Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajansı - Haberler

Saturday, 03.15.2025, 01:22 PM (GMT)

News - Haberler

NASA 'Kaos Tanrısı' Apofis'e araçgöndermeye hazırlanıyor

NASA 'Kaos Tanrısı' Apofis'e araç göndermeye hazırlanıyor Bennu'ya inen aracın yeni hedefi netlik kazanmaya başladı. NASA, uzay aracını 'Kaos Tanrısı' olarak da anılan Apofis'e göndermeye hazırlanıyor. /Archive/2021/1/25/130731596-2020-10-24t021020z596130098rc2qoj9dgbp6rtrmadp3space-exploration-asteroid.jpgAmerikan Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), asteroit fatihi olarak da anılan OSIRIS-REx'e uzayda yeni bir hedef belirleme çalışmalarını sürdürüyor. ABD basınında yer alan haberlerde, uzay aracı için şu anda en büyük adayın 'Kaos Tanrısı' olarak adlandırılan Apofis olduğu belirtiliyor. NASA, yaşamın kaynağını bulmak için 2016 yılında OSIRIS-Rex adlı uzay aracını fırlatmıştı. Yaklaşık 2 yıl sürecek yolculuğun ardından araç 2018'de asteroide ulaşmış ve yüzeyden en az 60 gram numune toplamıştı. Yapılan incelemede göktaşının içinin tabiri caizse boş olduğu ortaya çıkmış, toplanan örneklerin beklenenden çok daha yumuşak olması ve aracın üzerinde bulunduğu yüzeyin çökmeye başlaması bu iddiayı güçlendirmişti. NTV'nin haberine göre, konu ile ilgili açıklamalarda bulunan Hava Uzay Mühendislik Bilimi Bölümü'nde görev yapan Profesör Daniel Scheers, "Asteroidin sanki merkezinde boşluk var, bu boşluğa birkaç futbol sahası sığdırabilirsiniz" ifadelerini kullanmıştı cumhuriyet.com.tr

Öğretim görevlisi, kavgayıayırmak isterken bıçaklanaraköldü

Öğretim görevlisi, kavgayı ayırmak isterken bıçaklanarak öldü Mersin’in Anamur ilçesinde iki grup arasında çıkan kavgayı ayırmak isterken bıçaklanan Tarsus Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu Pazarlama Programı Bölüm Başkanı İbrahim Kaan Tekin (29), hayatını kaybetti. Mersin'in Anamur ilçesinde, kavgayı ayırmak isterken bıçaklanan öğretim görevlisi, 29 yaşındaki İbrahim Kaan Tekin yaşamını yitirdi.Alınan bilgiye göre, Tarsus Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu Pazarlama Programı Bölüm Başkanı Tekin, ailesini ziyaret için gittiği ilçede, iki grup arasındaki kavgayı ayırmaya çalıştı.Bu sırada bıçakla yaralanan Tekin, ambulansla kaldırıldığı hastanede müdahaleye rağmen kurtarılamadı.Olaydan sonra kaçan şüphelileri arama çalışmaları sürüyor. AA

Rusya’da, koronavirüs mutasyonunun fotoğrafıçekildi

Rusya’da, koronavirüs mutasyonunun fotoğrafı çekildi Rusya’da, İngiltere’de ortaya çıkan yeni koronavirüs mutasyonunun ilk mikroskobik fotoğrafı çekildi. Rusya İnsan Sağlığı ve Tüketiciyi Koruma Kurumu (Rospotrebnadzor) bünyesindeki Vektor Devlet Bilimsel Araştırmalar Merkezi uzmanları, İngiltere’de görülen koronavirüs mutasyonunun mikroskobik fotoğrafını çekti. İngiltere kaynaklı koronavirüs mutasyonunun Vektor araştırma merkezi tarafından dünyada ilk kez görüntülendiği belirtildi. Yapılan açıklamada, Rospotrebnadzor tarafından geliştirilen PCR testlerinin bir hastada yeni koronavirüs mutasyonunu tespit edebildiği ve EpiVacCorona aşısının mutasyona karşı etkili olduğu belirtildi./Archive%5C2021%5C1%5C25%5C124519737-rusyada-korona-virus-mutasyonunun-fotografi-cekildi_2.jpg İHA

Kıbrıs müzakerelerinde yeni gelişme: 5+1 gayrı-resmi zirve, Mart'ta Greentree'de yapılacak

Kıbrıs müzakerelerinde yeni gelişme: 5+1 gayrı-resmi zirve, Mart'ta Greentree'de yapılacak Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri António Guterres'in Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Nikos Anastasiadis ile Mart ayında ABD'nin New York kentindeki Greentree çiftliğinde bir araya geleceği bildirildi. Kıbrıs'ta 4 yıldır askıya alınan müzakere görüşmelerinde yeni gelişme yaşandı. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Başmüzakerecisi Andreas Mavroyanis, BM Genel Sekreteri António Guterres'in Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Rum lideri Nikos Anastasiadis'in katılacağı, 5+1 gayrı-resmi zirvenin, Mart başında ABD'nin New York kentindeki Greentree çiftliğinde gerçekleşeceğini duyurdu. ?RUM YÖNETİMİ'NİN BM DAİMİ TEMSİLCİSİ GÖREVİNDEN AYRILDIÖte yandan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Başmüzakerecisi Andreas Mavroyanis, dün akşam bir yıldır sürdürdüğü BM Daimi Temsilciliği görevinden ayrıldığı öğrenildi.Mavroyanis'in yerine ise Andreas Hadjichrysanthou atandı. Kıbrıs Gazetesi Mavroyanis görevden ayrılmadan önce, 5+1 gayrı-resmi zirvenin, Mart başında New York Greentree'de yapılacağını açıkladı. Böylece daha önce, Eroğlu-Hristofiyas görüşmelerinde iki kez zirveye ev sahipliği yapan Greentree, bir kez daha Kıbrıs zirvesine ev sahipliği yapacak.MÜZAKERELER 4 YILDIR ASKIDAİsviçre'nin Crans-Montana kentinde gerçekleştirilen Kıbrıs Konferansı'nda görüşmelerin, KKTC ve Güney Kıbrıs tarafının isteği üzerine Temmuz 2017 yılında geçici olarak askıya alındığı açıklanmıştı. New York’un Long Island bölgesinde bulunan Greentree çiftliğinde 2011-2012 yıllarında gerçekleştirilen üçlü Kıbrıs görüşmesi, dönemin Kıbrıs Türk lideri Derviş Eroğlu ile Rum lider Dimitris Hristofyas’ın BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon ile yapılan beşinci görüşme olmuştu. Dönemin KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile Rum Lider Dimitris Hristofiyas arasında yapılan görüşmeler sonuçsuz kalmıştı. KKTC LİDERİ TATAR'IN İLK GÖRÜŞMESİKuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar Ekim ayında gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmasının ardından, BM Genel Sekreteri António, Rum yönetimi lideri Anastasiadis ile ilk kez üçlü gayri resmi toplantıda bir araya gelecek. DHA

Babacan ve Karamollaoğlu'ndan ortak basın açıklaması

Babacan ve Karamollaoğlu'ndan ortak basın açıklaması DEVA Partisi lideri Ali Babacan ile Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu ortak basın toplantısında açıklamalarda bulundu. Karamollaoğlu, ittifak tartışmalarına ilişkin "Seçim sürecine girdikten sonra atılacak adımdır. Bugünün gündeminde değil" açıklamasında bulundu. DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, beraberindeki heyetle birlikte Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nu Saadet Partisi Genel Merkez Binası'nda ziyaret etti. İki lider görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulundu. Babacan'ın açıklamalarından satırbaşları şu şekilde: "Saadet Partisi önemli gelenekleri olan bir siyasi parti. Yakın temas içinde olmamız önümüzdeki dönemde önem taşıyacak. Türkiye’de problemler her alanda büyüyor, içeride bugünkü yönetimin artık ülkenin problemlerine çözüm üretemediği bir tablo görüyoruz. Siyasal şiddetin tekrar günlük literatüre girdiği bir dönemi yaşıyoruz."SORU-CEVAP"Bugün ikinci doz aşılar geldi. Gelen dozlar yeterli mi, aşılarla ilgili izlenen prosedürü nasıl değerlendiriyorsunuz?"Karamollaoğlu: Aşıyla ilgili endişeler biraz fazlaydı. Ekonomiye gelince bu iktidarın en önemli özelliği olanı görememek.Babacan: Aşı konusunda başlamış olması sevindirici. Gelen doz sayısı nüfusla mukayase edildiğinde çok düşük. Türkiye'nin ihtiyacı olan doz sayısı 2021 için 200 milyon doz. "HDP'ye yapılan operasyon görüntüleri ve ittifak tartışmaları"Karamollaoğlu: HDP'nin ilçe teşkilatında Öcalan'ın fotoğraflarının olmasını garipsedim de hükümetin yaklaşımıyla nasıl bağdaştırılacak merak ediyorum. Biraz esef verici bu görüntüler.İttifak konusu her yerde konuşuluyor. İttifaklar bugünkü şartlarda seçim ittifakı olduğu için seçim sürecine girdikten sonra atılacak adımdır. Ama siyasi partilerin birbirleriyle daha yumuşak iletişim kurmaları tabiidir. İttifakların kurulması bugünün gündeminde değil. Babacan: Türkiye'deki siyasi yapılar üzerinde herhangi bir örgütün gölgesi olmaması gerekir. Osman Öcalan'ı devlet kanalına çıkaran bu yönetimin kendisiydi.  cumhuriyet.com.tr

‘Rus Devrimi 1917'

‘Rus Devrimi 1917' Politik okumalara merak duyan herkesin âşina olduğu Rex A. Wade, “Rus Devrimi 1917”de kronolojik olay anlatımının yanı sıra, sosyo-ekonomik sınıfları, cinsiyetleri ve fikirleri ayrı başlıklar altında inceliyor. Bu başarılı sınıflandırmalar ve başlıklar, Rus Devrimi’nin çelişkili ve karışık yapısını anlamamızı sağlıyor. /Archive/2021/1/25/123419742-ic1.jpgDevrim, yaşayan her insanın bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde tanımlamayı başardığı nadir olgulardan biri: Başlangıç, özgürlük, diz çökmemek veya hak edilmemiş statüleri hak etmeyenlerin elinden almak... Bu tanımların aklımıza saldığı genelde basit, olumlu ve güçlü bir anlamdır fakat devrim bir insanlık hareketidir ve insanın olduğu yerde hiçbir şey basit değildir.Ülkelerin devrim hikâyeleriyle tanışmamız çoğu zaman gençliğimize denk gelir. Modern zamanın destanı olarak anlatılan devrim hikâyelerinin denklemi akla yatkındır: Zor zamanlar geçiren halk, doğru yerde ve doğru zamanda güçlü bir lider, savaş ve mutlak özgürlük.Bu basitlik ve kesin sonuç bize -nedense- devrimler hakkında donanımlı ya da donanımsız konuşma özgürlüğünü verir. Ancak bu özgürlük, aslında devrimleri anlamayı engelleyen en büyük faktörlerden biridir. Gerçekte devrimler, içerisinde binlerce somut gerçek ve neden-sonuç ilişkisi barındıran uzun süreçlere yayılmış olgulardır.Şüphesiz dünya tarihinde bu devrimlerin en bilineni, kişiler ve örgütler tarafından örnek alınanı Rus Devrimi’dir. Ancak Rus Devrimi, ikonlaşmış liderlerine ve bilinirliğine rağmen en anlaşılmamış devrimlerden biridir. Hakkında ciddi bir okuma yapmayı ve araştırmayı gerektiren bu tarihî olay, çoğu zaman bir sözlü kültür örneği gibi sadece dillerde kalmış ya da yetersiz bildirilerin konusu olmuştur./Archive/2021/1/25/123427069-ic2.jpgROMANTİKLİĞİ AŞAN BİR DİLRus Devrimi’ni konu alan birçok kaynak mevcut elbette ancak bunlar içerisinde Rus Devrimi 1917 şüphesiz ayrı bir yer tutuyor. Politik okumalara merak duyan herkesin âşina olduğu Rex A. Wade, çalışmasında kronolojik olay anlatımının yanı sıra sosyo-ekonomik sınıfları, cinsiyetleri ve fikirleri ayrı başlıklar altında inceliyor.Bu başarılı sınıflandırmalar ve başlıklar, Rus Devrimi’nin çelişkili ve karışık yapısını anlamamızı sağlıyor. Çünkü Rus Devrimi konusunda en çok yanılgıya düştüğümüz noktalardan biri, halkı “bir anda” her şeyden bıkmış ve ayaklanmış bir bütün olarak görmemiz.Hâlbuki halk devrim sürecinde dolaylı yollardan ortak paydada buluşan parçalar hâlindedir. Hatta bu parçaların devrimden anladığı ve beklediği şey, bazen diğer parçaların yok edilmesidir.Rusya’da bir sarmal olarak yaşanan devrim süreci boyunca bu topluluklar, mutlak özgürlük hayallerini, antitezlerini oluşturan toplulukların yıkılışı üzerine kurmuştur. Fakat bu keskin farklılıklara rağmen bir “halk” olarak adlandırılmış ve eski düzeni yıkan bir halk devrimi yapmışlardır./Archive/2021/1/25/123435506-ic3.jpgBu halkı oluşturan toprak ağalarıyla köylülerin, çocukları aç kalıncaya kadar açlık nedir bilmeyen zenginlerle sömürülenlerin aynı potada erimesi romantiktir ama romantiklik, bu karmaşıklığı çözmez ve objektiflik sağlamaz. Wade’in çalışması, zora kaçmayan diliyle tam da bizim için gerekli olan bu objektifliği sağlıyor ve karmaşıklığı anlaşılabilir bir hâle getiriyor.Rus Devrimi 1917, sade ve anlaşılır yapısı sayesinde Rus toplumuyla empati kurmamızı kolaylaştırıyor. Bugün, bir devrim söz konusu olduğunda neredeyse yok saydığımız köylülerin, askerlerin, azınlıkların ve kadınların, devrim sürecinde yerinin yadsınamazlığını kitabı okudukça fark ediyoruz./Archive/2021/1/25/123442756-ic4.jpgDEVRİM’İ YORUMLAMAKWade’in ajitasyona kaçmayan dili sayesinde, çoğumuz için “pembe bir rüya” ve umut olarak tariflenen devrimin Ruslar için açlık, ölüm ve öfkeden doğan bir gerçeklik olduğunu anlıyoruz. Ancak bu çalışmanın kusursuz dengesi sayesinde, devrimin insanlar için pembe bir rüya olmasa da kızıl bir rüya olduğu süreçleri de görebiliyoruz.Açlıkla, sömürüyle ve savaşla boğuşan insanların, Şubat Devrimi’yle beraber sembolizmi en verimli seviyede kullanışını, sanat dallarının devrim odaklı olmayı şevkle kabul etmesini, toplumun satırlarda bile hissedebildiğimiz bir kızıla bürünmesini coşkuyla okuyoruz. Kitabın dengesi ve kazandırdığı perspektif, onu diğer kaynaklara nazaran daha samimi kılıyor.Kitap, çoğu sol fraksiyonun Rus Devrimi’ne ve bu devrimin liderlerine bakış açısını eleştirebilmemiz için de sağlam bir zemin oluşturuyor./Archive/2021/1/25/123449912-kapakic5.jpgÇalışma sayesinde, fraksiyonlar içinde âdeta bir fetiş unsuru hâline getirilmiş Vladimir Lenin’in yanı sıra Yuli Martov, Leon Troçki, Mark Natanson ve Maria Spiridonova gibi liderleri tanıma, bu liderlerin devrim sürecindeki yerini gözlemleme imkânı buluyoruz. Hâlbuki bu insanların liderlik ettiği topluluklar sol fraksiyonların içinde şakayla karışık bir hakaret olarak kullanılıyor.Yine bir fetiş unsuru hâline getirilmiş bolşevizmin 1918’den itibaren tercih ettiği diktatoryal devlet anlayışı, “olması gereken” diye adlandırılıyor ve eleştiriye kapatılıyor. Maalesef mevcut tutum ve geçiştirme, bugün devrime çok çarpık bir bakış açısıyla yaklaşmamıza neden oluyor./Archive/2021/1/25/123458520-ic6.jpgGünümüzde Rus Devrimi’ni yorumlamak için atılan en yanlış adımlardan biri, kanımca bu devrimi ikonlaşan liderlerin başarısı olarak görmek. Hâlbuki devrim, ne toplum ne de sol fraksiyonlar için sadece kendilerine bahşedilecek bir başarı.Aynı amaç uğruna oluşan onlarca farklı grup, dinamiği sürekli değişen liderler, devrime çok başka motivasyonlarla yaklaşan gruplar birbirinden ayrı düşünülemeyecek büyük parçaları ve devrimin kendisini meydana getirmiştir.Bu parçaları birleştirmek ve bir devrimi anlayabilmek, insanın en güçlü kültürel refleksi okumaya ve manevi refleksi empatiye bağlı; bu manada Rus Devrimi 1917 bu iki refleks için de doyurucu bir tercih olacaktır.Rus Devrimi 1917 / Rex A. Wade / Çeviren: Ergin Özler / İletişim Yayınları / 360 s. Büşra Uyar

Super Bowl’un adıKansas City–Tampa Bay

Super Bowl’un adı Kansas City – Tampa Bay Amerikan Futbol Ligi’nde (NFL) sabaha karşı tamamlanan maçlarla Super Bowl’a kalan takımlar belli oldu. /Archive/2021/1/25/123721947-nfls.jpgNFL’de sezonun şampiyonu belirleyecek Super Bowl maçı için oynanan konferans finalleri sonrasında Kansas City Chiefs ve Tampa Bay Buccaneers Super Bowl maçına çıkmaya hak kazandı. Amerikan Futbol Ligi’nde (NFL) sabaha karşı tamamlanan maçlarla Super Bowl’a kalan takımlar belli oldu. National Football Championship Finali’nde Green Bay Packers’ı 31-26 mağlup eden Tampa Bay Buccaneers Super Bowl’da mücadele etmeye hak kazandı. Tampa Bay’ın 43 yaşındaki oyun kurucusu Tom Brady kariyerinde 10. kez Super Bowl maçına çıkacak. Brady Packers’a karşı 36 pas denemesinde 20 isabet bulurken bu paslardan üç tanesi touchdown ile sonuçlandı. New England Patriots ile altı kez Super Bowl kazanan Tom Brady, Tampa Bay ile bu sezon zafere ulaşması halinde kariyerindeki ikinci takımla da şampiyonluk yaşamış olacak. 7 Şubat’ta oynanacak Super Bowl maçına ev sahipliği yapacak Raymond James Stadyumu’nda maça çıkacak Tampa Bay, NFL tarihinde Super Bowl’da kendi sahasında maç yapacak ilk takım olacak. MAHOMES DÖNDÜ KANSAS KAZANDI American Football Championship finalinde Kansas City Chiefs rakibi Buffalo Bills’i 38-24 mağlup ederek finale yükseldi. Geçtiğimiz hafta Cleveland Browns’a karşı oynanan maçta sakatlanan ve beyin travması şüphesiyle maça devam edemeyen Kansas City’nin oyun kurucusu Patrick Mahomes, durumunun iyiye gitmesinin ardından American Football Championship finalinde forma giydi. Mahomes 38 pas denemesinde 29 isabet bulurken takımı adına yaptığı başarılı paslardan üç tanesinde touchdown yapmayı başardı. Kansas City Chiefs koçu Andy Reid maç sonunda yaptığı açıklamada Eric Fisher’ın aşil tendonundan sakatlandığı ve L’Jarius Sneed’ın sarsıntı şüphesiyle Super Bowl maçında oynamama riski bulunduğu açıklandı. cumhuriyet.com.tr

Hauptmann’la dibe vurmak!

