Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajansı - Haberler

Monday, 03.17.2025, 05:38 AM (GMT)

News - Haberler

Caz rüzgârının getirdiği masallar

Caz rüzgârının getirdiği masallar Caz müzisyeni Ceyda Özbaşarel, ilk albüm çalışması Madtime Stories ile müzikseverlerin karşısında. Vokal ve piyano eğitmeni, şarkıcı, kompozitör ve söz yazarı Ceyda Özbaşarel, yılların birikimini albüme dönüştürdü. Things & Records etiketi ile yayınlanan Madtime Stories isimli 9 şarkılık albüm, 8 İngilizce, 1 Türkçe parçadan oluşuyor. Sözü ve müziği Özbaşarel’e ait olan albümün düzenlemelerinin bir kısmı Adem Gülşen'e, diğer kısmı ise Özbaşarel'e ait.Madtime Stories’de trompette Barış Doğukan Yazıcı, trombonda Taşkın Akarsu, gitarda Emre Tankal, piyano ve tuşlu çalgılarda Adem Gülşen, kontrbasta Enver Muhamedi, davulda Derin Bayhan, ukulele ve ıslıkta ise Başak Yavuz imzası var.Mix’ini Derin Bayhan’ın mastering’ini Demirhan Baylan’ın yaptığı albümün kayıtları Hayyam Stüdyoları ve Stüdyo Daire’de yapıldı. Fotoğraflar Murat Dürüm’e, kapak tasarımı ise Sanat Deliorman’a ait.HAYALİMDEKİ FİLMLERİN MÜZİĞİAlbümün ismi için İngilizce masal anlamına gelen “bedtime stories”den yola çıktığını belirten Özbaşarel, “Benim şarkılarım da biraz karanlık masallar gibi, o yüzden ismi Madtime Stories oldu” diyor.Sanatçı, albümünü şöyle anlatıyor: “Şarkılarım, çağımızda insanların birbirleriyle, dünyayla ve kendi kendileriyle karşılaşmaları, yaptıkları ve uğradıkları haksızlıklar, umut ve umutsuzlukları, sevgileri, nefretleri, korkuları ile ilgili hayalimde oluşturduğum filmlerin müziği.Mesela Remember Me, öldürülen bir kadının hayaletinin, katiline söylediği bir şarkı ama, sözleri bir metafor olarak da algılanabilir. Bir insanın  bu şarkıyı, kendisini incitmiş eski bir sevgilisine söylediğini de düşünebiliriz. Stormy Water'ı ise mülteci bir çocuk için yazdım. Her şarkının bir öyküsü var. Bir yanıyla da empatiye çağıran bir albüm.”CEYDA ÖZBAŞAREL KİMDİR?YTÜ Çevre Mühendisliğini bitiren,  ardından KOU Piyano Bölümünden mezun olan Ceyda Özbaşarel, Sibel Köse-Randy Esen caz vokal workshop’a katılarak caz eğitimine başladı. 2005 – 2011 yılları arasında Donovan Mixon ve Randy Esen ile caz vokal, sound ve emprovizasyon üzerine çalışmalar yaptı. Sheila Jordan, Aydın Esen ve Kevin Mahagony workshoplarına katıldı.Şevket Akıncı'nın Radyo Ekoton ve Escher Chronicles, Başak Yavuz'un Little Red Bug albümlerine ve Banu Kanıbelli'nin Lobna'nın Şarkısı çalışmasına konuk oldu. Pek çok mekânda konser veren sanatçı, 2014’ten bu yana Başak Yavuz ile birlikte ‘bi’ şarkım var’ projesini yürütüyor ve projenin 2016 yılında çıkan bi' şarkım var! Stüdyo – albümündeki 14 şarkı yazarından biri.Ceyda Özbaşarel,  2021 yılının başında da ilk albümü Madtime Stories ile dinleyiciyle buluştu.ceydaozbasarel.net cumhuriyet.com.tr

Toplumsal tekinsizlik ve Hoffman!

Toplumsal tekinsizlik ve Hoffman! E.T.A. Hoffman’ın Alman edebiyatının klasikleri arasında yerini almış üç kitabı (Küçük Zaches Namıdiğer Zinnober, Kedi Murr’un Hayat Görüşleri, Şeytanın İksirleri), okurları edebi dilde, ezber bozan bir masal diyarında sürprizli bir gezintiye çıkarıyor. /Archive/2021/1/29/001502278-kapakic1.jpg“Eğer sen, sevgili okur, arada sırada birçok olaya içinden gelerek gülümsediysen ne mutlu; demek ki sen bu sayfaların yazarının arzu ettiği ruh hali içindeydin ve böylece birçok bakımdan onu mazur görebilirsin!”E.T.A. Hoffman’ın Can Yayınları’nca okurlarla buluşturan ve Alman edebiyatının klasikleri arasında yerini almış üç kitabı (Küçük Zaches Namıdiğer Zinnober, Kedi Murr’un Hayat Görüşleri, Şeytanın İksirleri), okurları edebi dilde, ezber bozan bir masal diyarında sürprizli bir gezintiye çıkarıyor./Archive/2021/1/29/001521325-ic2.jpgKÜÇÜK ZACHES NAMIDİĞER ZINNOBERHoffman’ın ilk olarak 1819’da yayımlanan masalı Küçük Zaches Namıdiğer Zinnober, Aydınlanma’nın “ithal” edildiği ve hemen ardından şiirin yasaklanıp perilerin sınır dışı edildiği, masalların hor görüldüğü bir diyarı anlatıyor.Ülkede kalabilen tek peri Rosabelverde günlerden bir gün ormanda sırtında küçük oğlunu taşıyan bir köylü kadınla karşılaşır. Köylü kadının oğlu Zaches, sevimsiz, kötü huylu, çirkin ve annesinin bile tahammül edemediği bir hilkat garibesidir.Peri, merhamet duyduğu oğlana bir tılsım bahşeder: Bundan böyle, bu tuhaf yaratık kendisine bakan insanlar tarafından dünya güzeli ve akıllı bir insan olarak görülecektir. Küçük Zaches, büyüyüp muhteşem Zinnober olarak başarı merdivenlerini birer birer tırmanır, olaylar gelişir...Küçük Zaches Namıdiğer Zinnober, yazarın gerçeklik ile masalsılığın usta bir dengeyle harmanladığı, Aydınlanmacı akla yönelik kimi zaman körlüğe varan tutkunun satirik bir üslupla eleştirdiği bir klasik./Archive/2021/1/29/001542372-ic3.jpgKEDİLER ÜZERİNDEN TOPLUM ELEŞTİRİSİHoffman’ın Kedi Murr’un Hayat Görüşleri ise kediler tarihine bürünerek yine edebiyat ve toplum eleştirisini de ihmal etmediği bir yapıtı.Kitapta olaylar şöyle gelişiyor: Besteci Johannes Kreisler’in anılarını kaleme aldığı elyazmalarını, Murr adında bir ev kedisi ele geçirir. Murr, edebî hırsları olan bir kedidir ve parlak fikirleri vardır. Sözgelimi bestecinin elyazmalarını, kendi hayat hikâyesini kâğıda dökmek üzere müsvedde olarak kullanmak, bunlardan biridir. Kedi Murr’un ve orkestra şefi Kreisler’in biyografileri işte böyle iç içe geçer, birbirine karışır.Kedi Murr’un Hayat Görüşleri, Alman Romantik edebiyatında önemli bir yeri olan Hoffmann’ın başyapıtı olarak kabul ediliyor./Archive/2021/1/29/001557747-ic4.jpgTEKİNSİZE BİR GİRİŞYazarın Şeytanın İksirleri’ne gelince... Alman edebiyatının en ünlü korku klasikleri arasında sayılan yapıt; bir keşiş, acımasızca işlenen cinayetler ve lanetli aile bağlarından hareket ediyor.E. T. A. Hoffman, ilk romanı olan Şeytanın İksirleri’nde, bilinçaltının tehlikeli arzularından kaynaklanan dehşeti, XIX. yüzyıl edebiyat geleneğinin kötücül ikiz motifiyle harmanlıyor. Ve karanlık güçler tarafından suç batağına sürüklenen Keşiş Medardus’un kurmaca yaşamöyküsünü anlatıyor.Keşiş Medardus’un ölümcül günahlarıyla dolaştığı manastırlar, işkence ve ölümün kol gezdiği zindanlar, insan ruhunun karanlık dehlizlerini temsil ederken okuru tutku, ölüm, haz, delilik ve lanetin girdabına sokan Şeytanın İksirleri; insanı kendi gölgesiyle karanlık yüzlü kendi ötekisiyle yüzleştiren, kesintisiz her an delilikle baş başa bırakan bir yapıt, tekinsize bir giriş./Archive/2021/1/29/001615418-kapakic5.jpgERNST THEODOR AMADEUS HOFFMANN: 1776’da Königsberg’ de (bugünkü Kaliningrad) doğdu. Asıl adı Ernst Theodor Wilhelm Hoffmann’dır. Hukuk öğrenimi gördükten sonra 1800’de devlet memurluğuna atandı ve Prusya’nın işgali altında bulunan Polonya’da çalışmaya başladı. 1806’da Prusya’nın Napoléon güçleri tarafından yenilgiye uğratılmasına kadar bu görevinde kaldı.Hoffmann, 1814’e kadar müzik eleştirmenliği ve tiyatrolarda müzik yönetmenliği yaptı. 1811’de Arlequin adlı bir bale besteledi. Alman Romantizminin ilk yazarlarından olan dostu Friedrich de la Motte Fouqué’nin Undine adlı masalını operalaştırması da bu döneme rastlar.Hoffmann, 1814’ten itibaren edebiyata yöneldi. 1814-1815 tarihli Phantasiestücke in Callots Manier adlı öykü kitabı, yazar olarak ün kazanmasını sağladı. 1816’da yeniden devlet hizmetine girerek Berlin Temyiz Mahkemesi’nde yargıçlık yapmaya başladı. Şeytanın İksirleri (1815-1816) ve Kedi Murr’un Hayat Görüşleri (1820-1822) adlı romanları, Gece Tabloları (1816-1818) ve Die Serapionsbrüder (1819-1821) adlı öykü derlemeleri büyük ilgi gördü.Hoffmann’ın peri masallarından doğaüstü felaket öykülerine kadar eşsiz hayal gücünü sergilediği eserleri, Çaykovski’nin bale süiti Fındıkkıran da dahil olmak üzere pek çok opera bestesine esin kaynağı oldu.Eserleriyle Honoré de Balzac, George Sand ve Théophile Gautier gibi isimlerin saygısını kazandı; Victor Hugo, Charles Baudelaire, Guy de Maupassant, Aleksandr Puşkin, Fyodor Dostoyevski ve Edgar Allan Poe’yu etkiledi.E.T.A. Hoffmann, 1822’de Berlin’de öldü.Küçük Zaches Namıdiğer Zinnober / E. T. A. Hoffman / Çevirenler: Bilge Uğurlar, Türkis Noyan / Can Yayınları / 144 s.Kedi Murr’un Hayat Görüşleri / E. T. A. Hoffman / Çevirenler: Bilge Uğurlar, Türkis Noyan / Can Yayınları / 512 s.Şeytanın İksirleri / E. T. A. Hoffman / Çeviren: Zehra Kurttekin / Can Yayınları / 368 s. Cumhuriyet Kitap Eki

Dehşetli bir macera!

Dehşetli bir macera! Amerikalı yazar Donald Ray Pollock’ın Amerikan kâbusunu kemiklere işleyen bir şiddetle tasvir ettiği kitabı; radikal bir imana, çürümüşlüğünü içi boşaltılmış değerlerle saklayanlara ve babasının gölgesini takip etmek zorunda kalan oğullara ilişkin dehşetli bir macera. /Archive/2021/1/29/001109516-ic2.jpg“Bu roman, Flannery O’Connor ile William Faulkner’ın çocuğuymuş gibi - ama bu çocuk, Cormac McCarthy tarafından kaçırılıp bir kafese hapsedilmiş ve tüketmesi için sadece soğan halkası, Oxycontin ilacı ve Terrence Malick’in Kanlı Toprak filmi verilmiş sanki.”The OregonianII. Dünya Savaşı’nda görev yapmış Willard, ölüm döşeğindeki karısını kurtarmak için her gün Tanrı’ya dua edip kurban kanı akıtıyor. Oğlu Arvin ise uysal bir çocuk ama böyle kalmayacak. İnancın kurbanı iki kaçağın, seri katillik yapan bir çiftin, hazzın peşinde bir vaizin ve yozlaşmış bir şerifin birbiriyle kesişen, on yıllara yayılan hikâyesinde Arvin acımasız kararlar verecek, bu sırada ruhunu da temiz tutmaya çalışacak.Pollock’ın Amerikan kâbusunu kemiklere işleyen bir şiddetle tasvir ettiği kitabı Güney Gotiği türünün yetkin örneklerinden biri. Radikal bir imana, çürümüşlüğünü içi boşaltılmış değerlerle saklayanlara ve babasının gölgesini takip etmek zorunda kalan oğullara ilişkin dehşetli bir macera./Archive/2021/1/29/001123687-ic1.jpgTom Holland, Robert Pattinson ve Mia Wasiowska’nın aralarında bulunduğu dev kadrolu Netflix filmi The Devil All the Time’ın uyarlandığı şaheser: “Düş Yakamdan Şeytan” raflarda!“Dövüş Kulübü”, “Gösteri Peygamberi” gibi romanların yazarı Chuck Palahniuk’un “Önümüzdeki on yılda, herhangi bir yazar için, Pollock’un eserlerini geçmek kolay olmayacak,” dediği; PEN / Robert Bingham Ödüllü, Guggenheim Bursu kazananı; Amerikalı yazar Donald Ray Pollock’un kaleme aldığı, İthaki Modern’in 25. kitabı “Düş Yakamdan Şeytan”, Güney Gotiği türünün unutulmaz örneklerinden biri.II. Dünya Savaşı’nda görev yapmış Willard, ölüm döşeğindeki karısını kurtarmak için her gün Tanrı’ya dua edip kurban kanı akıtıyor. Oğlu Arvin ise uysal bir çocuk ama böyle kalmayacak. İnancın kurbanı iki kaçağın, seri katillik yapan bir çiftin, hazzın peşinde bir vaizin ve yozlaşmış bir şerifin birbiriyle kesişen, on yıllara yayılan hikâyesinde Arvin acımasız kararlar verecek, bu sırada ruhunu da temiz tutmaya çalışacak.Pollock’ın Amerikan kâbusunu kemiklere işleyen bir şiddetle tasvir ettiği kitabı; radikal bir imana, çürümüşlüğünü içi boşaltılmış değerlerle saklayanlara ve babasının gölgesini takip etmek zorunda kalan oğullara ilişkin dehşetli bir macera./Archive/2021/1/29/001134297-ic3.jpgDonald Ray Pollock, 1973’ten 2005’e kadar, dedesinin ve babasının emekli olduğu Mead Kâğıt Fabrikası’nda çalıştı, kamyon şoförlüğü yaptı. Babasının emekliliğinde yaşadıklarından çekinen Pollock, bir üniversitenin İngiliz Edebiyatı programına kaydoldu.50 yaşında, doğduğu yerdeki tecrübelerinden beslenerek yazdığı “Knockemstiff” adlı öykü kitabıyla edebiyat dünyasına adım attı. 2008 seçimlerinde, Güney Ohio izlenimlerini New York Times’a yazdı. Granta dergisinde yazıları yayımlandı. Pollock, adını duyurduğu, ilk romanı “Düş Yakamdan Şeytan” ile Amerikan kâbusunu kemiklere işleyen bir şiddetle tasvir etti.Düş Yakamdan Şeytan / Donald Ray Pollock / Çeviren: Emirhan Burak Aydın / İthaki Modern / 312 s. Cumhuriyet Kitap Eki

Sefalet kol gezerken…

Sefalet kol gezerken… Gerhart Hauptmann’ın Dokumacılar’ı Alman natüralizminin bir başyapıtı. Yazarına Nobel Edebiyat Ödülü´nü kazandıran bir oyun. Polisin yasakladığı, Prusya Parlementosu'nun günlerce tartıştığı bir olay eser. Almanya 1848 Mart Devrimi öncesini yaşıyor. Vahşi kapitalizm, liberalleşme ve zanaatçılıktan sanayileşmeye geçişle işleri elinden alınan dokumacılar sefaletin kucağına itiliyor. Yoksulluğa karşı bir savaş, bir direniş, bir özsavunma başlıyor. /Archive/2021/1/29/000720649-ic.jpgXIX. yüzyılın ortalarına doğru Almanya... Silezya'da çuhalar ayaklanıyor. Yoksulluğa karşı bir savaş, bir direniş, bir özsavunma.Gerhart Hauptmann’ın Dokumacılar’ı Alman natüralizminin bir başyapıtı. Yazarına Nobel Edebiyat Ödülü´nü kazandıran bir oyun. Polisin yasakladığı, Prusya Parlementosu'nun günlerce tartıştığı bir olay eser.Almanya 1848 Mart Devrimi öncesini yaşıyor. Vahşi kapitalizm, liberalleşme ve zanaatçılıktan sanayileşmeye geçişle işleri elinden alınan dokumacılar sefaletin kucağına itiliyor.İşveren, devlet ve kilise ittifakında sömürülen insanlar! Sefalet kol geziyor!Sırtına geçirecek bir gömleğe, ayağına geçirecek bir çarığa muhtaç garibanlar! At leşiyle açlıklarını bastıran yığınlar! Bulabilen için köpek etinin ziyafet yemeği olduğu, cezaevinin özgürlüğe yeğlendiği çaresizlik ortamı.Çağdaş gerçekçiliğin öncüsü Hauptmann, “Schopenhauer merhameti sevgi olarak anlarken, sevgiyi merhamet olarak görür. Bu biçimdeki merhamet duygusu Dokumacılar'ı yazmamın nedeni olabilir. Ama aynı derecede sosyal adalet düşüncesinin dürtüsü de” diyor eseri için.Dokumacılar bir edebiyat eseri olmaktan öte, çağın büyük sorununun bizzat sahneye çıkışı. Zengin yoksul karşıtlığının sarsıcı tabloları perde perde okurun gözlerinin önünde sergileniyor. İnsan yığınlarının açlığı, sefaleti ve çığlığı canlandırılıyor; yoksulluk ve çaresizlik, suskun ağzını açarak avazı çıktığı kadar bağırıyor! Sanat eyleme dönüşüyor!Dokumacılar / Gerhart Hauptmann / Çeviren: Hüseyin Salihoğlu / İmge Kitabevi / 124 s. Cumhuriyet Kitap Eki

Galatasaray, Muhammed’i KAP'a bildirdi

Galatasaray, Muhammed’i KAP'a bildirdi Galatasaray Mısırlı golcü Mustafa Muhammed ile 1.5 yıllığına anlaştı. Galatasaray Kulübü, 23 yaşındaki Mısırlı golcü Mostafar Muhamed'in satın alma opsiyonlu kiralık transferi için futbolcu ve kulübü ile görüşmelere başlandığını Kamuyu Aydınlatma Platformu'na (KAP) bildirdi.Sarı kırmızılı kulüpten yapılan açıklamada, "Profesyonel futbolcu Mustafa Muhamed Ahmed Abdalla'nın kulübümüze satın alma opsiyonlu geçici transferi konusunda futbolcu ve kulübü Zamalek Sports Club ile resmi görüşmelere başlanmıştır" ifadeleri yer aldı. DHA

Bilim insanlarından Antarktika'da 'Mars minerali' keşfi

Bilim insanlarından Antarktika'da 'Mars minerali' keşfi Bilim insanları, Antarktika'dan alınan bir buz çekirdeğinin derinliklerinde Mars'ta bolca bulunan Dünya'da ise çok nadiren görülen bir mineral keşfetti. Jarosit ismi verilen kırılgan mineralin Antarktika'da bulunması, sarı-kahverengi minarelin Dünya'da ve Mars'ta aynı şekilde, yani eski buz birikintilerine hapsolmuş tozdan meydana geldiğini gösterdi.Independent Türkçe'nin aktardığına göre keşif ayrıca, buzulların Kızıl Gezegen'de ne denli önemli olduğunu da ortaya koydu. Araştırmacılar, bu buzların Mars'ta yalnızca vadileri oymakla kalmadığını, aynı zamanda Mars'ın oluşumuna da katkı koyduğunu söylüyor.Jarosit ilk olarak 2004'te, NASA'nın Mars gezgini Opportunity tarafından bulunmuştu. Keşif bilim camiasında büyük yankı uyandırmıştı çünkü bu mineralin oluşumu için demir, sülfat, potasyum gibi maddelerin yanında su da gerekli.Ancak Mars'ta bu gerekliliklerin yerine getirilmesi çok zor. Bu nedenle bilim insanları, mineralin Kızıl Gezegen'de nasıl bu kadar bollaştığına dair teoriler üretmeye başladı. Bunlar arasında mineralin, milyarlarca yıl önce gezegeni örttüğü düşünülen büyük buz tabalarında oluştuğu fikri de yer alıyordu.Bu teoriye göre buz tabakaları zamanla büyüdükçe, buzun içinde biriken toz, buz kristalleri arasındaki sulu çamur ceplerinde jarosite dönüşmüş olabilir. Öte yandan bu süreç, daha önce Güneş Sistemi'nin hiçbir yerinde gözlemlenmemişti.Dünyada bu minerale daha önce, sadece, havaya ve yağmura maruz kalmış madeni atıklarda nadiren rastlanmıştı. Şimdiyse Milan-Bicocca Üniversitesi'nden jeolog Giovanni Baccolo ve arkadaşları, Antarktika'da buz devrine ait veriler ararken ona tesadüfen rastladı.Saygın bilim yayını Nature'da yayımlanan araştırmaya dahil olmayan, Oklahoma Üniversitesi'nden jeokimyacı Megan Elwood Madden'a göre bu çalışma, jarositin Mars'ta da Dünya'yla aynı şekilde oluştuğunu gösteriyor.Baccolo ise artık Mars'taki eski buz yataklarının diğer minerallere de ev sahipliği yapıp yapmadığını anlamak için Antarktika'daki buzulları incelemeyi hedefliyor. Araştırmacıya göre jarosit, buzulların sadece yer şekillerine değil, Mars'ın kimyasal bileşimine de katkıda bulunduğuna işaret ediyor.Araştırmacı bulguların niteliğini şöyle açıklıyor:"Bu çalışma, Antarktika buzulunun derinlikleriyle Mars ortamı arasında bağlantı kurmanın ilk adımı." cumhuriyet.com.tr

Simba: Singapur'da yapay döllenme yoluyla dünyaya gelen aslan yavrusu

Simba: Singapur'da yapay döllenme yoluyla dünyaya gelen aslan yavrusu Singapur Hayvanat Bahçesi, başarılı bir yapay döllenme sonucu dünyaya gelen ilk aslan yavrusu Simba'yı tanıttı. Singapur Hayvanat Bahçesi, başarılı bir yapay döllenme sonucu dünyaya gelen aslan yavrusu Simba'yı tanıttı. Simba, babası Afrika aslanı Mufasa ile ne yazık ki hiç karşılaşamayacak. Çünkü çok yaşlı olan Mufasa, spermi alındıktan kısa süre sonra ölmüştü.Mufasa hayatı boyunca fazla agresif bir aslan olduğu için dişi bir aslanla başarılı bir çiftleşme yaşayamamıştı.Hayvanat Bahçesi, Mufasa'nın genlerini nadiren uygulanan başka bir yöntemle sonraki kuşaklara taşımaya karar verdi.Singapur Hayvanat Bahçesi sözcüsü, 20 yaşına gelen ve bütün kardeşlerinden 6 ila 10 yıl uzun yaşayan Mufasa'nın artık iyice güçten düştüğü ve iyice tükendiği bir dönemde uyutularak hayatına son verilmeden önce sperminin alındığını söyledi.BBC'ye konuşan sözcü, "Mufasa'dan narkoz etkisinde olduğu sırada, ikincil, ama soyunun o öldükten sonra da devamı açısından çok önemli bir işlemle sperm alındı" dedi.Sağlıklı ve hareketliSağlıklı bir şekilde üçüncü ayını dolduran Simba gayet sağlıklı ve hareketli görünüyor.Babası gibi adını bir Disney filmi kahramanından alan Simba aslında Ekim ayında doğdu ama hayvanat bahçesi onun doğumunu kamuoyuna müjdelemek için ilk aylarını sağlıklı bir şekilde geçirmesini bekledi.Annesinin süt bezlerindeki bir enfeksiyon yüzünden ilk aşamada biberonla beslenen Simba ile annesinin yine de birbirine çok düşkün oldukları da açıklandı.Singapur Hayvanat Bahçesi Doğal Yaşam Sağlık ve Araştırma Merkezi'ne göre Simba, "sağlıklı ve meraklı bir küçük aslan olarak büyüyor" ve özellikle de hasırdan yapılmış top şeklindeki oyuncağına çok düşkün:"Süte ek olarak yavaş yavaş verilmeye başlanan az miktarlardaki eti severek yiyor ve günlerinin önemli bir kısmını bakıcılarının gelişimine yardımcı olmak için ürettiği çeşitli oyuncaklarla oynayarak geçiriyor."Simba'nın Mufasa'nın genlerini, hayvanat bahçelerindeki aslan nüfusunun gen havuzuna katmasının doğal yaşamın korunması bakımından özel bir önemi var.Afrika aslanları, Uluslararası Doğa Koruma Birliği tarafından "nüfusu kırılgan" hayvan türleri arasında sayılıyor. BBC Türkçe

Murat Emir'den koronavirüs aşılarıyla ilgili dikkatçeken iddia

Murat Emir'den koronavirüs aşılarıyla ilgili dikkat çeken iddia CHP Ankara Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Murat Emir, Çin’den gelen koronavirüs (Covid-19) aşılarıyla ilgili dikkat çeken bir iddiayı öne sürdü. Emir, ''Gelen 6.5 milyon doz aşının 5 milyon dozunun bulk şeklinde olduğu ve enjektöre dolumu sonrasında ayrıca 14 günlük test süresine ihtiyaç olacağı söyleniyor'' ifadelerini kullandı. Çin'den sipariş edilen koronavirüs aşısının ikinci sevkiyatının ilk bölümü olan 6,5 milyon doz aşı ülkemize geldi. Yaklaşık olarak 1 milyon 700 bin kişinin aşılandığı açıklanırken, CHP Ankara Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Murat Emir'den, koronavirüs aşılarıyla ilgili yeni bir iddia ortaya atıldı.Emir, ''Gelen 6.5 milyon doz aşının 5 milyon dozunun bulk şeklinde olduğu ve enjektöre dolumu sonrasında ayrıca 14 günlük test süresine ihtiyaç olacağı söyleniyor'' ifadelerini kullandı.Twitter üzerinden paylaşım yapan Emir, şu ifadeleri kullandı:''Gelen 6.5 milyon doz aşının 5 milyon dozunun bulk şeklinde olduğu ve enjektöre dolumu sonrasında ayrıca14 günlük test süresine ihtiyaç olacağı söyleniyor. Her gün yüzlerce insanımız ölürken zaman çok değerli. Bakanlığı bu konuda açıklama yapmaya ve şeffaf olmaya davet ediyoruz''/Archive/2021/1/28/231713462-murat-emir-tweet.jpg cumhuriyet.com.tr

İsmail Küçükkaya'dan Fatih Portakal itirafı

İsmail Küçükkaya'dan Fatih Portakal itirafı Fox TV'de Çalar Saat programını sunan İsmail Küçükkaya, gazeteci Fatih Portakal'la ilgili açıklamalarda bulundu. Küçükkaya, ''Ben Fatih Portakal ile kanka değilim, oturup yemek yemişliğim yok'' ifadelerini kullandı. Öte yandan Küçükkaya, Fatih Portakal'ın Ana Haberi bırakması sonrası kendisine teklif geldiğini ancak bu teklifi kabul etmediğini açıkladı. Fox TV'nin ve televizyonun en popüler haber spikerlerinden İsmail Küçükkaya, Armağan Çağlayan'ın YouTube kanalındaki 'Gör Beni' programına konuk oldu.Küçükkaya, Fatih Portakal'ın Ana Haberi bırakması sonrası kendisine teklif geldiğini ancak bu teklifi kabul etmediğini açıkladı. 8 yıldır her sabah Çalar Saat programını keyifle yaptığını söyleyen Küçükkaya, "Programıma son derece bağlıyım, 20 yıl daha bu işi yapabilirim" dedi.''BEN BUNU BIRAKMAK İSTEMEDİM''Armağan Çağlayan'ın Fatih Portakal ayrılınca size teklif geldi mi sorusunu şöyle yanıtladı:"Sizce geçmeli miydim? Ben tam yaz ayında, ağustosun ortasında yayın yönetmenimiz Doğan Şentürk beni aradı. Neredesin dedi, arabadaydım tatile gidiyorum dedim."Gitmesen, yarın bir görüşelim. Önemli bir konu var" dedi. Noldu deyince "Fatih bırakıyor" dedi, "2 hafta önce söyledi, aracılar gönderdim. Hiçbiri ikna edemedi, bırakıyor" dedi. Şaşırdım ve üzüldüm. Biz Fatih'le 7 yıldır beraber yapıyorduk.Ben bir kere sabahı seviyorum. İkincisi, alışmışım ve yapıma uygun, bambaşka bir sabah haberi yapıyorum. Ben bunu bırakmak istemedim, ben mutluyum""YEMEK BİLE YEMEDİK"Fatih Portakal ile iyi bir ikili gibi gözüküyordunuz, şu anda yapılacak ilk genel seçimde Selçuk Tepeli ile aynı uyumu gösterir misiniz sorusuna ise, "Ben Fatih Portakal ile kanka değilim, oturup yemek yemişliğim yok.Birkaç kere Yönetim Kurulu Başkanı, Doğan Şentürk, Fatih ve ben kuru fasulye yemeğe gittik, yılda birkaç kez o kadar. Ben Fatih Portakal'ı severim, 7 yıl boyunca cesur bir şey yaptı.Sonrasında bırakmak istedi, Fatih'le de konuştum. Ama bir karar verdi, kendi kararı. Kanka değiliz ama işini iyi yapma gayreti içinde olan iki gazeteci olarak seçimleri sunduk" diyerek cevapladı. cumhuriyet.com.tr

KKTC’de Covid-19 salgınınedeniyleülke genelinde sokağaçıkma yasağıilan edildi

KKTC’de Covid-19 salgını nedeniyle ülke genelinde sokağa çıkma yasağı ilan edildi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) artan koronavirüs (Covid-19) vakaları nedeniyle ikinci kez karantina kararı alındı. KKTC'de son zamanlarda artan koronavirüs vakaları nedeniyle ikinci kez karantina kararı alındı. KKTC Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası açıklama yapan KKTC Başbakanı Ersan Saner, Bakanlar Kurulu’nda 3 Şubat saat 23:59’a kadar ülke genelinde sokağa çıkma yasağı kararı aldıklarını açıkladı. KKTC Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi kararları Bakanlar Kurulu'nda görüşülerek Resmi Gazete'de yayımlandı.UYGULAMA 3 ŞUBAT'A KADAR UZATILDIKKTC Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi tarafından alınan kararlar şöyle:“31 Ocak 2021 tarihine kadar ülkelere göre belirtilen karantina kararlarının belirtilecek olan ikinci karara kadar uzatılmasına karar verilmiştir. KKTC genelinde artan yerel bulaş nedeni ile 02 Şubat 2021 tarihinde yapılacak olan yeniden değerlendirmeye kadar; Girne ilçesinin belirtilen şekilde devam ederek 28 Ocak 2021 tarihinden 10 Şubat 2021 saat:23:59’a, Lefkoşa ilçesinin belirtilen şekilde devam ederek 28 Ocak 2021 tarihinden 03 Şubat 2021 saat:23:59’a, diğer tüm ilçelerde (Gazimağusa, Güzelyurt, İskele, Lefke) 29.01.2021 saat: 00:01’den 3 Şubat 2021 saat:23:59’a kadar aşağıda belirtilenler dışında kalan tüm faaliyet ve işyerlerinin kapatılması/ durdurulmasına karar verilmiştir. Açık kalacak hizmetler; eczane, benzin istasyonu, fırın, kasap, market gibi temel ihtiyaçların karşılanması çerçevesinde hizmet veren işletmeler ve bunların tedarikçileri, eczane, fırın ve benzin istasyonları dışında kalan, kasap, market gibi temel ihtiyaç işletmeleri 06.00 ile 19.00 saatleri arasında açık kalacaktır. ” cumhuriyet.com.tr

ABD'de nitrojen sızıntısı:Ölüve yaralılar var

ABD'de nitrojen sızıntısı: Ölü ve yaralılar var ABD’nin Georgia eyaletinde bulunan bir atık tesisinde sıvı nitrojen sızıntısı meydana geldi. Sızıntı nedeniyle 6 kişinin yaşamını yitirdiği 5 kişinin de yaralandığı belirtildi. ABD’nin Georgia eyaletindeki Gainesville ilçesinde bulunan bir atık tesisinde meydana gelen sıvı nitrojen sızıntısı nedeniyle 6 kişi yaşamını yitirdi. Ölenlerin 5’inin olay yerinde, 1’inin ise acil durum odasında yaşamını yitirdiği öğrenildi. Olay yerine gelen itfaiyeden 5 personelin de yaralandığı aktarıldı. DHA

Fenerbahçe Avrupa’da fırtına gibi

Fenerbahçe Avrupa’da fırtına gibi Khimki: 76 - Fenerbahçe Beko: 107 Fenerbahçe Beko Basketbol Takımı, THY Avrupa Ligi'nin 23. haftasında deplasmanda Rusya'nın Khimki ekibini 107-76 mağlup etti.Başkent Moskova'daki Mytishchi Arena'da oynanan ve dengeli başlayan maçın 6. dakikası 15-15 eşitlikle geçildi. Jan Vessely'nin üst üste bulduğu sayılarla 19-17 öne geçen sarı-lacivertli ekip, ilk çeyreği de 23-22 üstünlükle kapadı.İkinci çeyreğe 6 sayılık bir seriyle başlayan ev sahibi ekibe Lorenzo Brown'ın basketleriyle karşılık veren ve 30-28 öne geçen Fenerbahçe Beko, iyi savunma yaptığı bu bölümde farkı çift haneye çıkardı: 45-32. Farkın açılmasına engel olmak isteyen Rus temsilcisi son dört dakikada 9 üçlük denemesinden 4'ünde başarılı olurken, sarı-lacivertli takım soyunma odasına 53-44 önde gitti.Marko Guduric, Edgaras Ulanovas ve Nando de Colo'nun üst üste üçlükleriyle üçüncü çeyreğe çok hızlı başlayan konuk ekip, farkı 18 sayıya kadar çıkardı: 62-44. Oyunun temposunu kontrol eden sarı-lacivertli takım, son çeyreğe 26 sayı farkla girdi: 83-57.6 oyuncunun çift haneli skorlara ulaştığı Fenerbahçe Beko, rakibini 31 sayı farkla 107-76 yendi.Sezona kötü başlamasına karşın iyi bir çıkış yakalayan Fenerbahçe Beko, son 8 maçından da galibiyetle ayrıldı. Sarı-lacivertli ekip, bu sezon 13. galibiyetini elde etti. AA




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter