Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajansı - Haberler

Friday, 03.14.2025, 02:42 AM (GMT)

News - Haberler

210 bin dolarlık vurgun yapan sahte avukat adli kontrolşartıyla serbest bırakıldı

210 bin dolarlık vurgun yapan sahte avukat adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı İstanbul'da kendini avukat olarak tanıttığı kadını, cezaevindeki kocasını dışarı çıkarma vaadiyle 210 bin dolar dolandırdığı iddia edilen şüpheli, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. /Archive/2021/1/16/124844938-220.jpgİstanbul Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Yankesicilik ve Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri, Kıbrıs'ta yaşayan iş insanı Sibel Bal Kotan'ın, hakkındaki kesinleşmiş hapis cezasından dolayı tutuklu bulunan kocası Yunus Kotan'ın hukuki sürecini takip etmesi için anlaştığı bir kişinin avukat olmadığını ve kendisini 210 bin dolar dolandırdığını bildirmesi üzerine çalışma başlattı.DOLANDIRILDIĞINI ANLADIŞüpheli M.E.Ö., bazı kurumlar ve devlet büyükleriyle olan ilişkilerinin kuvvetli olduğunu, eşi Yunus Kotan’ı cezaevinden çıkarabileceğini iddia etti. Daha sonra Kotan, 350 bin dolar karşılığında şüpheli M.E.Ö. ile anlaştı.Anlaşma sağlanınca M.E.Ö.’ye 210 bin dolar ödeyen Kotan, eşinin dosyası hakkında herhangi bir gelişme yaşanmamasının ardından durumdan şüphelendi. Daha sonra çok yüksek fiyatlarda ödeme yaptığı kişiden bir sonuç alamayan Kotan, anlaştığı şüphelinin avukat olmadığını öğrendi. Dolandırıldığını anlayan kadın, durumu polise bildirdi.ÇOK SAYIDA GÜVENLİK KAMERASI İNCELENDİYaşanan olayın ardından şüpheli M.E.Ö.’yü yakalamak için harekete geçen Asayiş Şube Müdürlüğü Yankesicilik ve Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri, çok sayıda güvenlik kamerasını incelemeye aldı. Ekipler, teknik ve fiziki takibin ardından M.E.Ö.’yü Maltepe’de bulunan lüks bir rezidansta yakalayarak gözaltına aldı. Şüpheli M.E.Ö., emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayına sevk edildi."YAKLAŞIK 20 KİŞİYİ BU YOLLA DOLANDIRILDIĞI SÖYLENİYOR"Dolandırıldığını anlatan Sibel Bal Kotan, “Avukat olduğunu iddia eden birisi tarafından dolandırıldım. Eşimin alakasız bir dosyasından ceza aldığında fark ettik ki, konuyla hiç ilgilenmedi. Dosyaya hiç bir şekilde vakıf değil. O gün biz çalışmaktan vazgeçtik. Bu adam kendisinin bazı devlet büyükleriyle ikili ilişkilerinin iyi olduğunu ileri sürerek eşimi özgürlüğüne kavuşturabileceğini söyledi. Ben bu parayı ödedikten sonra fark ettim ki bu insan avukat bile değilmiş. Yaklaşık 20 kişiyi bu yolla dolandırıldığı söyleniyor, başka kimse mağdur olmasın diye bu kişi hakkında suç duyurusunda bulunduk” ifadelerini kullandı. AA

Trump, taraftarlarınısöylemleriyle nasıl manipüle ediyor?

Trump, taraftarlarını söylemleriyle nasıl manipüle ediyor? Basit cümleler, akılda kalıcı mesajlar: Donald Trump'ın keskin ve kışkırtıcı söylemleri, seçmenleri üzerinde hayli etkili oluyor. Donald Trump'ın söyleyecek bir şeyi varsa, sözleri dünyanın her yerinde yankılanıyordu. Cumhuriyetçi Başkan, dört yıllık görev süresinde, özellikle Twitter'da kelimeleri adeta siyasi bir silah olarak kullandı: Kendisini eleştirenleri "loser" (kaybedenler) ve "hater" (nefret edenler) olarak nitelendirdi; medya onun için "main stream" (ana akım) bile değil, daha ziyade "lamestream" (topal akım) hükmündeydi; eski Dışişleri Bakanı Rex Tillerson gibi bazı kabine üyeleri ve ekip üyeleri "tembel" ve "fasulye samanı kadar aptal" kişilerdi. Her zaman yüksek IQ'su ile övündü, rakiplerine ise hakaret etti ve bıkıp usanmaksızın son seçimin "çalındığını" iddia ederek destekçilerini sürekli kışkırttı. Tekrar tekrar büyük harflerle Twitter’da hep aynı mesajı yazdı: "BU SEÇİMİ KAZANDIM!"Donald Trump'ın kullandığı dil bile aslında dünya görüşünün ne kadar basit olduğunu gösteriyor: Sadece o ve taraftarları iyi, geri kalan herkes kötü. Tüm popülistler gibi kimin "halk" olduğuna da o karar verdi: Kendi seçmenleri. Ona karşı olan herkes ise "elit" kategorisinde yer alıyordu ve toplumun sadece kötülüğünü istiyordu.KIŞKIRTICI SÖYLEMLERParis'te çevirmen ve öğretim görevlisi olarak çalışan, aynı zamanda "Donald Trump'ın Dili" adlı bir de kitap yazan Bérengère Viennot'a göre, son dört yıldaki manipülatif söylemleri göz önünde bulundurulduğunda, Donald Trump'ın 6 Ocak 2021'deki bir mitingde taraftarlarından, yakındaki Kongre Binası'na doğru yürüyüşe geçmelerini istemesi aslında pek de şaşırtıcı değil. Trump'a göre, halkın oyları elitler tarafından çalınmıştı ve Senato üyeleri, bu çalıntı oylarla seçimi kazanan Joe Biden'ın başkanlığını onaylamak üzereydiler.DW Türkçe'de yer alan habere göre Viennot, "Bu mitingde, sözleri ve şiddet çağrısı ilk kez televizyon veya sosyal medya tarafından filtrelenmedi ve doğrudan taraftarlarına ulaştı" diyor ve ekliyor: "Trump, son dört yıldaki iletişim dili sayesinde destekçilerini tam da böyle bir ana hazırladı. Aslında onun kullandığı dile bakılarak, seçmenlerinin şiddete başvuracağı öngörülebilirdi." cumhuriyet.com.tr

Filipinler'de insanlık dramı: 5 yıldır kafeste kapalı

Filipinler'de insanlık dramı: 5 yıldır kafeste kapalı Filipinler'de, psikolojik rahatsızlığı bulunan 29 yaşındaki Bebe adlı genç kadın tedavi için gerekli ilaçların masraflarını karşılayamayan ailesi tarafından 5 yıldır kafese kapatıldı. Aile, kızlarının giysilerini yediği gerekçesiyle çuvallarla elbise yaptı. Filipinler ailesi tarafından 5 yıldır kafeste tutulan kızı konuşuyor. Filipinler'de, psikolojik rahatsızlığı bulunan 29 yaşındaki Bebe adlı kadın, ailesi tarafından 5 yıldır kafese kapatıldı.Yerel medyanın haberine göre, Bebe’in 2014’te depresyon teşhisi konulmadan önce bir dükkanda çalıştığını, genç kadının tedavisi için ilaç masaraflarını artması nedeniyle ailesi tarafından 5 yıldır demir kafese kapatıldığını aktardı.İLAÇ MASRAFLARI KARŞILANMAYINCA KAFESE HAPSEDİLDİFilipin medyası, Bebe'nin tedavisine yönelik ilaç masraflarını karşılayamaması nedeniyle ikinci kez depresoyona girdiği, halüsinasyon gördüğünü ve etrafına karşı hırçınlaştığını yazdı. Aileye yakın isimlerden Glyzel Bullos, Bebe’in şiddetli ataklar yaşadığını ifade ederek, " Bu kötü bir durum ancak, nedeni ailesinin Bebe'nin tedavisi için gerekli ilaçları karşılayamadığı için bu yolu izledi. Bebe'nin güvenliği için kafese kilitlendi" dedi. Bullos, ailesinin Bebe'yi sürekli alışılmadık yerlerde bulduğunu, evden kaçtığını belirterek, " Bu acı manzara Bebe'nin güvenliği için" diye konuştu.KIYAFETLERİNİ YEDİĞİ İÇİN ÇUVAL GİYDİRDİLERYetkililerden Bebe için yardım bekleyen aile, genç kadının durumunu sosyal medyadan paylaştı. Videoda genç kızın çuval giydiği görülürken, aile bu durumu " Kızımız yiyeceklerini yemeye çalıştığı için çareyi çuval giydirmekte bulduk" dedi. DHA

Sigara içmek içinçıktığıbalkondan düşüpöldü

Sigara içmek için çıktığı balkondan düşüp öldü Antalya'nın Manavgat ilçesinde 62 yaşındaki emekli Asker Altun, sigara içmek için çıktığı 4'üncü kattaki evinin balkonundan düşüp öldü. Manavgat'ın Kasaplar Mahallesi Hasan Fehmi Boztepe Caddesi'ndeki Tahirbey Apartmanı'nın 4'üncü katında eşi ve çocuklarıyla birlikte yaşayan Asker Altun, saat 02.00 sıralarında iddiaya göre sigara içmek için balkona çıktı. Sigara içerken dengesini kaybeden Altun, balkondan düştü. İhbar üzerine adrese polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Gelen sağlık ekibinin yaptığı kontrolde, Asker Altun'un yaşamını yitirdiği belirlendi. Altun'un cenazesi, otopsi için Antalya Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.Asker Altun'un önemli bir sorunu olmadığını belirten yakınları, sigara içmek için çıktığı evinin balkonundan dengesini kaybederek düşmüş olabileceğini söyledi./Archive%5C2021%5C1%5C16%5C123632345-sigara-icmek-icin-ciktigi-balkondan-dusup-oldu_2.jpg DHA

SaldırısonrasıMHP'den açıklama:ÜlküOcaklarıentelektüel merkezler oldu artık

Saldırı sonrası MHP'den açıklama: Ülkü Ocakları entelektüel merkezler oldu artık Ülkücü kökenli 3 ismin saldırıya uğramasının ardından açıklama yapan, MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, "Ülkücü gençler artık sokaklarda değiller. O durum 80 öncesinde kaldı. Ülkü ocakları kültür ve irfan ocakları oldu. Entelektüel merkezler oldu artık” dedi. Türkiye'de 24 saat içinde üç ayrı muhalif isme yönelik saldırı yaşandı. KRT TV programcısı Avukat Afşin Hatipoğlu, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ ve Yeniçağ Gazetesi Ankara Temsilcisi Orhan Uğuroğlu kimliği belirsiz gruplarca yapılan saldırıların hedefi oldu.Ülkücü kökenli 3 isme yapılan saldırı dikketleri MHP'ye çevirirken, MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın konuyla ilgili Habertürk'ten Nagehan Alçı'ya konuştu.Yalçın’ı arayan Alçı, saldırı hakkında Yalçın’ın "Nagehan Hanım Selçuk Özdağ’ı ben Keçiören’den tanırım, cemaziyelevvvelini bilirim. Kendisini hiç sevmem. Bunu da gizlemem, açık açık söylerim. Sosyal medyada da ifade ettiğim gibi hayatı boyunca çıkarları için yan yana yürüdüğü herkesi satmış Talleyrand isimli Fransız politikacıya benzetiyorum kendisini. Son olarak gereksiz yere Sayın Bahçeli’ye saldırdı. Bu saldırısı çok ağırıma gitti... Ben de o nedenle kendisine cevap verdim. Benim üslubum çok ağırdır doğru ama durduk yere kimseye sataşmam. Üstelik sözlü polemik ile bu saldırının ne ilgisi var? Saldırı yapacak insan önceden böyle önden sözlerle yüklenir mi? Saldırı yaptıracak insan bilakis sinsi davranır, ses etmez. Ben mertçe tavrımı ortaya koydum. Bu saldırılarla benim hiçbir ilgim ve bilgim yok ve olması mümkün değil" dediğini aktardı.“BU HAREKETİN DELİSİ ÇOKTUR”Semih Yalçın, Selçuk Özdağ ve Orhan Uğurluoğlu’na yönelik saldırıların organize olup olmadığını soran Nagehan Alçı’ya, “Bu hareketin delisi çoktur Nagehan Hanım. Talimat falan dinlemezler... Bakın biz 80 öncesinin içinden geldik. Saldırı, şiddet bunları bizzat yaşamış ve çok acılar çekmiş insanlarız. Şiddet kesinlikle yanlış ve gayrimeşru bir yöntem. Bırakın böyle bir saldırının arkasında olmayı tamamen bu saldırının karşısındayım... Ben çok sert mücadele ederim ama sosyal medya üzerinden mesajlarla ya da gerekiyorsa mahkemede hakkımı ararım ve hesap sorarım. Biz kalemle ve dil ile mücadele ederiz. Şiddetle bizim işimiz olamaz. Ama 6 milyon oy almış bir lidere haksızca saldırana da en ağır sözlerle cevabını veririm" yanıtını verdi.“ÜLKÜ OCAKLARI KÜLTÜR VE İRFAN OCAKLARI OLDU”Semih Yalçın, Alçı’nın “’Ülkücü hareketin şiddetle ilişkisinde bir problem var’ tezine ne dersiniz “ sorusuna ise "Bu da haksız bir önyargı. Ülkücü gençler artık sokaklarda değiller. O durum 80 öncesinde kaldı. Ülkü ocakları kültür ve irfan ocakları oldu. Entelektüel merkezler oldu artık” şeklinde cevap verdi. cumhuriyet.com.tr

Evinden ayrıldıktan sonra bir daha haber alınamadı: Kayıp doktoru, 100 kişilik ekip arıyor

Evinden ayrıldıktan sonra bir daha haber alınamadı: Kayıp doktoru, 100 kişilik ekip arıyor Kocaeli'nin Kartepe ilçesinde, evinden ayrıldıktan sonra bir daha haber alınamayan Doktor Uğur Tolun’u (51) arama çalışmaları, Kartepe'de, karla kaplı bölgelerde 100 kişilik ekipler sürüyor. /Archive/2021/1/16/121313145-500.jpgBaşiskele ilçesinde özel bir hastanede görev yapan Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Dr. Uğur Tolun, çarşamba günü Kartepe ilçesindeki evinden ayrıldı. Kamyoneti ile gezmeye çıkan Uğur Tolun’dan bir daha haber alınamadı. Jandarma Arama Kurtarma (JAK), AFAD, AKUT ve İHH'nin karla kaplı dağlarda yaptığı tüm aramalara karşın Dr. Tolun'a ulaşılamadı. Bu sabah JAK, AFAD, AKUT ve İHH ekipleri, yaptıkları toplantının ardından yaklaşık 100 kişilik ekiple Maşukiye, Kuzuyayla, Derbent, Geyik Alanı, Uçurtma Tepesi ve Kartepe'nin en yüksek noktası olan antenler bölgesinde arama çalışması başlattı. Aramalar gün boyu bölgede devam edecek. (DHA)

Trump'tan Fas Kralı6. Muhammed'e liyakat madalyası

Trump'tan Fas Kralı 6. Muhammed'e liyakat madalyası ABD Başkanı Donald Trump'ın, "İsrail'le ilişkilerini normalleştirmesi dahil Orta Doğu barış sürecine katkısı" sebebiyle Fas Kralı 6. Muhammed'e "liyakat madalyası" verdiği bildirildi. Beyaz Saray'dan yapılan yazılı açıklamada, Trump'ın Fas Kralı 6. Muhammed'e verdiği liyakat madalyasının, sadece devlet başkanlarına verilen prestijli ve özel bir nişan olduğu belirtildi.Açıklamada, "İki on yıldan uzun süredir Kral 6. Muhammed, ABD ile Fas arasındaki kalıcı ortaklığın gelişimine katkı sağlamıştır. İsrail'le ilişkilerini normalleştirmesi dahil, onun vizyon ve cesareti Orta Doğu ve Kuzey Afrika'yı yeniden şekillendirmiştir." ifadelerine yer verildi.Açıklamada ayrıca, söz konusu liyakat madalyasını, Kral 6. Muhammed adına Fas'ın Washington Büyükelçisi Prenses Lalla Joumala'nın aldığı bilgisi de paylaşıldı.ABD Başkanı Trump, 10 Aralık 2020'de yaptığı açıklamada, Fas ve İsrail'in tam diplomatik ilişki kurulmasına yönelik anlaşmaya vardığını duyurmuştu.Trump, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "Bugün, Batı Sahra üzerinde Fas'ın hakimiyetini tanıdığımız bir bildiri imzaladım. Fas'ın ciddi, güvenilir ve gerçekçi özerklik teklifi, kalıcı barış ve refah için tek, kalıcı çözümdür. İki muhteşem dostumuz İsrail ve Fas Krallığı, tam diplomatik ilişki kurulması için anlaşmaya vardı. Bu, Orta Doğu'da barış için büyük bir atılım." değerlendirmesinde bulunmuştu. AA

Koronavirüs paniği sonrasıAvustralya Açıköncesinde 24 tenisçiye karantina

Koronavirüs paniği sonrası Avustralya Açık öncesinde 24 tenisçiye karantina Grand Slam'ın açılış ayağı Avustralya Açık öncesinde 24 tenisçiye karantina kararı geldi. Sezonun ilk grand slam turnuvasına katılmak için Avustralya'ya giden tenisçilerin uçağında pozitif vakaya rastlanması üzerine 24 sporcu karantinaya alındı.Avustralya Açık'ın internet sitesinde yer alan açıklamada, 67'si yolcu toplam 79 kişinin bulunduğu uçakta iki pozitif vakanın tespit edildiği, testlerinin negatif olmasına karşın 24 sporcunun 14 günlük karantinaya alındığı kaydedildi.Los Angeles'tan Melbourne'e gelen uçakta iki kez Avustralya Açık şampiyonluğu yaşayan Belarus Victoria Azarenka'nın yanı sıra ABD'li Sloane Stephens ve Japon Kei Nishikori'nin de bulunduğu basına yansıdı.8 Şubat'ta başlayacak Avustralya Açık'ta koronavirüse karşı alınan önlemler çerçevesinde, tenisçi ve takımlarının, turnuvanın 15 gün öncesinde oyunların düzenleneceği Melbourne kentine gelerek belirlenen yerlerde karantinaya girmesi gerekiyor. AA

Taşıdıklarıdemir, yüksek gerilim hattına temas edince tabanlarıpatladı

Taşıdıkları demir, yüksek gerilim hattına temas edince tabanları patladı Erzincan'ın Tercan ilçesine bağlı Kalecik köyünde, amca çocukları Mustafa Yalçın (13) ile Ahmet Yalçın (16) birlikte taşıdıkları inşaat demiri, yüksek gerilim hattıyla temas edince her ikisinin de ayak tabanları patladı. Olaydan sonra baygınlık geçiren kuzenler, akrabaları Muhanur Yalçın (60) tarafından vücutlarındaki elektriği alsın, diye toprağa gömdü. Köye gelen sağlık ekibince 2 çocuk, ambulansla hastaneye kaldırıldı. /Archive/2021/1/16/115910840-cocuklar.jpgÇOCUKLARIN TEDAVİSİ DEVAM EDİYOROlay, 6 Aralık Pazar günü sabah saatlerinde meydana geldi. Köyde kendilerine ait inşatta demir taşıyan Mustafa Yalçın ile Ahmet Yalçın'ın birlikte tuttukları inşaat demiri, hemen üstlerinde duran yüksek gerilim hattı ile temas etti. Bu sırada acıyla yere düşen amca çocukları, ayak tabanları da patlarken baygınlık geçirdi. Bu sırada olayı görüp gelen Muhanur Yalçın, çocukları vücudundaki elektriği alması için bellerine kadar toprağa gömdü. Köye gelen sağlık ekibince ambulansla Erzurum'daki Şehir Hastanesi Yanık Tedavi Merkezi'ne kaldırılan 2 çocuğun tedavisi devam ediyor. Sağlık durumları her geçen gün iyiye giden amca çocuklarının elektrik akımının ayak tabanında açtığı delikler kapatılmaya çalışılıyor.ÇOCUKLAR TOPRAĞA GÖMÜLDÜÇocukların yanında refakatçi olarak kalan Kalecik köyü muhtarı ve Mustafa Yalçın'ın da babası olan Cengiz Yalçın, "Çocuklar kendimize ait inşaat demirlerini kaldırırken yüksek gerilimi fark etmeden demiri tellere değdirmişler. Şok geçirip o an yere yığılmışlar. Ayakları patlamış. Elektrik akımı ayaklarını patlatıp dışarı çıkması yaşamalarına neden olmuş. Olayı gören yakınımız vücutlarındaki elektrik akımının tamamen çıkması için çocukları toprağa gömmüş. Köye gelen ambulansla çocukları önce Tercan ilçe merkezine oradan Erzincan'a ve sonra Erzurum'a getirdik" diye konuştu. "BÖYLE BİR ACI OLAMAZ"Yaklaşık 40 gündür hastanede olduklarını söyleyen Mustafa Yalçın, "Böyle bir acı olamaz. İkimiz de aynı demiri kaldırdık. O sırada büyük bir acı ile bayıldık. kendimize geldiğimizde hastanede doktorlar müdahale ediyordu. Benim sağ, Ahmet'in ise her iki ayak tabanı patladı. Yavaş yavaş yürümeye başladık. Umarım kısa sürede iyileşir evimize gideriz" dedi. (DHA)

Yarın Cumhuriyet Pazar günü

Yarın Cumhuriyet Pazar günü Koronavirüs önlemleri kapsamında uygulanan hafta sonu tam kısıtlamalarında da, gazeteniz Cumhuriyet'e ve Cumhuriyet Pazar'a ulaşabileceksiniz. Gazeteniz Cumhuriyet'le, dolu dolu Cumhuriyet Pazar sizleri bekliyor. Bayinizden istemeyi unutmayın. Başarılı oyuncu Devin Özgür Çınar, mini dizi 10 Bin Adım’ın hikâyesini Emrah Kolukısa’ya anlattı. Sanat yaşamında 20 yılı geride bırakan Çınar, “İçime sinen şeyleri yapmayı seviyorum, hırsları olan biri değilim” diyor.Zülal Kalkandelen’den, bitki ve meyvelerden üretilen deri ve kumaşlarla gelişen alternatif, doğa dostu moda dosyası...Son kitabı “Hepimiz aynı belediye otobüsündeyiz’ yayımlanan CHP’nin yerel seçimler kampanyasının mimarı Ateş İlyas Başsoy...Salgın olmasaydı Madrid’de gezmek nasıl olurdu? Elçin Poyrazlar anlattı...Ülker İnce, Özge Mumcu Aybars, Enver Aysever, Mustafa K. Erdemol yazılarıSaksıda bitki yetiştirmek, Yüzümle Mutluyum Derneği, haftanın sanat ajandası...Hepsi yarın Cumhuriyet’teGazetenizi bayinizden ayırtmayı unutmayın!Kimler var?Figen Atalay, Özge Mumcu Aybars, Şehriban Kıraç, Hazal Ocak, Merve Saatçi, Mustafa K.Erdemol, Ozan Yurtoğlu, Emrah Kolukısa, Zülal Kalkandelen, Kemal Urgenç, Ülker İnce, Enver Aysever ve Elçin Poyrazlar/Archive/2021/1/16/115338984-screenshot1.png cumhuriyet.com.tr

'Koronavirüsün gençliküzerindeki etkisi' araştırıldı

'Koronavirüsün gençlik üzerindeki etkisi' araştırıldı Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyeleri, pandemi döneminde gençlerin Covid-19 ile baş etme stratejilerini belirlemek için TÜBİTAK destekli araştırma yaptı. Çalışmaya katılan 18-30 yaş aralığındaki 1129 gence, 20 soru yöneltildi. Geçlerin sorulara verdiği cevaplar ile koronavirüsün yaşamlarındaki etkisi belirlenmeye çalışıldı. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Nilay Çabuk Kaya, TED Üniversitesi Sosyoloji Bölümü ile işbirliğinde gerçekleştirilen çalışmanın, internet üzerinden yapıldığını söyledi.Prof. Dr. Çubuk Kaya, "Çalışma geçen yıl Nisan ayında başladı. 1129 katılımcı ile 955 anketin değerlendirildiği, 18-30 yaş bireylerden oluşan bir çalışma oldu. Salgın ile birlikte bugüne kadarki deneyimleri nasıl değişti, gençler nasıl etkilendi; örneğin, evde oldukları zaman koronavirüsten önce televizyon izleme sıklığı nasıldı, virüsten sonra nasıl oldu ya da arkadaşları ile buluşma virüsten önce ne kadardı sonra nasıl oldu, virüsten önce evde bulaşık yıkıyorlar mıydı virüsten sonra bu değişti mi gibi sorularla evdeki aktivitelerindeki durumları sorguladık. Yakınları virüs olduğunda duygu durumlarını ortaya çıkaracak sorular sorduk" dedi.'BU SORUYA GELEN CEVAPLAR HAYLİ FARKLI OLDU'Prof. Dr. Kaya, toplamda 20 temel konu başlığındaki sorulardan sadece son sorunun "Covid-19 denilince aklınıza ne geliyor?" şeklinde açık uçlu olduğuna dikkat çekerek şöyle dedi:"Bu soruya gelen cevaplar bir hayli farklı oldu. Bu soru onların zaten tüm duygularını açığa vurdu. Mesela beni duygulandıran 20’li yaşlarda bir gencin '20 yaşımda en önemli 1 yılımı kaybettim, hayatımın en değerli 1 yılını yok saydım' şeklindeki mesajıydı. Katılımcılardan bazıları bu durumun kendilerini güçlendirdiğini, bazıları çok depresyonda olduğunu, stres altında kaldığını, güvenin yıkıldığını belirtti. Gençliğin en önemli vurgularından biri esaret altında kalmak, özgürlüklerinin kısıtlanması, kendilerini geleceğe ilişkin bir belirsizliğin içinde bulmaları, korkular, kaygılar, depresyon gibi çok farklı söylemleri vardı. Fakat 'Ben kendimi güçlendirdim', 'Kendimi buldum', 'Beni rahatsız eden insanlardan uzak kaldım' gibi cümleler kuranlar da vardı. Ama bunların dışında sevdiklerinin kaybını kendine kaygı edip yakınlarını kaybedeceği korkusu  yaşayanlar da var. Böyle çok farklı duygular içerisinde bir gençlikle karşı karşıya kaldık. Dünyanın değiştiğine inanan; bir taraftan şükür eden gençler var. Covid-19 ile baş etmede hem güçlenenler hem de dibe vuranlar vardı."/Archive/2021/1/16/120202791-koronavirusun-genclik-uzerindeki-etkisi-arastirildi_1.jpg DHA

Taliban'dançok eşlilik uyarısı: Düşmanlarımıza malzeme veriyor

Taliban'dan çok eşlilik uyarısı: Düşmanlarımıza malzeme veriyor Afganistan hükümetiyle barış müzakerelerini sürdüren Taliban hareketinin liderliği, 'Düşmanlarımıza malzeme veriyor' diyerek komutanları ve savaşçılarına çok eşlilikten kaçınmalarını emretti. Getty ImagesBölgede kadınlar genellikle kiminle ve ne zaman evlenecekleri konusunda söz sahibi değilAfganistan'daki Taliban lideri Molla Hibatullah, "düşmanlarımıza malzeme oluyor" diyerek, hareketin liderleri ve komutanlarının çok kadınla evlenmekten vazgeçmesini istedi. Ama bu çağrının arkasında mali kaygılar da olduğu anlaşılıyor.Erkeklerin birden fazla -en fazla dört- kadınla evlenmesine izin veren çok eşlilik Afganistan, Pakistan ve Müslüman nüfusun çoğunlukta olduğu bazı diğer ülkelerde halen yasal sayılıyor.Fakat BBC'nin görüştüğü Taliban kaynakları bu uygulamanın Afganistan ve Pakistan'daki Paştun aşiretler arasında yaygın olan gelinin ailesine "başlık parası" ödenmesi geleneği nedeniyle pahalıya mal olduğunu, komutanların başlık parası ve geçim ihtiyaçlarının giderek arttığını söylüyorlar.Molla Hibatullah'ın fermanı Taliban ve Afganistan açısından kritik bir döneme rastladı. Taliban hükümet ile ülkenin geleceği konusunda müzakerelerini sürdürüyor.BBC'nin ulaştığı kaynaklar Taliban liderliğinin, birden fazla kadınla evlenip çok sayıda ya da gereğinden büyük aileyi birden geçindirme derdine düşen üyelerinin para bulabilmek için yolsuzluk yaptığı konusundaki iddialardan rahatsız olduğunu söylüyor.Taliban'ın önde gelen liderlerinin çoğunun birden fazla eşi var fakat liderliğin yeni çağrısı, zaten birden çok kadınla evli olanlar için bir değişiklik önermiyor.Getty ImagesAfganistan'da özellikle kırsal kesimdeki Paştun aşiretlerde çok kadınla evlilik hala yaygınLİDERLİK TAM OLARAK NE DİYOR?Afganistan'daki Taliban lideri Molla Hibatullah'ın imzasını taşıyan iki sayfalık ferman, esasen ikinci, üçüncü ve dördüncü kadınla evlenmeyi yasaklamıyor ama düğünler ve evlilik dolayısıyla büyük miktarlarda paralar harcanmasının Taliban'ın düşmanlarına malzeme verdiği uyarısında bulunuyor."Eğer liderlik ve komutanlar çok eşlilikten kaçınırsa, yolsuzluğa ve yasa dışı işlere karışma ihtiyacı da duymazlar" ifadesi kullanılıyor.Fakat bu konuda bazı istisnalar da getiriliyor. Örneğin daha önceki evliliklerinden çocuğu olmamış ya da dul bir kadınla evlenmek isteyen veya aileden çok sayıda eşini geçindirebilecek servete sahip olan erkeklerin çok kadınla evlenmesine izin var.İki sayfalık metinde bu istisnai koşullara sahip olup birden fazla evlilik yapmak isteyen erkeklerin, önce örgüt içindeki üstlerine başvurup izin alması gerektiği de kaydediliyor.Taliban kaynakları BBC'ye yeni kuralları içeren mektubun Afganistan ve Pakistan'daki her düzeyde Taliban saflarında yaygın şekilde dağıtıldığını da söylediler.ÇOK EŞLİLİK NE KADAR YAYGIN?Çok kadınla evlenme, kadınların kiminle ve ne zaman evlenecekleri konusunda geleneksel olarak çok az söz sahibi olduğu Afganistan ve Pakistan'daki Paştun aşiretleri arasında çok uzun bir zamandır yaygın.Kırsal bölgelerdeki ataerkil Paştun toplumlarında daha fazla kadınla evlenmeye sıklıkla daha önceki eşlerinden çocuk sahibi olamamak gerekçe gösteriliyor. Bir başka yaygın gerekçe ise geçimsizlik. Bundan genellikle kadınlar sorumlu tutuluyor.Dul kalan kadınlar genellikle ölen kocalarının kardeşiyle evlendiriliyor. Kayınbirader daha önce başka bir kadınla evlenmiş bile olsa, ölen kardeşinin karısıyla evlenmesi, kadının ve ailenin namusunu korumak olarak algılanıyor.Bir de çok evlilik zenginler açısından bir tür statü sembolü olabiliyor.Bu tür evlilikler, evlenilecek kadının ailesine bir tür "başlık parası" ödenmesi yoluyla yapılabiliyor.Ekonomik güçlükler ve onlarca yıldır yavaş yavaş değişen toplumsal değerler ise çok eşliliği caydıran etkiler yapıyor, ama çok eşlilik hala sürüyor.TALİBAN SAFLARINDA ÇOK EŞLİLİKTaliban hareketinin önde gelen liderlerinin çoğunun birden fazla eşi var. Hareketin kurucusu, birkaç yıl önce ölmüş olan Molla Muhammed Ömer ile onun halefi Molla Ahtar Mansur'un üçer karısı vardı.Şu anki Taliban lideri Molla Hibatullah iki eşli.Taliban'ın Doha'daki en üst düzey sözcüsü Molla Abdul Gani Baradar'ın da üç eşi var. Sonuncusuyla Pakistan'da gözaltındayken evlenmişti.Katar'ın başkenti Doha'da yaşayan Taliban liderlerinin hemen tümünün birden fazla eşi var. Bunlardan bazıları daha yakın zamanda, ABD'nin Küba'daki Guantanamo üssünden serbest bırakılmışlardı. Bunların bazıları serbest bırakıldıktan sonra yeni evlilikler yaptılar ve kadınların ailelerine çok yüklü miktarlarda başlık paraları ödediler.NEDEN ŞİMDİ POLİGAMİ CAYDIRILMAK İSTENİYOR?Afganistan'da hükümet yetkilileri yıllardır Taliban liderleri lüks hayatlar sürerken, hareketin sıradan neferlerinin zar zor geçindiğini söylüyorlar.Afganistan Devlet Başkanı Eşref Gani geçen yıl Davos'taki Dünya Ekonomik Forumu'nda bir panelde barış ihtimalini anlatırken "İyi haber şu: Taliban liderliği dördüncü, beşinci karılarını alır ve sefa sürerken, saflardaki sıradan savaşçıların savaşmaktan usanmış durumda" demişti.Afganistan'daki Taliban komutanlarının kadınları zorla eş aldıklarına ilişkin haberler de buna eklenince, hareketin hükümetle müzakereleri sürdürdüğü bu kritik dönemde olumsuz haberlerden neden kaçınmak istediği iyice anlaşılıyor.Bütün bunlara Taliban liderlerinin her yeni evliliğinin harekete getirdiği mali yükü de eklemek lazım.Bazı haberlere göre komutanlar ve savaşçılar evlenmek için 26 bin ila 100 bin dolar arasında değişen çok yüklü başlık paraları ödüyorlar ve bunlar ya örgütün kasasından çıkıyor ya da gayri meşru yollardan elde ediliyor. BBC Türkçe




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter