News - Haberler
İhaleler hep AKP’lilere
İhaleler hep AKP’lilere Gaziantep AKP il kadın kolları yönetim kurulu üyesi Zehra Mart’ın sahibi olduğu şirket Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nden 1.5 milyon liralık ihale aldı. Gaziantep AKP il kadın kolları yönetim kurulu üyesi Zehra Mart’ın sahibi olduğu şirketin, AKP’li Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nden birçok ihale aldığı ortaya çıktı. Mart’ın aldığı ihalelerin toplamı 1.5 milyon lirayı buldu. CHP Şahinbey Belediye Meclis üyesi Uğur Kalkan, “AKP Gaziantep il yöneticilerinin, yönetici olduktan sonraki ihale başarıları göz kamaştırmaya devam ediyor” dedi. AKP Gaziantep İl Başkanı Mehmet Eyüp Özkeçeci’nin şirketi, AKP Gaziantep İl Yönetim Kurulu üyesi Ali Uncuoğlu’nun ortak olduğu şirket ile AKP İl Gençlik Kolları Başkanı Abdullah Korkmaz’ın ortak olduğu şirket de devlet kurumlarından ihaleleri toplamıştı. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin 2018 - 2020 arasında arasında yaptığı 7 ihaleden aynı şirketin çıkması dikkat çekti. 7 ihalenin içeriği iftar yemeği organizasyonu, organizasyon hizmeti, kuru gıda, temizlik ve mutfak malzemeleri alımı, ramazan çadırında yemek hazırlama gibi konuları kapsıyor. İhaleleri alan Zerafet Yemek Organizasyon Taşımacılık Temizlik Gıda Sanayii ve Ticaret Limited Şirketi’nin sahibi, kayıtlara göre AKP il kadın kolları yönetim kurulu üyesi Mart. Şirket 2018 yılında kurulmuş. Belediyeyle şirket arasında imzalanan ihale sözleşme bedelleri ise 500 bin 500 lira ila 63 bin 150 lira arasında değişiyor. İhalelerin toplamı 1 milyon 622 bin 525 lira.‘İHALE PEŞİNDELER’Cumhuriyet’e konuşan CHP Şahinbey Belediye Meclis üyesi Uğur Kalkan, “AKP Gaziantep Kadın Kolları yöneticisi Zehra Mart’ın firması Zerafet Yemek Organizasyon şirketi Ticaret Sicil Gazetesi kayıtlarına göre 3 Ocak 2018’de kuruluyor. İlk ihalesini de 4 ay sonra 416 bin lira ile kazanıyor. Tesadüf o ki 10 kişi doküman satın alıyor, 5 teklif var ama geçerli teklif sayısı sadece 1. Toplamda 7 ihale ve 1.6 milyon liranın üzerinde ihale tutarı var. İhaleler arasında açık ihale de var, AKP’li Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin gözbebeği 21/B maddesine göre ihalelerde. Biz kimseye ‘iş yapmasın, ihaleye girmesin’ demiyoruz. Bizim karşı olduğumuz nokta, AKP’de yönetici olup ihale peşinde koşulması. AKP Gaziantep İl Başkanı’na ve diğer yöneticilere yaptığımız çağrıyı Zehra Hanım’a da yapıyoruz. İhale peşinde koşulması ve AKP’de yönetici olunması kendileri için mutluluk olabilir ama etik olan ya siyasetin ya da ihalenin seçilmesidir” dedi. Hazal OcakMeclis’e yeni binalar yapılacak
Meclis’e yeni binalar yapılacak Eski binalar kullanışlı olmadığı gerekçesiyle yıkılarak milletvekilleri için yeni bina yapılan TBMM’de inşaat işleri iki yıl daha sürecek. TBMM, 2021 Yatırım Programı’na göre personel otoparkı üzerine 6 bin 900 metrekare büyüklüğünde hizmet binası yapılacak. Binanın inşaatı gelecek yıl tamamlanacak. Toplam proje tutarı 30 milyon TL olacak. Bu yıl 10 milyon TL yatırım yapılacak. Bunun dışında bakım, onarım, makine, teçhizat ve araçlar için bu yıl 99.2 milyon TL harcama yapılacak. Bilgi sistemleri için de toplam 8.2 milyon TL harcama gerçekleştirilecek. TBMM içinde mevcut kütüphane vardı. Ancak yatırım programında 4 bin metrekare büyüklüğünde TBMM Kütüphane Binası için de kaynak ayrıldı. İki yılda tamamlanacak binanın maliyeti 21.3 milyon TL olacak. Bu yıl kütüphane binası için 11 milyon TL harcama yapılacak. Bu arada TBMM’ye 5 bin 742 metrekare büyüklüğünde kreş binası yapımı da bu yıl tamamlanacak. Kreş binasının toplam maliyeti de 27 milyon TL olacak. Bütçe Yasası’na göre TBMM’nin bu yılki toplam bütçesi ise 1.8 milyar TL. Mustafa ÇakırEkmek dağıtımısürecek
Ekmek dağıtımı sürecek Tarım ve Orman Bakanlığı’nın önceki gün yayımladığı “Ekmek Genelgesi” İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) mobil araçlarla Halk Ekmek dağıtımını “engellemeye yönelik olduğu” şeklinde yorumlandı. Bakanlık, dün genelgenin İBB’nin ekmek dağıtımına yönelik olmadığını açıkladı. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Yazılan yazı, başka türlü bir uygulama olarak sahaya yansısaydı bile biz, ekmek satışımıza devam edecektik. Hazırlığımız o yöndeydi” dedi. Tarım ve Orman Bakanlığı genelgesini Cumhuriyet’e değerlendiren Halk Ekmek Yönetim Kurulu Başkan Vekili Özgen Nama, “Geri adım attılar. İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi de geri adım atmalılar. Yoksula veremedikleri ekmeğe engel olmasınlar” dedi. Kâr amacı güden bir kurum olmadıklarını belirten Nama, “Bakanlığın genelgesi İstanbullu hemşerilerimizi tedirgin ederken bizleri de huzursuz etti. Bakanlık geri adımı atmasaydı da çalışmalarımıza devam edecektik. Gerekirse ellerimizle o hanelere ekmeği iletiriz. Bizim derdimiz yoksulun evine ekmek götürmesi ve sosyal belediyecilik yapmak. Kendilerinin veremediğini başkasının vermesini istemiyorlar” dedi. ‘HAREKETE DÖNÜŞTÜ’İBB Sosyal Hizmetler Daire Başkanı Yavuz Saltık da bu zamana kadar yaklaşık 450 bin ekmeğin ihtiyaç sahibine dağıtıldığını, bundan kimsenin rahatsız olmaması gerektiğini söyledi. Saltık, “Halk Ekmek Dayanışması”na yurttaşların yoğun ilgi gösterdiğini belirterek “Sorumluluk sahibi bir vatandaşımızın, bir mobil halk ekmek büfesinden tüm ekmekleri satın alarak ihtiyaç sahiplerine dağıtmak üzere harekete geçmesi, İstanbul’da doğal bir dayanışma hareketi başlattı. Süreç çok heyecanlandıran bir harekete dönüştü. İhtiyaç sahibi vatandaşlarımıza halk ekmek ulaştırmak isteyen İstanbullular Alo 153’ü arayarak bilgi alıyor ve ardından Halk Ekmek ile iletişime geçiyorlar. Dayanışma kapsamında mobil araçlardan 200 bin, online olarak 250 bine yakın ekmek ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza dağıtılmak üzere hayırseverlerce satın alındı” dedi. İBB Başkanı İmamoğlu, “Kararın ilk intibaı hepimizi çok üzmüştür. Tarım Bakanlığı’nın bu süreci ifade etmediğini açıklaması, sorunu şimdilik çözmüştür. Ama ekmek davası, yoksullukla mücadele konusunda hiçbir engel tanımayacağımızı da tüm İstanbul halkına duyuralım” ifadelerini kullandı. ‘ÖYLE BİR GENELGEMİZ YOK’ Tarım ve Orman Bakanlığı, belediyelere ait araçlarla ve belediyelerin kendi büfelerinde ekmek satışını yasaklayan bir genelgesinin olmadığını bildirdi. Bakanlık, bildirimin, “ekmek, ekmek çeşitleri ve ekşi hamur ekmeklerinin tekniğine uygun, hijyenik şekilde üretim, muhafaza, taşıma ve pazarlanmasına yönelik özelliklerin belirlenmesi” amacıyla yayımlandığını açıkladı. İlayda KayaRakıda 175 lira isyanı: Herkes kaybediyor
Rakıda 175 lira isyanı: Herkes kaybediyor Mey Diageo Genel Müdürü Levent Kömür, 175 liraya satılan 70’lik rakının 130 lirasının vergilerden oluştuğuna dikkat çekerek, “Benim isyanım adaletsiz vergi sistemine. Herkes kaybediyor. Benim isyanım buna” dedi. Mey Diageo Genel Müdürü Levent Kömür, alkollü içkiler üzerindeki yüksek vergilere isyan etti. Kömür, ocak ayı başında alkollü içkide Özel Tüketim Vergisi’nin (ÖTV) yüzde 17.07 arttığını ve 70’lik rakının 160 TL’den 175 liraya yükseldiğini anımsattı. 70’lik rakının 130 lirasının vergilerden oluştuğuna dikkat çeken Kömür, “Benim isyanım adaletsiz vergi sistemine. Herkes kaybediyor” dedi. Levent Kömür çevirimiçi düzenlediği toplantıda şu tespitlere yer verdi:- Ocak ayında 70’lik rakıya zam gelmeden önceki fiyatı 160 liraydı. Bu ürüne yaklaşık 20 TL kadar ÖTV zammı geldi. Ürünün fiyatı 45 TL enflasyonu yüzde 10 alsanız 5 lira da oradan gelir, toplam fiyat 185 TL’ye çıkardı. Ama biz 175 liraya satıyoruz. Bu fedakârlığı bir kere yapabiliriz. Ben ürünü 45 liraya da 175 liraya da satsam aynı kârı yapıyorum. Etil alkolden daha yeni 150’ye yakın yurttaşımızı kaybetmişiz. En azından biz 10 lirayı almayarak destek olalım dedik. Ama 6 ay sonra yine vergi artacak o zaman rakamlar bambaşka olacak. Olaya tüketicinin açısından bakmak gerekiyor.7 OYUNCUDAN 6’SI MUTSUZ- Her yıl yaklaşık 12-13 milyon litre hazır alkolden üretim yapılıyor. Çiftçi para kaybediyor. İşçi üretim kaybından dolayı işini kaybetme aşamasında. Tüketici ya gücü yetmiyor almaya ya da gidip başka yollara sapıyor hayatını kaybediyor. Devlet 2.5-3 milyar TL’ye yakın vergi kaybediyor. Bu vergi siteminden mutlu olan tek yer etil alkol ithalatçıları. Eğer bir sistemin içinde 7 oyuncu 6’sı mutsuz 1’i mutluysa bir adaletsizlik vardır. Bu vergi sistemi ithalatın artmasına insanların hayatını kaybetmesine sebep oluyor. Bunun değişmesi lazım. ÖTV’DE BU KADAR ARTIŞ BEKLEMİYORDUM- Ben ocak ayında gerçekten hiç ÖTV’nin bu kadar artacağını beklemiyordum. Çok büyük sürpriz oldu. Çok da üzüldüm. Rakının zamlardan sonraki ilk fiyatını ben görüyorum, önerilen fiyatı ben imzalıyorum. - Rakının ihracatta kilo başı ihracat değeri 8 dolar. Çimento 0.2 dolar. Rakı çok değerli bir ihraç kalemi. Sıfır ithal girdiyle üretiyor. Otomotiv sektöründe ihracat birim değeri 6 dolar. Ama yüzde 70’i ithal girdi. Rakıda 45 milyon dolarlık ihracatımız var. Şili’nin yıllık şarap ihracatı 2 milyar dolar. İhracatla gündeme gelmemiz lazım.ÇİFTÇİ YILDA 250 MİLYON TL KAYBEDİYOR- 12-13 milyon litrelik hazır alkol kullanımı çiftçinin her yıl 250 milyon daha az para kazanması demek. En başta çiftçi kaybediyor. Devletin yaklaşık 2.5-3 milyar liralık vergi kaybı var. TÜKETİM DEĞİL ÜRETİM DÜŞÜYOR- Rakı tüketimi azalmıyor, üretimi azalıyor. Tüketimin 12-13 milyon litresi hazır alkolden üretiliyor. Tüketici buna rakı diyorsa rakıdır. 2019 rakamına bakarsak rakı üretimi 28 milyon litre civarında. Son 3-4 yıldır tüketim ise 40 milyon litre civarında.- Dünyada alkollü içkiye vergi uygulayan tek ülke biz değiliz. Litre başına vergi miktarı parasal olarak en yüksek ülke İsveç. Finlandiya ikinci, İrlanda üçüncü Türkiye dördüncü sırada yer alıyor. Kişi başı gelire baktığımızda en yüksek vergi Türkiye’de. - Kişi başı içki tüketimine baktığımızda en yüksek ülkeler Litvanya, Çek Cumhuriyeti, Almanya, İrlanda. En düşük ülkeler de İtalya, İspanya ve Türkiye. Kişi başına tüketimin düşük olduğu ülkelerde vergi de düşük. Kişi başına tüketimin yüksek olduğu ülkelerde vergi yüksek. Burada tek istisna var Türkiye. Kişi başı tüketim düşük vergi yüksek.- Biz vergi adaletsizliğini sadece sözle değil yazılı da söylüyoruz yetkililere. Maliye Bakanlığında üst düzey herkesle görüşüyoruz dinliyorlar da. Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan göreve geldikten 1 ay sonra bize randevu verdi. Gerçekten dertlerimizi dinledi. Yetkililerden aksiyon bekliyoruz.RAKININ ÖTV’Sİ 8 KAT ARTTI- 2010 yılını baz aldığımızda yeniden değerlenme oranı 2.82 kat, TÜFE 3 kat, ÜFE 3.5 kat, gıda enflasyonu 3.5 kat, motorlu taşıtlar vergisi 4.3 kat, rakının ÖTV’si 8 kat, biranın ÖTV’si 7 kat artmış, şarabın ÖTV'si 6 kat arttı. - Alkollü içkiye zam geldikçe enflasyonu da körüklüyor. Devlet sigaradan 4 lira topluyor içkiden 1 lira. Enflasyon sepetindeki yerine baktığımızda sigaranın oranı yüzde 5.7. Alkollü içkinin ağırlığı yüzde 0.3. İçkinin enflasyonda bir sinyal etkisi yarattığına inanıyorum.- Ortak meseleler için rakı, şarap, bira üreticileri bir araya geliyoruz. Bir araştırma bir çalıştay yapılmasını gerektiğine inanıyoruz. Sektörün bir olup meramı neyse anlatabiliyor olması lazım. Bu konuda önemli adımlar attık. Şehriban KıraçZam talep eden Baldur işçileri, yüz kızartıcısuçtan atıldı. Grev 30. gününde: Tazminatsız kovulmaçığgibi
Zam talep eden Baldur işçileri, yüz kızartıcı suçtan atıldı. Grev 30. gününde: Tazminatsız kovulma çığ gibi Kocaeli’nde, Mercedes ve İsuzu gibi firmaların makas tedarikçisi olan İspanyol sermayeli Baldur Süspansiyon fabrikasında, sendikaya üye oldukları için “yüz kızartıcı suçtan” işten atılan 21 işçinin grevi, bugün 30. gününe girdi. Kod29 olarak adlandırılan yüz kızartıcı suçlar, işten çıkarma yasağının kapsamı dışında. Söz konusu fabrikada asgari ücrete çalışan ve hiçbir sosyal hakkı olmayan toplam 114 çalışandan 80’i, Birleşik Metal-İş Sendikası’na üye oldu. Aralık ayından bu yana toplam 21 işçi Kod29’dan işten atıldı. Grev kararı alınmadan önceki hak edişler dahi hâlâ ödenmedi. Kod29’dan atıldıklarından, tazminat hakkını almak için bile 3 yıllık bir dava süreci gerekiyor.Birleşik Metal-İş Gebze 2 No’lu Şube Başkanı Necmettin Aydın, “Şu an Türkiye’de korkunç bir şekilde tazminatsız işten çıkış var. İşveren, İş Kanunu’nun 17. maddesine göre işten atarsa suç işlemiş oluyor ama 25. maddeye göre yani Kod29’a göre çıkarırsa suç teşkil etmiyor. Bu da yüz kızartıcı suçu içeren ağır bir madde. Şu an tüm fabrikalardaki işçiler bu şekilde kovuluyor” dedi.‘ATILANLAR GERİ ALINSIN’Oysa, Baldur’daki işçilerin tek istekleri, artan hayat pahalılığı karşısında zam alabilmek, sosyal haklar kazanmak ve yemekhane ile giyinme odalarının şartlarının iyileştirilmesi...Aydın, bu sürece nasıl gelindiğini şöyle anlattı: “4 yıldır Baldur’da yaptığımız sendikalaşma çalışmalarına işveren hep itiraz etti. Uzun davalar sonucunda mahkeme lehimize karar verdi. İşvereni toplu sözleşmeye çağırdık. Ancak işveren hiçbir talebe karşılık vermedi. Daha sonra arabulucuyla bir araya geldik. Orada da anlaşmaya varılamadı. “Sadece asgari ücret veririz, onun dışında enflasyon artışı neyse onu veririz” denildi. Grev kararı aldık. İşveren bu kez de grev oylaması istedi. İşçilerin çoğunluğu da “greve evet” dedi. 25 Aralık’tan bu yana grevdeyiz.”Aydın, “Talebimiz, atılan işçilerin bir an önce işe alınması; işverenin toplusözleşmeyi imzalaması. Yüzde 20 zam, ikramiye ve olmayan bayram-doğum-ölüm parası istiyoruz. Yüksek bulunursa pazarlık yaparız” dedi. Gamze BalKadıköy'de Kalamışalarmı
Kadıköy'de Kalamış alarmı Hükümetin 2011’den beri özelleştirmeye çalıştığı Kalamış Yat Limanı’nda karşı çıkanların elinde bir tek Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkı kaldı. Ancak bu, özelleştirmeye mani değil. Kadıköy Belediyesi ve sivil toplum kuruluşları alarmda. Hükümet 19 yılda kamuya ait Türk Telekom’dan Seka’ya, Tekel’den Erdemir’e satılmadık değerli fabrika, şirket, arazi bırakmadı. Vitrinde birkaç liman, birkaç şeker fabrikası, çoğunlukla gayrimenkul kaldı. İşte bu varlıkların en değerlilerinden biri Fenerbahçe-Kalamış Yat Limanı. Koç Grubu’nun turizm şirketi Setur’un 1998’den beri işlettiği liman, 2011’de özelleştirme kapsamına alındı. Ardından marina kapasitesi ve alanını genişleten yeni bir imar planı hazırlandı. Yeni plana göre 115 bin 821 metrekarelik dolgu alanı ve 319 bin 306 metrekarelik iki yat limanı olmak üzere toplam 435 bin 128 metrekare yüzölçümlü alan özelleştirecekti. Yapılaşmaya açılacak alan daha sonra 2018’de plan tadilatı ile 478 bin 507 metrekareye çıkarıldı. Böylece yat limanına otopark haricinde 15 bin metrekareye turizm tesis alanı ve 2 otel inşaatı eklendi. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, 2013’te planı onayladı. 2014’te ilk ihale yapıldı ve Koç Grubu 664 milyon dolar teklif verdi. Kadıköy Belediyesi’nde dönemin Başkanı Aykurt Nuhoğlu ve sivil toplum örgütlerinin itirazı işte o tarihte başladı. Belediyeye göre yeni plan yapı, nüfus ve trafik yoğunluğunu artıracak, kıyı silueti bozulacaktı. Belediyenin dava açması üzerine Koç Grubu ihaleden çekildi. Mimarlar Odası, Kadıköy Kent Konseyi gibi sivil toplum örgütlerinin de açtığı davalar sürerken Özelleştirme İdaresi plan tadilatı yaparak 2017’de tekrar ihaleyi gündeme getirdi. 27 Nisan 2018’de yeni ihale günü verildi ancak yeterli talip çıkmadığı için geri çekildi. Özelleştirme süreci davaların sonucundan sonraya bırakıldı.AYM’YE BAŞVURACAKLARİşte dört gün önce Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun oyçokluğuyla özelleştirmenin iptali için açılan davaları hükme bağlayan kararı, yeni bir sürecin başlangıcı demek. Danıştay bu kararla çevre etki değerleme (ÇED) raporu bile olmayan planlarda hukuka aykırılık bulmadığını bildirdi.Online haber sitesi Diken’de yer alan haberde üç üyenin karşı oy verdiği belirtiliyor. Haberde Kadıköy Kent Konseyi Başkanı mimar Saltuk Yüceer’in de 33 kişinin açtığı “hemşeri davasına” dayanarak karara karşı bireysel olarak Anayasa Mahkemesi’ne başvuracağı bilgisi yer alıyor. Kabataş Yat Limanı projesi Kadıköylülerin hep takibindeydi. Kadıköylüler şimdi de yeni sürece hazırlanıyor.PROJE YENİLENMEZSE EYLEMLERİMİZ SÜRERYeni durumu Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı’na sordum. Odabaşı, 8’e yakın davanın hepsinin reddedildiğini ve hukuki sürecin sonuna gelindiğini söylüyor. Bundan sonrası için ise şöyle konuşuyor:- Artık salgınla birlikte yeni bir döneme girdik. Büyük alışveriş merkezleri anlamını yitirdi. Popülaritesi kalmadı. Kapalı mekanlar bundan sonra tercih edilmeyecek.- Fenerbahçe Kalamış Yat Limanı artık Anadolu bölgesinin tek limanı değil. Kartal, Tuzla, Pendik açıldı. Yalova’da yapılıyor. Ataköy doldurularak büyütüldü. Yani ihtiyaç kalmadı. Projede iki büyük otel yer alıyor. Bölgenin bu otellere de ihtiyacı yok. - Proje değişir ve bu yoğunluktan vazgeçilirse, alacak işletmeciye Kadıköy Belediyesi olarak her türlü katkı vermeye hazırız. Bodrum’da olduğu gibi çekeklerde konserler organize ederiz. - Kadıköylüler Kalamış konusunda hassas. Eğer inatla bu proje uygulanmaya kalkarsa Kadıköy’ü hatırlatırız kamuoyuna. cumhuriyet.com.trBir efsanenin hikâyesi: Pink Floyd
Bir efsanenin hikâyesi: Pink Floyd Pink Floyd yalnızca bir müzik grubu değil, bir yaşam biçimi ve felsefeydi. Sadece müzikte çığır açmadı, baskıya ve dayatmalara direnç gösterenlerin kalbinde, hayallerinde, isyanlarında ve itirazlarında yepyeni ufuklar açtı. Hafızalardan silinmeyen parçaları ve unutulmaz sahne şovlarıyla müzik tarihine adını yazdıran efsane grup Pink Floyd’un yolculuğu, “Pink Floyd - Kilidi Açamazsan Kır Kapıyı” başlığıyla kitap oldu. Fatma Berber ve Sümeyra Teltik tarafından kaleme alınan kitap, Destek Yayınları biyografi serisinden okuyucuyla buluştu.Kitapta yaptıkları müzikle felsefeye dönüşen Pink Floyd’un müzik yolculuğu on bölümde anlatılıyor. Bölümlerin başında ve sonunda grubun şarkı sözleri ve grup üyelerinin söyledikleri yer alıyor. Kitapta Pink Floyd’un hikâyesi, 2 Temmuz 2005’te Hyde Park’ta verdikleri konserle başlıyor.Pink Floyd, o akşam Hyde Park’ta 3. dünya ülkelerindeki açlık ve fakirliğe karşı Live 8 konserleri kapsamında sahne alan isimlerden biriydi ama hayranları için o gecenin farklı bir anlamı vardı. Yirmi dört yıl önce gruptan ayrılan Roger Waters, grubun diğer üyeleriyle ilk kez bir araya gelecekti. Bu konser bir milat olabilir, grup tekrar bir araya gelebilirdi. 140 TV ve 200 radyo kanalından canlı yayımlanan konser, ülkemizde de büyük yankı uyandırmıştı.SAVAŞ İSTEMEYEN GENÇLERİN AKIMIKitabın Hyde Park’ta başlayan birinci bölümü, grubun o gece sahneden selam gönderdiği Pink Floyd’un isim babası Syd Barrett’in inzivaya çekildiği evinde sona eriyor. Okuyucu ikinci bölümden itibaren kendini 1950’li yılların sonunda Cambridge’de buluyor, böylece grup üyelerinin hikâyelerine henüz kolej yıllarından itibaren tanıklık edilebiliyor.Kitabın üçüncü bölümünde, İkinci Dünya Savaşı sonrası ABD ve Avrupa’da yaygınlaşan toplumsal hareketliliğin sanat akımlarına yön vermesine değinilmiş. Grubun sancılı kuruluş süreci, soykırımlara itiraz edip sevgi ve barış talep eden yeni neslin itiraz sesleri ve bu itirazlarla şekillenen müzik akımları üzerinden anlatılmış.Kitabın ilerleyen bölümlerinde pek çok Pink Floyd hayranı tarafından grubun beyni kabul edilen Syd Barrett’in gruptan çıkarılmasıyla değişen dinamikler, bugün bile dinlenmeye devam eden albümlerin oluşum süreçleri, albüm kapaklarının ve albümdeki parçaların anlattıkları, grubun Roger Waters ile yollarını ayırması üzerinde durulmuş.Okuyucu, kitabın sonunda Hyde Park’ta gerçekleşen o muhteşem buluşmaya bir kez daha dönüyor. O geceye şahitlik edenler, çeyrek yüzyıl sonra grubu ilk ve son kez sahnede birlikte görmüş oluyor. 2008’de grubun klavyecisi Rick Wright’ın yaşamını yitirmesi, bu umutları sonsuza dek yok etti ama “Bu efsane topluluk insanlık yaşadıkça var olacak.” Sümeyra GümrahFenerbahçe’de yönetim ve taraftar ortaya konan oyunu tartışıyor: Sorun kötüfutbol
Fenerbahçe’de yönetim ve taraftar ortaya konan oyunu tartışıyor: Sorun kötü futbol Haftalar geçti, F.Bahçe henüz istenilen futbolu ortaya koyamadı. Hiç keyif vermiyor. Bu nereye kadar böyle devam edecek? Başkan Ali Koç da defalarca takımın iyi oynamadığından söz etmişti. Takım çıktığı ilk maçında neyse, bugün de aynı. Sezon başından bu yana başta stoperler olmak üzere savunma sorununu çözemeyen, orta sahası hem pasla hem kontrayla rakip kaleye gidemeyen, gol pozisyonu üretmekte zorlanan takımın çok net görülüyor ki, büyük psikolojik sorunları var. Erol Bulut’un yerinde olsam futbolculara F.Bahçe’nin büyüklüğünü anlatan, tarihini gösteren, taraftarın aşkını dile getiren filmler izletirim. Tabii önce Bulut’un izlemesi lazım. Tek umut Mesut Özil’in takıma katılması. SERVİS BEKLEYECEK OYUNCULAR VAR Fenerbahçe kadrosu içerisinde Mesut’tan servis bekleyecek oyuncular var. Mesut’tan maksimum seviyede fayda almanın yolu, takıma bağlantı kuracak santrfor da olsa, Mesut yürüyerek de oynasa gerekeni yapar. Herkesin koşusuna da yön verir. Lazio’da mutsuz olan ve F.Bahçe’ye döneceği konuşulan Muriç, aslında Mesut ile tam bir bağlantı oyuncusu. Birçok şeyi değiştirebilir. Özil’in karantinası yarın sona erecek. BAZI İSİMLERLE YOLLAR AYRILACAK Kadroda düşünülmeyen isimlerle yollarını ayırmak isteyen yönetim, böylelikle harcama limitlerini de azaltmış olacak. Sözleşmesi sezon sonunda bitecek Dirar için teklif gelmesi halinde kolaylık sağlanacak. Ameliyatı sonrası sezonu kapatması beklenen Perotti’nin sözleşmesinin feshedilmesi söz konusu. Ademi’nin ise sezon sonuna kadar başka bir takıma kiralanabileceği gündemde. Lemos’un durumu ise belirsiz. Hilmi TürkayAFAD'dan deprem sorusuna garip yanıt: Elazığ’da ne gizleniyor?
AFAD'dan deprem sorusuna garip yanıt: Elazığ’da ne gizleniyor? Elazığ depremi sonrası konteynır kentte yaşayan yurttaşlar, 1 yıldır hiçbir adım atılmadığı gerekçesiyle “Bitirin evimize geçelim desek de sesimizi duymuyorlar. Depremde ölmedik ama yaşamıyoruz” diyor. Elazığ depreminin üzerinden 1 yıl geçerken bölgede yaşayan depremzedelerin durumuna ilişkin verileri öğrenebilmek için Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) yaptığımız başvurunun ardından yönlendirildiğimiz Elazığ Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, “Her bilgi paylaşılmaz” diyerek sorularımıza yanıt vermedi. SORUYA KARŞI SORU“24 Ocak’ta meydana gelen Elazığ depremi sonrasında bölgede mağdur olan kaç depremzede vardır”, “Konteynırlarda yaşayan depremzedeler için hangi ilçelerde TOKİ evleri yapılmıştır ve yapılacaktır”, “Depremzedelere yaşamlarını sürdürebilmeleri için nakdi yardım düzenli olarak yapılıyor mu” yönündeki sorularımıza ne için istediğimiz sorularak dilekçe talep edildi. Bilgi almak için telefonla ulaştığımız görevli memura neden yanıt verilmediğini sorduğumuzda ise “Sizin gazeteci olduğunuzu anlamıştık zaten. Her bilgi paylaşılmaz. Bana şefim ne söylediyse CİMER’e de yanıt olarak onu gönderdik. Dilekçe verseniz bile verileri paylaşmayacağız” yanıtı verildi. ‘KİMDEN NE BEKLEYELİM’Depremzedelerle ilgili bilgiler kamu kurumlarınca saklanırken Elazığ’da konteynır kentte yaşayan yurttaşların mağduriyeti sürüyor. Sivrice Gölbaşı Mahallesi Muhtarı Bedri Saygılı ailesiyle birlikte konteynır kentte yaşayanlardan biri. Nisan 2021’de TOKİ evlerinin teslim edilmesi gerektiğini anlatan Saygılı, “Muhtemelen teslim tarihini uzatacaklar. Yetişmesi imkânsız. Hiçbir bina bitmedi. Yıkılmayan evler var. Temeli atılmayan binalar var. 100’ün üzerinde aile burada konteynır kentte kalıyoruz. Kaldığımız konteynırlar birbirine yapışık. Dışarıda koronavirüs var. Bu da bizi kaygılandırıyor” dedi. BUNA YAŞAMAK DENİRSEGüner Saygılı isimli yurttaş ise “Sivrice ilçesinde yaşıyordum şu an konteynır kentteyim. 3 çocuk babasıyım. Bir çocuğum yeni doğdu. Konteynırda kışın yaşam zor. Elektrik yoktu ben yaptım, musluk yoktu ben taktım, kapı kolu yoktu ben aldım. Hiçbir yardım yok. Bir odada yaşıyoruz. Nisanda herkese evi teslim edilecekti güya ama bu yavaşlıkla imkânsız. Bitirin evimize geçelim desek de sesimizi duymazlar. Depremde ölmedik ama yaşamıyoruz da” ifadelerini kullandı. Deprem sonrası evi ağır hasarlı olduğu için kira yardımı alarak başka bir ev tutan Zeynep Demir de “Çalışmıyorum, tek başıma yaşıyorum. Öksüz, yetimim. Fevzi Çakmak Mahallesi’nde oturuyordum. Bizim mahallede 18 bina var yıkılması gereken. 1 yıl oldu hiçbiri yıkılmadı. Evimi boşalttım bana 11 bin TL kira yardımı yaptılar. Belediyeye kalsa evim ekimde kasımda yıkılacaktı. Milleti kandırıyorlar. 1 yıldır git gel yapıyorum hâlâ bir gelişme yok” diye tepki gösterdi. Leyla KılıçFay hattına yakın, deprem riski var, denetim belirsiz: Akkuyu’nun notu kırık
Fay hattına yakın, deprem riski var, denetim belirsiz: Akkuyu’nun notu kırık Enerji ve altyapı yatırımlarından sorumlu CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, patlamayla gündeme gelen Akkuyu Nükleer Santralı hakkında bilgi notu hazırladı. Notta, santralın kurulacağı alanın 30 kilometre yakınından geçen Ecemiş fay hattına dikkat çekilerek “deprem riski”nin altı çizildi. Mersin’de yapımı süren Akkuyu Nükleer Santralı’nın inşaatında “yol açma çalışması sırasında” meydana geldiği belirtilen patlama, santral henüz faaliyete geçmeden yurttaşların kaygılarını artırdı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, Akkuyu Nükleer Santralı’yla ilgili hazırladığı bilgi notunu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na sundu. Akın’ın hazırladığı bilgi notunda olası risklerle ilgili şu tespitler yer aldı:- Soğutmada sıcaklık sorunu Türkiye’nin ilk nükleer santralı olacak santralın soğutma sistemine ilişkin başta meslek örgütleri olmak üzere bilim insanları çeşitli eleştirileri dile getirmektedir. Soğutma sisteminde kullanılacak deniz suyunun ortalama sıcaklığı; bölgedeki nem oranı ve ortalama sıcaklık değerlerinin santralda kullanılacağı belirtilen tek yönlü soğutma sistemine uygun olmadığı kaydedilmektedir. Ayrıca soğutma amacıyla kullanılacak deniz suyunun buharlaşmasından arta kalan tuz oranının çok yüksek olacağı yönünde değerlendirmeler yapılmaktadır.- Deniz canlılığına zarar Doğu Akdeniz’de var olan binlerce deniz canlısının yaşamının zarar göreceği Akkuyu Nükleer Santral konusunda öne çıkan eleştirilerin başında gelmektedir. Soğutma amacıyla denizden çekilecek suyun içinde yer alan canlılığın süreç içerisinde tamamen yok olacağına yönelik görüşler bulunmakla birlikte, bilim insanları dünya örneklerinden hareketle bölgedeki biyolojik çeşitliliğin zarar göreceği görüşünde birleşmektedir.- Fay hattı yanı başında Santralın kurulduğu bölgedeki zeminin uygun olmadığı yönündeki eleştirilerin yanı sıra inşaat sürerken temelde çatlaklar oluştuğu kamuoyuna yansımaktadır. Nükleer santralın kurulacağı alanın 30 kilometre yakınından geçen yaklaşık 300 kilometre uzunluğundaki Ecemiş fay hattının çok uzun süredir suskun olmasının; fay hattında enerji birikiminin olduğu ve deprem riskinin bulunduğu değerlendirmeleri yapılmaktadır.ELEKTRİK PAHALIYA MAL OLACAKAkkuyu Nükleer Santralı’nın faaliyete geçmesiyle Türkiye, santralda üretilecek elektriğe alım garantisi vermektedir. Türkiye, 15 yıl boyunca Akkuyu’dan satın alacağı elektriğin yüzde 50’sine 12.35 ABD doları senti alım garantisi verecektir. Bu durum elektriğin oldukça pahalı alınacağı eleştirilerini beraberinde getirmektedir. Yüksek maliyetle alınacak elektrik, vatandaşa da yüksek fatura olarak yansıyacaktır. SANTRALDAKİ HER TÜRLÜ YETKİ RUS ŞİRKETİNE AİTRusya’nın üssü mü ?- Yapım modeli tercih edilmiyorAkkuyu Nükleer Santralı’nda dünya genelinde neredeyse hiç tercih edilmeyen bir yapım modelinin benimsenmesi itirazlara neden olmaktadır. Santralın Türkiye sınırları içerisinde yer almasına karşın mülkiyeti ve her türlü yetki yüzde 99 hissesi Rusya’ya ait bir şirkette olacaktır. Bu durum, Rusya’nın santralı adeta bir üs gibi kullanacağı eleştirilerine de neden olmaktadır. Akkuyu Nükleer Santralı’nda kullanılacak reaktöre Avrupa’da lisans verilmediği ve dünya üzerindeki kullanımının da sınırlı olduğu belirtilmektedir. - Hem pahalı hem riskliAkkuyu, risklerin yanı sıra verilen alım garantisi nedeniyle elektriğin pahalıya üretilerek vatandaşın faturasını da artıracak. Hem riskli hem pahalı olan nükleer enerji yerine; ülkemizin yüzde 30 oranında enerji verimliliği potansiyeli ve yenilenebilir enerji politikalarıyla güvenli, ucuz ve temiz enerjiyi üretmek mümkün. Santralın denetiminin nasıl ve hangi kurum tarafından yapılacağı da belirsiz. Tüm dünyada yeşil enerji alanında atılımlar yapılırken dünyanın vazgeçtiği nükleer santralda ısrarcı olmak mantıklı değil. Sarp SağkalCumhuriyet Gazetesi dayanışmasıbüyüyor. 22 Ocak 2021 tarihli okur dayanışmasıilanları
Cumhuriyet Gazetesi dayanışması büyüyor. 22 Ocak 2021 tarihli okur dayanışması ilanları Basın İlan Kurumu'nun gazetemize yönelik ilan cezalarına karşı okurlarımızın 'dayanışması' büyüyerek sürüyor. Cumhuriyet'e 'dayanışma ilanları'yla büyük güç veren gazetemizin gerçek sahibi okurlarımızın sayfalarımızda yayımlanan ilanlarına dijital dünyadaki sesimiz www.cumhuriyet.com.tr'de de yer vereceğiz. BASKI SÜRÜYOR, DAYANIŞMA BÜYÜYOR, OKURLARI CUMHURİYET'İ YALNIZ BIRAKMIYOR! BASIN İLAN KURUMU'NUN CUMHURİYET'E YÖNELİK İLAN KESME CEZALARINA KARŞI OKURLARIMIZ DAYANIŞMA İLANLARI VERİYOR, BAĞIMSIZ VE GÜÇLÜ CUMHURİYET'E DESTEK OLUYOR. DAYANIŞMA İLANLARI HAKKINDA BİLGİ İÇİN AŞAĞIDAKİ İLETİŞİM BİLGİLERİNİ KULLANABİLİRSİNİZ./Archive/2021/1/23/024605082-day1.jpg/Archive/2021/1/23/024610160-day2.jpg cumhuriyet.com.tr