News - Haberler
Koronavirüs ve grip bir arada istenmeyen sonuçlara yol açabilir
Koronavirüs ve grip bir arada istenmeyen sonuçlara yol açabilir figure > Koronavirüs ve grip bir arada istenmeyen sonuçlara yol açabildiğini belirten Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Gamze Varol, "Tıp dünyası bize 'Üst üste iki enfeksiyon insan bünyesini epey yorar, hayati tehlikeyi artırır' diyor" ifadelerini kullandı. Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Gamze Varol, maske, sosyal mesafe ve hijyen kurallarının yeni tip koronavirüsün (Covid-19) yanı sıra gribe karşı da koruma sağlayacağını söyledi.Varol, "Haziran ve temmuzda kademeli olarak düğünler, dernekler, sınırların açılması, illerin birbirine geçişi oldu. Bizler sosyalleşmeyi seven bir milletiz. Covid-19'lu bir hastaya geçmiş olsuna gidiyoruz ya da o karantinaya giderken hep birlikte arkasından su dökerek uğurluyoruz. Böyle de bir kültürel durum var, bunu engelleyemedik" dedi.Varol, sünnet düğünleri, evlilikler, nişanlar, kutlamalar ve tatillerin herkesi zor duruma soktuğunu vurgulayarak, "Herkes zincirlerini kırmış gibi bir anda açılmaya başladı. Bu açılma şu anki durumumuzu ve gerçekliği bize yaşattı" diye konuştu."KİMSEYE GÜVENMEYECEĞİZ"Maskeli bir hayat, sosyal mesafe ve hijyen kuralına dikkat edilmesi gerektiğine değinen Varol, şöyle devam etti:"Kimseye güvenmeyeceğiz. Biz zannediyoruz ki eşimiz, dostumuz, komşumuzdan bir şey bulaşmaz. Zaten bulaşmayacağını düşünüp de maskeyi çıkarıp birlikte çay kahve içtiğimiz arkadaşlarımız nedeniyle birbirimize bulaş oluyor. Yani sokakta maskeyle yürürken virüs üstümüze atlayıp bizi hasta etmiyor. Sosyal zamanlarda herkes pozitifmiş gibi düşünmeliyiz çünkü bu hastalık hiç belirtisiz geçirilebiliyor. Belirtisiz olunca, kendimizi hasta hissetmeyince maske takmıyoruz, korumuyoruz. Dolayısıyla büyüklerimizi enfekte edebiliyoruz. Bu noktada iş bizde bitiyor. Az gezelim, dikkatli olalım, maske takmayı ihmal etmeyelim.""ÜST ÜSTE İKİ ENFEKSİYON HAYATİ TEHLİKEYİ ARTIRIR"Sonbahar-kışla birlikte grip salgınının da arttığına işaret eden Varol, şunları kaydetti:"Tıp dünyası bize 'Üst üste iki enfeksiyon insan bünyesini epey yorar, hayati tehlikeyi artırır' diyor. Grip ve koronavirüsün solunum yoluyla bulaşacağı öngörüldüğünden maskeyi takmaz, el yıkama kurallarına dikkat etmez ve fiziki mesafeye gereken özeni göstermezsek hem grip virüsünü hem de koronavirüsü alabiliriz ve ikisi birlikte hiç istemediğimiz sonuçlara neden olabilir. Tersine eğer biz hijyen kurallarını çok iyi uygularsak, maskemizi düzgün takarsak hem koronavirüsten hem de grip virüsünden kurtulacağımız için aslında bu seneyi belki önceki yıllardan daha rahat atlatabiliriz. Çalışmalar şunu gösteriyor ki eğer koronavirüs için biz bu kadar hassas davranırsak belki grip daha az olacak. O yüzden bir tarafta her iki virüsü de alıp çok ağır bir hastalık atlatmak diğer tarafta çok basit tedbirleri yapmak var." AAStranger Things’in "yeni sezon isimleri" belli oldu
Stranger Things’in "yeni sezon isimleri" belli oldu figure > Netflix, Stranger Things dizisinin dördüncü sezonuna katılan oyuncuların isimlerini duyurdu. Netflix açıklamasına göre, Jamie Campbell Bower, Eduardo Franco, Joseph Quinn, Robert Englund, Sherman Augustus, Mason Dye, Nikola Djuricko ve Tom Wlaschiha, Stranger Things’in yeni sezonuna katılan isimler oldu. Açıklamada oyuncuların yeni sezondaki durumlarına ilişkin bilgiler de aktarılırken, şu ifadelere yer verildi:"Jamie Campbell Bower (The Mortal Instruments: City of Bones, Sweeney Todd) Psikiyatri hastanesinde görevli olarak çalışan şefkatli bir adam olan Peter Ballard'ı canlandıracak. Her gün tanık olduğu gaddarlıktan bıkan Peter, sonunda tavrını koyabilecek mi?. Eduardo Franco (Booksmart, The Binge) Jonathan’ın yeni en iyi arkadaşı, Surfer Boy Pizza’nın leziz pizzaları şevkle dağıtan, eğlenceyi seven Argyle’ı oynayacak. Joseph Quinn (Catherine the Great, Howards End) Hawkins High’ın resmi D&D kulübü The Hellfire Club’ı yöneten 80’lerin korkusuz metalcisi Eddie Munson’u canlandıracak. Kendisini anlamayanların nefret ettiği fakat anlayanların da çok sevdiği Eddie, olayların ürkütücülüğünü yakından deneyimleyecek. Sherman Augustus (Into the Badlands, Westworld) Yarbay Sullivan'ı canlandıracak. Hawkins'teki kötülüğü sonsuza kadar nasıl durduracağını bildiğine inanan zeki ama anlamsız bir adam. Mason Dye (Bosch, The Goldbergs) Jason Carver'ı canlandıracak." AAKulüp Başkanıkoronavirüs
Kulüp Başkanı koronavirüs figure > Süper Lig ekibi Denizlispor Kulübü'nün başkanı Ali Çetin: "Koronavirüs testim pozitif çıktı" Denizlispor Kulübü Başkanı Ali Çetin, yeni tip koronavirüse (Covid-19) yakalandığını duyurdu.AA muhabirine, dün Covid-19 testi yaptırdığını söyleyen Çetin, "Koronavirüs testim pozitif çıktı. Şu an evimde izolasyon altındayım. Sağlık durumum iyi. Geçmiş olsun dileklerini ileten herkese teşekkür ediyorum." dedi.Çetin, doktorların tavsiyesi doğrultusunda tedavisine evinde devam edildiğini aktardı. AACumhuriyet’in haberi 40 milyon TL’lik kamu kaynağıisrafınıönledi: Bakandan tanıkiti itirafı
Türkçe Haberler En Son Başlıklar Cumhuriyet’in haberi 40 milyon TL’lik kamu kaynağı israfını önledi: Bakandan tanı kiti itirafı figure > TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Sağlık Bakanlığı’nın bütçe görüşmelerinde gazetemiz Cumhuriyet’in kamuoyuna duyurduğu tanı kitinin çok daha pahalıya alındığı haberi gündeme geldi. Gazetemiz Cumhuriyet, koronavirüs tanısında kullanılan yerli PCR test kitinin Uluslararası Sağlık Hizmetleri AŞ (USHAŞ) tarafından mart ayında Sağlık Bakanlığı’na normal fiyatının yaklaşık 4-5 katı fazlasına satıldığını 19 Ağustos 2020 tarihinde kamuoyuna duyurmuştu. Komisyon görüşmelerinde CHP’li Murat Emir, söz konusu iddiaları anımsatarak Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya USHAŞ’ın söz konusu tanı kitini kaç liradan aldığını; bakanlığa kaç liradan verdiğini ve ek fiyat faturası kesilip kesilmediğini sordu. Bunun üzerine Bakan Koca, söz konusu tanı kitini yerelleştirmek istediklerini ve bir firmanın da bunu yaptığını kaydetti. Koca, “Bu firmadan bizim aldığımız rakam 32 lira. Bu firmaların sayısı 12’ye çıktı ve bizim 32 liraya aldığımız kiti, hepsini ihaleye soktuk fiyatı 9.8 TL’ye indirdik. 1.7 milyon kiti geriye dönük fatura keserek aldım. Kamu mantığında yeri yok, ben onu anlıyorum ama bunu yaptım diyorum†açıklamasında bulundu.‘GERÇEKLERİ AÇIKLAMAK ZORUNDA KALDI’CHP’li Emir, Bakan Koca’nın gerçekleri açıklamak zorunda kaldığını belirtti. Konuyla ilgili bugüne kadar 4 farklı soru önergesi verdiğini ve 2 kere basın toplantısı düzenlediğini anımsatan Emir, “Neden ısrarla yalnızca bir firma ile anlaşıldığını sormuştuk†dedi. Emir, bu konuda yolsuzluğun anlaşılmasının ardından USHAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Cevat Şengül, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanı Adil Mardinoğlu’nun istifa ettirildiğini; Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkanı Başkanı Hakkı Gürsöz’ü görevden alındığını kaydetti.‘ORTAYA ÇIKINCA GERİYE DÖNÜK FATURA KESİLDİ’Emir, Bakan Koca’nın sürekli olarak temmuz ayında Devlet Malzeme Ofisi’nin yaptığı ihale fiyatını söylediğini anımsatarak “Oysa, mart ayında USHAŞ, aynı test kitini bakanlığa 9.8 TL yerine çok daha pahalıya satmıştı. Bakan olayın üstünü kapatmaya çalışarak siyasi sorumluluktan kaçtı†dedi. Test kitinin çok daha pahalıya alındığı iddialarının ortaya çıkmasının ardından Koca’nın geriye dönük fiyat farkı faturası kestirdiğini kaydeden Emir, “Kitin fiyatı 9.8 TL ise, USHAŞ neden bakanlığı kazıklamak yoluna gitti? Bakanın verdiği hesaba göre 1.7 milyon test kitinde yaklaşık 40 milyon TL’lik fazla ödeme çıkıyor. Bu işin peşine düşmesek üstüne yatacaklardı. USHAŞ, 32 TL’ye satışını yaptığı bu test kitini firmadan kaç TL’ye aldı, bu sorunun da yanıtlanmasını bekliyoruz†diye konuştu. Mahmut LıcalıArınç'ın sözleri ortaklarıgerdi: 'Cumhur' karıştı
Arınç'ın sözleri ortakları gerdi: 'Cumhur' karıştı figure > Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare üyesi Arınç’ın hukuk vurgusu yaparak Demirtaş ve Kavala’nın tahliye edilmesi gerektiğine yönelik açıklamalarına MHP ve bazı AKP’lilerden tepki gelirken muhalefetten birçok isim destek verdi. Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Üyesi Bülent Arınç’ın eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve iş insanı Osman Kavala’nın tahliye edilmesi gerektiğine yönelik açıklamaları iktidar ve muhalefet cephesinde farklı tartışmaları beraberinde getirdi. AKP içinde Arınç’ın açıklamalarına hem destek hem de eleştiri yöneltilirken, MHP ise tepki geldi.Cumhuriyet’e konuşan ve sosyal medya paylaşımında bulunan iktidar ve muhalefet partilerinin temsilcilerinin değerlendirmeleri şöyle:Engin Altay (CHP Grup Başkanvekili): Bülent Arınç, geçmişte AKP’nin vicdanı olarak tanınırdı... Bu tavrı ve değerlendirmesi de doğrudur. Ben de Meclis’te yaptığım konuşmada Demirtaş’ın terörist olmadığını bir terörist aranıyorsa Öcalan ve mektubundan medet uman kendi zavallı hallerine bakmaları gerektiğini söylemiştim. Demirtaş ve Kavala ile ilgili söyledikleri biraz hukuk bilen herkesin altına imza atacağı ifadelerdir. AKP’nin bundan rahatsız olması çok normal. Yavuz Ağıralioğlu (İYİ Parti Sözcüsü): AKP benzer cümleleri kuran muhalefete çok ağır saldırılarda bulundu. Bu açıklamalarla demokraside reform derken kastedilen bu mudur? Hükümet yeni bir çözüm sürecine mi hazırlanıyor? Bu beyanlar parti programına mı aittir? Yoksa Bülent Arınç’ın kendi kanaatleri midir? Ortada böyle bir belirsizlik var elbette. Bunu izleyeceğiz. Biz memleket toparlansın, adalet herkese sığınacak bir liman olsun istiyoruz. Feti Yıldız (MHP milletvekili): Bülent Arınç’ın düşünme tarzını zaten biliyoruz. Bu açıklamalar sürpriz olmadı. Bu fikirlerinde samimiyse, perde gerisinden kavga etmeye, beyan vermeye gerek yok. Maaşının yarısını FETÖ iltisaklı olduğu gerekçesiyle mağdur olanlara verdiği gibi şimdi de vekâletname alsın bu insanların savunmasını yapsın. Ama bir tercih yapsın. Nerede durduğunu göstersin. Ayrıca gizlilik kararı olan bir dosya ile ilgili ‘Ben iddianameyi okudum†diyor. Bizden daha fazla ne biliyor? Fahrettin Altun (Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı): Ne adalet arayışımızdan vazgeçeriz ne de iddialarımızdan. Gün, büyük ve güçlü Türkiye için çalışma günüdür. Cumhurun gücü aydınlık yarınlarımızın teminatıdır. Suni tartışma ve gündemlerle vakit kaybedecek lüksümüz yoktur. Melih Gökçek: Cumhurbaşkanı’mın ve Ak Partimizin fikri bu değil. Sen ne biçim Ak Partilisin?Mehmet Metiner (Eski AKP milletvekili): Bütün bunları devlet katından birisi söylüyor. Cumhur İttifakı’na sabotaj! Yazık!Mehmet Akif Yılmaz (AKP milletvekili): Dünyanın her yerinde terörü öven, terör eylemine çağıran, teröriste cesaret veren sözler suçtur. İfade hürriyeti olarak değerlendirilmez.Abdulkadir Karaduman (Saadet Partisi milletvekili): Türkiye’de yargının tarafsızlığı, hukukun üstünlüğü temin edilmelidir. Bu doğrultuda Sayın Arınç’ın ifadelerini değerli buluyorum. Ancak görünen o ki iktidar bir çıkmazın içinde. Cumhur İttifakı’nın dağılmasına mal olacak olsa bile şimdiye kadar yapılan hatalardan geri dönülmelidir. Zira biz Adalet Bakanı Sayın Abdülhamit Gül’e katılıyoruz: Adalet yerini bulsun da isterse kıyamet kopsun.GERİLİMİN ARKA PLANI VAR/Archive/2020/11/20/204031757-ibrahim-s4-renk.jpgAraştırmacı Dr. İbrahim Uslu, Arınç’ın sözlerinin arka planı olduğuna dikkat çekerek şu değerlendirmede bulundu: “Mayıs ayında MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın’ın Twitter’dan paylaştığı ‘Üç hilalin tek başına iktidar olması artık bir zorunluluktur’ mesajından bu tarafa Cumhur İttifakı içinde bir gerilim ve güven bunalımı yaşandığını biliyoruz. Bu üstü örtülen sorun, zaman zaman çeşitli vesilelerle gün yüzüne çıkıyor. Sayın Bahçeli’nin aslında zımnen ‘Bu ülkede kuru ekmeğe muhtaç insanlar var’ mesajını içeren ‘Askıda Ekmek’ çıkışından sonra ekonomi yönetiminde büyük sarsıntılar yaşandı. Sayın Erdoğan mevcut anlayış içinde daha fazla yol alamayacağını gördüğü için bir yandan ekonomiyi rasyonelleştirme, öte yandan da yabancı yatırımcının kendini güvende hissetmesini sağlayacak hukuksal ortamı yeniden inşa etme niyetini önce ‘seferberlik’ sonra da ‘reform’ kavramı ile çerçeveleyerek hem yurtdışına hem de yurtiçine duyurmaya başladı. İki ortak arasındaki sorun tam da burada başlıyor. Çünkü bu reform retoriği aynı zamanda Türkiye’nin yeniden Batı eksenine yaklaşması sonucunu da içeriyor. Oysaki MHP Avrasya ekseninde kalmaktan yana. Çakıcı, üzerinden üretilen gerilimin ana hedefi bu reform niyetidir. Hatta sadece Çakıcı’nın fevri bir tutumu olarak yorumlanamasın, diye Sayın Bahçeli, Çakıcı’ya sahip çıkan ve Sayın Kılıçdaroğlu’nu suçlayan paylaşımlar yaptı. AK Parti kanadı bu gelişmelere cevabını Sayın Bülent Arınç üzerinden paylaştı. Burada yaşanan şey bir tür politik vekâlet savaşıdır. İki ortak birbirleriyle ilgili kanaatlerini doğrudan kendileri ifade etmek yerine şimdilik endirekt yöntemleri kullanmayı tercih ediyorlar. Gerilimin daha ne kadar böyle vekâlet yöntemiyle sürdürüleceğini bilemiyorum ama taraflar aralarındaki fikir ayrılıklarını gidermeyi başaramazlarsa bir süre sonra Cumhur İttifakı’nın geleceği sorgulanmaya başlanacaktır.†Leyla KılıçCHP Genel Başkan YardımcısıGamze Akkuşİlgezdi açıkladı: Cezaevlerinde vahim tablo
CHP Genel BaÅŸkan Yardımcısı Gamze AkkuÅŸ Ä°lgezdi açıkladı: Cezaevlerinde vahim tablo figure > Açık cezaevlerinde koronavirüs izinleri gerekçesiyle mahkûm sayısının azalması nedeniyle mevcut mahkûmların günde 16-17 saat çalıştırıldığı; hasta mahkûmlar ile saÄŸlıklı mahkûmların bir arada tutulduÄŸu belirtildi. CHP Genel BaÅŸkan Yardımcısı Gamze AkkuÅŸ Ä°lgezdi, mahkûm ve yakınlarından çok sayıda telefon aldığını belirterek “Bu resmen angaryadır. Derhal bu uygulamadan vazgeçilmelidir†dedi.POZÄ°TÄ°FLE AYNI YERDEÄ°lgezdi, Maltepe Açık Cezaevi’nde Covid-19 pozitif mahkûmlar ile saÄŸlıklı mahkûmların aynı yerde tutulduklarını belirterek ÅŸunları dile getirdi: “Yaklaşık bin mahkûmun 150 kadarı Covid-19 pozitif ve buna raÄŸmen tüm mahkûmlar bir arada. Mahkûmların hastalar ile ayrı yerde kalma talepleri cezaevi yönetimi ve gardiyanlarca kabul edilmiyor. Hatta bazı mahkûmlara gardiyanların ‘grip gibi bu hastalık geçer’ dediÄŸi iddiaları gündeme geliyor.â€Ä°lgezdi, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün yanıtlaması istemiyle verdiÄŸi soru önergesiyle de konuyu TBMM gündemine de taşıdı. Mahmut LıcalıAKP’li baÅŸkanözelleÅŸtirme görevlisi oldu
AKP’li başkan özelleştirme görevlisi oldu figure > CHP Rize İl Başkanı Saltuk Deniz, AKP’li Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce’nin Varlık Fonu’na devredilen Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nü (ÇAYKUR) özelleştirmek için görevlendirildiğini açıkladı. 1 milyar 700 milyon zararı ve yaklaşık 4 milyar banka borcu olan ÇAYKUR’la ilgili özelleştirme iddiaları kentte günün konusu olurken CHP Rize İl Başkanı Saltuk Deniz, iktidarın ÇAYKUR’u özelleştirmek için yönetim kurulunda bulunan Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı AKP’li Ekrem Yüce’yi görevlendirdiğini öne sürdü./Archive/2020/11/20/210223309-denizsayfa6.jpgÖzelleştirme sürecinde AKP’nin kendi adamları ile kurumu elinde tutmaya çalıştığını söyleyen Deniz, “Ekrem Yüce, ÇAYKUR toplantılarına katılmak için ayda iki kez Sakarya’dan buraya geliyor. Zaten zararda olan kuruma bir de bu geliş gidişlerin ücretleri ekleniyor. Kentimizde ziraat mühendisi, makine mühendisi, deneyimli birçok kişi var ama ne yazık ki Hint kumaşı gibi bir türlü Ekrem Yüce’den vazgeçilmiyor. Yüce’nin ÇAYKUR’da yönetim kurulu üyesi olması hem Rizelilere hem de Sakaryalılara hakarettir†diye konuştu. ÇAYKUR’un milletin malı olduğunu kaydeden Saltık Deniz, “ÇAYKUR üreticinin tek güvencesi. Böyle güzide bir kurumda, işi bilen, çayın sorunlarını çözebilecek iddiayı yürekliliği cesareti gösteren kendini çay ve üreticisine adayan insanlar çalışsın istiyoruz. Vekâleten yönetilen bir kuruma 2 senedir bir genel müdür seçilemiyor. Genel müdür vekili Yusuf Ziya Alim de AKP Rize İl Başkanı İshak Alim’in ağabeyi. Kurum tam bir arpalık halinde. Eğer Ekrem Yüce ÇAYKUR ile gerçekten ilgilenecekse ve vekâleten bu işi yapmıyorsa Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanlığını bıraksın. ÇAYKUR’a da gerçek bir genel müdür atansın. Böyle önemli bir kurumun 2 senedir vekâleten yönetilmesi basiretsizliktir†ifadelerini kullandı. Leyla KılıçSETA,çocuk silahlımilislere yer verdiği raporunu yayından kaldırdı
SETA, çocuk silahlı milislere yer verdiği raporunu yayından kaldırdı figure > AKP’ye yakınlığıyla bilinen düşünce kuruluşu Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından hazırlanan “Suriye Milli Ordusu†(SMO) raporunda, Türkiye destekli SMO saflarında silahlı milislerin çocuk yaşta silah altına alındığına dair veriler yer alınca apar topar yayından kaldırıldı. Önceki ismi “Özgür Suriye Ordusu†olan “Suriye Milli Ordusu†hakkında SETA’dan Ömer Özkızılcık’ın hazırladığı rapor, 18 Kasım’da Türkçe ve İngilizce olarak SETA’nın internet sitesi üzerinden yayımlandı. Aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu üyesi de olan SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, rapora yazdığı önsözde, “Raporun yazarı Türkiye’nin Suriye’deki yerel müttefiki olan SMO hakkında verilere dayanan bilgiler sunmakta ve Türkiye kamuoyunda SMO’yu ve askerlerini tanıtmaktadır. Her ne kadar SMO hakkında Türkçe literatürde farklı çalışmalar bulunsa da bu rapor somut rakamlar ve veriler sağlaması açısından kendi alanında bir ilktir†ifadelerini kullandı.SETA’nın raporunun, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) geçen yıl düzenlediği Barış Pınarı Harekâtı’na da katılan SMO’nun ilk üç kolordusu bünyesinde bulunan 1551 SMO milisiyle 11-18 Aralık 2019 tarihleri arasında internet üzerinden yapılan anket verileri kullanılarak hazırlandığı belirtildi. Rapordaki SMO savaşçılarına yöneltilen yaş ve kaç yıldır savaşta yer aldıklarına yönelik soruların yanıtları, SMO saflarında savaşanların bir bölümünün çocuk yaşta silah altına alındığını ortaya çıkardı. Raporda, anketi yanıtlayan SMO milislerinin yüzde 7.85’i 18-20 yaş arasında olduğunu bildirirken sadece yüzde 3.66’sı 2 ve daha az yıldır SMO saflarında savaştığını açıkladı. Bu veriler, ankete katılan SMO savaşçılarının yüzde en az 4’ünün 18 yaşından küçükken Suriye iç savaşında savaşmaya başladığını ortaya koydu.‘EDİTORYAL TASARRUF!’Cumhuriyet’in ulaştığı SETA yetkilileri, raporun internet sayfalarından “editoryal tasarruf†gerekçesiyle silindiğini belirtirken konuyla ilgili başka bir açıklama yapmadı.Suriye’deki iç savaşta yer alan grup ve örgütlerin tamamına yakınının çocuk savaşçı savaştırdığına dair bulgular daha önce Birleşmiş Milletler (BM) raporlarına da yansımıştı. Hüseyin HayatseverVarlık Fonu’na 2017’de 3.3 milyar kârla devredildi, 2019 zararı5.6 milyar TL: Botaşdenetimden kaçırılıyor
Varlık Fonu’na 2017’de 3.3 milyar kârla devredildi, 2019 zararı 5.6 milyar TL: BotaÅŸ denetimden kaçırılıyor figure > TBMM’de görüşülen Elektrik Piyasası Yasa Teklifi’ne göre Botaş’ın doÄŸalgaz alım ihaleleri, Kamu Ä°hale Yasası kapsamının dışına çıkarılacak. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) görüşmeleri devam eden Elektrik Piyasası Yasa Teklifi ile BOTAŞ’ın doÄŸalgaz alım ihaleleri, Kamu Ä°hale Yasası kapsamı dışına çıkarılıyor. CHP Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhan da “Tüm BOTAÅž ihaleleri kamu denetiminden kaçırılıyor. Varlık Fonu’na devredildiÄŸinden beri zarar eden BOTAÅž, AKP iktidarı sayesinde çöküşün eÅŸiÄŸine geldi†dedi.Kamu Ä°hale Yasası’nın 3. maddesinde bazı kamu kurum ve kuruluÅŸlarının belli bir parasal limitin altındaki mal ve hizmet alımları kapsam dışında tutuluyor. Meclis’te görüşmeleri devam eden “Elektrik Piyasası Yasa Teklifi’yle BOTAÅž ve baÄŸlı ortaklıkları ile yurtdışında kurdukları ÅŸirketler için bu parasal limit uygulanmayacak. Böylece BOTAŞ’ın alımları Kamu Ä°hale Yasası kapsamı dışına çıkarılmış olacak. AKP’nin 2017’de Varlık Fonu’na devrettiÄŸi BOTAÅž, o tarihten bu yana zarar ediyor. 2017’de 3.3 milyar lira kâr eden BOTAÅž, 2018’i 2.4 milyar lira zararla kapattı. 2019’da ise zarar hızla artarak 5.6 milyar liraya yükseldi. Ä°ktidara göre artan zarar “yüksek finansman giderlerinden†kaynaklandı.BORCU DA KATLANDICHP Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhan, teklif ile yeni bir doÄŸalgaz piyasası yaratıldığına dikkat çekerek “Yapılmak istenilen deÄŸiÅŸiklik BOTAŞ’ın tabutuna çakılan son çividir†dedi ve şöyle devam etti:“1974’te kurulan ve yakın tarihe kadar en kârlı KÄ°T’lerden biri olan BOTAÅž, AKP sayesinde çöküşün eÅŸiÄŸine geldi. Kullandığımız doÄŸalgaza 2018-2019 arası yüzde 64 zam gelmiÅŸ olmasına raÄŸmen sadece zarar deÄŸil, borç da katlandı. Varlık Fonu’na devredilmeden önce sadece 10.2 milyar TL borcu olan BOTAŞ’ın, 2019 itibarıyla borcu 45 milyar seviyesini aÅŸmış durumda. Kurum ölüm döşeÄŸinde.â€Avrupa ülkeleri 1000 metreküp doÄŸalgaza 120 dolar öderken Türkiye’nin iki katını ödemek zorunda kaldığına dikkat çeken Tarhan, “Faturalar vatandaşın cebini yakıyor. Bu baÅŸarısızlığın mimarları ÅŸimdi ihale kanunundan da kurtulmak istiyor. Bu yetki ile BOTAÅž Türkiye’yi on milyarlarca dolar zarara uÄŸratacak sözleÅŸmeler yapabilecek†dedi. Mustafa ÇakırKadınlar için acıverici ilerleme
Kadınlar için acı verici ilerleme figure > 2020 Yönetim Kurulunda Kadın Türkiye Raporu’nu açıklayan Sabancı Ãœniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü Melsa Ararat, kadınlara dönük geliÅŸmelerin ve temsiliyet oranının acı verici ÅŸekilde yavaÅŸ olduÄŸunu söyledi. Türkiye’de cinsiyet eÅŸitsizliÄŸindeki uçurum kendini ÅŸirket yönetimlerinde ve siyasi temsiliyette de gösteriyor. Tüm Borsa Ä°stanbul (BIST) ÅŸirketlerinin sadece 37’sinin yönetim kurulu baÅŸkanı kadın ve sadece 14’ünün Ãœst Yöneticisi (CEO) kadın. BIST ÅŸirketleri içinde 134 ÅŸirket, BIST-100 içinde 25 ÅŸirket, hala tamamı erkeklerden oluÅŸan kurullar tarafından yönetiliyor. Dönüm noktası deÄŸerlere ulaÅŸmak için kadınların seçilmesi gereken yönetim kurulu üyeliÄŸi sayısı; BIST-100 ÅŸirketlerin tamamında en az 1 kadın üye olması için 25 yeni kadın üye, tüm BIST ÅŸirketlerinde en az 1 kadın üye olması için 134 yeni kadın üyenin atanması lazım. Tüm BIST ÅŸirketlerinde kadın üye oranının ortalamada yüzde 25 olması için 216 yeni kadın üye ve bağımsız üyelerin yarısının kadın olması için 254 yeni kadın üye atanması gerekiyor. En az 3 kadın üyesi olan 41 ÅŸirket, tüm ÅŸirketlerin sadece yüzde 10.3'ünü oluÅŸtururken; 356 ÅŸirketin henüz karar mekanizmalarında etkin toplumsal cinsiyet çeÅŸitliliÄŸini saÄŸlayamamış olduÄŸu görülüyor. TEMSÄ°L İÇİN KARARLILIK ÅžARTSabancı Ãœniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu bu yıl 8. Türkiye Kadın Direktörler Konferansı'nı pandemi nedeniyle online ortamda düzenledi. Konferans kapsamında, 2020 Yönetim Kurulunda Kadın Türkiye Raporu’nu açıklayan Sabancı Ãœniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü Melsa Ararat, kadınlara dönük geliÅŸmelerin ve temsiliyet oranının acı verici ÅŸekilde yavaÅŸ olduÄŸunu söyledi. Ararat, “Türkiye’de politika üretenler gerek siyasi temsilde gerekse devlet kontrolündeki ve halka açık ÅŸirketlerde kadınların temsili için artık kararlı olmazlarsa Türkiye ile AB ve diÄŸer geliÅŸmiÅŸ ülkeler arasındaki ayrışma daha da artacak†dedi.KADINLAR Ä°ÅžE DÖNEMEDÄ°IMF Strateji, Politika ve Ä°nceleme Dairesi BaÅŸkanı Ceyla PazarbaşıoÄŸlu, Covid-19 ile cinsiyet eÅŸitsizliÄŸinin artığını belirterek, “Geçen yıl dünyada kadınların iÅŸ gücüne katılımı erkeklerden yüzde 20 daha azdı. Pandemiyle bu oranın artması bekleniyor. Karantina ile iÅŸ yükleri arttı. ABD'de kadınların yüzde 54’ü uzaktan yapılamayan sosyal hizmetler sektöründe çalışıyor. Brezilya’da bu oran yüzde 67. Daha az geliÅŸmiÅŸ ülkelere gidildiÄŸinde yüzde 88’e kadar çıkıyor. Pandemi, kadınların ev bakımla ilgili sorumluluklarını da artırdı. 6 yaşından küçük çocuÄŸu olan erkeklerin, eve kapanmaların kaldırılmasından sonra iÅŸe dönme oranı kadınlardan 3 kat fazla. Ãœlkelerin sadece yüzde 41’inin kadınların salgın karşısında ekonomik güvencelerini korumak üzere önlem açıkladığı görülüyor. Salgın zaman zaman ürkütücü görünse de, kapsayıcı ve eÅŸitlikçi bir gelecek kurmak için bizlere hayatımızı en büyük fırsatını da sunuyor†ifadelerini kullandı.Türkiye’de 2018’de banka hesabı olan kadın oranının yüzde 54, erkek oranının ise yüzde 80’in üzerinde olduÄŸunu anımsatan PazarbaşıoÄŸlu, bunun eÅŸitsizliÄŸin göstergesi olduÄŸunu vurguladı. YÃœZDE 42’SÄ° AÄ°LEDEN2020 Yönetim Kurulunda Kadın Türkiye Raporu’na göre, Yüzde 30 Kulübü Türkiye kampanyasının odaklandığı BIST-100 ÅŸirketlerinde bağımsız yönetim kurulu üyeleri arasında kadın oranı ise yüzde 17.7'den yüzde 20.2'ye çıkarak, 2019 yılındaki artışı olumlu ÅŸekilde takip etti. Raporda ayrıca Sermaye Piyasası Kurulu'nun önerdiÄŸi minimum kadın üye oranı olan yüzde 25'i yakalayan 116 ÅŸirketin, tüm ÅŸirketlerin sadece yüzde 29'unu oluÅŸturduÄŸu açıklanıyor.2020'de 458 kadının yüzde 42'sinin hâkim ortak olan ailelerin üyeleri arasından seçildiÄŸini görüyoruz. Cam tavanı kırarak yönetim kurullarına seçilen 265 kadın ise BIST ÅŸirketleri yönetim kurulu üyeliklerinin sadece yüzde 9.8'ini oluÅŸturuyor.Ä°ÅžTE EN YÃœKSEK PUANI ALAN ŞİRKETLERKonferansta 'Kadınlarla GüçlendirilmiÅŸ Yönetim Kurulu' ödülleri de sahiplerini buldu. BIST 100 içerisinde profesyonel kadın yönetim kurulu üyesi en az 2 olup, Sabancı Ãœniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu akademisyenleri tarafından geliÅŸtirilen “Kadınlarla GüçlendirilmiÅŸ Yönetim Kurulları Endeksiâ€nde en yüksek üç puanı alan ÅŸirketler sırasıyla; Aksa Akrilik Kimya, Koç Holding ve Tekfen Holding oldu. Yönetim Kurulu endeksinde pariteye ulaşıp, Yıldız Pazar endeksinde en yüksek puanı alan ÅŸirket ise Türk Prysmian Kablo ve Sistemleri olarak açıklandı. Åžehriban KıraçGençsanatçılarda umut kalmamış!
Genç sanatçılarda umut kalmamış! figure > Hepsi yeni mezun, hepsi sanatlarıyla profesyonel yaÅŸama atılıyor, bununla yaÅŸayacak, yaÅŸatacaklar. Yüzü aÅŸkın gencin yapıtlarından ne yazık ki neÅŸe, umut, sevgi, hatta güzellik çıkmıyor, Uzak-Yakın teması içinde daha çok yalnızlık, karamsarlık ve arayış var! Hayata bu kadar zor koÅŸullarda baÅŸlayan yeni mezun sanatçı adaylarını profesyonel hayata geçiÅŸlerinde desteklemek gerek. BASE, bunu üç yıldır yapıyor; dördüncü yılında da hepimizin hayatını yakından ilgilendiren virüsle yaÅŸama koÅŸullarını gündeme alarak “Uzak-Yakın†temasını seçmiÅŸ. Tam 22 ÅŸehirden gelen 32 üniversiteden mezun olmuÅŸ 102 sanatçının iÅŸleri olan sergi 20-25 Kasım tarihlerinde Tophane-i Âmire’de açıldı. Bu dönemde sergi mi açılır derseniz açılıyor, www.base.ist sitesi üzerinden ziyaret günü ve saat aralıklarını inceleyerek önceden kayıt oluyor ve sergiyi ücretsiz olarak gezebiliyorsunuz. Zaten mekân o kadar güzel ki, burada virüs kapılmaz, sanat solunur! Ayrıca sergi bu yıl pek çok kültür sanat olayında olduÄŸu gibi www.base.ist adresinde online platformda da var olacak. Yine bu adreste 60 konuÅŸmacının ağırlandığı “Base Talks†programını da dinleyebilirsiniz. Ben sanatçıların çoÄŸunun olduÄŸu bir ortamda sergiyi gezdim. Size örnek olsun diye en çarpıcı iki üç iÅŸ seçip onları gerçekleÅŸtirenlerle konuÅŸtum. Tabii bu sergideki her iÅŸ önemli, onlar, resim, video, heykel, cam ve grafik tasarım alanında yaptıkları iÅŸlerle 1200 kiÅŸi arasından seçilen gençler! Kamusal mekânlarda ve yaÅŸam alanlarında sanata bu kadar az yer veren, meydanlarında heykeli olmayan, duvarlarına hâlâ geyikli halı asan halkımızın içinden fışkıran bu sanatçı gençlere kocaman bir alkış diyorum.ESKÄ°YE CAM YAÄžDI/Archive/2020/11/20/223945463-kutu2-kulturmaxrnk.jpgHacettepe Ãœniversitesi Seramik ve Cam Bölümü’nden mezun olan aslen Kıbrıslı Sadık Yılmaz, hepimizin evindeki artık kullanmadığımız atıklardan cam ve seramik katkılarla sanat eserleri yaratmış. Eski bir uzatma kablosu, çevirmeli telefon, elektrikli ısıtıcı, fön makinesı, fotoÄŸraf makinesı gibi objeler içlerinden fışkıran camlarla, atık olmaktan çıkıp yeni bir kimlik, yeni bir adla yeniden baÅŸköşeye kurulabilecekleri bir konuma eriÅŸmiÅŸ, sanat eseri olmuÅŸ! Sadık Yılmaz, bunu sanatsal dokunuÅŸla gerçekleÅŸtirmiÅŸ!YALNIZ MI ÖLECEK?/Archive/2020/11/20/224002276-kutu1-kulturmaxrnk.jpgNazif Can Akçalı (1996), iki video iÅŸi ile çarptı beni. Sabancı Ãœniversitesi Görsel Ä°letiÅŸim Tasarımı Bölümü mezunu olan sanatçı, “Seul (yalnız)â€, ve “Dönüşümü Bekleyenler†isimli iki videosunda da göçü, insanın göçerken kendini ve arkasında bıraktığını nasıl yok ettiÄŸini anlatıyor. Seul (yalnız)’da ise “temastan, iletiÅŸimden kaçan bir insan var. YaÅŸamak bir mücadele, hatta bazen bir iÅŸkence! BildiÄŸi tek ÅŸey iyi hissetmediÄŸi ve tek başına olduÄŸu ve yapayalnız öleceÄŸi!†Bugün Covid’e yakalanmış herkesin hissettiÄŸi biraz da bu deÄŸil mi, yalnız mı ölecek? Ãœstelik Nazif bunu Covid salgını öncesi çekmiÅŸ! Senaryosu, çekimi, oyunculuÄŸu ve montajı kendisine ait. Åžimdiden festivallere katılmış ve baÅŸarılar kazanmış ama iÅŸi beni sadece yaralıyor. Biz gençlerimizin bu kadar acı çekmesinin hesabını nasıl vereceÄŸiz?ANADOLU’DAN.../Archive/2020/11/20/224103181-kutu3-kulturmaxrnk.jpgBahsettiklerimden biri Ä°stanbul, biri Ankara’dan, biraz da Anadolu diyorum, Van Yüzüncü Yıl Ãœniversitesi Resim Bölümü mezunu Mehmet Utanç’ın resmine de bir yer açıyorum: Çok bildik bir tablo, empresyonist Fransız ressam Monet’nin “Kırda öğle yemeÄŸi†tablosu, Anadolu kültürüne uyarlanmış. Yerel giysileriyle iskemlede oturan üç dayı, ve arkada çıplak deÄŸil ama başı açık, yer sofrasını hazırlayan bir güzel kadın, gülümsetiyor insanı!DAYATMAYA HAYIR/Archive/2020/11/20/224116603-foto-buse-koyuncu-kulturmaxrnk.jpegSakarya Ãœniversitesi Resim Bölümü’nden Buse Koyuncu’ya da yer açalım. “Estetik†adlı yapıtını şöyle anlatıyor: “Herhangi bir estetik kaygı gütmeden, iç dünyasını yansıtan mutlu ve huzurlu olunabilecek mekânsal çözümlemeler yapılmıştır. Bedenin pembemsi olması, kadın olmanın oluÅŸturduÄŸu dayatmalara, belirli ve zorunlu cinsiyetçi yaklaşımlara gönderme niteliÄŸindedir. TicarileÅŸmiÅŸ ikon kadın bedenlerine bir baÅŸkaldırıdır ve ruhsal güzelliÄŸin kılınma çabasıdır.†Şapka! Açıklama güzel ama bu kadar kilo da saÄŸlıklı deÄŸil Buse! Yazgülü AldoÄŸan