Hauptmann’la dibe vurmak! Nobel Edebiyat Ödülü, Goethe Edebiyat Ödülü ve Almanya Onur Ödülü gibi pek çok önemli ödüle sahip olan, Natüralizmin önemli temsilcilerinden oyun yazarı, romancı, şair, Gerhart Hauptmann’ın (Gerhart Johann Robert Hauptmann) Dokumacılar’ın ardından Türkçeye çevrilmiş ikinci yapıtı; Atlantis. Hauptmann’ın ülkemizde sahnelenen ilk oyununun adı ise Rose Bernd. “Yedi Köyün Zeynebi" adıyla Seniha Bedri Göknil’in uyarladığı oyun, Muhsin Ertuğrul tarafından 1932’de Tepebaşı Sahnesi’nde sahnelenmiş. Hauptmann, Atlantis’te, Titanic faciası yaşanmadan birkaç ay önce yazılmış ve olayları adeta öngören bir romanı olarak nitelenen yapıtında, batan gemide yaşananları, hem trajik bir insanlık dramı olarak hem de toplumsal bir dibe vuruş olarak simgeliyor. /Archive/2021/1/25/123015952-kapakic1.jpg Gerhart Hauptmann’ın Atlantis’i, Dr. Frederick von Kammacher’in Amerika’ya gitmek üzere, bir White Star Denizcilik gemisi olan kargo gemisi, mühendislik harikası, Roland’ın dört yüz yolcusuyla birlikte 23 Ocak 1892’de Bremen’den yola çıkmasıyla başlıyor.Dr. Kammacher, bilim, sanat ve felsefenin “mühim” olduğu bir dönemi bir doktor ve saygın bir beyefendi olarak temsil eden, ait olduğu sınıfın pek çok üyesinin aksine hümanist, eşitlikçi bir figür olarak karşılaşıyor okurla ilk.Dr. Kammacher tıbbi pratiğini yitirmiştir. İtibarı bir gazeteye yazdığı Anthrax hakkında yazdığı yazıya bağlıdır. Sanatoryumda yatan karısı kendisini tanımamıştır, üç çocukları yatılı okuldadır. Amerika’da yeni bir yaşama başlamak istemektedir./Archive/2021/1/25/123023093-ic2.jpgBATIK RUHLARIN ÇAKILIŞI!Yazarın, Titanic faciası yaşanmadan birkaç ay önce yazılmış ve olayları adeta öngören romanı olarak nitelenen Atlantis’indeki teknoloji harikası gemi Roland da Titanic ile aynı sonu paylaşır. Bir başka gemi ile çarpışması sonucu batan gemide yaşananları, hem trajik bir insanlık dramı olarak hem de toplumsal bir dibe vuruş hatta çakılış olarak simgeler Hauptmann.Dr. Kammacher başta kazadan kurtulanlar Amerika’nın paragöz sistemiyle yüz yüze gelecekleri, çılgın, arsız, vahşi şehir New York’a vardıklarında ise onları bir başka dibe vuruş beklemektedir zira.Avrupalı zihinleri Amerika’da tersyüz olur. Ezber bozumu, afallama, uyumsuzlukla kuşatılırlar. Yapıtta işaret edilen sosyal gelgit, sınıfsal gerilim, ölümüne ayrıksılık ve her sınıfın birbirinin ötekisi olması durumuna yergisel yaklaşım satır aralarına takılı bir şeytan tırnağı gibi. Can acıtıyor... Çok sevdirmiyor metin kendini epey süre.Dr. Kammacher’in psikolojik evreninin zarlarını romantik perdede soyan figür ise gemide tanıştığı dansçı Ingigerd Hahlström olur. Yıpratıcı bir aşkın pençesine düşer Kammacher. Kurtuluşu, acılarının devası ise birdenbire hayatına giren Eva Burns’den başkası değildir. Yine de en yakını yalnızlığıdır. İnzivai bir varoluşla kavrulur. Düşleri gelişkinleşir, içe döner. Yapıta iyiden iyiye yayılan bu duygu her bölümde daha da keskinleşir./Archive/2021/1/25/123029749-ic3.jpgISTIRAP, İSYAN VE NATÜRALİZM!Hauptmann’ın, sanatsal içeriği, yazın işçiliğini artan yalın bir oranda ve hızlıya alan bir biçemde güçlendirdiği, ıstırap ve isyanın ince ince vücuda geldiği bir yapıt Atlantis.Daha iç perdeden seslenerek geliştiriyor metnini. İnsani, sıradan diyalogları öne çıkarırken, çatışmaları ve çelişkileri germeden -mümkün olduğunca- sunan bir yapıyı koruyor. Karanlık tonlar - özellikle başlarda - yoğun olsa da dili kurarken karanlığı aralamaya, gölgeyi itelemeye pek de niyetlenmiyor.Güçlü betimler, canlı bir biçemle dil oyunları bir oyunun perdeleri gibi giriyor devreye. Görselliğin gitgide güçlendirilerek Natüralizmin gerek şartı ciddi gözlem ve tasvirlerle beslendiği de söylenmeli. İnsan ve doğa laboratuvarı niteliğindeki Atlantis pek çok psikolojik alt metin sunuyor bu nedenle.Kişisel trajediler Gerhart Hauptmann’ın vazgeçilmezi. Kişileri ya iç çatışmalar içinde ya da çevresindekilerle belli başlı sorunlar yaşıyor. Yardımlaşma, arkadaşlık duygularına gelince ihmal etmediği, kahramanlarına destek sağladığı hızırları arasında.Felaketin eşiği ile normale dönülmüş günlerin tezatlığı Kammacher’in zihninde biteviye bir kıyas durumu yaratıyor. Ruhsal çatışmalar, korku, tutku, tereddüt, kaza sonrası yaşadığı sinir boşalmaları, nöbetlerle her bir roman kişisiyle derdini paylaşmaya çalışıyor bu batık ruh./Archive/2021/1/25/123037452-ic4.jpgTAD DUYGUSUNU KAYBETMİŞ BİR DİMAĞ; KAMMACHERKafası karışık, ruhu azapta, tad duygusunu kaybetmiş bir dimağ her şeyden önce Kammacher. Roland’ın enkazında yitip giden canlar, değişen öncelikler ve yaşam denen dipsiz kuyunun anlamsızlığı zihnine helezonlar sararken; inancın sorgulanması, inanca sarılma ve uzaklaşma evrelerini üç evrede sarkaç gibi yaşıyor; edebi, felsefi, dini.Romanını acı çeken, çelişkilerle hemhal ama düzene uygun davranmayı reddeden, kendini de bundan sakınma atakları içindeki bu ana kahramana odaklarken diğer kişilerini de aynı ruhsal haleye tabi kılmış Gerhart Hauptmann.Tıpkı Kammacher gibi onlar da olayların akışı içerisinde yaşamdan payını haylice alıyor. Roman kişileri içsel olduğu kadar fiziksel bir savaşım da -sıklıkla beyhude- veriyorlar. Pusu bol, aydınlığı cimri bir havada yazılmışlar her şeyden önce.Trajedi onları önce ayrı sonra ortak bir bağlamda buluşturan ortak noktaları. Ölüm, kaybetme duygusu hayatın bir gerçeği olarak sarsmaya ara vermiyor ki henüz vuku bulmadığı anlarda dahi en azından suçluluk ve güvensizlik duygularıyla helak ediyor roman kişilerini./Archive/2021/1/25/123045889-ic5.jpgSANCI, YAPITIN TEMEL DUYGUSUSancı, yapıtın temel duygusu. Ahlaki, sosyal, zihinsel, dibe vurdukları sıklıkla vaki. Fırtınalı zihinlerinde de bir geminin batışı gibi batıyor ve çakılıyorlar! Önce ağır ağır, sonra güm!Yine de hikâyenin tüm ağırlığına karşın pes etmiş insanları okutmuyor Hauptmann, Atlantis’te. Tersine hemen hepsi hayatları ve kaderleri üzerinde kontrol sahibi olabilmek adına can havliyle bir mücadele içinde.Son olarak yapıtın ortaya koyduğu sanat konusundaki yaklaşım ve tespitler de önemli, zira bu noktaya atıflar bir süre sonra Yeni Dünya eleştirisini bu cepheden diyaloglarla güçlendiriyor. Amerika’nın sanat konusunda cahil olduğu görüşü New York’tan örneklerle Avrupalı bir hor görmeyle satırlar arasında yerini buluyor.Kammacher’in hayatında sanatın önemi ve belirleyiciliğini de Goethe özelinde vurguluyor Hauptmann: “Goethe’nin ‘İtalya Seyahati,’, sanatçılarla olan iletişimi ve yüce sanata dair sayısız, engin izlenimleri az daha onu bilimden döndürecekti.”Herkesin birbirine yüzünü ve sırtını döndüğü, yönünü şaşırdığı ve nihayetinde ölümüne yenilendiği bir seyahat Atlantis. Gerhart Hauptmann’la dibe vurmaya varsanız eğer! Gamze Akdemir / Cumhuriyet Kitap Eki

Covid-19 salgınıBrezilyalıçiftlere iyi gelmedi

Covid-19 salgını Brezilyalı çiftlere iyi gelmedi Brezilya'da geçen yılın ikinci yarısında boşanan çiftlerin sayısı son 13 yılın en yüksek rakamına ulaştı. /Archive/2021/1/25/124558642-zoriana-stakhniv-puvghybgzn8-unsplash.jpgYeni tip koronavirüs (Covid-19) salgını sağlık, eğitim, ekonomi gibi alanların yanı sıra aile hayatında da çeşitli sıkıntılara neden oldu. Salgın nedeniyle Brezilya'da geçen yılın son yarısında boşanan çiftlerin sayısı arttı.Brezilya Noterlik Enstitüsünün (CNB) araştırmasına göre, ülkede, 2020'nin son yarısında sadece noterlerde 43 bin 859 boşanma işlemi yapıldı.Araştırmada, söz konusu dönemde mahkeme dışında yapılan bu boşanmaların, 2019'un aynı zaman aralığına göre yüzde 15 daha fazla olduğuna dikkati çekildi.Ekim 2020'de, 7 bin 600'den fazla boşanma işlemi yapıldığı kaydedilen araştırmada, bu rakamın, ülkedeki boşanma kayıtlarının tutulmaya başlandığı 2007'den bu yana en yüksek boşanma sayısı olduğu vurgulandı.Araştırmada, ülkedeki 16 eyalette 2020'nin son 6 ayında tarihi boşanma rekorunun da kırıldığına dikkat çekildi.SOKAĞA ÇIKMA YASAKLARI VE KARANTİNA BOŞANMADAKİ ARTIŞI ETKİLEDİCNB Başkanı Giselle Oliveira de Barros yaptığı açıklamada, 2020'nin insanların bir arada yaşaması ve vatandaşlara hizmet sağlanması açısından birçok değişiklik getirdiğini ve sıra dışı bir yıl olduğunu söyledi.Barros, Covid-19 salgınının ortaya çıkmasıyla, vatandaşların kişisel ve mülkiyetle ilgili sorunlarının evden çıkmadan çözülmesi için noterlere, hizmetlerini elektronik ortamda sağlamaları izni verildiğini belirtti.CNB yetkilileri, Covid-19 salgınıyla mücadele önlemleri kapsamında uygulanan sokağa çıkma yasakları ve karantinaların da boşanma sayılarındaki bu artışa etkisi olduğu sonucuna ulaştıklarını belirtti.Yetkililer, noterlerin bu sürecin kolaylaştırılması amacıyla çevrimiçi boşanma uygulanması istediklerini ifade etti. AA

Fuentes'le ruhun bildiğini hatırlamak

Fuentes'le ruhun bildiğini hatırlamak Meksika için öngörülen bütün felaketlerin gerçekleştiği 1992 yılı, Kristof Kolomb’un Yeni Dünya’yı keşfinin de 500. yıldönümü. Bu bağlamda kaleme alınan Doğmamış Kristof, pek çok yönüyle “eşsiz” bir yapıt. Her yönüyle yeniden doğuş ve özlenen devrimin romanı. /Archive/2021/1/25/122716220-kapakic1.jpgPlaton ruh teorisinde, akıl ilkelerinin temellendirilmesi için bedenden bağımsız olabilmenin önemine değinir. Çünkü ona göre idealar ile görüngüler âlemi arasındaki ayrım, ancak her iki âlemle iletişimde olabilen ruh görüşüyle birleştirilebilir. Bedene bürünmeden önce ruhun ideaların bilgisini elde ettiğini ve ruhta içkin olarak sakladığını savunur.Peki Platon’un iddia ettiği bilgi ve deneyimler nerededir? Platon, ideaların bilgisinin, ruhun bedene bürünme sürecinde unutulduğunu ve doğru bilgi olarak kabul ettiği bu unutulan hakikatlerin ancak yeniden hatırlamayla elde edilebileceğini öne sürer ve henüz anne karnındayken sahip olduğumuz bilgi birikiminin doğumdan sonra unutuluşuna işaret eder.ANLATICI FETÜS!Carlos Fuentes’in 1987 yılında yayınlanan ve birçok yönüyle “eşsiz” sıfatını hakeden romanı, Doğmamış Kristof, Platon’un ruh teorisini çatı yaparak henüz anne karnındaki bir fetüsün anlatıcılığını sunar okura.Elbette Doğmamış Kristof’u eşsiz kılan yalnızca anlatıcısının bir fetüs oluşu ya da romanın alt metninde saklanan ruh teorisi değil, okuru baştan sona metne dahil eden, sakınımsız, yedi yüz altmış sayfalık bir metinde kimi kez kaybolduğunu itiraf edecek kadar cesur ve tüm canlılılığı ve ironikliğine nazaran sonunda ne yaptığını bilen bir yazarın imzasını taşımasından kaynaklı.Oldukça kalabalık karakter ağı okuma dinamiğini kimi yerlerde sekteye uğratsa da Fuentes, tıpkı bir yol gösterici gibi okurun yolunu bulmasına ve hatta okur aracılığıyla romanın nihayetlenebileceği duygusuyla metin ve okur arasındaki kuvvetli bağa yaslanır./Archive/2021/1/25/122728048-ic2.jpg500. YILRoman, Amerika’nın Keşfi’nin beş yüzüncü yılı kapsamında Meksika’da yapılacak bir etkinlikle Amerika’nın keşfedildiği, yani 12 Ekim günü anısına, o gün doğan erkek çocuğa “Cumhuriyetin Oğlu” ünvanının verilmesi ve bu ünvanın sunduğu ayrıcalıklara sahip olma hayaliyle ruha bürünür.Angel ve Angeles’in bu hayalin ardından başladıkları yolculukları inişli çıkışlı, hatalarla örülü bir iyiye ve güzele ulaşma çabası taşır. Bu yüzden Doğmamış Kristof’un her yönüyle yeniden doğuş ve (özlenen) devrim romanı olduğunu söylemek yanlış olmaz.Ancak yirminci yüz yılın sonlarındaki Mekika için “devrim” hayalkırıklıklarıyla örülü aşılmaz bir yol imgesine dönüşür. Bu imgenin sarmalındaki Angel, Angeles ve henüz anne karnındaki Kristof’un yolculukları ruhsal olduğu kadar bedensel değişimler ve kabullerle, başka boyutlara taşınır.Yazar, karakterlerin kendilerini tanıma yolundaki hataları, büyüme ve gelişme eşiklerini Meksika’daki tarihsel süreçlerle tamamlayarak romanın bütünselleşmesine büyük bir katkı sunuyor./Archive/2021/1/25/122737095-ic3.jpgÇÜRÜYEN MEKSİKAFuantes, kutsalların reddiyle hem aile kurumunu hem de yeni yüzyıla hazırlanan Meksika’nın siyasi ve toplumsal çürüyüşünü acımasız saptamalarla eleştirmiş. Halk kendini televizyonun büyülü karanlığına kaptırmış, birbirinden saçma reality şovları izlerken Meksika yolsuzlukların, çevre kirliliğinin ve siyasi entrikaların çıkmazında resmedilmiş.Ne yazık ki özlenen vatan hayalleri ve gerçekleşemeyen umutlar büyük yıkımlarla sonuçlanır. Romanda siyasi kirlenmişliğin, haksız zenginliğin ve kandırmacanın karşısında Kristof, yeniden doğuşu simgelerken, öte yandan böylesi bir dünyaya doğmanın eleştirisini yapar:“Meksika mı burada mı doğacağım? ... Canlı ya da ölü bin dolar borçlu olduğum bu ülkede!.. Doğduğum andan itibaren 12 ton kükürt, kurşun ve karbonmonoksit solumak için... Bu ülkeye mi çıkacağım? Bana petrol sayesinde iyi durumda olduğumuzu söylesinler diye mi? Bundan böyle endişeye mahal kalmadığını, zenginliğimizi idare etmenin yeteceğini söylesinler diye mi? Elektriğim olmasa da buzdolabı alabileyim, çöpe ve ateşe gömülü sokaklarda yürürken insanlar beni kıskansın diye walkman takabileyim diye mi?”OKURDAN VAZGEÇMEDENFuantes, karakterleştirdiği okurdan bir an olsun vazgeçmeden, düşüncelerini, çelişkilerini ve korkularını yasladığı yoldaşı yanına çağırarak yaklaşır sona. Orada doğumun, başlangıçın, unutuşun, kaybın ve varoluşun sesini duyulur:“Annemin karnında dönüşsüzce yaşlandım; evet doğum dedikleri bir kandırmaca, küçük yaşlı bir adam olarak öleceğim; kimse dokuz aydan fazla yaşamıyor, hepimiz dokuz aylıkken ölüyoruz; gerisi ölüm çünkü gerisi unutuş... Bildiğim her şeyi unutuyorum, ışık sönüyor, içerideyken her şeyi biliyordum, genler, Hegel’ler, Hegene’ler, atalarım...”Okur için bir not da benden; ey okur yazarına güven, seni asla yalnız bırakmayacağını bil, aklını sarmalayan hikâyeye teslim ol çünkü odur seni şaşırtacak olan.Doğmamış Kristof / Carlos Fuentes / Çeviren: Aslı Biçen / Can Yayınları / 760 s. Sacide Alkar Doster

Bakan Koca'dan yeni aşıaçıklaması: 80 yaşüzeri aşılanacak

Bakan Koca'dan yeni aşı açıklaması: 80 yaş üzeri aşılanacak Bakan Koca, "Bilim Kurulumuzun önerisiyle hazırlanan program dâhilinde bugün itibariyle, 80 yaş üzeri vatandaşlarımızın da aşılanmasına başlıyoruz. 80 yaş üzeri vatandaşlarımız sağlık kuruluşlarımızda aşılanacaklar" dedi. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "Bugün itibarıyle, 80 yaş üzeri vatandaşlarımızın da aşılanmasına başlıyoruz" dedi.Bakan Koca, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "Bilim Kurulumuzun önerisiyle hazırlanan program dâhilinde bugün itibarıyla, 80 yaş üzeri vatandaşlarımızın da aşılanmasına başlıyoruz. 80 yaş üzeri vatandaşlarımız sağlık kuruluşlarımızda aşılanacaklar" ifadelerine yer verdi.Bilim Kurulumuzun önerisiyle hazırlanan program dâhilinde bugün itibariyle, 80 yaş üzeri vatandaşlarımızın da aşılanmasına başlıyoruz. 80 yaş üzeri vatandaşlarımız sağlık kuruluşlarımızda aşılanacaklar.— Dr. Fahrettin Koca (@drfahrettinkoca) January 25, 2021 DHA

'Rousseau’nun Edebi ve Siyasi Tahayyülü'

'Rousseau’nun Edebi ve Siyasi Tahayyülü' Fatma ve Koray Tütüncü’nün birlikte kaleme aldıkları Trajik Hissiyat Ütopik Siyaset - Jean-Jacques Rousseau’nun Edebi ve Siyasi Tahayyülü, bizi, Batı kanonuna yön veren, temel metinleriyle tarihin akışını da değiştirmiş bu önemli filozof hakkında yeniden düşünmeye yönelten bir kitap. /Archive/2021/1/25/122408191-kapakic3.jpgRousseau, Batı kanonuna yön veren, temel metinleriyle tarihin akışını da değiştirmiş olan bir filozoftur. Fransız Devrimi’nin esin kaynakları arasındadır. Ancak hangi konuyu/problemi ele alırsa alsın, Rousseau’da “trajik hissiyat” ve “ütopik siyaset” birlikte karşımıza çıkar.Bu konuda Tütüncü’ler şunları söyler: “Rousseau’nun külliyatı benliği ve insanlığı bilmeye adanmıştır; kırılgan, ıstıraplı, hassas bir arayıştır bu.(…) Benliğin ve insanlığın bitmek bilmeyen arzularını, hayal kırıklıklarını, yanlış yollara sapışlarını yüreğinde hisseder: Trajik bir hissiyattır bu. Ama aynı zamanda kendini bilmenin yüceliğini, iyimserliğini ve imkânlarını tanır; insan özgürlüğe yazgılıdır, insanı köleleştiren zincirleri yine insanın kıracağının farkındadır. Bu da ütopik siyasetin yoludur.” (s. 14)Akıl-duygu karşıtlığı, felsefe tarihinde sıkça rastladığımız bir durumdur. Rousseau gibi kimi filozoflar ise akıl kadar duyguya da felsefelerinde yer verebilmişlerdir. Bu konuda Tütüncü’ler şöyle demekte:“Akıl ve duygunun dur durak bilmeyen çatışmasında Rousseau hem aklın hem de duygunun yanında yer alabilmiştir: zira benliğinin böyle kurulmuş olduğuna inanır.” (s. 82)/Archive/2021/1/25/122432206-kapakic1.jpgUYGARLIK ELEŞTİRİSİYaşadığı çağda akla, bilime ve ilerlemeye büyük bir güven beslenmesine ve övgüyle bakılmasına karşın Rousseau’nun ortaya koyduğu uygarlık eleştirisi önemlidir. Bu noktada o da çağına aykırı düşünme tarzı ve duruşuyla dikkat çeker. “Rousseau’nun külliyatının çekirdeğini oluşturan insanı özgürlükle özdeşleştiren anlayış, uygar topluma yönelik eleştirisinin de odağını oluşturur.” (s. 163)Onun özellikle bilimler ve sanatlardaki ilerlemelere şüpheyle bakmasının nedeni, söz konusu ilerlemelerin insanın erdemlerini zayıflatması, insana insanlığını unutturmasıdır. Bu bağlamda Rousseau için, insanlığın geliştirdiği bilgilerin en faydalısı ve en az ilerlemiş olanı, insanın kendisine ilişkin bilgidir. (s. 137)/Archive/2021/1/25/122448174-ic2.jpgKÜLTÜR FİLOZOFUKendisinden sonraki düşünce tarihini özellikle kültür/uygarlık düşüncesi bakımından etkilemesiyle de Rousseau bir kültür filozofudur, kültür felsefesinin kurucularından biridir. Bir filozofun yazdıkları kadar onun nasıl okunduğu ve yorumlandığı da önemlidir. Bu bağlamda felsefe tarihinde yer alan birçok filozofun yanlış anlaşılması ve çarpıtılması durumuyla karşılaşırız.Tütüncü’ler Rousseau’yu bütüncül bir yaklaşımla ele almakta, eserleriyle kendi çağı ve çağımız arasındaki ilişkileri ve etkileşimleri belirgin kılmakta, filozofla ilgili indirgemeci ve dar yaklaşımları değerlendirmekte ve onun felsefesinin kurucu kavram ve problemlerini çözümleyerek; yalnızca bugüne değil belki geleceğe de seslenen bir filozof portresi çizmektedirler.Rousseau’yu yeniden düşünmek, insanlık durumunu da yeniden düşünmek demektir. Yaşanan gelişmeler ve karşılaştığımız küresel sorunlar, Rousseau felsefesinin tüm yönleriyle yeniden gündeme gelmesi gerektiğini göstermiyor mu?Özellikle de trajik hissiyatın derinden hissedildiği böyle bir zamanda, yaşanan dönemi bir distopya olarak algılayan/anlayan kişilerin hiç de az olmadığını düşünürsek, siyaset başta olmak üzere yaşamın ve kültürün her alanında ütopik bakışlara ihtiyacımız yok mu?Trajik Hissiyat Ütopik Siyaset - Jean-Jacques Rousseau’nun Edebi ve Siyasi Tahayyülü / Fatma Tütüncü, Koray Tütüncü / Metis Yayınları / 287 s. Mustafa Günay




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter