Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajans? - Haberler

Saturday, 01.11.2025, 01:40 PM (GMT)

News - Haberler

CHP’li belediyeden‘soruşturma’yanıtı: Ankapark'a 750 milyon TL’lik dinozor soruşturulmuyor

CHP’li belediyeden ‘soruşturma’ yanıtı: Ankapark'a 750 milyon TL’lik dinozor soruşturulmuyor figure > Fındıklı Belediye Başkanı Ercüment Şahin Çervatoğlu, Millet Bahçesi’nin adını '100. Yıl Atatürk Parkı', olarak değiştirdiği için İçişleri Bakanlığı’nın soruşturma başlatmasına tepki gösterdi. Çervatoğlu, "Ankara’da Atatürk’ün emaneti olan ‘şartlı vasiyetle’ verilen Atatürk Orman Çiftliği talan edilmiş, içerisine saraylar yapılmış, mahkemelerce kaçak olduğu ifade edilmiş ve Ankapark’ta 750 milyon TL’ye dinozor yerleştirmek soruşturulmuyor, bizim için 7 bin 864 liralık soruşturma onur madalyamızdır" dedi. Fındıklı Belediyesi Meclisi'nin aldığı kararla, sahilindeki Millet Bahçesi ve Millet Kıraathanesi ismini '100. Yıl Atatürk Parkı ve Kazım Koyuncu Kültür Sanat Evi' olarak değiştirilmesi üzerine İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, CHP'li belediye başkanı Çervatoğlu ve 7 CHP'li belediye meclis üyesine soruşturma izni verdi. Soruşturmanın gerekçesi ise parkın ve sanat evinin tabelası değiştirilirken harcanan 7 bin 864 TL ile 'kamuyu zarara uğratma' Fındıklı Belediye Başkanı Çervatoğlu, Atatürk'ün 'şartlı vasiyeti' olan Atatürk Orman Çiftliği'nin tahrip edildiğini ifade ederek, "İçerisine saraylar yapılmış, mahkemelerce kaçak olduğu ifade edilmiş ve Ankapark’ta 750 milyon TL’ye dinozor yerleştirmek soruşturulmuyor, bizim için 7 bin 864 liralık soruşturma onur madalyamızdır" dedi. ‘HALKIN İRADESİNE ATANMIŞLAR EL KOYMAYA ÇALIŞTI’Yerel seçimlerden kısa bir süre önce parkın adının AKP'li yönetim tarafından 'Millet Bahçesi ve Millet Kıraathanesi' olarak 4'e karşı 5 oyla kabul edildiğini anımsatan Çervatoğlu, "Biz, hakkında görüşlerini alarak, "Millet Bahçesi’nin adını ‘100. Yıl Atatürk Parkı’, Millet Kıraathanesi’nin adını da ‘Kazım Koyuncu Kültür ve Sanat Evi’ olarak değiştirdik. Süreç böyle başladı. Daha sonra kaymakamlık bunu onaylamadı. Halkın iradesine atanmışlar el koymaya çalıştılar" diye konuştu. ‘7 BİN LİRALIK TABELA DEĞİŞİKLİĞİ SORGULANDI’Çervatoğlu, İçişleri Bakanlığı tarafından bir yıl sonra müfettişlerin görevlendirildiğini söyleyerek "Bu süreç içerisinde yapmış olduğumuz tabela değişikliği konusunda incelemelerde bulundu. Daha önce 64 bin TL civarındaki tabelaya karşı bizim yaptırdığımız 7 bin TL’lik değişikliği soruşturdu" dedi ve Bakanlığın soruşturma izni kararını verdiğini dile getirdi. ‘ATATÜRK İSMİNİ TARTIŞMIYORUZ’Yapılan incelemeler sonucunda İçişleri Bakanlığı tarafından kendisine ve 7 belediye meclis üyesine soruşturma izni verildiğini belirten Çervatoğlu, "Açıkça gösteriyor ki siyasi bir davadır. Rize’nin Fındıklı ilçesi yüzde 60.5 oranında oyla CHP’ye 31 Mart Yerel Seçimleri’nde bayrağı taşıdığı bir ilçe. AKP, bir kalesini kaybetmenin acısıyla siyasi bir davaya dönüştürdü. Atatürk ismini tartışmıyoruz. Süleyman Soylu imzasıyla meclis üyelerimiz dahil olmak üzere soruşturma başlatıldı" dedi.CHP’li Çervatoğlu, ‘100. Yıl Atatürk Parkı’ isminin Fındıklı için tartışılacak, dava edilecek bir konu olmadığını belirterek, “Kazım Koyuncu da bizim için nitekim böyle. Dolayısıyla, bizim bununla ilgili tarafımıza başlatılan soruşturmayı aslında siyasi bir dava olarak görüyoruz”Fındıklı Belediye Başkanı CHP'li Çervatoğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle: ‘ATATÜRK VE KAZIM KOYUNCU İSMİNİ TARTIŞMAYIZ’12 üyesi olan meclisimizde 8 üyeyle nitelikli çoğunluğu yakaladık ve bu ismin değiştirilmesine karar verdik. AKP’li 3 üye karşı çıktı, 1 üye ise toplantılara katılmadı. Halkın seçmiş olduğu bir iradenin, nitelikli çoğunlukla bu değişikliği yapmışken ki Atatürk ismini asla ve asla tartışmayız, Kazım Koyuncu ismini de bölgeyi, Karadeniz’i dünyaya açan sanatçılardan biri onu da tartışmayız.‘ANKAPARK'A 750 MİLYON'A DİNOZOR SORUŞTURULMUYOR’Şahsıma ve 7 belediye meclis üyemize açılan soruşturmanın nedeni tabela değişikliği. Ayrıca, kaymakamlık tarafından bu değişiklik onaylanmadığı için kamuyu zarara uğrattığımız söyleniyor. 7 bin 864 TL’lik kamu zararı için soruşturma başlatılması izni veriliyor. Bugün, Ankara’da Atatürk’ün emaneti olan ‘şartlı vasiyetle’ verilen Atatürk Orman Çiftliği talan edilmiş, içerisine saraylar yapılmış, mahkemelerce kaçak olduğu ifade edilmiş ve Ankapark’ta 750 milyon TL’ye dinozor yerleştirmek soruşturulmuyor, bizim için 7 bin 864 liralık soruşturma onur madalyamızdır.”‘BENZER SORUŞTURMALAR AÇILABİLİR’CHP Genel Başkanımızın ilkeleri var. Şeffaflık, demokrasi, özgürlükler, bütçenin bile halkla birlikte yapılmasını temel almış bir belediyeyiz. Kapımız yok, halk istediği zaman gelip sorgulayabiliyor. Biz 2021 yılı bütçemizi, mahallelerde toplantılar yaparak gerçekleştirdik. Bununla ilgili de açabilirler. CHP’li belediye başkanlarının ortaya çıkardığı belediyecilik anlayışına karşı rahatsız olan bu ve buna benzer soruşturmalar açacağını tahmin ediyoruz. Nitekim bazı kentlerimizde görüyoruz.‘SÖZ, YETKİ, KARAR FINDIKLI HALKININ’Bizim burada yürütmeye çalıştığımız, ‘sözün, yetkinin, kararın Fındıklı halkında’ olduğu şeffaf, katılımcı, demokrat bir belediye anlayışını iktidar kılmak için yapmış olduğumuz çalışmalardan rahatsız olur. Önümüzdeki süreçte soruşturmalar, hatta görevden uzaklaştırmalar olabilir. Biz onurumuzla ve halkın iradesiyle buraya geldik. Onurumuzla da bunu sürdüreceğiz. Halkın iradesinin üstünde ancak ve ancak Fındıklı halkı olabilir, başka da bir irade olamaz diyoruz” ANKA

"Türk pasaportu yok kırmızıkart gördü!"

"Türk pasaportu yok kırmızı kart gördü!" figure > Gaziantep FK Yardımcı Antrenörü Gabriel Margarit: "Her maç hocamıza karşı hakemler. Mesela bugün hiçbir şey söylemedi. Rakip takımın hocası bizim bölgedeydi hiç kart görmedi. Hocamız Türk pasaportu alana kadar yedek kulübesinde tiyatro izler gibi maçı mı izlesin." Süper Lig'in 10. haftasında konuk ettiği Yeni Malatyaspor ile 2-2 berabere kalan Gaziantep Futbol Kulübü'nün yardımcı antrenörü Gabriel Margarit, 2 puan kaybetmenin üzüntüsünü yaşadıklarını söyledi./Archive%5C2020%5C11%5C28%5C164203897-gaziantep-fk-yeni-malatyaspor-2-2_4.jpgGaziantep FK Teknik Direktörü Marius Sumudica'nın gördüğü kırmızı kart nedeniyle maçın ardından düzenlenen basın toplantısına katılan Margarit, maça iyi başladıklarını söyledi.Maçtan 2 puan kayıpla ayrıldıklarını belirten Margarit, şöyle konuştu:"İkinci yarı 10 kişi oynamamıza rağmen 2 puan kaybeden biz olduk. Son 30 saniyede 2 puan kaybedince herkes kızgın ve sinirli oldu. Başka şeyler söylemek istiyorum. Her maç hocamıza karşı hakemler. Mesela bugün hiçbir şey söylemedi. Rakip takımın hocası bizim bölgedeydi hiç kart görmedi. Hocamız Türk pasaportu alana kadar yedek kulübesinde tiyatro izler gibi maçı mı izlesin." AA

Ordu'da otopark, yemekhane ve poliklinikler yoğun bakıma dönüştürülüyor

Ordu'da otopark, yemekhane ve poliklinikler yoğun bakıma dönüştürülüyor figure > Ordu’da koronavirüs vaka sayılarındaki artış nedeniyle hastanelerin prefabrik binalarındaki polikliniklerin kapatılmasına, otopark, yemekhane ve ek binaların da yoğun bakım servisine dönüştürülmesine karar verildi. Kentte ayrıca acil olmayan cerrahi işlemlere ara verilecek, ameliyathaneler yalnızca acil cerrahi girişimler yapılacak şekilde düzenlenecek. Vali Tuncay Sonel başkanlığında toplanan İl Pandemi Kurulu, 'vatandaşları korumak ve salgının yayılmasını önlemek' amacıyla ek kararlar aldı. Toplantıda, vaka sayısıyla birlikte artan izole servis ve yoğun bakım ihtiyacı nedeniyle Ordu Devlet Hastanesi'nde prefabrik binada bulunan polikliniklerin kapatılarak, ilave yoğun bakıma dönüştürülmesine ve hastanenin personel otopark alanında da prefabrik yoğun bakım inşa edilmesine karar verildi.YEMEKHANE YOĞUN BAKIM OLACAKOrdu Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi ana hizmet binasında bulunan yemekhane ve 1'inci katında bulunan birimlerin de boşaltılarak, yoğun bakım olarak hizmete açılması kararlaştırıldı.Ayrıca kentte bulunan Altınordu İlçe Sağlık Müdürlüğü ve Ordu Verem Savaş Dispanseri hizmet binalarının boşaltılarak, yataklı servis ve yoğun bakım oluşturmak üzere Eğitim Araştırma Hastanesi'ne tahsis edilmesine karar verildi.ACİL DURUMLAR DIŞINDA AMELİYAT YAPILMAYACAKAlınan kararlar kapsamında, hastane idarelerince Covid-19 yoğun bakım, servis ve polikliniklerinde branş farkı gözetmeksizin bütün klinisyen hekimlerin görev almasını sağlayacak şekilde planlama ve düzenleme yapılacak. Ayrıca acil olmayan cerrahi işlemlere ara verilecek, ameliyathaneler yalnızca acil cerrahi girişimler yapılacak şekilde düzenlenecek. Ameliyathanelerde çalışan personel, hastanelerin diğer alanlarında görevlendirilecek.Personel ihtiyacı duyulması halinde ise Toplum Yararına Program (TYP) kapsamında çeşitli kurumlarda çalışan personeller, İl Sağlık Müdürlüğü'nce ihtiyaç duyulan alanlarda çalıştırılacak.Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın, vaka sayısında yüzde 50 artış yaşandığı iller arasında Ordu'da bulunuyordu. (İHA)

'KırmızıOda'nın Alya'sıMelisa Sözen diziden ayrıldı

Türkçe Haberler En Son Başlıklar 'Kırmızı Oda'nın Alya'sı Melisa Sözen diziden ayrıldı figure > 'Kırmızı Oda'da Alya karakterini canlandıran Melisa Sözen ise son bölümde diziye veda etti. Başrolünde Binnur Kaya’nın yer aldığı Kırmızı Oda, 27 Kasım Cuma akşamı 13. bölümüyle seyirci karşısına çıktı.  Dizide Alya karakterini oynayan Melisa Sözen, senaryo gereği kadrodan çıktı. Son sahne çekimlerine kendisi için pasta alınarak veda kutlaması yapılan Sözen, o anları Instagram hesabından paylaştı:"Alya hayatımın bir do¨nemini aldı, s¸ifalandırdı, sarıp sarmaladı. Alya’yla c¸ıktıgˆım bu yolculugˆun o¨mru¨mu¨n en kıymetli do¨nemlerinden biri oldugˆunu biliyorum. Geriye bir tatlı huzur kaldı.Kamera o¨nu¨nde ve arkasında muhtes¸em bir ekiple c¸alıs¸tım. Her anlarını yaptıkları is¸e veren, is¸ini c¸ok severek yapan bu gu¨zel ekipteki her bir kis¸iye c¸ok tes¸ekku¨r ederim. O¨zverinizi ve destegˆinizi hic¸ esirgemediniz.Canım Cem ve du¨nyanın en muhtes¸em partneri canım Binnur ikinize de ayrı ayrı c¸ok tes¸ekku¨r ederim ne c¸ok s¸ey o¨gˆrendim ne c¸ok mutlu oldum sizinle. Sevgili Gu¨lseren Hanım size de ayrıca tes¸ekku¨r ederim kırıklarını sarıp iyiles¸tirdigˆiniz her bir ruh ic¸in. Banu’cugˆum her hafta bu¨yu¨k bir sevgiyle yazdıgˆın her bir sahne ic¸in c¸ok tes¸ekku¨r ederim, ellerine sagˆlık. Ve sevgili seyircimize de 13 hafta boyunca bu yolculugˆa ortak oldukları, destekleri ve gu¨zel mesajları ic¸in c¸ok tes¸ekku¨r ediyorum. Son olarak da bu sene her bir kanalda her bir dizide devles¸en ve seyirciyi bu¨yu¨leyen kadın meslektas¸larıma c¸ok tes¸ekku¨r ederim, her biriniz ilham oldunuz. Ne gu¨zel oldu hangi kanalı ac¸sak bir kadın hikayesine denk gelmek."Bu gönderiyi Instagram'da görMelisa Sözen (@melisa.sozen)'in paylaştığı bir gönderiBİNNUR KAYA'DAN MELİSA SÖZEN PAYLAŞIMIDizide Doktor Hanım'ı canlandıran Binnur Kaya ise Instagram'dan yaptığı paylaşımla Melisa Sözen'e veda etti.Kaya paylaşımında, "Bir varmış, bir yokmuş... Gu¨zel memleketimin, gu¨zel insanları yas¸adıkları acıları ic¸lerine go¨merken, bir prenses onlardan birine nefesini u¨flemiş, acılarını dillendirmiş ve can katmış canına...Prenses Melisa... Bagˆrımıza basıp, s¸efkatle sac¸larını oks¸amak istedigˆimiz bir can bıraktın hayatlarımıza...Dilerim hayat da senin sac¸larını şefkatle okşayıp, go¨zu¨nden sakınsın seni...Bizi onurlandırdın...Gu¨le gu¨le git, yolların ac¸ık olsun. S¸imdiden o¨zledim" ifadelerini kullandı./Archive/2020/11/28/133305664-binnur-kaya-melisa-sozen.jpg cumhuriyet.com.tr

'Sakin Kent' Akyaka'da Kovid-19 sessizliÄŸi

'Sakin Kent' Akyaka'da Kovid-19 sessizliği figure > Uluslararası Sakin Kentler Birliği (Cittaslow) Genel Sekreterliği tarafından "Sakin Kent" ilan edilen Muğla'nın Ula ilçesine bağlı Akyaka Mahallesi, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle en sessiz günlerini yaşıyor. Akyaka Mahallesi'nde toplu taşıma araçları, alışveriş merkezleri, lokanta, market ve kafeterya gibi tüm iş yerlerinde denetimler devam ediyor.En sakin günlerini yaşayan Akyaka sahili, Kadın Azmağı Deresi bu süreçte farklı bir görüntü ve güzelliğe büründü. Gökova Körfezi'nin eşsiz manzarasına sahip turistik mahalledeki halk plajının yanı sıra Çınar ve Akçapınar sahillerinde de az sayıda vatandaşın bulunduğu görüldü.Bölgeye gelen ziyaretçiler, sahil kenarında yanlarında getirdikleri sandalyelerde otururken güneşin batışını izliyor. Sosyal mesafe ve maske kurallarına dikkat eden ziyaretçiler, sahil bandından yürüyüş yapıyor. (AA) cumhuriyet.com.tr

Hamaney: Fahrizade'nin tüm alanlardakiçalışmalarısürdürülmelidir

Hamaney: Fahrizade'nin tüm alanlardaki çalışmaları sürdürülmelidir figure > İran Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney, İran'ın nükleer programının mimarlarından Muhsin Fahrizade suikastına ilişkin yazılı bir mesaj yayımladı. Hamaney mesajında, "Yetkililer cinayetin takipçisi olmalıdır” dedi. Ali Hamaney, İran'ın nükleer programının mimarlarından Muhsin Fahrizade suikastına ilişkin mesajında “Yetkililer cinayetin takipçisi olmalıdır. Failler ve azmettiriciler kesin olarak cezalandırılmalıdır” dedi.Fahrizade'yi öldürenleri "kiralık katiller ve zalimler" şeklinde nitelendiren Hamaney, “Fahrizade'nin bilimsel ve teknolojik tüm alanlardaki çalışmaları sürdürülmelidir" ifadelerine yer verdi.YETKİLİLER İSRAL’İ SUÇLADIİran nükleer programının mimarı olarak tanınan bilim insanı Muhsin Fahrizade, dün Tahran eyaletine bağlı Abserd ilçesinde düzenlenen terör saldırısında hayatını kaybetmişti. İranlı yetkililer, suikasta ilişkin İsrail'i suçlamıştı.TRUMP İDDİASI GÜNDEME GELMİŞTİABD'de başkanlık seçimlerini kazanan Joe Biden döneminde İran ile ABD arasındaki gerginliğin azalacağına dair beklentiler oluşmuştu. Uluslararası medyada, 20 Ocak 2021'de Beyaz Saray'dan ayrılacak olan ABD Başkanı Donald Trump'ın görev süresi sona ermeden İsrail ile İran'ı kışkırtacak adımlar atabileceğine ilişkin endişelere yer verilmişti.İran lideri Ayetullah Ali Hamaney'in Irak'taki İran destekli milis gruplara, Trump görevinden ayrılana kadar ABD'ye karşı eylemleri durdurma talimatı verdiği iddia edilmişti. AA

İşte Kırkpınar tarihi!

İşte Kırkpınar tarihi! figure > Edirne Belediye Başkanlığı, 2021 yılındaki Kırkpınar Yağlı Güreşleri Festivali’nin tarihlerini 28 Haziran-04 Temmuz olarak belirledi. Kırkpınar Güreşleri ise 02-04 Temmuz tarihlerinde yapılacak. Edirne Belediye Başkanlığı, 2021 yılındaki Kırkpınar Yağlı Güreşleri Festivali’nin tarihlerini 28 Haziran-04 Temmuz olarak belirledi. Kırkpınar Güreşleri ise 02-04 Temmuz tarihlerinde yapılacak.Edirne Belediyesi Encümeni’nin geçen hafta yapılan toplantısında, 2021 yılında yapılacak Kırkpınar etkinlikleri de görüşüldü. Ülke genelinde gerçekleştirilen yağlı güreş programının oluşturulması kapsamında, Edirne Belediye Başkanlığı, 2021 yılı Kırkpınar Yağlı Güreşleri Festivali’nin 28 Haziran-04 Temmuz 2021 tarihlerinde olmasına karar verdi. Bu kapsamda Kırkpınar Yağlı Güreşleri de 02-04 Temmuz 2021’de gerçekleştirilecek.Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, önümüzdeki yılın güreş organizasyonları planlaması kapsamında 2021 yılı Kırkpınar organizasyonunun tarihlerini belirlediklerini ifade ederek, “Pandemi maalesef tüm dünyada hayatı en kötü şekilde etkilemeye devam ediyor. Umarım önümüzdeki aylarda aşının da uygulanmaya başlamasıyla koronavirüs kontrol altına alınır ve hayat normale döner. Biz de başta Kırkpınar olmak üzere tüm yağlı güreşlerimizi gönül rahatlığı ile yapabiliriz” dedi. cumhuriyet.com.tr

"Yemek hızlıulaşsın diye ikiçocuk babasız kaldı"

"Yemek hızlı ulaşsın diye iki çocuk babasız kaldı" figure > Covid-19 önlemleri kapsamında yeniden sokağa çıkma kısıtlamasının gelmesi ve restoranların yalnızca paket servis hizmeti vermeye başlamasıyla, kuryelerin yükü arttı. Motosikletli Kuryeler Derneği Kadın Kolları Başkanı Tülay Sarı, geçtiğimiz günlerde, bir kuryenin "Geç kalmasın yoksa siparişi iptal ederim" notu yazılı yemeği götürürken kaza geçirip yaşamını yitirdiğini söyledi. Restoranların yalnıza paket servis hizmetine geçmesiyle, internet üzerinden yemek siparişi verilen platformlara da ilgi arttı. Çeşitli restoranların bulunduğu yemek platformlarında, restoranlar "Hız", "Lezzet" ve "Servis" gibi kategorilerde puanlanıyor. Restoranlar puanlanıyor görünse bile, "Hız" kategorisinde dolaylı olarak kurye puanlanıyor. Bu nedenle restoran sahipleri, kuryeler üzerinde yemeği hızlı ulaştırma baskısı oluşturuyor. Motosikletli kurye olarak çalışan Tülay Sarı, kuryelerin yaşadığı zorluğu ve bir kadın kurye olarak yaşadıklarını ANKA'dan Tamer Arda Erşin ve Tuğçe Biçer'e anlattı. "YEMEK HIZLI ULAŞSIN DİYE 2 ÇOCUK BABASIZ KALDI"Sarı, yemek sipariş edilen platformlardan yapılan puanlamalar iş yerine yapılsa da işverenin "hız" puanlamasında kargocuya yüklendiğini vurguladı. Sarı, yakın zamanda biri 19 diğeri 32 yaşında iki arkadaşının sipariş yetiştirmeye çalışırken kaza yapıp hayatını kaybettiğini hatta vefat eden kuryelerden birinin siparişinde "Geç kalmasın yoksa siparişi iptal ederim" notu yazdığını söyledi. Ancak o sipariş ulaştırılamadı. Hız yapmak zorunda kalan kurye, yemeği hızlı götürmek uğruna yaşamını yitirdi. Sarı, "Yemek hızlı ulaşsın diye iki çocuk babasız, bir aile evlatsız kaldı" diyerek sitem etti."GİYSİMİZDE KAN GRUBUMUZ YAZIYOR, HER AN RİSK ALTINDAYIZ"Giysisinde ismiyle birlikte kan grubu yazan Sarı, her an kaza geçirme riski altında oldukları için, kimseye ulaşamazlarsa kan grubunun bilinmesi için yazdıklarını söyledi. Sarı, çoğu kurye arkadaşının kaskında da "Kaskımı çıkarma" yazısı olduğunu, kaskın çıkarılması, kaza geçiren kişiye büyük zarar verebilir diye uyardı. Sarı, "Arabaların hava yastığı benim kaskım" diyerek kaskın önemini hatırlattı."BU KADIN, BUNU SİNDİRİRİM DİYEREK PSİKOLOJİK ŞİDDET UYGULAYANLAR VAR"Kadın motosikletli kurye olarak, trafikte ciddi problemler yaşadığını anlatan Sarı, kadın olduğu anlaşılıncaya kadar düzgün davrananların, cinsiyeti fark edilince psikolojik şiddet uygulayanların olduğunu da söyledi. Sarı, "Trafikte, kask taktığım için ilk başta kadın olduğum anlaşılmıyor. Işıklarda yan yana geldiğimizde veya beni sollarken göz göze gelince kadın olduğumu anlıyorlar. O zaman da daha fazla yükselen de var, 'bu kadın ben bunu sindiririm' düşüncesiyle psikolojik şiddet uygulayan, argo bir şey söyleyen de var" dedi. Sarı, kadın olduğunu anladıklarında, kimi araba sürücülerinin yarış dahi teklif ettiğini anlattı.Sarı, 'şans eseri' henüz fiziksel şiddete uğramadığını ancak uğramayacağı anlamına gelmediğini söyleyip yaşadığı bir olaydan örnek verdi:"Mesai bitiminden sonra evime gidiyordum, öndeki arabanın şoförü camdan önüme bira kutusu fırlattı. Işıklarda yanına gelip sordum 'ne yapıyorsun?' diye. Şanslıydım ki biraz ileride polisler vardı. Adam, bana arabanın içinden bağırdı, camdan sarkarak kafa atmaya çalıştı; alkollüydü de bana kutusunu attığı birayı içmişti. Polisler müdahale etmese şiddete maruz kalabilirdim."Motor kullanmanın bir tutku olduğunu söyleyen Sarı, 2 buçuk yıldır motor kullandığını ve 1 yıldır kuryelik yaptığını belirtti. Siparişini götürdüğü bazı müşterilerin " Aa kadın kurye", "Kusura bakma ilk defa kadın kurye görünce şaşırdım" gibi tepkiler verdiğini anlatan Sarı, bu tepkileri sevimli bulduğunu söyledi. Vefa Destek Gruplarında, 65 yaş üstü kişilerin market alışverişini de ulaştıran Sarı, tek yaşayan bazı yaşlıların "Yavrum numaranı kaydet, bir şey olursa arayım", "Ben tek yaşıyorum, arada bir arayıp gelip ne haldeyim diye bakar mısın?" dediklerini aktararak, sokağa çıkma kısıtlamasındaki yaşlıların yaşadığı zorlukları da bir kez daha hatırlattı. ANKA

Zeynep Dadak’a Talinn’denödül

Zeynep Dadak’a Talinn’den ödül figure > Yönetmen Zeynep Dadak’ın senaryo aşamasındaki yeni projesi “Uyku Kampı” Industry@Talinn & Baltic Events’de Eurimages Ortak Yapım Geliştirme Ödülü’nün sahibi oldu. Senarist ve yönetmen Zeynep Dadak bu yıl 24.sü düzenlenen Talinn Siyah Geceler Film Festivali çerçevesinde verilen Endüstri ödüllerinde Eurimages Ortak Yapım Ödülü’nün sahibi oldu.Senaryo aşamasındaki yeni projesi “Uyku Kampı” (“Electric Sleep”) ile bu ödülü kazanan Zeynep Dadak filminin geliştirilmesi için harcanmak üzere 20 bin Euro alacak.Jüri ödülün gerekçesini şöyle açıkladı: "Filmin özgün konusundan çok etkilenen jüri, bu yetenekli genç kadın yönetmenin karmaşık ve çok katmanlı bir meseleyi yalın bir tür filmiyle bütünleştireceğine inanıyor.”/Archive/2020/11/28/130951233-zeynepdadak.jpgKAPİTALİZMİN ELE GEÇİREMEDİĞİ SON SINIR: UYKUTelefonla ulaştığımız Zeynep Dadak yeni projesini şu sözlerle anlattı: “Uyku Kampı 2050’lerde İstanbul’da geçen, hiç gecenin olmadığı bir dünyayı anlatan, bilim-kurgu türünde bir film. her bilim-kurguda olduğu gibi aslında bugünün meselelerini bir gelecek tasavvuru üzerinden yeniden yorumlamaya çalışan bir film. Bunların başında da uykularımız geliyor. Uykunun bugün belki de kapitalizmin ele geçiremediği son sınır olduğunu düşünerek başladım bu filmi yazmaya ve bunun üzerine insanların uyku düzeni tamamen değişse ne olur sorusunu sordum. Bu soru etrafında şekillenen filmde de bir kadının kendisi ve etrafındakilerle birlikte aslında bu sistemin sırlarını çözmeye çalışmasını izliyoruz filmde.”‘BİR YIL İÇİNDE ÇEKMEK İSTİYORUM’Filmin hangi aşamada olduğu sorumuza ise Zeynep Dadak, “Senaryonun dördüncü versiyonunu bitirdim. Film bu arada çeşitli ortak yapım marketlerinde hem destekler anlamında hem de filmin dünya sinemasında nereye düşeceğini görmek anlamında bir hayli olumlu bir sınav verdi. Şu anda finansman aşamasındayız ve bir yıl içerisinde çekebilmeyi umuyoruz” sözleriyle yanıt verdi.Almanya’dan Unafilm ve Türkiye’den Fenafilm ortak yapımı olan ve daha önce de İstanbul Film Festivali Köprüde Buluşmalar’dan ödül alan “Uyku Kampı”, Rotterdam Cinemart Ortak Yapım Market’inden de ödülle dönmüştü.İlk uzun metrajlı filmi “Mavi Dalga” (2013) ile Berlin Film Festivali’ne katılan ve Antalya Altın Portakal Film Festivali’nden Film-Yön En İyi Yönetmen, En İyi İlk Film ve En İyi Senaryo ödüllerini alan Zeynep Dadak son filmi “Ah Gözel İstanbul” ile İstanbul Film Festivali’nde Mansiyon almıştı.   Emrah Kolukısa

Asya bebek hayata tutunabilmek için destek bekliyor

Asya bebek hayata tutunabilmek için destek bekliyor figure > Antalya'da yaşayan Bayram ve Güneş Demir çifti, SMA Tip-1 ile mücadele eden 14 aylık kızları Asya Demir'i hayatta tutabilmek için destek bekliyor. Antalya'da Spinal Müsküler Atrofi (SMA) Tip-1 hastası 14 aylık Asya Demir, verdiği yaşam mücadelesinde destek bekliyor. Güneş ve Bayram Demir çifti, iki erkek çocuklarının ardından Asya adını verdikleri kızlarının dünyaya gelmesiyle büyük mutluluk yaşadı. Çiftin, doğumdan bir süre sonra nefes alırken zorlandığını, düzgün beslenemediğini gözlemleyerek hastaneye götürdükleri Asya'ya SMA teşhisi konuldu. 14 aylık kızları Asya'yı hayatta tutabilmek için mücadele veren Demir ailesini umutlandıran haber ise gen terapisi tedavisiyle geldi. Rahatsızlığı ilerleyen kızları için bir şey yapamamanın üzüntüsünü yaşayan aile, her geçen gün hareket kabiliyetini biraz daha kaybeden Asya'nın yaşama tutunabilmesi için gen terapisine umut bağladı.Aile, SMA hastaları için geliştirilen, Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından onaylanan, milyonlarca liralık "Zolgensma" adlı tedaviye ulaşabilmek için seslerini hayırseverlere duyurmaya çalışıyor./Archive/2020/11/28/131906565-1.jpg"GÖZÜMÜZÜN ÖNÜNDE ÇOCUĞUMUZ ERİYOR"Anne Demir,  kızının hastalığını öğrenince büyük üzüntü yaşadığını söyledi. Asya'yı hayatta tutmak için ellerinden geleni yapacaklarını anlatan Demir, "Önceden neredeyse hiç olmayan umutlarımız şimdi gen tedavisiyle yeniden yeşerdi. Bu tedaviye ulaşmak için devletten ve yardımseverlerden destek bekliyorum. Biz bir yıldır bu acıyla, kızım da bu hastalıkla savaşıyor. Çocuğumu gözümüzün önünde eriyip gidiyor. Hiçbir şey yapamamak çok zorumuza gidiyor." diye konuştu.Baba Bayram Demir ise tek hayallerinin kızlarının ayağa kalkması olduğunu belirterek, "Onun, 'Anne ve baba' diyerek sarılmasını çok isteriz. Kızımı böyle hareketsiz görünce kendimi kanadı kırılmış bir kuş gibi hissediyorum. Bu ilaca kavuşmamız için lütfen bize destek olun" dedi. Asya bebeğe destek olmak için +90 543 867 88 25 numarasında iletişime geçilebiliyor. cumhuriyet.com.tr

'Merkez Bankası'nın sattığı128 milyar dolardan kimler kazançsağladı?'

'Merkez Bankası'nın sattığı 128 milyar dolardan kimler kazanç sağladı?' figure > CHP, Merkez Bankası’nın yaklaşık 128 milyar dolarlık rezervinin neden satıldığı, kimlerin bundan kazanç sağladığı ve oluşan kamu zararının boyutunun ortaya çıkarılması için TBMM’de araştırma komisyonu kurulmasını istedi. TBMM’ye sunulan CHP önergesinde, “Türkiye; yüksek enflasyon, yüksek faiz, 10 milyondan fazla işsiz, değeri yerlerde sürünen TL, çöp seviyesinde kredi notu, 1,9 trilyon liralık kamu borcu, 420 milyar dolarlık dış borç, 245 milyar liralık bütçe açığı ile baş başa kalmıştır” denildi. CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Özgür Özel ve Engin Özkoç, Merkez Bankası’nın yaklaşık 128 milyar dolarlık rezervinin neden satıldığı, kimlerin bundan kazanç sağladığı ve oluşan kamu zararının boyutunun araştırılması için TBMM’de araştırma komisyonu kurulmasını istedi. TBMM Başkanlığı’na sunulan önergenin gerekçesinde; Türkiye ekonomisinin, yıllardır karşı karşıya kaldığı yanlış yönetim yüzünden zor bir dönemden geçtiği, iktidarın akla ve bilime aykırı politikaları ekonomiye yıllardır patinaj yaptırdığına dikkat çekildi. Önergede, “Ülke çetin bir finansal istikrarsızlık ve dış dengesizliklerin körüklediği riskler yüzünden yeni bir ekonomik krize doğru sürüklenmektedir. Gelişmeler sadece ekonomimizi değil, AB ve ABD’nin yaptırım tehdidi altında bulunduğumuz bir dönemde ulusal çıkarlarımızı ve güvenliğimizi de tehdit eder bir noktaya doğru ilerlemektedir” denildi.‘SÖZÜMÜZÜ DİNLEMİYOR DİYEREK MB BAŞKANINI GÖREVDEN ALDI’“Bu noktaya nasıl gelindi” diye sorulurken “Merkez Bankası’na “Fiyat istikrarını sağlayarak paramızın değeri korunabilsin diye tanınan Merkez Bankası bağımsızlığını yok ederek işe başlayan tek adam rejimi, “sözümüzü dinlemiyor” diyerek Merkez Bankası Başkanı’nı görevden almıştır. Yeni Merkez Bankası yönetimi hızlı bir şekilde faiz düşürmüş, BDDK bankaları kredi vermeye zorlamak için aktif rasyosu icat etmiş, iktidar krediye dayalı zorunlu karşılık uygulamasını devreye sokmuş, böylece kredilerle büyük bir parasal genişleme yaratılmıştır.  Yaratılan bu para enflasyon kadar bile kazandırmayan Türk lirası yerine döviz ve altına yönelmiştir” ifadelerine yer verildi.‘TÜRKİYE YERLERDE SÜRÜNEN TL İLE BAŞBAŞA’Merkez Bankası net rezervlerinin satılması, Türkiye’nin hem ekonomik hem de politik olarak karşısındaki riskleri artırdığı vurgulanan önerge şöyle:“Türkiye’nin bu noktaya, Cumhurbaşkanı ve dönemin Hazine ve Maliye Bakanının, Merkez Bankası’nı örtülü bir şekilde kamu bankaları aracılığıyla arka kapıdan döviz satmaya zorlaması yüzünden geldiği bilinmektedir. Bu yolla satılan rezervin 128-130 milyar dolar civarında olduğu tahmin edilmektedir. Bu satışın büyük bölümünün döviz kurunun nispeten düşük tutulduğu bu yılın ilk yarısında yapıldığı bilinmektedir. Buna rağmen ne döviz kuru ne de faiz oranı düşük tutulabilmiştir. Türkiye; yüksek enflasyon, yüksek faiz, 10 milyondan fazla işsiz, değeri yerlerde sürünen TL, çöp seviyesinde kredi notu, yedek akçesi harcanmış, rezervi eksi 55,5 milyar dolara düşmüş Merkez Bankası, yüzde 58’i döviz cinsinden 1,9 trilyon liralık kamu borcu, vergi gelirlerinin yüzde 20’sini yutan faiz yükü, 420 milyar dolarlık dış borç, 245 milyar liralık bütçe açığı ile baş başa kalmıştır.”‘KAMU ZARARI KİMLERİ ZENGİN ETTİ’CHP, Merkez Bankası’nın döviz rezervini neden satmaya zorlandığı sorularak, bu dövizin hangi fiyatla ve kimlere satıldığının, satış işlemlerinin yasal olup olmadığının, kimlerin bundan kazanç sağladığının, kamu bankalarının bu işlemlerden ne kadar zarar ettiğinin, bu zararın Hazine’ye olan yükünün ve bu zararı karşılamak için ne kadar borçlandırıldığının araştırılması için TBMM’de komisyon kurulmasın talep etti. ANKA

'Manukyan’ın mirası' davasında yeni gelişme

'Manukyan’ın mirası' davasında yeni gelişme figure > Eski vergi rekortmeni, genelev kraliçesi Matild Manukyan'ın mirasına ortak olmak isteyen 36 akrabasının avukatı Oktay Köse, Manukyan’ın 1943 yılında Aram Çilingir ile boşanmak için açtığı davaya ait kararın ellerine geçtiğini ve Manukyan’ın çocuğunun olmadığının belgede göründüğünü söyledi. Avukat Köse, belgenin 36 kişinin mirasta hak sahibi olduğunu kanıtladığını belirtti. Eski vergi rekortmenlerinden olan ve ‘genelev kraliçesi’ olarak tanınan Matild Manukyan'ın milyonlarca lira değerindeki mirasıyla ilgili görülen davada önemli bir gelişme yaşandı. Mirasta tek hak sahibi olan Kerope Çilingir'in, gerçekte Manukyan'ın oğlu olmadığını ileri süren Manukyan'ın 36 akrabası, İstanbul 7. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde nüfus kayıtlarının düzeltilmesi amacıyla dava açtı. Davacıların avukatlarından Kocaeli Barosu'na kayıtlı avukat Oktay Köse, tüm davanın seyrini değiştirecek bir belgeye ulaştı. İstanbul 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 25 Şubat 1943 tarihli Aram Çilingir ile Matild Manukyan'ın boşanmasına ilişkin davanın karar tutanağına ulaşan avukat Köse, belgede Matild Manukyan ile Aram Çilingir'in bir çocuğunun olmadığının belirtildiğini, dolayısıyla belgenin miras davasının seyrini değiştireceğini söyledi. Belgenin ortaya çıkması ile birlikte, İstanbul 7. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından nüfus kayıtlarının idari yollarla düzeltilebileceği belirtilerek, dava usulen reddedildi./Archive/2020/11/28/130011733-271120201748480665048.jpg‘BOŞANMA KARARI BULUNAMAMIŞTI’Miras davasının gidişatı hakkında konuşan avukat Oktay Köse, "Hepimizin ve kamuoyunun yakından ismini tanıdığı, bildiği Matild Manukyan'ın bilmediğimiz bir hikayesi olduğu iddiasıyla yola çıktık ve mirasçıları olduğunu düşündüğümüz, ellerinde bunu kanıtlayacak belgesi olan 36 kişi adına bir dava açtık. Bu, nüfus kayıtlarının düzeltilmesi, hatalı olan kayıtların doğru hale getirilmesi ve mirasın gerçek sahipleri adına geçmesini sağlamaya yönelik olan davalardı. Bu 2 davamız halen devam etmekle birlikte, dün itibariyle çok önemli bir gelişme oldu. Bu davanın gidişatını etkileyecek, değiştirecek ve sonuçlandıracak bir duruma işaret ediyor. Matild hanımın 1943 yılında boşandığını nüfus kayıtlarından biliyorduk. Ancak boşanma kararını çok uzun uğraşlara rağmen, bir türlü ne biz ne de mahkeme bulamamıştı. Çok eski bir karar olması sebebiyle, Sultanahmet Adliyesi'nin taşınmasından kaynaklı bazı sorunlarla bu kararın, dosyanın kaybolmuş olabileceğini düşünmüştük. Ancak dün itibariyle önemli bir gelişme oldu. Bu gelişme, bugüne kadar bizim ileri sürdüğümüz iddiaları birebir doğrulayacak. Bu gelişme, mahkeme kararının ortaya çıkması ile gerçekleşti" dedi./Archive/2020/11/28/130108093-271120201645050669167.jpg‘36 KİŞİNİN MİRASTA HAK SAHİBİ OLDUĞUNU KANITLAYAN ÇOK ÖNEMLİ BİR BELGE’Ulaştıkları belgenin Matild Manukyan'ın geçmişi hakkındaki birçok soru işaretini giderdiğini söyleyen avukat Köse, "Bu mahkeme kararına göre, yani 1943 yılında Matild hanımın eşi Aram Çilingir'den boşanmasına yönelik olarak açtığı davanın gerekçeli kararının bir fotokopisi elimize geçti. Bu kararda, Matild Manukyan'ın bir çocuğunun olmadığı, boşanmanın bu şekilde gerçekleştiği ve daha da önemlisi bizim iddia ettiğimiz şekilde, gerçek anne ve babasının Fransa'da bulunduğu, kendisinin bir Fransa vatandaşı olup, doğumunun Paris'te gerçekleştiğini doğrulayan kayıtlar elimize geçti. Bu kayıtları mahkemeye sunduk. Sayın mahkeme dikkatle değerlendirdi. Artık bu nüfus kayıtlarının düzeltilmesine ihtiyaç kalmadığı, bunu artık idari yoldan düzeltebileceğimiz şeklinde bir görüş beyan etti mahkeme. Bu, artık bizim iddialarımızın doğrulandığı ve müvekkilliğini yaptığım 36 kişinin artık mirasta hak sahibi olduğunu kanıtlayan çok önemli bir belgedir. Bundan sonra artık mal varlığının kontrolünü sağlamak ve doğru kişilerin eline geçmesini sağlamak adına yasal süreci hızlı bir şekilde devam ettirip, inşallah en yakın zamanda neticeyi alacağımızı düşünüyoruz" diye konuştu. (DHA)




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter