News - Haberler
BoğaziçiÜniversitesi LGBTİÇalışmalarıAday Kulübükapatıldı
Boğaziçi Üniversitesi LGBTİ Çalışmaları Aday Kulübü kapatıldı İletişim Başkanı Altun, Boğaziçi Üniversitesi LGBTİ Çalışmaları Aday Kulübü'nün Rektör Bulu'nun kararıyla kapatıldığını duyurarak "Kutsal değerlerimizi ayaklar altına almaya çalışanlara karşı üniversite yönetimi meşru bir tasarrufta bulunmuştur" dedi. Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Melih Bulu, Kabe fotoğrafı soruşturması gerekçesiyle üniversite bünyesindeki LGBTİ Çalışmaları Aday Kulübü'nü kapattı.Bulu'nun imzasıyla ilgili birimlere gönderilen resmi yazıda iki öğrencinin tutuklanıp, ikisinin de ev hapsi kararıyla tahliye edildiği soruşturmaya atıf yapıldı. Yazıda, "Bahsi geçen soruşturmalara konu eylemler ile izinsiz olarak etkinlik düzenlenmesi nedeniyle LGBTİ Çalışmaları Aday Kulübü'nün adaylık statüsünün kaldırılmasına karar verilmiştir" denildi.İletişim Başkanı Fahrettin Altun, kararı Twitter hesabından yaptığı paylaşımla duyurarak, "Boğaziçi Üniversitesi'ndeki 'Rektörlük Ablukası' suçunu işleyenleri harekete geçiren şey, aşağıdaki karardır. Görüleceği üzere kutsal değerlerimizi ayaklar altına almaya çalışanlara karşı üniversite yönetimi meşru bir tasarrufta bulunmuştur. Olay bundan ibarettir" ifadelerini kullandı.Boğaziçi Üniversitesi'ndeki "Rektörlük Ablukası" suçunu işleyenleri harekete geçiren şey, aşağıdaki karardır.Görüleceği üzere kutsal değerlerimizi ayaklar altına almaya çalışanlara karşı üniversite yönetimi meşru bir tasarrufta bulunmuştur.Olay bundan ibarettir. pic.twitter.com/a9v4sqb0Di— Fahrettin Altun (@fahrettinaltun) February 1, 2021 cumhuriyet.com.trElektrikli motorlu araçlardaÖTV zammı
Elektrikli motorlu araçlarda ÖTV zammı Resmi Gazete'de yer alan 3471 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile elektrikli motorlu araçların ÖTV'si artırıldı. Kararla birlikte ÖTV oranları 3 ile 4 kat zamlandı. 3471 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile Bazı Malların Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) Oranlarının Yeniden Tespiti Hakkında Karar, Resmi Gazete tarafından yayımlanarak yürürlüğe girdi.Elektrik motoru da olan araçlarda elektrik motor gücü 85 kW'ı geçmeyen araçların ÖTV matrah oranı %3'ten %10'a çıkarıldı. Motor gücü 85 kW'ı geçen fakat 120 kW'ı geçmeyen araçların ÖTV matrah oranı %7'den %25'e motor gücü 120 kW'ı geçen araçların ise ÖTV matrah oranı %15'ten %60'a yükseltildi. https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2021/02/20210202-8.pdf/Archive/2021/2/2/022537329-resmi-gazete.png cumhuriyet.com.trAung San Suu Kyi: Bir zamanların demokrasi sembolüMyanmar liderinin gözden ve iktidardan düşüşhikayesi
Bir zamanlar bütün dünyada demokratikleşme ve insan hakları mücadelesinin sembolü olan Aung San Suu Kyi, ordu tarafından devrildi ve gözaltına alındı. Beş yıl önce büyük halk desteği ile iktidara gelen siyasetçi, Arakanlı Müslümanlar krizi sonrası uluslararası itibarından çok şey kaybetmişti.Habere Gitmek için Tıklayınİstanbul Emek Barışve Demokrasi Güçlerinden Boğaziçiliöğrenciler için eylemçağrısı
Türkçe Haberler En Son Başlıklar İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinden Boğaziçili öğrenciler için eylem çağrısı İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri için yarın (2 Şubat) saat 18'de Kadıköy Rıhtım'a eylem çağrısı yaptı. İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri için eylem çağrısı yaptı. "Kayyum rektöre direnen Boğaziçi hepimiziz. Baş eğmeyeceğiz, aşağı bakmayacağız" denilen açıklamada yarın (2 Şubat) saat 18'de Kadıköy Rıhtım'da yapılacak eyleme çağrı yapıldı.Boğaziçine rektör atamasını kabul etmeyen Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri, AKP'li kayyum rektör Melih Bulu'nun istifası, demokratik seçim yapılması ve gözaltına olan arkadaşlarının serbest bırakılması talebiyle bugün 17.00’de eylem yapmak istedi. Eylem öncesi polisler öğrencilerin kampüsten çıkışına izin verilmedi, kampüs önünde toplanan öğrencilere müdahale etti. Çok sayıda öğrenci gözaltına alındı. Polisler akşam saatlerinde üniversitesine girerek yine öğrencilere müdahale etti ve çok sayıda kişiyi gözaltına aldı. cumhuriyet.com.trLeman'dan Boğaziçi kapağı: Bundan sonrasıbizde
Leman'dan Boğaziçi kapağı: Bundan sonrası bizde Mizah Dergisi Leman, Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerini #Bundansonrasıbizde ifadeleriyle destek verdi. Boğaziçi Üniversitesi'nde öğrencilerin Cumhurbaşkanlığı kararıyla rektörlüğe atanan AKP Milletvekili aday adayı Prof. Dr. Melih Bulu'ya karşı protestolar bugün de devam etti. Gün içinde çok sayıda öğrenci gözaltına alınırken polis kampüse girerek öğrencilere müdahale etti. Gözaltına alınan öğrenciler otobüslerle kampüsten çıkartılarak Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü.Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine destek çığ gibi büyüyor. Mizah Dergisi Leman, Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerini, #Bundansonrasıbizde diyerek kapağına taşıdı.İşte Leman'ın yayınlanacak kapağı:/Archive/2021/2/2/010229777-272238630x936.jfif cumhuriyet.com.trBoğaziçiÜniversitesiöğrencilerinden biri: "Tekme yedim karnıma nefesim kesildi, insanlığından utansınlar"
Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinden biri: "Tekme yedim karnıma nefesim kesildi, insanlığından utansınlar" Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Boğaziçi Üniversitesi'ne rektör olarak atadığı AKP'li Melih Bulu'yu öğrencilerin protesto eylemleri sürerken akşam saatlerinde polis müdahale etti. Onlarca öğrenci gözaltına alınırken Boğaziçili bir öğrenci, polisler tarafından karnına tekme atıldığını ve nefessiz kaldığını belirterek "Artık bunların insanlığından utanması lazım" diye sitem etti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Boğaziçi Üniversitesi'ne rektör olarak atadığı AKP'li Melih Bulu'yu öğrencilerin protesto eylemleri sürerken akşam saatlerinde polis müdahale etti. Onlarca öğrenci gözaltına alınırken Boğaziçili bir öğrenci, polisler tarafından karnına tekme atıldığını ve nefessiz kaldığını ileri sürerek "Artık bunların insanlığından utanması lazım" diye sitem etti.AKP'li Bulu'yu istifaya çağrısı için akşam saatlerinde Güney Kampüsü'ne gelen öğrenciler, polis barikatlarıyla karşılaştı. Öğrencilerin eylemine polis müdahale etti. Onlarca öğrenci gözaltına alındı. Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinden biri, polisin müdahale sırasında karnına tekme attığını, bu nedenle nefessiz kaldığını belirtti. Polislerin müdahalesine tepki gösteren öğrenci, "Artık bunların insanlığından utanması lazım. Tekme yedim karnıma, nefesim kesildi. Arkadaşlarımdan yardım istedim. Onlar beni arkaya doğru attılar, haklı olarak. Birkaç saniye nefes alamadım. Kendimi şurada çamurların üzerine attım, sonrasını hatırlamıyorum, orası yok bende. Bunların insanlığından utanmaları lazım" dedi. cumhuriyet.com.trKılıçdaroğlu: "Rektör Melih Bulu görevinden ayrılıp buçirkin duruma son vermelidir"
Kılıçdaroğlu: "Rektör Melih Bulu görevinden ayrılıp bu çirkin duruma son vermelidir" CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerin gözaltına alınmasına ilişkin, "Üniversitelerini, liyakati ve adaleti savundukları için gençlerin gece yarısı operasyonuyla gözaltına alınması kabul edilemez... Rektör Melih Bulu görevinden ayrılıp bu çirkin duruma son vermelidir" diyerek istifa çağrısında bulundu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Kemal Kılıçdaroğlu, Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerin gözaltına alınmasına ilişkin, "Üniversitelerini, liyakati ve adaleti savundukları için gençlerin gece yarısı operasyonuyla gözaltına alınması kabul edilemez... Rektör Melih Bulu görevinden ayrılıp bu çirkin duruma son vermelidir" diyerek istifa çağrısında bulundu.Kılıçdaroğlu, Boğaziçi Üniversitesi'nde öğrencilerin gece yarısı operasyonuyla gözaltına alınmasının "kabul edilemez" olduğunu söyledi. Sosyal medya hesabından öğrencilerle dayanışma mesajı paylaşan Kılıçdaroğlu, Bulu'ya istifa çağrısı yaptı. Kılıçdaroğlu'nun öğrencilerle dayanışma mesajı şöyle: "Üniversitelerini, liyakati ve adaleti savundukları için gençlerin gece yarısı operasyonuyla gözaltına alınması kabul edilemez. Rektör Melih Bulu görevinden ayrılıp bu çirkin duruma son vermelidir. Asla aşağı bakmayacağız. Haksızlığa boyun eğmeyen Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleriyle 'asla aşağı bakmayacağız' diyen gençlerimizle ve aileleriyle beraberiz."Üniversitelerini, liyakati ve adaleti savundukları için gençlerin gece yarısı operasyonuyla gözaltına alınması kabul edilemez... Rektör Melih Bulu görevinden ayrılıp bu çirkin duruma son vermelidir. #AslaAşağıBakmayacağız— Kemal Kılıçdaroğlu (@kilicdarogluk) February 1, 2021Haksızlığa boyun eğmeyen Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleriyle #AslaAşağıBakmayacağız diyen gençlerimizle ve aileleriyle beraberiz.— Kemal Kılıçdaroğlu (@kilicdarogluk) February 1, 2021 cumhuriyet.com.trPangea Kitaplığı’ndan bir‘İlk’!
Pangea Kitaplığı’ndan bir ‘İlk’! İlk, Pangea Kitaplığı’nın ilk öykü kitabı ve ilk öykü seçkisi. İthaki Yayınları’nın Bilimkurgu Kulübü ile ortaklaşa yürüttüğü bu projede hem bilimkurgu alanında yıllardır eser veren yazarlar hem de türe yabancı ama edebiyatta deneyimli isimler yan yana geliyor. /Archive/2021/2/2/002853444-ic.jpgİlk, Pangea Kitaplığı’nın ilk öykü kitabı ve ilk öykü seçkisi. İthaki Yayınları’nın Bilimkurgu Kulübü ile ortaklaşa yürüttüğü bu projede hem bilimkurgu alanında yıllardır eser veren yazarlar hem de türe yabancı ama edebiyatta deneyimli isimler yan yana geliyor.Seçkinin bir diğer özelliği tematik bir öykü derlemesi olması. “Başlangıç” teması ekseninde kurgulanan bu öyküler özellikle spekülatif kurgu konusuna meraklı okurları bambaşka dünyalara götürebilecek derinlikte.Derlemede yer alan tüm yazarlar telif gelirlerini, erken yaşta kaybettiğimiz bilim insanı Özgen Berkol Doğan’ın adını yaşatma amacıyla kurulmuş bilimkurgu kütüphanesine bağışlayarak bu türün daha geniş kitlelere ulaşması için önemli bir adım attılar.BİLİMKURGU İYİ Kİ VAR!Derlemede yirmi bir öykü yer aldığını belirten Bülent Somay; hiçbirinin ‘kısa öykü’ türünün kestirmesine sapmadığına, bir ‘ilginç fikir’ + bir ‘şaşırtmaca’ = kısa öykü şablonuna sığınmadığına dikkat çekiyor:“Ortaya attıkları ilginç fikirleri karşılarına alıp hesaplaşıyorlar, didikliyorlar, kurcalıyorlar; gerçek insanların bu fikirlerin gerçek olduğu bir dünyada nasıl yaşayabileceğini soruyorlar kendilerine. Hikâye anlatıyorlar. Masalcı dedeler ve nineler olma yoluna çıkıyorlar; yani edebiyattaki en zor işe kalkışıyorlar”.Afşin Kum, Arzu Uçar, Aşkın Güngör, Burak Albayrak, Cem Akaş, Çağrı Mert Bakırcı, Feyza Hepçilingirler, Fuat Sevimay, İsmail Yamanol, Kadire Bozkurt, Mehmet Berk Yaltırık, Murat S. Dural, Müfit Özdeş, Onur Çalı, Onur Güzeldiyar, Öznur Babur, Pınar Duman, Selim Bektaş, Selim Erdoğan, Tuğrul Sultanzade, Volkan Yalçın derlemede yer alan yazarlar.İlk / Yayına Hazırlayan: Burak Albayrak / İthaki Yayınları / 248 s. / 2021. Cumhuriyet Kitap EkiUnutulmuşbir klasik: 'ElfdiyarıKralı’nın Kızı'
Unutulmuş bir klasik: 'Elfdiyarı Kralı’nın Kızı' İthaki Yayınları’nın on kitaplık mini serisi “Unutulmuş Fantastik Klasikler”den yayımlanan ve Klasik fantastik edebiyatın doğum ânına şahit olmak isteyenlerin kaçırmaması önerilen kitabında Dunsany; “bir Elf ile bir insanın umutsuz birlikteliği” temasını incelikle işliyor. /Archive/2021/2/2/002428009-ic3.jpgİthaki Yayınları on kitaplık bir mini seri olan “Unutulmuş Fantastik Klasikler”e Elfdiyarı Kralı’nın Kızı ile devam ediyor. Britanyalı yazar Edward John Moreton Drax Plunkett, henüz edebiyat dünyasında “fantazi edebiyatı” diye bir kavram yokken 1905 ile 1919 arasında fantazi öyküleri kaleme almış ve dönemin en iyi yazarlarından biri olarak ün salmıştı. Kendisinden sonra gelen Neil Gaiman, Arthur C. Clarke, Gene Wolfe, H.P. Lovecraft ve J. R. R. Tolkien (özellikle Silmarillion’ı yazma aşamasında) gibi yazarları derinden etkileyen Dunsany’nin en ünlü eseriyse Elfdiyarı Kralı’nın Kızı.Hikâye, Erl lordunun halkının oluşturduğu meclisin artık “bir büyü lordu” tarafından yönetilmek istediğini söylemesiyle oğlu Alveric’i, Elfdiyarı Kralı’nın kızını getirmesi için Elf topraklarına yollamasıyla başlıyor./Archive/2021/2/2/002517024-ic2.jpgSONSUZU KADAR MUTLU YAŞAMAK MI?Bir cadının Elf kılıçlarına karşı koyabilsin diye yaptığı büyülü kılıcı kemerine takıp Elf topraklarına yollanan Alveric, zamanın normal dünyadan katbekat yavaş aktığı topraklarda prensesi bulmak ve gönlünü almak için mücadele eder. Büyülü kılıcının gücüyle Elf muhafızları yener ve prenses de onunla birlikte gelmek isteyince birlikte Alveric’in memleketine dönerler.Normalde günümüz fantastik eserlerinde hikâye burada sona erer genelde. “Sonsuza kadar mutlu” yaşarlar. Fakat Elfdiyarı Kralı’nın Kızı günümüzden doksan altı yıl önce yazılmasına rağmen farklı bir yol izliyor. Mutlu mesut eve dönüyorlar, evet; fakat insanları, havası, canlıları ve hatta “zamanı” dahi farklı olan bir diyardan gelen Elf prensesi, insanlar arasında, insanların toprağında ve onların hızlı geçen “zamanı”nda yaşayabilecek miydi?Aslında birçok okur bu tarz fantastik kitapların mutlu sonuna geldiğinde bu soruyu soruyor olsa gerek. “Peki ya şimdi ne olacak?” Ed Brubaker’ın Incognito adlı çizgi romanda işlediği konuyla bir paralellik bile bulunabilir hatta bu tarz hikâyelerde. “Süper kahramanlığımızı yaptık, kötü adamdan dünyayı kurtardık, peki şimdi ne yapacağız?”İşte, Lord Dunsany daha çok bu konu üzerine eğiliyor ve okurların Tolkien’in eserlerinde (örneğin Beren ile Luthien) genellikle görmeye alışık olduğu “bir Elf ile bir insanın umutsuz birlikteliği” temasını incelikle işliyor./Archive/2021/2/2/002538134-ic1.jpgEDEBİYATTA KENDİNE AİT BİR KRALLIK YARATTIBabil Kitaplığı’nda Dunsany’nin Yann’ın Ülkesi eserine de yer veren ünlü yazar Jorge Luis Broges, Dunsany için “Lord Dunsany, edebiyatta kendine ait bir krallık yarattı,” diyor ve bu söz belki de fantastik edebiyatın en önemli öncülerinden olan Dunsany adına bugüne (2020’ye) kadar söylenmiş en doğru söz olabilir.Çünkü yüzden fazla esere hayat veren Dunsany’nin arkasında bıraktığı krallığın engin topraklarını George Martin, J. R. R. Tolkien ve Robert E. Howard gibi usta isimler daha da genişlettiler, birçok kıtada toprağı bulunan bir krallık oldu bu adeta. Ve 18. Dunsany Baronu’nun kurduğu bu krallık birçok medeniyete ve efsaneye yol verdi.Elfdiyarı Kralı’nın Kızı, klasik fantastik edebiyatın doğum ânına şahit olmak isteyenlerin kaçırmaması gereken bir mücevher.Elfdiyarı Kralı’nın Kızı / Lord Dunsany / Çeviren: Cihan Karamancı / İthaki Yayınları / 224 s. Ömer EzerFelaketten sonra yaşamak!
Felaketten sonra yaşamak! Amerikan edebiyatı açısından Norman Mailer, Philip Roth, Saul Bellow, Bernard Malamud gibi isimlerle birlikte anılan, 20. yüzyılın ikinci yarısının erkeksi, dilini sansürlemeyen, tartışmalı konulara girmekten ve pot kırmaktan çekinmeden biri William Styron... Yazarın insanları tedirgin edecek cüretkârlığına Sophie’nin Seçimi iyi bir örnek. /Archive/2021/2/2/002015904-ic1.jpgSophie’nin seçimi insanın kurban kılındığında bile yaşayıp yaşayamayacağıdır: Felaketten sonra yaşanabilir mi? Amerikan edebiyatı açısından Norman Mailer, Philip Roth, Saul Bellow, Bernard Malamud gibi isimlerle birlikte anılan, 20. yüzyılın ikinci yarısının erkeksi, dilini sansürlemeyen, tartışmalı konulara girmekten ve pot kırmaktan çekinmeden biri William Styron... Yazarın insanları tedirgin edecek cüretkârlığına Sophie’nin Seçimi iyi bir örnek. Sophie’nin Seçimi Styron’un ustalık yapıtı ve yazdığı son roman. ABD’de 1979’da yayımlandı.Romanda Styron, romanın anlatıcısı Stingo lakaplı genç yazar adayı karakterinde bir bakıma kendini ele almış ve Stingo hakkında yazdığı her şey doğrudan Styron’un hayatını anımsatır, Nat Turner referansları dahil.II. Dünya Savaşı’nın hemen sonrasında, 1947’de yaşanır olaylar ama roman 1979’a doğru kaleme alındığından pek çok ayrıntıyı tarihsel değişikliklerle bize aktaran bir bilinç de söz konusudur. Bir zamanlar neler yaşandığını ve düşünüldüğünü hatırlarken anlatıcı açıklamalar da yapar, düzeltmeler de getirir.On altı bölümlük romanın pek çok bölümü bağımsız roman olabilecek boyutta ve adeta William Styron’un Amerikan edebiyatındaki komşularına nazire olarak yazılmış.Parodisini yaptığı ya da göndermede bulunduğu yazarlardan benim yakalayabildiklerim arasında Truman Capote, Philip Roth, Thomas Wolfe, James Baldwin gibileri bulunuyor. Ayrıca Freud’dan başlayan ve bir romanda görmeye pek alışık olmadığımız çok kapsamlı bir psikanaliz dökümü de mevcut.Romanın başında New York’ta bir yayınevindeki çalışma hayatının bağnazlığına ve sıkıcılığına uyamaması nedeniyle kovulan güneyli Stingo’nun Manhattan’dan çoğunlukla Yahudilerin yaşadığı Brooklyn’e geçerek ilk romanını yazmak için yalnız insanların kaldığı bir pansiyona yerleşmesini okuruz.Yazar adayı genç adam tüm roman boyunca bir benzerinin, dengesiz de olsa yüksek enerjili Yahudi dehası Nathan’ın, pansiyondaki komşusu güzeller güzeli Polonyalı Sophie’yle tutkulu ve fırtınalı bir ilişki sürdüren o cazip adamın yerine geçmeye çalışır ama talih bu iki adamı farklı yönlere götürecek, Stingo hayatı yaşamak yerine daha çok hayatı iyisiyle ve kötüsüyle yaşayanların anlattıklarının kaydını tutan biri olabilecektir./Archive/2021/2/2/002052966-kapakic2.jpgAma bu hayat ne hayattır: Sophie Avrupa’yı kasıp kavuran Nazi çılgınlığına kapılmış, soykırım kapsamında insanların imhasının sistematik olarak gerçekleştirildiği kamplarda - üstelik Yahudi değil yüksek Alman kültürü almış bir Katolik olmasına rağmen - mahkûm olmuş, tüm ailesini kaybetmiş güzel bir kadın olarak, hayatını artık Amerikan hafifliğinde yaşamak isterken bir anda dünyanın en cazip âşığıyla en sert sorgucusu arasında gidip gelen, ruh hali durmadan değişen bir adam olan Nathan’a tutulmuştur.Stingo için yazılacak romanlar ve sevilecek kadınlar vardır ama sadece arkadaşlarının, çılgınlığın pençesindeki Nathan’ın ve Avrupa’nın yıkımında bambaşka bir hayatı geride bırakan Sophie’nin marazî ilişkisinin tanıklığını yapacaktır.Styron’un yazdığı bir New York romanıdır ama aynı zamanda bir soykırım romanıdır da. Bir yazarın yazma mücadelesini de barındırır, bir yeniyetmenin fantezilerle dolu aşk arayışını da. Amerika’nın damarlarındaki ırk ilişkilerini de irdeler, Avrupa’nın bağrında ortaya çıkmış Nazi canavarlığını da. Avrupa’da olanların Amerika’da da olabileceğini gösterir sanki. Siyahlar, Güneyliler, Yahudiler, Kadınlar, Katolikler, Naziler hakkındaki tüm önyargılar, nefretler, küçümsemeler karakterlerin farklı ruh halleriyle dile getirdikleri bölümlerde büyük bir iştahla canlanır ama kısa sürede yazarın maharetiyle okurun dimağında eriyip gider./Archive/2021/2/2/002134121-ic4.jpgStyron’un romanı kolay lokma değildir, her okurun midesi kaldırmayabilir. Ahlakçı tüm yaklaşımları tepetaklak eder, basit bir drama şeklinde insanlık suçlarını vermek yerine dobra diliyle karakterlerinin bilinçlerinin neredeyse psikanalizini yapar, tüm karmaşık yapısıyla ortaya koymaya çalışır.Üstelik her yeni bölümle bambaşka gerçekleri ortaya çıkararak okurun o ana kadar düşündüğü her şeyi buruşturup çöpe atmasını sağlar: Okurun gözünde sadece bu açıdan bile yazdığı roman çok büyük bir yapıt, kendisi de çok mahir bir yazar olacaktır.Sophie’nin seçimi literatürde çok basit bir ikileme indirgenir ama bana kalırsa sorun sadece Sophie’nin seçimi değildir, insanın kurban kılındığında bile yaşayıp yaşayamayacağıdır: Felaketten sonra yaşanabilir mi?Sophie'nin Seçimi / William Styron / Çeviren: Kerem Sanatel / Doğan Kitap / 736 s. Mert TanaydınBüyülübir isyanöyküsü
Büyülü bir isyan öyküsü Delilah S. Dawson’ın “Lila Bowen” mahlasıyla yazdığı, dört kitaplık fantastik “Gölge” serisinin ilk cildi Akbabaların Ağıdı; hem içindeki hem de dış dünyadaki canavarlarla karşılaşıp hesaplaşan genç bir kahramanın mücadelesini anlatıyor. /Archive/2021/2/2/001413714-ic1.jpgYurt dışında çizgiromanları ve Star Wars romanlarıyla tanınan, hem genç hem de yetişkin okur kitlesine yönelik eserleri bulunan Lila Bowen’in (Delilah S. Dawson) Akbabaların Ağıdı, bu iki kitlenin kesiştiği daha büyük bir fantastik edebiyat kitlesine hitap ediyor.Robert Jordan ve Scott Lynch gibi çağdaş Amerikan fantastik edebiyatının önde gelen isimlerden biri olan Patrick Rothfuss’un, “Farklı dünyalar, tuhaf büyüler, eşsiz karakterler görmek için fantastik kurgu okuyanlardansanız, bu kitabı okumak boynunuzun borcu, çünkü tıpkı benim gibi sizin de daha önce böyle bir şey görmediğinize bahse girerim,” dediği bir romanla karşı karşıyayız.EŞSİZ VE YALNIZ!2000’li yılların spekülatif edebiyat türlerinde çoğunluktan farklı olan, azınlığı ya da alternatifleri, ötekileri temsil eden, sessizlerin sesi haline gelen kahramanlar daha fazla yer kaplıyor. Elbette bu yaklaşımın ilk, önemli ve kalıcı adımlarını Ursula K. Le Guin’in eserlerine kadar götürmemiz mümkün.Akbabaların Ağıdı ile başlayan “Gölge” serisinin kahramanı Nettie de neredeyse her özelliğiyle çevresindekilerden farklı olan, ten rengiyle, kökeniyle, ailevi durumuyla, cinsel kimliğiyle, görünüşüyle, içinde yaşadığı toplumun gözünde bir “yabancı” ve Rothfuss’un anlatmaya çalıştığı biçimde “eşsiz” ve tam da bu yüzden yalnız ve daima mücadele edip baş kaldırmayı hayat tarzına çevirmek zorunda kalan bir karakter./Archive/2021/2/2/001529012-ic2.jpgWESTERN UNSURLU BİR KURGUBir yanıyla epey farklı bir fantastik kurgu bu, çünkü “western” unsurlarının çok yer kapladığı, zaman ve mekân olarak kendimizi tanıdık bir Vahşi Batı ortamında hayal ederek okuduğumuz bir öykü sunuyor bize yazar. Diğer yandan, ergenlikten çıkmaya çalışan genç bir kahramanın nasıl ve hangi açılardan “farklı” olduğunu, onunla birlikte çözmeye çalışıyoruz.Birçok fantastik roman gibi burada da bir aidiyet ve kimlik bunalımı öyküsüyle karşılaşıyoruz ve yine birçok nitelikli eserdeki gibi burada da kahramanımızın kendi kimliğinin farkına varması, benliğini bulması için hem içindeki hem de dış dünyadaki canavarlarla karşılaşıp hesaplaşması gerekiyor.TOPLUMSAL FANTASTİK!Gerçek anne babasını tanımayan Nettie, yanında büyüdüğü kişilerin istismarına uğruyor. Ona köle gibi davrananlardan alacağı intikam macerasına ilk adımlarını atarken, kendi içinde de değiştiğini, büyüdükçe etrafındakilerden farklılaştığını görüyor ve bir yandan bu elle tutulur gizemi çözmeye çalışırken bir yandan da karşısına çıkan büyülü ve doğaüstü durumlarla baş etmeye uğraşıyor.Kendini kurtarmak için elinden geleni yaparken ve sayfalar ilerledikçe serüvenden serüvene koşarken, aslında onun da başkalarının kurtarıcısı olup olmayacağını da görmeye başlıyoruz.Akbabaların Ağıdı, bir madalyonun ikiden fazla yüzü olabileceğini anlatan, gerçek dünyamızı ilgilendiren toplumsal sorunların fantastik unsurlarla, büyülü bir dünyada örülerek yüzümüze vurulduğu bir büyüme öyküsüne sahne oluyor.Akbabaların Ağıdı / Lila Bowen (Delilah S. Dawson) / Çınar Yayınları / M. Boran Evren / 408 s. Ilgın Uzunservi