Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajansı - Haberler

Wednesday, 03.19.2025, 07:37 AM (GMT)

News - Haberler

Suriyeli kadın sığınmacıdan başvuru

Suriyeli kadın sığınmacıdan başvuru Suriyeli E.B. adlı kadın, eşinin patronu R.N. tarafından taciz edildiğini öne sürdü. Adli süreçlerden sonuç alamayan E.B., Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Dilekçede, R.N’nin Emniyet müdürü olan kardeşinin nüfuzunu kullanarak soruşturmayı engellediği iddia edildi. Suriye’deki savaştan kaçarak eşi ve çocuklarıyla Türkiye’ye sığınan ve eşinin patronu R. N. tarafından taciz edildiği iddia edilen E.B. adlı kadın, suç duyurusundan sonuç alamayınca Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurdu. Başvuru dilekçesinde, “Failin suçları işlerken Emniyet müdürü kardeşinin nüfuzunu kullanarak aileyi öldürtmek ve sınır dışı etmekle tehdit etmesi, soruşturma esnasında delil araştırmasının yapılmaması, failin polis teşkilatında müdür olan kardeşinin nüfuzunu gerçekten kullandığı sonucuna götürmektedir” denildi. Eşinin, patronu R. N. tarafından taciz edildiğini iddia eden E.B., suç duyurusuda bulundu. Yürütülen soruşturma takipsizlikle sonuçlandı, yapılan itiraz da reddedildi. Takipsizlik kararı ardından R.N., “sosyal medya ve basın yoluyla” şiddete uğradığını ileri sürürek E.B. ve eşi hakkında koruma kararı aldırdı. R.N. hakkındaki suçlamaların, “Emniyet’te görevli kardeşinin kariyerine zarar vermek amacıyla” yapıldığını savundu.‘DELİLLER YOK SAYILDI’Soruşturmadan sonuç alamayan E.B. AYM’ye başvurdu. Başvuru dilekçesinde yer alan ifadeler şöyle: “Savcılık şüpheli R.N’nin kardeşi M.Y., Diyabakır Asayiş Şube Müdürü olduğu halde soruşturmayı bu şube ve bağlı masa ve amirliklere devrederek etkili ve tarafsız bir soruşturma yürütülmesini imkânsız hale getirmiştir. Mağdurenin ifadesi tercümansız alınmıştır. E.B’nin ‘mağdure tanık’ olarak değil ‘müşteki’ olarak, eşinin ifadesi ise ‘tanık’ olarak değil ‘bilgi sahibi’ sıfatıyla alınmıştır. Bu sıfatlar delil olma niteliğini önemli oranda düşürmüştür. Etkin bir araştırma yapılmamış, deliller yok sayılmıştır. Savcılığa bildirilmesine rağmen tedbir alınmamıştır.” Dilekçede takipsizlik kararının kaldırılması talep edildi. Zehra Özdilek

Sigorta Tahkim Komisyonu’na, 2020 yılında 129 bin başvuru yapıldı

Sigorta Tahkim Komisyonu’na, 2020 yılında 129 bin başvuru yapıldı Sigorta şirketleriyle sorun yaşayan tüketicilerin, geçen yılın son 3 ayındaki başvuruları yüzde 42 arttı. Zorunlu trafikle ilgili itirazlar ilk sırada. Küresel Covid-19 salgınının sonuçları nedeniyle 2020’nin ikinci çeyreğinde (nisan-haziran) neredeyse duran Sigorta Tahmin Komisyonu faaliyetleri, son çeyrek ve yılın tümünde ise önemli oranda arttı.- Komisyonun periyodik bülteninde yer alan verilere göre, 2020 yılında 2019’a kıyasla toplam başvuru sayısı yüzde 6.7 artarak 128 bin 878 adet oldu. Hayatdışıyla ilgili başvurular yüzde 6.7 artarak 128 bin 280’e çıkarken, hayat branşıyla ilgililer yüzde 5.1 azalarak 598 adet oldu.‘TAZMİNAT ÖDENMEDİ’- Hayatdışı kapsamında en çok başvuru yüzde 10.4 artışla 115 bin 591’e çıkan zorunlu trafik sigortası, yüzde 11.4 artışla 8 bin 793’e çıkan kasko sigortasında görüldü. Üçüncü sırada ise yüzde 66.2 düşüşle 1728 adede düşen motorlu kara taşıtları ihtiyari mali sorumluluk sigortası yer aldı. - Sigortalıların yaptığı başvuruların ilk nedeni ise yüzde 4.2 artışla 91 bin 778 adede ulaşan “tazminatın ödenmemesi” oldu. Bunu yüzde 0.6 artışla 32 bin 840 adede yükselen “tazminatın eksik ödenmesi” izledi. - Geçen yıl, STK’ye yapılan başvuruların yüzde 3.6 düşüşle 103 bin 697 adedi sonuçlandırıldı. Bunlardan yüzde 8.8 düşüşle 47 bin 80 adedinde “başvuruda belirtilen talebin kabülü” yönünde kararı verildi. Ayrıca yüzde 5.6 düşüşle 26 bin 219 adedi için “başvuruda belirtilen talebin kısmen kabülü” ve yüzde 7.7 artışla 30 bin 398 adedi için “başvuruda belirtilen talebin reddi”ne karar verildi. Reddedilenlerin payı 2019’da yüzde 26.2 iken, 2019’da yüzde 29.3’e yükseldi. 2020’nin son üç ayında ise 2019’un aynı dönemine kıyasla toplam başvuru sayısı yüzde 41.8 artarak 81 bin 843 adet oldu.‘HAYAT’ DA HAREKETLİHayatdışı branşı için başvuru sayısı yüzde 41.9 artarak 32 bin 989, hayat için başvuru yüzde 30.8 artarak 172 adede çıktı. Hayatdışı kapsamında, zorunlu trafik için başvuru yüzde 5.7 artarak 28 bin 231, kasko için yüzde 27.7 düşerek 3 bin 265 adet oldu. Sonuçlandırılan başvuru sayısı da yüzde 1.2 artışla 27 bin 147 adede çıktı. Ayrıca bu taleplerin “kabul”ünde yüzde 17.2 artış, “red”dinde yüzde 18.3 düşüş görüldü.‘HAYATINI KOLAYLAŞTIRACAK ÇÖZÜMLER ÜRETİYORUZ’AXA Sigorta’nın, çeşitli markalarla işbirliğiyle “AXAFit” kullanıcılarına özel “AXAClub” avantajları sağladığı açıklandı. Sistemi “İyi Yaşam Uygulaması” olarak yeniden tasarladıklarını belirten Satış ve Pazarlama Başkanı Firuzan İşcan,“Hayatı kolaylaştıracak çözümler üretme konusunda her geçen gün yeni adımlar atıyoruz. Sektörde ilk defa bu kapsamda bir uygulama ile birçok insanın hayatına dokunacak olmanın mutluluğunu yaşıyoruz” dedi. Sistem sağlıklı yaşam, film keyfi gibi farklı alanlarda öneriler sunuyor.KOBİ’LER VE ESNAF İÇİN ÖZEL MODÜLER POLİÇEGenerali Sigorta’nın, “Ekmek Teknem Sigortası”yla, pandemi döneminin getirdiği olumsuz koşullarda KOBİ ve esnaf müşterilerine özel çözümler sunduğu açıklandı. Esneklik esasına göre tasarlanan paket, KOBİ’ler ve esnafın kendi teminat paketlerini oluşturmasına olanak tanırken, ihtiyaç dahilinde olmayan teminatlara ekstra prim ödeme zorunluluğuna da son veriyor. Pakette yangın, sel, toprak kayması, enkaz kaldırma, hırsızlık, deprem, finansal kayıplar, 3. şahıslara karşı sorumluluk gibi teminatlar var.ERTÜRK: GÜVENCE VE TASARRUF BİLİNCİ ARTTIAnadolu Hayat Emeklilik’in, 2020 yılı aktif büyüklüğünün 2019’a kıyasla yüzde 32.9 artarak 36 milyar TL’yi aştığı açıklandı. Şirketin net kârı da 519.3 milyon TL. Geçen yılı değerlendiren Anadolu Hayat Emekilik Genel Müdürü Yılmaz Ertürk, şuna dikkat çekti: “Covid-19 salgını tüketici davranış ve önceliklerinde değişimi de beraberinde getirdi. 2020 yılı güvence ve tasarruf bilincinin arttığı, ürün ve hizmetlere ulaşmada dijital kanalların öne çıktığı bir yıl oldu.” Bu dönemde beklentilere uygun çözümler üretmek için yoğun çaba gösterdiklerini anlatan Ertürk, BES fon büyüklüğünün yüzde 33.1 artışla 30.5 milyar TL, katılımcı sayısının yüzde 5.9 artışla 1.9 milyon kişiye ulaştığını açıkladı.ZURİCH SİGORTA İLE TEB’DEN YENİ ADIMTürk Ekonomi Bankası (TEB) ve Zurich Sigorta, 2008’de başlayan işbirliklerini gelecek 10 yılda da devam ettirmek üzere bir anlaşma imzaladı. Buna göre Zurich Sigorta’nın hayatdışı sigorta branşındaki ürün ve hizmetleri, TEB dağıtım kanallarından münhasıran sunulacak. Anlaşmayla ilgili olarak Zurich Sigorta Üst Yöneticisi Yılmaz Yıldız, yenilenen bu işbirliğiyle müşteri memnuniyetinin ön planda olduğu, teknoloji odaklı yeni nesil sigortacılığın öncülüğünü yapacaklarını vurguladı. TEB Genel Müdürü Ümit Leblebici de “Büyüyen ekonomisi, genç nüfusu ve insan kaynağı ile Türkiye, bölgesinin güçlü ülkelerinden biri. Her zaman ülkemiz ekonomisine ve paydaşlarımıza katkı sağlamak için çalışıyoruz” dedi. Serhat Aligil

‘Yeniliği’2000 yılından beri aşkla tasarlayan Arçelik artık‘iyiliği’aşkla tasarlayacak

‘Yeniliği’ 2000 yılından beri aşkla tasarlayan Arçelik artık ‘iyiliği’ aşkla tasarlayacak Üretimini iyilikle dönüştüren Arçelik, sürdürülebilir ve toplumsal faydayı üretimin odağına yerleştirdi. Üretimde dönüşüm ürünlerinin payını artıran şirket, pet şişeyi, yumurta kabuğunu, eski balık ağlarını önemli bir hammadde olarak kullanıyor. 2000’li yılların başında logosunu yenileyerek değişim yolculuğuna çıkan Arçelik, bu yıl itibarıyla “Yeniliği aşkla tasarlar” olan sloganını “İyiliği aşkla tasarlar”a dönüştürüyor. Şirketin dönüşümünün temelinde ise günümüzün en önemli kavramlarından sürdürülebilirlik ve toplumsal fayda yatıyor. Günümüzde kullanıcılar için “iyi marka” algısının son derece önemli bir tercih unsuru olduğunu söyleyen Arçelik Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Zeynep Yalım Uzun, online düzenlenen basın toplantısında, iyiliğe giden yolculuklarının “ne yapabiliriz” sorusuyla başladığını söyledi.DAHA PAHALI DEĞİLMarka yaklaşımını yeniden düzenleyen Arçelik üretimde köklü değişikliklere gitti. Pet şişelerin dönüşümünden elde edilen ürünlerle çamaşır makinesi ve kurutucular için kazan ve klima üretti. Yumurta kabuklarını, biyolojik hammaddelerden üretilen plastiklerle bir araya getirip yüzde 100 biyolojik içerikli buzdolabı yumurtalıkları üreten şirket, atık balık ağlarını ise beyaz eşya üretiminde kullanıyor. Balık ağı ile üretilen parçalar da Arçelik’in tüm ankastre bulaşık makinelerinde ve fırınlarının pek çoğunda kullanılıyor. Geri dönüştürülmüş plastik kullanarak elektrik süpürgeleri ürettiklerini söyleyen Arçelik Türkiye Pazarlama Direktörü Mehmet Tüfekçi, “Türkiye’de üretilen küçük ev aletleri kutularında ise yüzde 100 geri dönüştürülmüş ve geri dönüştürülebilir kâğıt kullanımına geçtik. Toplam çamaşır makinesi üretiminin yüzde 20’si artık dönüştürülmüş ürünlerle yapılıyor. Hedefimiz ise sene sonuna kadar pet kullanımını tüm çamaşır makinelerine yaymak. Yumurta kabuğu gibi doğal ürünlerin kullanıldığı buzdolapları ise 29 Ocak’ta satışa sunuldu. Bunların da tüketiciden yüksek ilgi görmesini bekliyoruz” dedi. Bu arada yumurta kabuğundan üretilen buzdolabı normal bir buzdolabı ya da mısır nişastası ya da ankastre fırınlarımızdaki balık ağları ile üretilmiş ya da çamaşır makinasındaki pet tamburla ile ilgili üretilmiş ürünlerin fiyatlarının aynı seviyede olduğu bilgisini de aldık.ARTIK İYİ-GE VARÖte yandan Arçelik, yeni marka yolunda önemli bir platform oluşturuyor. Arçelik çalışanları ile şirket çalışanı olmayan alanında uzman kişileri ve disiplinleri bir araya getirerek bir ortak akıl platformu olan “İYİ-GE”yi hayata geçiriyor. İYİ-GE platformu sorumlu üretim ve tüketim odağında fikir ve önerileri geliştirerek, şirketin köklü Ar-Ge’sine daha iyi bir gelecek için ürünler, hizmetler, projeler geliştirilmesinde katkıda bulunacak. Olcay Büyüktaş

Sadece aylık gıda harcamasıdüşüldüğünde asgariücretliye 173 TL kalıyor

Sadece aylık gıda harcaması düşüldüğünde asgari ücretliye 173 TL kalıyor Maaşlara yapılan zamlar yüzde 8.36’da kalırken, yurttaşa yansıtılan zamlar yüzde 33’ü buldu. Yılın daha ilk ayında peş peşe yapılan zamlar, ücretlere yapılan komik artışları çoktan eritti. AKP’nin yanlış ekonomi politikalarının faturası yurttaşa çıkmaya devam ediyor. 2020’de zirve yapan bütçe açıkları, karayollarından şehir hastanelerine verilen ödeme garantilerinin her yıl daha da artmasının bedelini halk ödüyor. Buna rağmen salgının derinleştirdiği ekonomik kriz ortamında maaşlara yapılan zamlar yüzde 8.36’da kalırken, vatandaşa yansıtılan zamlar yüzde 33’leri buldu. Bazı gıda ürünlerinde ise bu zamlar yıllık yüzde 100’leri aşıyor. 2021’de verilecek asgari ücretin 2 bin 825 TL’ye çıkarılmasıyla övünüldü ancak yılın daha ilk ayında sadece gıda alışverişini kapsayan açlık sınırı bir ayda 62 TL artarak 2 bin 652 TL’ye çıktı. Buna kira, fatura gibi diğer tüm zorunlu harcamaların eklendiği yoksulluk sınırı ise sadece 2021 Ocak’ta aylık 202 TL birden arttı. Bir ayda doğalgaz yüzde 2, elekrik yüzde 6, kiralar yüzde 12.28 zamlandı. Yurttaşa kaşıkla verilip, kepçeyle geri alınan artışlar madde madde şöyle:1) Faturalar kabardı: Yeni yılın ilk günü elektriğe yüzde 6 zam geldi. Elektrik Mühendisleri Odası’nın verilerine göre, 230 kilovatsaatlik asgari elektrik tüketimi olan bir ailenin aylık faturası 1 Ocak 2021 itibarıyla 183.4 liraya yükseldi. Son üç yılda elektrik faturaları yüzde 94 zamlanmış oldu. Öte yandan, 2021 Ocak’ta doğalgaz fiyatlarına iki kez zam yapıldı. Yılın ilk günü yüzde 1 zamlanan doğalgaz, önceki gün yüzde 1 daha zamlandı.2) Bir yudumdan 2 TL vergi: Yılın ilk ayında alkollü içkilerden alınan ÖTV yüzde 17.07 arttı. Yani 70’lik rakıdan alınan ÖTV ve KDV toplamından oluşan vergi 112 liradan 132 liraya çıktı. Yapılan hesaplamalara göre, her yudumda bir santilitre içildiği kabul edilirse, bir yudum rakıdan alınan vergi 2 liraya çıkıyor.AVRASYA’YA ZAM3) Köprüler ateş pahası: 2021’in ilk günlerinde otoyol ve köprü geçiş ücretlerine yapılan yaklaşık yüzde 26 zamdan sonra bir yüzde 26’lık zam da Avrasya Tüneli’ne yapıldı. Avrasya Tüneli’nin tek yön geçiş ücreti 46 TL’ye yükseldi. Öte yandan, bir otomobilin geçiş ücreti 15 Temmuz Şehitler Köprüsü ile Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nde 10.50 TL’den 13.25 TL’ye, Osmangazi Köprüsü’nde 117.90 TL’den 147.50 TL’ye; Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nde ise 21.90 TL’den 27.50 TL’ye yükselmişti.4) Haberleşme! Özel İletişim Vergisi (ÖİV) yüzde 33.3 zamlandı. 4 kişilik bir ailenin haberleşme gideri vergiler dahil 3 bin 737 TL idi. Vergideki bu artışla, haberleşmeye ödeyenen vergi 74 TL arttı.5) Emekli ne yapsın?: Tüm bu zamlardan sonra, asgari ücretliler ile memur ve emeklilere yapılan ücret artışlarının yetersizliği tepki çekiyor. 2021’in ilk 6 ayı için enflasyon farkı dahil memur ve memur emeklisine yüzde 7.36 ücret artışı yapılmıştı. SSK ve BAĞKUR emekli maaşlarına ise 2020’nin ikinci 6 ayı için yüzde 8.36 zam yapıldı. En düşük memur maaşı 3 bin 812 liradan 4 bin 92 liraya, en düşük emekli memur aylığı da 2 bin 814 liradan 3 bin 21 liraya çıktı. En düşük işçi emeklisinin aylığı 1335 liradan 1447 liraya yükseldi.TARLADAN SOFRAYA 4 KAT PAHALITarlayla market arasındaki fiyat farkı 4 katına çıktı. Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 2021 Ocak’ta, yurttaşın lahana ve maydanozu 4 kat; süt, patates ve marulu 3 kat daha pahalıya satın aldığını söyledi. Buna göre üreticide 68 kuruş olan lahana marketlerde 2 lira 70 kuruşa, 50 kuruş olan maydanoz 1 lira 96 kuruşa, 2 lira 73 kuruş olan süt 8 lira 94 kuruşa ve 67 kuruş olan patates 2 lira 17 kuruşa satılıyor. Üretici ve tüketici fiyatları arasındaki makasın bir türlü kapanmadığına dikkat çeken Bayraktar, “Bütün kesimler sorumlu davranmalı, spekülasyona fırsat verilmemeli, tedbirler zamanında alınmalıdır. Üreticilerimizin yeterli gelir elde etmesini, tüketicilerimizin güvenilir gıdaya uygun fiyatla erişebilmesinin sağlanmasını istiyoruz” dedi.ŞEKER DE ZAMLANDIOcak ayında markette 22, üreticide 13 üründe fiyat artışı yaşandı. Ocakta fiyatı en fazla artan ürünün markette süt, üreticide salatalık olduğu belirtildi. Öte yandan, Türkiye Şeker Fabrikaları AŞ, bir kilogram kristal şekerin fiyatını KDV hariç 3.57 liradan 3.93 liraya, KDV dahil 4.2444 TL’ye çıkarıldı. Türkiye Şeker Fabrikaları AŞ tarafından yapılan açıklamada, tarımsal kökenli saf etil alkol satış fiyatı da KDV hariç 8 TL, KDV dahil 9.44 TL olarak belirlendi. 2019 yılında yapılan zamla Türkşeker’in 50 kilogramlık Polipropilen torbadaki bir kilogram kristal şeker satış fiyatı, KDV hariç 3.57 TL’ye, KDV dahil fiyatı da 3.8556 TL’ye, tarımsal kökenli saf etil alkol satış fiyatı da KDV hariç 5.46 TL’ye, KDV dahil 6.44 TL’ye yükseltilmişti.BAKKALLAR BORÇ YAZIYOR VERESİYE YÜZDE 32 ARTTIİstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) İstanbul İstatistik Ofisi’nin “İstanbul Bakkalları ve Veresiye Alışveriş Pratikleri Araştırması”na göre bakkalların yüzde 71’i veresiye defter tutuyor. 39 ilçedeki 402 mahalle bakkalı ile yapılan araştırmaya göre:- Pandemi öncesi döneme göre bakkallardan veresiye alışveriş yapan kişi sayısı yüzde 32 arttı. En fazla veresiye satılan ürünler ekmek, yumurta ve sigara oldu. - Pandemi öncesi dönemde veresiye defterinde yazan toplam borç miktarı, ortalama olarak 12 bin 733 TL iken pandemi sürecinde yüzde 54.8 artarak 19 bin 717 TL’ye çıktı. - Son on yılda, ülke genelinde faaliyet gösteren bakkalların sayısı ise yüzde 30’un üzerinde azaldı. İstanbul’da ise 20 bin civarında bakkalın faaliyetine devam ediliyor.17 AYIN ZİRVESİİstanbul’da perakende fiyatlar ocakta yıllık yüzde 15.05 artarak 2019 Ağustos ayından bu yana en yüksek seviyeyi gördü. İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) 1995 bazlı verilerine göre, ocakta bir önceki yılın aynı ayına göre İstanbul’da perakende fiyat hareketlerinin göstergesi olan İstanbul Ücretliler Geçinme İndeksi yüzde 15.05, bu dönemde toptan fiyat hareketlerini yansıtan Toptan Eşya Fiyatları indeksi ise yüzde 17.75 olarak gerçekleşti. Veriler bir önceki ayla kıyaslandığında ise İstanbul’da ocakta bir önceki aya göre perakende fiyatlar yüzde 1.16, toptan fiyatlar yüzde 1.31 arttı.DOĞALGAZ ZAMMI OTOMATİĞE BAĞLANDIŞubat ayıyla birlikte zam gelen ürünlerden biri de doğalgaz oldu. Fiyatların bir ayda ikinci kez artırıldığını belirten CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, yüzde 1 olarak açıklanan fiyat artışını değerlendirdi. “İktidar Karadeniz’deki rezervle ilgili müjde verdi, müjdeler zam olarak döndü. Enerji Bakanı doğalgaz tüketiminde rekor kırılmasıyla övündü. Rekor oranda gelmeye başlayan faturalar ise ısınmak isteyen yurttaşlarda soğuk duş etkisi yarattı” diyen Ahmet Akın, şunları söyledi: “Pandeminin de etkisiyle doğalgaz fiyatları dünya genelinde düşerken, ülkemizde otomatik zamlarla artmaya devam etmesi akılları karıştırmaktadır.” CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak da tweet atarak “Doğalgaza zamlar otomatiğe bağlandı’’ dedi. Gamze Bal

Hatay’ın CHP’li Büyükşehir Belediye BaşkanıLütfüSavaş,“Hatayımız EXPO için heyecanlı"

Hatay’ın CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, “Hatayımız EXPO için heyecanlı" “Medeniyetler Bahçesi” temasıyla EXPO’ya hazırlanan Hatay’ın CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, “Hatayımız EXPO için heyecanlı. Şehrimizin tanıtımına ve ekonomimize değer katacak. EXPO 10 Aralık’ta açılacak ama biz bu yazdan itibaren her ay bir festival yapacağız” dedi. EXPO ve HADO gibi girişimlerin ticaret ve turizmin yanı sıra toplumsal barışa da katkı sunacağını söyleyen Savaş, “9 yıldır her musibeti başımıza getirmek isteyen uluslararası aktörlere karşı Hatay halkı her zaman dik durdu, durmayı da sürdürecek. Biz Türkiye’nin yumuşak karnı değil en sert kasıyız” diye konuştu. Cumhuriyet’in sorularını yanıtlayan Savaş, özetle şunları söyledi:- Zorlu bir koronavirüs süreci yaşadınız ve tekrar işinize döndünüz. Kentte virüs ile mücadele nasıl gidiyor?Zorlu bir süreç geçirdik. Onun yanında yeni aşımızı olduk. Yaptırdığım Çin aşısı zararsız bir aşı. Antikor oluşturma yüzdesi düşük olabilir ama en büyük artısı zarar verme etkisi en az olan aşı. İşin içinde insan sağlığı ve bilim varsa siyaset yapılmaz. Tüm yurttaşlarımızda sırası gelince aşısını olmalı. Bunun yanında Belediye olarak Dünya Sağlık Örgütü ve pandemi kurulunun aldığı kararlara uymaya çalışıyoruz. Kentte gerek Suriyeli misafirlerden gerekse koronavirüs nedeniyle sığlaşan bir ekonomi ile karşı karşıyayız. Global olan bu sorunun yerel imkanlarla tamamen çözülmesi mümkün değil. Hatay’da 50 bin civarında aile yoksulluk sınırının altında ve biz gücümüz yettiğince destek oluyoruz. 17 binden fazla aileye sürekli nakdi destek veriyoruz. Bunun yanında giyim-kuşam, gıda, okul desteği sağlıyoruz. Günde en az 5 bin ekmek dağıtıyoruz. Aslında bu süreç merkezi hükümet, belediyeler, sivil toplum kuruluşları ve hayırseverler ile koordineli şekilde daha verimli geçebilirdi. Ama bugüne kadar bu koordinasyon ne yazık ki sağlanmış değil.- “Medeniyetler Bahçesi” temasıyla 10 Aralık 2021-30 Mayıs 2022’de düzenlenecek EXPO için hazırlıklar nasıl ilerliyor?160 yıllık köklü bir geçmişe sahip uluslararası bir organizasyon olarak EXPO, insanlığın karşı karşıya kaldığı temel zorluklara çözüm bulmak için tüm dünyayı bir araya getirmektedir. Ziyaretçilerden katılımcılara kadar herkes için yeni ufuklar açarken aynı zamanda düzenlendiği şehir ve ülkenin iş, yatırım, finans, ticaret ve turizm potansiyelini açığa çıkartmaktadır. Hatayımız EXPO için heyecanlı. Şehrimizin tanıtımına ve ekonomimize değer katacak. Antakya-Defne bölgesinde 209, İskenderun- Arsuz’da 100 dönüm olmak üzere iki toplamda 309 dönümlük bir arazide gerçekleştireceğiz. İki alanın da ayrı fonksiyonları var. Defne’de büyük bir amfi tiyatromuz var. Gastronomi köyü yapıyoruz. Hatay ve Türkiye’den gelen gastronomi mutfaklarının yanında dünya mutfakları da misafirimiz olacak. Gelen tüm misafirlerimizin mutfakları ve bahçesi olacak. Hatay’ın 13 medeniyetini tasvir edecek Medeniyetler Bahçesi olacak ve yine 13 medeniyeti tasvir eden bin 650 metrekarelik mozaik sahnelenecek. EXPO Logomuz da bu 13 medeniyeti temsil eden 13 yapraklı “Barış Çiçeği” olacak. İki katlı alanda geleneksel el sanatlarımız olacak. Alt katta üretim yapılırken üst katta satış yapılacak. Fuar noktamız ise modern standartlarla her türlü organizasyona alan olacak. Ayrıca İskenderun’da 10 bin kişiye hitap edecek organizasyonların yapılacağı bir meydan da yapıyoruz. EXPO 10 Aralık’ta açılacak ama biz bu tarihten önce yazdan itibaren her ay bir kez festival yapacağız. Bir nevi antrenman yapacağız da denilebilir. ‘BİZ TÜRKİYE’NİN YUMUŞAK KARNI DEĞİL EN SERT KASIYIZ’- Hatay Deniz Otobüsü (HADO) için çalışmalar hangi durumda?HADO için ufak tefek işlerimiz kaldı. Onlar da önümüzdeki günlerde bitecek. Yaz aylarında deniz ulaşımına başlayacağız. KKTC, Mersin, Beyrut ya da Hayfa limanından insanları alıp Hatay’a getirmek istiyoruz. Ticarete ve turizme sağlayacağı katkının yanında barışa da katkı sağlasın istiyoruz. 9 yıldır her musibeti başımıza getirmek isteyen uluslararası aktörlere karşı Hatay haklı her zaman dik durdu, durmaya da devam edecek. Bizim ilimizdeki çok renkli tabloyu zafiyet olarak görenler yanıldı ve yanılmaya devam edecek. O nedenle bu girişimlerimiz toplumsal barışa ve huzura da katkı sağlayacak. Hatay’da orman yangınları çıkardılar. Bu yangınlar Hatay ve Türkiye karışsın diye çıkarıldı. Akdeniz’deki enerji ve gıdayla ilgili yarışlar devam ederken, Azerbaycan’da Karabağ durumu işlenirken, İdlib’de sıcak gelişmeler yaşanırken Hatay’ı yaktılar. Onlar Hatay’ı Türkiye’nin yumuşak karnı gibi görüp karıştırmak istiyorlar. Biz Türkiye’nin yumuşak karnı değil en sert kasıyız. - Hatay’da su kaynaklarında yüzde 60 azalma olduğunu ve su sıkıntısı yaşanabileceğini belirterek Hataylılara su tasarrufu çağrısında bulunmuştunuz…Evet sadece Hatay değil her yerde tasarrufa önem verilmeli. Bizim yeraltı sularımız şu an da 200-250 metre aşağıda. İçme suyumuzun yüzde 85’i yeraltı sularında geliyor. Şu anda büyük bir projemiz var. Bunu Devlet Su işleri ile de paylaşacağız. Kilis sınırında Tahtaköprü barajımızın yıllık 40 milyon metreküplük kapasitesi var. Bize 25-30 milyon metreküp kapasitesi lazım ki tüm ovanın içme suyunu bununla karşılayalım. Bu oran yaklaşık 450 bin nüfusa hitap ediyor. Biz bunu sağladığımız zaman 30 milyon ton suyun yeraltından çekilmesini önlemiş olacağız. Rezerv sularımız da ilerideki yıllarda bize can simidi olacak. Su sorununun çözümü konusunda yerel olarak elimizden geleni yapacağız ama bu sadece belediyelerin değil merkezi hükümetin de görevi. Büyük çoğunluk vahşi sulama yapıyor. Damlama su yöntemi kullanımı yaygın değil. Biz şimdi Hatay’ın her noktasında içme suyu şebekeleri irsale hatlarını yeniliyoruz. 2017 yılında altyapı çalışmalarında birinciydik. Muhtemelen bu yılda yatırımlarımız dolayısıyla olabiliriz. Su konusunda CHP’li belediyeler olarak önümüzdeki günlerde ortak bir farkındalık yaratacağız.‘İNSANLARIMIZIN TOPRAĞA TUTUNMASINI SAĞLAYACAĞIZ’- Belediye olarak geliştirdiğiniz Kırsal Kalkınma Projesi’nden de bahseder misiniz? Hatay anavatana Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan 16 yıl sonra katıldı. Biz 10 ay 20 gün bağımsız bir cumhuriyet olduk. Hatay Devleti’ni kurduk, ondan önce de 20 yıl bağımsızlık mücadelesi verdik. Gazi Mustafa Kemal Atatürk sayesinde vatana katıldık. Biz Hataylılar olarak Atatürk’ün çabalarına minnettarız. Suriye meselesi, çiftçilerin ekonomik döngüsünün sağlanamaması, yükselen üretim maliyetleri ve köyden kente göç artışı Kırsal Kalkınma Projesini gerekli kıldı. Köyleri boşaltan insanlarımız şehre geliyor. Gettolaşma ve işsizlik artıyor. Ahenk bozuluyor. Şehre gelen insanların bıraktığı coğrafyalar da başkaları tarafından dolduruluyor. Biz istiyoruz ki kendi insanımız yerinde kalsın; üretim, toplama, taşıma aşamasında destek olup, sağlıklı ve güvenli gıda üretmelerine katkı sunalım. Endüstri ile buluşabilecek ürünleri endüstrileştirip, katma değeri yüksek bir şekilde satalım. Şu an da 51’i aktif 70 kooperatifimiz var. Benim de ortağı olduğum bir şirket de kurduk. Hatay Gıda A.Ş şirketimiz ürünlerin pazarlanması ve sunumu konusunda lokomotif görevi üstlenecek. Bu proje ile insanlarımızın ürün değerini arttırarak toprağına tutunmasını sağlayacağız. Hayat standartlarımızı da yükselteceğiz. Eskiden belediye başkanlarının kaldırım, yol, park yapması makul görülürdü ama şimdi teknoloji çok gelişti. Tarımı çok ince hesaplamamız lazım. Gelecekte güvenilir gıda ve teknolojiye sahip toplumlar ayakta kalacak. İnsanlar endüstri 5.0’ı konuşurken bizim teknolojiye ulaşma şansımız şimdilik çok mümkün görünmüyor. Ama toprağımız, havamız, suyumuz var… Bunlara sahip çıkabilirsek dünyada söz sahibi ülkeler arasına gireceğiz. - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP ile KKTC temsilciği çalışmalarına destek vermek üzere size görevlendirdi…Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’na bu onurlu görev için teşekkür ederim. Kıbrıs’ta Girne ile kardeş şehir protokolümüz var. Şartlar rahatlayınca KKTC ile temaslarımızı orada da yürüteceğiz… Amacımız oradaki ahenge ve Kıbrıs’ın tüm dünyada bağımsız bir ülke olarak varlığını sürdürmesine katkı sağlamak olacak. KKTC'de çok sayıda Hatay nüfusuna kayıtlı vatandaşımız var, Hataylı iş adamlarının da bu ülkede ciddi düzeyde yatırımları bulunuyor. Bu uluslararası görevi en iyi şekilde yerine getirmek üzere çalışmalarımız sürüyor. Leyla Kılıç

Daniska'nın yeni albümü“Keşke Meyhanesi”sizlerle

Daniska'nın yeni albümü “Keşke Meyhanesi” sizlerle Daniska adlı müzik topluluğu Türkiye’nin en önemli solistlerini çok yakında yayımlanacak yeni albümü “Keşke Meyhanesi”nde misafir edecek. Grubun ilk konuğu Ezginin Günlüğü’nün solisti Eylem Atmaca... Daniska, yeni şarkısı “Kavuşmak İhtimali”nde Atmaca ile düet yapıyor. Kavuşmak İhtimali; perküsyonların, udun ve kemanın hünerle kullanıldığı akustik bir şarkı. Şarkının konusu da ismiyle aynı; birlikte olduğumuz günlere duyduğumuz özlemi anlatıyor. Daniska’nın, o çok sevdiğimiz meyhane şarkılarına yenilerini kazandırmak istediği albümü “Keşke Meyhanesi” grup elemanlarından Gökhan Tümkaya’nın yazdığı bir şarkıyla başlamış. Tümkaya, şarkının Eylem Atmaca’nın sesine çok yakışacağını düşündüklerini ve kendisiyle paylaştıklarını söylüyor. Tümkaya, “Eylem, çok severek kabul etti, efsunlu sesiyle şarkımıza hayat verdi ve projenin ilk şarkısı ‘Kavuşmak İhtimali’ ortaya çıktı” diyor. “Keşke Meyhanesi” albümü tek tek yayımlanacak şarkıları, sürpriz düetleriyle devam edecek. Tümkaya, “İkinci şarkımızı çok ara vermeden yayımlamayı düşünüyoruz. Ama ne yalan söyleyelim yeni şarkımıza konuk olacak müzik devinin ismini söylemeye de dilimiz varmıyor” diyor. Meyhane şarkılarını dinlerken o kültürü de incelemeye başlayan Tümkaya, “Gastronomi var, edebiyat var, müzik var... Bir içkinin etrafında böylesine zengin bir kültür oluşmasına kayıtsız kalamıyor insan” diyor ve ekliyor; “Biz de bu kültüre 2021 yılından bir katkı yapalım istedik. Bir yeni nesil meyhane şarkıları albümü yapma sebebimiz bu. Bunu yaparken şiire (özellikle ikinci yenilere), sinemaya (özellikle Yeşilçam’a) ve klasik Türk müziğine saygımızı da her fırsatta belli etmeye çalışıyoruz. Biz Keşke Meyhanesi’ni Münir’in Adilesi’ne kavuştuğu, Tomris ve Turgut’un el ele tutuştuğu, Zeki’nin, Müzeyyen’in, Neşet’in birlikte gülüştüğü, tüm saatlerin her daim muhabbeti vurduğu yer olarak tanımlıyoruz.” Öznur Oğraş Çolak

Müzik susuyor, müzisyenlerölüyor

Müzik susuyor, müzisyenler ölüyor İstanbul Müzisyenler ve Sahne Emekçileri Derneği yöneticisi Mert Baydeniz, “Son iki ayda intihar eden ikinci müzisyen kardeşimiz. Pandemide zor durumdayız, sosyal güvencemiz yok. İktidar yanlısı müzisyenlerin sesleri çıkmıyor, ülkemizde nam salmış sanatçıların arkasında çalan federasyon başkanının sesi çıkmıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın verdiği 3 bin TL ile bu işin dönmeyeceğini çok iyi biliyorlar” diyor. Ünlü yönetmen Roman Polanski’nin 2002 yapımı, Piyanist filmi, 2. Dünya Savaşı’nın henüz başında Almanya’nın Polonya’yı işgalini, bir piyano sanatçısı üzerinden anlatır. Polonya’nın en yetenekli piyanistlerinden biri olan, Yahudi Szpilman ve ailesinin Nazi işgalinden sonra değişen yaşamları, savaşın sonuna kadar devam eden süreçte ele alınır. Szpilman, Varşova radyosunda işgalden önce yayın yapan son kişi olarak kalır ve radyo binası Naziler tarafından bombalanırken piyanosunu çalmaya devam eder. Çünkü müzik devam etmelidir! Filmin ilerleyen sürecinde, müziğe, sanata saygı duyan, Nazi subaylarının yardımıyla, bir evde tecrit de olsa piyanistimiz yaşamını sürdürür. Bir başka deyişle, Naziler, kendilerine yok edilmesi gereken bir hedef olarak gösterilmiş düşmanı, işin içine sanat girince, bambaşka bir gözle ele alır. Pandemi dönemini de küresel bir savaş olarak görürsek, Türkiye’nin de payını aldığını söyleyebiliriz. Ama uygarlığı sembolize eden, kültür, sanat elçilerine yönelik şefkatli eller nerede? Pandemiden en çok etkilenen sektörlerden biri de kapanan eğlence yerleri ile birlikte işsiz kalan müzisyenlerdi. AVM’ler açıldı ama bir tür yaşam biçimine müdahale etmek de sayılacak biçimde, özellikle eğlence yerlerine hiçbir hoşgörü getirilmemekle kalınmadı, yardım da edilmedi. O insanlar artık intihar ediyor!İKİNCİ İNTİHARYeni intihar, İzmir Buca’dan geldi. 11 aydır işsiz olan, bağlama sanatçısı, iki çocuk babası Erdem Topuz yaşamına son verdi. Konu ile ilgili olarak İstanbul Müzisyenler ve Sahne Emekçileri Derneği yöneticisi Mert Baydeniz, “Son iki ayda intihar eden ikinci müzisyen kardeşimiz. Pandemide zor durumdayız, sosyal güvencemiz yok. İktidar yanlısı müzisyenlerin sesleri çıkmıyor, ülkemizde nam salmış sanatçıların arkasında çalan federasyon başkanının sesi çıkmıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın verdiği 3 bin TL ile bu işin dönmeyeceğini çok iyi biliyorlar. Kira 1500 TL, faturalar bin TL, eşi, çocuğu varsa. Bu şekilde nasıl mücadele edeceğiz” sözleriyle durumun vahametini gözler önüne seriyordu. Pandemi açıklanıp kapanma başlayalı, bir ay sonra bir yıl bitecek. En başından beri sanatçı, müzisyen, sahne emekçilerinin yaşadığı problemler, önemsememeye devam ediyor. Bazı belediyeler bazı sanatçılara olanak tanırken ya da bazıları çevrimiçi konserler sunarken, bazıları hiç görmüyor. Müzik susuyor, müzisyenler ölüyor! Emel Seçen

AHEF BaşkanıSezen, ASM’lerdeki sorunlarıanlattı

AHEF Başkanı Sezen, ASM’lerdeki sorunları anlattı AHEF Başkanı Sezen, ASM’lerdeki sorunları anlattı: Sorusu olan da geliyor, sırası gelen de. Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu Başkanı Dr. Özlem Sezen, ASM’lerdeki sorunları Cumhuriyet’e anlattı. Sadece koronavirüs aşısı yapmadıklarını belirten Sezen, “Okul çağı aşıları, normalde toplum sağlığı merkezlerinin okullara gitmesiyle yapılıyordu. Okullar kapatılınca bu sorumluluğu ASM’ler aldı. Zatürree aşılarını zaten biz yapıyorduk ama belirli bir düzenimiz vardı. Birden çok fazla talep oldu. Risk grubunda olmayanlar bile ASM’lere gelip aşıyı sormaya başladı. Grip aşısı risk grubu sürekli kısıtlandı. Aşı olmak isteyenler ‘Olup olmayacak mıyız’ diye sormaya geldi. Şimdi aynısı Covid aşısı için devam ediyor. Sırası gelen ya da gelmeyen herkes ‘Ben aşı olabilecek miyim? Sıram gelmedi mi’ gibi sorular sormak için ASM’lere geliyor” dedi. Yeni doğan bebeklerin olduğu aşıları da yaptıklarını belirten Sezen, “Ülkemizdeki aşılamaların yüzde 90’ından fazlasını yapıyoruz. Aşılama merkezleri kurulmalı. Böylece çok hızlı bir şekilde çok sayıda kişiyi aşılayabiliriz ve yoğunluktan oluşan bulaş riskini ortadan kaldırırız” dedi. Sezen, koronavirüse karşı şu anda 75 yaş ve üstü yurttaşların aşılandığını aktararak “Bir süre sonra aşılananların kapsamı genişletildiğinde o yığılmayı kaldırmamız çok zor” diye konuştu. Sarp Sağkal

Cumhuriyet Gazetesi dayanışmasıbüyüyor. 02Şubat 2021 tarihli okur dayanışmasıilanları

Cumhuriyet Gazetesi dayanışması büyüyor. 02 Şubat 2021 tarihli okur dayanışması ilanları Basın İlan Kurumu'nun gazetemize yönelik ilan cezalarına karşı okurlarımızın 'dayanışması' büyüyerek sürüyor. Cumhuriyet'e 'dayanışma ilanları'yla büyük güç veren gazetemizin gerçek sahibi okurlarımızın sayfalarımızda yayımlanan ilanlarına dijital dünyadaki sesimiz www.cumhuriyet.com.tr'de de yer vereceğiz. BASKI SÜRÜYOR, DAYANIŞMA BÜYÜYOR, OKURLARI CUMHURİYET'İ YALNIZ BIRAKMIYOR! BASIN İLAN KURUMU'NUN CUMHURİYET'E YÖNELİK İLAN KESME CEZALARINA KARŞI OKURLARIMIZ DAYANIŞMA İLANLARI VERİYOR, BAĞIMSIZ VE GÜÇLÜ CUMHURİYET'E DESTEK OLUYOR. DAYANIŞMA İLANLARI HAKKINDA BİLGİ İÇİN AŞAĞIDAKİ İLETİŞİM BİLGİLERİNİ KULLANABİLİRSİNİZ./Archive/2021/2/2/050610751-ana.png/Archive/2021/2/2/050621501-1.png cumhuriyet.com.tr

Tuzla'da doğalgaz patlamasısonrasıyangın

Tuzla'da doğalgaz patlaması sonrası yangın Tuzla Aydınlı Mahallesi'nde meydana gelen doğalgaz patlamasında iki araç ve bir bina hasar gördü. Patlama sebebiyle alev alan araçlar kullanılamaz hale gelirken binada bulunan 6 kişi itfaiye merdiveniyle tahliye edildi. Tuzla Aydınlı Mahallesi Süheyla Sokak üzerinde henüz belirlenemeyen bir nedenle doğalgaz patlaması meydana geldi. Patlamanın ardından alevler metrelerce yükseğe çıktı. Alevleri gören mahalle sakinleri büyük panik yaşadı.  İhbar üzerine olay yerine çok sayıda itfaiye, ambulans ve polis ekibi sevk edildi. Üç katlı binanın ikinci katına kadar ulaşan alevler dairelerde ve giriş katta bulunan iş yerinde hasara sebep oldu. 6 KİŞİ İFTAİYE MERDİVENİYLE TAHLİYE EDİLDİPatlamanın etkisiyle binada mahsur kalan 6 kişi itfaiye merdiveniyle tahliye edilirken bir kişi tedbir amaçlı hastaneye kaldırıldı. Ekipler sokağa gelen doğalgazı hattını keserken çıkan yangın itfaiye ekiplerince söndürüldü. Polis ekipleri tekrar patlama olma ihtimali sebebiyle sokakta bulunan vatandaşları uzaklaştırmak için anons yaptı.BALKONDAN ATLADIKPatlama sonrası panikle birinci kattan atlayan Emre Akyasan da, "Birden bir bağrışma oldu. Kapının önünde plastikler yanmış. Herhalde birisi yakmış. Yağmurlu havada sigaradan yanacak bir şey değil. Ondan sonra doğalgaz patlaması oldu. Apar topar çıktık evden. Balkondan atladık. İtfaiye geldi. Kalp rahatsızlığı olan bir komşumuz vardı ikinci katta. O etkilenmiş. Onun haricinde onun oğlu etkilendi. Onun haricinde ufak tefek sıyrıklar oldu. Birinci kattan atlayınca demire vurdum ayağımı, ufak bir sıyrık oluştu." ifadelerini kullandı.  DHA

BoğaziçiÜniversitesi’nden Müslümanöğrenciler: Melih Bulu'nun sosyal medyada kullandığıayrıştırıcıve hedef gösterici dil, inancımızla ve Boğaziçi kültürüyle taban tabana zıttır

Boğaziçi Üniversitesi’nden Müslüman öğrenciler: Melih Bulu'nun sosyal medyada kullandığı ayrıştırıcı ve hedef gösterici dil, inancımızla ve Boğaziçi kültürüyle taban tabana zıttır Boğaziçi Üniversitesi’nde kendilerini “Müslüman olarak tanımlayan” bir grup öğrenci de, polis müdahalesinin ardından bir araya gelerek bir metin hazırladı. Ardından metni Müslüman öğrencilerin yer aldığı bir ortamda oylama sunduklarını belirten öğrenciler, “Çoğunluğun aynı fikirde olduğunu görünce metni paylaşmaya karar verdiklerini” söyledi. Metinde "Bizler Boğaziçi Üniversitesi'nden Müslüman öğrenciler olarak okulumuzda son günlerde yaşanmakta olan vahim olayları endişeyle takip ediyoruz.” ifadeleri yer aldı:“Eser, Müslümanlar açısından kırıcı ve incitici olsa da oluşan gerilim okulumuzda yıllardır korunan ve bizim de desteklediğimiz saygı, hoşgörü ve özgürlük ortamı çerçevesinde çözülmelidir. Dolayısıyla bu gibi uyuşmazlıkların çözümünde şiddet, tehdit, linç ve cezalandırma yollarına başvurmak asla kabul edilemez. Bu süreçte esere dair rahatsızlığını dile getiren bizler ve diğer birçok Müslüman arkadaşımız herhangi bir ayrımcılığa, lince veya fişlenmeye maruz kalmadık.“Öte yandan üniversitemize atanan kayyum Melih Bulu'nun sosyal medyada kullandığı ayrıştırıcı ve hedef gösterici dil, inancımızla ve Boğaziçi kültürüyle taban tabana zıttır.”Öğrenciler, metnin sonunda taleplerini de şu ifadelerle sıraladı:“Tutuklu ve gözaltında olan arkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalıdır. Rektörler demokratik seçim yoluyla belirlenmelidir. Kampüs içindeki ve çevresindeki polis ablukası kaldırılmalıdır.” cumhuriyet.com.tr

Kayseri'de 5.2 büyüklüğünde deprem

Kayseri'de 5.2 büyüklüğünde deprem Kayseri'de 5.2 büyüklüğünde bir deprem meydana geldiğini duyurdu. 03.06’de meydana gelen depremin büyüklüğünü 5.2, derinliğini ise 2 km olarak açıklandı. cumhuriyet.com.tr




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter