News - Haberler
İBB Başkanıİmamoğlu’na açılan davada mahkeme kararınıverdi
İBB Başkanı İmamoğlu’na açılan davada mahkeme kararını verdi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın kurucusu, kızı Esra Albayrak’ın ise yönetim kurulu üyesi olduğu TÜRGEV’in İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun bazı vakıfların İBB’den aldığı yardımlara ilişkin konuşmalarına yönelik açılan dava 14 Ocak’taki ilk duruşmada reddedildi. Vakfın avukatı duruşmada İmamoğlu’nun açıklamalarını anımsatarak “Vakfın İBB’den 51 milyon nakdi yardım aldığı ve İBB tarafından maliyeti 165 milyon lira olduğu iddia edilen 5 binanın müvekkil vakfa verildiği yönündeki iddiaların gerçek olmadığını, fiili gerçeğe nakdi olarak verildiğine dair iddianın gerçeğe aykırı olduğunun tespitini talep ediyorum. Ayni yardım aldığımızın ancak nakdi yardım almadığımızın tespitini talep ederim. Müvekkil vakıf kamuya yararlı bir vakıf olup ticari gayelerle kurulmuş değildir’’ dedi. İmamoğlu’nun avukatı da “Siyasetçilerin kamuoyunu rahatsız eden meseleleri gündeme taşırken bunları dile getirme biçimlerinin muhataplarını rahatsız etmesinin normal olduğuna” dikkat çekerek özetle “Kamuoyunun rahatsız olduğu, nakdi ve ayni olduğundan bağımsız olarak, belirli vakıflara kamu kaynaklarıyla çok yüksek maddi yardımlar yapılmasıdır. Davalının işbu davayla elde etmeyi umduğu tespit hükmü hukuken hiçbir işleve sahip olmayacaktır. Davanın, hukuki yarar mevcut olmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle reddedilmesi gerekmektedir” ifadelerini kullandı. Mahkeme davayı “dava şartı yokluğundan” usulden reddetti.İMAMOĞLU, GELİR GELMEZ FESHETTİBB ile bazı dernek ve vakıflar arasında önceki dönemde yapılan ve toplam maliyeti 357 milyon lira olan protokoller 2019 yılının ağustos ayında feshedilmişti. İmamoğlu buna ilişkin yaptığı açıklamada İBB tarafından bazı vakıflarla aktarılan 357 milyon liralık kaynağı kestiklerini belirterek “Bunun içerisinde sadece bir vakfa, yemek desteğinin 56 milyon liralık bölümü var. İnanılmaz! Yani bu milletin parasını nereye harcıyorsunuz. Bir bina yapılıyor, vakfa yapılmak üzere, maliyeti 165 milyon lira. Artık o bina, o mülk millete ait. İstanbullulara ait. İstanbulluya hizmet edecek. Bu daha başlangıç” demişti. Hazal OcakBelediye başkanına göre Kulu’da tek katlıbir evin en düşük maliyeti 50 bin Avro
Belediye başkanına göre Kulu’da tek katlı bir evin en düşük maliyeti 50 bin Avro 90 bin metrekare arazi için ihaleye çıkan AKP’li Kulu Belediyesi, arazileri TL cinsinden satacak olmasına rağmen fiyatları Avro cinsinden hesapladı. Köylü tepki gösterince ihale ertelendi. Konya’nın Kulu ilçesinde belediye tarafından satılacak arazi fiyatlarının Avro üzerinden belirlenmesi, köylünün sert tepkisine yol açınca ihale ertelendi. Kulu Belediyesi tarafından ihaleye çıkarılan Yeşilyurt Mahallesi’ndeki toplam 90 bin metrekare arazi için yapılan fiyat hesabı, araziler TL cinsinden satılacak olmasına rağmen Avro üzerinden hesaplandı. Belediyenin sosyal medya hesabı üzerinden açıklama yapan Kulu Belediye Başkanı Murat Ünver, “Kulu’daki bütün köy ve mahallelerimizde yapılan tek katlı bir evin bile en düşük maliyeti 50 bin Avro (450 bin TL) civarında. İki katlı evler 90 bin ila 100 bin Avro (800-900 bin TL) arasında. Hal böyle iken belediyemizin arsalarının 68 bin-120 bin TL arasında satılması çok da yüksek bir fiyat değil” dedi. Ancak köylüler bu duruma sert tepki gösterince Ünver, heyetle birlikte Yeşilyurt’a gidip toplantı yapmak zorunda kaldı. Söz konusu ihalenin iptal edildiğini, ancak fiyatların revize edilip yeniden ihaleye çıkılacağını duyurdu.‘ÇALIŞANA DA AVRO VERİN’Köylüye yaptığı konuşmada da yine Avro cinsinden hesaplamalara yer veren Ünver, şöyle dedi: “27 yıllık müteahhidim. Bir müteahhit çağırın, tek katlı 180 metrekare bir evin kaça yapılacağını sorun, bakın bakalım ne diyecek? 40 bin Avro’dan aşağı yok.” İhale ertelenmeden önce belediyenin sosyal medya hesabını eleştiri yağmuruna tutan köylülerin bazı tepkileri ise şöyleydi: “Köylerin arsa ihaleleri ne zamandan beri Avro üzerinden hesaplanmaya başladı”, “Kulu Belediyesi’nde çalışan işçilere de Avro üzerinden maaş bağlayın o zaman”, “O parayla köyümüze tramvay hattı döşeriz”, “Kulu olarak AB’ye girdik de haberimiz mi yok?” Öte yandan kentteki arsa fiyatlarının son yıllarda nasıl değiştiğini Konya Emlakçılar Derneği Başkanı Sedat Altınay’a sorduk. Altınay, Konya’da son bir yılda arsa fiyatlarının yüzde 10-20 arttığını söyledi. Bu artışın hem dövize bağlı maliyetlerin artmasından hem de pandemiyle birlikte artan talep nedeniyle oluştuğunu ifade eden Altınay, “Yeşilyurtluların bir kısmı Avrupa’da yaşıyor. Onlara örnek teşkil etsin diye Avro üzerinden hesaplanmış olabilir” diye konuştu. Gamze BalİSO BaşkanıErdal Bahçıvan’a göre hammadde fiyatlarındaki oynaklık enflasyonu etkileyecek
İSO Başkanı Erdal Bahçıvan’a göre hammadde fiyatlarındaki oynaklık enflasyonu etkileyecek İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, hammadde fiyatlarında gerçek arz ve talep esaslarına dayanmayan bir fiyat yükselmesi ve oynaklığı yaşandığını belirterek sektörlerde sıkıntı yaratan bu durumun enflasyonu etkileyeceğini açıkladı. İSO, Covid-19 salgınının küresel tedarik zincirlerinde yarattığı sorunları “Sektörel Tedarik Zincirleri Toplantıları” ile tartışacak. Kısa vadede firmaların finansman ihtiyaçlarını ciddi ölçüde artıracağı ve pazar kayıplarına yol açabileceği belirtilen bu gelişmelere karşı çözüm önerilerinin yapılacağı toplantıların ilki demir çelik sektörüyle başlayacak. İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, tarımsal ürünlerden petrokimya ürünlerine, demir-çelik ürünlerinden orman ürünlerine, temel gıda maddelerinden hurdaya kadar birçok alandan hammadde fiyatlarındaki artış ve oynaklıkla ilgili sıkıntılı haberler aldıklarını bildirdi. Aşırı fiyat dalgalanmalarının daha çok uluslararası arenadaki fon ve finans kaynaklarının spekülatif yaklaşımlarından kaynaklandığını belirten Bahçıvan, şunları kaydetti: “Bu sürecin, hem sanayimize hem de enflasyona olumsuz etki yapması kaçınılmaz. Yaşadığımız bütün bu gelişmeler Türkiye’nin artık belli stratejik yatırımlarda devletin de katkısıyla istikrarlı, nitelikli ve güçlü bir üretim seferberliğini zorunlu kılıyor. Ülke kaynaklarımızın çok daha verimli bir şekilde kullanılması gerçeği, önümüzdeki dönem kaynaklarımızın hammadde üretecek stratejik sanayi yatırımlarına kaydırılması zorunluluğunu bizlere işaret ediyor. Ancak bu tür yatırımlarla dışa bağımlılığımızı azaltabilir, sürdürülebilir rekabet imkânlarını güçlendirebiliriz.” cumhuriyet.com.trİhracat düştü, içtüketim azaldı, belirsizlik sürüyor
İhracat düştü, iç tüketim azaldı, belirsizlik sürüyor Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Tarık Tezel, et ve süt sektöründe 2020 değerlendirmesi yapıp 2021 beklentilerini dile getirdi. Tezel, şunları söyledi:- Bu yıl uluslararası para piyasalarındaki dalgalanma, dünyada tüm ülkelerin ekonomik dengelerini sarstı. - Enerji, ambalaj, işçilik, uluslararası emtia piyasaları ve diğer endüstriyel girdiler ve satış daralmasının yarattığı finansman maliyetleri de göz önüne alındığında, sektörde maliyet artışı yüzde 30’un üzerinde. - Ulusal Süt Konseyi (USK) fiyatlarının üzerinde soğutma ve toplama bedeli talep edilmesi, yılın henüz başında önemli bir belirsizliğe neden oluyor. - Şu anda ve önümüzdeki dönemde en temel sorun finansman kaynağı. Dolayısı ile bu döneme özgü de olsa, özellikle temel gıda ürünlerinde katma değer vergisi oranlarının gözden geçirilmesine, sanayi üretiminin maliyetlerinin düşürülmesine ve kredi maliyetlerine yönelik temel tedbirlere ihtiyaç var. - Eğer koronavirüs salgını biter veya ciddi oranda azalıp virüs etkisiz hale gelirse, aşı uygulamaları da tüm dünyada ümit edilen sonuçları verirse, yılın özellikle ikinci yarısı için ümitliyiz.İHRACAT YÜZDE 15 DÜŞECEKSETBİR verilerine göre süt sektöründeki ihracatta 2020’de miktarsal olarak yüzde 15.5, cari olarak yüzde 6.6 azalma bekleniyor. Buna göre 2019’daki toplam 208 bin 51 tonluk ihracatın yüzde 15 azalarak 177 bin tona ineceği belirtildi. İhracattaki bu düşüşün, genel olarak süttozu ihracatındaki azalmadan ve salgının ilk dalgasında uluslararası ticarette gümrüklerdeki karşılıklı karantina koşulları ve lojistik aksamalardan kaynaklandığı ifade edildi. cumhuriyet.com.trGenelgeyle kapatılan işletmelere kamu bankalarıicra takibi başlattı
Genelgeyle kapatılan işletmelere kamu bankaları icra takibi başlattı Genelgeyle kapatılan yeme-içme işletmelerine kamu bankaları icra takibi başlattı. TURYİD Başkanı Kaya Demirer: Bir taraftan kamu kapatacak, bir taraftan da kamu bankası borcunu öde diyor. Neyle ödeyeceğim? Yazarkasamda kilit var. Turizm Restaurant Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmeleri Derneği (TURYİD) Başkanı Kaya Demirer, evin dışında yeme-içme sektöründe toplam 100 bin işletmenin faaliyet gösterdiğini, pandeminin ilk dalgasında yaklaşık yüzde 10’unun geri açılmadığını söyledi. İşletmeler bugün açılsa dahi yüzde 25-30’unun geri açılmayacağını tahmin ettiklerini vurgulayan Demirer, yıllık 135 milyar TL ciro sağlayan sektörün 2020 cirosunun 60-70 milyar TL’ye gerilediğini söyledi. “Bu sektör 2020’de tam 117 gün tamamen kapalı kaldı. Açık kaldığımız 248 günde de sürekli saat kısıtlaması vardı” diyen Demirer, bu dönemde hükümetten açılışta cansuyu nakit desteği ve borç ödemelerinin en az 6 ay ertelenmesini beklediklerini vurguladı. İşletmelerin kamu genelgesiyle kapalı kalmasına rağmen kamu bankalarının icra takibine başladığını vurgulayan Kaya Demirer ile sektörün yaşadığı krizi ve çıkış yollarını konuştuk.- Sektör olarak ne kadarlık bir ekonomiyi temsil ediyorsunuz?Sektörde 100 bin işletme var. 2019 yılı tahmini rakamlarına göre kayıtlı yeme-içme sektörünün tamamında (ev dışı tüketim) 2 milyon kişiye direkt istihdam sağlıyoruz. Tarım, hayvancılık, züccaciye, temizlik firmalarını da sayarsak 10 milyon kişiye iş sağlıyor. Çalışanların ağırlığı 18-35 yaş arası. Eğitim seviyesi nispeten daha orta seviye. Yani bu insanlar, bu alandan çıktıklarında yapacakları işler kısıtlı. Sektörümüz 2019’da 135 milyar TL’lik ekonomi yaratmıştı.- Pandemi en çok da sizin sektörünüzü vurdu. Ne kadarlık kaybınız var?Bu sektör 2020’de tam 117 gün tamamen kapalı kaldı. Genelge ile kapalı kalmak çok önemli. Ben istesem de açamıyorum. Bu anlamda tüm diğer sektörlerden ayrışıyoruz. AVM’lere birinci fazda da bir zorunluluk gelmedi, kendileri kapattı. Otellere de hiçbir zaman kapatın denmedi. Genelgeyle kapatılmış bir işletmeden kira istemek vicdana sığmaz. Hukuken de zemini sulandırıyor. Çünkü mal artık ayıplı mal oluyor. Evet, kiralayanın bir suçu yok ama benim de suçum yok. Açık kaldığımız 248 günde de sürekli saat kısıtlaması vardı. Ciro kaybına baktığımızda çok net bir biçimde yüzde 50 kayıp var. Enflasyonu da eklersek yüzde 60’lara giden kayıp var. 2021 de kapalı başladı, daha nereye gideceğini de bilmiyoruz. 2019 cirosu 135 milyar TL idi. 2020 cirosu 60-70 milyar TL arası bir yere düştü.- Paket servis var. Bu sizi ne kadar ayakta tutabilir?Paket servisi, restoran işletmeciliğinin alternatifi değil. Paket servisi 135 milyar liralık ekonominin içinde en fazla 4 milyar TL’dir. Yani yüzde 3. Yüzde 3’lük bir dilimi alternatif gibi göstermemek gerekiyor. Burada medya da hata yapıyor. İşletmeler o kadar da kötü durumda değil, paket servis ile iş yapıyor algısı yaratılıyor. Evet, birçoğumuz mecburiyetten paket servisine başladık. Markamızı da hatırlatmak adına. Ama bilin ki bu iş paket servisiyle kurtarılacak, idare ettirilebilecek bir iş değil. Paket servisini ne kadar köpürtsek, parlatsak yüzde 3’ten 5’e taşırız.TRENİN SON VAGONU- Şu anda en zordaki işletmeler hangileri? İlk dalgadan sonra kaç işletme açılmadı? Toplam sayı kaça çıkar?En zordakiler mart ayından bu yana kesintisiz kapalı olan barlar ve gece kulüpleri. Bu işletmelerde sahne alan sanatçılar, müzisyenler. Aynı şekilde düğün ve davet mekânları, kapalı konser salonları. Bu işletmeler sadece 2020’de yaptıkları 2 aylık ciro ile kaldılar. Üstelik en son onlar açılacak gibi görünüyor. Trenin son vagonu onlar yine. Devlet hata yaptı, hükümet yanlış karar alıyor demiyoruz, yurtdışında da benzer tedbirler var. Ancak ayrıştırmak gerekiyor sektörü. Bizim hissiyatımız, Ankara, konuyu sektör sektör ele almıyor. Sektör sektör konuları ele alıp kıt kaynaklarla kimi kurtarmak gerekiyor, ona bakmak lazım. İlk dalgada geri dönmeyen işletme sayısı yüzde 10 civarıydı. İkinci dalganın nerede biteceğini bilmediğimiz için açılmayacakların oranını bilmiyoruz. Ama bugün açılsa bu yüzde 10’un üzerine yüzde 25-30 daha geleceğini düşünüyoruz. Destek gelmezse ve süre uzarsa bu oran artacaktır. 100 bin civarındaki işletmenin yaklaşık 10 bini açılmadı. Net rakamları bilmiyoruz. Açıldığımızda göreceğiz açamayanların tam oranını.- Bu, kaç çalışanın işini kaybettiği anlamına gelir?100 bin işletmede 2 milyon çalışan var diyoruz. 10 bin işletme dersek 200 bin kişi olur. Tabii bunlar tahmini rakamlar. Net değil.ÖDEMELER GELDİ, KASADA PARA YOK- Pandemi başladığında, AVM yatırımcılarına, cadde mağazalarına ve kamuya çağrıda bulunmuştunuz. Bu çağrı ne kadar işe yaradı?AVM’ler çok net birinci dalgada dediler ki sizden kira almayacağız. Hakikaten büyük fedakârlık oldu. İkinci dalgada da aynısını tekrarladılar. Bazı istisnalar var. Ama cadde mağazalarında pek bu fedakârlığı görmedik. Feda kısmı biz kiracılarda oluyor, kâr kısmı kiralayanda kalıyor.- Peki kamuda?Tabii ki en büyük destek kısa çalışma ödeneği. Bunun devam etmesi çok çok önemli. Bu devletin verdiği çok önemli bir destek. KDV indirimini hazirana kadar uzattılar. Ne kadar istifade edeceğiz bilmiyoruz, çünkü kapalıyız. KDV indirimi olmasaydı zamlar kapıdaydı. Bu iki destek için teşekkür ediyoruz ancak yetmez. İlk dalgada herkes panik olmasın diye icra takipleri durduruldu. Ama ikinci dalgada bu olmadı. Devlet ilk fazda sigorta, muhtasar ve KDV alacaklarını erteledi. Bu sefer kasım ayında tahsil etti. Muhtasar ödemeleri geldi. SGK primlerinin ödemeleri varsa onlar geldi. Devlet, vergilerde yapılandırmaya gitti. Bu ay sonu ödenecek ilk taksit şubat sonuna uzatıldı. Ama kasada para yok, gelir yok, şubat sonunda ilk taksidi ödeyemezse ve ikinci taksit nisanda. İki kere üst üste ödeme olmazsa bu sefer yapılandırma bozuluyor. Eğer açılmalar olmayacaksa bunun en az 6 ay ertelenmesi lazım. Açılsak da hemen ödeyebilir miyiz o da belli değil, çünkü bekleyen o kadar çok ödeme var ki. Mart ayında yüzde 7.5 faizle kredi alanların şimdi ödemeleri geldi. Kamu bankasından kredi almış arkadaşımız var, icra takibi gönderiyorlar. Ya kamunun kapattığı işletmeyiz biz. Bir taraftan kamu beni kapatacak bir taraftan da kamu bankası bana borcunu öde diyor. Neyle ödeyeceğim, kapalıyım. Yazarkasamda kilit var. Bunların çözümü çok çok önemli.BÜYÜK BATTI MI BÜYÜK BATAR- Sektör olarak daha ne kadar dayanabilirsiniz?Bir firma 6 ay dayanırım der, diğeri 6 gün dayanacak gücüm yok der. Üyelerimiz içinde günlük cirosu 1 milyon TL olan işletmeler var. 117 gün kapalı kaldığında gitti 117 milyon lirası. Nasıl dayansın? Hangi banka ona kredi versin? Büyük battı mı büyük batar. Belki 1 milyon TL ciro yapanın yanında 3 bin 5 bin kişi çalışıyor.- Genel olarak bankaların sektöre bakışı nasıl?İyi değil. Kamu bankası icra takibi başlatıyor ama özel bankalar da geri kalmıyor. Her türlü korkuyu yayıyorlar, ödemezsen siciline yazarım diyorlar. Bu badireyi atlatıp yeniden toparlanacağımıza inanıyorum. Çok güçlü geleceğiz. O zaman biz de bankaları ayıracağız.- Sektörde borçluluk ne durumda?Kredi borcu olmayan ya da tedarikçisine borcu olmayan işletme yok. Tedarikçiler de felaket durumda, parasını alamıyorlar. Bu iş tarıma kadar gidiyor. Bir zincirleme gibi.CANSUYU VERİLMELİ- Nasıl bir çözüm bekliyorsunuz?Yeni Hazine ve Maliye Bakanı ile Merkez Bankası Başkanı, kemer sıkma dönemi bu dönem diyor. Ki benim üyem de yüzde 17.5, yüzde 25 faizle kredi almak istemiyor, ödeyemeyeceğim diyor. Geriye devletin nakit desteği kalıyor. Orada da kaynak kıt. O yüzden diyoruz ki sektörleri ayrıştırın. Ben 10 milyon istihdamla pozitif ayrışmam gerektiğini düşünüyorum. İlle de bize büyük hibe verin demiyoruz. Bir miktar işletmeler açılırken cansuyu verin. Daha çok vergi muafiyeti sağlayarak destek olun. Mesela 2021 yılı sonuna kadar KDV, muhtasar, SGK primlerini almayacağım de. O da nakit bize. Devlete ödemeyince tedarikçiye, kamu bankasına borcumu öderim. Bu aslında bir hibe değil, bir yatırım. Beni kurtarırsan yarın sana vergi ödemeye devam ederim.- Bu talepleri hükümete ilettiniz mi?Maliye Bakanımızdan toplantı bekliyoruz. İki ay oldu, artık bizi karşınıza alın, anlatalım. Üyemiz olsun olmasın o kadar çok mesaj alıyorum ki. Moral olarak da çöktü insanlar. Aşı programı belli olursa buna göre açılma takvimi de belli olur. Yine bu sektör kapalı kalacaksa kısa çalışma ödeneği devam etmeli. Kira konularının çözümü konusunda devlet yardımcı olmalı. İcra iflası durdurulmalı. Bütün kredilerin icra iflaslarıyla birlikte makul faizlerle 6 ay ya da 12 ay ertelenmesi sağlanmalı. Şehriban Kıraç“Eşitlik Festivali”nde, 2007’de katledilen Hrant Dink de unutulmadı
“Eşitlik Festivali”nde, 2007’de katledilen Hrant Dink de unutulmadı “Eşitlik Festivali”nde şarkılar eşitlik için çokseslilikle söylendi, Hrant Dink de unutulmadı. Ayrımcılık temalı ve “İnsan Haklarına Eşit Erişim Projesi” kapsamında düzenlenen “Eşitlik Festivali” pandemi döneminde düzenlenen her etkinlik gibi çevrimiçi yapıldı.2007’de katledilen Hrant Dink de unutulmadı, ötelenen öteki diller ve halklar da! “Birlikte ve Çoksesli” çevrimiçi konser, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu tarafından desteklenen, Eşit Haklar İçin İzleme Derneği, Sosyal Kültürel Yaşamı Geliştirme Derneği ve Karadeniz Kadın Dayanışma Derneği tarafından yürütülmekte ve “İnsan Haklarına Eşit Erişim Kampanyası Projesi” kapsamında “Ayrımcılık Temalı Film Günleri” sonrası final etkinliği olarak düzenlendi. “Haklar eşittir, eşitlik haktır” sloganıyla kapandı.Temel amacı ayrımcılık konusunda farkındalık yaratmak olan foruma, Ayşenur Kolivar, Fırat Tanış, Ruşen Alkar, Yılmaz Sütçü, Özlem Ağrı, Liana Benli ve Fotini Kokkala gibi sanatçıların şarkıları ve Pakrat Estukyan’ın hikâyesi heyecan kattı. Konser, Özlem Ağrı ve Fotini Kokkala’nın yorumladığı Zülfü Livaneli-Lefteris Papadopulos’a ait olan “Kardeşin Duymaz El Oğlu Duyar” eseri ve Beyoğlu görüntüleri ile başladı. Bülent Ortaçgil’den, “Beni Kategorize Etme”yi, Yılmaz Sütçü oldukça değişik bir klip ile seslendirdi. Pakrat Estukyan, Ruhi Su anekdodu ile halk ezgilerine değindi. Ve 19 Ocak 2007’de katledilen gazeteci Hrant Dink anısına, Şalik Şînokê / Mayro Kürt, Ermeni halk şarkısını, Liana Benli ve Rewşan yorumladı. Ayşenur Kolivar, aynı zamanda derleyici olarak, Hamiyet Kolivar’a ait Şenoz, Çayeli, Senoz Kaydesi ile ses verirken, Ruşen Alkar, Fırat Tanış ise sözleri Âşık Veysel’den “Beni Hor Görme” ile Türkçe, Kürtçe yorum ile devam etti. “Hiçbirimizin varlığı bir başkasına gölge olmasın, diye. Ve ayıran bizi pandemi olsun! Eşitlik, Kardeşlik ve Barış’ta buluşmak ümidi ile” sloganı ile yaklaşık 45 dakikalık program çok sayıda izleyici ile çevrimiçi tamamlandı. Emel SeçenSakatlığınedeniyle sezonu kapatan Perottiİstanbul’dan ayrıldı
Sakatlığı nedeniyle sezonu kapatan Perotti İstanbul’dan ayrıldı Sakatlığı nedeniyle sezonu kapatan ve sözleşmesi feshedilecek Perotti İstanbul’dan ayrıldı. F.Bahçe’de Mesut Özil transferinin heyecanı olağanca hızıyla sürerken diğer yanda talihsiz bir veda yaşandı. Sezon başı Roma’dan transfer edilen Perotti, İstanbul’dan ayrıldı. Ameliyat olacak Arjantinli yıldızın uzun süre sahalardan uzak kalması bekleniyor. Operasyon sonrası oyuncunun kontratı feshedilecek. Sezon başında uzun pazarlıklar sonrasında kadroya katılan Diego Perotti 10. haftadaki Beşiktaş maçında sakatlanmış ve diz bağının kopmak üzere olduğu açıklanmıştı. 32 yaşındaki Arjantinli oyuncu, bu sezon 4 maçta sahaya çıkarken, toplamda 3 kez fileleri sarsmıştı. Başkan Ali Koç Perotti hakkında, “Perotti bir riskti. Ne yazık ki talihsiz bir şekilde sakatlığı tekrarladı. Bu sezon artık kendisinden faydalanamayacağız. Yaptığımız anlaşma çerçevesinde adımlarımızı atacağız” ifadelerini kullandı. Hilmi Türkay15 köklüdevlet lisesinin eğitim vakıflarının kurduğu TEVDAK’tan karneönerisi
15 köklü devlet lisesinin eğitim vakıflarının kurduğu TEVDAK’tan karne önerisi Türk Eğitim Vakıfları Dayanışma Konseyi (TEVDAK) Liseleri Eğitim Derneği Genel Sekreteri Dr. Sakin Öner, Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2020-2021 öğretim yılı birinci dönem notları ile aldığı kararı yeniden gözden geçirmesi gerektiğini belirterek “Uzaktan eğitim sürecinde öğrenciler arasında eğitime ulaşım eşitliği sağlanmadan hiçbir not verilmemelidir. İnternet ve tableti/ bilgisayarı/televizyonu/akıllı telefonu olmadığı için uzaktan eğitim derslerini takip edemeyen milyonlarca öğrenciye ne notu vereceksiniz? Bu öğrencilere derslere katılmadılar diye zayıf not mu vereceksiniz?” dedi. Dr. Öner, bakanlığın daha önce uzaktan eğitim sürecinin sınavla değerlendirilmeyeceğini açıkladığını ve buna göre yönetmelik değişikliği yaptığını ancak buna rağmen sınavların yapıldığını ve buna göre yönetmelikler değiştirildiğini hatırlatarak şunları söyledi: “Buna göre, liselerin bir kısmı yüz yüze sınavları yapmış, bir kısmı ise 4 Kasım 2020’de okullar tamamen uzaktan eğitime geçilince sınavları yapamamıştı. Bakanlığın birinci dönem notları ile ilgili aldığı karara göre, liseler için birinci dönem notları ikinci dönem yapılacak sınavlar üzerinden verilecek. İlk ve ortaokul öğrencilerinin birinci dönem notları ile ilgili ise peş peşe iki çelişkili karar açıklanmıştır. Önce sınav yapılan sınıflar için sınavlarına göre karne notu verileceği açıklanmıştı. Son yapılan ani değişiklikle sınav notlarının hesaba katılmayacağı ve değerlendirmenin ders etkinliklerine katılım üzerinden verileceği açıklanmıştır.”EŞİTSİZLİK KALKMALIAcilen uzaktan eğitim sürecindeki eşitsizliklerin ortadan kaldırılması gerektiğini vurgulayan Dr. Sakin Öner, şu önerilerde bulundu: “Hiçbir şey yapamıyorsanız, uzaktan eğitime ulaşamayan öğrencilere sömestr tatili, hafta sonu tatilleri ve hatta yaz tatilinde okullarında telafi yani geri besleme programları uygulanmalıdır. Bunun sonucunda yapılacak sınav sonuçlarına göre sınıf geçme notu verilmelidir. Bakanlığın özellikle merkezi sınavlara girecek ortaokul son sınıf ve lise son sınıf öğrencilerinin ortalamalarını etkileyecek ve mağduriyetlerine yol açacak düzenlemelerden kaçınmalıdır. Ayrıca gerek liselerde gerekse ilk ve ortaokullarda sınava giren öğrencilerinin dönem notlarında değerlendirmeye alınmaması da ileride hukuki sonuçlar doğuracaktır. Önerim, Milli Eğitim Bakanlığı’nın üniversite öncesi eğitimin her kademesinde 2020- 2021 öğretim yılı birinci dönem notu vermemesi, ikinci dönemde yüz yüze yapılacak sınav/değerlendirme/katılım sonuçları ve birinci dönemde yapılan sınav sonuçları birlikte değerlendirilerek sınıf geçme notu verilmelidir. Uzaktan eğitime ulaşamayan öğrencilere ise yapılacak telafi/geri besleme programları sonucunda yapılacak sınavlara göre sınıf geçme notu verilmelidir. Pandemi sürecinde yüz yüze eğitim alamadıkları için mağdur olan öğrencileri yanlış değerlendirmelerle daha fazla mağdur etmeyelim.”NOT DÜZENLEMESİ YARGIDAEğitim-İş Sendikası, Milli Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürlüğü’nün, uzaktan eğitimde öğrencilerin puanla değerlendirilmesine ilişkin düzenlemesinin iptali için Danıştay’da dava açtı. Sendikadan yapılan açıklama şöyle: “Söz konusu düzenleme ile okula devam bir tarafa uzaktan eğitim sürecine imkânsızlıklar nedeniyle katılamayan tüm öğrencilere not verilmesi istenmektedir. Genelge ile ilkokullarda 4. sınıf, ortaokullar ve imam hatip ortaokullarında şimdiye kadar yapılabilmiş olan yazılı sınavların dönem sonu puanına eklenmemesine ancak öğrenci velilerinin talep etmesi halinde bu yazılı sınavların da dahil edilmesine karar verilmiştir. Bu uygulamayı izah etmek dahi olanaksızdır. Şimdiye kadar yapılmış olan yazılı sınavlara bilindiği kadarıyla ülke genelinde öğrencilerin yaklaşık yüzde 30’u katılmıştır. Geri kalan öğrencilerin ise bu sınavlara katılamadıklarından yazılı sınav puanları söz konusu değildir. İdare dava konusu düzenleme ile bu yazılı sınavların öğrencinin puanına eklenip eklenmemesini öğrenci velisinin isteğine bırakmıştır. Bu halde bir kısım öğrencilerin puanlarına yazılı sınavlar dahil edilecek bir kısmına ise dahil edilmeyebilecektir. Bunun kararı da velinin talebine göre belirlenecektir. Söz konusu uygulama bilimsellik, eşitlik ve genellik, eğitimde fırsat eşitliği ilkelerine bütünüyle aykırıdır.”ÖĞRENME KAYIPLARI İÇİN ACİL EYLEM PLANI ÖNERİSİ: 6 HAFTALIK YAZ TATİLİEğitim uzmanı Hatice Yılmaz salgın nedeniyle oluşan öğrenme kayıpları için acil önlem planı oluşturulması gerektiğini belirterek “Özellikle dezavantajlı ailelerin yaşadığı bölgelerde daha fazla ve farklı önlemler almaya ihtiyaç olduğu açıktır” dedi. Yılmaz, telafi için bu yıl yaz tatilinin dört ya da altı haftaya düşürülebilineceğini söyledi. Yılmaz’ın önerileri şöyle: “Dezavantajlı çocukların devam ettiği okulların bilgisayar sınıfları ve kütüphaneleri daha fazla zenginleştirilerek ders bitiminde çocukların çalışabileceği şekle dönüştürülebilir. İsteyen öğrenci akşam saat 21.00’e kadar okulda kalıp öğretmen gözetiminde ders çalışabilmeli. Okulda kalan öğrencilere belediye aşevlerinden yemek verilebilmelidir. Öğrencilerin öğrenme kayıplarını belirlemek için bir ölçme sistemi geliştirilip, eksiklerin nasıl giderilmesi gerektiği ile ilgili okula, velilere ve öğrencilere geri bildirimde bulunulabilir.Okul açılıncaya kadar ya da okulların açıldığı ilk hafta yapılacak bu ölçme, telafi programları için yol gösterici olacaktır. Toplumun üçte birini doğrudan, geriye kalanını da dolaylı olarak ilgilendiren eğitimle ilgili atılacak adımların ve alınacak önlemlerin bir an evvel açıklanmasını bekliyoruz.”SINAVLARA GİRECEKLERE...Yılmaz’ın bu yıl LGS’ye girecek 8. sınıf öğrencileri ve YKS’ye girecek 12. sınıf öğrencilerine yarıyıl tatil önerileri de şöyle: - Merkezi sınavlara hazırlanan sizler için üç haftalık tatil altın değerinde. Önceliğiniz üç haftalık tatilin her gününü saat saat programlamak olsun.Unutmayınız ki bu süreçte yapacağınız tüm çalışmalar kendi geleceğiniz içindir. Gelecekten beklentiniz ne kadar yüksek ise o kadar disiplinli çalışmak sizlerin öncelikli seçimi olmak zorundadır. - Sınavda sorumlu olduğunuz her dersle ilgili kaç konuyu tekrar etmeniz gerektiğini belirleyerek çalışma programını oluşturun. - Bir konuyla ilgili doğru tekrar yapmak için önce konunun bütününe göz atıp hatırlanamayan başlıkların altını okuyun. - Tekrar ettiğiniz konu ile ilgili yardımcı kaynaklardan ve MEB’in yayımlamış olduğu çalışma kitaplarından kendinize sürekli test uygulayın. - Test uygulama sonucunda önce yanlışlarınızı, daha sonra bu yanlışları neden yaptığınızı belirleyip doğrularını öğrenin. - Herhangi bir konunun hangi bölümünü anlamadığınızı bulmak için kendinize üst üste üç test uygulayın. Üç testte yanlış yaptığınız soruların benzer olduğunu ve konunun neresini anlamadığınızı size gösterecektir. - Öğretmenler sizin rehberinizdir ama öğrenme işlemi sadece ve sadece sizin kendi kendinize yapacağınız çalışma ile gerçekleşir. Her konuya “ben öğretmen olsaydım nasıl öğretirdim” diye yaklaşırsanız çok daha kolay öğrenirsiniz. - Yeni sınav sistemi sizden ezberlemenizi değil, öğrenmediğiniz her konunun mantığını kavramış olmanızı ve öğrendiğiniz bilgiyi nerede ve nasıl kullanabileceğinizin farkında olmanızı bekliyor. Dolayısıyla hiçbir konuyu ezberlemeye çalışmayın. - Çalışırken yapamadığınız, mantığını anlamadığınız soruları, okul açıldığında öğretmenlerinize sormak üzere işaretleyin.. - LGS’ye hazırlanan öğrencilerin, MEB’in yayımladığı örnek soruları mutlaka çözmeleri gerekmektedir. Figen AtalayCumhuriyet Gazetesi dayanışmasıbüyüyor. 20 Ocak 2021 tarihli okur dayanışmasıilanları
Cumhuriyet Gazetesi dayanışması büyüyor. 20 Ocak 2021 tarihli okur dayanışması ilanları Basın İlan Kurumu'nun gazetemize yönelik ilan cezalarına karşı okurlarımızın 'dayanışması' büyüyerek sürüyor. Cumhuriyet'e 'dayanışma ilanları'yla büyük güç veren gazetemizin gerçek sahibi okurlarımızın sayfalarımızda yayımlanan ilanlarına dijital dünyadaki sesimiz www.cumhuriyet.com.tr'de de yer vereceğiz. BASKI SÜRÜYOR, DAYANIŞMA BÜYÜYOR, OKURLARI CUMHURİYET'İ YALNIZ BIRAKMIYOR! BASIN İLAN KURUMU'NUN CUMHURİYET'E YÖNELİK İLAN KESME CEZALARINA KARŞI OKURLARIMIZ DAYANIŞMA İLANLARI VERİYOR, BAĞIMSIZ VE GÜÇLÜ CUMHURİYET'E DESTEK OLUYOR. DAYANIŞMA İLANLARI HAKKINDA BİLGİ İÇİN AŞAĞIDAKİ İLETİŞİM BİLGİLERİNİ KULLANABİLİRSİNİZ./Archive/2021/1/20/035751390-ana.png/Archive/2021/1/20/035800546-1.png cumhuriyet.com.trBiden'ın yemin töreni hakkında neler biliniyor ve bekleniyor?
20 Ocak günü ABD'nin başkenti Washington DC'de Joe Biden başkan, Kamala Harris de başkan yardımcısı olmak üzere yemin edecek ve görev süreleri resmen başlayacak. Yemin töreniyle ilgili sorular ve yanıtları:Habere Gitmek için TıklayınThe Serpent: 'Hippi katili' Charles Sobhraj'ın hayatı, BBC-Netflix ortak yapımı diziyle yeniden gündemde
1970'li yıllarda, Güney Doğu Asya seyahatindeki Batılı hippileri hedef alan seri katil Charles Sobhraj'ın hayatı, çekilen bir dizi ile yeniden gündemde. BBC ve Netflix ortak yapımı olan Serpent isimli 8 bölümlük dizi, ismi en az 20 cinayetle anılan Sobhraj'ın hayatına ve işlediği düşünülen suçlara ışık tutuyor.Habere Gitmek için Tıklayın