News - Haberler
Josef derbide eski takımına rakip olacak
Josef derbide eski takımına rakip olacak figure > Süper Lig'de 100. maçını geçen hafta Medipol Başakşehir'e karşı oynayan Josef de Souza, derbide görev alması halinde eski takımı Fenerbahçe'ye karşı forma giyecek. Beşiktaş'ın sezon başında kadrosuna kattığı Josef de Souza, siyah-beyazlıların yarın Fenerbahçe ile Ülker Stadı'nda oynayacağı derbi maçta ilk kez eski takımına rakip olacak.Fenerbahçe'nin 2015-2016 sezonunda Brezilya ekibi Sao Paulo'dan transfer ettiği Josef de Souza, teknik direktör Sergen Yalçın'ın görev vermesi halinde Kadıköy'e rakip olarak gidecek.Sarı-lacivertli kulüpte 3 sezon görev yapan Brezilyalı orta saha, yeni takımı Beşiktaş'a karşı 5'i lig, 3'ü Türkiye Kupası olmak üzere 8 kez rakip oldu. Kupa maçlarından birinde ise siyah-beyazlı takım sahaya çıkmadı.Fenerbahçe'deki ilk sezonunun ilk yarısında siyah-beyazlılara karşı oynanan maçta sakatlığı nedeniyle forma giyemeyen Josef de Souza, Kadıköy'de oynanan ve sarı-lacivertlilerin 2-0 kazandığı derbide ilk kez Beşiktaş'a karşı forma giydi.Geçen hafta oynanan Medipol Başakşehir maçıyla Süper Lig'deki 100. karşılaşmasına Beşiktaş formasıyla çıkan De Souza, sarı-lacivertli forma altında siyah-beyazlılara karşı ligde 2 kez galibiyet sevinci yaşarken, 1 kere de siyah-beyazlı ekibin galibiyetine tanıklık etti, 2016-2017 sezonundaki 2 derbi ise beraberlikle sona erdi. Brezilyalı futbolcu Türkiye Kupası maçlarında ise 1'i hükmen olmak üzere 2 kere kazanan tarafta yer aldı.Tecrübeli orta saha, Fenerbahçe formasıyla Beşiktaş'a karşı oynadığı derbi maçlarda birer sarı ve kırmızı kart gördü.FENERBAHÇE FORMASIYLA 96 MAÇ OYNADITürkiye'de ilk olarak Fenerbahçe forması giyen De Souza, sarı-lacivertli formayla 96 lig maçına çıktı.Brezilyalı futbolcu, ilk sezonunda 31 maçta görev aldı. Sarı-lacivertli takımdaki ikinci yılında 30 lig maçında forma giyen De Souza, sonraki sezon ise 33 maçta süre aldı. De Souza, bir sonraki sezonun başında 2 maçta daha Fenerbahçe forması giyerken, daha sonra takımdan ayrıldı.Kadıköy'deki atmosferi en iyi bilen Beşiktaşlı futbolcu konumunda bulunan De Souza, bu sezon başında siyah-beyazlı ekibe transfer oldu. Brezilyalı oyuncu, siyah-beyazlı ekiple de şu ana dek 4 maçta görev yaptı.De Souza, Beşiktaş'ın Medipol Başakşehir ile oynadığı karşılaşmada görev alarak Süper Lig'de 100. maçına da çıkma başarısı göstermişti.LİGDEKİ 10 GOLÜNÜ DE FENERBAHÇE'DE ATTIKariyerinin önemli bir dönemini Türkiye'de ve Fenerbahçe'de geçiren De Souza, Süper Lig'deki 10 golünü de sarı-lacivertli formayla kaydetti.Beşiktaş formasıyla eski takımına karşı görev yapacak Brezilyalı oyuncu, siyah-beyazlı formayla ilk gol sevincini de derbi maçta yaşamaya çalışacak. AAFenerbahçe-Beşiktaşrekabetinde 352. randevu
Fenerbahçe-Beşiktaş rekabetinde 352. randevu figure > Geride kalan maçlarda Fenerbahçe 133, Beşiktaş 125 galibiyet aldı, 96 yıllık rekabette gol sayısında da Fenerbahçe'nin 485-443 üstünlüğü bulunuyor. . Fenerbahçe ile Beşiktaş, yarın yapacakları Süper Lig maçıyla 352. kez karşı karşıya gelecek.Ülker Stadı'nda saat 19.00'da oynanacak derbi maçında sahaya çıkacak Fenerbahçe ile Beşiktaş, tarihlerinde daha önce 351 kez karşılaştı./Archive/2020/11/28/123411323-fbbjk.jpegİki ekip arasında 28 Kasım 1924'te Fenerbahçe'nin 4-0 galibiyetiyle başlayan 96 yıllık rekabette sarı-lacivertliler, rakibi karşısında galibiyet ve gol sayısı bakımından önde bulunuyor.Geride kalan maçlarda Fenerbahçe 133, Beşiktaş 125 galibiyet aldı, 93 karşılaşmada ise taraflar birbirlerine üstünlük sağlayamadı.Rekabette Fenerbahçe'nin 485 golüne, Beşiktaş 443 golle karşılık verdi.LİG MAÇLARIFenerbahçe ile Beşiktaş, 1959 yılından bu yana düzenlenen lig maçlarında ise 128 kez karşı karşıya geldi.Ligde geride kalan müsabakalarda Fenerbahçe 47, Beşiktaş 40 galibiyet aldı. Bu iki takım arasındaki 41 maç ise beraberlikle sonuçlandı.Sarı-lacivertlilerin ligdeki 144 golüne, siyah-beyazlılar 143 golle yanıt verdi.SON MAÇ BEŞİKTAŞ'INFenerbahçe ile Beşiktaş rekabetindeki son maçı siyah-beyazlı ekip kazandı.Geçtiğimiz sezonun 33. haftasında Vodafone Park'ta oynanan karşılaşma, Beşiktaş'ın 2-0 üstünlüğüyle sona erdi.Siyah-beyazlıların gollerini Domagoj Vida ve Gökhan Gönül kaydetmişti.Beşiktaş, yarın konuk olacağı Fenerbahçe karşısında son maçlarda kazanmakta zorlanıyor.Siyah-beyazlı takım, rakibiyle oynadığı son 26 derbiden sadece 5'ini galibiyetle tamamlayabildi.Fenerbahçe bu dönemde 12 kez kazandı. Söz konusu periyotta iki takım arasındaki 9 karşılaşma ise beraberlikle sonuçlandı. AACumhuriyet Pazar’da bu hafta
Cumhuriyet Pazar’da bu hafta figure > Cumhuriyet Pazar, bu hafta da dolu ve zengin içerikleriyler yarın gazeteniz Cumhuriyet'le birlikte. Bayinizden istemeyi unutmayın! /Archive/2020/11/28/110601219-screenshot1.pngFazıl Say, Serenad Bağcan’la hazırladığı yeni albümü Şu Dünyanın Sırrı’nı Cumhuriyet Pazar’a anlattı. “Türkiye’nin felsefe ortamı zayıflıyor. Aslında Türkiye felsefesiz bir yer değil. Bu albüm biraz da felsefe hatırlatmak için yapıldı†diyor. Meksika’da dünya rekoru kıran dalgıç Fatma Uruk’un film gibi mücadelesi… Milli sporcuyu vertigo hastalığı bile denizlerden koparamamış… Arif Kızılyalın yazdı…Londra’da plak şirketi kuran ve en iyiler listelerine giren Sine Büyüka… Emrah Kolukısa söyleşisi…Çocukları istismardan korumak için yola çıkan Karanlığıarala hareketi… Figen Atalay’ın yazısı… Ataol Behramoğlu, Mustafa K. Erdemol, Özge Mumcu Aybars ve Enver Aysever yazıları Vecdi Seviğ’den ortaçağdan bugüne lahana….Beslenme uzmanımız Merve Saatçi ve istiridye mantarı üreticisi Hakan Kayol’dan mantarın faydaları…Hazal Ocak’tan çocukların yeni kahramanı 'doğa aktivisti’ tavşan Papuduk…Oğuz Zengin’den Arjantin’in Uco vadisi ve Malbec üzümleri… Deniz Yavaşoğulları’ndan Pati Günlükleri… Emrah Kolukısa’dan sanat ajandası… Hepsi ve daha fazlası Cumhuriyet Pazar’da cumhuriyet.com.trCinsel istismara iyi hal indirimi
Türkçe Haberler En Son Başlıklar Cinsel istismara iyi hal indirimi figure > İstanbul’da 4 yaşındaki E.M’ye cinsel istismarda bulunduğu ileri sürülen 17 yaşındaki kuzeni D.A’nın yargılandığı dava karara bağlandı. Savcı mütalaasında E.M’nin kuzeni D.A. tarafından cinsel istismarına uğradığının ortaya çıkmasına karşın, mahkeme heyeti D.A’nın duruşma aşamasındaki hali ve davranışları nedeniyle iyi hal indirimi uygulayarak 5 yıl 6 ay 20 gün hapis cezası verdi. 13 AY KALACAKİstanbul Bakırköy Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’nce 10 Kasım’da görülen “çocuğa cinsel istismar†davasında savcı, olayda çocuğa karşı işlenen bir cinsel istismar fiili olduğunu tespit ederek, sanık D.A’nın cezalandırılmasını talep etti. Davayı karara bağlayan mahkeme heyeti, D.A’yı “on iki yaşından küçük çocuğun cinsel istismarı†suçundan 10 yıl hapis cezasına çaptırdı. Ancak heyet, sanık D.A’nın “duruşma aşamasındaki iyi hali ve davranışları†nedeniyle iyi hal indirimi uygulayarak 10 yıl hapis cezasını 5 yıl 6 ay 20 gün hapis cezasına indirdi. Bu kararın Bölge Adliye Mahkemesi’nde onanması halinde D.A, kapalı ceza infaz kurumunda 1 ay süre kaldıktan sonra açık cezaevine götürüleceği ve 1 yıl 29 günlük infaz süresini tamamlayacağı belirtildi. Mağdurun aile avukatı İlke Örs ve Tekin Köse, cezanın alt sınırdan verilmesine ve iyi halden dolayı yapılan takdiri indirime karşı itiraz ettiklerini söyleyerek, “Ceza kanunumuz Alman ceza kanunları ve doktrininden esinlenmiş olmasına rağmen “vücuda organ veya sair cisim sokma†hususunda kadın ile erkeğe yapılan istismara ilişkin bazı olumsuz görüş farkları var. Bu farklar sadece bu dosya için değil genel anlamda uygulama açısından kanaatimizce sorunlu durumda. Şöyle ki; Türk literatüründe ve uygulamasında vücuda girmeden söz edilebilmesi için vajinanın giriş bölümüne sokma bulunması gerektiği açıktır. Ancak Alman literatüründeki bir görüşe göre vücudun dışı ile içi arasındaki ayrımı dışarıdan görülebilirliğe göre yapılmalıdır. Henüz vajinanın giriş bölümüne ulaşmamış fakat küçük dudakları aşan müdahalelerin vücuda girme teşkil ettiği kabul edilmelidir. Kadın cinsel organına dudak, diş veya dille temas edildiğinde ise kanundaki sokma şartı gerçekleşmemektedir. Her ne kadar genel kanaat aksi yönde oluşmuş olsa da mağdurenin cinsel organına yönelik dil ile yapılan müdahalede de “sair cisim veya organ sokma†fiili olarak değerlendirilmeli ve alt sınır 18 yıl uyarınca D. A cezalandırılmalıdır†ifadelerine yer verdiler. Kübra Köklü‘100 bin sağlıkçıalınmalı’
‘100 bin sağlıkçı alınmalı’ figure > Sağlık Bakanlığı’nın 12 bin sağlık personelinin atanacağını açıklamasına sağlıkçılardan tepki geldi. Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği Başkanı Heybet Aslanoğlu, sağlıkta 12 bin atamanın sahanın ihtiyacını karşılamaktan çok uzak olduğunu vurgulayarak “Sadece atama değil ekonomik ve özlük haklarımızın iyileştirilmesini istiyoruz. Türkiye’nin acil ihtiyaç duyduğu sağlık personeli 100 bin civarındadır. Bu ülkede atanmayı bekleyen 500 bin üzerinde sağlık mezunumuz var. Bu zor günlerde Sağlık için kaynak ayırıp kadro açamıyorsak ne zaman yeterli kadro açacaksınız†diye sordu. ‘ŞAKA YAPMIYORLAR’50 binin üzerinde sağlık personelinin Covid-19’a yakalandığı için hizmet veremediğini vurgulayan Aslanoğlu, “İş yükü oldukça artan sağlık emekçileri tükeniyoruz derken şaka yapmıyorlar. Birçok işyerinde sağlık personeli yetersizliğinden hizmet verilemez noktaya gelinmiştir. Her serviste birkaç sağlık personeli Covid-19 olmuş durumda ve nöbet listeleri dönmemektedir†dedi. Sibel BahçetepeVakadaki‘perde’turizmi de bitirdi
Vakadaki ‘perde’ turizmi de bitirdi figure > Türkiye’nin yeni açıklamaya başladığı vaka sayılarını uzun bir süre gizlemesi turizmi de vurdu. Muğla’ya gelen turist sayısı 2.2 milyon azaldı. Turizm gelirleri düşünce sezon ortasında kepenk indiren esnaf da zora girdi. CHP Muğla Milletvekili Mürsel Alban, Muğla’ya gelen turist sayısında yüzde 80 azalma yaşandığını, bu “şok†düşüşte daha düne kadar açıklanmayan vaka sayısının büyük etken olduğunu söyledi. Alban, vaka sayılarını açıklamayan Sağlık Bakanlığı’na bu kararın turizme bir katkısının olmayacağını, aksine ters tepki yaratıp güven kaybı yaşatacağını bütün yaz boyunca söylediklerini, ancak dinletemediklerini vurguladı. İngiltere’nin ekim başında Covid-19 vakalarını, uluslararası örgütlerin tanımından farklı şekilde tanımladığı gerekçesiyle Türkiye’yi seyahat koridoru listesinden çıkararak yeniden “karantina uygulanacak ülkeler†arasına eklediğine işaret eden Alban, özellikle İngiliz turistlerin tercih ettiği Marmaris ve Fethiye’nin bu karardan olumsuz etkilediğini bildirdi. Alban, daha sonra aynı gerekçeyle Almanya’nın, Türkiye’yi seyahat koridorundan çıkardığını, turizmin tam anlamıyla çöktüğüne dikkat çekti. /Archive/2020/11/27/213903568-kapak145430.jpgAlban, turizm gelirlerindeki düşme nedeniyle buradan kazanç sağlayan esnafın da zor durumda kaldığını, çoğunun sezonun ortasında dükkânlarını kapattığını söyledi. Mustafa ÇakırBorsa’nın yüzde 10’u olmaküzere Katar’a satılan varlıklar sorgulanıyor: Servetimiz yağmalanıyor
Borsa’nın yüzde 10’u olmak üzere Katar’a satılan varlıklar sorgulanıyor: Servetimiz yağmalanıyor figure > CHP’li Erdoğdu, “Milli servetimizin, haraç-mezat satılmasının gelecekte çok ağır sonuçlarıyla karşılaşacağız†dedi. Eski Katar Büyükelçisi Mithat Rende, “Sıcak para girer, fakat hiç ummadığınız anda bir gecede çıkar†diye konuştu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Katar Emiri Şeyh Temim’le imzaladığı anlaşmayla Borsa İstanbul’un yüzde 10’luk payının Katar Yatırım Otoritesi’ne devredilmesini değerlendiren CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu, “Şu anda batan geminin malları misali Türkiye’nin milli serveti yağmalanıyor. Türkiye bu gidişle Katar’ın müstemlekesi haline gelecek†derken eski Katar Büyükelçisi Mithat Rende, “Türkiye’nin yabancı sermayeye ihtiyacı var; bütün mesele yabancı sermayenin hangi koşullarda geleceği. Sıcak para girer, fakat hiç ummadığınız anda bir gecede çıkar. Asıl mesele, yatırımın istihdama yönelik alanlara kanalize edilmesinde†diye konuştu. /Archive/2020/11/27/215101968-aykut-erdogdu-s4-renk.jpgKatar Emiri Şeyh Temim bin Hamad el Sani’nin önceki gün Ankara’ya yaptığı ziyarette Türkiye ve Katar arasında imzalanan 10 anlaşma ile Borsa İstanbul’un Türkiye Varlık Fonu’na ait olan yüzde 10’luk hissesi açıklanmayan bir bedelle Katar Yatırım Otoritesi’ne devredilirken Antalya Limanı ve İstinyePark’ın yüzde 42’lik hissesi Katar Yatırım Fonu’na satıldı.Katar ile yapılan anlaşmaları değerlendiren CHP’li Erdoğdu, “Türkiye’de şu anda kur çok yüksek olduğu ve dolayısıyla Türk Lirası diğer para birimleri karşısında çok değersiz olduğu için Türk varlıkları da son derece değersiz. Katar, uluslararası arenada finansal olarak riskli ülkelerden kabul ediliyor. Milli servetimizin, döviz rezervlerimiz eriterek 70 sente muhtaç bir haldeyken haraç-mezat satılmasının gelecekte çok ağır sonuçlarıyla karşılaşacağız. Halihazırda Katar’la devam eden bir swap anlaşması var, Merkez Bankası bu yükümlülükleri karşılamakta bile zorlanıyor†dedi. İktidarın dış finansmanda önemli ölçüde Katar’a bağımlı hale geldiğini söyleyen Erdoğdu, “Enerjide tamamen Rusya’ya bağlanmak ne kadar tehlikeliyse dış finansmanda Katar’a bağlanmak o kadar tehlikelidir. Erdoğan’ın bir sözünü ben hatırlatmak istiyorum: Borç alan emir alır, Türkiye bu gidişle Katar’ın müstemlekesi haline gelecek. Son çıkan servet aklaması yasası var. ‘Kaynağı ne olursa olsun, dışarıdan para gelsin’ şeklinde bir yasa da çıkardılar. Katar’la gri işlemler yapıyorlar, bunlar şüphe doğurucu işler†diye konuştu."TEK ALICI KATAR"Borsa İstanbul hisselerinin hiçbir rekabet olmadan Katar’a verildiğine dikkat çeken Erdoğdu, “Şu an Türkiye ekonomisi dibe vurmuş durumda. Daha sağlıklı sermaye gelebilecek piyasalardan para gelmediği için Türkiye’nin varlıkları yok pahasına satılıyor, batan geminin mallarına döndü. Varlığın kıymetinde satılması için rekabet olması gerekiyor. 70 sente muhtaçsınız, hiçbir ülke döviz göndermiyor, Katar tek alıcı olarak ne verirse o paraya satılmış olacak†dedi. Borsa İstanbul’un yüzde 10 hissesine sahip olan Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nın (EBRD) bu hisselerini sattığını anımsatan Erdoğdu, “EBRD, etik nedenlerle hissesini sattı. Siz kör, parmağın gözüne şeklinde Halkbank davasından bir şekilde yargılanmış birini getirip Borsa İstanbul’un başına getirirseniz olacağı budur. Şu an itibarıyla Türkiye ekonomisinin çökmesinin sebebi, adalet ve demokrasinin çökmesidir. Artık kimseyi yapısal reformla kandırmanın bir anlamı yok. Türkiye’de adalet ve demokrasi restore edilmeden Türkiye ekonomisinin kurtulması mümkün değil†dedi."AYRICALIKLARDAN SÖZ EDİLİYOR"2007-2009 yılları arasında Türkiye’nin Doha Büyükelçiliği görevi yapmış olan emekli büyükelçi Mithat Rende ise Cumhuriyet’e yaptığı değerlendirmede, Türkiye-Katar ilişkilerinin son dönemde girift bir hale geldiğine dikkat çekerek “Doha’da büyükelçilik yaptığım dönemde Türk-Katar ticari ve ekonomik ilişkilerinin geliştirilmesi için çeşitli adımlar atıldı ve ekonomik ilişkilerde gelişme sağlandı. Ben ayrıldıktan sonra işin siyasi boyutu daha ön plana çıktı, Arap Baharı’nda iki ülke de İhvan hareketini desteledi, 2017’de Katar’a yönelik Suudi Arabistan’ın başını çektiği ambargo karşısında Türkiye’nin takındığı tutum, Türkiye-Katar Askeri İşbirliği Anlaşması’nın 24 saat içinde TBMM’den geçirilmesi, tüm bunlar ilişkilere ekonomik ve ticari boyutun yanında siyasi bir boyut kazandırdı†dedi./Archive/2020/11/27/215117655-elci-s4-renk.jpgKatar’ın, Suudi Arabistan’ın başını çektiği Arap ülkelerinin ablukasıyla karşılaşmasının, Katar’ın Türkiye’deki yatırımlarını artırmasında etkili olduğuna dikkat çeken Rende, “Katar, doğalgaz ihracatı dolayısıyla büyük oranda bütçe fazlası veren bir ülke, İngiltere’de, Fransa’da, Almanya’da büyük yatırımları var. Ama Katar’ın en büyük yatırım alanlarından biri Dubai, diğeri de Beyrut’tu. Katar’ın bozulan ilişkileri ve Lübnan’ın iç siyasi durumu nedeniyle daha önce Dubai ve Beyrut’a kanalize edilen Katar fonları İstanbul’a yönlendirildi. “Tabii bizim bilemeyeceğimiz kendilerine tanınan ayrıcalıklardan da söz ediliyor. Şeffaflık aranıyor, toplum bunların hangi koşullarda verildiği bilmek istiyor†ifadelerini kullandı. "SATIŞA NASIL KARAR VERİLDİ?"CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç ise dün düzenlediği basın toplantısında, “Tank palet fabrikasının Katar ordusuna ve BMC’nin sahibi Ethem Sancak’a peşkeş çekildiğini†söyleydi. Özkoç, “‘Bir yıl içerisinde Türkiye milli tankı üretecek’ dediler. Aradan 2 yıl geçti. Tank var mı ortada? Yok. Kim ihya oluyor bundan? Milletimiz mi, Türkiye Cumhuriyeti ordusu mu? Buradan ihya olan Katar ve Ethem Sancak. Kanal İstanbul’un faydası var mı? Hayır. Ekolojik dengeleri bozuyor mu? Evet. İhaleden sonra İstanbul’un çevresindeki arazilerin büyük bir kısmını Katar emirinin annesi kapattı†diye konuştu. Özkoç, en çok parayı futboldan kazanan Digiturk ihalesini Katar’ın kazandığını anımsattı. CHP Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi de Borsa İstanbul’un yüzde 10 hissesinin Katar’a devredilmesini TBMM gündemine taşıdı. Hakverdi, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde Katar ile imzalanan protokolün şartlarının açıklanmasını istedi. Hüseyin HayatseverHukukçular Fidan ve Kocaman'ın atanmasınıyorumladı: Terfi değil tasfiye edildiler
Hukukçular Fidan ve Kocaman'ın atanmasını yorumladı: Terfi değil tasfiye edildiler figure > Hâkim ve Savcılar Kurulu’nun (HSK) kararıyla İstanbul ve Ankara cumhuriyet başsavcıları İrfan Fidan ve Yüksel Kocaman’ın Yargıtay’a üye yapılmaları tartışmalara neden oldu. Hukukçular bu atamanın şekil olarak terfi gibi gözüktüğünü ancak Fidan ve Kocaman’ın tasfiye edilmesi olarak yorumladı. Hukukçu Aslı Kazan, yaşanan bu süreci 2011’de Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) kararıyla firari eski savcı Zekeriya Öz’ün özel yetkilerinin elinden alınarak, İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili yapıldığı döneme benzettiğini belirtti. Bir siyasi davalar döneminin daha sonuna gelindiğini aktaran Kazan, “Bir devir kapanıyor. 2016 yılında başlayan bir süreç vardı. Bu isimler çok ciddi hak ihlallerine imza attılar. Sadece darbe soruşturmalarından bahsetmiyorum. İş insanı Osman Kavala’dan tutun da birçok hukuksuz iddianameye imza attılar. Tamamı siyasiydi bu davaların. O devir kapanıyor artık. İstanbul ya da Ankara başsavcısı olan insanların Yargıtay’a üye olarak atanması kesinlikle terfi olamaz. Bu bir tasfiye†diye konuştu. "SEÇİLMEDİLER, ATANDILAR"Hukukçu Celal Ülgen, İstanbul ve Ankara başsavcılarının Yargıtay’a üye olarak atanmasını şekli olarak terfi gözüktüğünü ancak bu durumun bir terfi olmadığına dikkat çekti. Ülgen yargı içerisinde bir “İstanbul Grubu†egemenliğinden söz edildiğini anımsatarak “Yargıda tayin ve terfileri İstanbul Grubu’nun yaptığı iddia ediliyordu. Bu grubun en önemli ismi Yargıtay’a giden İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan’dı. O açıdan baktığımız zaman bu etki reform hikâyeleri altında bu grubun etkisi kırılarak pasif bir köşeye çekildiği düşünülebilir. Bunun haricinde her yargıcın, her cumhuriyet başsavcısının hedefi Yargıtay’a üye seçilmektir. Ama dikkat edin bu isimler seçilmedi, atandılar†diye konuştu. Seyhan AvşarMuhabirimiz Hazal Ocak'a Sedat Simaviödülü
Muhabirimiz Hazal Ocak'a Sedat Simavi ödülü figure > Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) kurucu başkanı adına düzenlenen Sedat Simavi Ödülleri’ni kazananlar dün belli oldu. Muhabirimiz Hazal Ocak gazetecilik ödülüne layık görüldü. TGC Kurucu Başkanı Sedat Simavi’nin 11 Aralık 1953’te tarihinde yaşamını yitirmesinin ardından adına 44 yıldan bu yana sürdürülen ödüller: gazetecilik, televizyon, radyo, karikatür, edebiyat, sosyal bilimler, fen bilimleri, sağlık bilimleri ve spor alanlarında veriliyor. Muhabirimiz Hazal Ocak gazetemizde 20 Ocak 2020 ve 14 Temmuz 2020 tarihlerinde yayımlanan “Damat İşi Biliyor†ve “İşte Burası Önemli!†başlıklı haberleri dolasıyısla “Gazetecilik†dalında ödül aldı. Ödül töreninin tarihi ve yeri daha sonra açıklanacak. Seçici kurul ayrıca “Gazetecilik†dalında Ercan Arslan’ı milliyet.com.tr haber sitesinde yayımlanan “Son Dakika! Bu Fotoğrafları Daha Önce Görmediniz! Corona Virüsten Önce ve Sonra İstanbul...†haber fotoğrafları nedeniyle övgüye değer buldu. 2020 Sedat Simavi Ödülleri’ne değer görülen diğer isimler isimler şöyle: Radyo ödülü Çiğdem Işık - Sevilay Tunalı, Televizyon ödülü Beril Ötkan ve Berkcan Tuğu, Belgesel ödülü Erman Yüksel - Ömer Kablan, Edebiyat ödülü, Beşir Ayvazoğlu, Sosyal Bilimler ödülü Doç. Dr. Yahya Araz. Seçici kurul ayrıca Araş. Gör. Dr. Sedef ERKMEN’i “Türkiye’de Kürtaj: AKP ve Biyopolitika†adlı eseri nedeniyle övgüye değer gördü. Sağlık Bilimleri ödülü Doç Dr. Savaş Taşoğlu, Spor ödülü A Milli Kadın Voleybol Takımı’na verildi. Seçici Kurul ayrıca Fatma Demir’i “Atlet - (Kadınlarda 1.13.48’lik derece ile) Balkan Yarı Maratonu Şampiyonu†olması nedeniyle övgüye değer gördü. cumhuriyet.com.trMunzurÜniversitesi’nde görev yapan akademisyenler Birlik ve Ensar’daşube başkanı: Dinci vakıflar yuvalandı
Munzur Üniversitesi’nde görev yapan akademisyenler Birlik ve Ensar’da şube başkanı: Dinci vakıflar yuvalandı figure > Dersim Araştırmaları Merkezi Başkanı Yeşilgöz, Munzur Üniversitesi’ndeki dinci vakıflara üye akademisyenlerin adını açıkladı. Söz konusu iddialar ile ilgili aradığımız üniversite rektörü İpek ‘müsait’ olduğu zaman bir açıklama yapacağını söyledi. Tunceli’de çok sayıda tarikatın ve dinci vakfın farklı isimler altında faaliyet yürüttüğünü ve en yoğun yuvalandıkları kurumun Munzur Üniversitesi olduğunu yaptıkları araştırmayla ortaya çıkaran Dersim Araştırmaları Merkezi (DAM) Başkanı Selman Yeşilgöz, üniversitede Birlik Vakfı ve Ensar Vakfı’nın etkin olduğunu söyledi. Rektör Ubeyde İpek’e yakın olarak bilinen Dr. Bülent Kar’ın Birlik Vakfı Tunceli Şube Başkanı ve Tunceli Eğitim Bir-Sen Başkanı olduğunu aktaran Yeşilgöz, öğretim görevlisi olan Prof. Dr. Hikmet Esen’in Ensar Vakfı Tunceli Şube Başkanlığı’nı yaptığını açıkladı. Fırat Üniversitesi’nden gelen Prof. Dr. Esen, rektör yardımcısı olarak bir çok fakültenin dekan vekillikleri görevlerinden sonra tekrar Elazığ’a döndü. Kısa bir süre önce FETÖ iddiası ile açığa alınan Prof. Mehmet Ateş’in Birlik Vakfı Başkanı Kar’ın yakın arkadaşı olduğunu belirten Yeşilgöz, ikilinin birlikte hazırladıkları yayınların YÖK akademik kaynaklarından görülebileceğini söyledi. Öğretim Görevlisi Ahmet Zülfü Türkoğlu’nun da eski Elazığ AKP Milletvekili Abdulbaki Türkoğlu’nun yeğeni olduğunu hatırlatan Yeşilgöz, Türkoğlu’nun Birlik Vakfı Tunceli Şubesi’nin eski başkanı ve bir zamanlar Rektör İpek’in danışmanlığını yaptığını da ifade etti. Yeşilgöz Türkoğlu’nun geçen yıllarda taciz iddiaları ile gündeme geldiğini ve rektör İpek’in danışmanlık görevinden ayrıldığını ancak Tunceli MYO’da görevini sürdürdüğünü söyledi. DAM Başkanı Yeşilgöz, Birlik Vakfı’nın bir diğer yöneticisi olan Dr. Ekrem Akbulut’un ise kısa bir süre önce Malatya Turgut Özal Üniversitesi’ne geçiş yaptığını belirtti. Rektör İpek’le birlikte ağırlıklı olarak Elazığ kadrosunun kente geldiğini söyleyen, “Rektör, atandıktan sonra Alevilik-Bektaşilik Araştırmaları Enstitüsü kurmak istemiş Ordu’da katıldığı toplantıda sorulan bir soru üzerine ‘Tabii ki bir boşluk oluşmuş. Alevilikle ilgili bu toplum bir şekilde inancından şöyle veya böyle uzaklaşmış. Uzaklaşınca bu sefer başkaları o alanı doldurmuş ama devletimiz bu son zamanlarda gerçekten Tunceli deyince çok hevesli bir şekilde çalışıyor. Alevilikle ilgili her projemize destek olunuyor, biz bunun rahatlığı içindeyiz’ diyerek itirafta bulunmuştu. Bu Dersim’in Alevi-Kızılbaş inancını asimile etmektir. Birlik ve Ensar Vakfı üniversitede örgütleniyor, Tunceli Cemevi ile yakın diyalog içinde çalışıyorlar. Buradaki amaç kentin inançsal, kültürel dokusunu bozmaktır. Bunun da bir iktidar politikası olduğunu düşünüyoruz†diye konuştu.TARİKAT KONTENJANI!Munzur Üniversitesi’nden KHK ile ihraç edilen akademisyen Candan Badem, konuyla ilgili, “Uzman çavuşluktan gelme personel aldılar üniversiteye. Bunlar MHP ve AKP kanalından geliyordu ama içlerinde tarikat kontenjanı vardı. Öğretim görevlilerine verilmeyen lojman imama verildi. Burası tarikatlar için bir üs. Tarikatlar, öğrencileri örgütlemek için özel yurtlar açtı. Yapılan çalışmalarla tarikat ve dini vakıflarla bağlantılı olan akademisyenler Tunceli cemeviyle birlikte devlet olanakları kullanılarak Alevilik inancını asimilasyona uğratmaya çalışıyorlar†dedi.Söz konusu iddialar ile ilgili aradığımız Munzur Üniversitesi Rektörü Ubeyde İpek ise müsait olduğu zaman bir açıklama yapacağını söyledi. Kayhan AyhanAKP’li rektör Nükhet Hotar hız kesmiyor
AKP’li rektör Nükhet Hotar hız kesmiyor figure > Üniversite yönetiminde yaptığı usulsüz atamalar Sayıştay raporuna yansıyan Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Rektörü Nükhet Hotar, bu kez de 2014 - 2019 yılları arasında İzmir’in Selçuk ilçesinde belediye başkanlığı yapan AKP’li Dahi Zeynel Bakıcı’yı DEÜ Efes Meslek Yüksekokulu Müdürü olarak atadı. Eski AKP’li milletvekili rektör Hotar’ın DEÜ’nün 2019 yılı Sayıştay denetiminde, 7 enstitü ve yüksek okul yönetimine mevzuata aykırı atamalar yaptığı tespit edilmişti. Atamayı sosyal medya hesabından duyuran Bakıcı, “Rektörüm Prof. Dr. Nükhet Hotar tarafından Efes Meslek Yüksek Okulu Müdürü olarak atanmış bulunmaktayım. Sayın Rektörüme çok teşekkür ediyorum. Allah bizleri mahcup etmesin†ifadesini kullandı./Archive/2020/11/27/223000930-hotarsayfa6.jpgSayıştay, 2019 denetim raporunda üniversitede Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü, Yabancı Diller Yüksek Okulu, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Güzel Sanatlar Enstitüsü, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Eğitim Bilimleri Enstitüsü ve Fen Bilimleri Enstitüsü’nde yönetici atamalarının mevzuata uygun olmadığını tespit etmişti. Ayrıca DEÜ’nün 117 milyon TL zarar uğratıldığı rapora yansımıştı. Muhammed Özmen