Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajansı - Haberler

Wednesday, 03.19.2025, 07:37 AM (GMT)

News - Haberler

İngiltere'de uçan araçlar için otopark yapılıyor

İngiltere'de uçan araçlar için otopark yapılıyor İngiltere'deki Coventry şehrinde uçan arabalar için bir havaalanı inşa ediliyor. Projenin amacı, uçan arabaların gelecekte şehir merkezleriyle nasıl bütünleşebileceğini gösterebilmek. İngiliz hükümetinin sıfır emisyonlu, çevreye duyarlı uçan arabaları destekleme programı aracılığıyla 1.2 milyon pound hibe alan Urban-Air Port adlı şirket, otomobil firması olan Hyundai Motor ile kurduğu ortaklık çevresinde gelecekteki uçan arabalar için bir altyapı tesisi hazırlıyor. Kasım ayında ziyaretçilere açılması planlanan yapıda bir iniş pisti bulunacak. Dikey iniş ve kalkış yapabilen elektrikli bir uçan araba ile de sistemin nasıl çalıştığı izleyenlere gösterilecek. "İLK UÇAN ARABA HAVALİMANINI İNŞA EDECEĞİZ"Urban-Air Port şirketinin kurucusu ve yönetim kurulu başkanı olan Ricky Sandhu yaptığı açıklamada, "İngiltere hükümeti ve Hyundai Motor Grubu'nun desteği ile uçan arabalar için dünyadaki ilk bütünüyle işlevsel havalimanını inşa edeceğiz" dedi.Uçan arabaların geliştirilmesinde ilerleme kaydedilirken altyapı tesislerinin geri kaldığını belirten Sandhu, "Tren istasyonuna varmadıkça trenden inemez veya trene binemezsiniz. Bu yüzden zemindeki yapıları desteklemek çok önemli" dedi. cumhuriyet.com.tr

9Şubat Dünya SigarayıBırakma Günü: Sigarayıhemen bırakmak için 10 neden

9 Şubat Dünya Sigarayı Bırakma Günü: Sigarayı hemen bırakmak için 10 neden Prof. Dr. Gülten Kaptan, sigaranın kemiklerden dişlere, akciğerden damarlara kadar insan vücuduna büyük zararlar verdiğini söyledi. Sigara içenlerin kanserden ölme oranlarının içmeyenlere göre 15-20 kat daha fazla olduğunu belirten Kaptan, “Sigarayı bırakmanın yaşı yok. 65 yaşın üzerinde olsa bile, sigarayı bırakmak insanların daha uzun yaşamasına ve daha iyi bir yaşam kalitesine sahip olmasına yardımcı olabilir” dedi. /Archive/2021/2/2/124053647-sigarasizdunyagunu.jpgDünya Sağlık Örgütü, 1987 yılında 9 Şubat'ı Dünya Sigarayı Bırakma Günü ilan etti.Ancak sigara kullanımı dünya genelince can kaybına neden olmaya devam ediyor.Dünyada sigara tüketimine bağlı hastalıklar nedeniyle yılda yaklaşık 8 milyon kişi hayatını kaybediyor.DSÖ'nün verilerine göre, sigara içenlerin yarısından fazlası tütün kullanımına bağlı hastalıklar nedeniyle hayatını kaybediyor.Prof. Dr. Gülten Kaptan, "9 Şubat, sigara gibi maddi, fiziksel ve ruhsal zarar veren bir bağımlılık ya da alışkanlıktan kurtulmak için bir başlangıçtır. Bırakınca ne olacak demeyin. Bilimsel kaynaklara göre, sigarayı bıraktıktan 5 ila 15 yıl sonra inme riskiniz sigara içmeyenlerin seviyesine düşer. 10 yıl içinde ise akciğer kanseri riskiniz, sigara içen kişinin yaklaşık yarısına düşer. Sigarayı bırakmak birçok etkiyi tersine çevirebilir. Öyleyse sigarayı bırakmanın yaşı yok. 65 yaşın üzerinde olsa bile, sigarayı bırakmak insanların daha uzun yaşamasına ve daha iyi bir yaşam kalitesine sahip olmasına yardımcı olabilir" dedi.'SİGARADAKİ KİMYASALLAR KANSER YAPIYOR'Sigara içenlerin büyük çoğunluğu tütün ürünlerini 18 yaşından çok önce kullanmaya başlıyor.İstatistikler, 13-15 yaş arası öğrencilerin herhangi bir şekilde tütün kullanımının yüzde 10'dan fazla olduğunu ortaya koyuyor.Prof. Dr. Gülten Kaptan, içilen her sigaranın insan ömründen 12 dakika çaldığının hesaplandığını söyledi. İstatistiklere göre dünyada her yıl 4 milyon, Türkiye’de ise 100 bin insanın sigaradan hayatını kaybettiğini belirten Kaptan, şöyle konuştu:"Sigaralar, çoğu puro ve nargile de bulunabilen yaklaşık 600 bileşen içerir. American Lung Association'a göre, bu bileşenler yandığında 7 binden fazla kimyasal üretirler. Bu kimyasalların çoğu zehirlidir ve en az 69’u kansere neden oluşturabilecek maddelerdir. Sigara kullanan kişilerin kanser nedeniyle ölüm oranı, kullanmayanlardan 15 - 25 kat daha fazla. Amerika Birleşik Devletleri'nde sigara içenlerin ölüm oranı, hiç sigara içmeyenlerin üç katı kadar. Aslında, Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC), sigara içmenin Amerika Birleşik Devletleri'nde en yaygın ‘önlenebilir ölüm nedeni’ olduğunu söylüyor."Sigara içindeki bağımlılık yapan bileşen nikotin. Nikotininin ruh halini değiştiren bir tür ilaç olduğunu söyleyen Profesör Kaptan şu ifadeleri kullandı:"Sigara içtiğinizde nikotin beyninize sadece saniyeler içinde ulaşır ve bir süre kendinizi daha enerjik hissetmenizi sağlar. Ancak bu etki geçtikçe, kendinizi yorgun hissedersiniz ve daha fazlasını istersiniz. Nikotin aşırı derecede alışkanlık oluşturur. Bu yüzden insanlar sigarayı bırakmakta zorlanır."Sigarayı bıraktıktan sonra bazı geçici güçlüklerin yaşanabileceğini de belirten Kaptan, şu değerlendirmeyi yaptı:"Birkaç saatte bir doz nikotin solumaya alışkınsanız, vücudunuz daha fazlasına ihtiyacı olduğunda size haber verecektir. Vücudunuza nikotin sağlamayı bıraktığınızda, geri çekilme sürecinden geçeceksiniz. İlk birkaç gün en zor olanıdır, ancak bir süre sonra istek azalır ve sonunda kaybolur. Sigarayı bıraktığınızda bir süre üzgün, endişeli hissedebilirsiniz ve uykularınız bozulabilir ancak irade ve kaliteli yaşam daima zararı yener. Siz de başarabilirsiniz. Kaynaklar, sigara bırakılınca kilo alımının artabileceğini ve kadınların yeniden başlama oranının yüksek olduğunu söylüyor. Oysa sigarayı bıraktıktan sonra gelişmiş damak zevki, daha az yemekle doygunluk sağlıyor. Daha sağlıklı bir gelecek için fırsat bulduğumuzu akıldan çıkarmadan yaşama adım atarsak başarırız. Gelin hep birlikte 9 Şubat 'Dünya Sigarayı Bırakma Günü'nü bir başlangıç olarak kabul ederek sigarayı bırakalım ve sağlıklı bir yaşama ilk adımı atalım."SİGARAYI BIRAKMAK İÇİN 10 NEDENSigara içenlerde, nefes alma zorluğu, yorgunluk ve halsizlik sık görülüyor.Sigara içmek tüm kardiyovasküler sisteminize zarar verir. Nikotin, kan damarlarının daralmasına neden olarak kan akışını kısıtlar. Zamanla, devam eden daralma, kan damarlarının hasar görmesiyle birlikte periferik arter hastalığına neden olabilir.Sigara içmek, kan basıncını yükseltir, kan damarı duvarlarını zayıflatır ve kan pıhtılarını artırır. Bu da inme riskini artırır.Sigaranın neden olduğu akciğer hastalıkları, amfizem ve kronik bronşiti içeren KOAH'ı içerir. Sigara içenlerin sigara içmeyenlere göre KOAH nedeniyle ölme olasılığı 12 ila 13 kat daha fazladır.Sigara içmek vücudun hemen hemen her yerinde kansere neden olabilir. Sigara içmek ayrıca kanser hastalarında ve hayatta kalanlarda kanserden ve diğer hastalıklardan ölme riskini artırır. Akciğer kanseri vakalarının çoğunluğuna sigara içmenin neden olduğu biliniyor.Sigara içmenin kadınlar üzerinde ürkütücü etkileri var. Sigara içmek bir kadının hamile kalmasını zorlaştırabilir. Ayrıca kadınlarda doğum kusurları ve düşük yapma risklerini artırabilir.Annenin sigara içmesi, bebeğinin doğumdan önce ve sonra sağlığını da etkileyebilir. Preterm (erken) doğum, ölü doğum (bebeğin doğumdan önce ölmesi), düşük doğum ağırlığı, ani bebek ölümü sendromu (SIDS veya beşik ölümü olarak bilinir) ve ektopik gebelik gibi durumlara sigara içen kadınlarda daha çok rastlanıyor.Sigara içmek erkeklerin spermini de etkileyerek doğurganlığı azaltabilir.Sigara içmek kemik sağlığını etkileyebilir. Çocuk doğurma yıllarını geçmiş sigara içen kadınların kemikleri, hiç sigara içmeyen kadınlardan daha zayıftır. Ayrıca kemik kırılmaları için daha büyük risk altındadırlar.Cinsiyet ve yaş ayırmaksızın sigara içmek dişleri olumsuz etkiliyor. Özellikle ön dişleri sarartıyor ve diş taşlarını artırıyor. Kötü koku ve tat alma bozukluğu ise sigara içmenin diğer olumsuz etkileri… cumhuriyet.com.tr

Efeler Belediye BaşkanıFatih Atay, hakkındaki iddialarıcevapladı

Efeler Belediye Başkanı Fatih Atay, hakkındaki iddiaları cevapladı Efeler Belediye Başkanı Fatih Atay, meclis toplantında hakkındaki iddiaları cevapladı. Başkan Atay, “Cam gibi şeffafım, kimseden korkmam” dedi. Efeler Belediye Meclisi’nin Şubat Ayı Olağan Toplantısı’nın birinci oturumu, Efeler Belediye Başkanı Mehmet Fatih Atay başkanlığında 1 Şubat Pazartesi günü Nevzat Biçer Konferans Salonu’nda gerçekleşti. Toplantıda görüşülen 14 gündem maddesi ve 1 gündem dışı madde ilgili komisyonlara havale edildi. Meclis toplantısında konuşan Efeler Belediye Başkanı Mehmet Fatih Atay, şahsı ve ailesi ile ilgili ortaya atılan iddialara tek tek cevap verdi. “Bu konuşmayı yapmak istemezdim ama ne yazık ki bir yıla yakın bir süreç içerisinde tarafıma, oğluma, kardeşime, aileme karşı organize bir şekilde ithamlar, iftiralar ve yalan haberler ortaya kondu” diyen Başkan Atay’ın madde madde tüm iddialara cevap verdiği açıklaması şöyle: “Saygı Değer Efeler Halkı; bu konuşmayı yapmak istemezdim ama ne yazık ki bir yıla yakın bir süreç içerisinde tarafıma, oğluma, kardeşime, aileme karşı organize bir şekilde ithamlar, iftiralar ve yalan haberler ortaya kondu. Huzurunuzda tek tek açıklayacağım. "OĞLUM EYMEN ATAY İLE İLGİLİ"Eymen Atay Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezundur.  Avukatlık yapmaktadır. İngiltere’de dil okulunda eğitim aldı ve döndü. Bunu bilginize sunmak istiyorum. Oğlumun Efeler Belediyesi’nde makam odası olduğu iddia edildi. Bu iddiada bulunan kişi, bunu ispatlamazsa şerefsizdir. Oğlumla ilgili olarak Efeler Belediyesi’nde İmar Müdürlüğü koridorlarında dolaştığına dair yalan haberde bulundular. İmar Müdürü’ne soruyorum; Benim oğlum, Avukat Eymen Atay, tek bir kez bile İmar Müdürünün odasına veya müdürlüğünün kullandığı odalara geldi mi? Bu haberi yapan da haindir, alçaktır, namussuzdur. "EFELERSPOR KULÜBÜ’NÜN BAŞKANI BENİM"Efelerspor’u oğlum için kurmuşum. Oğlum Efelerspor Kulübünün sekreteriymiş. Efelerspor Kulübü Derneği Başkanı benim. Geçen yıl şampiyon oldu, eğer amatör maçlar oynanırsa bu sene de şampiyon olacaktır. Efelerspor Kulübü’nü kurma nedenim, Efeler Aydın’ın en büyük ilçesi, bir tane bile profesyonel spor kulübü yok. Süper Lige kadar hedeflerimiz var fakat bunu dökme su ile yapamazsınız. Altyapısını gerçekleştirmeniz lazım. Altyapısını da gerçekleştirdik. Gençlerbirliği Altyapı Koordinatörü Seçkin Bey 10 gün içinde Efelerspor’un altyapı koordinasyonunu gerçekleştirdi.  Şu anda Efelerspor’da 202 çocuk futbol okuluna gidiyor. 32 tanesi lisanslı oyuncu, diğer 170 çocuğumuz Efelerspor Kulübü’nün altyapısında çalışmalarını sürdürüyor. Süper Amatör Ligteki Teknik Direktörlerimiz haricinde 4 Antrenörümüz 170 çocuğumuzla ilgileniyor ve 170 çocuğumuz 14 ü kız çocuğudur. Anneleri babaları çocuklarını bizim kulübümüzün antrenmanlarına getiriyorlar. Yalnız futbolda da değil, Atletizm satranç ve briçte de sporcularımız var. 202 çocuğun futbola olan isteklerini karşılamak ve yeteneklerini ortaya çıkarma konusunda çaba harcadığı için, işinden zaman ayırarak bu konuda büyük çabalar gösterdiği için, oğlum Avukat Eymen Atay’a teşekkür ederim. "KARDEŞİM ERALP ATAY İLE İLGİLİ"Kardeşim Eralp Atay 30 yıllık doktor. DSİ’ de kurum hekimiydi. 2 dönem Aydın Tabip Odası Başkanlığı yaptı. 2 yıl da Türk Tabipleri Birliği’nin genel yönetiminde bulundu. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin Aydın Şube Kurucu Başkanıdır. Galatasaraylılar Derneğinin de kurucu başkanıdır. Liyakata uygun değilse gereğini yapacağım dedim, liyakata uygundur dediniz. Çok teşekkür ederim. "3 MÜDÜRLÜKTEN 3 AYRI MAAŞ ALMIYOR ALAMAZ "3 tane müdürlük vermişim, doğru. Sanki benim kardeşimin 3 ayrı müdürlükten, 3 ayrı maaş aldığı iddiasındalar. Halbuki Sağlık İşleri Müdürlüğü’nden aldığı ücret var, diğer müdürlüklerden alamaz, yasal değil.  Aldığı iddiasındalar. İtibarsızlaştırmak istiyorlar, kardeşimi ve oğlumu başka birileriyle kıyaslamak istiyorlar. Mezarlıklar Müdürlüğü’ne verdim kardeşimi. Yolsuzluklar vardı. Suç duyuruları elimde. İnsanların ifadeleri burada. Hukuk İşleri Müdürlüğü’nden para aldı deniliyor. Hukuk İşlerine verdim kardeşimi. 3 dosyada dava açma süresi geçmiş, 2 dosyada da temyiz süreleri geçirilmiş. 3 avukatın bilgisayarları farklı, hepsinin tebligatı diğer kişiden gelen tebligatı görmüyor. 20 gün izin alınsa, bu 20 gün içerisinde, onu diğer arkadaşları görmediği için bir sürü hak düşürücü şeyler ortaya çıkacak. Bunları düzenledik. Hepsini gerçekleştirdik. Hukuk İşleri Müdürlüğü’nde belirli bir süre görev yaparsa, Hukuk İşleri Müdürü belirli bir ücret alıyor.  Kardeşim de Hukuk İşleri Müdürlüğü yaptı, 1 yıllık görev süresinde olduğu için Hukuk İşleri Müdürlüğü’nden 6 bin 244 lira 25 kuruş aldı.  Eralp Atay bu parayı elini bile sürmeden Aralık ayında Efeler Belediyesi’ne hibe etti. (Aralık ayının makbuzunu gösterdi.) Birilerinden korktuğumuz için bunu yapmadık. Aileden gelen ahlak ve namus nedeniyle yaptık.  Kardeşim Eralp Atay’a da çok teşekkür ederim. Sağolsun. Namusuyla gazetecilik yapan, kalemini satmayan, iftira atmayan tüm gazeteci arkadaşlarımı saygı ile anıyorum. Namusundan, şerefinden, şüphelendiğim insanlar elbette var. MUHARREM İNCE’NİN PARTİSİ İLE İLGİLİ Muharrem İnce’nin partisine katılıyor yazıldı. Ne Muharrem İnce ile görüştüm, ne o kuruldan bir kişi ile görüştüm, kimse ile görüşmedim.  M harfi bile geçmedi nasıl böyle bir şey yazabilirsin, bu sahtekarlık, namussuzluk, şerefsizliktir.  Bir yıldır susuyorum. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak; kim ne derse 10 katı karşılığını alacak. "EVİMLE İLGİLİ"Armada’da aldığı eve, ‘Çeşme’deki yazlığına gelecek sıra’ deniliyormuş. Çeşmede ne benim ne sülalemin bir metrekare yeri yoktur. Çeşme’deki evi yaz aylarında kiralıyorum. Belediye Başkanı seçildikten 4 ay sonra, Armada’daki evi almak zorunda kaldım. Belediye meclis üyesi arkadaşlarıma hangi bankadan ne kadar kredi kullanarak aldığımı da açıkladım, bana hayırlı olsun dileklerinde bulundular. Ben cam gibi şeffafım, kimseden korkmam!”  cumhuriyet.com.tr

