News - Haberler
YÖK, denklik arayan gençlerin açtığıdava görülürken yargıçlara defalarca brifing vermiş
YÖK, denklik arayan gençlerin açtığı dava görülürken yargıçlara defalarca brifing vermiş Yurtdışında eğitim görüp Türkiye’de denklik sorunu yaşayan 35 bini aşkın genci ilgilendiren dava sürecinde skandal yaşandığı ortaya çıktı. Yerel mahkemelerde kazanan öğrenciler, bir bir bozma kararı veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesi’ni aşamadı. YÖK’ün faaliyet raporunda davaya ilişkin dikkat çeken bir bilgi yer aldı. Rapora göre YÖK, davalara bakan yargıçları ağırlayarak “brifing” verdi. Görülmekte olan davayı etkileme hamlesinin ortaya çıkmasının ardından YÖK, ilgili bölümü rapordan çıkardı. Yurtdışında eğitim görüp Türkiye’de denklik sorunu yaşayan 35 bini aşkın genç bulunuyor. Aldıkları eğitimlerin Türkiye’de çalışmaları için yeterli olduğunu belirten gençler, YÖK’e yaptıkları başvuruların reddedilmesi üzerine haklarını aramak için idare mahkemesinde dava açmaya başladılar. Birçok gencin açtığı dava yerel mahkemede olumlu sonuçlandı. Ancak karar İstinaf mahkemesine taşındı. Denklik davalarına bakan Ankara Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesi yerel mahkemenin verdiği kararı çeşitli gerekçeler sunarak bozdu. İstinaf Mahkemesinin kararıyla şaşkınlık yaşayan gençler 2019 Şubat ayında yayımlanan YÖK’ün faaliyet raporuyla karşılaştı. Raporda, 2018 yılında denklik konusunda Ankara Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesi Başkanı ve bazı hâkimlerle defalarca kez denklik konusunda toplantı yapıldığı bilgisi yer aldı. Bu durum YÖK’ün yıllık faaliyet raporunda, “Ankara Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesi Başkanı A.B. ve Bölge İdare Mahkemesi Başkanı E.T’ye Tanıma ve Denklik Daire Başkanlığı’nca mevzuat ve denklik davaları hakkında genel bilgi verişmiştir” ifadeleriyle yer aldı. Hatta bu toplantılara YÖK hukuk müşavirliği avukatlarının da katıldığı da raporda belirtildi. Öğrenciler hemen bu faaliyet raporunun orijinal olduğunu noterde tasdik ettirdi. Bu durumdan haberdar olan YÖK ise ilgili kısımları faaliyet raporundan çıkardı.‘ANAYASAYA AYKIRI’Gazetemize konuşan ve çocuğu denklik mağduru olan bir baba şunları söyledi: “Anayasa’ya da ‘hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar ve anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz. Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisi’nde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz’ ifadeleri yer almaktadır. Diploma denklik davalarına bakan Ankara Bölge idare mahkemesi 4. idari Dava Dairesi başkan ve üyelerinin, Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığı binasının içinde bir toplantıya katılması kabul edilemez. Bu durum Anayasa’ya ve hukuka aykırı” dedi. Seyhan AvşarEdirne F Tipi Cezaevi’nde açlık grevindeki mahkumlara verilen sular idare tarafından geri alındı
Edirne F Tipi Cezaevi’nde açlık grevindeki mahkumlara verilen sular idare tarafından geri alındı Edirne F Tipi Cezaevi’nde kalan Hakan İnci ve arkadaşlarının açlık grevi sırasında idare tarafından 28 adet bir buçuk litrelik suyun kalan 5 litresi geri alındı. Edirne F Tipi Cezaevi’nde kalan Hakan İnci ve arkadaşları hukuk sistemini protesto etmek için bir haftalık açlık grevi yaptı. Açlık grevine başlarlarken idare tarafından 28 adet bir buçuk litrelik su verildi. Sulardan geriye kalan 5 şişe, yapılan hücre aramasında “kantinde bir buçuk litre su satılmıyor” gerekçesiyle el konuldu. İnci ve arkadaşları “beslenme haklarının ihlal edildiği” gerekçesiyle savcılığı suç duyurusunda bulundu. Savcılık, “suç ve suç unsuruna rastlanılmadı” gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.‘STOK OLMASIN’ DİYE ÇÖPE ATILDIEdirne Cumhuriyet Başsavcılığı’nın “kovuşturmaya yer yok” kararında cezaevi yönetiminin cevap dilekçesi de yer aldı. Cezaevi idaresi yazısında, “Hükümlü tutuklulara bir buçuk litrelik su satışı yapılmamakta olup, açlık grevi yapan hükümlü, tutuklulara beslenme rejimi doğrultusunda kurum tarafından bir buçuk litrelik su dağıtımı yapılmaktadır. İdare tarafından verilen suların odada stok olarak bulundurulduğu tespit edildi. Stok oluşturulmasının önüne geçilmesi adına çöpe atılmak üzere odadan alındı” ifadeleri yer aldı. Edirne F Tipi Cezaevi’nde yaşadığı sıkıntıları gazetemize yazan İnci, “Kendi verdikleri suyu geri almalarını hangi mantıkla açıklayabilirler. İşlerini güçlerini bırakıp içtiğimiz sularla uğraşıyorlar. Hapishane içerisinde hapishane yaratıyorlar. Bu meseleyi hukuki yollardan çözmeye çalıştık fakat olmadı. Görünen o ki hukuk yolları bizlere kapalı” dedi. Zehra ÖzdilekCumhurbaşkanıErdoğan’ın faiz açıklamalarıile Merkez Bankasıtoplantısıetkili oldu
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın faiz açıklamaları ile Merkez Bankası toplantısı etkili oldu Yeni haftayı 7.47 lirayla açan dolar, 7.5402 liraya kadar çıkarken günü 7.50 lira seviyesinde tamamladı. 1509 puana kadar düşen Borsa İstanbul ise yüzde 2.1 yükselişle günü kapattı. Mali piyasalar yeni haftaya çok hareketli başladı. Bankacılar bu hafta Avrupa, Japonya ve Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB) faiz kararlarının yakından izleneceğini belirtti. TCMB Para Politikası Kurulu bu hafta perşembe günü yeni faiz kararını açıklayacak. Bunların yanı sıra geçen cuma günü reel sektör temsilcileriyle buluşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın faiz ve bankalarla ilgili değerlendirmeleri de mali piyasaları etkiledi. Erdoğan, “faizi düşürmek suretiyle enflasyonu aşağı çekmek’ iddiasını bir kez daha tekrarlarken, iş dünyasına “Bankaların sizi nasıl sömürdüğünü biliyorum” diye seslendi.AVRO DA HIZLANDIBu kapsamda yeni haftaya 7.4709 lira seviyesinde başlayan dolar kuru, günün ilk saatlerinde hızla 7.5402 liraya kadar çıktı. Dolar daha sonra 7.50 lira civarında dengelendi. Aynı şekilde Avro da 8.9715 liradan 9.1031 liraya kadar çıktı ve 9.05 lira seviyesinde dengelendi. Borsa İstanbul (BİST) ise açılışla 1509 puana kadar düşerken, yurtdışı piyasaların da etkisiyle günü yüzde 2.1 artışla 1557 puanda kapadı. Dolardaki gelişmelerle ilgili değerlendirme yapan İstanbul Analytics’ten Atilla Yeşilada, “TCMB artı ekonomi yönetiminin dolar/ TL’de ideal kur olarak 7.30-40 arasını benimsediğini, kur bu bandın altına indikçe kamu bankaları veya TCMB’nin döviz alacağını düşünürüz. Bir başka döviz toplama yolu da Prof. Hakan Kara’nın değindiği gibi, TL değer kazandıkça, TCMB’den döviz alarak enerji ithalatını ödeyen KİT’lerin açık piyasaya yönlendirilmesi olabilir” dedi.‘KISA POZİSYON’ ARTTIÖte yandan ABD piyasalarında yatırımcıların yeni mali destek paketinin doların çekiciliğini daha da azaltacağı beklentisiyle aldıkları net kısa pozisyonların büyüklüğü geçen hafta 2011’den bu yana en yüksek seviyeye çıktı. Reuters tarafından yapılan hesaplamaya göre bu değer, 12 Ocak ile biten haftada 30.6 milyar dolardan 34 milyar dolara çıktı.2021 SONU TÜFE TAHMİNİ YÜZDE 11.6Türkiye ekonomisinin koronavirüs salgınına karşı alınan önlemlerle geçen sene yavaşlamasının ardından 2021’de tekrar ivme kazanarak yüzde 4 büyümesi, enflasyonun ise TCMB’nin sıkı parasal duruşunu sürdürmesiyle yüzde 11.6’ya gerilemesi bekleniyor. Reuters anketine katılan 38 ekonomiste göre 2020 yılı büyümesi ise yüzde 0.6 olacak. Yine bu ankete göre cari açığın 2020’de GSYH’nin yüzde 5.1, 2021’de ise yüzde 2.5’i olması bekleniyor. Politika faizinin ise bu yıl son çeyrekte yüzde 13’e indirileceği tahmin ediliyor.REVİZE RAKAM TASARRUF OLDU!Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan’ın 2020 hedeflerinin yer aldığı Orta Vadeli Program (OVP) yerine son açıklanan ve açık hedefinin revize edildiği OVP’yi dikkate alarak “bütçede tasarruf” söyleminde bulunması şaşkınlık yarattı. Elvan, sosyal medyadan yaptığı açıklamada, “2020 yılı bütçe açığımız, hedeflenen 239.2 milyar liranın altında 172.7 milyar lira olarak gerçekleşti ve 66.5 milyar lira tasarruf sağladık. Salgınla mücadelenin ihtiyaç göstereceği alan dışında, mali disiplinden asla taviz vermeyeceğiz... 2021 yılı bütçe açığını yüzde 3.5 olarak hedefliyoruz. Uygulamayı öngördüğümüz makroekonomik politikalar, dengeli bir talebin ve sürdürülebilir büyümenin oluşumunu sağlayacaktır” dedi. OVP’de 2020 için öngörülen açık hedefi 138.9 milyar TL’ydi. Ancak hükümet hedefin tutmayacağını anlayınca OVP’de açık hedefini 239.2 milyar TL olarak revize etti. Elvan’da revize edilen son rakamı dikkate alarak tasarruf sağlandığını iddia etti. Ekonomist Dr. Cüneyt Akman, sosyal medya hesabından, “Maliye Bakanımız sorumlu olduğu bütçe hedefini bi 100 milyarcık şaşırmış. E, olur o kadarcık hesap hatası...” yorumunu yaptı. cumhuriyet.com.trHer alışverişe gidildiğinde torba hafiflerken, fatura kabarıyor
Her alışverişe gidildiğinde torba hafiflerken, fatura kabarıyor Sendikaların değil Reuters haber ajansının Türkiye ekonomisiyle ilgili yayımladığı analiz, yurttaşın nasıl geçinemediğini ortaya koydu. Geçen yıl patlıcan, portakal ve ayçiçeği yağı fiyatlarının yüzde 50’den fazla zamlanmasıyla, market alışverişlerinin de Türkler için ciddi bir yük haline geldiği belirtildi. Analizde, “Türkiye’de gıda fiyatları o kadar arttı ki bazı insanlar gelecek aylarda daha da artacak fiyatlardan kaçınmak için ellerindeki tüm parayı pirinç ve makarna stoklamaya yatırıyor” denildi. Anne ve babaların indirimli bebe bisküvilerine geçtiğinin ifade edildiği analizde, yumurta fiyatlarının bir yılda neredeyse ikiye katlandığı ve dizlerinin üzerine çöküp bir kadına yüzük yerine, sıvı yağla evlenme teklif eden bir erkeğin fotoğrafının Twitter’da dolaştığına dikkat çekildi.‘EN UCUZUNU ALABİLİYORUZ’İşini kaybettiği için kısmi devlet yardımı alan, İstanbul’da yaşayan 43 yaşındaki üç çocuk babası güvenlik görevlisi Hüseyin Duran, “Sadece gerekli ve en ucuz markaları satın alıyoruz. Çocuklarım için endişeleniyorum. Bir tek kiramızı, gıda alışverişini ve kredi ödemelerini karşılayabiliyoruz” dedi. Soyadının açıklanmasını istemeyen 31 yaşındaki Pınar ise “Her alışverişe gittiğimde torbam hafifliyor ama fatura daha da büyüyor” diyor. Kazancının sadece kirasını ve faturalarını karşıladığını anlatan Pınar, “Uykusuz geceler geçirdim ve sanırım sonunda işsiz kalacağım” diye konuştu. cumhuriyet.com.trEmekli Mülkiye Başmüfettişi Mahmut Esen’den 3600 ek gösterge yorumu
Emekli Mülkiye Başmüfettişi Mahmut Esen’den 3600 ek gösterge yorumu Emekli Mülkiye Başmüfettişi Mahmut Esen, yaptığı çalışma ile 3600 ek göstergenin, 10 yıla kadar sorun olmaktan çıkacağını belirtti. Sorun çözülmezse 10 yıl sonra sorunun çalışanlar için geçerliliğini yitireceğini ve çözüm gerçekleşmeden ortadan kalkacağını kaydetti. Özellikle memurların emekliliklerini ilgilendiren 3600 ek gösterge, muhalefetin gündeme getirmesi ve iktidarın her seçim öncesi söz vermesine karşın çözülmedi. Emekli Mülkiye Başmüfettişi Mahmut Esen, yaptığı çalışma ile 3600 ek göstergenin, 10 yıla kadar sorun olmaktan çıkacağını belirtti. Sorun çözülmezse 10 yıl sonra sorunun çalışanlar için geçerliliğini yitireceğini ve çözüm gerçekleşmeden ortadan kalkacağını kaydeden Esen, “Vaadin zamana yayılması ve gecikmeli olarak yerine getirilmesi halinde ek gösterge verilmiş olmasının fazla bir cazibesi ve anlamı kalmayacak” dedi.AKP iktidarı, her seçim öncesi 3600 ek göstergeyi gündeme getiriyor ve seçim vaadi olarak sunuyor ancak bu konuda atılmış somut bir adım henüz yok. Başta öğretmen, polis, hemşire ve din hizmetleri görevlisi gibi kamu personelinin maaşını ve emekliliğini ilgilendiren 3600 ek göstergeye yönelik çalışma yapan emekli Mülkiye Başmüfettişi Esen, ek gösterge rakamlarında 1994, ödenecek zam ve tazminata ilişkin rakamlarda ise 2006’dan bu yana kayda değer bir iyileşme yapılmadığını belirtti. Sorunun yıllardır çözülmemiş olmasından iktidarın bu konuda istekli olmadığı, sorunu zamana yaymak istediği ve sorunun kendiliğinden çözülmesinin beklendiğinin anlaşıldığını kaydeden Esen, 3600 ek gösterge için vaatte bulunulan öncelikle öğretmen ve polis sayısının 1 milyon 200 bini aşkın olduğunu ve bu sayının toplam memurların yüzde 41’ini oluşturduğunu kaydetti.Öğretmen ve polis memurlarına 3600 ek gösterge verilmesi halinde birinci derece kadroda görev yapanların aylıklarında net 71 lira, emekli aylıklarında ise 814 lira 7 kuruş artış olacağına işaret eden Esen, bu artıştan faydalanabilmek için 1 Ekim 2008’den önce göreve başlamış olunması gerektiğini, bu tarihten sonra göreve başlayanların emekli aylıklarında en fazla 63.9 lira artış olacağını vurguladı. “Buradan, ek gösterge verilmesinin kamuya mali yükünün her geçen yıl azalacağı görülmektedir” diyen Esen, “Zira 1 Ekim 2008’den sonra göreve başlamış olan ve emeklilik statüsü farklı memurların sayısı her yıl hızla artmaktadır. Bu durumda olanlara 3600 ek göstergeden kaynaklı daha düşük emekli aylığı bağlanacağı için kamunun mali yükü de azalacaktır. Bu gidişle çok değil, 8-10 yıl sonra, halen çalışmakta olan kamu personelinin ve emeklilerinin 3600 ek gösterge konulu bir sorunları da kalmayacak, sorun kendiliğinden ve çözümlenmeden ortadan kalkmış olacaktır” dedi.‘HIZLA YERİNE GETİRİLMELİ’Durumu öğretmenler üzerinden örneklendiren Esen, halen görevde olan öğretmenlerin yüzde 50.7’sinin 2009-2019 arasında kadrolu göreve geçtiğine, bu yüzden bu öğretmenlerin şimdiden 3600 ek gösterge ile ilgilerinin kalmadığına dikkat çekti. Esen, “Her yıl ortalama 40 bin yeni öğretmen alımı ile bu oran daha da artacaktır. 10-12 yıl sonra Emekli Sandığı Kanunu’na tabi öğretmen yok denecek kadar azalacaktır. Sonuç itibarıyla 3600 ek gösterge sözünün hızla yerine getirilmesi gerekmektedir. Vaadin zamana yayılması ve gecikmeli olarak yerine getirilmesi halinde ek gösterge verilmiş olmasının fazla bir cazibesi ve anlamı kalmayacaktır” ifadelerini kullandı. Sefa UyarZorunlu trafik sigortasında ortalama prim bu ay 743 lirayaçıktı
Zorunlu trafik sigortasında ortalama prim bu ay 743 liraya çıktı 2020 yılında ortalama yazılan prim en düşük 627 lirayla ağustos, en yüksek 661 lirayla aralık ayında hesaplandı. Yıllık ortalama ise 645 lira oldu. Tüketiciler tarafından Türkiye’de en çok kullanılan sigorta branşlarının başında gelen zorunlu trafik sigortası, prim (fiyat) açısından yeni yıla hareketli bir başlangıç yaptı. Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’nin (SBM) gerçek zamanlı izlediği verilere göre, ocak ayında bugüne kadar yazılan toplam primlerin ortalama değeri 743 liraya yükseldi. Bu rakam geçen yılın ocak ayında 646 liraydı. 2020 yılının aynı ayına göre artış yüzde 15 oldu. Bilindiği gibi Nisan 2017’de başlayan zorunlu trafik sigortasındaki tavan fiyat uygulaması bu yıl da devam edecek. Bu kapsamda, şirketlerin fiyat politikalarının dışında bu yıl primler yasal olarak her ay yüzde 1 artırılabilecek. SBM’nin 2020’yi kapsayan verilerinin detayları ise şöyle oldu:‘2. BASAMAK’ DÜŞTÜ- Yazılan prim değeri toplamı 15.7 milyar lira, poliçe sayısı 24 milyon 396 bin 360 adet oldu. - Ortalama yazılan primde en düşük değer 627 lira ile ağustos, en yüksek değer 661 lirayla aralık ayında oluştu. 2019’da 638 lira olan yıllık ortalama ise 2020’de yüzde 1.2 artışla 645 liraya çıktı. - Çok hasarlı araçlardan hasarsız araçlara kadar 1’den 7’ye sıralanan tarife basamakları açısından bakınca, yazılan poliçe adedi yüzde 23 ile en çok ikinci basamakta düştü. En çok artış ise yüzde 20.66 ile dördüncü basamakta yaşandı. Aynca birinci basamakta yüzde 20.8, üçüncü basamakta yüzde 9.8, altıncı basamakta yüzde 7.5 düşüş olurken, beşinci basamakta yüzde 1.6 ve yedinci basamakta yüzde 5.2 artış görüldü.OSEM TAAHHÜT SUNDU, SORUŞTURMA SONLANDIRILDIRekabet Kurulu, Türkiye Sigorta Birliği ve OSEM Sertifikasyon’un sunduğu taahhütleri kabul ederek Eylül 2019’dan bu yana yürüttüğü soruşturmayı sonlandırdığını duyurdu. Bu taahhütlerin rekabet sorunlarını giderdiğini açıklayan Kurul, OSEM tarafından sunulan hasar onarım merkezlerine ve eşdeğer parça tedarikçilerine yönelik standart belirleme ve sertifikalandırma hizmetleri ile toplu yedek parça alımı faaliyetlerinin rekabeti engellediği, OSEM Portal adlı hasar yönetim sisteminin rekabete hassas bilgileri şeffaf hale getireceği iddialarına yönelik soruşturma yapıyordu.UZAKTAN ÇALIŞMA İÇ İLETİŞİME İHTİYACI ARTIRDIAnadolu Sigorta’nın “Biz Bize” mobil uygulamasıyla çalışanlarına yeni bir buluşma noktası sağladığı açıklandı. Bu uygulama üzerinden anlık paylaşım da yapabilecek. Anadolu Sigorta 1. Genel Müdür Yardımcısı Filiz Tiryakioğlu, bu konuda şu vurguyu yaptı: “Uzaktan çalışma bize kurumlarda iç iletişimin yaşamsal bir önemde olduğunu bir kez daha gösterdi. Günümüzde şirketlerdeki sürdürülebilir başarının sırrı, güncel stratejiler ve yenilikçi kurumsal teknolojilerle çalışanları desteklemekten geçiyor.”‘DANIŞMANLAR’A YETKİNLİK KAZANDIRACAKLARMetLife Emeklilik ve Hayat, Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi (EDU) işbirliğinde “Satış Fakültesi” programı başlattı. Online dersliklerde gerçekleşecek eğitimlerle finansal danışmanların uzaktan satış yetkinliklerinin artırılması hedefleniyor. Salgının yarattığı değişikliklere atıf yapan MetLife Emeklilik ve Hayat Genel Müdürü Deniz Yurtseven, “Yaşam boyu eğitimin önemine inanan bir kurum olarak özellikle insan kaynağımızın gelişimine yatırım yapmayı son derece önemsiyoruz” dedi.SÜRDÜRÜLEBİLİR FİYATLA TUTKULU BÜYÜYECEKLERAXA Sigorta Üst Yöneticisi Yavuz Ölken, 2020 yılını 9.5 milyar lira aktif büyüklük, 6.5 milyar lira teknik rezerv ve 2.3 milyar lira öz sermayeyle kapattıklarını açıkladı. Yeni yılda yola “Gelecek için Hazırız” diyerek çıktıklarını da belirten Ölken şöyle devam etti: “Hedefimiz sürdürülebilir fiyatlamaya dayalı bir şekilde ‘tutkulu büyüme’. Bu noktada çalışanlarımız ve acentelerimizin hedefimize ve mükemmel müşteri deneyimine yönelik tutkusuna güvenimiz tam. Üç yıl önce hayata geçirdiğimiz ve işimizin her aşamasında verimliliğe katkı sağladığını memnuniyetle takip ettiğimiz Sigorta 4.0 da stratejimizdeki yerini koruyacak. Grubumuz içinde örnek bir şirket olmak için çalışmaya devam edeceğiz.”‘KREDİ DIŞI’ PRİMLERİN PAYINI ÇOĞALTACAKLARCigna Sağlık Hayat ve Emeklilik Genel Müdürü Pınar Kuriş, bireylerin pandemi nedeniyle birçok alanda kendilerini daha fazla güvende hissetme ihtiyacı duyduğunu belirterek “Bu dönemde başta sağlık olmak üzere hayat sigortalarında farkındalık arttı” dedi. Yeni yılda kendi çalışmalarıyla ilgili de bilgi veren Kuriş şöyle devam etti: “Öncelikle kredi bağlantılı olmayan sigortalarımızın payını prim üretimi içerisinde artırmak istiyoruz. Yeni girdiğimiz sağlık alanında, yaygın kuruluş ağımız ve ürünümüzü zenginleştirmek için eklediğimiz ek sağlık hizmetlerimizle müşterilerimize online dahil farklı temas noktalarında en iyi ürünü ve hizmeti sunan şirket olma yolunda çalışmalarımıza devam ediyoruz.”‘ENERJİYİ YENİLİKLERLE DESTEKLİYORUZ’Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Başkanı Atilla Benli, yenilenebilir enerjinin önem kazandığını belirterek sigorta şirketlerinin de yenilikçi ürünlerle bu yatırımları desteklediğini belirtti. “Enerji Tasarrufu Haftası” kapsamında açıklama yapan Benli, şu bilgileri verdi: “Enerji santrallarında dünyada en çok tercih edilen poliçe türü gerek yatırım gerek işletme döneminde tüm riskler sigortasıdır. Ülkemizde de bazı şirketler, tesislere özel olarak tasarlanan tüm riskler teminatı üzerinden ilerlerken, bazı şirketler HES-GES-RES projelerini, kurulum ve işletme dönemi olarak iki aşamaya ayırıyorlar.”KÂR KAYBI ÖNEMLİBu tür enerji tesisleri için en önemli teminatlardan birinin kâr kaybı teminatı olduğunu da vurgulayan Benli, “Bu teminatla uzun süreli iş durmalarında ciddi anlamda maddi kayıpların önüne geçilebiliyor. Bu ürünün faydalarını doğru anlattığımızda sektördeki penetrasyonun çok daha iyi seviyelere geleceğini düşünüyoruz” dedi.‘SİBER SALDIRGANLARIN HEDEFİ SİGORTACILARBugBounter Kurucu Ortağı Murat Lostar, kişilerin sağlık ve maddi bilgileri gibi kişisel verilerini barındıran sigorta şirketlerinin, siber saldırganların gözde hedefleri haline geldiğini söyledi. Bu kapsamda sundukları hizmetle ilgili bilgi veren Lostar, “Platformumuza farklı ülkelerden dahil olan, farklı teknikler kullanan yüzlerce güvenlik araştırmacısı sayesinde bir siber saldırgan bakış açısıyla sistemleri uygun maliyetle test ediyoruz. Onlara farkında olmadıkları açıklarını gösteriyoruz” dedi.DİJİTAL ASİSTAN GUPİ KOLAYLIK SAĞLAYACAKGroupama Sigorta, müşterilerine hizmet verecek dijital asistanı Gupi’yi tanıttı. Yapılan açıklamaya göre ilk olarak şirketin web sitesi üzerinden hizmete başlayan Gupi sayesinde sigortalılar işlemlerini zamandan bağımsız olarak kolay ve hızlıca yapabilecek. Sitem sahip olduğu yapay zekâ ve akıllı teknoloji sayesinde gerçek zamanlı bilgi akışı sağlayarak hasar dosya sorgulama, poliçe sorgulama gibi birçok kişiselleştirilmiş işlemi kolayca yapabiliyor. Sitem IVR, mobil ve WhatsApp’a da uyarlanacak.‘HER YAŞTA’, PANDEMİ DESTEĞİYLE SÜRÜYORAvivaSA’nın, toplumun yaşlılık algısının pozitife dönüşmesine katkıda bulunmak hedefiyle başlattığı “Her Yaşta” projesi çerçevesinde belediyelerle işbirliği yaparak “Pandemi Yardım Projesi Planı”nı hayata geçirdiği açıklandı. Bu kapsamda hazırlanan sağlıklı gıda kolileri ile sağlık ve hijyen paketleri, İstanbul’un Ümraniye, Üsküdar, Beykoz, Avcılar, Beylikdüzü, Sultangazi ve Sultanbeyli ilçelerinde dağıtıldı. İzmir, Bursa ve Ankara’da da benzer uygulama yapıldı. AvivaSA Genel Müdürü Fırat Kuruca, 60 yaş üstü 2 bin 300 kişiye ulaştıklarını belirtti. Serhat AligilBüyük Kadın Sanatçılar kitabıiçin Bridget Quinn’in değerlendirmesi
Büyük Kadın Sanatçılar kitabı için Bridget Quinn’in değerlendirmesi Sanat tarihçisi, yazar ve eleştirmen Quinn, 400 sanatçının alfabetik sırayla, kısa biyografiler eşliğinde ele alınmasının takdire değer olduğunu belirtirken bunun “derinlikten çok genişlikle” ilgili olduğuna dikkat çekiyor. Gazetecilikte fikri takip çok önemlidir. Bir konuya girip enine boyuna incelemeden, bütün tarafların görüşüne başvurmadan, tartışmanın izini sürmeden bırakmak bize yakışmaz. Büyük Kadın Sanatçılar kitabı İngiltere’de ekim ayında yayımlandığında ilgi çekmiş ve tartışmalara yol açmış, özellikle adı ve kapak dizaynı konuşulmuştu. Yılbaşında Londra’ya gidip İngiltere’de mahsur kalan yazarımız Mustafa Kemal Erdemol, kitap hakkındaki görüşleri topladı.Editörlüğünü Rebecca Morrill’in yaptığı, Phaidon yayınevince basılan Büyük Kadın Sanatçılar kitabı yayımlandığında büyük bir ilgiyle karşılandı. Özellikle adı üzerinden süren tartışmalara da tanık olundu. Feminist çevreler, kitabın adında “kadın” vurgusunun yapılmasını genel olarak doğru bulmakla beraber, bu vurgunun erkek egemen anlayış yüzünden ihtiyaç duyulmasını da haklı olarak eleştiri konusu yaptı. Ancak bundan öte kitapta yer alan kadın sanatçıların nasıl belirlendiği konusu üzerinde de tartışmalar sürdü. Kapakta “‘Kadın' kelimesinin üstündeki çizik de tartışmalara yol açtı. Bir grup feminist, amacı öyle olmasa da çiziğin olumsuz çağrışımları olduğunu ileri sürerken, birçok eleştirmen ise çiziğin, “kadın” olmanın büyük sanatçılığın önüne geçtiği kanısını uyandırmamak için konduğunu, ayrıca kitabın adının sadece bir grup büyük kadın sanatçıyı değil, her bağlamda büyüklüğü vurgulama amacı içerdiğini ifade etti. Kitabın editörü Morrill ise bundan amaçlananın kitapta yer verilen sanatçıları kadın olduklarını da belirtmek zorunda kalmadan “harika” olarak adlandırmak olduğunu vurguladı. Kısacası kitap yayımlandığında birçok açıdan hem ilgi hem de eleştiriler topladı. Ancak kitaba ilişkin en derli toplu eleştiriyi San Fransisco’da yaşayan yazar, eleştirmen, sanat tarihçisi Bridget Quinn yaptı. (Quinn, She Votes: How U.S. Women Won Suffrage, and What Happened Next adlı kitabın da yazarıdır). Quinn de değerlendirmesinde öncelikle kitabın adında yer alan “kadın” sözcüğünün üstünün çizili olmasını “görsel olarak çarpıcı ama niyeti belirsiz” olarak nitelendiriyor. Kitabın bütünü içinse yine, “görsel bir referans kitabı olarak muhteşem ama kadın ve sanat tarihi üzerine bir metin olarak düzensiz” diyor. Kitabı basan Phadion’a da ince bir eleştirisi var. Kitabın (İngilizce baskılarında tabii) yer alan önsözünde yayınevinin “bu bir feminist ya da kadın deneyimiyle ilgili bir sanat incelemesi değil” cümlesinin kadını merkezine almış bir kitapta adeta özür diler gibi belirtilmesini doğru bulmuyor. “Phaidon açık bir biçimde feminist olan herhangi bir şeye karşı temkinli görünüyor, oysa yayımladığı bu kapsamlı kitap bir feminist girişimin ürünüdür” diyor. Kitabın adının Büyük Kadın Sanatçılar olarak belirlenmesi bilindiği gibi Linda Nochlin’in 1971 tarihinde yazdığı, son derece önemli bir devrimci feminist metin olan “Why Have There Been No Great Women Artists?” (Neden Büyük Kadın Sanatçılar Yok?) başlıklı makalesine bir gönderme aslında. Quinn kitaba “Büyük Kadın Sanatçılar” adının verilmesiyle Nochlin’in hem ironisinin hem de polemikteki zekâsının gözden kaçırıldığını ileri sürüyor. Quinn, editör Morrill’in kitabın girişinde “Nochlin'in değinmediği şey, sanattaki ‘büyüklük’ algılarının, ebediyen sabitlenmek yerine, zaman ve mekânda değişme olasılığı” deyişine de itiraz ediyor. Aslında, “Nochlin ‘büyüklük’ kavramının kendisinin aptalca (ve ataerkil) olduğunu düşündü ve denemesinde de öyle söyledi” diyerek Morrill’in bu görüşünü reddediyor.TAKDİRE DEĞER... AMA...Quinn kitapta 400 sanatçının alfabetik sırayla, kısa biyografiler eşliğinde ele alınmasının takdire değer olduğunu belirtirken öte yandan da bunun “derinlikten çok genişlikle” ilgili olduğunu vurguluyor yazısında. Eleştirel baktığı bir diğer konu da başlangıçta 2 bin olarak belirlenen kadın sanatçıların sayısının 400’e düşürülmesi. “Bir kadın sanatçıyı diğerine tercih etmek için hangi ölçülerin kullanıldığını bilmek yararlı olacaktır” diyor Quinn. Örneğin kitapta Metropolitan Museum of Art'ta “Arplı Otoportre” adlı tablosuyla temsil edilen, 18. yüzyılın büyük kadın sanatçısı Rose Adélaïde Ducreux varken çağdaşı olan, döneminde büyük kişisel risklere girerek kadın sanatçıları desteklemek amacıyla yaptığı “İki Öğrenciyle Otoportre” adlı tablosuyla tanınan Adélaïde Labille-Guaird’ın neden yer almadığını soruyor. Quinn kitabı genel olarak yararlı bulmakla beraber bu soruların varlığının reddedilemeyeceğini de vurguluyor. Mustafa K. ErdemolKanser hastalarının yüzde 44’ünde yetersiz beslenme olduğunu ortayaçıktı
Kanser hastalarının yüzde 44’ünde yetersiz beslenme olduğunu ortaya çıktı Prof. Dr. Abbasoğlu, kanser hastalarında beslenme yetersizliği olması durumunda vücut yapısının değişeceğine, fiziksel ve zihinsel işlevinin bozulabileceğine dikkat çekerek “Beslenme yetersizliği olan bir kanser hastasının herhangi bir nedenle hastaneye yatması durumunda, bu kişinin hastanede ölüm riski, beslenmesi iyi olan kanser hastalarına göre iki kat fazla” dedi. Kanser hastalarının tedaviye uyumunda beslenme büyük önem taşıyor. Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği (KEPAN) Başkanı Prof. Dr. Osman Abbasoğlu, beslenme yetersizliği olan bir kanser hastasının herhangi bir nedenle hastaneye yatması durumunda, bu kişinin hastanede ölüm riskinin, beslenmesi iyi olan kanser hastalarına göre en az iki kat fazla olduğuna dikkat çekerek “Ayrıca beslenme yetersizliği olan kanser hastalarında cerrahi tedavi, kemoterapi ya da radyoterapi gerekmesi halinde yara iyileşmesi bozulur, yatış süresi uzar ve enfeksiyon riski artar” dedi. Prof. Abbasoğlu ile kanser hastalarında beslenme ile ilgili merak edilenleri konuştuk.- Kanser hastalarında beslenmenin önemi nedir?Hastaların tedaviye uyumu için beslenme durumunun iyi olması büyük önem taşımakta. Beslenme yetersizliği olması halinde (malnütrisyon) kanser hastalarında vücut yapısı ve bileşimi değişir, fiziksel ve zihinsel işlevler bozulur. Vücut bileşiminin değişmesinden kastedilen temel olarak kas kaybıdır. Beslenme yetersizliği olan kanser hastalarında cerrahi tedavi, kemoterapi ya da radyoterapi gerekmesi halinde yara iyileşmesi bozulur, yatış süresi uzar, enfeksiyon riski artar. Derneğimiz tarafından 2015 yılında 20 il ve 7 bin 526 hastayı kapsayan bir çalışmada hastanede yatan her iki kanser hastasından birinde ağır beslenme yetersizliği olduğunu gördük.‘ÖĞÜNLERİ ATLAMAYIN’- Kanser hastaları nasıl beslenmeli?Yaygın kanının aksine, kanser hastalarına yönelik özel bir beslenme rejimi yoktur. Burada önemli olan hastaların tüm makrobesinleri ve mikrobesinleri yeterli- dengeli olarak almasıdır. Makrobesinlerden kastedilen protein, karbonhidrat ve yağlardır. Son yıllarda üzerine en çok durulan besin öğesi proteinlerdir. Biz, hastalarımıza protein kaynağı olarak hem hayvansal hem de bitkisel besinleri öneriyoruz. Bunlar arasında et, tavuk, balık, yumurta, süt ve süt ürünleri, baklagiller ve mantar gibi gıdaları sayabiliriz. Mikrobesinlerden kastedilen ise vitaminler ve demir, çinko, selenyum gibi eser elementlerdir. Kanser hastaları öğün atlamamalı ve mümkün olabildiğince ara öğünler de tüketmelidir. Ara öğün olarak yoğurt, meyve, küçük bir sandviç, ev yapımı atıştırmalıklar vs. önerilebilir. Paket içinde satılan gıdalardan kaçınmak yararlıdır.‘HEKİM ÖNERİSİ OLMADAN ALMAYIN’- Hastaların kendi başına ek takviye almasının tedaviye nasıl etkisi var?Yeterli ve dengeli beslenebilen kanser hastalarının ek vitamin, balıkyağı, mineral, eser element takviyeleri almasına gerek yok. Hastalara hekim onayı olmadan bu tür takviyeler almasını önermeyiz.2019 yılında Türkiye genelinde 3 bin 521 kanser hastası üzerinde yapılan bir çalışmada, kanser hastalarının yüzde 44’ünde yetersiz beslenme olduğunu ortaya çıktı.‘HİÇBİR GIDAYI YASAKLAMIYORUZ’- Hastaların hekimlerine beslenmeyle ilgili en sık sorduğu sorular nelerdir?Hasta ve hasta yakınlarının bize en çok sorduğu sorulardan biri “Bana yasak olan gıdalar nelerdir” sorusu. Hastalar belki de çevre baskısı nedeni ile sanki bazı gıdaları yememeleri düşüncesindeler. Bu gıdaların başında ise tatlılar ve yağlı besinler gelmekte. Biz, hastalarımıza eşlik eden metabolik ve sistemik bir hastalığı yoksa hiçbir gıdayı yasaklamıyoruz. Buna yağ ve şeker de dahil. Özellikle yağlar değerli bir enerji kaynağıdır ve beslenmede yer almalıdır. Neredeyse her kanser hastasında iştahsızlık görülür. Gıda kısıtlama ve sınırlandırmaları, bu iştahsızlığı daha da artırır. Sibel BahçetepeÇarşamba Ovası'ındaki biyokütle enerji santralıprotesto edilecek
Çarşamba Ovası'ındaki biyokütle enerji santralı protesto edilecek Koruma altındaki Çarşamba Ovası’nda tarım arazilerinin ortasına Oltan Köleğlu Enerji Şirketi’nce kurulan biyokütle enerji santralı 22 Ocak’ta yapılacak kitlesel eylem ile protesto edilecek. “Çarşamba Köprüsü’nden Önce Son Çıkış” konulu eylemle ilgili konuşan Samsun Sivil Toplum Kuruluşları Konfederasyonu (SAMKON) Genel Başkanı Sezgin Gümüş, “Karşımızda ciddi bir güç var. Kurulan bu düzeni ancak halkımızın büyük dayanışmasıyla yeneceğimize inanıyorum. Bu yolda tek başına kalsam bile güzel ilçem Çarşamba’yı mahvetmelerine ve zehirlemelerine göz yummayacağım” dedi.BAŞKANA TEPKİMeclis Toplantısı’nda biyokütle enerji santralıyla ilgili konuşan Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir, insanların yanlış bilgilendirildiğine vurgu yaparak santralın çevreye zararlı bir yatırım olmadığını ileri sürdü. Ayvacık Ziraat Odası Başkanı Erdal Avcı ise açıklamaya tepki gösterdi: “Madem bu kadar eminseniz 22 Ocak Cuma günü saat 10.30’da sizi ve heyetinizi santral alanında bekliyoruz” açıklamasında bulundu. Cemil CiğerimCumhuriyet Gazetesi dayanışmasıbüyüyor. 19 Ocak 2021 tarihli okur dayanışmasıilanları
Cumhuriyet Gazetesi dayanışması büyüyor. 19 Ocak 2021 tarihli okur dayanışması ilanları Basın İlan Kurumu'nun gazetemize yönelik ilan cezalarına karşı okurlarımızın 'dayanışması' büyüyerek sürüyor. Cumhuriyet'e 'dayanışma ilanları'yla büyük güç veren gazetemizin gerçek sahibi okurlarımızın sayfalarımızda yayımlanan ilanlarına dijital dünyadaki sesimiz www.cumhuriyet.com.tr'de de yer vereceğiz. BASKI SÜRÜYOR, DAYANIŞMA BÜYÜYOR, OKURLARI CUMHURİYET'İ YALNIZ BIRAKMIYOR! BASIN İLAN KURUMU'NUN CUMHURİYET'E YÖNELİK İLAN KESME CEZALARINA KARŞI OKURLARIMIZ DAYANIŞMA İLANLARI VERİYOR, BAĞIMSIZ VE GÜÇLÜ CUMHURİYET'E DESTEK OLUYOR. DAYANIŞMA İLANLARI HAKKINDA BİLGİ İÇİN AŞAĞIDAKİ İLETİŞİM BİLGİLERİNİ KULLANABİLİRSİNİZ./Archive/2021/1/19/041148115-ana.png/Archive/2021/1/19/041153661-1.png cumhuriyet.com.trBabasıaçıkladı:İrfan Can Galatasaray'ıistiyor
Türkçe Haberler En Son Başlıklar Babası açıkladı: İrfan Can Galatasaray'ı istiyor Baba Kahveci, "Galatasaray ilgileniyor, İrfan da orayı istiyor. Göksel Gümüşdağ 14 milyon Euro istiyormuş diye duydum. Başakşehir'den artık gitmek istiyor" dedi. Galatasaray, Medipol Başakşehir'den İrfan Can Kahveci'yi transfer etmek istiyor ancak mali şartlar Cimbom'u zorluyor. Ancak Galatasaray'ın teknik direktörü Fatih Terim, Gençlerbirliği maçından sonra İrfan Can'ın da Galatasaray'a transfer olmak istediğini söylemişti.Yıldız futbolcunun babası Hacı Bektaş Kahveci, Beyaz TV'ye konuştu.Baba Kahveci, "Galatasaray ilgileniyor, İrfan da orayı istiyor. Göksel Gümüşdağ 14 milyon Euro istiyormuş diye duydum. Başakşehir'den artık gitmek istiyor. O Fenerbahçe taraftarıydı ama dayıları Galatasaraylı yaptı. İlhan Cavcav İrfan'ı Fenerbahçe'ye satmak için 6 milyon Avro istedi, Başakşehir'e 1.7 milyon Avro'ya verdi" şeklinde konuştu. cumhuriyet.com.tr