News - Haberler
Gülen’e mektuplarınıokuyunca Enver Altaylıbenim için tarih oldu
Gülen’e mektuplarını okuyunca Enver Altaylı benim için tarih oldu İYİ Parti Disiplin Kurulu’nun, İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu’ya yönelik ithamları nedeniyle Disiplin Kurulu’na sevk ettiği Özdağ ile cuma sabahı söyleşi yaptığımızda henüz savunması istenmemişti. Sonrasında arayıp kararı sorduğum Özdağ, “Bahadır Erdem ve benzerlerinin el üzerinde tutulduğu, Ruzi Nazar-Enver Altaylı çizgisinin devamı Buğra Kavuncu’nun İYİ Parti Genel Başkanlığı’na taşındığı bir partide Ümit Özdağ’ın disiplin kuruluna sevk ve ihraç edilmesi doğaldır†dedi. Peki, Enver Altaylı’yla tanışıklığı ne zamana dayanıyor? “Kafamda Kavuncu’yla ilgili en ufak olumsuz bir şey yoktur o dönemden†dediği dönem hangisi? Söyleşimiz sürecek... Sayın Meral Akşener ve Buğra Kavuncu’nun cevap hakkı için bu sayfaların açık olduğunu not düşelim...- Orhan Kavuncu’yu sever ve sayarım. Sadece dostluğunu gördüğüm bir insandır. Kızmayı beceremeyecek kadar iyi bir adamdır hafızamda. - Buğra ve Burak Kavuncu’yu gençliklerinden Ankara Türk Ocakları’ndan tanıyorum. Kafamda ikisiyle ilgili de en ufak olumsuz bir şey yoktur o dönemden. Hatta Buğra ile ilgili olumlu şeyler vardır. Kişisel olarak üzülüyor muyum karşı karşıya gelmek zorunda kaldığımız için; evet! Ancak mesele benim kişisel duygularım değil, Türk devletinin ve Türk milliyetçiliğinin menfaatlarıdır.- KATİAD kurucu yöneticilerinden sadece Fettah Tamince ve Saltuk Buğra Kavuncu’nun offshore şirketler üzerinden para ilişkileri mevcuttur. Bu şirketlerin hesapları hakkında devletimiz İsviçre’den bilgi sorabilir ve resmi kanallardan cevap alabilir, İsviçre hesapları devletler arasında gizlilik taşımıyor. - Erdoğan’ın Man Adası’ndaki ekonomik faaliyetlerinin hesabını soran Akşener, kendi il başkanının Çanakkale’de yıkık bir binaya yaptığı, uluslararası sisteme girmiş para transferinin hesabını sormazsa inandırıcı olabilir mi?- Ümit Bey, bir televizyon programına çıktınız ve ortalığı karıştıran açıklamalar yaptınız. Bir kez daha sormak isterim: Size göre Buğra Kavuncu FETÖ’cü mü?Öncelikle Buğra Kavuncu’yu sadece bir kişi olarak değerlendirmemeliyiz. Ben Buğra Kavuncu’yu Ruzi Nazar-Duane R. Clarridge (Ruzi Nazar’ın patronu) Enver Altaylı ve Altaylı’nın bugünkü bağları çerçevesinde değerlendiriyorum. Buğra Kavuncu’nun babası Orhan Kavuncu da Enver Altaylı’dan “fikri liderim†diye bahsediyor. Altaylı ise bu iki isim konusunda “Saygıdeğer büyüklerim Ruzi Nazar ve Duane Clarridge’e (ruhları şad olsun) karşı taşıdığım ahlaki sorumluluğun bilinciyle†diyerek, çok açık bir şekilde ortaya koyuyor. Altaylı’nın saygıdeğer büyüğü Duane Clarridge, “A Spy For All Seasons†adlı kitabında ise kendi kahramanı olarak Lawrence’i gösteriyor. Buğra Kavuncu’nun İYİ Parti öncesinde Kazakistan’daki iş kariyerinde de başarılı olmasını sağlayan, İYİ Parti’de hızla yükselmesinin önünü açan, daha genel başkan yardımcısı iken bir divan üyesinin odasında “geleceğin genel başkanı†olarak kulaklara fısıldanmasının nedeni arkasındaki gelenek ve bu geleneğin son 25 yılda kontrol ettiği şebekedir.‘FETÖ İLE İLTİSAKLI OLMADIĞI İNANDIRICI DEĞİL’Ben televizyonda “Bir FETÖ‘cü sivil toplum örgütünün başkan yardımcılığını yaptı iseniz†bunu izah etmek zorundasınız dedim. Söz konusu STÖ Kazakistan Türk İşadamları Derneği KATİAD. 15 Temmuz 2016’da gerçekleşen FETÖ’cü darbe girişiminden sonra Türkiye Cumhuriyeti KATİAD’ın FETÖ’cü dernek olduğunu Kazakistan’a bildirmiş ve kapatılmasını istemiş. Kavuncu, KATİAD başkan yardımcısı olduğunu inkâr edemiyor. Kurucusu ve başkan yardımcısı olduğu STÖ’ye devlet THY, Ziraat Bankası ve Anadolu Ajansı gibi şirketlerinin/kuruluşlarında de üye olduğunu söyleyerek meşru bir yapı olduğunu ileri sürüyor. Siz FETÖ’nün yurtdışındaki en büyük STÖ’lerinden birisinin kurucu üyesi ve başkan yardımcısı olacaksınız ve FETÖ ile hiçbir iltisakınız olmayacak. Bu hiç inandırıcı değil.- Ailesinin de FETÖ ile ilişkisi olduğunu söylüyorsunuz...Kavuncu’nun büyük dayısı Enver Altaylı, eski MİT mensubu damadı ile birlikte FETÖ mensubu MİT elemanlarını yurtdışına kaçırmak için bir oluşum gerçekleştirmekten yargılanıyor. Enver Altaylı sadece Altaylı değil, Kavuncu ailesinin de Orhan Kavuncu’nun ifade ettiği gibi fikri ve siyasi önderi. Buğra’nın hayatında da önemli bir yeri ver. Buğra bunu, bir TED Talks konuşmasında Kazakistan’da başarısız iş denemelerinden sonra, “dayısının geldiğini ve her şeyin değiştiğini†ifade ederek söylüyor. Sonra Enver Altaylı, İYİ Parti’den önce Buğra Kavuncu’nun bir bakanlığa danışman olarak girmesi için Ankara’da temaslarda bulunmuş, ancak olumlu cevap alamamış. Diğer dayısı Taha Altaylı’nın FETÖ ile iltisakı, düzenledikleri toplantılar bilinmektedir. Amcasının oğlu İsmail Kavuncu FETÖ ile yoğun ilişkileri olmakla suçlanan bir kişidir. Buğra Kavuncu’nun kardeşi Oruç Burak Kavuncu FETÖ ile iltisaklıdır. Buğra Kavuncu’nun eniştesi Doç Dr. Fırat Yaldız, 2010’de Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Daire Başkanlığı’nda komiser iken Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklara geçmiş, bu kurumda iken FETÖ propagandasından soruşturma geçirdiği iddiası var."Ben Türk milliyetçisiyim ve siyasette ve hayatta Türk milliyetçisi olarak mücadeleye devam edeceğim. İYİ Parti’ye destek veren Türk milliyetçilerinin destek vermesinde büyük sorumluluğum var. Bu sorumluluğun bilinci ile hareket edeceğim. Yarın haklı çıktığımda hiçbir il başkanı “Hakkını helal et†diye gelmesin çünkü etmeyeceğim."- Bu arada Akşener’in “Yedi sülalemde FETÖ’cü bulursanız istifa ederim†sözünü anımsatmak isterim.Akşener’in ailesinde FETÖ ile başından itibaren mücadele eden çok saygın ilahiyatçılar, rahmetli ağabeyi gibi rahmetli babama da samimi bir sevgi ile “ağabey†diyen saygın Türk milliyetçileri ön plana çıkıyor. Ben de partinin genel başkan yardımcıları, parti sözcüleri ve il başkanlarında da benzer özelliklerin olmasını talep ediyorum. Sonuç olarak 17 yaşında FETÖ’cü abiler ile irtibata geçtiği, babası tarafından itiraf edilen, FETÖ’nün Türkiye dışındaki en büyük derneğinde kurucu üyelik ve başkan yardımcılığı yapan, iki dayısı, amcası, kardeşi ve eniştesi FETÖ’cü veya FETÖ iltisaklı olan ve offshore hesaplar üzerinde para oynatan bir kişinin İYİ Parti gibi FETÖ ile mücadeleyi temel ilkelerinden birisi yapmış, programına koymuş, bir partide genel başkan yardımcılığı, parti sözcülüğü, İstanbul il başkanlığı yapması ve genel başkanlığa hazırlanması FETÖ ile mücadele açısından büyük sakıncalar ortaya çıkaracak diyorum.‘ANNEANNEM ‘HARBİYELİ ENVER’ DİYE SEVERDİ’- Aileyi yakından tanıyorsunuz..Enver Altaylı, Harbiye’den atıldıktan sonra hukuk fakültesinde öğrenci iken anneannem ve dayımın Saraçoğlu Mahallesi’ndeki evine gelirdi. Ben dört yaşındaydım. Dayım da 22 Şubat’ta ihraç edilmiş bir üsteğmendi ve o da hukuk fakültesinde okuyordu. Bağımsız birleşik Türkistan’ın ilk cumhurbaşkanı olma hayali vardı. Babam CKMP-MHP milletvekiliyken Enver Altaylı da partideydi. Bütün aile kendisini çok severdi. Anneannem ve dayım ölene kadar Enver Altaylı’yı hep Saraçoğlu Mahallesi’ndeki eve gidip gelen “Harbiyeli Enver†olarak sevdiler. Kendisine, özellikle 1996’da yaptığımız bir konuşmada yollarımızın çoktan ayrılmış olduğunu gördükten sonra da FETÖ ile ilişkisini genel hatları ile bilmeme rağmen, eski hukuk ve eski aile dostluğu adına hep saygı gösterdim. Ta ki, iddianameyi okuyana kadar.‘MESELE KİŞİSEL DUYGULAR DEĞİL, TÜRK DEVLETİ’- Ve okuyunca..Gülen’e yazdığı mektupları okuyunca Altaylı benim için tarih oldu. Orhan Kavuncu’yu sever ve sayarım. Sadece dostluğunu gördüğüm bir insandır. Kızmayı beceremeyecek kadar iyi bir adamdır benim hafızamda. Aileden, örneğin halası gibi başka tanıdıklarım ve saygı duyduklarım da vardır. Buğra ve Burak Kavuncu’yu gençliklerinden Ankara Türk Ocakları’ndan tanıyorum. Kafamda ikisiyle ilgili de en ufak olumsuz bir şey yoktur o dönemden. Hatta Buğra ile ilgili olumlu şeyler vardır. Ancak devlet işi ile aile, tanışıklık, ahbaplık birbirinden ayrılmalıdır. Kişisel olarak üzülüyor muyum karşı karşıya gelmek zorunda kaldığımız için; evet! Ancak mesele benim kişisel duygularım değil, Türk devletinin ve Türk milliyetçiliğinin menfaatlarıdır. Söz konusu devlet olduğunda, Osmanlı, devleti yaşatmak için kardeşini kesmiş.ÜMİT ÖZDAĞ MI AKP’YE YARAYAN İŞ YAPIYOR?- Buğra Kavuncu iddialarınız farklı tepkilerle karşılandı. Kamuoyunda bir kısım “Ümit Özdağ güçlü bir dayanağı olmadan böyle bir çıkış yapmaz†derken, ötekisi “Bu çıkış AKP’nin işine yarıyor†diye tepki gösterdi. Hatta İYİ Parti’nin yükselişinin önünü kesmekle suçlandınız...Beni “AKP’nin işine yarıyor†diye suçlayanlar önce yaşları yetiyor ise son 18 senede verdiğim mücadeleye baksınlar. Annan Planı’nın reddi için KKTC’de çalışan, Ergenekon zanlısı olarak AKP-FETÖ yapımı Ergenekon-Balyoz kumpasları ile siyasi ve bilimsel olarak mücadele eden, “açılım†adı verilen terörle müzakere sürecinde bilimsel araştırmalar, televizyon açıklamaları ve hatta Cumhurbaşkanı Gül’e sözlü ve yazılı rapor ile karşı çıkan, 2010 referandumunda “Hayır†için mücadele eden, 2011 seçimlerinde MHP adayı olarak AKP ile mücadele eden ve AKP’nin tek parti rejimi kurduğunu kitaplaştıran, 2015 Haziran seçimlerinde AKP’nin iktidarı kaybetmesi mücadelesinde önde yer alan, 16 Nisan referandumunda YSK’nin önünde ve içinde halkın oylarının hesabını soran, İYİ Parti’nin kuruluşunda Akşener’in yanında yer alan Ümit Özdağ mı AKP’ye yarayan iş yapıyor? Hayır, ben İYİ Parti’nin AKP’nin düştüğü tuzağa düşmesini engellemeye çalışıyorum. İçindeki sızmaları engelleyecek bir İYİ Parti, AKP’ye karşı daha güçlü olacaktır.- Nasıl?Bakın İpek Hanım, ben İYİ Parti’ye Yusuf Halaçoğlu, Özcan Yeniçeri, Fatih Eryılmaz, Nevzat Bor ile geldim. Buğra Kavuncu ise Bahadır Erdem’i getirdi. Düşünmek lazım.. Bugün gerçekleşen tartışmalardan İYİ Parti taktik zarar görüyor gibi görünse dahi doğru adımlar atılır ise stratejik galibiyet elde eden taraf olur.AKŞENER’DEN SONRAKI GENEL BAŞKAN KAVUNCU MU?- Anlıyorum, çok kızgınsınız, kırgınsınız. Siz partinin kurucususunuz, kabul, ama parti eşbaşkanı gibi davranıyor olabilir misiniz? Liderlik arzunuz mu var?Hayır, böyle bir arzum yok. Koray Aydın’ın parti kurulduğu günden bu yana Akşener’e bu masalı anlattığını biliyorum. Akşener de birkaç kez “Benden sonrası için çalışma yapın, illeri gezin†diye benimle konuştu. Ancak kendisine de her seferinde ifade ettim, İYİ Parti’ye gelirken genel başkan olma isteğimi geride bırakarak geldim. Bugün de böyle bir isteğim yok. Son 18 yılda zor ve sert bir mücadele süreci yaşadım ve yoruldum. Kalan enerjimi parti içi mücadelede değil, kuşatılan ve sızılan Türkiye’nin milli güvenlik ve bekasının sağlanması için politik ve entelektüel alanda kullanma kararını vereli çok oluyor.- Peki, neyin mücadelesini veriyorsunuz?Ben İYİ Parti’de sadece tarlamızın başkası tarafından sürülmesini engellemek anlamında mücadele verdim, çünkü biliyorum ki birileri bu süreci ilk günden beri izliyor, arşivliyor ve İYİ Parti’nin tepesine binmek üzere hazırlanıyor. Hem Türk milliyetçiliğine bir sızmayı, bir operasyonu, hem İYİ Parti’ye yönelik bir dış operasyonu, hem İYİ Parti’nin Türk milliyetçiliği ekseninden çıkmasını engelleme mücadelesi verdim. Ancak partinin kuruluşunun üçüncü yılında gördüm ki İYİ Parti’yi Akşener’e rağmen korumak mümkün değil.DÖRT MESAJ VERİLİYOR- Açar mısınız?Akşener son kurultayda üç sene önce kurduğumuz partiyi yeniden kurdu. Hem kendisinden sonra Buğra Kavuncu’nun genel başkanlığının altyapısını hazırlayarak hem İYİ Parti’yi Türk milliyetçiliğinden liberal bir çizgiye çekerek. Akşener, 20 Eylül Kongresi’nden sonra yaptığı değerlendirmelerde -ki bu değerlendirmeler İYİ Parti il başkanları tarafından da teşkilatlara aktarılmaya başlandı- şu mesajları veriyor: 1) İYİ Parti’ye kurultayda getirdiği yeni kadrolarla liberal bir açılım yapacağım. 2) Prof. Dr. Bahadır Erdem bu liberal açılım çerçevesinde anayasa değişikliğinde parti adına önemli rol oynayacak. 3) Geçim derdinde olan seçmeni İYİ Parti’deki iç meseleler ile ilgilenmiyor. 4) Anketlerde İYİ Parti’nin oylarında bir düşüş olmadığı için halen devam eden iç meselenin çözümü ile ilgilenmeyeceğim. 5) İYİ Parti’de milliyetçi dayatmaları kabul etmeyeceğim. Bu politikaların uygulanabilmesi için ise bazı isimlerin tasfiye edilmesi gerekiyor. Yaşanan budur.İKİ KEZ PARA TRAFİĞİNE YAKALANDI- Kavuncu’yla ilgili “offshore hesaplar üzerinde para oynatan kişi†diyorsunuz...Panama belgelerinde herkesin internet üzerinden bulup görebileceği ve inceleyebileceği gibi açık kaynak bilgisine göre, Buğra Kavuncu’nun kurucu ve ortağı olduğu görünen Tollerport Asset Management SA (Tollerport Fon Yönetimi) bir British Virgin Island şirketi var. Şirketi kuran Horizon Investment adlı bir şirketi. Horizon Investment Cenevre merkezli bir fon yönetim şirketidir. Şirketlerin kendi ülkelerinde vergi ödemekten kaçınmak amacıyla sık sık kullandığı bir offshore merkezi olan British Virgin Adaları’nda hesap açıp, bunu da Tollerport Asset Management gibi offshore fon yönetimi şirketleri aracılılığıyla yurtdışında para ve mal varlıklarını yönettikleri anlaşılıyor. KATİAD kurucu yöneticilerinden sadece Fettah Tamince ve Saltuk Buğra Kavuncu’nun offshore şirketler üzerinden para ilişkileri mevcuttur. Bu şirketlerin İsviçre hesapları hakkında devletimiz İsviçre’den bilgi sorabilir ve resmi kanallardan cevap alabilir, İsviçre hesapları devletler arasında gizlilik taşımıyor. Beş lira bağışta bulunabilen insanların emekleriyle kurulan İYİ Parti’de Türk milliyetçiliği adı altında siyaset yaptığını iddia eden bir kişi için tüm bunlar izaha muhtaç, şaibeli ve taşıdığını iddia ettiği niteliklerle uyuşmayan somut gerçeklerdir. Erdoğan’ın Man Adası’ndaki ekonomik faaliyetlerinin hesabını soran Akşener, kendi il başkanının Çanakkale’de yıkık bir binaya yaptığı, uluslararası sisteme girmiş para transferinin hesabını sormazsa inandırıcı olabilir mi? İpek Özbey19 litrelik damacana suyun fiyatı11-19 TL arasında değişiyor
19 litrelik damacana suyun fiyatı 11-19 TL arasında değişiyor Damacana sularda 2018’de belirlenen 9.5 TL’lik tavan fiyat uygulamasına kimse uymadı. Bu yıl mart ayında yeniden tavan fiyat belirlenmesi beklenirken pandeminin de etkisiyle zamlar peş peşe geldi. Pandeminin başladığı mart ayından bu yana ambalajlı su fiyatlarına ortalama yüzde 20-25 zam yapıldı. Bu sürede damacana başına yaklaşık 1 TL’lik fiyat artışı oldu. Damacana su fiyatları bayilere göre değişiklik gösteriyor. Su firmaları dağıtıcı bayilere tavsiye satış fiyatı veriyor. Fakat bayiler rekabet nedeniyle kendi fiyatlarını belirliyor. 19 litrelik damacana suyun fiyatı ise 11 TL ile 19 TL arasında değişiyor. İstanbul Gazoz Su Şerbet Boza Turşu ve Sirke İmal Edenler ve Satanlar Esnaf Odası Başkanı Ahmet Turan Akkaya, suda tavan fiyat uygulamasından vazgeçtiklerini vurgulayarak, “2019 sonuna kadar tavan fiyata uyuldu. Ama bu yılın başından itibaren kimse uymadı. Bizim yaptırım gücümüz yok, sağlıklı denetimler de yapılamadı. 19 litrelik damacananın fiyatı bazı markalarda 19 liraya kadar çıkıyor†dedi. Akkaya, su üretimi pazarının yüzde 75’inin yabancı firmaların elinde olduğunu anlatarak “Su üretiminde sadece kullanılan ambalajın maliyetinde artış oldu. Ama akaryakıt gibi sürekli zam geliyor. Şimdi kış döneminde yeni zam gelmez ama nisanmayıs aylarında yeniden zamlar gelir†ifadelerini kullandı.KUR ARTIŞI ETKİLİAmbalajlı Su Üreticileri Derneği (SUDER) Yönetim Kurulu Başkanı S. Serdar Seyhanlı, döviz kurundaki yükselişle birlikte, artan ambalaj ve enerji girdileri, artan işçilik maliyetleri, nakliye vb. maliyetler nedeniyle, fiyat güncellemelerinin gündeme gelebildiğini söyledi. SUDER verilerine göre, 2018’de Türkiye’de kişi başına düşen yıllık ortalama ambalajlı su tüketimi 150 litre olarak gerçekleşmişti. 2019’da ise yıllık kişi başına tüketimi 140 litreye geriledi. 2020’de ise bu rakamın 131 litreye inmesi bekleniyor. SUDER Başkanı Seyhanlı, su tüketimindeki düşüşün artan nüfus ve yaşa bağlı olarak tüketim alışkanlıklarının değişmesinden kaynaklandığını belirterek 2021 için de düşüş trendinin devam edeceğini aktardı. Seyhanlı, ambalajlı su sektörü olarak pandemi sürecinde olumsuz etkilendiklerini belirterek şu değerlendirmeyi yaptı: - Sektörümüzün bir kısmı da ev dışı tüketimden gelmektedir. Bu süreçte ev dışı tüketimin durması ile ev içi tüketiminin bunu bire bir karşılayamaması tüketimde ciddi bir düşüşe neden olmuştur.12 MİLYON HANE- Bu dönemde, tıpkı gıda sektörü gibi insanların en temel ihtiyaçlarından temiz, güvenilir su tedarikinin kesintisiz devamı için işletmelerimiz, tedarikçilerimiz ve ambalajlı suları ülkemizin dört bir yanına ulaştıran, market raflarına koyan bayilerimiz, büyük bir özveri ile çalışmalarını sürdürdü ve sürdürüyor. - Sektörümüz bardak ambalajdan farklı hacimlerde PET ve cam, geri dönüşlü muhtelif diğer ambalajlı suları, 165 binden fazla geleneksel satış noktasına, 24 binden fazla indirim marketine ve binlerce ev dışı tüketim noktasına tedarik etmekte. - Dağıtım noktaları aracılığıyla ülkemizin dört bir yanında 12 milyondan fazla hanede, yaklaşık 42 milyon insanımıza, sokağa çıkmalarına gerek kalmadan evinin kapısına kadar sunmakta. Şehriban Kıraçİşçinin gözüMeclis’te
İşçinin gözü Meclis’te TBMM Genel Kurul, vergi ve SGK prim borçlarının yapılandırılması ile Covid-19 salgınının istihdam üzerindeki olumsuz etkilerinin azaltılmasını içeren yasa teklifinin görüşmelerini sürdürecek. Bu hafta, geçen hafta ötelenen 25 yaş altı ve 50 yaş üstü çalışanların “kıdem tazminatını engelleyebilecek ve esnek çalışma koşulunun devamını öngören†maddeler genel kurul gündemine gelecek. Genel kurul, yarın saat 15.00’te toplanarak, “İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi†üzerindeki görüşmelerini sürdürecek. Geçen haftaki görüşmelerde teklifin ilk 20 maddesi kabul edilmişti. Teklifle, Gelir Vergisi, Kurumlar Vergisi, KDV, MTV, ÖTV, tüm idari para cezaları, KYK borçları ile Hazine alacaklarını kapsayan vergi borçları yapılandırılacak. Çiftçilerin Tarım Kredi kooperatiflerine olan borçları ile orman köylülerinin kullandığı krediler de yapılandırılabilecek. Belirli süreli iş sözleşmesi, işçinin 25 yaşını doldurmamış veya 50 ve daha yukarı yaşta olma koşulunu sağlaması kaydıyla, mevcut koşullar aranmadan yazılı yapılabilecek. Bu madde nedeniyle sendikalar ve işçilerin gözü kulağı da bu haftaki TBMM Genel Kurulu’nda olacak. cumhuriyet.com.tr2018’de 16.3 milyar lira olan açık 2019’da 37.8 milyar liraya yükseldi
2018’de 16.3 milyar lira olan açık 2019’da 37.8 milyar liraya yükseldi Gelir-gider farkı, yani açığın ise 69.5 milyar lira olması öngörülüyor. Ancak bu hedefin tutması çok zor. Çünkü açık her yıl artıyor. 2018’de 16.3 milyar lira olan açık 2019’da 37.8 milyar liraya yükseldi. Bu yılsonunda ise 84.5 milyar lira olması öngörülüyor. Dolayısıyla açık sürekli artarken gelecek yıl yaklaşık 70 milyar liraya inmesi beklenmiyor. Ayrıca hükümet SGK’ye bütçeden yapılan milyarlarca liralık transferleri de açık olarak göstermiyor. SGK’ye 2018’de 148.3 milyar lira, 2019’da ise 197.1 milyar lira bütçe transferi yapıldı. Bu yıl 249.2 milyar lira transfer yapılması öngörülüyor. Gelecek yıl da SGK’ye bütçeden 259.7 milyar lira transfer gerçekleştirilecek. Gelecek yıl bütçedeki genel açığın 245 milyar lira olmasının hedeflendiği dikkate alındığında, SGK’ye yapılacak transferlerin büyüklüğü de ortaya çıkıyor. SGK’ye yapılacak bütçe transferi, genel bütçe açığını da aşıyor.‘KENDİMİZİ KANDIRIYORUZ’Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın bütçe görüşmeleri sırasında konuyu gündeme getiren CHP Genel Başkan Yardımcısı, Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu, geçen yılın hedefleri içerisinde 2020’de SGK’ye Hazine’den 218 milyar lira cari transfer yapılacağının söylendiğini anımsatarak, “Onun az olduğunu, çok daha fazla olduğunu söyledim. Bu sene için Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nda görünen rakam 249 milyar olmuş, yani 218 milyarda kalmamış. Dolayısıyla, gayri safi yurtiçi hasılaya oranı da daha önce hedeflendiği gibi 5’in altında değil, 5’in üstüne çıkmış vaziyette ki ben yılsonu itibarıyla 249’da kalacağını da düşünmüyorum. Gelecek yıl için, SGK’ye bütçeden yapılacak transfer miktarı 259 milyar öngörülmüş. Yine, gayri safi yurtiçi hasılaya oranı 4.6 yapılmış. Bu sene 250 milyarın üstüne çıkıyorsa cari transfer, gelecek sene 260 milyarda olması mümkün değil. Bu da 300 milyar civarında olacaktır†dedi. SGK’nin bütçesinin 587 milyar lira olduğuna dikkat çeken Kuşoğlu, “Çok büyük bir rakam. Bu 259 milyar olmasa, devlet bütçesinin açığı 245 milyar, bu açık söz konusu olmayacak. Bu konuyla ilgili bir reform çalışması yapılması lazım†diye konuştu. Açığın sanki çok daha düşük bir meblağ gibi gösterildiğini belirten Kuşoğlu, “Doğru değil, kendimizi kandırıyoruz. Çok önemli bir konu, gözden kaçan bir konu. Gerçek açığı göstermiyoruz, cari transfer sonuç olarak bütçe açığı doğuruyor devlet bütçesinde. Bunun çoğu da gerçekte açıktır. Evet, bazı zorunlu ödemeler var, onları biliyoruz ama onların dışında kalanlar aslında açıktır†değerlendirmesini yaptı. Mustafa ÇakırNewton bilgisayardan ne anlar?
Newton bilgisayardan ne anlar? Günlerini plajda yiyip içip, havadan sudan konuÅŸarak geçiren bir çiftin evliliklerine tanıklık ettiÄŸimiz oyunda Elif Erdal ve Sertel UÄŸur rol alıyor. Oyunun dramaturgisi Selen Korad Birkiye’ye, dekor ve kostüm tasarımı Hakan Dündar’a, ışık tasarımı Akın Yılmaz’a, müzikleri Çelik KasapoÄŸlu’na, koreografisi ise Alpaslan Karaduman’a ait.PANDEMÄ°DE OYUN ÇIKARMAKOyunu sahneye koyan Ä°DT sanatçısı AkdaÄŸlı, oyuncu, yönetmen ve senarist olarak tiyatro, sinema ve televizyonda çalışmaya devam eden, EskiÅŸehir Anadolu Ãœniversitesi Devlet Konservatuvarı’ndan Ergin Orbey, Müşfik Kenter, Ä°pek Bilgin, Ali Taygun, AyÅŸe Selen, Cevat Çapan gibi ustalardan ders alarak 1994’te mezun olan bir isim. Halen Yücel Erten’in sahneye koyduÄŸu “Hırçın Kızâ€da oynamakta olan AkdaÄŸlı, bugüne kadar kırka yakın oyunda rol almış iyi bir oyuncu. AkdaÄŸlı pandemi ortamında “Newton Bilgisayardan Ne Anlar?†oyununu nasıl ortaya çıkardıklarını şöyle anlatıyor: “KoÅŸullara bire bir uyan bir haftalık deneme süresinden sonra oyunun çok fazla maske arkasında kalmaya baÅŸladığını gördük. Korona konusunda evlilikte nasıl karı koca birbirine emanet ise maske ile evde gezmiyorlarsa, tiyatroda da iki oyuncu birbirine emanet olmalı diye düşündük. Son derece gerçekçi sıcak iliÅŸkilerin, çatışmaların olduÄŸu bir oyunu maskeyle sahneye koymak kolay deÄŸil, hele bu kadar söze dayalıyken. Bu baÄŸlamda oyunculara mizanseni dayatmadım. Ä°kisi de çok yaratıcı olan, bedenlerinin dışında bir karakteri çıkarabilen oyuncular. Pandemi döneminde oyun çıkarmak zorlu bir süreçti ama bütün yaratıcı kadro canla baÅŸla çalıştık. Behiç Ak gerçekçi, realist bir ortam hayal ediyordu. Biz de oradan yürüdük. Daha groteks koymaya kalksaydık oyun bambaÅŸka bir yere giderdi. Mümkün olduÄŸunca mizansen, ifade, tavır aracılığıyla oyunun eÄŸlenceli yanını öne çıkarmaya, mizah dozunu artırmaya çalıştım. Selen’in Behiç Bey’in dramaturgisine sadık kalınması konusundaki dikkatiyle yapabileceÄŸimiz her ÅŸeyi dozunda yaptık diye düşünüyorum.â€MUTLULUK ELEÅžTÄ°RÄ°SÄ°Oyunun yazarı Behiç Ak, mesleÄŸin etik deÄŸerlerini savunan bir mimar, düşünce ve izlenimlerini ağırlıkla tiyatro oyunu ile çocuk edebiyatı türlerinde yazdığı eserler ve çizdiÄŸi günlük karikatürlerle anlatan bir mizah ustası. Bütün eÄŸitim ve üretim sürecinde olana olduÄŸu gibi bakmayı refleks haline getirmiÅŸ olan Behiç Ak, “Beni mutlu eden kural dışı olana deÄŸil kurala gülmektir. Mizahla deÅŸifre ederek saçma gibi görünmeyenin saçmalıklarını göstermenin peÅŸindeyim. Oyun, bu bakış açısıyla yazdığım, giderek günümüzün konformizminin eleÅŸtirisine dönüşen, mutsuzluklarımızın kaynağına yönelten bir mutluluk eleÅŸtirisidir. Tiyatro sanatı günlük gerçeklerin perdelediÄŸi gerçeÄŸin perdesini açabilir†diyor. Mutlu bir ÅŸekilde, yerinden kıpırdamak istemeden, denize bile girmeyi baÅŸaramadan plajda günbatımına kadar güneÅŸlenen, sürekli yiyip içen çifti oyuncuların bu ağır pandemi koÅŸullarına raÄŸmen baÅŸarıyla canlandırdığını söyleyen Ak, “Reji dekoru, kostümü, ışık tasarımı ve aksesuvarlarıyla istediÄŸim bol ışıklı, güneÅŸli, geniÅŸ sahil atmosferini yarattı†diyerek emeÄŸi geçen herkesi kutluyor. Kendisi de yıllar önce Datça’da oyunu miskinliÄŸi öne çıkaran tempoda sahnelemiÅŸ. YaÅŸayan bir yazar olarak, metne titizlikle sadık kalan bu diri ve enerjik yorumu bir zenginlik olarak kabul ediyor. “Newton Bilgisayardan Ne Anlar?†oyunu sezon boyunca sanatın yeni normalinde sahnelenecek. Oyun, Ä°DT kadrolu yaratıcı ekibin deneyim ve birikimini emeÄŸe saygı temelinde özveriyle ortaya koyduÄŸu düşündürürken güldüren anlamlı bir prodüksiyon. Gülçin GülanSonbahar yapraklarıgibi düşüyor sevdiklerimiz...
Sonbahar yaprakları gibi düşüyor sevdiklerimiz... Ahmet Uz, sanatçı, müzisyen bir ailenin ferdi. Kendisi de İstanbul Belediye Konservatuvarı Tiyatro Bölümü’nden mezun olduktan sonra yaşamı tiyatro sahnesinde ve film setlerinde geçti. Devlet Tiyatrosu’ndan sonra 1977’de Şehir Tiyatroları kadrosuna geçti ve oradan emekli oldu. Tabii ki bir sanatçı hiçbir zaman emekli olmaz. Sadri Alışık Tiyatrosu’nda oynamaya devam etti. Bu arada çevirdiği dizi ve filmlerin de sayısı saymakla bitmiyor. 100’den fazla oyunda rol aldı, film yapımcılığı ve seslendirme sanatçılığı da var sanat yaşamı içinde. Onu, doğum gününde kaybetmek bütün sevenlerini, en çok da sanatçı arkadaşlarını üzdü. Nedim Saban’ın duyurduğu ölüm haberi kısa sürede sosyal medyada yankılandı ve tt oldu! Bir sanatçının arkasından bu kadar mı iyi konuşur meslektaşları? Çünkü Ahmet Uz’dan sadece oynadığı oyunlar ve çevirdiği filmlerle bahsetmek çok yetersiz kalır. O çok da düzgün bir insandı! Demokrat, aydın, cumhuriyetçi, ilkeli bir sanatçı. İflah olmaz, kâğıttan okumaktan vazgeçmez bir Cumhuriyet gazetesi okuru! Eşi gazeteci, tiyatro eleştirmeni Rengin Uz’la konservatuvarda birlikte okumuş, yarım asır bir yaşam paylaşmışlardı. Güzel kızları Ahu ise biricik evlatları. Ahmet Uz’u birçok oyununda seyrettim. Klasiklerden dramlara, komediden farslara, rolünü eldiven gibi giyer, sahnede oynamaz, yaşar. Önem verdiği oyunlarda eleştirileri merak eder. Ticari amaçlı oynadığı dizilerde ise yolunu çevirip kendisini övgülere boğan hayranlarına “Yok canım, sıradan bir iş, niye seyrediyorsunuz ki?†diyecek kadar da gerçekçi, şakacı, alçakgönüllü. Pes etmemesi gereken bir yaştaydı. Ama şu sıralar o kadar çok veda ediyor, o kadar çok ölüm haberi paylaşıyoruz ki! O ise bir süredir kimselerle paylaşmadığı biçimde hastaydı ve bu savaşta yenik düştü. Arkasından yazmak çok zor. Cenazesi Şakirin Camii’ndeki öğle namazının ardından toprağa verilecek ve Ahmet Uz, anılarımızda yaşayacak. Rol aldığı bazı oyunlar: Sonbaharı Beklerken: Sadri Alışık Tiyatrosu – 2012, Titanik Orkestrası: İstanbul Şehir Tiyatrosu – 2008, Yaban Ormanları: Alexandre Ostrovski - İstanbul Şehir Tiyatrosu – 2007, Hâkimiyeti Milliye Aş Evi: İstanbul Şehir Tiyatrosu – 2004, Bizans Düştü: İstanbul Şehir Tiyatrosu – 2002, Suç Ve Ceza: Fyodor Dostoyevski - İstanbul Şehir Tiyatrosu – 2001, Oidipus: Sofokles - İstanbul Şehir Tiyatrosu – 1996, Kral Lear: Wiliam Shakespeare - İstanbul Şehir Tiyatrosu – 1990, Üçüncü Selim (oyun): Turan Oflazoğlu - İstanbul Şehir Tiyatrosu - 1983. Yazgülü Aldoğan‘Dürüst hırsız’...
‘Dürüst hırsız’... AŞK İÇİN ÖLMELİ AŞK O ZAMAN AŞKFilmi başından sonuna götüren, adeta emekli bir rock yıldızını da oynasa, yine hayranlıkla izleyeceğimiz, Liam Neeson (emekli deniz subayı, Tom Carter) ve uğruna her şeyi göze aldığı sevgilisi rolünde Kate Walsh (Annie) o kadar samimi, o kadar güzeller ki. Aşk bu, dedirtiyorlar. Yönetmenliğini Mark Williams’ın yaptığı filmde FBI’ın taktığı isimle “GirÇık Hırsız†hiçbir şekilde yakalanmaz. 7 eyalette, 12 hırsızlık yapılır ama hiçbir kanıt bulunamaz. Hırsız Tom Carter (Liam Neeson) ve Annie (Kate Walsh) ile karşılaşır ve o günden itibaren tüm geçmişini, hem içinden hem dışından silerek temiz yepyeni bir hayat kurmak ister. Teslim olmak için FBI’ya başvurur. Tabii burada FBI bürokrasisi ve her türlü olanağa sahip oldukları için haklı sanan ama iş üretmekten aciz memurlara önce kendinin, o hırsız olduğunu ispat etmesi gerekir. Biri eşinden ayrılmış diğeri ise pek de mutlu olmadığı anlaşılan bir evlilik yürütmekte olan FBI şefleri; bir adamın, bir kadını neden bu kadar çok sevebileceğini anlayamazlar. Oysa olay basittir. Kadın; zeki, şefkatli, esprilidir. O aradığı özel bir kadındır. Eşinden yeni boşanmış Annie, aynı şeyleri yeniden yaşamak istemediği için sınırları vardır. Ama olaylar umulmadık noktalara taşınır. Doksanların Meg Ryan gülümsemeleri ve sıcaklığını hatırlatan oyunculuğu ile Kate Walsh, Annie karakteri ile oldukça başarılı. FBI memurlarından biri olan John Nivens (Jai Courtney), ilerinin Burt Lancester’ı olmaya aday bakıyor. Zaten Spartacus dizisinden takip edenler Varro rolü ile de anımsayacaktır. Film de aşkın para ile ölçülemeyeceği, eğer dürüstsen her zaman kaybetmeye aday olunmadığı, insanın, insan olabilmesi için her ne olursa olsun, içindeki erdemi taşıması gerektiği savunuluyor. İzleyene, en basitinden bir gün içinde para dolu bir çanta bulsanız ne yaparsınız? Düşüncesini sordurtuyor. Suçlunun suçunun affı için önce kendi ile yüzleşmesi gerekir. Ama suç bir travmatik bir durumsa ve daha da iyi insan olabilmek için elinden geleni yaptığında hâlâ yanlışlar ile karşılaşıyorsa, o zaman kendi doğrusunu uygulayacaktır. Ajan Ramon Hall’ın (Antony Ramos) dediği gibi: Ne yaparsan yap, doğru olanı yap! Yine doksanlardan Terminatör filminden iyi anımsayacağımız, Robert Patrick büyük şef Ajan Sam Baker olarak karşımızda. Filmi izlerken başta duygusallığın iyice yayıldığı, aksiyon ile nabzın yükseldiği ve çok hızlı olmasa da etkin temposu ile her bakımdan doyurucu başarılı bir film olduğu karşımıza çıkıyor. cumhuriyet.com.trKopyalama harcıönergesine ret geldi
Kopyalama harcı önergesine ret geldi CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi’nin söz konusu fonun zor durumda bulunan sanatçılar için kullanılıp kullanılmamasıyla ilgili soru önergesine Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy’dan yanıt geldi. Fikir ve Sanat Eserleri Yasası kapsamında üretilen, ithal ya da ihraç edilen kaset, CD, DVD, matbaa makinesi, fotokopi makinesi gibi ürünlerden yüzde 3 oranında yapılan kesintiyle oluşan fon 2017 yılı itibarıyla 320 milyon TL tutarına ulaşmıştı. İlgezdi, söz konusu fonda biriken tutarın 2020 yılı itibarıyla ne kadar olduğu sorusuna da yanıt alamadı. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, İlgezdi’nin soru önergesine verdiği yanıtta, “Özel kopyalama harcında bulunan meblağ fikri mülkiyet sisteminin güçledirilmesi ve kültürel ve sanatsal faaliyetlerin yürütülmesi amacıyla kullanılmaktadır. Bu amaçlar doğrultusunda gelirin kullanılabileceği alanlar yönetmelikte sayılmıştır†dedi. Ersoy’un yanıtını eleştiren İlgezdi, şunları dile getirdi: “Olağanüstü bir dönemden geçiyoruz. Sanat camiası kan ağlıyor. En son mekânların saat 22.00’de kapanma zorunluluğu ile az sayıda iş yapan müzisyenler de işlerinden oldu. Sanat camiası bu kadar zor durumdayken eldeki hazır fonu sanatçılar için harcamayan Bakanlık bahaneler uyduruyor. ‘Yönetmelikte yok, parayı sanatçılara veremeyiz’ demek yerine yönetmeliğe bir madde eklersiniz olur biter. 27 Aralık 2019’da, yani 11 ay önce yönetmeliğe bir ek yapılarak paranın harcanabileceği yerlere ‘Kültürel ve sanatsal faaliyetlerin yürütülmesi amacıyla salon veya bina kiralanması, satın alınması veya yaptırılmasına ilişkin giderler’ eklendi. İstedikleri harcama için yönetmelik değiştiren Bakanlık, konu sanatçılar olunca sorunları duymazdan geliyor.†Mahmut LıcalıSanatta bu hafta
Sanatta bu hafta Ä°NSANI SEVMEKHikâye dinlemeyi kim sevmez? Hele anlatan Tilbe Saran, Metin Belgin, Bülent Emin Yarar ve Hakan Gerçek gibi tiyatrocular olursa? Hele hikâye Sait Faik’in “Her Åžey Ä°nsanı Sevmekle BaÅŸlar†hikâyesi olursa? Bu sezonun bütün etkinliklerini çevrimiçi yapacak olan Ä°ÅŸ Sanat, Ä°ÅŸ Kuleleri Salonu’nda seyircisiz olarak kaydedilen bu hikâye dinletisi ile 9 Kasım Pazartesi saat 20.30’da sezonun hikâye dinletilerine baÅŸlıyor. Bu hikâyeyi Ä°ÅŸ Sanat sosyal medya hesaplarından ve internet sitesi üzerinden izleyebileceksiniz. Kaçırırsanız üzülmeyin, daha sonra da izlemek mümkün. Prodüksiyonu Atilla Birkiye’nin hazırladığı, Mehmet Birkiye’nin sahneye uyarladığı dinletinin müzik yönetmenliÄŸini Serdar Yalçın üstleniyor. Müzik yönetmeni Serdar Yalçın, piyanoda; Seda Subaşı Yalçın keman, Åžemsa Ä°dil Ural çello, Seyit Mas ise obuada. Åžiir ve hikâye dinletileri Nâzım Hikmet, Gülten Akın, Attila Ä°lhan, Cahit Sıtkı Tarancı, Sabahattin Ali ve Edip Cansever ile devam edecek.CEM ADRÄ°AN EDÄ°RNE’DECem Adrian, 13 Kasım’da saat 20.30’da AÄŸa Köşkü Restoran Edirne’de müzikseverlerle buluÅŸacak.ÇOCUKLARA ‘EÄžLENCELÄ° KAPAKLAR’Zorlu Çocuk Tiyatrosu Youtube kanalında “EÄŸlenceli Kapaklar†atölyesi ve salı günü Zorlu Çocuk Tiyatrosu IGTV hesabından gerçekleÅŸtirilecek “Hareketli Oyuncak Yapımı Atölyesi†saat 10.00’da çocuklara yeni ÅŸeyler keÅŸfetmenin ve üretmenin farklı yollarını gösterecek.NÄ°LBAR GÃœREÅž SERGÄ°SÄ° İÇİN GERÄ° SAYIMGalerist, Nilbar Güreş’in “The Sea Said Okay†baÅŸlıklı kiÅŸisel sergisine ev sahipliÄŸi yapmaya hazırlanıyor. 13 Kasım’da kapılarını açacak sergi, queer bir imge yaratmanın, bu imgelerden örülmüş bir dünyadaki yaÅŸananları paylaÅŸmanın yollarını araÅŸtırıyor.SELANÄ°K FÄ°LM FESTÄ°VALÄ° DÄ°JÄ°TAL PLATFORMDAYunanistan’daki ulusal karantina önlemleri sebebiyle dijital ortama geçiÅŸ yapmak zorunda kalan Selanik Uluslararası Film Festivali, 15 Kasım'a kadar devam edecek. Festivalde yarışacak filmler arasında Azra Deniz Okyay'ın “Hayaletlerâ€i de var. Öznur OÄŸraÅŸ ÇolakRomatoid Artrit yaniÄ°ltihaplıRomatizma hayat kalitesini bozuyor
Romatoid Artrit yani Ä°ltihaplı Romatizma hayat kalitesini bozuyor Prof. Hamuryudan: RA, zaman içinde eklemlerde yaptığı hasar sonucu ÅŸekil bozuklukları oluÅŸturarak sakatlık ve iÅŸgücü kaybına yol açabilir. Tedavi sürecinin tanı konar konmaz gecikmeden baÅŸlatılması önemli.17 ülkede yaklaşık bin 700 hekim ve 4 bin yetiÅŸkin Romatoid Artrit (RA) hastası ile yapılan “Romatoid Atrit Öyküsü†anketine göre, hastaların yalnızca yüzde 33’ü hastalıklarının kontrol altında olduÄŸunu söyledi. Hastalığın, eriÅŸkin nüfusta en sık görülen, el ve ayak parmakları, el bilekleri, dirsekler ve dizler baÅŸta gelmek üzere vücuttaki bütün hareketli eklemleri tutabilen kronik seyirli ve iltihaplı bir hastalık olduÄŸunu belirten Türkiye Romatoloji DerneÄŸi BaÅŸkanı Prof. Dr. Vedat Hamuryudan, “Romatoid artrit, zaman içinde eklemlerde yaptığı hasar sonucu ÅŸekil bozuklukları oluÅŸturarak sakatlık ve iÅŸgücü kaybına yol açabilir†dedi. RA ile yaÅŸayan kiÅŸileri hastalıklarının yönetiminde doktorlarıyla yeni, daha açık bir diyalog baÅŸlatmaları için güçlendirmeyi amaçlayan “Açık Açık Romatizma†küresel farkındalık ve eÄŸitim kampanyası, Türkiye’nin de aralarında olduÄŸu Avrupa BirliÄŸi, Asya ve Kuzey Amerika’dan çeÅŸitli ülkelerde bu yıl baÅŸlatıldı. Kampanya kapsamında yapılan Global RA Öyküsü hasta anketinin sonuçları geçen günlerde açıklandı. Ankete göre, reçeteli RA ilacı kullanan hastaların yüzde 81’i ilaç rejimlerinden memnun olduklarını söylerken, hastaların yalnızca yüzde 33’ü hastalıklarının kontrol altında olduÄŸunu belirtti. Yine sonuçlara göre, hastaların yüzde 84’ü doktorlarıyla aralarındaki iletiÅŸiminden memnun olduklarını belirtirken; yüzde 31’i çok fazla soru sormaları halinde doktorlarının onları huysuz kiÅŸiler olarak göreceÄŸinden ve bakımlarının kalitesini etkileyeceÄŸinden endiÅŸe duyduÄŸunu ifade etti.TÃœRKÄ°YE SONUÇLARIVeriler, Türkiye’de hasta ile hekim arasındaki iletiÅŸim kopukluÄŸunun bir nedeninin, hastaların hekimin tedavi baÅŸarısını farklı tanımlamaları ve hastalık yönetiminin farklı yönlerine odaklanmaları olduÄŸuna iÅŸaret etti. Hekimlerin yüzde 80’i, hastaların da yüzde 67’sinin aÄŸrıyı geçirmeye odaklandığı görüldü. Türkiye’deki birçok hasta ve hekim RA tedavileri hakkındaki iletiÅŸimlerinden memnun olduklarını belirtti. Prof. Dr. Hamuryudan, romatoid artrit hastalarının tutulan eklemlerde aÄŸrı ve ÅŸiÅŸlikten yakındıklarına dikkat çekerek “Sabahları bu eklemlerdeki aÄŸrının daha fazla olması ve birkaç saati bulan bir süre hareket güçlüğü sık görülen özelliktir. Vücutta yaptığı iltihap nedeniyle halsizlik, yorgunluk, hafif ateÅŸ, iÅŸtahsızlık ve kilo kaybı da yapar†deÄŸerlendirmesini yaptı.‘TEDAVÄ°YÄ° AKSATMAYIN’“RA’nın tuttuÄŸu eklemler erken dönemde ÅŸiÅŸ ve aÄŸrılıdırlar†diyen Hamuryudan, şöyle devam etti: “Bugün için RA’da tam ÅŸifa saÄŸlayan bir tedavi henüz bulunmasa da yeni ve çok etkili ilaçların kullanıma girmesiyle bu hastalığın tüm belirti ve bulgularının baskılandığı durum olan remisyon saÄŸlanması (hastalık belirtilerinin sönmesi) ve bu sayede sakatlık geliÅŸmesinin önlenmesi mümkün olmaktadır. Bu durumu saÄŸlamak için tedavi sürecinin tanı konar konmaz gecikmeden baÅŸlatılması, hastaların sık aralıklarla kontrole çağırılarak remisyon saÄŸlanana kadar tedavilerinin ayarlanması gereklidir. Romatizmal hastalıkların tedavisinde ağırlıklı olarak bağışıklık baskılayıcı ilaçlar kullanılması hastalarda pandemi döneminin özellikle baÅŸlarında tedirginlik yaratabiliyor ve hatta bazı hastalar kendi baÅŸlarına tedavilerini kesiyor. Bu durum maalesef birçok hastada hastalığın alevlenmesine yol açmıştır. Hastalarımızın, bir tereddüt durumunda tedavilerini yapan hekimle iletiÅŸime geçmeleri uygun olacaktır.â€â€˜HASTALIÄžI TANIYIN VE KORKMAYIN’9 Eylül Ãœniversitesi Tıp Fakültesi Romatoloji Bilim Dalı Öğretim Ãœyesi Prof. Dr. FatoÅŸ Önen ise ÅŸunları söyledi: “Hastalara ilk önerim; romatoid artriti tanımaları ve günümüzde çok sayıda tedavi seçeneÄŸi olan bu hastalıktan korkmamalarıdır. Hastalar mutlaka bir romatoloji hekimi tarafından izlenmeli, kontrollerine hekimlerinin önerdiÄŸi sıklıkta, düzenli olarak gitmeli ve tedavilerini söylendiÄŸi ÅŸekilde uygulamalıdırlar. Erken dönemde baÅŸlanan uygun ve düzenli tedavi, gerektiÄŸinde yapılan ilaç deÄŸiÅŸiklikleri ile RA kontrol altında tutulur, ilerlemesi ve fonksiyon kayıplarının ortaya çıkışı engellenir. Düzgün bir yaÅŸam tarzı, saÄŸlıklı beslenme, uygun egzersizler hastalık kontrolü için vazgeçilemeyecek unsurlardır. RA’nın geliÅŸiminde ve ciddi seyretmesinde önemli bir risk faktörü olan sigaradan uzak durulmalıdır. “AKILLI RADYOTERAPÄ° TEDAVÄ°DE UMUTLARI ARTIRIYORDünyada her yıl 450 bin kiÅŸi pankreas kanseri tanısı alıyor. Belirti vermeden ilerlese de erken dönemde tanısı tesadüfen konsa da tıptaki teknolojik geliÅŸmeler sayesinde pankreas kanserinin tedavisinde de önemli adımlar atılıyor. Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. Enis Özyar, radyoterapideki geliÅŸmelerin hastalara saÄŸladığı faydaları şöyle özetledi:- Lenf bezine sıçrayan ya da cerrahi olarak sınırda bulunan pankreas kanserlerinde, ameliyat sonrasında kemoterapi ile birlikte yeni teknolojilerle radyoterapi uygulandığında tümörün kontrol oranları artabiliyor. - Cerrahi açıdan sınırda olan hastalarda cerrahi öncesi uygulanacak kemoterapi ve radyoterapinin yanı sıra SBRT (noktasal ışınlama) uygulanması, hastaların ameliyatlarının daha baÅŸarılı olmasını saÄŸlayabilir. - Ameliyat yapılamayan ancak uzak organlara metastazı da olmayan hastalarda ise kemoterapi sonrası uygulanan SBRT özellikle akıllı radyoterapi yöntemi ile uygulandığında tümörün lokal olarak kontrol edilebilmesinde yüksek baÅŸarı saÄŸlar. - Ameliyat sonrası tekrarlayan ancak uzak organlara metastazı olmayan hastalarda uygulanacak kemoterapi ile eÅŸzamanlı akıllı radyoterapi tabanlı ablatif yüksek dozlu tedaviler önemli hale geliyor. - Metastatik hastalarda pankreastaki lokal hastalığın neden olduÄŸu ÅŸiddetli aÄŸrıları azaltmak ya da durdurmak için akıllı radyoterapi ile uygulanacak SBRT önemli bir tedavi seçeneÄŸidir.‘GEMÄ° BATARSA HEPÄ°MÄ°Z BATACAÄžIZ’Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri DerneÄŸi (TÃœMRAD-DER) BaÅŸkanı Heybet AslanoÄŸlu, tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 pandemisi nedeniyle 120 civarında meslektaÅŸlarının yaÅŸamını yitirdiÄŸini anımsatarak “SaÄŸlık Bakanımız bundan bir hafta önce 5 gün boyunca Ä°stanbul’daki programlarında Covid-19 ile mücadele için saÄŸlık çalışanları haricinde herkesle ve her kesimle görüştü. Bizi duymamaya, görmemeye yemin etmiÅŸlercesine saÄŸlık çalışanlarının sorunlarına karşı sessizler. Gemi batarsa hepimiz batarız†dedi. AslanoÄŸlu, 8 Kasım Dünya Radyoloji Günü’nü bu yıl koronavirüs pandemisi altında buruk geçirdiklerini belirterek “Pandemi mücadelesinin ön saflarında yer alan saÄŸlık meslektaÅŸlarımızdan 40 bin civarında kiÅŸinin hastalanmasına, 120 civarında meslektaşımızın, saÄŸlık emekçisinin ölümüne neden oldu†dedi.GÃœVENLÄ° ÇALIÅžMA ORTAMISaÄŸlık Bakanı Fahrettin Koca’nın geçen hafta Ä°stanbul’daki programda saÄŸlık çalışanları hariç her kesimle görüştüğünü anımsatarak, bakana tepki gösteren AslanoÄŸlu, özetle ÅŸunları söyledi: “Radyoloji teknisyenleri ve teknikerleri olarakta bizlerin de biz çok sorunu var. Her ÅŸeyden önce SaÄŸlık Bakanlığı’ndan saÄŸlıklı ve güvenli çalışma ortamının saÄŸlanması talebimiz var. Bunların yanında özlük ve ekonomik haklarımızın her gecen gün daha da kısıtlandığı, daraltıldığı bir süreçten geçiyoruz. SaÄŸlık Bakanımız bundan bir hafta önce, 5 gün boyunca Ä°stanbul’daki programlarında Covid-19 ile mücadele için saÄŸlık çalışanları haricinde herkesle ve her kesimle görüştü. Ben defalarca çaÄŸrıda bulundum ‘Bu savaşı cephedeki askerlerle yani saÄŸlık çalışanları ile kazanabilirsiniz. SaÄŸlık çalışanlarına kulak verin’ dedik. Bizi duymamaya, görmemeye yemin etmiÅŸlercesine saÄŸlık çalışanlarının sorunlarına karşı sessizler. Biz birimize sırtımızı dönerek hiçbir sorunumuzu çözemeyiz. Hepimiz kaybederiz.†Sibel BahçetepeÄ°zmir'de iki ayrıkazada 2 kiÅŸiöldü
İzmir'de iki ayrı kazada 2 kişi öldü Balçova ilçesinde meydana gelen kazada bir market zincirine ait C.G. yönetimindeki 35 DD 6228 plakalı dağıtım aracı, Mustafa Kemal Sahil Bulvarı'nda aynı yönde bisikletiyle giden Arif B.'ye (60) arkadan çarptı. Çarpmanın etkisiyle bisiklet devrilirken Adem B. ise savrularak metrelerce sürüklendi. Çevredeki vatandaşlar durumu sağlık ve polis ekiplerine bildirdi. İhbar üzerine gelen sağlık ekiplerinin yaptığı kontrolde, Arif B.'nin yaşamını yitirdiğini belirledi. Hafif ticari araç sürücüsü C.G.'nin gözaltına alındı. OTOMOBİLİN ÇARPTIĞI YAYA ÖLDÜDiğer kaza ise Konak ilçesinde meydana geldi. S.E. (40) yönetimindeki 35 SP 886 plakalı otomobil, Yeşildere Caddesi üzerinde seyir halinde olduğu sırada, Zafer Payzın Köprülü Kavşağı yakınında yaya Mehmet Emre K.'ya (24) çarptı. Otomobilin çarpması sonucu savrularak ağır yaralanan Mehmet Emre K., olay yerine gelen ambulans ile Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldırıldı. Burada tedaviye alınan Mehmet Emre K., yapılan müdahalelere rağmen kurtarılmadı. Otomobil sürücüsü S.E. ise polis tarafından gözaltına alındı. CENAZELER ADLİ TIPA KALDIRILDI Balçova ilçesinde hayatını kaybeden Arif B. ile Konak ilçesinde hayatını kaybeden Mehmet Emre K.'nin cenazeleri, savcının incelemesinin ardından İzmir Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. İki kazayla ilgili başlatılan soruşturma sürüyor. DHA