Adalet BakanıAbdulhamit Gül'den 'yeni anayasa' açıklaması

Türkçe Haberler En Son Başlıklar Adalet Bakanı Abdulhamit Gül'den 'yeni anayasa' açıklaması AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dün akşam yaptığı açıklamada, "Cumhur İttifakı olarak bir anlayış birliğine varmamız halinde önümüzdeki dönemde yeni Anayasa için harekete geçebiliriz" ifadelerinin üzerine Adalet Bakanı Abdulhamit Gül'den açıklama geldi. Gül, "Sayın Cumhurbaşkanımızın yeni anayasa vurgusu hepimiz için heyecan verici bir müjdedir" ifadelerini kullandı. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün akşam gerçekleştirilen kabine toplantısı sonrası yaptığı açıklamada, "Cumhur İttifakı'ndaki ortağımızla anlayışa varmamız halinde yeni anayasa için harekete geçebiliriz" demişti.Bu açıklamanın üzerine Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, sosyal medya hesabından bir paylaşımda bulunarak hukuk reformu çalışmaları hakkında açıklama yaptı.Gül, "Sayın Cumhurbaşkanımızın yeni anayasa vurgusu hepimiz için heyecan verici bir müjdedir. Hukuk reformumuzun temel hedeflerinden yeni, sivil, demokratik anayasayı hayata geçirmek, çocuklarımıza bırakacağımız en değerli miras olacak" ifadelerini kullandı.Sayın Cumhurbaşkanımızın yeni anayasa vurgusu hepimiz için heyecan verici bir müjdedir. Hukuk reformumuzun temel hedeflerinden biri olan yeni, sivil ve demokratik bir anayasayı hayata geçirmek; geleceğimize, çocuklarımıza bırakacağımız en değerli miras olacaktır. https://t.co/Whs7mtbnbX— Abdulhamit Gül (@abdulhamitgul) February 1, 2021 cumhuriyet.com.tr

Kayseri'deki 4.6'lık deprem evlerde hasar oluşturdu

Kayseri'deki 4.6'lık deprem evlerde hasar oluşturdu Kayseri'nin Sarıoğlan ilçesinde 4,6 büyüklüğündeki depremde vatandaşlar panik yaşarken, bazı evlerde çatlaklar meydana geldi. Sosyal medyadan açıklama yapan Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç, "Merkez üssü Sarıoğlan başta olmak üzere Gemerek’e bağlı sınır köyleri kontrol edilmiş ve olumsuz bir duruma rastlanmamıştır" dedi. Sarıoğlan ilçesinde 4,6 büyüklüğünde meydana gelen deprem sonrası sosyal medyadan paylaşım yapan Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç, "Değerli hemşehrilerim; depremle birlikte derhal AFAD ile temas halinde itfaiye ekiplerimiz teyakkuza geçmiştir. Merkez üssü Sarıoğlan başta olmak üzere Gemerek’e bağlı sınır köyleri kontrol edilmiş ve olumsuz bir duruma rastlanmamıştır. Lütfen sağlıklı bilgilere itibar edelim" diye konuştu.Yaşanan deprem sonrası Sarıoğlan ilçesinde sokağa çıkan Sinan Karaerik ise, "Gece panik olarak kalktık. Kaldığımız misafirhanede bir arkadaş bağırıyordu. 'Herkes kalksın' diyordu. Böyle bir sallantıyı hiç görmedim. Herkes dışarı çıkmıştı. Bende arkadaşımı aradım. Ben Tomarzalıyım. Eşimi aradım. Kendisi Tomarza'da bir şey olmadığını söyledi. Deprem Sarıoğlan ilçesinde olmuş" ifadelerini kullandı.İlçede yaşayan Metin Aka ise, "Deprem sırasında televizyona bakıyordum. Şiddetli bir deprem oldu. Tavana baktığımda avize gidip geliyordu. Oturduğum kanepede sallandı. Hemen dışarı çıktım. Diğer komşulara baktım herkesin ışıkları yanıyordu. Allah'ım bizleri korusun. Kendi evimin etrafını dolandım. Herhangi bir maddi hasar görmedim. Tabi gece olduğu için gündüz tekrar kontrol edeceğim" şeklinde konuştu. DHA

Diyanet’ten ruhsatsız külliye dayatması

Diyanet’ten ruhsatsız külliye dayatması Diyanet İşleri Başkanlığı, Gökova Koyu manzaralı arazide, 100 milyon liraya mal olacak külliye inşaatına hukuki süreç tamamlanmadan başladı. İnşaatın durdurulması için imza kampanyası yürüten Bodrumlular, MUÇEP öncülüğünde açıklama yapacak. Diyanet İşleri Başkanlığı, Bodrum’da Gökova Koyu manzaralı bir arazide, 5 yıl önce tepkiler üzerine durdurulan ve yaklaşık 100 milyon liraya mal olması beklenen külliye inşaatına hukuki süreç tamamlanmadan yeniden başladı. İki aydır sürdürülen hafriyat kazılarının Bodrum’un doğasını tahrip ettiğini belirten yurttaşlar, çalışmaların durdurulması için imza kampanyası başlattı. Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) öncülüğünde bir araya gelen yurttaşlar, inşaat çalışmalarının yasadışı olduğunu vurgulayarak faaliyetlerin durdurulması için çağrı yaptı. MUÇEP’ten yapılan açıklamada, Bodrum Belediyesi’ne imar durumu ve mevzuata uygun bir proje sunmadan, ruhsatsız olarak başlanan kazıların mevcut zemine telafisi olmayan hasarlar verdiği vurgulandı. Kazı çalışmalarının derhal durdurulması ve Danıştay’da görülmekte olan ruhsat iptali davası sonuçlanana kadar inşaat faaliyetine izin verilmemesi istendi. MUÇEP, Bodrum Belediyesi’ne de çağrıda bulunarak inşaatın kaçak olduğu gerekçesiyle mühürlenmesini istedi. MUÇEP’in talebini sorduğumuz Bodrum Belediyesi ise sınırları içerisinde yapılan inşaat için Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün yeniden ruhsat düzenlediğini, dolayısıyla yetkinin kendilerinde olmadığını açıkladı. Muhammed Özmen

Bahçeli’den sonra Erdoğan’ın‘Eve dön’çağrısına eski AKP’lilerden yanıt geldi

Bahçeli’den sonra Erdoğan’ın ‘Eve dön’ çağrısına eski AKP’lilerden yanıt geldi AKP’nin kurucularından Abdüllatif Şener, Erdoğan’ın “Arkadaşlarımızı yeniden kazanacağız” sözlerini değerlendirdi, “Partiden ayrılmış kişiler artık zor döner. İnsanlar yeniden yanlışta birleşmezler” dedi. Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Nedim Yamalı ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oy kaybından dolayı siyasi arayış içinde olduğunu söyledi. Yamalı’ya göre bunlar tam anlamıyla kongre sözleri... Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Nedim Yamalı, CHP Konya Milletvekili Abdüllatif Şener ve DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı, İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Öyle veya böyle partimizden şu veya bu nedenle uzaklaşmış, ayrılmış olan arkadaşlarımızı tekrar saflarımıza kazandıralım” sözlerini Cumhuriyet’e değerlendirdi. Yamalı, Erdoğan’ın bu sözlerini “tamamen kongre amaçlı edilmiş sözler” olarak nitelendirdi. Daha önce kendisinin de AKP Ankara İl Başkanlığı’nı yaptığı döneme atıfta bulunan Yamalı, “Erdoğan’ın kongre konuşmalarını az çok bilirim. Bu sözler kongre şartlarından dolayı söylenmiştir. Çünkü AKP’de, kongrelerde çok büyük zorlukların yaşandığını duyuyoruz. İl ve ilçe yönetiminde, ‘nitelikli kişilerin bulunmasında’ zorluklar yaşıyorlar. Bunun çok üstünde, Türkiye için yeni bir çalışma ve niyet olduğunu hissetmiyorum. Çünkü böyle bir hazırlığı yok iktidarın” dedi. Yamalı, Erdoğan’ın Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu üyesi Oğuzhan Asiltürk ile yaptığı görüşmeye atıfta bulundu. Bu görüşmenin nedenini de “AKP içinde olup da partide huzur bulamayan ve diğer kanallara açık olan Milli Görüş cephesine yakın üyelerine ‘dur’ demek için olduğuna” dikkat çeken Yamalı, “Erdoğan, ne kadar bu şekilde konuşmuş olsa da genel olarak konuştuğu dili ve yaptıklarını göz önünde bulundurduğumuzda, bir uzlaşma arayışı içinde olduğunu düşünmüyorum. Bir siyasi arayış içinde. Anketler ve partinin genel durumu, Cumhur İttifakı’nın oy kaybı görülüyor. Erdoğan, çıkar yol arıyor” dedi.ŞENER: YANLIŞI GÖRENLER GİTTİAKP’nin kurucuları arasında yer alan CHP Konya Milletvekili Şener de Erdoğan’ın sözlerini “konjektürel” olarak nitelendirdi. Şener, “Erdoğan’ın özellikle partide isim yapmaya başlayan kişileri bir kenara attığını, bunun ana siyasi çizgisi olduğunu” ifade etti. Şener, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün, 20 yıllık politikasının dışında, farklı bir şey söylüyor. Partiden ayrılmış kişiler artık zor döner. Bunları telafi çabasında olabilir. Ancak Erdoğan artık şöyle bir noktaya gelmiştir: Seçimleri kaybedeceğini görmüş ve ‘Bunu düzeltmek için ne yapabilirim’ diye bir arayış içine girmiştir. Ancak siz istediğiniz zaman göndereceğiniz insanları, istediğiniz zaman da yanınızda toplayamazsınız. Kendi isteğiyle partiden uzaklaşanları kendi yanınıza çekemezsiniz. Çünkü bugün partiden giden pek çok arkadaş, partiyi sorgulamış ve başta dış politika olmak üzere, iç politikada, eğitimde, sağlıkta yanlışlar yapılığını görmüştür. Bu gidişin ülkeye zarar vereceğini görmüştür. Bunu gören insanlar yeniden yanlışta birleşmezler.”‘GERİ DÖNÜŞÜ OLMAYAN YOL’DEVA Partili Yeneroğlu da “Ya inandığımız değerleri terk edecektik ya da Erdoğan’dan uzaklaşacaktık” diyerek şunları söyledi: “Cumhurbaşkanı kendisine yönelik toplum nezdinde her geçen gün büyüyen güven kaybı sebebiyle mi bu cümleleri kurdu yoksa arkadaşlarının uzaklaşmış olmasını gerçekten dert mi ediniyor, ilk önce bunu sormak lazım. Ancak gerçekten samimi olarak arkadaşlarının neden uzaklaştığını merak ediyorsa cevabı çok açık. AK Parti’nin kuruluş felsefesi ve parti programına bakıp son yıllarda yaptıkları ile mukayese etmesi yeterli. Çünkü AK Parti programı ile bugün siyaset yapan Erdoğan arasında dağlar kadar fark var. Ya Bahçeli ve Doğu Perinçek ile siyaset yapacaksınız ya da Babacan ve Yeneroğlu ile. Cumhurbaşkanı kararını çoktan verdi ve geri dönüşü olmayan bir yola girdi. Hukuk devleti ve demokrasiyi reddettiği için ve etrafındaki herkesten evrensel ilkelere değil, kendi otoriter anlayışına sadakat beklediği için demokratlar kendisinden uzaklaştı. Zaten bu saatten sonra demokrasi ve hukuk devleti ile barışması imkânsız.” Selda Güneysu

İstifalar sonrasıKılıçdaroğlu polemiğe gerek yok dedi

İstifalar sonrası Kılıçdaroğlu polemiğe gerek yok dedi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun üç milletvekilinin istifası ile ilgili “Parti içi tartışmaya, polemiğe gerek yok. Bizim derdimiz çiftinin, esnafın, halkın sorunlarıdır” dediği öğrenildi. CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Kılıçdaroğlu başkanlığında basın kapalı olarak toplandı. Edinilen bilgilere göre gündemdeki gelişmelerin ele alındığı toplantıda, geçen hafta istifa eden üç milletvekili ve CHP’li belediyelerin projelerine yönelik engellemeler konuşuldu.Üç milletvekili konusunda kurmayların, “İstifa edenleri vekil yapan CHP’dir. İstifa edenler, vekillikten de istifa etmeli. Sayın İnce, ‘parti içi demokrasi’ diyor. Ancak kendisi Yalova’da kaç kez ön seçime girmiş, orada ön seçim yaptırmadı” yorumunda bulunduğu öğrenildi. Kılıçdaroğlu’nun ise istifa gündemiyle ilgili “Tüm bu tartışmaları soğukkanlılıkla karşılamalıyız. Parti içi tartışmaya, polemiğe gerek yok” dediği belirtildi.Edinilen bilgiye göre, Türkiye’deki CHP’li belediye başkanlarının iktidarca engellenen projeleri MYK’de masaya yatırıldı. Projelerin yurttaşa ulaşabilmesi için kurmayların çalışmaları Genel başkana sunuldu. Erdem Sevgi

Navalny: Gül bahçesindeki ilk diken...

Navalny: Gül bahçesindeki ilk diken... Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 21 yıldır başarıyla uyguladığı muhalefetin olmadığı “dikensiz gül bahçesi” planı ilk kez tökezlemeye başladı. Son iki haftadır iktidardan memnun olmayan kitleleri polis şiddetine ve dondurucu soğuğa rağmen sokaklara döken kişi, Kremlin’in yıllardır adını bile anmaktan kaçındığı 44 yaşındaki Aleksey Navalny. 2008’den beri Rusya’daki yolsuzluklarla mücadele etmeye çalışan ama iktidar medyasınca kara listeye alınan Navalny, YouTube ve Twitter gibi popüler kanalları kullanarak gerçek anlamda muhalefetin bulunmadığı ülkede bir anda “muhalefet lideri” konumuna yükseldi. İktidarı köşeye sıkıştıran dönüm noktası, Navalny’nin geçen ağustosta Noviçok adındaki bir kimyasalla zehirlenmesi oldu. Dış tepkilerin büyümesinden çekinen Kremlin, Rus gizli servisini suçlayan genç liderin Almanya’da tedavi görmesine izin verdi. Putin, zehirleme suçlamasını soran gazetecilere, “O kim ki! Gerçekten zehirlemek istesek öldürürdük” diye alaycı bir yanıt verirken yine adını anmadı ve ondan “Berlin’deki hasta” diye söz etti. Aslında tedavisi biten ama büyük olasılıkla Putin üzerinde baskı yaratmak için ABD’deki yönetim değişikliğini bekleyen Navalny, iki hafta önce tutuklanacağını bile bile Moskova’ya döndü ve gerçekten de daha havaalanında tutuklandı. Şu anda uzun süreli hapis cezasına çarptırılabileceği duruşmayı bekliyor. Cezaevindeki Navalny hiç kimsenin beklemediği bir şey yaptı ve YouTube’da, “Putin’in sarayı: Dünyanın en büyük rüşveti” başlıklı bir video yayımladı. İngilizce alt yazılı olması sayesinde tüm dünyada 105 milyondan fazla seyredilen videoda, Karadeniz kıyısındaki Gelencik’te Putin için 1.3 milyar dolarlık ultra lüks bir saray yapıldığı iddia ediliyor. Yaklaşık iki saatlik videonun asıl iddiası ise Rusya liderinin 1980’lerin sonundan başlayarak yakın çevresiyle bir rüşvet ve yolsuzluk ağı kurduğu.‘MAĞDUR’ KONUMUVideonun yayımlanmasının ardından taraftarları Navalny’nin çağrısıyla yıllardır ilk kez önce 23 Ocak’ta, ardından geçen pazar 100’den fazla kentte protestolar düzenledi, binlerce kişi gözaltına alındı. Ama asıl çarpıcı gelişme, Putin’in videoyla ilgili açıklama yaparak saray suçlamalarını bizzat yalanlamak zorunda kalması oldu. Rusya liderini iktidarı boyunca belki de ilk kez savunma pozisyonuna iten Navalny’nin aslında pek çok konuda görüşü bilinmiyor, üstelik geçmişteki açıklamaları nedeniyle bazılarınca ırkçılıkla suçlanıyor. Öyle ya da böyle, cezaevinde bulunduğu için “mağdur“ konumuna düşen Navalny, videonun da sayesinde iktidar karşısında psikolojik üstünlüğü ele geçirmiş, aslında sahip olmadığı bir güce ulaşmış durumda. Esas olarak büyük kentlerde artık daha fazla demokrasi istemeye başlayan orta sınıf ve gençler tarafından desteklenen Navalny, Rus toplumunun çoğunluğunun hâlâ önemsemediği bir kişi. Sokak protestolarını tümüyle onun hanesine yazmak da doğru değil, çünkü bunda bitmeyen ekonomik sıkıntılardan Putin’in yüzünün eskimesine kadar farklı unsurlar var.Navalny iktidara gerçek bir alternatif olabilir mi? Rusya’da, Belarus benzeri halk isyanı çıkabilir mi?.. Toplumsal olayların nereye evrilebileceği konusunda falcılıktan kaçınmak gerekiyor. Ancak özenle baktığı “bahçesinde ilk kez diken”le karşılaşan Putin, ne kadar güçlü olsa da koltuğunda eskisi kadar rahat oturamayacak görünüyor. Bundan sonraki gelişmeleri Kremlin’in onu kahramana dönüştüren yanlış taktiklerini sürdürüp sürdürmeyeceği belirleyecek. Cenk Başlamış

Değişen yaşam tarzıvarise davetiyeçıkarıyor

Değişen yaşam tarzı varise davetiye çıkarıyor Prof. Barlas: Varis, tedavi edilmediğinde, bacak damarlarında pıhtı oluşumuna zemin hazırlayabilir. Böylesine bir pıhtı, bulunduğu yerinden kopacak olursa, ilk ulaşacağı hedef akciğerlerdir, yaşamsal risk oluşturur. Halk arasında varis olarak bilinen venöz yetmezlik, kapalı alanlarda hareketsiz yaşamın arttığı kış aylarında daha çok kendini gösteriyor. Covid-19 salgını nedeniyle iş hayatında önemli ölçüde evden çalışma sistemine geçilmesi ve sıkça uygulanan sokağa çıkma yasakları hareketsizliği ve buna bağlı varis oluşumlarını beraberinde getirebiliyor. Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Semih Barlas, “Venöz yetmezlik tedavi edilmediğinde, bacak damarlarında pıhtı oluşumuna zemin hazırlayabilir. Böylesine bir pıhtı, ister bacağımızın en iç kısımlarında yer alan ana damarlarda, isterse daha yüzeysel damarlarda olsun, bulunduğu yerden kopacak olursa, ilk ulaşacağı hedef akciğerlerdir. Buna pulmoner emboli (akciğer içinde pıhtı) adı verilir. Pulmoner emboli, çok ciddi bir tablo olup yaşamsal risk yaratır” dedi.HAREKETSİZLİK, RİSK NEDENİProf. Barlas, venöz yetmezliği ve tedavi yöntemlerini anlattı. Barlas, vücudumuzdaki kirli kanı, kalbe ve akciğerlere, temizlenmek üzere taşıyan venler (toplardamar) bulunduğunu anımsatarak “Bacak venleri, bu görevlerini, aşağıdan yukarıya, yani yerçekiminin aksine gerçekleştirdiklerinden, içlerinde tek yönlü olarak çalışan kapakçıklar bulunmaktadır. Bu kapakların bozulması ve geriye kaçırmasına venöz yetmezlik denir. Venöz yetmezliğin belirtilerine de varis adı verilir” diye konuştu. Pandemi döneminde insanlar tercihen veya zorunlu olarak hareketlerini kısıtlamak durumunda kaldıklarını anımsatan Barlas, uzaktan çalışma sistemi, sokağa çıkma yasakları ve kış aylarının doğal yaşam tarzı bir araya geldiğinde insanların vakitlerinin büyük bölümünü kapalı alanlarda hareketsiz geçirdiklerini, bunun da venöz yetmezliğe davetiye çıkarabildiğini söyledi. Barlas, “Hareketsiz kalındığında bacaklardaki venlerin (toplardamarların) içinde bulunan kapakların çalışması bozulabiliyor, baldır adalesinin venler üzerindeki masaj etkisi azalabiliyor ve buna ek olarak gerçekleşen kilo artışı venöz yetmezliğe ve varislere yol açabiliyor” diye konuştu.HUZURSUZLUK HİSSİVenöz yetmezliğin tanısında bireylerin bu konuda bilinçli olmasının çok önemli olduğunu dile getiren Barlas, “Ayak bileklerindeki şişlik veya çorap lastik izi, kılcaldan kalına doğru farklı çaplarda olabilen damarların bacaklarda farkedilmesi, huzursuzluk hissi, ilk belirtilerdir. Böyle durumlarda bir kalp damar cerrahıyla şikayetler paylaşılmalı, bacak muayene edilmeli ve venöz dopler adı verilen çok ayrıntılı bir bacak ultrason incelemesi yapılmalıdır” değerlendirmesini yaptı. Venöz yetmezlikle her yaşta karşılaşılabileceğini kaydeden Barlas, özetle şunları dile getirdi: “Çeşitli araştırmalarda, kadınlarda varis görülme sıklığının yüzde 70-80’lerde, erkeklerde ise yüzde 30-40’larda olduğu gösterilmiştir. Venöz yetmezlik tedavi edilmediğinde, bacak damarlarında pıhtı oluşumuna zemin hazırlayabilir. Böylesine bir pıhtı, ister bacağımızın en iç kısımlarında yer alan ana damarlarda (derin venöz trombüs-DVT), isterse daha yüzeyel damarlarda olsun, bulunduğu yerden kopacak olursa, ilk ulaşacağı hedef akciğerlerdir. Buna pulmoner emboli (akciğer içinde pıhtı) adı verilir. ” Sibel Bahçetepe

CHP’li Karaca, faili meçhul gazeteci cinayetlerini raporlaştırdı

CHP’li Karaca, faili meçhul gazeteci cinayetlerini raporlaştırdı CHP’li Karaca’nın raporunda, gazeteci cinayetlerinde asıl faillerin yargılanmadığı, cinayetlerin cezasız kaldığı belirtildi. Raporda, “Devlet sırrı yasası değişsin, ‘Hakikat Komisyonu’ kurulsun” denildi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca’nın hazırladığı faili meçhul cinayetler ve cezasızlık raporunda, gazeteci cinayetlerinde asıl faillerin yargılanmadığı, alt sınırı düşük suçlardan ceza verildiğine dikkat çekildi. Gerçek faillerin ortaya çıkarılabilmesi için devlet sırrı yasasının değiştirilmesi ve Hakikat Komisyonu kurulması önerildi. Raporda, basını hedef alan siyasi üsluba karşı mücadele edilmesi gerektiği belirtildi.CHP’li Karaca’nın hazırladığı raporda gazetecilerin 1990’lı yıllarda olduğu gibi hedef alındığı ve resmiyette sona eren OHAL koşullarının sürdüğü belirtildi. Öldürülen pek çok gazetecinin failinin bulunmadığı açılan soruşturma dosyalarında zamanaşımını beklediği vurgulanan raporda, şu değerlendirmeler yer aldı: “Yılda bir kez ‘failler bulunamadı’ ibareli tutanaklar düzenleniyor, dosyaların çoğu zamanaşımına uğruyor. Bazılarında birkaç tetikçi cezalandırılıyor ve mağdur yakınlarının taleplerine rağmen soruşturmalar faillerin bulunması için genişletilmiyor. Abdi İpekçi, Çetin Emeç, Muammer Aksoy, Musa Anter, Uğur Mumcu, Metin Göktepe, Hrant Dink, Ahmet Taner Kışlalı cinayetlerine dair dosyalarda yapılan ayrıntılı incelemeler, gazeteci cinayetlerinde asıl failler yerine alt kademedeki güvenlik güçleri ya da tetikçilerin yargılandığını ortaya koyuyor. Alt sınırı en düşük olan suçlardan ceza veriliyor. Verilen cezaların infazında ertelemeye gidiliyor, af yasaları ile failler serbest kalıyor.” Erdem Sevgi

Abdiİpekçiözlemle anıldı: "Göz göre göreöldürüldüler"

Abdi İpekçi özlemle anıldı: "Göz göre göre öldürüldüler" Gazeteci Abdi İpekçi, katledilişinin 42. yılında anıldı. Nükhet İpekçi, “Örgütleyenler, emir verenler, oyuncular, gizleyenler, şahitler, görevi kötüye kullananlar nerede?” dedi. İstanbul Şişli’deki evinin önünde düzenlenen suikast sonucu katledilen Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve başyazarı Abdi İpekçi, dün ölümünün 42. yılında mezarı başında anıldı. Zincirlikuyu’da bulunan mezarı başındaki anmaya İpekçi’nin ailesi, yakınları ve gazeteci arkadaşları katıldı. Anmada konuşan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sibel Güneş, İpekçi’nin çağının öncüsü olduğunu ifade ederek, “Gazetecilerin örgütlenmesi konusunda önemli adımlar atan İpekçi, yalandan ve iftiradan hep kaçındı. Haberciliği ve muhabirliği ön plana çıkardı” dedi. İpekçi ailesi adına konuşan Abdi İpekçi’nin kızı Nükhet İpekçi, “Kayıplarımızı sıralıyoruz ve sonunda ‘kimler yaptı’ diye soruyoruz. Elimizde somut bilginin resmi tebliği yok. Örgütleyenler, emir verenler, oyuncular, yardımcı oyucular, gizleyenler, şahitler, görevi kötüye kullananlar nerede? Kaçırılmış ve yeşil pasaportlarlar devlet görevlisi olarak dolaştırılmışlar, hatta dosyalar nerede? Bütün bunlar varken yok edilmişse, hiçbirinin gereği yapılmamışsa her şey ‘kabak gibi aydınlık’ diyebilir miyiz” diye sordu. Uğradığı suikast sonucu katledilen Savcı Doğan Öz’ün 1977’de yetkililere “tehlikeyi açıkça bildirdiğini” anımsatan Nükhet İpekçi, “Kim resmen üstüne gidebildi? Üstüne gidenlerin, göz göre göre öldürtülmesi neden hiç önlenmedi?” dedi. cumhuriyet.com.tr




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter