News - Haberler
Füsun Demirel,‘Şişman Güzeldir’ile Maltepe’de sahne aldı
Füsun Demirel, ‘Şişman Güzeldir’ ile Maltepe’de sahne aldı figure > Ünlü oyuncu Füsun Demirel, “Şişman Güzeldir†isimli tiyatro oyunuyla Maltepe Belediyesi Prof. Dr. Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde sahne aldı. Demirel, Nobel Edebiyat Ödüllü İtalyan yazar Dario Fo ve Franca Rame’nin yazdığı oyunu çevirip yönetti. Demirel, geçtiğimiz yıl gösterimini yapmaya başladığı oyunda, sistem içerisinde, insanlara dayatılan "ideal beden†algısı, özellikle kadın bedenini bir meta olarak gören ve öyle olmalarını direten ideolojiye eleştirel bakış açısı sundu. Obezite ile mücadele eden, kocası ve kızı tarafından yalnızlaştırılmış Rozi‘nin dramını absürt bir ironiyle seyirciye aktaran Demirel’e Demet Ergün, Mert Küçülmez ve Ayşegül Sağlam eşlik etti. Oyunun uyarlamasını, sahne, kostüm ve ışık tasarımını Mert Küçülmez, müziklerini Işıl Ağuş Üstün, Barış Çetin, koreografisini Serkan Bozkurt üstlendi. Oyunda Rozi'den hareketle, tüm kadınların yaşadığı estetik ve güzellik kaygısı, yaşanılan baskılar, aile içi çatışmalar, aldatılma kaygıları, ihanetler, modern ilişki biçimlerinin yozlaşması ve mutsuzluklar anlatıldı. Türkiye’de yaşanan mide küçültme operasyonlarına, kadın bedenine yönelik müdahalelere gönderme yapılan oyunda kadınlara kendi bedenleriyle barışmaları ve kendilerini sevmeleri mesajı verildi. cumhuriyet.com.trİşSanat caz sahnesi Genedos ile açılıyor
İş Sanat caz sahnesi Genedos ile açılıyor figure > İş Sanat caz sahnesi, Genedos ile 24 Kasım Salı günü saat 20.30’da açılıyor. İş Sanat'tan yapılan açıklamaya göre, Ozan Musluoğlu’nun da içinde bulunduğu "Genedos", sezonun ilk caz konseri olarak programda yer alıyor.Piyano ve vokalde Eylül Ergül, davul ve vokalde Çağla Karaali, saksafon ve flütte Serdar Barçın, kontrbasta ise Ozan Musluoğlu’nun yer aldığı “Genedos†caz projesi, ana akım cazdan modern parçalara uzanan zengin bir repertuvarla cazseverlerin karşısında olacak.Konserde Beatles’tan Joe Henderson’a, John Lennon’dan Charlie Parker’a uzanan bir seçki yer alıyor. 24 Kasım Salı günü saat 20.30’da İş Sanat’ın sosyal medya hesaplarından ve internet sitesinden ücretsiz izlenebilecek konser sezon sonuna kadar erişime açık olacak.İş Sanat’ın kasım ayındaki diğer etkinlikleri dijital platformlar üzerinden izleyicilerle buluşmaya devam edecek.İş Sanat Masal Tiyatrosu’nun sahneleyeceği "Hansel ve Gretel" ile "Alaaddin" 22 ve 29 Kasım’da, W. Shakespeare’in "12. Gece" eserinden bir bölümün seslendirileceği Okuma Tiyatrosu 25 Kasım’da sanat severlerle buluşacak.Tüm konser ve dinletiler 20.30’da, çocuk etkinlikleri ise 15.00’te yayında olacak. AAAkşener: Bizim içimizde ciğerinde ur olan yoktur
AkÅŸener: Bizim içimizde ciÄŸerinde ur olan yoktur figure > Ä°YÄ° Parti lideri Meral AkÅŸener, Ankara’da partisinin üye katılım programında konuÅŸuyor. AkÅŸener, “Biz 40 kiÅŸiyiz bu siyasette, herkes birbirinin ciÄŸerini bilir. EÄŸer o ciÄŸerleri biliyorsak, ciÄŸerleri ur olanlar çok dikkat etmelidir. Burada ciÄŸerinde ur olan yoktur. Bizim içimizde ciÄŸerinde ur olan yoktur†dedi. Ä°YÄ° Parti lideri Meral AkÅŸener, Ankara’da partisinin üye katılım programında konuÅŸuyor. AkÅŸener'in konuÅŸmasındarn satırbaÅŸları ÅŸu ÅŸekilde: “Biz normal, rahat bir zamanda bir siyasi parti kurmadık. Yıkılmaz armada olarak nitelenen bir iktidar karşında, kaşınızı kaldırsanız suç olarak nitelendiÄŸi bir Türkiye’de siyasi parti kurduk, hep birlikte kurduk ve pek çok ÅŸeye göğüs gerdik. Kimimizin çocuÄŸu iÅŸten atıldı, kimimizin eÅŸi baÅŸka yere sürüldü, Kimimiz esnaftı; müfettiÅŸin biri gitti, biri geldi. Kraldan çok kralcı olanlar, ellerinde kocaman sopayla, Ä°YÄ° Parti’nin teÅŸkilatlanması için çalışan herkesin kafasına indirdiler. Ama sizler Türkiye’nin her yerinde aynı iradeyi gösterdiniz.‘BU BÄ°R CESURLAR ÖYKÃœSÜ’En hızlı, en çabuk, imece usulü ile teÅŸkilatlanıp seçime girmeye hak kazanmış bir partiyi 6 ayda bu hale getirdiler. Bunu, ben ölünceye kadar anlatacağım. Bu, bir cesurlar öyküsüdür. Her biriniz cesur ve iyi insanlarsınız. Evlerimiz basıldı, çoluk çocuÄŸumuz iÅŸsiz kaldı ama hepsine direnildi. ‘BÄ°ZÄ°M İÇİMÄ°ZDE CÄ°ÄžERÄ°NDE UR OLAN YOKTUR’28 Åžubat’ın Meral AkÅŸener’ine kafir dendi ve o kafir sözünü sahada kullanmaya kalktılar, Allah’tan korkmadılar. 28 Åžubat’ın Meral AkÅŸener’ine gelen ölüm tehdidine ‘ne kadar doÄŸru oldu’ diyen gazetecimsi insanlar oldu. Benim bunu hak ettiÄŸimi yazanlar söyleyenler oldu. Biz 40 kiÅŸiyiz bu siyasette, herkes birbirinin ciÄŸerini bilir. EÄŸer o ciÄŸerleri biliyorsak, ciÄŸerleri ur olanlar çok dikkat etmelidir. Burada ciÄŸerinde ur olan yoktur. Bizim içimizde ciÄŸerinde ur olan yoktur.â€AYRINTILAR GELÄ°YOR... cumhuriyet.com.trThe Crown'ın yaratıcısıKraliçe Elizabeth'i anlattı: 'Ä°lgili bir anne olamayacak kadar meÅŸguldü'
The Crown'ın yaratıcısı Kraliçe Elizabeth'i anlattı: 'İlgili bir anne olamayacak kadar meşguldü' figure > The Crown'ın yaratıcısı Peter Morgan, Kraliçe Elizabeth'in en büyük iki çocuğu Prens Charles ve Prenses Anne'e ilgili bir annelik yapabilmek için "fazla meşgul" olduğunu söyledi. Prens Charles, 1948'de, Kraliçe II. Elizabeth 22 yaşındayken doğmuştu ve tahta çıkmasına 4 yıl vardı. Prenses Anne de ondan iki yıl sonra dünyaya gelmişti.Prens Andrew ise bundan 10 yıl sonra, 1960'ta doğmuş, onu da 1964'te Prens Edward takip etmişti.The Crown'ın resmi podcast'inin son bölümünde konuşan Morgan, ilk iki çocuğu henüz küçükken Majesteleri Kraliçe "yeni durumuna alışmakla ve işini yapmaya çalışmakla meşguldü" diye tahminde bulundu.Kraliçe'nin, Andrew ve Edward'a yaptığı ebeveynlikle ilgiliyse "İkinci ekibi yetiştirirken anne olarak çok daha rahattı" dedi ve şu ifadeleri kullandı:"Karakter olarak onda gördüklerime dayanarak Anne'in muhtemelen anne ilgisine o denli ihtiyacı yoktu. Maalesef Charles, ciddi miktarda sevgiye ihtiyaç duyuyor. Çok fazla sevgiye ihtiyacı vardı ve kraliçe muhtemelen bunu verme imkanına sahip değildi. Charles'ın bu ihtiyacı yani sevgiye olan belirgin ihtiyacı, kraliçenin sevgi gösterme kabiliyetini daha da geriletmiş olabilir."The Crown'ın 15 Kasım pazar günü çıkan 4. sezonu, Kraliyet ailesinin 1979 ile 1990'un sonuna kadarki hayatını anlatıyor.Dizide Prenses Diana'yı Emma Corrin, Prens Charles'ı Josh O'Conner canlandırıyor.Morgan'ın yorumları, Corrin'in bir partide Prens Harry veya William'a denk gelse oradan "ayrılacağını" söylemesinden sonra geldi.British GQ'ya konuşan Corrin, "Onları bir partide görsem muhtemelen oradan ayrılırdım!" ifadelerini kullandı.Corrin, Prenslerle The Crown hakkında konuşmak istemese de performansı hakkında ne düşündüklerini merak ettiğini de açıkladı.Kendisine Prens William ve Harry'nin dizi hakkında ne düşünebileceği sorulduğundaysa şöyle dedi:"Tahmin bile edemiyorum. Ne düşündüklerini bilmek isterdim. Bunun önemi olmadığını söylemeyeceğim çünkü bu cahilce olurdu. Biri geçen sene ölmüş büyükannemle ilgili program yapsaydı, bunu izlemek benim için zor olurdu."Kaynak: Independent Türkçe cumhuriyet.com.trDedektif Rouletabille iz peşinde!
Dedektif Rouletabille iz peÅŸinde! figure > Bir gotik edebiyat klasiÄŸi olan Operadaki Hayalet’in yazarı Gaston Leroux’nun ilk romanı Sarı Odanın Esrarı, hem kapalı oda türünün öncülerinden hem de çaÄŸdaÅŸ polisiyenin baÅŸyapıtlarından biri. Agatha Christie’den John Dickson Carr’a uzanan bir yelpazede birçok yazara ilham kaynağı olan bu kitap, ünlü dedektif Rouletabille’in de ortaya çıktığı ilk roman. /Archive/2020/11/22/120112541-ic2.jpg“En iyilerden biri…â€Agatha ChrıstieGlandier Åžatosu’nda yaÅŸayan, “maddenin ayrıştırılması†konusunda bilimsel çalışmalar yapan Profesör Stangerson’ın kızı Mathilde, laboratuvarın bitiÅŸiÄŸindeki odada kimliÄŸi belirlenemeyen birinin saldırısına uÄŸrar. Meçhul saldırganın bu “Sarı Odaâ€ya nasıl girdiÄŸi ve çıktığı belirsizdir, çünkü Mathilde, saldırıdan sonra kanlar içinde bulunduÄŸunda kapı halihazırda içeriden kilitlidir.Bu gizemli vakayı aydınlatmaya çalışan genç muhabir Rouletabille ile Fransa’nın saygın dedektifi Larsan arasında bir rekabet geliÅŸir. Vakada her yeni cevapla birlikte yeni bir soru gündeme gelirken, “Sarı Odaâ€nın dehÅŸete düşürücü sırrının üzerindeki perde de aralanmaya baÅŸlayacaktır.Bir gotik edebiyat klasiÄŸi olan Operadaki Hayalet’in yazarı Gaston Leroux’nun ilk romanı Sarı Odanın Esrarı, hem kapalı oda türünün öncülerinden hem de çaÄŸdaÅŸ polisiyenin baÅŸyapıtlarından biri. Agatha Christie’den John Dickson Carr’a uzanan bir yelpazede birçok yazara ilham kaynağı olan bu kitap, ünlü dedektif Rouletabille’in de ortaya çıktığı ilk roman.Sarı Oda’nın Esrarı / Gaston Leroux / Çeviren: Birsel Uzma / Çınar Yayınları / 336 s. Cumhuriyet Kitap EkiSavaÅŸsız günlere inanmanın romanı
Savaşsız günlere inanmanın romanı figure > Julien Gracq’in ‘Ormanda Bir Balkon’u, savaş tüm şiddetiyle ağır ağır yaklaşırken, ölümden ve acıdan arınmış bir başka gerçekliğin; patikada sağlam adımlarla yol alan, ormanın kuytularında soluklanıp hayat bulan Asteğmen Grange'ın hikâyesi. Savaşı ardında bırakıp kan revan içinde yuvaya dönmeye çalışanların yaşama, yeni güne ve bir ormana inanabilme ihtimali üzerine sarsıcı bir anlatı. /Archive/2020/11/22/115509499-ic.jpgSivri yapraklı, sık dallı ağaçlarla çevrili bir sığınak, sonbaharla eğilen güneş ışınlarının nemli toprakta bıraktığı tatlı sıcaklık, geride kalan yaz günlerinin hatırasını belleğinde taşıyan, tüm sırları içine hapseden geçit vermez bir orman...Ormanın kalbinde, ağaçlar ve bitki örtüsüyle bütünleşmiş rutubetli, alçak tavanlı, yorgun bir koruganı kendine yuva bellemiş bir asker...Ormanda Bir Balkon, savaş tüm şiddetiyle ağır ağır yaklaşırken, ölümden ve acıdan arınmış bir başka gerçekliğin; patikada sağlam adımlarla yol alan, ormanın kuytularında soluklanıp hayat bulan Asteğmen Grange'ın hikâyesi. Grange'ın gözünde yaşam, dört bir yandan hücum eden yangının ortasında, gergin bekleyiş sürerken ve ölüm yaklaşırken rüzgârla salınan dalların hışırtısına, kuşların kanat çırpışına, dağların ardında usulca batan güneşin kızılına tutunmaktır. Savaşı ardında bırakıp kan revan içinde yuvaya dönmeye çalışanların yaşama, yeni güne ve bir ormana inanabilme ihtimali üzerine sarsıcı bir anlatı.Ormanda Bir Balkon / Julien Gracq / Çeviren: İsmet Birkan / Sel Yayıncılık / 175 s. Cumhuriyet Kitap EkiCovid-19'un sebep olduğu 'mutlu oksijen yetmezliği'nin gizemiçözülüyor
Covid-19'un sebep olduğu 'mutlu oksijen yetmezliği'nin gizemi çözülüyor figure > Covid-19'un en büyük gizemlerinden biri olan sessiz veya mutlu hipoksi olarak da bilinen oksijen yetmezliğinin nedenlerini araştıran bilim insanları, koronavirüsün akciğerlere ve vücudun diğer kısımlarına nasıl saldırdığını çözmeye başladı. Covid-19’un, sessiz veya mutlu hipoksi olarak da bilinen oksijen yetmezliğine nasıl sebep olduğu, hastalığın en büyük ve tehlike arz eden gizemlerinden biri. Ancak araştırmacılar, vücudun oksijen seviyesinin anormal derecede düşük olduğu ve uzun süre boyunca tespit edilmezse hayati organlara geri dönülemez şekilde zarar verecek bu rahatsızlığın üstündeki sis perdesini kaldırmaya başladıklarını belirtti.Independent Türkçe'nin Medical News'den aktardığına göre, Boston ve Vermont Üniversitesi’nden bilim insanları, gerçek hastaların verilerini karşılaştırarak ve bilgisayarda modellemeler yaparak koronavirüsün akciğerlere ve vücudun diğer kısımlarına nasıl saldırdığını çözmeye başladı.Sağlıklı bir kişideki akciğerler, kandaki oksijen seviyesini yüzde 95 ila 100’de tutuyor. Eğer bu yüzde 92’nin altına düşerse, doktor müdahalesi dahi gerekebiliyor.Ancak daha önceki çalışmalar, birçok Covid-19 hastasının, tehlikeli derecede düşük oksijen seviyesine sahip olmasına rağmen, nefes darlığı belirtisi göstermediğini ortaya koymuştu.Söz konusu hastalarda, enfeksiyonun önce akciğerlere zarar vererek bazı kısımlarının düzgün çalışmamasına neden olduğu düşünülüyor. Bu dokular, oksijen kaybedip çalışmayı durduruyor. Böylece oksijen yetmezliği ortaya çıkıyor.Ancak bu “domino etkisinin†tam olarak nasıl meydana geldiği şimdiye kadar bilinmezken söz konusu çalışmanın eş yazarı Boston Üniversitesi Profesörü Bela Suki, durumun fizyolojik olarak mümkün olduğunun da bilinmediğini söyledi.Profesör Suki, kanlarındaki bu düşük oksijen seviyesine rağmen bu hastaların çoğunun akciğer taramalarında ya herhangi bir anormalliğin görülmediğini ya da çok hafif belirtiler ortaya çıktığını da belirtti.Nature Communications’da yayımlanan çalışmanın baş yazarı Biyomedikal Mühendis Jacob Herrman ise, muhtemelen Kovid-19 hastalarının akciğerlerinde aynı anda gelişen bir biyolojik mekanizma kombinasyonunun oksijen yetmezliğine sebep olduğunu ifade etti.Üç nedenin birleşimiUzmanlar bu çalışmada, Covid-19 hastalarında akciğerlerin oksijen sağlamayı nasıl ve neden durdurduğunu açıklayabilmek adına üç farklı senaryo belirledi ve bunları bilgisayarda test etti.İlk olarak, akciğerlerin kanın nereye gideceğini düzenleme kabiliyetine bakıldı ve Covid-19’un söz konusu kabiliyeti nasıl etkilediğini incelendi.Normal şartlarda, enfeksiyondan kaynaklanan hasar sebebiyle akciğerler fazla oksijen toplamazsa kan damarları bu bölgede daralıyor ve bu aslında iyi bir şey. Çünkü damarlar daralınca, oksijenle dolu kan akmaya zorlanıyor ve bu sayede vücudun geri kalanına oksijen verilebiliyor.Ancak Herrmann’a göre, bazı Covid-19 hastalarının akciğerleri, kan akışını. hasar görmüş bölgeyle sınırlandırma kabiliyetini kayberek muhtemelen damarları daha çok açtı. Bu da CT taramasında tespit edilmesi veya ölçülmesi zor bir durum.Ekip daha sonra, pıhtılaşmanın, akciğerlerin farklı kısımlarındaki kan akışını nasıl etkileyebileceğini inceledi. Uzmanlar, kan damarları zarının, Covid-19 enfeksiyonu sebebiyle iltihaplandığında, akciğerlerin içinde tıbbi taramalarda görülemeyecek kadar küçük pıhtılar meydana gelebileceğini söyledi. Bunun oksijen yetmezliğine neden olabileceğini belirtilirken hastalarda görülen seviyelerdeki kadar düşük oksijen yetersizliğine tek başına yol açamayacağı da vurgulandı.Son olarak araştırmacılar, Covid-19’un, akciğerlerin standart seviyede çalışabilmesi için ihtiyaç duyduğu havadan kana akış oranına müdahale edip etmediğine baktı.Uyumsuz havadan kana akış oranı, halıhazırda astım gibi birçok solunum yolu hastalığında ortaya çıkan bir durum.Çalışma, bunun oksijen yetmezliğine neden olması için, akciğerin, taramalarda yaralı ya da anormal gözükmeyen kısımlarında uyumsuzluk olması gerektiğini ortaya koydu.Bulgular, bu üç nedenin birleşiminin, Covid-19 hastalarındaki oksijen yetmezliğinin sorumlusu olduğunu öne sürdü.Profesör Suki, her bir hastanın virüse farklı tepki verdiğini ve kandaki oksijen düşüklüğünü anlamanın, hastaya uygun tedavi geliştirme adına önemli olduğunu da ifade etti. cumhuriyet.com.trJancar ile‘Mayıs, Kasım’
Jancar ile ‘Mayıs, Kasım’ figure > Viyana’dan Ljubljana’ya uzanan bir savruluÅŸu konu ediyor Mayıs, Kasım. Drago Jancar, okurunu bu kez devasa ÅŸirketlere, baÅŸarısızlığı taç hâline getirmiÅŸ bir müzisyene ve bolca aryanın olduÄŸu uzak bir bakışa davet ediyor. /Archive/2020/11/22/115250735-ic1.jpg“Herkesin ona güveni tamdı zira hepsi biliyordu ki Dobernik onu bir metro istasyonundan çıkarıp getirmiÅŸti. Çünkü Ciril hiç kimseydi. Åžirketten hisse kapmaya, kimsenin iÅŸine burnunu sokmaya kalkışmayacak bir hiç kimse. Adam yerine konduÄŸu, hem de kısa zamanda benimsendiÄŸi için şükran duyması gereken bir hiç kimse. Öyle bir hiç kimseydi ki baÅŸka bir hayatta iÅŸsiz güçsüz bir aylak, bir sokak müzisyeni, bir kemancıyken, kendinden ne beklediklerini anlamadığı kiÅŸilerin kurduÄŸu yeni hayatında, televizyon kameralarının önünde Piscanec’i ÅŸantiyede tozun içine yuvarlanmaktan kurtarmak zorunda kalmıştı.â€/Archive/2020/11/22/115303500-ic2.jpgCiril gündüzleri metrolarda, geceleri üçüncü sınıf bir barda müzik yapan bir kemancı. Ne akademiye girecek kadar yetenekli ne müstakil bir evde yaÅŸayacak kadar paralı ne de gönlünce bir aÅŸk yaÅŸayacak kadar ÅŸanslı. O, her ÅŸeyin ortalaması; bir vasatlık prensi.Ve bu prensin, Stefan Dobernik’le tanışmasıyla bütün hayatı deÄŸiÅŸiyor, altüst oluyor. Her adımda hayallerinden daha da uzaklaÅŸtığını bildiÄŸi hâlde yürümek zorunda kalıyor.Viyana’dan Ljubljana’ya uzanan bir savruluÅŸu konu ediyor Mayıs, Kasım. Drago Jancar, okurunu bu kez devasa ÅŸirketlere, baÅŸarısızlığı taç hâline getirmiÅŸ bir müzisyene ve bolca aryanın olduÄŸu uzak bir bakışa davet ediyor.Mayıs, Kasım / Drago Jancar / Çeviren: NeÅŸe Ay BaÅŸman / Dedalus Kitap / 352 s. Cumhuriyet Kitap EkiPiyasa deÄŸeri 4 milyon lira,Çanakkale'de ele geçirildi
Piyasa değeri 4 milyon lira, Çanakkale'de ele geçirildi figure > Çanakkale'de polis ekipleri, milyonlarca yıl öncesine ait ve piyasa değeri 4 milyon lira olduğu değerlendirilen 2 deniz canlısı fosili ele geçirdi. /Archive/2020/11/22/115354578-fosil.jpgÇanakkale Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ile Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, yaptıkları istihbari çalışmalar sonucu K.T.'nin kullandığı aracı Lapseki-Çanakkale yolu üzerinde durdurdu. Araçta yapılan aramada, milyonlarca yıl öncesine ait ve piyasa değeri 4 milyon lira olduğu değerlendirilen 2 adet taşlaşmış deniz canlısı fosili bulundu. Ruhsatsız silahın da ele geçirilidiği aracın sürücüsü K.T. ile yanındaki M.A. gözaltına alındı. Haklarında 2863 sayılı 'Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'na muhalefet' suçundan işlem yapılan 2 şüpheli, daha sonra serbest bırakıldı. (DHA)'Görünmeyen Ordular'
'Görünmeyen Ordular' figure > Birçok coğrafyada 4000 yıldır varlığını sürdüren gerilla savaşlarını derinlemesine inceleyen akademisyen Max Boot, Görünmeyen Ordular’da; savaşların, mücadelelerin tarihe yön veren etkilerini gözler önüne seriyor. /Archive/2020/11/22/114931362-ic.jpgBirçok coğrafyada 4000 yıldır varlığını sürdüren gerilla savaşlarını derinlemesine inceleyen akademisyen Max Boot, Görünmeyen Ordular’da; Roma-Yahudi Savaşlarından Büyük İskender’e, Mezopotamya’nın kanlı nehirlerinden Çin’in uçsuz bucaksız bozkırlarına, İngiltere ile İrlanda arasındaki güç savaşlarından Haiti’nin özgürlük mücadelesine, Garibaldi’den Arabistanlı Lawrence’a, Kızıl Ordu ile Mücahitlerin yüzleşmesinden El Kaide’nin günümüzdeki etkilerine dek süregelen savaşların, mücadelelerin tarihe yön veren etkilerini gözler önüne seriyor.Görünmeyen Ordular / Max Boot / İnkılâp Kitabevi / 712 s. cumhuriyet.com.trFenerbahçe Kulübünden Galip Kulaksızoğlu için anma
Fenerbahçe Kulübünden Galip Kulaksızoğlu için anma figure > Fenerbahçe Kulübüne futbolcu, teknik direktör ve başkan olarak hizmet veren Galip Kulaksızoğlu'nun 81. ölüm yıl dönümü nedeniyle anma mesajı yayımlandı. Fenerbahçe Kulübüne futbolcu, teknik direktör ve başkan olarak hizmet veren Galip Kulaksızoğlu'nun 81. ölüm yıl dönümü nedeniyle anma mesajı yayımlandı.Kulübün Twitter hesabında yer alan anma mesajında, "Kulübümüze futbolcu, teknik direktör ve başkan olarak uzun yıllar hizmet eden, unutulmazlarımız arasında yer alan, efsanemiz Galip Kulaksızoğlu'nu saygı, sevki ve rahmetle anıyoruz." ifadelerine yer verildi.1889'da doğan Galip Kulaksızoğlu, Fenerbahçe'nin ilk kadrosunda yer aldı. Kulaksızoğlu, Fenerbahçe'de futbolculuk ve teknik direktörlüğün yanında vekaleten başkanlık da yaptı. AA