sonra 1. derece SİT alanındaki ağaçların katledildiği Topkapı Sarayı’nda şimdi de sokak hayvanlarının aç bırakıldığı iddia edildi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi; Kültür ve Turizm Bakanlığı’dan devir işleminden sonra Cumhurbaşkanlığı personeline yerleşke içerisindeki hayvanları beslemelerinin yasaklandığını belirterek, “Yasağa bir an önce son verin” çağrısında bulundu. Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan alınarak Cumhurbaşkanlığı Milli Saraylar Başkanlığı’na bağlanan Topkapı Sarayı’nın 1. derece SİT alanında yer alan ağaçların kesildiği ve saray içerisinde kalan askeri okul binasının da yıkıldığı ortaya çıkmıştı. Hayvan hakları yasası konusunda tüm siyasi partilerin olumlu mesajlar vermesine karşın yıllardır bir türlü bu konuda adım atılamaması kamuoyunda tepki çekerken, CHP’li İlgezdi, devir işleminin ardından Kültür ve Turizm Bakanlığı çalışanlarını Topkapı Sarayı’na almayan Cumhurbaşkanlığı yetkililerinin kendi personeline saraydaki sokak hayvanlarını beslemeyi yasakladığını kaydetti. Gönüllülerin yardımıyla sağlanan mamaların sokak hayvanlarına bir süredir verilmediğini kaydeden İlgezdi, “Anne ve yavru köpeklerin, kedilerin olduğu sokak hayvanları açlıkla karşı karşıya. Buradan Cumhurbaşkanlığı yetkililerine sesleniyorum: Yasağa bir an önce son verin ve yerleşke içerisinde yaşayan sarayın sessiz sahiplerinin barınma ve beslenme ihtiyaçlarını derhal karşılayın” diye konuştu. Cumhurbaşkanlığı yetkililerinin hayvanları beslemeyi yasaklamasının sözün bittiği yer olduğunu kaydeden İlgezdi, “Bu hayvanların başka yere götürülmeleri de ölmeleri anlamına gelecek. Bir an önce bu yanlıştan dönün” dedi. Mahmut Lıcalı

Muğlaİl Milli Eğitim MüdürüTöre için soruşturma izni verildi, ancak hâlâgörevden uzaklaştırılmadı

Muğla İl Milli Eğitim Müdürü Töre için soruşturma izni verildi, ancak hâlâ görevden uzaklaştırılmadı figure > Yaşamını yitiren Muğla Olgunlaşma Enstitüsü Müdür Vekili Hüdayi Baş'a psikolojik baskı uyguladığı iddia edilen ve “taksirle ölüme sebebiyet vermek” gerekçesiyle suç duyurusunda bulunulan Muğla İl Milli Eğitim Müdürü Pervin Töre hakkında soruşturma izni verildi. Fakat Töre hala görevinin başında durmaya devam ediyor. Okul müdürlerine baskı uyguladığı iddiaları ile gündeme gelen ve Muğla Olgunlaşma Enstitüsü Müdür Vekili Hüdayi Baş’ın yaşamını yitirmesi nedeniyle hakkında “taksirle ölüme sebebiyet vermek” gerekçesiyle suç duyurusunda bulunulan Muğla İl Milli Eğitim Müdürü Pervin Töre hakkında soruşturma izni verildi. Töre’nin soruşturma izni kararına itiraz ettiği öğrenilirken, Baş ailesinin avukatı Yaşar Güzeller, Töre’nin iddialara ve incelemelere karşın tedbiren görevden alınmamasına tepki gösterdi. Yaşar, “İdari soruşturma açısından görevden alınmaması adalet anlayışı ve hakkaniyete aykırıdır” dedi. Muğla Olgunlaşma Enstitüsü Müdür Vekili Baş, 8 Eylül’de geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitirmişti. Baş’ın kalp krizi geçirmesinin arkasında, İl Milli Eğitim Müdürü Pervin Töre tarafından, enstitüye sınavla alınacak kişilerin listesinde usulsüzlük yapmadığı için “istifa et” baskısına maruz kalmasının olduğu belirtilmişti. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından söz konusu sınava ilişkin inceleme başlatılırken, Töre hakkında “taksirle ölüme sebebiyet vermek” gerekçesiyle suç duyurusunda bulunulmuştu. Muğla Valiliği, MEB Maarif Müfettişleri tarafından düzenlenen ön inceleme raporunun ardından Töre ile birlikte Baş’a baskı uyguladığı belirtilen Menteşe İlçe Milli Eğitim Müdürü Soner Kaya ve İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Muhammer Cihan hakkında soruşturma izni verdi. Ancak Töre, Kaya ve Cihan, soruşturma izni verilmesine itiraz etti. Karar İzmir Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesi Başkanlığı’na gönderildi. Cumhuriyet’e konuşan Baş ailesinin avukatı Güzeller, soruşturma iznine itiraz edilmesinin, süreci uzatma ya da gündemin soğutulması amacıyla olabileceğine dikkat çekti. Töre’nin, soruşturma ile suç duyurusuna karşın tedbiren de olsa görevden alınmamasına tepki gösteren Güzeller, “15 Temmuz sonrası haklarında en ufak şüphe olanlar görevden uzaklaştırıldı. Töre, hakkındaki FETÖ soruşturmasına rağmen hâlâ alınmadı” dedi.LAİKLİK BOYKOTU YAPMIŞLARDI!Kaya ve Cihan, laikliğin boykot edilmesi çağrısı ile de gündeme gelmişti. Müdürlüğün resmi sosyal medya hesabından, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Fransız mallarını boykot çağrısının ardından Fransız olduğu iddia edilen markaların adları paylaşılmış, söz konusu markalar arasına laiklik de eklenmişti. Sefa Uyar

‘Borsaİstanbul’un yüzde 10’u kaça satıldı?’diye soran Kuşoğlu, bütçe uyarısında bulundu

‘Borsa İstanbul’un yüzde 10’u kaça satıldı?’ diye soran Kuşoğlu, bütçe uyarısında bulundu figure > CHP’li Kuşoğlu, Varlık Fonu’ndaki kuruluşlara Bütçe Yasası ile ödenek aktarılacağına dikkat çekerek, bunun anayasaya aykırı olduğunu vurguladı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu, Borsa İstanbul’un yüzde 10’unun Katarlılara satılmasıyla gündeme gelen Varlık Fonu ile “ikinci bir Hazine” yaratıldığına dikkat çekti. Mevcut Hazine sisteminin dışına çıkarılan fondaki kuruluşlara Meclis’te görüşmeleri devam eden Bütçe Yasası ile ödenek aktarılacağına işaret eden Kuşoğlu, bunun anayasaya aykırı olduğunu vurguladı. CHP’nin Plan ve Bütçe Komisyonu Sözcüsü, Ankara Milletvekili Kuşoğlu, 7 Aralık’ta TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmeye başlanacak olan 2021 Bütçesi’nin ödeneklerin kullanımına ve harcamalara ilişkin esasları düzenleyen “E Cetveli”ne dikkat çekti. Kuşoğlu, bu cetvel ile yeni fonlar oluşturulduğunu söyledi. Hukuki olmayan bu düzenlemelerin bütçe birliği ilkesine, anayasaya aykırı olduğunu belirten Kuşoğlu, “Varlık Fonu’na aktarılan kuruluşlara kamu adına yapılacak sermaye mahiyetindeki ödemeler Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçesinde yer alan tertiplerden karşılanabilir, deniliyor. Varlık Fonu, bütçenin dışına çıkarılmış vaziyette, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’na da tabi değil. Farklı bir usulle yani ikinci bir hazine yaratılmış” dedi.‘BİRLİK İLKESİNE AYKIRI’E Cetveli ile Varlık Fonu’na aktarılan kuruluşlara kamu adına yapılacak sermaye ödemelerinin Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçesinden karşılanabilmesinin öngörüldüğünü kaydeden Kuşoğlu, “Bunun doğrudan bütçeyle ilgili bir husus olmaması lazım, bunun için ayrı bir kanun çıkmalı” uyarısını yaptı. Kuşoğlu, Varlık Fonu’nda bulunan Borsa İstanbul’un yüzde 10 hissesinin Katarlılara satıldığını anımsatarak, şunları söyledi: “Kaça satıldı, nasıl satıldı, nasıl bir ödeme söz konusu olacak? Bunlarla ilgili hiçbir bilgimiz yok.” Mustafa Çakır

Wikipedia’ya konulan erişim engeliyle ilgili dava tazminat yolunu açtı

Wikipedia’ya konulan erişim engeliyle ilgili dava tazminat yolunu açtı figure > BTK’nin keyfi erişim engelinden etkilenen yüksek lisans öğrencisi Bilge Doğru’nun açtığı tazminat davasının dönüm noktası olabileceği belirtildi. Yüksek lisans öğrencisi olan avukat Bilge Doğru, Wikipedia’ya 3 yıl boyunca uygulanan idari tedbir nedeniyle “bilgi ve fikirlere ulaşma hakkının sınırlandırıldığını” gerekçe göstererek Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) hakkında açtığı tazminat davasını bölge idare mahkemesi kabul edilebilir buldu. Doğru’nun avukatı Acun Papakçı, “Bundan sonra BTK bir site engellediği zaman milyonlarca kişinin davasına muhatap olacağını bilerek karar vermek zorunda. Bence çok iyi bir karar” dedi. Bilge Doğru, Wikipedia’ya 3 yıl boyunca uygulanan erişim yasağı nedeniyle “bilgi ve fikirlere ulaşma hakkının sınırlandırıldığını” gerekçe göstererek BTK hakkında dava açtı, ancak Ankara 12. İdare Mahkemesi “menfaat bağının bulunmadığı” gerekçesiyle davayı reddetti. Bölge idare mahkemesi bu kararı kaldırarak “Bilgiye ulaşma hakkı” ihlal edilirse zarar doğabilir ve Bilgi Teknolojileri Kurumu da bunun muhatabıdır” dedi. Bilge Doğru’nun avukatı Acun Papakçı BTK’nin, Wikipedia’ya erişimin engelleyerek Türkiye’de bilgiye ulaşmaya çalışan milyonlarca kişiyi üç yıl boyunca mağdur ettiğini söyledi. Papakçı, “İtiraz ettiğimiz Ankara Bölge Mahkemesi 7. İdari Dava Dairesi , Anayasa Mahkemesi’nin konuya ilişkin verdiği karar ile uyumlu bir karar verdi. Wikipedia üzerinden bilgiye ulaşma ve haber alma hürriyetinin kısıtlanmasının manevi açıdan zarara uğramasına yol açabileceği, erişim engeli nedeniyle “hak ihlali iddiasının’ mevcut olduğu ve tam yargı davasının açılabilmesi için müvekkilimin ehliyetinin bulunduğuna karar vermiştir” dedi.‘DÖNÜM NOKTASI’Papakçı, bu karar ile erişimi engelleme yetkisine sahip olan resmi kişi ve kurumlar yetki kullanırken hukuka uygun davranmaları gerektiğinin hatırlatıldığını belirterek “BTK hukuksuz bir erişime engelleme kararı verirken milyonlarca kişinin hakkına müdahale edileceğini ve kullanıcı olan milyonlarca kişinin zararını tazmin etmek zorunda kalabileceğini bilerek takdir yetkisini kullanacaktır. Bilgi Teknolojileri Kurumu’nun bu sınırlar içinde kalması bilgiye ulaşmanın mümkün olduğu özgür bir Türkiye için zorunludur. Bölge İdare Mahkemesi’nin kararı günümüzde bilgiye ulaşmada temel kaynak olan internetin özgür kalabilmesi için önemli bir dönüm noktasıdır” diye konuştu. Geçen ocak ayında Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) gerekçeli kararınının açıklanmasının ardından Wikipedia kullanıma açılmıştı. AYM kararında, “İfade özgürlüğüne yapılan söz konusu müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olmadığı sonucuna ulaşılmıştır” denilmişti. Zehra Özdilek

MSB“Medusa-2020”tatbikat için "gerginliği tırmandırmaçabası" açıklamasıyaptı

MSB “Medusa-2020” tatbikat için "gerginliği tırmandırma çabası" açıklaması yaptı figure > Fransa, Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Kesimi, (GKRY) Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) katılımıyla Mısır açıklarında bugün başlayacak olan “Medusa-2020” tatbikatını Ankara, “Akdeniz’de gerginliği tırmandırma çabası” olarak nitelendirdi. Milli Savunma Bakanlığı, tatbikatla ilgili “Söz konusu tatbikat, gerginliği arzulayan, barış ve diyalogdan kaçan tarafları bir kez daha göstermiştir” açıklamasını yaptı. Milli Savunma Bakanlığı Basın Ve Halkla İlişkiler Müşavirliği’nden Binbaşı Pınar Kara, haftalık basını bilgilendirme açıklamasında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) faaliyetleri ile bölgedeki gelişmelere ilişkin değerlendirmeler yaptı. Kara, Yunanistan’ın Ege ve Akdeniz’de attığı adımlarla ilgili “Yunanistan, bölgede gerilimi tırmandırmaya, provokatif taciz ve ihlallerini sürdürmeye, diyalog yerine sürekli üçüncü taraflara gitme yolunu seçerek uzlaşmaz bir tutum sergilemeye devam etmektedir” dedi.TÜRKİYE KARŞITLIĞIÖnceki yıllarda Yunanistan, GKRY ve Mısır’ın ortaklaşa düzenlediği “Medusa” tatbikatının bu yıl üç ülkenin yanı sıra Fransa ve BAE’nin de katılımıyla yapılacak olmasını da değerlendiren Kara, “Türkiye karşıtlığında birleşerek, ağustos ayından itibaren tatbikat üzerine tatbikat düzenlemek suretiyle Akdeniz’de gerginliği tırmandırma çabalarına Yunanistan, GKRY, Fransa, BAE ve Mısır bir yenisini daha eklemiştir. Türkiye her zaman sorunların barış, diyalog, iyi komşuluk ve müttefiklik ruhu içerisinde çözülmesinden yanadır. Söz konusu tatbikat, gerginliği arzulayan, barış ve diyalogdan kaçan tarafları bir kez daha göstermiştir” ifadelerini kullandı. Kara, Avrupa Birliğinin İrini Harekâtı kapsamında, Libya’ya tüketim ve inşaat malzemesi taşıyan Roseline-A isimli Türk ticaret gemisine izinsiz çıkılmasına ilişkin “Gemi mürettebatına suçlu muamelesi yapılması tamamen hukuka ve teamüllere aykırıdır” dedi. cumhuriyet.com.tr

Akdeniz’de gerilim sürerken Yunanistan, Fransa, GKRY, Mısır ve BAE tatbikat yapıyor

Akdeniz’de gerilim sürerken Yunanistan, Fransa, GKRY, Mısır ve BAE tatbikat yapıyor figure > Yunanistan’ın, Girit Adası’nda geçen hafta düzenlenen bir tatbikatta Rus S-300 hava savunma sistemini denediği savunuldu. Gözler, Ankara-Brüksel ilişkilerinde kritik önemdeki 10-11 Aralık’ta yapılacak Avrupa Birliği (AB) zirvesindeyken Atina-Paris cephesi Türkiye’ye karşı baskı çabasını sürdürüyor. AB üyeleri Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ile Yunanistan ve Fransa’nın, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri’yle ortak deniz-hava tatbikatı yapacağı belirtildi. Yunan Kathimerini gazetesinin GKRY Savunma Bakanlığı’na dayandırdığı haberinde, MEDUSA 2020 tatbikatının Mısır’da İskenderiye’de bugün başlayacağı, 6 Aralık’a kadar süreceği duyuruldu. GKRY Savunma Bakanlığı’nın açıklamasında, “tatbikatla ortaklarımızla savunma ve operasyonel işbirliğinin geliştirilmesi hedefleniyor” denildi.ALMANYA, ABD DE KATILDIAkdeniz’de enerji ve nüfuz mücadelesinin yaşandığı dönemde, Atina’dan önceki gün de Girit’te konuşlu Rus savunma sistemi S-300’lerin denendiği haberi geldi. DHA’nın haberine göre, Yunanistan, Girit Atış Poligonu’nda 23-27 Kasım arasında süren tatbikatta, S-300 hava ve füze savunma sistemlerini test etti. Tatbikata, Yunanistan ve Almanya’nın yanı sıra Hollanda ve ABD’den de askeri personelin katıldığı aktarıldı. Tatbikatta başta Rus S-300 füzeleri olmak üzere TOR-M1 ve OSA-AK Yönlü Füze (K/B) sertifika atışlarının yanı sıra HAWK, ASRAD ve MANPAD (STINGER) füzeleriyle atışlar yapıldığı belirtildi. Öte yandan, tatbikatta uçaksavar füzeleri, Yunan uçaksavar savunma sistemi birlik içinde entegre edilmiş Rus, Amerikan ve Alman yapımı orta ve kısa menzilli füze savunma sistemleri bir hafta boyunca denenerek ateşlendi.ATİNA’DAN BERLİN’E SUÇLAMAÖte yandan Yunanistan, AB liderler zirvesinden Türkiye’ye ağır yaptırım kararı çıkarılması için AB dönem başkanı Almanya üzerinde de baskı çabasında. Yunanistan Dışişleri Bakanı Nicos Dendias, Türkiye’ye silah satışını durdurmadığı gerekçesiyle Almanya’yı eleştirdi. Dendias, Berlin’in bu çerçevede AB dönem başkanlığı görevini layıkıyla yerine getiremediği suçlamasında bulundu. Türkiye’ye karşı yaptırımlar konusunda etkili olmadığını söyledi.‘ABD’YE İHTİYAÇ VAR’Politico’ya konuşan Dendias, Almanya’nın ekonomik çıkarlarını ön planda tutmasını anlayabildiğini belirtti. Ancak diğer yandan da “Almanya’nın, ekonomisinin muazzam gücünü ülkelere uluslararası hukuka uymaları gerektiği konusunda açık bir örnek oluşturmak için kullanma konusundaki isteksizliğini anlayamıyorum” dedi. Haberde, Yunanistan’ın özellikle altı adet 214 sınıfı denizaltıların Türkiye’ye satışı konusuna, bunun Doğu Akdeniz’de güç dengesini bozacağı iddiasına işaret edildi. Politico’ya verdiği söyleşide ise Dendias’ın AB’ye eleştiriyle birlikte ABD’de seçilmiş başkan Joe Biden yönetimine mesajları da dikkat çekti. “Bölgenin Avrupa ordusunun eksikliğini giderecek şekilde ABD’nin varlığına ve özellikle askeri varlığına ihtiyaç duyduğuna inanıyorum” dedi. Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de doğalgaz arama ve sondaj faaliyetleri yürütmesine, Libya’da BM’nin tanıdığı Ulusal Uzlaşı Hükümeti’yle deniz sınırları yetki anlaşmasına varmasına Yunanistan, GKRY ve Fransa’nın başını çektiği muhalefet blokunda Mısır ve BAE de yer alıyor. Bölgede KKTC’nin haklarının çiğnenmemesi vurgusu yapan Ankara ile Mısır-BAE hattında ilişkiler uzun süredir gerilimli. AB zirvesi öncesinde Türk yük gemisine Irini misyonu çerçevesindeki baskınla birlikte Berlin ve Paris’in Türkiye’ye sert çıkışları artmıştı. AP’den de “Türkiye’ye karşı sert yaptırımlar uygulansın” çağrısı gelmişti.MSB’DEN AÇIKLAMAMilli Savunma Bakanlığı’dan yapılan açıklamada “tatbikat gerginliği arzulayan, barış ve diyalogdan kaçan tarafları bir kez daha göstermiştir” denildi. cumhuriyet.com.tr

Fransa'da genel güvenlik yasa tasarısıülke genelinde protesto edildi

Fransa'da genel güvenlik yasa tasarısı ülke genelinde protesto edildi figure > Fransa’da hükümetin tartışmalı genel güvenlik yasa tasarısı ve son aylarda yaşanan polis şiddeti ülke genelinde protesto edildi. Fransa’da hükümetin tartışmalı genel güvenlik yasa tasarı ve son aylarda yaşanan polis şiddeti ülke genelinde protesto edildi. Sendikalar, insan hakları örgütleri ve medya kuruluşlarınca çağrısı yapılan “Genel Güvenlik Yasasına Hayır” ortak eylemine önceki gün ülke çapında iki yüz binden fazla kişi katıldı. Yeni yasa, polis şiddetini yansıtan görüntülerin yayımlanmasının önlenmesini de içeriyor. Başkent Paris’te Republique (Cumhuriyet) Meydanı’nda toplanan binlerce eylemci, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’u istifaya çağırdı, “Yaşasın özgürlük”, “basın özgürlüğü yoksa demokrasi yoktur” yazılı pankartlarla Bastille Meydanı’na doğru yürüdü. Bazı gruplar Merkez Bankası binasının giriş kısmını, araçları ateşe verdi. Polis eylemcilere biber gazı ve tazyikli su ile sert müdahalede bulundu. Boyun Eğmeyen Fransa Partisi Genel Başkanı Jean-Luc Melenchon da tasarıya tepki gösteren isimlerden. “Bu iktidar milletvekillerinin sahte bir parlamento girişimidir. Polise ve jandarmaya daha fazla denetim imkânı vermek hedefleniyor” dedi.MEDYA DA KATILDIÇıkan olaylarda aralarında ödüllü, AFP ve Polka dergisi için çalışan Suriyeli fotomuhabir Ameer Alhalbi’nin de olduğu çok sayıda kişinin yaralandığı belirtildi. Alhalbi’nin polis copuyla başından yaralandığı belirtildi. Polis şiddetine karşı düzenlenen bir protesto sırasında ödüllü Suriyeli serbest fotoğrafçı Ameer Alhalbi’nin yaralanmasını kınamak için Fransız medyası da protestolara katıldı. İçişleri Bakanlığı ise çıkan olaylarda 62 polisin de yaralandığını, 81 kişinin gözaltına alındığını duyurdu. Lyon’da da geniş çaplı protestolar düzenlendi. Eski Cumhurbaşkanlarından Sosyalist Parti’den François Hollande, tasarının bazı maddelerine tepki gösterdi, geri çekilmesi çağrısında bulundu.VALİ İÇİN SUÇ DUYURUSUSınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) Genel Sekreteri Christophe Deloire ise geçen hafta mültecilerin Cumhuriyet Meydanı’nda yaptıkları eylemlerde polislerin gazetecilere sert davranmasının ve Paris Valisi Didier Lallement’nun insansız hava aracı ile göstericilerin kimliğini tespit ettirmesinin yasalara aykırı olduğunu vurguladı. Deloire, Vali Lallement hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu. Süleyman Tosunoğlu




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter