News - Haberler
Depremden 91 saat sonra kurtarılan Ayda'nın annesi son yolculuğuna uğurlandı
Türkçe Haberler En Son Başlıklar Depremden 91 saat sonra kurtarılan Ayda'nın annesi son yolculuğuna uğurlandı /Archive/2020/11/4/134118818-ayda.jpgRıza Bey Apartmanı'nda kurtarılan Ayda'dan sonra cesedine ulaşılan Fidan Keskin Gezgin'in cenazesi, ailesi tarafından Mezarlıklar Müdürlüğü'nden alındı.Gezgin'in cenazesi, Bornova ilçesindeki Hacılarkırı Mezarlığı'nda kılınan cenaze namazının ardından defnedildi. Cenazeye Gezgin'in eşi Uğur ve oğlu Atakan Gezgin'in yanı sıra Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, Gezgin'in yakınları ve çok sayıda vatandaş katıldı.Taziyeleri kabul eden Uğur Gezgin, cenaze boyunca elini tuttuğu oğluna namazın sonunda, "Oğlum annene hoşçakal de" ifadesini kullandı.Atakan Gezgin de annesinin tabutuna dokunarak, "Hoşçakal" dedi.  AAŞampiyonlar Ligi'nde 10 dakikada 3 gol
Şampiyonlar Ligi'nde 10 dakikada 3 gol Salzburg karşısında maça geride başlayıp 79'da skoru 3-2'ye getiren Bayern Münih son 10 dakikada bulduğu 3 golle rakibini perişan etti ve rekorun sahibi oldu.Devler Ligi’nde gecenin en heyecan verici maçlarından biri Salzburg ile Bayern Münih arasında oynandı. Alman ekibi 79’da 3-2 olan skoru 90+2’de 6-2 yaparak herkesi şaşkına uğrattı.A Grubu’nda Avusturya ekibi Salzburg ile Alman devi Bayern Münih karşı karşıya geldi. Red Bull Arena’da oynanan karşılaşmada kazanan 3-2’lik skorla konuk ekip Bayern Münih oldu.LEWANDOWSKİ AÇTI HERNANDEZ KAPATTISalzburg’un golleri 4. dakikada Mergim Berisha ve 66. dakikada Masaya Okugawa’dan geldi. Bayern Münih’in gollerini 21. (penaltı) ve 88. dakikada Robert Lewandowski, 44. dakikada Rasmus Nissen (kendi kalesine), 79. dakikada Jerome Boateng, 84. dakikada Leroy Sane, 90+2. dakikada Lucas Hernandez kaydetti. cumhuriyet.com.trSherlock Holmes ve YediÖlümcül Günah
Sherlock Holmes ve Yedi Ölümcül Günah /Archive/2020/11/4/132817497-ic1.jpgGİZEMLİ CİNAYETLERİN PEŞİNDESherlock Holmes, tıpkı Poe’nin Auguste Dupin’i gibi erişilmez bir tümevarım makinesi. En ince ayrıntıları dahi gören ve bu ayrıntılardan başarılı çıkarımlar yapan analitik düşünce kralı! Antisosyal, depresif, Baker Sokağı 221B’deki evinin duvarlarını talim alanına döndürmediği zamanlarda uyuşturucu, meditasyon veya kemanından çıkan nağmelerle düşüncelerini toplayan, huylu Sherlock Holmes!Yayımlandığı dönem itibariyle başta İngiliz okurlarının sonra da tüm dünyanın gönlünü ve aklını fethetmiş bu karakterin başarısına diyecek yok. Zekâsıyla okuru hem büyülüyor hem de eziyor. Özel dedektif oluşu onu, hem sosyal hiyerarşinin katı kabullerinden özgürleştiriyor hem de polis teşkilatının kuralcı yapılanmasından üstün konuma getiriyor.Öte yandan Holmes’un şefkat arayan garip bir hali de var. Kadınlarla iletişiminde sergilediği davranışlar da onun bu cinse karşı tutumunun, o çok kendine güvenli halinin altında naif bir erkek olduğunu düşündürüyor./Archive/2020/11/4/132826700-kapakic2.jpgGÜNÜMÜZÜN SHERLOCK HOLMES’ÜPolisiyenin zirvesine oturmuş bu üstün zekâlı dedektif, günümüzde pek çok yazarın kaleminde hayat bulmayı sürdürüyor, asla da zirveden inmeyi düşünmüyor. İngiltere doğumlu yazar Barry Day de, Doyle’un mirasını aynı heyecanla sürdüren yazarlardan biri. Halefinden farklı olarak, Sherlock Holmes hikâyelerinde pek de görmeye alışık olmadığımız gizemli cinayetler Barry Day’in hikâyelerinde başat ögeyi oluşturuyor.Baştan sona gizemle örülü hikâyemize gelince… Sherlock Holmes ve Watson (hikâyenin anlatıcısı tabii ki Watson) bir av partisi için İskoçya’dadırlar. Olaylar, polis detektiflerinden birinin, bir ölüm vakasını çözmek için Holmes’den yardım istemesiyle başlar. Kurban Sir Simon Briggs isminde Güney İngiltere’den gelmiş bir beyefendidir. Ceset kütüphanenin içinde özel olarak tasarlanmış, hava geçirmez gizli bir odada bulunmuştur.Olay yerini inceleyen Holmes katilin kendilerine iki mesaj bıraktığını görür: Cesedin alnında küllerle yapılmış bir "A" harfi ve yedi genç adamın poz verdiği, çerçevesi kırılmış bir fotoğraf.Fotoğraftaki gençlerden biri hariç hepsinin göğsünde büyük ‘O’, ‘Ş’,‘K’,‘Ö’,‘H’,‘A’ harflerinin yazılı olduğu kazaklar giyiyor olmaları ve kazağında ‘A’ harfi bulunan genç adamın yüzünün sert biçimde çizilmiş olması Holmes’a işlenen cinayetin geçmişle bir bağlantısının olduğunu apaçık göstermektedir. O halde, sorunun cevabı İskoçya’da değil fotoğraftaki gençlerin kimliklerinde ve bulundukları yerde yatmaktadır./Archive/2020/11/4/132834403-ic3.jpgDedektifimiz gençlerin Oxford’da bulunan İsa Kilisesi Koleji’nde okuduklarını ve kendilerine "Yedi Günahkâr" ismini taktıklarını öğrenir. Bu yedi gencin her biri, Seven filminden de çok iyi bildiğimiz, Yedi Ölümcül Günah arasından, kendi tabiatına en uygun olduğunu düşündüğü günahın adını almıştır. Bu adlandırmada ‘A’ Açgözlülük, ‘K’ Kibir, ‘O’ Oburluk, ‘Ş’ Şehvet, ‘Ö’ Öfke, ‘H’ Haset, ve fotoğrafı çeken Mycraft’ın aldığı ‘T’ Tembellik anlamına gelir...Holmes katilin özellikle aradığı bir şey olduğunu ve Yedi Günahkarlar’a özel bir mesaj göndererek aradığı her neyse onu bulana kadar cinayetlere devam edeceğini düşünmektedir. Gizemi ve cinayetleri bol olan bu Sherlock Holmes romanını merakla ve severek okudum.Sherlock Holmes ve Yedi Ölümcül Günah / Barry Day / Çeviren: Büşra Balcan / Alakarga Yayınları / 214 s. Çağatay YaşmutİşSanat’ta sezon‘İstanbul Ensemble’ile açılıyor
Ä°ÅŸ Sanat’ta sezon ‘İstanbul Ensemble’ ile açılıyor Ä°ÅŸ Sanat’ın 21. sezonu pandemi nedeniyle çevrimiçi olarak izleyiciyle buluÅŸacak. Sezonun ilk konseri ise büyük kısmı bağımsız çalışan müzisyenlerden oluÅŸan Ä°stanbul Ensemble’ın vereceÄŸi konser olacak. Orkestrayı yönetecek isimse Serdar Yalçın.Covid-19 pandemisi tedbirleri gereÄŸi Ä°ÅŸ Kuleleri Salonu’nda seyircisiz olarak kaydedilen konserin programında Wolfgang Amadeus Mozart'ın 40. senfonisi ve Joseph Haydn’ın “Veda Senfonisi†olarak da bilinen 45. senfonisi yer alıyor. 5 Kasım PerÅŸembe akÅŸamı 20.30’da Ä°ÅŸ Sanat’ın sosyal medya hesapları üzerinden yayınlanacak konser, sezon sonuna kadar ücretsiz izlenebilecek.KASIM AYININ DÄ°ÄžER ETKÄ°NLÄ°KLERÄ°Ä°ÅŸ Sanat’ın kasım ayındaki diÄŸer etkinlikleri yine dijital platformlar üzerinden izleyicilerle buluÅŸmaya devam edecek. İş Sanat’ta Kasım ayının detaylı programı ise şöyle:* 5 Kasım 2020 PerÅŸembe saat: 20.30Ä°stanbul EnsembleSerdar Yalçın – ÅŸef* 8 Kasım 2020 Pazar saat: 15.00Ä°ÅŸ Sanat Masal Tiyatrosu “Kırmızı BaÅŸlıklı Kızâ€* 9 Kasım 2020 Pazartesi saat: 20.30Sait Faik Hikâye Dinletisi “Her Åžey Ä°nsanı Sevmekle BaÅŸlarâ€Attila Birkiye – hazırlayanMehmet Birkiye – sahneye uyarlayanSerdar Yalçın – müzik yönetmeni ve piyanoTilbe Saran, Metin Belgin, Bülent Emin Yarar, Hakan Gerçek – seslendirenlerSeda Subaşı Yalçın – kemanÄ°dil Uras – çelloSeyit Mas - obua* 12 Kasım 2020 PerÅŸembe saat: 20.30Milli Reasürans Oda OrkestrasıHakan Åžensoy – ÅŸef* 15 Kasım 2020 Pazar saat: 15.00Ä°ÅŸ Sanat Masal Tiyatrosu “Kırmızı BaÅŸlıklı Kızâ€Lerzan Pamir - yönetmenAslı TandoÄŸan - oyuncuAnıl Altınöz - oyuncuMert Aydın – oyuncu* 17 Kasım 2020 Salı saat: 20.30Poyraz Baltacıgil – çelloBarış Büyükyıldırım – piyano* 18 Kasım 2020 ÇarÅŸamba saat: 20.30Okuma Tiyatrosu “Romeo ve Julietâ€* 20 Kasım 2020 Cuma saat: 20.30CoÅŸkun Karademir & Buray* 22 Kasım 2020 Pazar saat: 15.00Ä°ÅŸ Sanat Masal Tiyatrosu “Hansel ve Gretelâ€Lerzan Pamir - yönetmenAslı TandoÄŸan - oyuncuAnıl Altınöz - oyuncuMert Aydın – oyuncu* 24 Kasım 2020 Salı saat: 20.30GenedosOzan MusluoÄŸlu – kontrbasSerdar Barçın – saksafon ve flütEylül Ergül - piyano ve vokalÇaÄŸla Karaali - davul ve vokal* 25 Kasım 2020 saat: 20.30Okuma Tiyatrosu “12. Geceâ€* 29 Kasım 2020 saat: 15.00Ä°ÅŸ Sanat Masal Tiyatrosu “Hansel ve Gretelâ€Lerzan Pamir - yönetmenAslı TandoÄŸan - oyuncuAnıl Altınöz - oyuncuMert Aydın – oyuncu cumhuriyet.com.trSelçuk'a istifa daveti: Bu noktadan sonra artık düşünün
Selçuk'a istifa daveti: Bu noktadan sonra artık düşünün TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Milli EÄŸitim Bakanlığı ile baÄŸlı kurum ve kuruluÅŸların 2021 yılı bütçelerinin görüşmelerinde konuÅŸan CHP Balıkesir Milletvekili Fikret Åžahin, eÄŸitimde fırsat eÅŸitliÄŸini gündeme getirdi.Komisyona katılarak sunum yapan Bakan Ziya Selçuk’un 2018 yılında “2023 EÄŸitim Vizyonu†belgesinin yayınladığını ancak sorunların giderek büyüdüğünü belirten Åžahin, Selçuk’a şöyle seslendi:O on altı yıllık enkaz büyüyerek ÅŸu anda on sekiz yıllık bir enkaz hâline geldi. Sizin teoriÄŸiniz çok iyi, eÄŸer pratiÄŸinizle de örtüştürürseniz tarihe geçebilecek bir bakan olacağınızı söylemiÅŸtim ama üzülerek ÅŸunu tespit etmek istiyorum ki: PratiÄŸiniz çok kötüymüş, hasta masada kaldı ve eÄŸitim sistemi can çekiÅŸiyor. Ä°nanın, baÅŸarılı deÄŸilsiniz ve istifa etmeyi düşünüyor musunuz? Bence bu noktadan sonra artık, düşünün.â€'ÖZEL OKUL' TEPKÄ°SÄ°Millî EÄŸitim Bakanının her ÅŸeyden önce, eÄŸitimde fırsat eÅŸitliÄŸini saÄŸlaması gerektiÄŸini 2018 yılı görüşmelerinde söylediÄŸini Selçuk’un “Kademeli olarak özel eÄŸitim kurumlarının desteklemesini azaltacağız ve eÄŸitimde fırsat eÅŸitliÄŸini artırmayı düşünüyoruz†dediÄŸini anımsatan Åžahin, şöyle devam etti:“Bakın, özel eÄŸitim kurumlarının oranı yüzde 20,2’ye çıkmış. Kesinlikle eÄŸitimde fırsat eÅŸitliÄŸi yok ÅŸu anda Türkiye’de; ne kadar paranız varsa o kadar eÄŸitim alabiliyorsunuz. Ä°nanın, köydeki, kırsaldaki çok zeki çocuklar harap oluyor. Bunların elinden tutun. Çocuklar periÅŸan oluyor. Ben bir mahalle okulunda yetiÅŸmiÅŸ, okuryazar olmayan bir annenin evladı olarak, bugün milletvekili olarak karşınızda konuÅŸuyorsam, bu millî eÄŸitimin bana verdiÄŸi fırsat eÅŸitliÄŸini deÄŸerlendirerek gelmem sayesinde. Ama ÅŸu anda, sizin Bakanlığınız döneminde eÄŸer ben öğrenci olsaydım inanın, hiçbir ÅŸey olamazdım.â€KONUÅžMASI TAMAMLATILMADIEBA’daki 'idam' görüntülerini anımsatan Åžahin, “Merak ediyorum, o ekiple hâlâ çalışıyor musunuz? Yurt dışında FETÖ okulları hâlen çok aktif ÅŸekilde†diye sordu. Åžahin'e konuÅŸması boyunca AKP'li komisyon üyeleri tarafından tepki geldi. Oturum BaÅŸkanı Abdullah Nejat Koçer'in süreyi tamamladığı gerekçesiyle müdahale etmesiyle Åžahin konuÅŸmasını tamamlayamadı. cumhuriyet.com.trÄ°YÄ°Parti'li Dikbayır aynıalışveriÅŸi 27 gün arayla yaptı, bakın ne saptadı
İYİ Parti'li Dikbayır aynı alışverişi 27 gün arayla yaptı, bakın ne saptadı İYİ Parti Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır, market ve pazardaki fiyat artışına dikkat çekmek için sokağa çıktı. 4 kişilik bir ailenin alışverişini yapan Dikbayır ve eşi sadece temel gıda malzemelerini aldığını söyledi.Dikbayır, "Aynı market aynı malzemeleri aynı ürünleri aynı oranlarda aldık. Bunların içinde sadece 2 çeşit meyve aldık, kırtasiye alışveriş yok. Ona rağmen bu parayı ödedik" dedi.Dikbayır’ın açıklaması şöyle:"1 AY ÖNCEKİ TUTAR, 499,27 TÜRK LİRASI: Bugün 4 kişilik 1 ailenin, 1 haftalık pazar alışverişini yapacağız. Daha sonra market alışverişini yapacağız. Bir haftalık ne kadar market alışverişi var, pazar alışverişi var 1 ay sonra tekrar yapacağız, aradaki farkı da vatandaşın gerçek enflasyonu olarak sizlere göstermeye çalışacağız.1 AY SONRAKİ TUTAR, 523,22 TÜRK LİRASI: Geçen ay bir pazar ve market alışveriş yapmıştık. Amacımız vatandaşın geçim sıkıntısına, hayat pahalılığına dikkat çekmek. Aynı marketten alışveriş yaptık, aynı pazardaki esnaftan alışveriş yaptık. Aynı market aynı malzemeleri aynı ürünleri aynı oranlar aldık. Bunların içinde sadece 2 çeşit meyve aldık, Kırtasiye alışveriş yok. Ona rağmen bu parayı ödedik." cumhuriyet.com.trBir hafıza yolculuğu
Bir hafıza yolculuğu /Archive/2020/11/4/132504265-kapak.jpgİngilizce edebiyatın yenilikçi yazarı Gabriel Josipovici, Barnes’taki Mezarlık romanında, eşinin ölümünden sonra Londra’dan Paris’e ve oradan da bir Galler kentine taşınan bir çevirmenin şehir değiştirdikçe dönüşüme uğrayan yaşamına odaklanıyor.Üç farklı mekânın anlatıları yapboz parçaları gibi bir araya geliyor. Shakespeare ve Du Bellay’nin şiirleri ile Monteverdi’nin ünlü opera eseri Orfeo’nun izinde bir hafıza yolculuğu başlıyor böylece; dün ile bugün kavuşuyor.Kitap sayfalarından sokaklara, müzik notalarından mezarlıklara sızan bir öykü çıkıyor karşımıza. 2018’de Goldsmiths Ödülü finalisti seçilen Barnes’taki Mezarlık edebiyat, aşk, ölüm ve arzunun alacakaranlık dünyası hakkında, muammalarla örülü bir roman.Barnes'taki Mezarlık / Gabriel Josipovici / Çeviren: Elif Ersavcı / Çınar Yayınları / 104 s. Cumhuriyet Kitap EkiÇok sesli veçok renkli bir yansıma
Çok sesli ve çok renkli bir yansıma /Archive/2020/11/4/132206735-kapakic.jpg“Portreler kadrajın içine sadece insanı alarak (her) insanın hikâyesinin ne kadar uzun ve geniş, ne kadar derin olduğunu anlatır,†diyor Ahmet Tulgar.Yeni kitabı Bakışın Ritmi’nin girişinde yer verdiği bu alıntı ile, kendisinin de bir yazar olarak yakalamayı arzuladığı derinliği hatırlatarak söze başlıyor. Bakışın Ritmi’nin başardığı aslında belki de arzulananın daha da ötesinde.Evet, Tulgar’ın odağında her bir portre için ayrı bir ritim, ayrı bir hikâye var. Fakat izini sürdüğü ritimleri bağlı oldukları biricik hayatlardan ileriye taşıyarak, birlikteliklerini toplumsal hayattan, kolektif varoluştan alan ve yine onun derinliğine ayna olan çok sesli bir ahenk oluşturuyor.Okur olarak, elli portreden oluşan kitap boyunca hem yazar hem de portresi ele alınan kişi ile diyalog içerisine giriyoruz. Tulgar’ın dili kullanmadaki yetkinliği, çarpıcı tanımlamaları, gülümseten benzetmeleri ile kendinizi adeta bir sohbet ortamında buluyorsunuz.Sayfaları hızlıca çevirten, bir sonraki deneme için heveslendiren de yazarın üsluptaki başarısı olsa gerek. “Benim portre yazarlığıma her defasında bir açılıp kapanma, daralıp genişleme hareketinin ritmi eşlik eder,†diyen yazarın, üslubunda bu ritmi yansıtması çok da şaşırtıcı değil aslında./Archive/2020/11/4/132214548-ic2.jpgHer bir deneme sıradan bir mevzudan ya da tanınmış birinin çok bariz bir özelliğinden çok farklı tartışmalara, tespitlere o kadar doğal bir incelikle geçiş yapıp, dallanıp budaklanıyor ve sonunda tekrardan odak noktasına geri dönüyor ki daralıp genişleyen ritmi yazar ile birlikte hissetmemek, ya da en azından şahit olmamak, mümkün değil.Bu yüzden portreler, salt bahsi geçen kişiler ile ilgili değil; satır aralarında kendini hissettiren yazarın ve okurun hem birbirleriyle hem de metindeki odak kişi ile kurduğu dinamik bir ilişki niteliğinde.Kitabın ilk portresi Yılbaşı Dansözü - Cuntanın İletişim Uğrağı: Nesrin Topkapı açılıp kapanan ritmin güçlü bir örneği bana kalırsa. Üç sayfalık kısa bir yazı, bir bedenden devlet ile toplum ilişkisi, 1980 darbesi, erkeklik, beden işçiliği ve haz gibi kavramlara açılan çarpıcı bir giriş.Yazar, Nesrin Topkapı’nın 12 Eylül 1980 darbesinden sonraki ilk yılbaşı programını merceğe alıyor ve iktidarın bir kadın bedeni aracılığıyla bir bedenler bütünü olarak gördüğü toplumu kontrol altında tutma çabasına, bu çabanın toplumdaki kadın-erkek ilişkilerindeki etkisine işaret ediyor.Bu girişi diyet, yeme-içme ve sosyal medya kültürleri gibi kişiye değil de kitleleri etkileyen kavramlara odaklanan portreler takip ediyor. Bu denemelerde insanın bedeni, diğeri ve doğa ile kurduğu ilişkilere dair kışkırtıcı tartışmalara yer verilmiş. Özellikle, sosyal medya ve ölüm duygusu üzerine alışılmışın dışında bakış açıları sunan “Ahiretbilim Olarak Sosyal Medya†başlıklı yazı, seçki içerisinde kesinlikle en hatırlanacak portrelerden biri.Bakışın Ritmi’nde ele alınan denemelerin çeşitliliği sayesinde okur ilgili olduğu isimler kadar belki de daha önceden bakışına takılmayan isimleri okumaktan da edebi bir zevk duyuyor./Archive/2020/11/4/132223063-ic3.jpgİlk bakışta birlikteliğini garipseyeceğimiz isimleri, kişiliklerinin yanı sıra toplumsal kimliğin inşasındaki yerlerinin altını çizerek, kendi bakışındaki Türkiye’yi resmediyor Ahmet Tulgar.Güler Sabancı, Ali Ağaoğlu, Aydın Doğan gibi isimler üzerinden iş dünyasına bir pencere açılırken, Aziz Yıldırım, Şenol Güneş, Ali Koç gibi futbol camiasının göz önündeki isimleri ile odak başka alana kayıyor.Ahmet Davutoğlu, Bülent Arınç, Kemal Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu, Selahattin Demirtaş gibi siyasi figürler ile Ali İsmail Korkmaz, Yılmaz Güney, Şokopop, Yıldız Tilbe, Vedat Milor, Fazıl Say, Seda Sayan gibi birbirinden çok farklı isimler art arda sayfalarda yerini alıyor.Siyaset, kültür, sinema, müzik, spor… Her bir deneme hayatı oluşturan ortaklıkların aynası halinde sunuluyor.Bakışın Ritmi’nde her biri farklı bir benliğin, kimliğin ve ideolojinin simgesi haline gelmiş bu figürler bir araya geliyor ve Ahmet Tulgar’ın dili kullanma ve incelikli anlatı kurmadaki ustalığıyla doğal bir bütün oluşturuyorlar.Zamanımızın çok sesli ve çok renkli bir aksi olan kitap, okuru yazarının ifadesiyle “zor ama güzel bir durum†olan insanı anlamaya, empatinin ritmini hissetmeye davet ediyor.Bakışın Ritmin / Ahmet Tulgar / İletişim Yayınları / 245 s. Büşra BakanABD seçimleri: Trump ve Biden nasıl zafere ulaşabilir?
ABD seçimleri: Trump ve Biden nasıl zafere ulaşabilir? Getty ImagesABD'de seçim günü, seçim haftasına dönmek üzere.Seçim gününe kadar ABD'de anketler Joe Biden'ın açık ara veya Donald Trump'ın az farkla kazanabileceğini söylüyordu.Bir önceki seçimde olduğu gibi Trump'ın rakibine kıyasla daha az oy almasına rağmen Seçici Kurul'da daha fazla sandalyeye sahip olma ihtimali de var.Geceden sabaha uzayan oy sayımıyla birlikte Biden'ın büyük farkla seçimi kazanma ihtimali gündemden düştü.Kazanan kim olursa olsun az farkla kazanacak. Herkes bir sonraki ABD başkanını öğrenmemizin ne kadar süreceğini merak ediyor.Donald Trump halihazırda zafer ilan etti ve rakibini seçimde "sahtekarlık" yapmaya çalışmakla suçladı. Fakat bu gerçeği yansıtmıyor. Sandıklarda, yasal bir şekilde kullanılmış ve daha sayılmamış milyonlarca oy var.En büyük çekişme beş eyalette yaşanıyor: Arizona, Georgia, Wisconsin, Michigan ve Pennsylvania.Çekişmeli eyaletleri kim kazanacak?Arizona'da Biden önde gözüküyor. Bu sonuca göre Biden'ın zafere ulaşmak için "Mavi Duvar" lakaplı üç eyaletten ikisini kazanması gerekiyor.Bunlar Michigan, Wisconsin ve Pennsylvania.ABD'de "Mavi Duvar" olarak adlandırılan 18 eyalette 1992'den 2012'ye kadar tüm seçimleri Demokrat adaylar kazanmış, Trump 2016'da bunu değiştirerek bu üç eyalette zafere ulaşmıştı.Biden bu eyaletlerde şu ana kadarki oy sayımında geride fakat henüz sayılmamış oylarda oranının daha yüksek olduğu biliniyor. Belki bu fark onu öne geçirmeye yetebilir.Pennsylvania'da mektupla kullanılan 1,4 milyondan fazla oy henüz sayılmadı. Bunların sayılması günler sürebilir.Michigan'daki Detroit ve Wisconsin'deki Milwaukee gibi büyük şehirlerin oy sayımları da henüz tamamlanmadı ve bu şehirlerde demokratların önemli farkla önde çıktığını biliyoruz.Georgia'da ise ne olacağını kimse kestiremiyor.Trump'ın rahat bir şekilde kazanacağı düşünülen bu eyalette büyük bir çekişme yaşandığı ortaya çıktı.Joe Biden'ın eyaletteki en büyük kent olan Atlanta'da ise oyların sayıldığı merkezde bir su borusunun patlaması nedeniyle oy sayımı durduruldu.Biden sürpriz bir şekilde Georgia'yı kazanırsa, yukardaki üç eyaletten birini kazanarak da zafere ulaşabilir.Hukuki mücadele uzun sürebilirSeçimden önce herkesi endişelendiren bir senaryo olan, Biden'ın seçimi kazanma yolunda ilerlediğini açıklarken Trump'ın temelsiz bir şekilde seçimde hile yapıldığını iddia etmesi, gerçek oldu.Bu uzun ve sert bir hukuki mücadeleye yol açacak ve kaybeden adayın taraftarları öfkeli ve aldatılmış hissedecek.Henüz seçimi kazanan bilinmiyor olsa da net olan şey ABD'nin keskin bir şekilde bölünmüş bir ulus olduğu. Amerikan seçmenleri Trump'ı net bir şekilde reddetmedi. Fakat ona istediği net desteği de sağlamadılar.Bunun yerine iki tarafın da mevzilerini kazmaya başlamasına yol açan bir sonuç ortaya çıktı.Kazanan kim olursa olsun, siyaset savaşı devam edecek. BBC TürkçeBuharlaşanöksürük damlacıklarıne kadar uzağa gidebilir?
Buharlaşan öksürük damlacıkları ne kadar uzağa gidebilir? /Archive/2020/11/4/131537144-oksuruk.jpgYeniden dolaşıma giren akımlar, yani çevrintiler; hem öksüren kişinin (solda) önünde, hem de karşıdaki kişinin arkasında gözlenmiş. Bir su damlacığı bu çevrintiye kapılıp orada hapsolabilir ve güzergâhı ile varış noktası önemli oranda değişebilir / A*STAR Yüksek Verimli Hesaplama EnstitüsüA*STAR Yüksek Verimli Hesaplama Enstitüsü’nde çalışan araştırmacılar, Physics of Fluids bülteninde yayımlanan yeni makalelerinde yüksek duyarlıklı hava akışı canlandırması kullanarak, damlacık dağılımı üzerinde sayısal bir çalışma yürütüyorlar. Bilim insanları 100 mikrometre boyutunda olan tek bir öksürük damlacığının, saniyede 2 metrelik bir rüzgar hızı altında 6,6 metreye kadar gidebildiğini ve bu mesafenin, damlacığın buharlaşması sebebiyle kuru hava koşullarında çok daha yüksek olduğunu bulmuşlar.Çalışmanın yazarlarından Fong Yew Leong, "Maske takmaya ek olarak, sosyal mesafenin genelde etkili olduğunu keşfettik. Çünkü yere çökelen damlacık sayısının, öksürükten en az 1 metre uzakta duran kişide azaldığı gösterildi" diyor.Araştırmacılar hesaplama araçları kullanarak, insan vücutlarının etrafında çeşitli rüzgar hızlarındaki ve diğer çevresel unsurların etkisindeki hava akışı ile havayla taşınan öksürük damlacıklarını temsil eden karmaşık matematik formülleri çözmüşler. Ayrıca, belli bir uzaklıktaki kişi üzerinde çökelme profilini de değerlendirmişler. Tipik bir öksürük, geniş bir boyut aralığı boyunca binlerce damlacık yayıyor. Bilim insanları, büyük damlacıkların yer çekimi sebebiyle hızlıca zemine çökeldiğini bulmuşlar. Fakat bu damlacıklar, rüzgar olmadığında bile öksürüğün sağladığı itiş hızıyla 1 metre uzağa gidebiliyormuş. Orta boyutlu damlacıklar buharlaşıp daha ufak damlacıklara dönüşebiliyormuş. Bunlar daha hafif olmanın ve rüzgarla daha kolay taşınabilmenin yanında, daha uzağa da gidebiliyor.Kaynak: popsci.com cumhuriyet.com.trABD'den Tayvan'a 600 milyon dolarlık SİHA satışına onay
ABD'den Tayvan'a 600 milyon dolarlık SİHA satışına onay /Archive/2020/11/4/131049335-thumbsbc668ce70917be8e42467cdefc88751ad9.jpgABD Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Tayvan'a 4 SİHA ile ekipmanlarının satışının onaylandığı belirtildi.Satılan SİHA'lar ve ekipmanlarının 600 milyon dolar değerinde olduğu vurgulanan açıklamada, "Önerilen satış, alıcının silahlı kuvvetlerini yenileme ve güvenilir bir savunma kabiliyetini sürdürme gayretlerini destekleyerek ABD'nin ulusal, ekonomik ve güvenlik çıkarlarına hizmet ediyor. Önerilen satış, alıcının güvenliğini geliştirmesi ile bölgedeki siyasi istikrarı, askeri dengeyi, ekonomiyi ve gelişimini sürdürmesinde destek olacak." ifadeleri kullanıldı.Bu satışın, Tayvan'ın istihbaratını ve denetim ile keşif yeteneklerini destekleyerek savunmasını geliştireceği aktarılan açıklamada, Ada'ya yapılabilecek askeri harekatın engellenmesine yardımcı olabileceğine de dikkati çekildi.Açıklamada, satış konusunda Kongre'nin bilgilendirildiği de kaydedildi.ÇİN, TAYVAN'A SİLAH SAĞLAYANLARA YAPTIRIM UYGULAYACAĞINI DUYURMUŞTUABD Dışişleri Bakanlığı, Tayvan'a 21 Ekim'de 1,8 milyar dolar değerinde F-16 uçaklarında kullanılan füze ve HIMARS roket sistemlerinin, 27 Ekim'de de 2 milyar 370 milyon dolar değerinde Harpoon Kıyı Savunma Sistemi ile ilgili mühimmat ve ekipmanın satışına onay vermişti.Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Cao Licien, 22 Ekim'de yaptığı açıklamada, ülkesinin, ABD tarafını planlanan silah satışlarından vazgeçmeye ve Tayvan ile askeri temasları durdurmaya çağırdığını belirterek, Çin'in, gelişmelere göre "gerekli tepkiyi" vereceğini vurgulamıştı.Sözcü Cao, 26 Ekim'de de Çin'in ABD'nin Tayvan'a silah satışına katılan Amerikalı şahıs ve kuruluşlara yaptırımlar uygulamak için gerekli önlemleri almaya karar verdiğini açıklamıştı.HAVA SAHASI İHLALLERİTayvanlı yetkililer, son dönemde Çin uçaklarının hava sahasına yönelik ihlallerinin artışına dikkati çekiyor.Tayvan'dan 1 Kasım'da yapılan açıklamada, Çin ordusuna ait uçakların Hava Savunma Tanımlama Sahasını 16 Eylül'den bu yana 31 kez ihlal ettiğini, son 8 günde 9 ihlal meydana geldiği kaydedilmişti.Çin'de İkinci Dünya Savaşı'nın ardından çıkan iç savaşta Mao Zedong liderliğindeki Çin Komünist Partisinin (ÇKP) 1949'da iktidarı ele geçirmesi ve Çin Halk Cumhuriyeti'nin kuruluşunu ilan etmesi üzerine Çan Kayşek liderliğindeki Çin Milliyetçi Partisi (Kuomintag) üyeleri, Tayvan'a yerleşip 1912'de kurulan "Çin Cumhuriyeti" iktidarının Ada'da devam ettiğini ileri sürerek bağımsızlık ilan etmişti.Bu girişim Çin tarafından kabul edilmese de Tayvan temsilcileri, 1971'e kadar Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda Çin'i temsil etmişti. 1950'ler ve 1960'larda çok sayıda ülkenin diplomatik ilişki tercihini Çin Cumhuriyeti'nden Çin Halk Cumhuriyeti'ne çevirmesinin ardından 1971'de BM Genel Kurulunda yapılan oylamada Pekin hükümetinin Çin'in tek meşru temsilcisi kabul edilmesiyle Tayvan'ın uluslararası örgütlerdeki konumu belirsiz hale gelmişti.Pekin yönetimi, "Tek Çin" ilkesini benimseyerek Çin'i uluslararası toplumda sadece kendilerinin temsil ettiğini savunuyor ve Tayvan'ın dünya ülkeleriyle müstakilen diplomatik ilişkiler kurmasına, BM'de ve diğer uluslararası kuruluşlarda temsil edilmesine karşı çıkıyor. AA