Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajans? - Haberler

Thursday, 01.09.2025, 08:44 AM (GMT)

News - Haberler

Toplum Bilimleri KuruluÜyesi: 'Gözlük takanlarda Covid-19 daha az görülüyor'

Toplum Bilimleri Kurulu Üyesi: 'Gözlük takanlarda Covid-19 daha az görülüyor' Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı ve Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, Covid-19 testi pozitif olan, karantinası devam eden kişilerin ihtiyaçlarını karşılamak için kesinlikle dışarıya çıkmamaları gerektiğini söyledi.İlhan, "Vefa Destek timleri yaşı ne olursa olsun vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını karşılıyor. Evde izolasyondaysa, karantinadaysa zaten dışarıya çıkma şansı yok. Ama karantinasını tamamladı ve doktorundan da 'dışarıya çıkabilirsin' yaklaşımı söz konusu olduysa her ihtimale karşı kendi önlemini alarak dışarıya çıkması gerekiyor. Ya da diyelim ki evde 3 kişi Covid-19 pozitif, bir kişi değil, bu kişi taşıyıcı da olabilir. Bu vatandaşımız evin ihtiyacını karşılamak için dışarıya çıktığında maske takmalı, fiziksel mesafeye dikkat etmeli. Bu kişi evden dışarıya Covid-19 götürebileceği gibi dışarıdan da eve virüs getirebilir. Hatta böyle birkaç durum da saptandı. Evdeki kişiler Covid-19 pozitif; ama temas öyküsünü araştırıyorsunuz, evdeki bireyler farklı kişilerden virüs almışlar. Örneğin biri iş yerinden almış, biri komşulardan almış, böyle durumlarla da karşılayabiliyoruz" dedi."ÇİFT MASKE TAKMAK DAHA KORUYUCU OLABİLİR"İlhan, evdeki bireylerden bir kişi hariç herkes Covid-19 pozitifse ve o kişi evin ihtiyaçlarını karşılamak için dışarıya çıkacaksa alması gereken önlemlere ilişkin, şunları kaydetti:"Normal şartlar altında toplumda da önerdiğimiz cerrahi maske koronavirüsten korunmak için yeterli. Ama kişinin çift maske takması elbette daha koruyucu olacaktır. Siperliğin o kadar da etkisi yok açıkçası. Ama gözlük takanlarda koronavirüs hastalığının daha az görüldüğü ile ilgili bir yaklaşım söz konusu. Gözlük kullanınca maskenin üst kısmına gözlüğümüz baskı yaptığı için üsten maskenin içine partikül girmesi engelleniyor.Bu şekilde riskin daha az olduğu konusunda yapılan çalışmalar var. Evdeki kişilerin hepsi Covid-19 pozitif ise çok önemli bir ihtiyaç dahi olsa evden çıkmamak gerekiyor. Zaten bu bir suç. Herkes evde pozitifse mutlaka Vefa Sosyal Destek Grubu timlerinden yardım almak gerekiyor. Gerekirse polis aranabilir, muhtarlık aranabilir, Sağlık Bakanlığı aranabilir bu konuda bir destek mutlaka sağlanıyor. Covid-19 pozitifse, karantinadaysa, Covid-19 yakın temaslıysa mutlaka evden çıkmaması gerekiyor." (DHA)

Altında son rakamlar

Altında son rakamlar İstanbul Kapalıçarşı'da alınıp satılan altın türlerinin, önceki kapanış ve bugün açılış fiyatları (TL) şöyle:/Archive/2020/11/12/125753571-altin-2.png cumhuriyet.com.tr

VakıfBank Kültür Yayınlarıiki yaşında

VakıfBank Kültür Yayınları iki yaşında /Archive/2020/11/12/125759008-ic1.jpgLiteratürü zenginleştiren, Edebiyat, Tarih, Sanat, Felsefe, Kesişimler, İktisat, İnsan ve Toplum kategorilerinde yeni eserleri okurla buluşturan ve ilk kez Türkçe’ye çevrilen eserleri yayınlamaya devam eden VakıfBank Kültür Yayınları, iki yaşında. Üçüncü yıla toplam 200 kitap ile girmeyi hedeflediklerini söyleyen VakıfBank Genel Müdürü ve VBKY Yayın Kurulu Başkanı Abdi Serdar Üstünsalih,; VBKY’nin vakıf kültüründen gelen güçlü ve önemli bir misyonu bulunduğunu, bu misyona uygun olarak geçmişin ve bugünün değerlerini gelecek nesillere kalıcı olacak şekilde aktarma sorumluluğuyla eserler yayımladıklarını belirtti./Archive/2020/11/12/125813946-ic2.jpgYıllarca okunacak kitapların yayıncısı olma ilkesiyle yola devam ettiklerini kaydeden Üstünsalih, “Geride kalan iki yılda kültür yayıncılığı alanında güzel işler ortaya koyduk. Sağlam ve kararlı adımlarla yayın hayatımıza devam etmeyi arzu ediyoruz. Önümüzdeki süreçte alanında saygın ve nitelikli daha çok eseri, daha çok okurla buluşturacağız. Üçüncü yılımıza toplam 200 kitap ile girmeyi hedefliyoruz. en doğru ve kalıcı eserlerle kitapseverler için nitelikli bir birikim oluşturmak istiyoruz. Yayın havuzumuzda gün ışığına çıkmayı bekleyen daha onlarca nitelikli eser bulunuyor.” diye konuştu.Üstünsalih, VBKY’nin sürdürülebilirlik esasını koruyarak kültür dünyasına katkıda bulunmaya devam edeceğini belirterek, “Türkçe’de ilk kez yayımlanan çeviri eserlerin yanı sıra kültürümüzü anlatan başucu kaynakları da yine okurla buluşacak. Günümüz Türkçesine kavuşmayı bekleyen temel kaynak niteliğindeki eserlere daha çok yoğunlaşacağız. Anadolu kültür mirasında çok önemli yerde olan kitaplarımız da 2021 yılında raflardaki yerini alacak” dedi. Cumhuriyet Kitap Eki

Formula 1 pilotu Daniil Kvyat:İstanbul Park'ta yarışmak için heyecanlanıyorum

Formula 1 pilotu Daniil Kvyat: İstanbul Park'ta yarışmak için heyecanlanıyorum Formula 1 DHL İstanbul GP'siyle ilk kez İstanbul'da yarışmaya hazırlanan Scuderia AlphaTauri pilotu Daniil Kvyat, Demirören Haber Ajansı'na (DHA) özel açıklamalarda bulundu.Türkiye'de yarışacağı için çok heyecanlı olduğunu belirten Kvyat, "Bu pist benim için de griddeki birçok isim için de yepyeni bir pist. Aynı zamanda hızlı da bir pist. Bu sebeple pistin hızını anlamak ve doğru ayarları bulmak çok önemli. Umarım yarış çizgisini de hızlı bir şekilde oturtabiliriz. Scuderia AlphaTauri takımı olarak istediğimiz sonucu almayı umuyoruz" dedi. "Bir pilot olarak en güçlü yanın nedir?" şeklindeki soru üzerine ise Daniil Kvyat, "Kariyerim boyunca hep çok yönlü çalıştım. Ama sanırım en iyi olduğum konu; yarış ritmini bulmak ve onu koruyabilmek. Yarış içinde ritmimi çok hızlıca bulabiliyorum. Bu benim güçlü ve üstün olduğuma inandığım yanlarımdan biri. Sıralama Turları'nı göz önüne alırsak griddeki en istikrarlı pilot olmayabilirim belki ama kendimi iyi hissettiğimde gerçekten üst sıralara doğru tırmanabiliyorum" yanıtını verdi.Koronavirüs salgını nedeniyle yarışın seyircisiz yapılmasıyla ilgili de Daniil Kvyat, "Seyirciler olmadan yarışmak biraz ilginçti. Aslında en başlarda çok büyük bir fark olmadığını düşünüyordum. Ama Rusya'daki yarışlarda taraftar önünde performans gösterince, aradaki farkı da iyice anlamış oldum. Seyircilerin yeniden tribünlerde olması gerçekten çok iyi hissettirdi. Tamamen dolu pistlerde yarışmanın ne kadar olağanüstü bir duygu olduğunu da fark etmiş oldum" diye konuştu.Formula 1 pilotu Daniil Kvyat, "Yarış öncesinde seni en çok motive eden şey nedir? Yarış öncesinde bir rutinin ya da totemin var mı?" şeklindeki soruya da şu yanıtı verdi; "Yarış öncesinde özel bir motivasyona ihtiyacım yok. Ben her zaman tutkulu, mücadeleci ve aşırı motive olan bir pilotum. Her yarışta elimden gelenin en iyisini yapıyorum ve elde edebileceğim en iyi sonucu yakalamaya çalışıyorum. Bir rutin olarak değerlendirilebilir mi bilmiyorum ama yarış öncesinde iyi uyumak, iyi bir ısınma seansı geçirmek ve odaklanmak benim için önemli."Kvyat, kısa, orta ve uzun vadede hedefleriyle ilgili de, "Dediğim gibi ben her zaman elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Formula 1 gibi bir arenada yarışmak zaten çok önemli. Bu arenada tabii ki ben de podyumlar elde etmek, yarışlar kazanmak istiyorum. Umarım da bir gün şampiyonluk için de mücadele edebilirim" ifadelerini kullandı.Scuderia AlphaTauri pilotu Daniil Kvyat, kendisine yöneltilen sorulara şu yanıtları verdi;- Türkiye GP'sinden neler bekliyorsun?"İstanbul Park'ta yarışacağım için çok heyecanlıyım. Bu pist benim için de griddeki birçok isim için de yepyeni bir pist. Aynı zamanda hızlı da bir pist. Bu sebeple pistin hızını anlamak ve doğru ayarları bulmak çok önemli. Umarım yarış çizgisini de hızlı bir şekilde oturtabiliriz, Scuderia AlphaTauri takımı olarak istediğimiz sonucu almayı umuyoruz."- Yeni bir pistte yarışırken en çok nelere dikkat edersin?"Yeni bir piste gelmeden önce bu pistle ilgili videoları izlemenin önemli olduğunu düşünüyorum. Hangi viraja nasıl gireceğini, hangi çizgiyi seçmen gerektiğini bu şekilde anlayabiliyorsun. Bu tip yeni pistlerde yarış çizgisini ve frenaj noktalarını olabildiğince erken anlayabilmek önemli."- İstanbul Park ya da Türkiye ile ilgili bir şeyler okudun ya da izledin mi?"Benim için videolar daha önemli. Bu sebeple de İstanbul Park'la ilgili birkaç video izledim. Pistin yapısını gerçekten beğendim. Güzel bir pist gibi duruyor." - İstanbul Park'ın seni en heyecanlandıran kısmı nedir?"Tabii ki herkesin konuştuğu 8'inci viraj beni de çok heyecanlandırıyor. Uzun bir viraj. Bu virajın araçları nasıl karşılayacağını çok merak ediyorum."- Son olarak Türkiye'deki hayranlarına vermek istediğin bir mesaj var mı?"Umarım Türk Formula 1 severler de bu yarış için en az bizim kadar heyecanlılardır. Onların heyecanlı ve keyifli bir yarış izleyebilmelerini sağlayabilmek istiyoruz." /Archive%5C2020%5C11%5C12%5C130840191-formula-1-pilotu-daniil-kvyat-istanbul-parkta-yarismak-icin-heyecanlaniyorum_2.jpg DHA

Grönland’ın altında keşfedilen antik göl, milyonlarca yıllık olabilir

Grönland’ın altında keşfedilen antik göl, milyonlarca yıllık olabilir Bu devasa ‘fosil göl yatağı’, bilim insanlarının dünyanın bu bölgesinde daha önce görmediği türden bir olgu; her ne kadar muazzam Grönland Buzul Tabakası’nın (Antartika’dan sonra dünyanın ikinci büyüğü) endişe verici bir hızda kütle kaybederken, altında çok sayıda gizem sakladığı biliniyor.Bilim insanları geçen yıl, Grönland Buzul Tabakası’nın altında 50’den fazla buzulaltı göl keşfettiklerini bildirmişlerdi. Söz konusu göller, ana kayaç ile üstteki buzul katmanı arasında hapsolan erimiş sıvı su kütlelerinden oluşuyor.Yeni bulgu ise farklı bir tabiata sahip: Uzun süredir kuru kalmış, şimdilerde çok uzun zamanlar boyunca biriken tortu dolgularıyla (1,2 kilometre kalınlığa kadar çıkan gevşek kaya tabakası) dolu olan ve sonrasında bir 1,8 kilometrelik bir başka buzul tabakasıyla örtülen antik bir göl havzası.Ancak bu göl çok uzun süre önce oluştuğunda, araştırmacılar bölgenin buzsuz olması gerektiğini ve havzanın da yaklaşık 7.100 kilometrekareye yayılan bir yüzey alanıyla devasa bir gölü desteklemiş olabileceğini söylüyorlar.Eğimli bir yamaç boyunca akan ve bir zamanlar göl yatağının kuzeyinde bulunan en az 18 antik nehir ağıyla beslenmiş bu devasa göl, yaklaşık 580 kilometreküp su barındırmış olmalı. cumhuriyet.com.tr

Fenerbahçe'de 3 isim Covid-19 olmuş, iyileşmiş!

Fenerbahçe'de 3 isim Covid-19 olmuş, iyileşmiş! Süper Lig’in 9. haftasında Gençlerbirliği ile deplasmanda karşılaşacak olan Fenerbahçe, bu mücadelenin hazırlıklarını sürdürdü.Konyaspor mağlubiyeti sonrasında 3 gün izin yapan ve dün çalışmalarına başlayan Fenerbahçe, bugün yaptığı idmanla Gençlerbirliği maçının hazırlıklarına devam etti. Teknik Direktör Erol Bulut yönetiminde Samandıra Can Bartu Tesisleri’nde gerçekleşen idmanın ilk yarım saatlik bölümü basına açık olarak gerçekleşti. Sakatlıkları bulunan Jose Sosa, Samatta ve Tolga Ciğerci salonda çalıştıktan sonra sahada düz koşu yaptı. Grip olan ve yine de her ihtimale karşın Covid-19 testi yapılan Lemos’un test sonucu negatif çıkmasına karşın tedbir amaçlı olarak antrenmana katılmadı. Milli takımlarda bulunan isimlerin yer almadığı antrenman, istasyon çalışmalarıyla başladı. Futbolcuların güç ve dayanıklılık antrenmanı yaptığı bu bölümün ardından basına kapalı kısımda taktik çalışıldı. Hazırlıklarını sürdürecek olan Fenerbahçe, yarın sabah tek idman yapacak.EMRE, VOLKAN BALLI VE SELÇUK ŞAHİN, COVİD-19 GEÇİRMİŞAntrenmanı takip eden Sportif Direktör Emre Belözoğlu, İdari Menajer Volkan Ballı ve Sportif Direktör Yardımcısı Selçuk Şahin, basın mensuplarıyla bir müddet sohbet etti. Sohbet sırasında günbegün artan Covid-19 vakalarından bahseden Volkan Ballı, daha önce yaptırdıkları antikor testleri sonucunda kendisinin, Emre Belözoğlu’nun ve Selçuk Şahin’in haberleri olmadan bu hastalığı geçirdiğini öğrendiğini ifade etti./Archive/2020/11/12/131306250-fenerbahce-genclerbirligi-hazirliklarini-surdurdu_1.jpg İHA

New York'ta yeni koronavirüsönlemleri: 'İkinci dalgayıönlemek için sonşans'

New York'ta yeni koronavirüs önlemleri: 'İkinci dalgayı önlemek için son şans' EPAABD'nin New York kentinde koronavirüs vakalarındaki hızlı artışı durdurmaya yönelik yeni kısıtlamalar getirildi. Bar, restoran ve spor salonlarının gece 22.00'de kapanması kararlaştırıldı. Kentte en fazla 10 kişi bir araya gelebilecek.New York Belediye Başkanı Bill de Blasio, bu önlemlerin salgında ikinci dalgayı durdurmak için "son şansları" olduğunu söyledi.ABD'de koronavirüs vakaları hızla artıyor. Covid İzleme Projesi'ne göre Çarşamba günü 144 bin 270 vaka bildirildi.HER GÜN ORTALAMA 900 KİŞİ ÖLÜYORBunun şimdiye kadar görülen en yüksek sayı olduğu belirtiliyor.Ülkede hastalıktan her gün ortalama 900 kişi ölüyor.Amerikan Johns Hopkins Üniversitesi'nin verilerine göre bugün itibarıyla teyitli vaka sayısı 10 milyon 708 bin. Hastalıktan ölenlerin sayısı da 247 bini aştı.ABD'de son sekiz gündür günlük vaka sayısı 100 binin üzerinde.Uzmanlar, ülkenin bahar ve yaz aylarındakinden daha büyük bir salgınla karşı karşıya olduğunu, hastanelerin yakında yetersiz kalabileceğini belirtiyor.'COVİD CEHENNEMİ'ABD başkanlığına seçilen Joe Biden'ın Covid-19 danışma kurulu, 4-6 hafta süreyle "ülkenin tamamen kapanacağı' sıkı karantina önlemleriyle salgının kontrol altına alınabileceği tavsiyesinde bulundu.Dr. Michael Osterholm, tüm iş yerlerinin kapalı olacağı kısıtlamalar sırasında devletin insanlara kayıp maaşları için ödeme yapabileceğini ve bunun için borçlanabileceğini söyledi.Osterholm, hafta başında da insanların maske takmak ve sosyal mesafe uymaktan vazgeçmeye başlaması nedeniyle ülkenin bir "Covid cehennemine" doğru ilerlediği uyarısında bulunmuştu. BBC Türkçe

Şenol Güneştemastan kaçamadı!

Şenol Güneş temastan kaçamadı! Pandemi sürecinde maske, mesafe ve hijyen kurallarına son derece dikkat eden A Milli Takım Teknik Direktörü Şenol Güneş, Hırvatistan karşılaması öncesinde Vida’yla bir müddet sohbet edip temasta bulundu. Maçın ardından Vida’nın test sonucu pozitif olarak açıklandı.A Milli Takım’ın Hırvatistan ile oynadığı mücadelenin ardından Beşiktaş forması da giyen ve karşılaşmada 45 dakika oynayan Vida’nın test sonucunun pozitif olduğu açıklanmıştı. Yaşanan gelişmelerin ardından gözler, Vida’nın temas ettiği isimlere çevrildi. Hırvat stoper, ısınmak için sahaya çıkıldığında Dorukhan Toköz, Caner Erkin ve Cenk Tosun’la oldukça yakın sohbet içindeydi. Vida, Beşiktaş’tan eski hocası Şenol Güneş’in de yanına gelirken, tecrübeli teknik adamla kısa bir süre sohbet edip elini sıktı. Karşılaşmalardan önce ve sonra sosyal mesafeye önem veren, basın toplantılarında da yalnızca yayıncı kuruluşun kamerasının bulunduğu odada konuşarak kurallara çok dikkat eden Şenol Güneş, yaşanan gelişmeyle birlikte temastan kaçamadı. Vida’nın test sonucunun pozitif açıklanmasıyla birlikte bu sabah bütün milli takım kafilesine test yapıldı ve sonuçların akşam antrenmanına kadar çıkması bekleniyor./Archive%5C2020%5C11%5C12%5C130852347-senol-gunes-temastan-kacamadi-_2.jpg İHA

Hırvatistan basınından flaşiddia "Vida Beşiktaş'ta enfekte olup milli takıma geldi"

Hırvatistan basınından flaş iddia "Vida Beşiktaş'ta enfekte olup milli takıma geldi" Vida'nın pozitif çıkan koronavirüs testinin ardından devre arası oyundan alınması Hırvatistan medyasının da gündemindeydi. 24Sata gazetesinin iddiasına göre Vida'nın Beşiktaş takımında enfekte olup milli takıma gelmiş olması muhtemel. Gazeteye göre Vida, 3 futbolcusu pozitif çıkan Beşiktaş takımında enfekte olmuş olabilir.  cumhuriyet.com.tr

Nasuh Mahruki: 17 Ağustos’takinden daha kötübir tablo

Nasuh Mahruki: 17 Ağustos’takinden daha kötü bir tablo "İstanbullular depremden çok korkuyorlar haliyle hepimiz gibi ama ne yazık ki korkuların karşılığını tam olarak yerine getirmiyorlar" diyen AKUT Arama Kurtama Derneği kurucularından Nasuh Mahruki, şu değerlendirmeleri yaptı: BİZİ YAKIN BİR GELECEKTE YIKICI BİR DEPREM BEKLİYORBiz biraz günlük yaşayan bir toplumuz biraz da kaderci bir toplumuz, yani bugünü atlattık ya yarına Allah kerim diyoruz ama deprem sonuçta geliyor işte İzmir’de geldi İstanbul’da gelecek. Hatta 17 Ağustos’tan sonra da artı eksi 30 yıl diye bekleniyordu, şimdi 15 yıla kadar indi. Belki 10 yıl bile olabilir. Kandilli Rasathanesi’nin müdürü bunu yakın bir gelecekte yeniden bir deprem bekliyoruz diye söylüyor. Yakın bir gelecekten ne anlarsanız artık onu anlayacaksınız. Dolayısıyla gerçekten bizi yakın bir gelecekte yıkıcı bir deprem bekliyor ve bizim bütün gücümüzle bu depreme hazırlanmamız lazım.BAKTIĞIMIZDA İÇİNDEN ÇIKILMAZ BİR FOTOĞRAF BUMuhtemel İstanbul depreminde yaklaşık 200 bin ağır ve orta hasarlı binamız olacak. 17 Ağustos’takinden daha kötü bir tablo. Baktığımızda içinden çıkılmaz bir fotoğraf bu. 20 milyon insan yaşıyor bu şehirde. İstanbul Türkiye’nin coğrafi olarak 140’ta biri ama nüfusun 4’te 1’ini taşıyor. Bir de 3-4 milyon mülteci var. Bambaşka bir problem. Bu kadar çok mülteciyle böyle bir kitlesel afet yaşamak. Dolayısıyla sorun büyük ama dediğim gibi o 50 bin ağır hasarlı olacak binaya odaklandığımız taktirde can kayıplarını inanılmaz ölçüde aşağıya çekebiliriz. Yani 50 bini 40 bine düşürsek 10 bin tane daha az enkazla, ağır hasarlı binanın altında mahsur kalmış depremzedeyle uğraşırız.ÇÜRÜK RAPORU OLAN BİNALARDA İNSANLAR OTURAMAMALIİzmir’de Bayraklı ’da yıkılan 17 enkazdan bir tanesinin sahibi zamanında test yaptırmış ve çürük raporu almış, buna rağmen binasında oturmaya devam edebilmiş. Bu ciddi bir sistemik problem. Siz normalde arabanızın muayenesini yaptırmazsanız trafik polisi yakaladığı anda arabayı bağlıyor, 'Kullanamazsın' diyor. Çünkü risk yaratıyorsun. Kaç katlı bina, içinde kaç insan yaşıyor ve çürük raporu var. Sistem o çürük raporunu gördüğü andan itibaren o binada insanların yaşamasına müsaade etmemeli. Çürük raporu olan binada insanlar oturamamalı ama Türkiye’de oturabiliyor. Çünkü çok ciddi bir yetki ve sorumluluk karmaşası var. AĞIR HASAR BEKLENEN BİNALARI TESPİT EDER VE BOŞALTIRSAK BU İŞİ ÇÖZERİZYerel yönetimlerin elinde böyle bir yetki yok. 'Çürük raporu var, boşalt kardeşim' diyemiyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı diyebiliyor, ama o da pek bakmak istemiyor. Çünkü eline yapışacak. Çünkü çürük raporunu gördüğü anda harekete geçmesi lazım.Yani herkes mış gibi yapıp böyle görmezden gelip bir şekilde idare etmeye çalışıyor ama deprem öyle bir şey değil. Enkaz olduğu andan itibaren iş bambaşka bir yere dönüyor. Hayatta kalma mücadelesine dönüyor. Buraya gelmeden çözmemiz lazım bunu. O 48 bin binayı tespit eder ve boşaltırsak bu işi çözeriz.İNSANLAR TABUT GİBİ BİNALARDAN KURTARILMAYI BEKLİYORLARNe yapabiliriz mesela? Bir öneride de bulunayım bununla alakalı: Şu anda bu kentsel dönüşüm rantsal dönüşüme dönüştürülmüş durumda. Her tarafta inanılmaz derecede çok bina var. Ama ekonomi sıkıntıya girdiği için şu anda kimse ne daire alabiliyor ne evini değiştirebiliyor. Boş duruyor o binalar. Bu 48-50 bin binada yaşayan insanlar ilçe ilçe mahalle mahalle tespit edilebilir. Her belediye bunun çalışmasını yapabilir, birçoğu da yaptı aslında. Bu binaların en azından yarısını biliyoruzdur. Bildiğimiz binalarda yaşayan insanları hemen oradan çıkartıp bu boş binalara bir anlaşmayla yerleştirebiliriz. İnsanlar tabut gibi binalardan kurtarılmayı bekliyorlar.Bunu yaparsak can kaybımız zaten olmayacak. Maddi kayıplarımız tabii ki olacaktır işte fabrikalarımız hasar görecektir, işletmelerimiz hasar görecektir ama önemli olan can kaybı çünkü onun geri dönüşü yok. TOPLANMA ALANLARINA AVM, REZİDANS YAPILDIBir önceki hükümet tarafından 490 tane toplanma alanı ilan edilmişti. Fakat şimdiki hükümet o alanları imara açtı. AVM, rezidans koca koca binalar yapıldı. Çoğu da boş muhtemelen şu anda.İSTANBUL'UN NÜFUSUNU AZALTACAK POLİTİKALAR GELİŞTİRİLMELİBiz bu şehirde neden 20 milyon insan yaşıyoruz, neden 3-4 milyon mülteciyle yaşıyoruz? Bu müthiş büyük bir problem çünkü afetlere hazırlanamıyoruz, depreme hazırlanamıyoruz. Trafikte insanlar günde üç saat harcıyor. Vücudumuzda stres biriktiriyor, daha erken yaşlanıyor ve sağlığımızı yitiriyoruz. İstanbul’u depreme hazırlamak istiyorsak samimi bir şekilde yapacağımız birkaç tane şey var: Bunlardan en önemlisi nüfusunu azaltacak politikalar geliştirmek. Hiç zor bir şey değil. Şu anda Türkiye nüfusunun yüzde 80’i, 31 tane büyük şehre odaklanmış durumda, geri kalan 50 şehir yüzde 20’yi taşıyor. İstanbul tek başına yüzde 20 taşıyor. Bu büyük şehirler inanılmaz bir nüfus baskısıyla yaşıyorlar ve kentin dokusu büyük hasar görüyor.ÇÖZÜM ANADOLU’DAÇözüm Anadolu’da. Anadolu’da yeni cazibe merkezleri kuracaksınız. Bugünkü teknolojiyle bu çok kolay. Anadolu’da, nüfus 1’le 3 milyon arasında olacak şekilde tamamen sıfırdan yeni bir yeni kentler kurmak lazım. Bir bölgede mesela hayvancılık o zaman onun türevleriyle ilgili bir organize sanayi bölgesi ve oradaki şehirde o alanda çalışacak insanların bir arada bulunabileceği dört beş tane şehir kurulsa bu nüfus baskısı oraya rahatlıkla kayabilir. Doğduğu yerde insanların karnı da doysun.KANAL İSTANBUL'U YAPACAK PARAMIZ VARSA, İSTANBUL'U DEPREME HAZIRLAYALIMKanal İstanbul’u yapacak kadar paramız varsa İstanbul’u depreme hazır hale getirelim. İnsanlar insanca yaşama imkanları bulsunlar. Hiç kimse bu nüfusla İstanbul’u bu depreme hazır hale getiremez. Çünkü eşyanın tabiatına aykırı.TÜRKİYE ARAMA KURTARMA EKİBİ KONUSUNDA ÇOK ZAYIF, SAHİPSİZ DEĞİLTürkiye 17 ağustos depremindeki gibi arama kurtarma ekibi konusunda çok zayıf sahipsiz değil. İzmir depreminde bile 6 bin personel gitti. Bin 700 kurtarmacı bölgeye ulaştı. AFAD 40 tane birliğinden ekip getirdi. Dolayısıyla rakamlar artık ciddi yüksek. 17 Ağustosta sadece 220 kişiydik.  Şu anda bu sayısı çok bambaşka bir yerlerde. Bu sorun tabii ki böyle çözülmez. 50 bin tane enkaza 20 bin tane kurtarmacın olsa ne olur? Bir tane enkaza bir kişi bile düşmüyor. Binalarımızı sağlam yapacağız. Birinci kural bu ama daha acil ve öncelikli olan bu bahsettiğim 48 bin tane ağır hasarlı riskli olan binaları derhal hemen şimdi bugün yarın tespit edip o insanları o binalardan çıkaracağız. Çıkartamadığımız taktirde göz göre onların yıkıcı bir depremde enkaz altında kalmasına göz yumuyoruz demektir. ANKA

Oscar adayı'7. Koğuştaki Mucize'ye Kore uyarlamasıtepkisi: 'Nerede kaldı‘yerli ve milli’değerleriniz'

Oscar adayı '7. Koğuştaki Mucize'ye Kore uyarlaması tepkisi: 'Nerede kaldı ‘yerli ve milli’ değerleriniz' /Archive/2020/11/12/130836316-7-kogustaki-mucize-haber-resim-e11c505b-65c0-4c71-9254-0d893fa197be-mpositioned-640x360.jpgYönetmenliğini Mehmet Ada Öztekin'in yaptığı "7. Koğuştaki Mucize", 93. Akademi Ödülleri (Oscar), En İyi Uluslararası Film Dalı'nda Türkiye’yi temsil edecek.BirGün'den Işıl Çalışkan'ın haberine göre sinema eleştirmenleri, Kore uyarlaması bir filmin Akademi için doğru bir seçim olmadığı görüşünde.'KEŞKE TÜMÜYLE BİZE AİT OLAN BİR FİLM SEÇİLEBİLSEYDİ'/Archive/2020/11/12/131028955-kapak234105.jpgAtilla DorsayAtilla Dorsay, başarı kazanmış bir Kore filmi uyarlaması yerine tümüyle bize ait bir film seçiminin daha isabetli bir karar olacağına vurgu yaptı. "Film aslında fena değil ama bir sanat yapımı da değil" değerlendirmesinde bulunan Dorsay sözlerini şöyle sürdürdü: "Bir yandan çok açık biçimde bir melodram öte yandan da çok başarı kazanmış bir Kore filminin yeniden uyarlanması. Akademide mutlaka bu filmin aslında bir Kore filmi olduğunu bilenler ve anlayanlar olacaktır. Keşke tümüyle bize ait olan ve sanatsal düzeyi de daha yüksek olan bir film seçilebilseydi…"'BU SENE HİÇ ŞANSIMIZ YOK GİBİ GÖRÜNÜYOR'/Archive/2020/11/12/131119126-banu-bozdemir.jpgBanu BozdemirTürkiye'nin geçen yıl Semih Kaplanoğlu'nun "Bağlılık Aslı" filmiyle şansını denediği Oscar yarışında "bu sene hiç şansımız yok gibi görünüyor" diyen Banu Bozdemir ise şöyle konuştu: "Bir Kore filmi uyarlamasıyla şansımızı denemek ne kadar etik ve doğru bir karar tartışmak gerek. Sürekli vurgulanan 'yerli ve milli' değerlere ne oldu? Film popüler sinemanın 'sevilen' bir örneği olabilir ama bir kere özgün değil. Akademi'nin remake film yarışamaz diye bir kuralı yok ama kendi içimizde tutarlı olmak adına kesinlikle başka bir film seçilebilirdi. Diğer ülkelerin adaylarına bakınca farkı anlıyoruz zaten. En güçlü ve bağımsız filmlerini yarışmaya gönderiyorlar.”Kuruldaki seçicilerin seyirci gözüyle baktığına bu sebeple de “duygusal bir karar verdiklerine vurgu yapan Bozdemir “İyi film ağlatır, canımızı acıtır! Maalesef 'Yedinci Koğuştaki Mucize' talihsiz bir seçim olmuş” diyerek sözlerini sonlandırdı.Sinema Güç Birliği'ne başvuran 23 film arasından seçilen film, kızı ile aynı zekâ yaşına sahip bir babanın adalet arayışını konu ediniyor. 2013 tarihli Güney Kore filmi “Miracle in Cell No. 7”den uyarlan filmin oyuncu kadrosunda Aras Bulut İynemli, Nisa Sofiya Aksongur, Celile Toyon, İlker Aksum, Mesut Akusta, Deniz Baysal, Yurdaer Okur gibi isimler yer alıyor. cumhuriyet.com.tr




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter