News - Haberler
İstanbul’da korkutan tablo: Vefat sayısıikiye katlandı!
İstanbul’da korkutan tablo: Vefat sayısı ikiye katlandı! figure > Koronavirüs salgınının merkezi olan İstanbul’daki toplam ölüm sayısı, Kasım ayında geçtiğimiz yıllara göre 2 katına çıkmış durumda. 2018 ve 2019’da günlük ortalama 200’ler civarında olan vefat sayısı, bu yıl Kasım ayında 400’lere ulaştı. Koronavirüs salgınında vaka sayılarının tekrar zirve yapması ile birlikte açıklanan vefat sayıları ile ilgili tartışmalar da yeniden gündemde. Salgının merkezi durumunda olan İstanbul'daki vaka ve vefat sayısı da bu tartışmaların odağında yer alıyor.İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, koronavirüs salgınının İstanbul'da geldiği nokta ile ilgili geçtiğimiz günlerde uyarılarda bulunarak İBB Mezarlıklar Daire Başkanlığı'na sağlık kurumlarından “bulaşıcı hastalık†kodu ile her gün gönderilen vefat sayısının, Türkiye için açıklanan vefat sayısının en az 50 kadar fazlası olduğunu söylemişti.Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da “Açıkladığımız tüm rakamlar doğru, herkes icraata odaklanmalı†demişti. İmamoğlu da bakana yanıt vererek İstanbul'da geçen senenin Kasım ayı ile bu yılın Kasım ayı arasında son 10 günde iki katından fazla ölüm sayısına ulaşıldığını belirterek “Geçen sene ile bu sene arasında başka bir bulaşıcı hastalık yok ki; bir tek covid var. Geçen sene ile bu sene arasında başka bir bulaşıcı hastalık varsa açıklasınlar. İki katını aşan vefat sayısı var†demişti.Son olarak Küçükçekmece'deki gasilhane önünde yıkanmayı bekleyen cenazeler nedeniyle oluşan uzun kuyruk görüntüsü İstanbul'daki son durumu da özetler nitelikte. İstanbul'da son 3 yılın Kasım ayındaki vefat sayıları arasında neredeyse 2 katı ulaşan bir fark dikkat çekiyor. VEFAT SAYISI 2 KATINA ÇIKTISözcü'den Özlem Güvemli'nin haberine göre; 2018 ve 2019 yılının Kasım aylarında günlük ölüm sayısının 200'ler civarında olduğu İstanbul'da, bu yıl sayı 400'ler seviyesinde. E-Devlet uygulaması üzerinde İstanbul'daki vefat sayıları sorgulandığında 2018 yılında 1-26 Kasım arasında toplam vefat sayısı 5 bin 385 iken 2019'da aynı dönemde bu sayı 5 bin 312 oluyor. 2020 yılına gelindiğinde ise 1-26 Kasım tarihleri arasındaki toplam vefat sayısı 9 bin 828'e çıkıyor.Bulaşıcı hastalık kodu ile sağlık kurumlarından İBB Mezarlıklar Daire Başkanlığı'na gönderilen ölüm bildirimleri de tartışma konusu. Salgın öncesinde ölüm raporlarında bu kod pek kullanılmadığı için geçtiğimiz yıllar ile karşılaştırma yapmak mümkün değil. “Bulaşıcı hastalık†olarak kayıtlara geçen her ölümün Covid-19’a bağlı olup olmadığı da tartışmalı. İstanbul'da son 9 ayda İBB Mezarlıklar Daire Başkanlığı'na sağlık kurumlarının “bulaşıcı hastalık†kodu ile bildirdiği vefat sayıları; Nisan ve Mayıs ayında binlerle ifade edilmeye başlarken Haziran, Temmuz, Ağustos ve Eylül’de yüzler seviyesine indi. Ekim ayında ise vefat sayısı tekrar binlerle ifade edilmeye başlanmış durumda. İlk vakanın görüldüğü Mart ayından Kasım ayına kadar bulaşıcı hastalığa bağlı olarak İstanbul'da hayatını kaybedenlerin sayısı ise 11 bin 600'ü buldu./Archive/2020/11/28/124121491-2568401200x967.jpg cumhuriyet.com.trABD’de koronavirüs aşısıönceliği haftaya belli olacak
ABD’de koronavirüs aşısı önceliği haftaya belli olacak figure > Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) koronavirüs aşısının ülkede öncelikli olarak kimlere uygulanacağına ilişkin detayların gelecek salı günü açıklanacağı ifade edildi. ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC) , koronavirüs (Covid-19) aşısını ilk sırada kimin olması gerektiğini önermek için Salı günü toplanacak. ABD medyası koronavirüs aşılarının kimlere uygulanması gerektiğine ilişkin uzmanların aşının sağlık çalışanlarına yapılması konusunda ısrarlı olduğunu ifade etti.100 MİLYON BAŞLANGIÇ DOZU SATIN ALINDIToplantının CDC tarafından kurulan bir alt komite olan Bağışıklık Uygulamaları Danışma Komitesi tarafından gerçekleştirileceği belirtildi. CDC uzmanları, sağlık çalışanlarına aşı önceliği verilmesinin yanı sıra hayatın devamı için çalışan işçilere ve 65 yaş üstü kişilere de öncelik verilmesi gerektiğini ifade etti. Öte yandan ABD, koronavirüs (Covid-19) salgınına ilişkin Pfizer ve BioNTech SE tarafından geliştirilen koronavirüs aşısından 100 milyon başlangıç dozu satın aldığını ve 1 milyar 95 milyon dolar ödediğini duyurmuştu. DHACHP'li Veli Ağbaba'dan kötühaber: Tedavi sürecine başladık
CHP'li Veli Ağbaba'dan kötü haber: Tedavi sürecine başladık figure > CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba koronavirüse yakalandığını duyurdu. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba sosyal medya platformu Twitter'dan bir mesaj yayınlayarak yeni tip koronavirüse (Covid-19) yakalandığını duyurdu."Maske-mesafe ve hijyen kurallarına lütfen uyalım" uyarısını da paylaşan Ağbaba mesajında şöyle dedi:"Değerli dostlarım, Covid 19 test sonucum pozitif çıktı.Tedavi sürecine başladık. Maske-mesafe ve hijyen kurallarına lütfen uyalım. Doktorlar dinlenmem gerektiğini söylediği için telefonlara bakamayacağım. Anlayışınız için teşekkürler. Sağlıklı,güzel günlerde görüşmek üzere..."Değerli dostlarım,Covid 19 test sonucum pozitif çıktı.Tedavi sürecine başladık.Maske-mesafe ve hijyen kurallarına lütfen uyalım.Doktorlar dinlenmem gerektiğini söylediği için telefonlara bakamayacağım.Anlayışınız için teşekkürler.Sağlıklı,güzel günlerde görüşmek üzere... pic.twitter.com/riWTyxl79k— Veli AĞBABA (@veliagbaba) November 28, 2020 cumhuriyet.com.trİran CumhurbaşkanıRuhani: Suikasta uygun zamanda yanıt vereceğiz
İran Cumhurbaşkanı Ruhani: Suikasta uygun zamanda yanıt vereceğiz figure > İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, İran'ın nükleer programının mimarlarından bilim insanı Muhsin Fahrizade'nin öldürülmesinin İsrail'in tuzağı olduğunu ve suikasta yanıtın uygun bir zamanda verileceğini söyledi. Cumhurbaşkanı Ruhani, başkent Tahran'da düzenlenen Koronayla Ulusal Mücadele Kurulu toplantısında terör saldırısı sonucu hayatını kaybeden Fahrizade'nin, nükleer ve savunma alanındaki çalışmalarının yanında yeni tip koronavirüs konusunda da araştırmalar yapan bir bilim insanı olduğunu belirtti. TRUMP KAOS HEDEFLİYORSuikastın ardında İsrail'in olduğunu ve ABD Başkanı Donald Trump'ın görevden ayrılmadan "kaos" hedeflediğini ifade eden Ruhani, "Birkaç hafta sonra baskı dönemlerinin sona ereceğini hissediyorlar ve dünyadaki şartları değiştirmeye çalışıyorlar. Hem bölgede istikrarsızlık oluşturmak hem de dikkatleri bu günlerde işgal altındaki topraklarda (Filistin) estirdikleri terör ve tehditlerden başka yöne çekmek istiyorlar" diye konuştu. İsrail'in tuzağına düşmeyeceklerini vurgulayan Ruhani, şöyle devam etti:"İran'ın düşmanları İran ulusunun ve yetkililerinin bu cinayeti yanıtsız bırakmayacak kadar cesur ve azimli olduğunu iyi biliyor. İlgili yetkililer, bu suçun yanıtını uygun bir vakitte verecektir. Halkımız, siyonist rejimin tuzağına düşmeyecek kadar akıllı ve bilgedir."NE OLMUŞTU?İran nükleer programının mimarı olarak tanınan bilim insanı Muhsin Fahrizade, dün Tahran eyaletine bağlı Abserd ilçesinde düzenlenen terör saldırısında hayatını kaybetmişti. İranlı yetkililer, suikasta ilişkin İsrail'i suçlamıştı. ABD'de başkanlık seçimlerini kazanan Joe Biden döneminde İran ile ABD arasındaki gerginliğin azalacağına dair beklentiler oluşmuştu. Uluslararası medyada, 20 Ocak 2021'de Beyaz Saray'dan ayrılacak olan ABD Başkanı Trump'ın görev süresi sona ermeden İsrail ile İran'ı provoke edecek adımlar atabileceğine ilişkin endişelere yer verilmişti.İran lideri Ayetullah Ali Hamaney'in Irak'taki İran destekli milis gruplara, Trump görevinden ayrılana kadar ABD'ye karşı eylemleri durdurma talimatı verdiği iddia edilmişti. AAÇinli bilim insanları, koronavirüsün 2019 yazında Hindistan'dan yayıldığınıiddia etti
Çinli bilim insanları, koronavirüsün 2019 yazında Hindistan'dan yayıldığını iddia etti figure > Çin Bilim Akademisi'nden araştırmacılar, koronavirüsün Çin'in Vuhan bölgesinden değil, 2019 yazında Hindistan'dan ortaya çıktığını öne sürdü. /Archive/2020/11/28/121834537-776b8218-213c-4600-8f77-f541fad5e8c236836823.jpgÇalışmada virüsün yayılma nedeninin su kıtlığı olduğu savunuldu (Fotoğraf: Reuters)Henüz nihai bağımsız denetlemeden geçmeyen araştırmada SARS-CoV-2 virüsünün maymunlardan insanlara nasıl bulaştığı incelendi.Çinli bilim insanlarına göre Hindistan'da 2019'da mayıstan hazirana kadar süren sıcak dalgası, su kıtlığına yol açtı. Bundan ötürü de insanlar maymun gibi vahşi hayvanlarla ortak su kaynaklarını kullanmak durumunda kaldı.Ayrıca araştırmacılar, Hindistan'daki zayıf hijyen koşulları, "görece daha az verimli" kamu sağlığı sistemi, "tropikal iklim" ve "genç nüfusun çoğunluğu" gibi unsurların salgının yayılmasında önemli rol oynadığını savundu.Çalışmaya göre Hindistan'daki "insandan insana ilk bulaşma" vakası 2019 temmuz ya da ağustosta yaşandı.Öte yandan, araştırma bazı bilim insanları tarafından yanlı olmakla eleştirildi.Glasgow Üniversitesi'nden Profesör David Robertson, Çinli bilim insanlarının yaklaşımını "taraflı" olarak değerlendirdi.Profesör, araştırmaya ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:"Araştırmanın yazarları, salgının Çin'de ortaya çıktığı ve buradan yayılmaya başladığına işaret eden geniş çaplı epidemiyolojik verileri göz ardı ediyor. Bu çalışma SARS-CoV-2’'e yönelik yeni bir bilgi sunmuyor."Independent Türkçe'nin aktardığına göre, Çinli yetkililer mart ayında virüsün Vuhan bölgesine gelen ABD askerlerinden bulaştığını iddia etmişti. cumhuriyet.com.trTahir Elçi için 43 uluslararasıörgüt bir araya geldi
Tahir Elçi için 43 uluslararası örgüt bir araya geldi figure > Tahir Elçi’nin, Diyarbakır Barosu Başkanı iken öldürülmesinin üzerinden 5 yıl geçmesine karşın davanın yeni başlaması ve ilerleme kaydedilmemesi uluslararası insan hakları ve baro örgütlerinin tepkisine yol açtı. Türkiye İnsan Hakları Davalarına Destek Projesi, 43 uluslararası hak örgütünün imzası ile Tahir Elçi cinayeti davası için “Savcılığın ve bu davanın görüldüğü mahkemenin adil yargılanma hakkına saygı göstermemesinden dolayı endişeliyiz†açıklamasını yaptı. Türkiye İnsan Hakları Davaları Destek Projesi, (Turkey Human Rights Litigation Support Project/TLSP) Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi cinayeti dava sürecindeki eksikliklerin ve kusurların detaylı bir değerlendirmesini içeren ve Türkiye’nin bu soruşturma ve dava sürecinde uyması gereken uluslararası insan hakları hukuku yükümlülüklerinin altını çizen yazılı bir açıklama yaptı.İHLALDEN RAHATSISIZAçıklamada, “Türk makamlarının, Türkiye'nin uluslararası hukuk yükümlülüklerinden olan, vatandaşlarından birinin ölümüne ilişkin hızlı, etkili, tarafsız ve bağımsız bir soruşturma yürütmek ve Tahir Elçi'yi öldürmekle suçlananların tarafsız ve bağımsız bir mahkeme tarafından etkili bir şekilde yargılanmasını sağlamak yükümlülüklerini ihlal etmeye devam etmesinden de rahatsızız†denildi.Avrupa, Güney Afrika, Kanada ve ABD’den baro, insan hakları kuruluşu ve gözlemci kuruluşlardan oluşan 43 uluslararası hak örgütünün imzası bulunan Türk makamlarını acil adım atması istendi.Tahir Elçi’nin cinayetinin yıldönümünde yapılan açıklamada, davaya ilişkin “üç polis memurlarının yargılandığı bu davada önümüzdeki duruşmalarda uygun adli güvenceler sunan bir yargı sürecinin izlenemeyeceğinden ve yargılama sırasında Sayın Elçi ve ailesinin haklarına saygı gösterilmeyeceğinden de endişe etmekteyiz. Bu endişe, ilk duruşma sırasında meydana gelen ciddi yargı süreci ihlallerine dayanmaktadır†değerlendirmesinde bulunuldu./Archive/2020/11/28/121002119-d3472866-3d67-44a0-86ef-cc8a8932ad7a.png‘DAVA BAĞIMSIZ VE TARAFSIZ TÜRK MAHKEMELERİNDE GÖRÜLMELİDİR’Tahir Elçi’nin ölüm yıldönümünde yapılan açıklamada, dava süreciyle ilgili şu talepler dile getirildi:1. Dava, Sayın Elçi'nin öldürülmesine ilişkin gerçekleri ve doğruları tespit etme yeteneğine sahip bağımsız, tarafsız ve yetkili bir mahkeme tarafından görülmelidir;2. Gelecekteki tüm duruşmalar, mağdurların haklarının güvence altına alındığı adil yargılanma hakkına ilişkin uluslararası standartlara uygun olmalıdır;3. Mahkemenin Elçi ailesine ve avukatlarına yönelik hasmane tavrı ve mahkemenin hem iç hem de uluslararası hukukun usul ve ilkelerine uymayı ısrarla reddetmesi, gelecekteki duruşmalarda tekrarlanmamalıdır;4. Elçi ailesinin avukatlarına, usule ve delillere ilişkin olarak dinlenmeleri ve başvurularını yapmaları için gerekli fırsatlar tanınmalıdır;5. Taleplerin reddedildiği durumlarda, reddedilme nedenleri AİHM içtihadına uygun olarak gerekçelendirilmelidir;6. Adil bir adli prosedürü takiben, Sayın Elçi’nin öldürülmesinden sorumlu olan failler hesap vermeli ve sorumlular işlenen suçun ağırlığına uygun cezalara çarptırılmalıdır;7. Sayın Elçi’nin ailesine, Türkiye’nin uluslararası yükümlülükleri ve Minnesota Protokolü uyarınca, kendilerinin ve kaybettikleri yakınlarının maruz kaldığı ihlaller için uygun giderim yolları sağlanmalıdır.TLSP’nin web sitesi (www.turkeylitigationsupport.com) üzerinden rapor duyurulurken, destek veren uluslararası 43 örgütün listesi de yayınlandı. ANKAABD siyasetinde birçok ilki temsil eden Kamala Harris'ten neler beklenebilir?
ABD siyasetinde birçok ilki temsil eden Kamala Harris'ten neler beklenebilir? figure > ABD'nin ilk Afrika-Asya kökenli ve ilk kadın başkan yardımcısının birkaç farklı kimliği, uzmanlıkları ve politik çizgisiyle önümüzdeki dört yıl çeşitli kesimler için ne ifade edebileceğini Princeton Üniversitesi öğretim üyesi Nura Ahmad Sediqi değerlendirdi. Getty ImagesKamala Harris, Amerikan siyasetinde bir çok ilki temsil ediyorKamala Harris, ABD'nin ilk kadın başkan yardımcısı ve ama aynı zamanda ilk Afrika-Asya kökenli başkan yardımcısı olarak Ocak ayında yemin ederek göreve başlamaya hazırlanıyor. Harris'in başkan yardımcılığının, ABD toplumunda az temsil edilen kesimler için neler ifade edebileceğini Princeton Üniversitesi'nin İranlı-Amerikalı öğretim üyesi Nura Ahmad Sediqe, BBC Dünya Servisi için değerlendirdi. ABD'nin seçilmiş başkan yardımcısı Kamala Harris'in adı bile, Amerikan siyasetine beyaz olmayan etnik toplumlardan kadınların daha geniş katılımı vaadinin sembolü gibi.Dünyanın en güçlü ülkelerinden birinde, temsil gücü zayıf toplumlardan kadınların, kendilerini, karar süreçlerinin parçası olarak görebilmelerinin yolunu açtı.Bu potansiyelin hayata geçebilmesi için, siyasette yeterince temsil edilmeyen toplumların bu zaferi bir sonuç olarak değil, kapsayıcı politika süreçlerinin inşasında bir ilk adım olarak görmeleri ve benzer köklerden gelen başka kadınların da etkili pozisyonlara seçilebilecekleri bir politika alanının oluşturulması gerekiyor.Harris'in göreve gelmesinin yarattığı heyecanın somut bir politik değişime dönüşebilmesi için şeffaflık ve azınlık toplumlarından yurttaşlarla, bilhassa da belli etnik kökenlerden kadınlarla güçlü ilişkiler kurulması gerekiyor.Aynı anda bir çok ilk: Kadın, Siyah, Asyalı, İkinci Kuşak GöçmenKamala Harris sadece ABD'nin ilk kadın Başkan Yardımcısı değil, aynı zamanda ilk Afrikalı Amerikalı Başkan Yardımcısı.Bu kadar da değil. Çok kültürlü bir aileye doğan Harris'in annesi Hindistan, babası Jamaika kökenli ve bu nedenle aynı zamanda ilk Asya kökenli Amerikalı Başkan Yardımcısı.Bunların üzerine bir de bir göçmen ailenin çocuğu ilk kez başkan yardımcılığına seçilmiş oluyor.Bütün bu arka planın sembolik olmanın ötesinde gerçek anlamları var.Kadınların önemli görevlere seçilmesinin sadece diğer kadınların politikaya ilgisini artırmakla kalmayıp, önemli siyasi konularda kadınların çıkarlarını gözeten yasal düzenlemelerin çoğalmasına da hizmet ettiği artık belgelenmiş bir durum.Aynı etkiyi farklı etnik azınlıklardan kadın ve erkeklerin önemli görevlere gelişinde de görmek mümkün.Amerikan toplumundaki farklı kesimlerin siyasi temsilindeki büyük uçurumlara bakınca, azınlık toplumlarından kadınların siyasete katılımının teşvikinin, yüzeysel ve sembolik bir çaba değil ama hayati bir gereklilik olduğu da anlaşılır.ABD nüfusunun yüzde 25,7'si yani yaklaşık her dört kişiden biri, birinci ve ikinci kuşak göçmenlerden oluşuyor.Eyalet düzeyinde siyasette engeller ulusal düzeydekine kıyasla daha kolay aşılıyor olsa da temsil konusunda buralarda da hala büyük uçurumlar var.Yakında yürüttüğüm "Yeni Amerikan Liderleri" başlıklı bir araştırma, birinci ve ikinci kuşak göçmen kadınların, eyalet parlamentolarında temsilinde, büyük orantısızlıkları gözler önüne serdi.ABD'nin 50 eyaletinde toplam 7383 kişi seçimle eyalet meclis üyeliği gibi görevlere geliyor.Bunların sadece 258'i yani yüzde 3,5'ine birinci ve ikinci kuşak göçmenler seçiliyor.Bu kıyaslamayı birinci ve ikinci kuşak göçmen kadınlar olarak daralttığımızda ise oran çok daha düşüyor ve bu makamların sadece yüzde 1,7'sine bu kadınlar seçilebildiklerini görüyoruz.Oysa eyalet meclislerinde genel olarak kadınların oranı yüzde 29.Eyalet düzeyinde bile bu kadar büyük uçurumlar olması, etnik azınlıklar ve göçmen toplumlarından gelen kadınların ve genel olarak kadınların temsilinin artabilmesi için çok büyük mesafe katedilmesi gerektiğine işaret ediyor.İşte Kamala Harris'in ABD başkan yardımcılığına seçilmiş olmasıyla bu bakımlardan izlemesi çok ilginç olacak bir döneme girmiş bulunuyoruz.Kimin oyunu aldı?Son seçimlerde Afrikalı Amerikalı kadın seçmenler başta olmak üzere etnik azınlıklardan kadınların desteği Biden-Harris ikilisinin zaferinde kritik rol oynadı.Demokrat seçmen tabanının en sadık unsuru olduğu anlaşılan siyah kadınların yaklaşık yüzde 93'ü Biden ve Harris'e oy verdi.Kamala Harris şimdi azınlık toplumlarından kadınları sadece oy vermeye değil siyasi süreçlere daha aktif katılmaya yöneltecek fırsatları da yaratabilir.Kadınların siyasete katılımını artırmak aynı zamanda bu kadınların oy verdikleri siyasi liderlerin vaadlerini yerine getirip getirmediğini sıkı bir şekilde takip etmesi anlamına gelecek. Bu sağlıklı bir demokrasinin en önemli işareti.Göçmenler ve azınlıkların Trump yönetiminin izlediği politikaların hesabını sorma fırsatı ve imkanı pek olmadı, zaten dile getirdikleri kaygı ve eleştiriler de göz ardı edildi.ReutersBiden Harris ikilisinin vaadlerini yerine getirmesinde tabanla ilişkilerinin etkisi büyük olacakNeler beklenebilir?Biden-Harris ekibinin kampanyalarını yürüten ekiple, dışlanmış toplum kesimleri arasında iletişim yolları seçim öncesinde açılmıştı. Şimdi bu iletişimin devam etmesi ve azınlık toplumlarından kadınların çıkarlarını kollayacak politikalara yansıması gerekiyor.Azınlık toplumlarından kadınların umutlarını fırsatlara çevirecek somut politikalar neler olmalı?Kadınlar, özellikle de bu toplumlardan kadınlar buna odaklanmalı.Yeni yönetimin, ceza-infaz sistemine getirilen ilişkin ne yapacağı, odaklanmak gereken önemli konulardan biri olacak.Kamala Harris'in başkan yardımcılığı aynı zamanda ABD'de sistemli ırkçılığın yarattığı sorunların öne çıktığı bir döneme rastladı ve Afrikalı Amerikalılar en görünür şekilde ceza infaz sistemi içinde ırkçılık ve ayrımcılığın yol açtığı şiddetin hedefi oluyorlar.Kolluk güçleriyle karşı karşıya geldiklerinde yaşanan sayısız ölüm olayları, bu yıl içinde Breonna Taylor ve George Floyd'un polis tarafından öldürülmesi ulusal düzeyde isyana ve kitlesel protestolara yol açtı.Geçmişte aldığı eleştirilerKamala Harris'in daha önceki görevlerinde bu tür konulardaki performansı konusunda farklı görüşler var.California'da eyelat savcılığı yaptığı dönemde, polislerin karıştığı öldürme olaylarına müdahale etme konusunda isteksiz olmakla suçlanmıştı.Geçen yıl silahsız siyah yurttaşların polis tarafından öldürüldüğü olayların gündemi işgal ettiği günlerde Harris, bu konudaki görüşlerini ifade etti ama onu eleştirenler sözlerini yeterli bulmadı ve 'büyük adaletsizlikler' konusunda daha cesur adımlar atması çağrıları yaptılar.Şimdi başkan yardımcılığını devraldığında siyah ve diğer azınlık toplumlarının yeni yönetimi ülkede daha eşitlikçi bir yargı ve infaz düzenine geçilmesini sağlayacak politikalar üretmeye zorlaması kritik önem taşıyor.Kısacası Kamala Harris, toplumsal cinsiyet eşitliği, siyah kadınlar ve göçmen kadınlar için eşitlik yönünde bir değişim umudunu temsil ediyor.Ama eğer seçmenleri ile yönetim arasındaki bağ koparsa bu umutlar boş çıkabilir.Barack Obama'nın başkanlığı, aşırı sağın örgütlenerek yürüttüğü kampanyalardan olumsuz etkilenmişti.Tarihten dersler çıkarmak gerekiyor. Eğer Kamala Harris'in seçmenleri onun seçim kampanyası sırasında verdiği sözleri tutmasını istiyorlarsa, 2022'deki Kongre ara seçimlerine kadar çok uyanık kalmaları gerekiyor.Kamala, Farsça'da "bütünlenmek" "tamamına ermek" anlamına geliyor.Onun başkan yardımcılığına gelişinin, ABD'nin eşitlik rüyasının tamamına erdirilmesi bakımından ne anlam ifade edeceği ise Amerikalıların, onun vaadlerini hayata geçirdiğini denetlemesine bağlı olacak. BBC TürkçeBilim Kuruluüyesi Kayıpmaz: 'Daha sert tedbirler her an hızlıca devreye sokulabilir'
Bilim Kurulu üyesi Kayıpmaz: 'Daha sert tedbirler her an hızlıca devreye sokulabilir' figure > Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, koronavirüs salgını ile mücadelede kapsamında alınan tedbirlerin 1 haftadır uygulandığını belirterek, "Eğer bu tedbirler hasta sayılarını, hastane yükünü azaltma anlamında yeterli olmazsa ek tedbirlerin alınması da gündeme gelebilir. Kamusal daha sert tedbirler her an için hızlıca devreye sokulabilir. Cumaya kadar seyir daha net şekilde ortaya konmuş olur†dedi. /Archive/2020/11/28/114335354-bilim-kurulu.jpgAnkara Şehir Hastanesi Acil Tıp Kliniği Eğitim Görevlisi ve Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, koronavirüs vaka sayıları istenilen düzeyde düşmezse yeni kısıtlamaların gelip gelmeyeceğine ilişkin açıklamalarda bulundu. Doç. Dr. Kayıpmaz, kamusal tedbirlerden ziyade bireysel tedbirlerin önemine dikkat çekerek, "Bireysel tedbirler bir yerde yetersiz kalırsa, kamusal tedbirler alınması gerekebilir. Kamusal önlemler zaten geçtiğimiz cuma akşamından itibaren devreye girmeye başladı. Ama; bu kamusal önlemler halihazırdaki durumu ile hastalığın yayılmasını kontrol altına alamazsa o zaman daha sert tedbirlerin de aşamalı olarak gündeme gelmesi söz konusu olur. Bunları da birçok işletme ve saat aralığı için düşünebiliriz" diye konuştu.'CUMAYA KADAR SEYİR NETLEŞİR'Doç. Dr. Kayıpmaz, bir haftalık kritik sürece dikkat çekerek, "Eğer bunlar hasta sayılarını, hastane yükünü azaltma anlamında yeterli olmazsa ek tedbirlerin alınması da gündeme gelebilir. Aslında bu salgının ne kadar süreceğini bilmiyoruz. Elbette ki tam kapatma, hastanelerin üzerindeki yükü azaltma açısından faydalı bir yöntemdir. Ama bunun getireceği psikolojik, sosyal, ekonomik ciddi sonuçlar da vardır. Bireysel tedbirlerin yetersiz geldiği noktada kamusal daha sert tedbirler her an için hızlıca devreye sokulabilir. Önümüzdeki günler bununla ilgili belirleyici olacak. Önümüzdeki cumaya kadar seyir daha net şekilde ortaya konmuş olur" dedi.'EV TOPLANMALARI ANA ETKEN'Doç. Dr. Kayıpmaz, tedbirlere uyulması halinde kısıtlama ve kapatmaların o denli az olacağına işaret ederek, "Biz hala toplumda maskelerin burunların altında, çenede takıldığını görüyoruz, bunun bir koruyuculuğu yok. Ben kendi arkadaşlarımdan görüyorum kafelerin restoranların oturma bölümleri kapalı; ama evlerde toplanmalar devam ediyor. Bu dönemde ev içindeki toplanmaların hastalığın yayılımı açısından önemi çok büyük. Ev içindeki toplanmalar bu hastalığın yayılmasına ana etkenlerden bir tanesi. Misafirlik de bu dönemde olmamalı. Kalabalıklardan evde ve dışında kaçmamız gerekiyor. Biz hala paket servislerde büfelerin önünde o kalabalıkları görüyorsak, fiziki mesafe oralarda korunamıyorsa burada bir sorun var demektir. İşletmeler de yaşamına devam etmek durumda. Buralardan hizmet alan insanlarımızın davranışları çok önemli. Büfelerin veya paket servisi yapan yerlerin, dışarıdaki insanları kontrol etme şansı yok. Ama AVM yönetimleri kontrolleri artırabilir. Nitekim hafta sonu yaşanan o kötü görüntülerden sonra bu alanlarda da önlemler attırıldı. Üstelik masada bu risk daha az iken yerde oturulduğunda çok daha fazla bir risk var" dedi. 'SAĞLIK SİSTEMİNDE YÜK OLUŞTURAN HASTANEYE YATAN GRUP'Doç. Dr. Kayıpmaz, koronavirüs tablosunda yeni yer alan toplam vaka sayısına ilişkin de "Vaka sayısının içinde hastalar da ağır hastalar da testi pozitif saptanmış kişiler de mevcut. Sağlık sistemimiz üzerinde yük oluşturan grup belirti gösteren, hastaneye başvurması gereken, bir kısmı hastaneye yatması gereken gruptur. Bundan dolayı bakanlığımız sağlık sistemi üzerinde yük oluşturan hasta sayılarını vermeyi tercih etmişti. Sonrasında her ne kadar sağlık kuruluşları üzerinde yük oluşturmasa da filyasyon ekiplerimizin takibe aldığı, testleri pozitif gelen diğer kişilerin de belirti versin vermesin sayılarının açıklanması uygun görüldü, bu şekilde açıklanmaya başlandı. Biz vaka sayısına takılmadan, vaka sayısı kaç olursa olsun bu hastalık tehdidi ortadan kalkıncaya kadar toplumsal bağışıklık aşılar aracılığı ile yaygın biçimde sağlanacağı zamana kadar tedbirlere uymak durumundayız" ifadesini kullandı. (DHA)İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin 2021 yılıbütçesi kabul edildi
Ä°zmir BüyükÅŸehir Belediyesi’nin 2021 yılı bütçesi kabul edildi figure > Ä°zmir BüyükÅŸehir Belediyesi'nin 2021 yılı bütçesi ve performans programı belediye meclisinde yapılan görüşmelerin ardından oyçokluÄŸuyla kabul edildi. 9 milyar liralık bütçeninç yüzde 42'si yatırımlara ayrıldı. BaÅŸkan Tunç Soyer, belediyenin Konak'taki ana hizmet binasının 30 Ekim'deki depremde hasar gördüğünü belirterek, binanın yıkılacağını söyledi. Ä°zmir BüyükÅŸehir Belediye Meclisi’nin Kasım ayı olaÄŸan meclis toplantısının son oturumu, BaÅŸkan Tunç Soyer yönetiminde yapıldı. Meclis'te Ä°zmir BüyükÅŸehir Belediyesi'nin 2021 Bütçe ve Performans Programı görüşüldü. Gelecek yıl yatırımlarını krize raÄŸmen sürdürmeye kararlı olan BüyükÅŸehir Belediyesi, 2021 yılı bütçesini 9 milyar TL olarak belirledi. 9 milyar liralık bütçenin yaklaşık 3 milyar 780 milyon lirasını yatırımlara ayıran BüyükÅŸehir; raylı sistem, ulaşım, altyapı gibi alanlarda çalışmalarını aralıksız sürdürme kararı aldı.Meclis oturumunda bütçe üzerine söz alan Ä°zmir BüyükÅŸehir Belediyesi BaÅŸkan Vekili Mustafa Özuslu, pandemiye raÄŸmen hizmetlerin aksatılmadığını söyledi. Belediyenin yatırımlarını anlatan Özuslu, raylı sistem yatırımları hakkında ÅŸunları anlattı: “Narlıdere Metrosu biz göreve geldiÄŸimizde yüzde 12 seviyesindeydi. Bugün yüzde 66 seviyesinde. 125 milyon Euro finansman kaynağı bularak bu projemizi yürütüyoruz. Ä°nÅŸallah 2022 yılında meclisteki arkadaÅŸlarımızla birlikte Narlıdere Metrosu'na bineceÄŸiz. Evka-3'e kadar ÅŸehrin altından gideceÄŸiz. Ä°ZBAN'ın Bergama'ya uzatılmasını Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları'nın (TCDD) hem kamulaÅŸtırma hem de hat yapım çalışmalarının tamamlayamamasından dolayı yürümedi. Hükümetin 2011 yılından beri yatırım programında olan ancak yeterli bütçe ayırmadığı için Otogar-Halkapınar metro hattı için de bekleyiÅŸimi z sürüyor. Biz Narlıdere Metrosu'nu kendi kaynaklarımızla yapıyoruz. Buca'yı da kendi kaynaklarımızla yapacağız. Ama hükümetin de ÅŸu Halkapınar Metrosu'nu yapmasını ben Ä°zmirli ve meclis üyesi olarak bekliyorum.â€SOYER: ÇOK SES, ÇOK RENKOturumun sonunda konuÅŸan Ä°zmir BüyükÅŸehir Belediye BaÅŸkanı Tunç Soyer, devam eden ve biten yatırımlar konusunda bilgi verdi. 7 saat süren meclis toplantısının heyecan verici olduÄŸunu ifade eden BaÅŸkan Tunç Soyer, “OlaÄŸanüstü bir demokrasi şöleniydi. Birbirimizi duyduk, anlamaya çalıştık. Ä°zmir’e yakışan bir durum. Çok renk, çok ses, çok nefes bu†dedi./Archive/2020/11/28/113400969-1.jpgÄ°zmir BüyükÅŸehir Belediyesi'nin kredi derecelendirme notunun düştüğü eleÅŸtirilerine de yanıt veren Soyer, ÅŸunları söyledi: “İzmir BüyükÅŸehir Belediyesi’nin notu Türkiye ile uyumlu olmak zorunda olduÄŸu için düştü. Türkiye’nin gayri safi milli hasılası azaldı. Bunlar bizi memnun eden ÅŸeyler deÄŸil. Türkiye’nin içinde bulunduÄŸu durumdan biz de nasibimizi alıyoruz. 2019 yılında 2 milyar lira borç ödemiÅŸ, 2 buçuk milyar borç almışız. Ne yapmışız? 140 milyon dolarlık yatırım yapmışız. 2 milyarlık borcun 1.3 milyarlık bölümü sadece Narlıdere metrosu ve iki feribot alımı için gitmiÅŸ. ‘Borçlar alınıyor, nereye harcanıyor’ konusunda hiçbir tereddüt oluÅŸturmayacak berrak rakamlar bunlar†Soyer, Ä°zmir BüyükÅŸehir Belediyesi'nin tarımsal kalkınmaya da ciddi kaynak ayırdığını da söyledi.“10 BÄ°N HEKTARLIK YENÄ° GELİŞİM KONUT ALANIâ€Plan yapılmadığı yönünde eleÅŸtirilerin bulunduÄŸunu anımsatan BaÅŸkan Soyer, “Bin hektar alanda kentsel yenileme planı tamamlandı. Yani 18-19 aydır BüyükÅŸehir Belediyesi olarak, meclislerimize gelen konuların yüzde 80'i imar. 10 bin hektarlık yeni geliÅŸim konut alanı planladık. Bunları birlikte yaptık.†Gıda Çarşı otoparkı için 2021 yılının ilk yarısında ihaleye çıkarak burayı yapacaklarını belirten Soyer, konunun bizzat takipçisi olacağını açıkladı. Ä°ZMÄ°R / CumhuriyetMaduro: Maradona, Venezuela halkına yiyecek yardımında bulunmamız için destek oldu
Maduro: Maradona, Venezuela halkına yiyecek yardımında bulunmamız için destek oldu figure > Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, Arjantinli efsane futbolcu Diego Armando Maradona'nın Venezuela halkına birçok kez destek olduğunu belirtti. Nicolas Maduro, Arjantinli efsane futbolcu Diego Armando Maradona'nın, ülkesine gıda desteği dahil özel konularda çeşitli yardımlarda bulunduğunu belirtti.Venezuela basınında çıkan habere göre, çarşamba günü hayatını kaybeden Maradona'nın "hassas bir insan" olduğunu vurgulayan Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, Venezuela'da yaşanılan problemlerin çözümü için Maradona'nın birçok kez girişimde bulunduğunu aktardı.HAKSIZLIĞA KARŞI DİK DURUŞ SERGİLEDİSputnik’in aktardığına göre Maduro, Maradona'nın haksızlığa ve adaletsizliğe karşı dik duruş sergilediğine işaret ederek, "Her zaman olduğu gibi, hareket halindeydi ve bizim yanımızdaydı. Venezuela halkına yiyecek yardımında bulunmamız için bize birçok kez destekte bulundu. Büyük Diego, daima detaylara dikkat eden, duyarlı, sevgi dolu ve zalimliğe karşı asil ruhlu bir adamdı" ifadesini kullandı.Arjantin basınında çıkan habere göre, Maradona, Buenos Aires eyaletine bağlı Tigre kentinde, kalp ve akciğer problemi nedeniyle hayatını kaybetti. AAİnsanımutlu eden gıdalar
İnsanı mutlu eden gıdalar figure > Yeterli ve dengeli beslenmenin önemine vurgu yapan Beslenme ve Diyet Uzmanı Dyt. Yıldız Melek Aksoylu, “Az su tüketimi kişiyi mutsuz eder, çalışma kapasitesini düşürür. Aynı zamanda çok fazla kafein tüketimi de mutsuzluğa neden olur. Ancak, muz, nar, kivi, kefir, ıspanak, pırasa, yumurta, yulaf ve ceviz gibi besinler ruh halinizi düzenlemeye yardımcı olan seratonin üretimini sağlayan amino asit triptofan içerir. Vitamin ve mineral açısından zengindir, sizi mutlu eder†dedi. Havaların soğumasıyla güneşin kendini göstermemesi bazı kişileri mutsuz ediyor. Medicana International İstanbul Hastanesi’nden Beslenme ve Diyet Uzmanı Dyt. Yıldız Melek Aksoylu, soğuk havalarla birçok enfeksiyon hastalığının artığına da dikkat çekerek, mutluluğun formülünün yeterli ve dengeli beslenmek olduğunu söyledi. Mutluluk veren besinleri anlatan Dyt. Yıldız Melek Aksoylu, bazı beslenme alışkanlıklarının kişileri mutsuz ettiğini belirterek önerilerde bulundu.AZ SU TÜKETİMİ MUTSUZLUK NEDENİToplum olarak az su tüketildiğini söyleyen Aksoylu, “Az su tüketimi kişiyi mutsuz eder, çalışma kapasitemizi düşürür. Aynı zamanda çok fazla kafein tüketimi de mutsuzluğa neden olur. Kahveyi aşırıya kaçmadan içmeliyiz. Asitli içecekler, meyve suları, çay su grubunda yer almıyor. 100 kilo olan bir kadın günlük 3 litre, erkek ise 3,5 litre su içmeli. 60 kiloda olan bir kadın 1,5-2 litre erkek ise 2-2,5 litre su tüketmeli. Suyu fazla içmek de zararlı çünkü vücuttaki bazı mineral dengesini bozuyor. Aşırı kafein tüketimi de mutlu olmamızı sağlayan minerallerin vücudumuzdan ayrılmasına neden olur. Bir tane filtre kahve, 2 Türk kahvesi, 2 de çay içtiniz bu günlük kafein ihtiyacınızı karşılıyor†diye konuştu./Archive%5C2020%5C11%5C28%5C113929981-insani-mutlu-eden-gidalar_5.jpgMUTLULUĞUN FORMÜLÜ: YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEUyku düzeninin kişinin psikolojisini etkilediğini belirten Dyt. Aksoylu, “İçinde serotonin olan gıdalar bizi mutlu eder. Yeterli ve dengeli beslenme bizi mutluluğa götürecek en önemli unsurdur. Makarna, tatlı, çikolata yemeği çok seviyoruz bunları dengeli tüketirsek zarar vermezler. Fakat şekerli gıdaları yüksek miktarda yersek mutsuz oluruz. Kakao oranı yüksek çikolata yerseniz mutlu olursunuz ancak fazla tüketirseniz mutsuz olursunuz†ifadelerini kullandı./Archive%5C2020%5C11%5C28%5C113929512-insani-mutlu-eden-gidalar_3.jpgMUZ VE NAR TÜKETİNSebze ve meyvelerin çok iyi bir antioksidan olduğunu vurgulayan Dyt. Aksoylu, “Vitamin ve mineral kaynağıdır, hepsi mutluluk verir. Bunların en başında muz geliyor, nar, yazın çilek, ahududu, böğürtlen, kivi de mutlu eder. Meyvelerin vitamin ve mineralinden yararlanmak için mevsiminde tüketmeliyiz. Kefir, yoğurt, ayran gibi probiyotik içeren ürünler de kişiyi mutlu eder†dedi.PIRASA, BROKOLİ, KIRMIZI LAHANA…Ispanakta depresyonu hafifleten ve yorgunluğu azaltan folik asit bulunduğunu anlatan Dyt. Aksoylu, “Yeşil yapraklı sebzelerden ıspanak, pazı, brokoli, karnabahar, pırasa, kırmızı lahana, semiz otu tüketin. Kuruyemiş de yiyebiliriz ama dengeli olmalıyız çünkü kalorisi yüksek. Ceviz omaga-3 kaynağı, bağışıklığı güçlendirir. Hindi eti ve yulaf da yenmelidir†diye konuştu./Archive%5C2020%5C11%5C28%5C113929028-insani-mutlu-eden-gidalar_2.jpgKARBONHİDRAT AĞIRLIKLI BESLENMEK BAĞIŞIKLIĞI SİSTEMİNİ ZAYIFLATIRKarbonhidrat ağırlıklı beslenmenin bağışıklığı sistemini zayıflattığını aktaran Dyt. Yıldız Melek Aksoylu, “Sabah simit veya poğaça yediyseniz yanına peynir ve yumurta ekleyin. Öğlen sebze tüketin, böyle dengelersek hem sağlığımız bozulmaz hem de zararsız olduğu için mutsuzluğun önüne geçilir. Yumurta en elzem besin kaynaklarımızdan biridir, her sabah tüketilebilir. Çok iyi bir protein kaynağıdır, tok tutar†ifadelerini kullandı. DHA