Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajansı - Haberler

Saturday, 03.15.2025, 04:59 AM (GMT)

News - Haberler

Adana'da yasa dışıbahis operasyonu: 63 gözaltıkararı

Adana'da yasa dışı bahis operasyonu: 63 gözaltı kararı Adana'da yasa dışı bahis oynattığı ileri sürülen kişilere yönelik soruşturma kapsamında 63 şüpheli hakkında gözaltı kararı verildi. Alınan bilgiye göre, Ceyhan İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, yasa dışı bahis oynatanlar ile bağlantılı olduğu değerlendirilen zanlılara yönelik çalışma başlattı.Soruşturma kapsamında 63 şüpheli hakkında gözaltı kararı verilmesinin ardından ekipler, tespit edilen 70 adrese özel harekat polislerinin de katıldığı eş zamanlı operasyon düzenledi.Gözaltına alınan bazı şüpheliler, Ceyhan Devlet Hastanesi'ndeki ağlık kontrolünün ardından emniyete götürüldü. AA

Endonezya'daki depremdeölüsayısı4'e yükseldi

Endonezya'daki depremde ölü sayısı 4'e yükseldi Endonezya'nın Batı Sulawesi eyaletinin Majene kentinde meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki depremde ölü sayısının 4’e yükseldiği bildirildi. Majene Afet Yönetim Ajansından yapılan açıklamada, kentteki depremin ardından güvenli alanlara tahliye edilenlerin sayısının 3 bine ulaştığı ifade edildi.Depremde yaşamını yitirenlerin sayısının 4'e, yaralananların sayısının 637'ye yükseldiği belirtilen açıklamada, enkaz altında arama kurtarma çalışmalarının sürdüğü kaydedildi.Meteoroloji İklim ve Jeofizik Kurumu (BMKG) yetkilileri de şu ana kadar 26 artçı sarsıntı kaydedildiğini belirterek, olası artçı sarsıntıda çökme riskine karşı bölge halkının yüksek binalardan kaçınması uyarısı yaptı.Bu arada elektrik ve iletişim hatlarında kesintilerin yaşandığı deprem bölgesinde tahliye edilenlere yönelik gerekli yardım çalışmaları devam ediyor.BMKG merkez üssü eyaletin Majene kentinin 6 kilometre kuzeydoğusunda olan depremin yerin 10 kilometre derinliğinde kaydedildiğini açıklamıştı. Depremin, Palu ve Makasar kentlerinde de hissedildiği belirtilmişti. AA

ABD'deki Başkanlık yemin töreninde Lady Gaga ve Jennifer Lopez sahne alacak

ABD'deki Başkanlık yemin töreninde Lady Gaga ve Jennifer Lopez sahne alacak ABD'de seçilmiş başkan Joe Biden'ın görevi devralacağı 20 Ocak'taki yemin töreninde Lady Gaga ve Jennifer Lopez'in sahne alacağı açıklandı. Başkent'teki güvenlik önlemleri artırılırken Kongre baskını sonrası FBI çok sayıda kişiyi tutukladı. ABD'de seçilmiş başkan Joe Biden'ın görevi devralacağı 20 Ocak'taki yemin töreninde Lady Gaga ve Jennifer Lopez'in sahne alacağı açıklandı. Lady Gaga, Biden'ın seçim kampanyası sırasında da sahne alarak Demokratlara destek olmuştu. Lopez de Biden'a destek verdiğini açıklamıştı.Lady Gaga törende ulusal marşı seslendirecek. Lopez ayrı bir performans sergileyecek. Törenin ardından televizyonlarda yayımlanacak ve birçok ünlünün katılacağı programın sunuculuğunu da Tom Hanks yapacak. 90 dakikalık programa Jon Bon Jovi, Demi Lovato, Justin Timberlake ve Ant Clemons katılacak.Yemin törenine katılım, koronavirüs salgını sebebiyle sınırlı olacak. Seçim sonuçlarını uzun süre kabul etmeyen Başkan Donald Trump ise törene katılmayacağını açıkladı. Trump, 1869'dan bu yana devir teslim törenine katılmayan, görevi devredecek ilk başkan olacak.Getty ImagesBAŞKENT'TE GÜVENLİK ÖNLEMLERİ ARTIRILIYORABD'nin Başkenti Washington DC'de 20 Ocak'ta yapılacak başkanlık devir teslim törenine doğru güvenlik daha da artırılıyor.Joe Biden'ın görevi Cumhuriyetçi Başkan Donald Trump'tan devralacağı 20 Ocak'ta Trump destekçilerinin ve aşırı sağ grupların olası silahlı eylemlerine karşı önlemler alınıyor.ABD'nin en büyük havayolu şirketlerinden Delta, Alaska, American ve United Havayolları, Washington bölgesine giderken silahlarını da götürmek isteyen yolculara izin verilmeyeceğini açıkladı.Ulusal tren yolu şirketi Amtrak da Washington DC'ye giden trenlerde fazladan güvenlik önlemleri aldı.6 Ocak'ta Biden'ın seçimi kazandığının tescil edileceği Kongre oturumu sırasında Trump'ın çağrısı üzerine destekçileri Kongre binasını basmış; olaylarda beş kişi hayatını kaybetmişti.Olayların ardından ilk kez kameralar önüne çıkan Başkan Yardımcısı Mike Pence, "Joe Biden'ın başkanlık, Kamala Harris'in başkan yardımcılığı görevini devralacağı törende güvenliği sağlayacağız." açıklaması yaptı.Federal Soruşturma Bürosu (FBI) Direktörü Christopher Wray de başkent ve çevresindeki olası şiddet içerikli eylemlerden endişe duyduğunu açıkladı.Başkent çevresindeki yollar kapandı, gelecek hafta bazı metro ve otobüs hatları ile işyerlerinin de kapalı olacağı açıklandı.Devir teslim töreni sırasında artırılan önlemler kapsamında sadece dört eyleme izin verileceği açıklandı.FBI BUGÜNE KADAR KİMLERİ TUTUKLADI?Getty ImagesKongre binası baskınında şüpheliler arasında Batı Virginia eyaletinden bir siyasetçi, Florida'dan bir itfaiyeci ve Arizona'dan bir QAnon şamanı var.DC Savcısı Michael Sherwin, bugüne kadar 70 kişinin yargılandığı 170'ten fazla dava açıldığını belirtti.Olaylar sırasında Konfederasyon bayrağıyla Kongre binasına giren ve fotoğrafı yayılan şüpheli Kevin Seefried de Delaware eyaletinde yakalandı.1861-1865 yılları arasındaki iç savaş sonrası dağılan, güneydeki eyaletlerin oluşturduğu Konfederasyon, köleliğin kaldırılmasına karşı çıkmıştı. Siyahların köle olduğu Konfederasyon'un bayrağı ırkçılık sembolü olarak kabul ediliyor.Kongre binasına zarar verdiği kameralara yansıyan bir kişiyi de eski eşi polise şikayet ederek yakalanmasını sağladı.Ordu mensubu olduğu belirtilen ve olaylara karışan ilk kişi de tespit edildi. 6 Ocak günü izinli olduğu belirlenen Virginia Ulusal Muhafızları'ndan Jacob Fracker, görevdeki bir polis memuruyla birlikte tutuklanan iki güvenlik görevlisinden biri oldu. BBC Türkçe

Aile hekimleri‘Randevu var, aşıyok. Bizden habersiz randevular da değiştirilmiş’diyor

Aile hekimleri ‘Randevu var, aşı yok. Bizden habersiz randevular da değiştirilmiş’ diyor Koronavirüse karşı uzun süredir beklenen aşılama süreci başladı. İlk gün 280 binden fazla sağlık emekçisi aşı yaptırdı. Bazı hastanelerde uzun kuyruklar oluştu. Sağlık emekçileri “Koşarak geldik” dedi. Bakanlık aşılama sırasını açıkladı ancak sınırlı sayıdaki aşı sıkıntı yarattı. Hekimler “Plansızlık nedeniyle kaosa uyandık” dedi. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve Bilim Kurulu üyelerinin canlı yayında aşılanmasının ardından Türkiye’de uzun süredir beklenen koronavirüse karşı aşılama süreci başladı. Sürecin sorunlarla başladığını aktaran Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu Başkanı Dr. Sezen, “Yine bir kaosa uyandık. Plansız bir şekilde aşılama başladı. Aşılar illere gitmiş ama illerde aile sağlığı merkezlerine ulaşmamış. Bazı aile sağlığı merkezlerine ulaşan aşılar, sadece oradaki çalışanlara yetecek kadar” dedi. Bakanlığın kendilerinden habersiz randevu planını da değiştirdiğini belirten Sezen, “Şimdi bir SMS gönderildi bize, randevu planlarımıza müdahale etmişler. Bizden habersiz hasta randevu programımıza bir kişiye günde 24 sağlık çalışanı düşecek şekilde aşı randevuları eklenmiş. Ama bizim elimizde randevuya gelecek sağlık çalışanına aşı yok” ifadelerini kullandı.‘BİR YANDAN HASTA BİR YANDAN AŞI’“Bir yandan hasta bakacaksınız, bir yandan aşı yapacaksınız gibi bir durum oldu” diyen Sezen, “Bizim önerimiz, talep ettiğimiz kadar aşı gelsin, bunları randevulara göre yapalım. Şimdi hasta randevum var ama bu randevu sırasında sağlık çalışanları da aşılanmayı bekliyor. Üstelik aşı da yok” dedi. Aşı yapılacak saatlerde sadece aşılamanın yapılıyor olması gerektiğini belirten Sezen, “Ayrıca, bizim aşı kayıt sistemimiz dışında, sadece korona aşısı için bir sistem hazırlanmış. Bunu bizim kişisel telefonlarımıza indirmemiz isteniyor. Her aile sağlığı biriminin akıllı telefon sahibi olması mı gerekiyor? Sadece korona aşısı için ayrı telefon mu alacağız? Aile hekimlerine bir korona ek ödemesi de yapılmadı. Bunların masrafı nasıl karşılanacak? Aşıyı uygularken kullanacağımız sistemin her zaman kullandığımız aşı takip sistemi olması bizim için daha iyi olur. Bunu bakanlığımıza da iletmiştik” diye konuştu.‘ALO 182 ÇÖKTÜ’Kendisi de aşılanmak için randevu almak isteyen sağlık çalışanlarından Ankara Diş Hekimleri Odası Genel Sekreteri Gamze Burcu Gül ise “Akşamdan itibaren sistem açıldı. Uzun bir süre arıza verdi ve randevu alamadık. Sadece Şehir Hastanesi randevu veriyordu. Aile hekimleri için ‘işlem yapılamıyor’ uyarısı alıyorduk. Alo 182’yi ( Merkezi Hekim Randevu Sistem) arayarak randevu almayı denedik, sistemleri çökmüştü. Saat 13.30’a kadar ulaşamadım. Sonrasında aile hekimimden randevu aldım. Sabah 09.00’da aile hekimimi aradım, ‘Aşınız var mı’ diye sordum. ‘Ne aşısı?’ karşılığını aldım. Aşı yapılacağından haberleri yoktu. Bir yoğunluk olacağı düşünülerek hazırlık yapılmalıydı” eleştirisinde bulundu. Sarp Sağkal

Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu, okul ve spor salonu gibi alanlarda aşımerkezleri istendi

Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu, okul ve spor salonu gibi alanlarda aşı merkezleri istendi Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu Başkanı Dr. Özlem Sezen, “Programımıza habersiz aşı randevuları eklenmiş ama elimizde gelecek sağlık çalışanına aşı yok” dedi. Özellikle 65 yaş üstü yurttaşların koştuğu aile hekimleri zor durumda kaldı. Okul ve spor salonu gibi alanlarda aşı merkezleri istendi. Birinci basamak sağlık hizmetlerinde bulunan sivil toplum kuruluşları ortak deklarasyon yayımlayarak Sağlık Bakanlığı’na seslendi. Açıklamada sağlıkçıların artan iş yüküne ve ek ödemelerde yaşanan sorunlara dikkat çekildi, meslek hastalığı ve şehitlik payesiyle ilgili düzenlemelerin acilen hayata geçirilmesi istendi. Koronavirüs aşısının aile sağlığı merkezlerinde yapılmasına ilişkin de “Başta okul, spor salonu ve stadyumlar olmak üzere aşı merkezleri oluşturulması ve seçim sisteminde olduğu gibi merkezi bir planlama önerimizin değerlendirilmesini bekliyoruz” denildi.Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası (AHASEN) Başkanı Dr. Gürsel Özer, özetle şunları kaydetti: “Pnömokok ve influenza aşılamalarına okul aşılamalarının da eklenmesi ile artan iş yüküne ek olarak risk gruplarına da Covid-19 aşılarının aile sağlığı merkezlerinde yapılmasının planlandığı bilgisi alınmıştır. 9 aydır koruduğumuz kronik hastalığı olan ve ileri yaş hastalar ile birlikte aile sağlığı merkezine aşı uygulaması için yapılacak başvuruların yaratacağı risklerin dikkate alınmadığı görülmektedir. Başta okul, spor salonu ve stadyumlar olmak üzere aşı merkezleri oluşturulması ve seçim sisteminde olduğu gibi merkezi bir planlama önerimizin değerlendirilmesini bekliyoruz.”SIRADAYIZ1 . aşamada sağlık kurumunda çalışanlar, yaşlı, engelli, koruma, evleri gibi yerlerde kalan ve çalışanlar ile 65 yaş üstü bireyler aşılanacak. 2. aşamada, hizmetin sürdürülmesi için öncelikli sektörler, Milli Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, kritik görevlerdeki kişiler, zabıta, özel güvenlik, Adalet Bakanlığı, öğretmenler ve öğretim üyeleri, gıda sektörü çalışanları (fırın, yemek fabrikaları ile taşımacılık sektöründe çalışanlar) aşılanacak. 3. aşama sonrasında ise 29-49 yaş arası kronik hastalığı olan bireyler ve son olarak da aşılanmayan herkes aşılanmış olacak.İLK AŞILAR SAĞLIK ÇALIŞANLARINA VURULDUÇin’den getirilen Sinovac aşılarına verilen “acil kullanım onayı”nın ardından aşılar dün sağlık çalışanlarına yapılmaya başlandı. Aşılar dün sabah saat 05.00 itibarıyla, eksi 20 ile artı 20 derece sıcaklığı ayarlanabilen “aşı nakil araçları” ile ilçe sağlık müdürlüklerinin depolarına götürüldü ve buradan da hastanelere dağıtıldı. Hazırlıkları tamamlanan ve 50 aşı odası oluşturulan İstanbul Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde sağlıkçılar sabah saatlerinde aşılarını oldu.KUYRUK OLUŞTUİstanbul Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu Şehir Hastanesi’nde de sağlık çalışanlarına aşı yapılmaya başladı. Kartal Dr. Lütfi Kırdar Şehir Hastanesi’nde oluşturulan 25 odalı “Aşı Uygulama Merkezi” önünde dün uzun kuyruklar oluştu. Sancaktepe Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne de sabah saatlerinde aşılar getirildi. Sağlık çalışanları MHRS üzerinden aldıkları randevular ile özel hazırlanmış aşı odalarında ilk doz aşılarını yaptırdı. Yurt genelinde olduğu gibi İzmir’de de dün sabah erken saatlerden itibaren, aşılar sağlık çalışanlarına vurulmak üzere hastanelere gönderildi. Sibel Bahçetepe

Prof. Dr. Yıldız: 2010 yılından beri askeri kurumlara ders veriyorum

Prof. Dr. Yıldız: 2010 yılından beri askeri kurumlara ders veriyorum Kara Harp Okulu Dekanı Prof. Gültekin Yıldız, askerliğini bedelli yapmış. Yıldız, “2010’dan beri askeri kurumlarda ders veriyorum. Askerliğimi fazlasıyla yaptım diye düşünüyorum” dedi. FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişiminden sonra gerçekleştirilen yapılandırma kapsamında kurulan ve harp okullarının bağlandığı Milli Savunma Üniversitesi (MSÜ) Kara Harp Okulu’na Haziran 2020’de dekan olarak atanan Gültekin Yıldız’ın, askerliğini bedelli olarak yaptığı öğrenildi. Yıldız, “2010 yılından beri askeri kurumlarda ders veriyorum. Askerlikse, askerliğimi fazlasıyla yaptım diye düşünüyorum” dedi. Darbe girişiminin ardından askeri liseler kapatılırken, harp okulları da yenilen yapılandırılarak MSÜ’ye bağlandı. Harp okulu komutanı için dekan sorumluluğunda yürütülen işler dışındaki harp okullarında yürütülen askeri eğitim ve faaliyetleri görevi verildi. Dekanın rütbe karşılığının okul komutanı ile aynı olduğu ve Türk Silahlı Kuvvetleri sosyal tesislerinden ve kamu konutlarından okul komutanı gibi istifade edebileceği de belirtildi.‘ASKERİ GÖREVİM YOK’2020’de profesör unvanı alan Prof. Dr. Gültekin Yıldız, 13 Haziran 2020’de MSÜ Kara Harp Okulu Dekanı olarak atandı. Ancak, Yıldız’ın, askerliğini bedelli olarak yaptığı öğrenildi. Cumhuriyet’in ulaştığı Yıldız, doktorasını bitirdikten sonra bedelli askerlikten faydalandığını belirtti. Dekan olarak görev alanının askeri eğitim olmadığını, akademiden sorumlu olduğunu vurgulayan Yıldız, “2010 yılından beri askeri kurumlarda ders veriyorum. Askeri okullarda geçirdiğim süre, normal bir yedek subayın süresini geçti. Askerlikse, askerliğimi fazlasıyla yaptım diye düşünüyorum” dedi. Okul komutanının tuğgeneral rütbesinde olması nedeniyle kanun gereği kendi görevinin tuğgeneral rütbesine denk geldiğini kaydeden Yıldız, “Birlik yönetmiyorum, üniforma giymiyorum. MSÜ’de çalıştığım için rütbe karşılığı veriliyor. Benim görevim, buradaki eğitimin bilimsel olarak yürümesine katkı sağlamak. Askeri bir görevim yok” ifadelerini kullandı. Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü’nden mezun olan Yıldız, 2010-2016 yılları arasında Harp Akademileri Komutanlığı bünyesindeki Stratejik Araştırmalar Enstitüsü ve Kara Harp Akademisi’nde, 2012-2014 arasında ise Hava Harp Okulu’nda lisans ve yüksek lisans seviyesinde misafir öğretim üyeliği yaptı. Yıldız, 2017’de MSÜ Atatürk Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Müdürlüğü’ne atandı. Akademik uzmanlık alanı yakınçağ Türk tarihi ve Avrupa askeri tarihi olan Yıldız, “profesyonel askeri öğretim” gibi alanlarda çalışmalar yürüttü. Sefa Uyar

Lübnan 2019’da genişçaplıhükümet karşıtıprotestolara sahne oldu

Lübnan 2019’da geniş çaplı hükümet karşıtı protestolara sahne oldu Lübnan, geçen 23 Kasım’da, Fransa’nın manda yönetiminden kurtularak bağımsızlığını kazanmasının 77. yılını sessiz sedasız kutladı. Yeni tip koronavirüs salgınından dolayı sokağa çıkma kısıtlamasının olduğu ülkede, bir önceki yıl “Bağımsızlık Günü” sokaklara “thawra-devrim” özlemiyle çıkan halk tarafından coşkuyla kutlanmıştı. Yaklaşık bir yıl kadar önce, Lübnan’da kimsenin hayal bile edemeyeceği şekilde her mezhepten, her yaştan, her meslekten kadınlar ve erkekler harekete geçti. Ülkenin kaderini değiştirmek için birleşti. Lidersiz başlayan bu gösteriler zinciri, 17 Ekim 2019’da, o zamanki İletişim Bakanı Muhammed Choucair’in WhatsApp görüşmelerine getirmek istediği vergiye tepki olarak doğdu. Uzun zamandır devam eden ekonomik kriz, un ve benzin kıtlığı, Lübnan Lirası’nın değer kaybı, siyasilerin yolsuzlukları, çürümüş sistem, mezhepçilik, insan kayırma gibi birçok sebebin üstüne vergilerin artırılması bardağı taşıran son damla oldu. Gösterilerin sarstığı, dönemin başbakanı Saad Hariri fazla dayanamayarak eylemlerin başlamasından yaklaşık iki hafta sonra, 29 Ekim 2019’da istifa etti. Aradan geçen sürenin ardından Lübnan dönüp dolaşıp yine Hariri’nin başbakanlığına geri geldi. Hariri’nin lideri olduğu Gelecek Hareketi, Arapça Müstakbel Hareketi, İngilizcede Future Moment diye geçiyor. Lübnan’da Michael J. Fox’ın filminden esinlenerek yapılan espri de “Lebanon is going Back to the Future...”9 YIL SONRA SEÇİMHatırlatmak gerekirse, Lübnan’da; cumhurbaşkanının Maruni Hıristiyan, başbakanın Sünni Müslüman, meclis başkanının da Şii Müslüman olması gerekiyor. Hariri ailesinin dışında Sünnilere liderlik edebilecek bir alternatif, yoğun uğraşlara rağmen bulunamadı. Muhammed Safadi, Semir Kâtip, Hassan Diab gibi isimler Lübnan siyasetinde tutunamadı. Lübnan’da son genel seçim Mayıs 2018’de yapıldı. Aslında 4 yılda bir seçim yapılması gerekirken, 2009’daki seçimden ancak 9 yıl sonra yapılabildi. Bu seçimlerin sonucunda da 9 ay süren müzakerelerden sonra ancak hükümet kurulabildi. Lübnan’da seçim yapmak da hükümet kurmak da uzun zaman alıyor. Bu da aslında sistemin işlemediğinin bir diğer göstergesi. Saad Hariri’nin en kayda değer özelliği Lübnan eski başbakanlarından Refik Hariri’nin oğlu olması. Politikaya başlaması, ülke yönetiminde aktif rol alması da büyük ölçüde bu yüzden. Ne kadar karizmatik bir lider veya tüm vatandaşlarını kucaklayabilen iyi bir devlet adamı olduğu tartışmaların merkezinde... Lübnan, tipik bir Ortadoğu ülkesi olarak kaderci bir yaklaşımla kurtarıcısını bekliyor. Her dinden ve mezhepten insan, kendi liderini kurtarıcı olarak görüyor ama sadece kendi mezhebinden olanlar için. Tüm ülkeyi kucaklayabilen bir lider henüz bulunamadı. Thawra gösterilerinden sonra bile hâlâ o lider aranmakta ama ortada öyle biri yok... İçteki bu lider arayışı hüsranla sonuçlanınca bazı Lübnanlılar kurtuluşu dışarı bakmakta gördü hatta. 4 Ağustos’taki patlamadan 40 saat sonra Lübnan’a gelen Fransa Cumhurbaşkanı Macron’u bu lider olarak gören ve 10 yıllığına Fransız boyunduruğuna girebilmek için on binlerce imza toplayan Lübnanlılar da var. Kendilerini bu kadar çaresiz hissediyorlar ve kendi yöneticilerine bu kadar kızgın ve güvensizler...HARİRİ AİLESİSaad Hariri’nin babası, Lübnan’ın eski başbakanlarından iş insanı Refik Hariri, 14 Şubat 2005’te bombalı araç ile düzenlenen suikastla hayatını kaybetti. Bu yüzden Lübnan’da 14 Şubat resmi tatildir. Buradan da baba Hariri’nin Lübnan için ne kadar önemli bir figür olduğu görülüyor. Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleri ile yakın ilişkileri olan Refik Hariri, Lübnan’ın hatta dünyanın sayılı zenginlerinden biriydi. Halbuki Beyrut’un güneyindeki Sayda şehrinde, çiftçilikle geçinen mütevazı bir ailede dünyaya geldi. Hariri’nin diğer oğlu Baha Hariri’yi de siyasete katılması için teşvik edenler oldu. Saad’ın adının kirlendiği ve Baha’nın siyasete yeni bir yüz olarak enerji vereceğini iddia ettiler. Hatta geçen aylarda Hariri ailesini destekleyen Beyrut’un Sünni mahallelerinden Tariq al Jadid’de; Saad Hariri ve Baha Hariri destekçileri arasında çatışmalarda ölen ve yaralananlar oldu.HASSAS DENGELERHükümeti kurma görevinin kime verileceği ile ilgili son istişarelerde Hariri, Maruni Hıristiyanların bir kısmından yeterince destek bulamadığı için ilk turda istediğini alamadı. Semir Caca liderliğindeki Lübnan Güçleri ile Cumhurbaşkanı Michel Aoun’un damadı Cibran Basil liderliğindeki Özgür Yurtsever Hareketi, Hariri’ye tam destek vermedi. Oysa, Özgür Yurtsever Partisi eski lideri ve şu anda cumhurbaşkanlığı görevini sürdüren kayınpederi Aoun, uzun süredir Hizbullah ve Emel ile birlikte hareket ediyor. Hariri hem Hizbullah hem de Emel Hareketi tarafından desteklendi. Ayrıca eski savaş baronlarından ünlü Franjieh ailesinin liderliğini yaptığı Maruni Hıristiyanlardan oluşan Marada Hareketi de Hariri’nin başbakanlığını destekledi. Halihazırda Hassan Nasrallah liderliğindeki Hizbullah, Nebih Berri liderliğindeki Emel Hareketi ve Süleyman Franjieh liderliğindeki Marada Hareketi, Hariri’nin başbakanlığını destekledi. Nasrallah, geçen yıl ekim ayında başlayan gösterilerden sonra da Hariri liderliğindeki kabineye desteğini sürdürdü ve Hariri’nin istifasına kesin bir dille karşı çıktı. Buna gerekçe olarak da hükümetsizliğin Lübnan’a daha fazla zarar vereceği ve kaosu davet edeceği idi. Yukarıda belirttiğimiz gibi Lübnan’da hükümet kurmak uzun zaman alıyor. Büyük umutlarla başlayan “Thawra” hareketi, ne eski sistemi devirme ne de yeni bir alternatif sunabilme konusunda şimdilik kayda değer bir başarıya ulaşamadı. Pandemi süreci de belki değişimlere yol açabilecek gösterilerin yelkenlerindeki rüzgârı neredeyse tamamen kesti. Şimdi de hep aynı siyasetçilerin her zamanki hükümet kurma “gösterilerini” izlemekten öteye gidemiyor Lübnanlılar. Nalan Yazgan

Madencilik ve petrol söz konusu olunca akan sular duruyor

Madencilik ve petrol söz konusu olunca akan sular duruyor Planlanan projelerin çevreye olabilecek olumlu ve olumsuz etkilerinin belirlenmesinde ya da olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi için yürütülen çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) sürecinin, 1993 - 2020 yılları arasında verilen kararlara göre en çok petrol ve madencilik alanında işletilmediği ortaya çıktı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın istatistiklerine göre, ilk ÇED Yönetmeliği’nin yayımlandığı 1993 yılından 2020 yılı sonuna kadar 6 bin 118 “ÇED olumlu”, 61 “ÇED olumsuz”, 65 bin 934 “ÇED gerekli değildir” ve 1134 tane de “ÇED gereklidir” kararı verildi. “ÇED olumlu” kararlarında en büyük payı yüzde 28 ile petrol ve madencilik sektörü aldı. Diğer sektörler arasında atık - kimya, enerji, tarım - gıda ve ulaşım - kıyı da var. “ÇED gerekli değildir” kararlarında en büyük payı yüzde 49 ile yine petrol ve madencilik sektörü aldı.200 BİN HEKTAR ORMAN YOK OLDUGazetemize konuşan İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Orman Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Doğanay Tolunay, “Sadece belirlenen formata uygunluğu incelenen ÇED Raporları ve Proje Tanıtım Dosyaları nedeniyle orman, tarım, mera, dere, göl ve deniz ekosistemleri ile projelerin etki alanları içindeki insanların olumsuz etkilendiği”ni söyledi. Tolunay, orman alanlarında yapılacak projeler için Orman Genel Müdürlüğü’nün izin vermesi gerektiğine dikkat çekerek “2020 Ekim ayı sonuna kadar madencilik için orman vasfını kaybeden orman alanı miktarı 141 bin hektar kadar. Enerji yatırımları için kaybedilen orman alanlarına dair ise sadece 2012-2020 arasında 122 bin 385 hektar ormansızlaşma gerçekleşmiştir. Aynı dönemde madencilik faaliyetleri için kaybedilen orman alanı 82 bine 432 hektardır. Son 9 yılda tamamı ÇED sürecine tabi enerji ve madencilik faaliyetleri için 200 bin hektardan daha fazla bir orman alanı yok olmuştur. Yok olan tarım, mera alanları ile dereler ve göllerin sayısı ise bilinmemektedir” dedi.‘YETERİNCE İNCELENMİYOR’ÇED sürecinin yatırımların önünü kesen bir prosedür olarak görüldüğünü belirten Tolunay, “ÇED bürolarının rapor bedellerini yatırımcı firmalardan almaları tarafsız ve doğru bir rapor hazırlanmasını engelliyor. Raporlar Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca yeterince incelenmiyor. Taahhüt edilen önlemlerin yeterliliği sorgulanmıyor. İnşaat ve işletme aşamasındaki izleme çalışmaları yetersiz kalıyor” diye konuştu.‘ÖLÜM FERMANI OLMASIN’Kırklareli Kent Konseyi Çevre Meclisi Başkanı Göksal Çidem de çoğu proje tanıtım dosyasında “Yüz binlerce ağaç kesilecek ama 5 katı dikilecek” yazdığını ifade ederek “Istrancalar’da son 2 ayda gelen dosyalara göre toplam 260 bin 739 ağaç kesilecek. Yüksekliği 1.3 metre ve çapı 8 santimden küçük ağaçlar, ağaçtan sayılmıyor. Bu raporları hazırlayanlar, onaylayanlar, açılan davalara bakan bilirkişiler lütfen doğada bugün var olan ve gelecekte var olacak canların yaşamları hakkında verdiğiniz kararlar, bu canların ölüm fermanı olmasın” dedi. Hazal Ocak

Tarikat, müftülük ve diğer yapıların baskısı, okullara görev verecek kadar arttı

Tarikat, müftülük ve diğer yapıların baskısı, okullara görev verecek kadar arttı Eğitim sendikaları, “Gerici yapıların baskısı artık yazılı yönlendirme, görev ve sorumluluk verilecek kadar aleni yapılmaya başlanmıştır’’ değerlendirmesi yaptı. Öğrenci adına ders seçen okul yöneticilerinin suç işlediğine dikkat çekti. Ortaokul ve liselerde devam eden seçmeli ders tercih sürecinde, öğrencilerin din derslerini seçmesi için büyük bir kampanya yürütülüyor. Bazı vakıf, dernek ve cemaatlere bağlı kuruluşlar, dini içerikli derslerin seçilmesi için velilere her ortamda ulaşmaya çalışıyor. Samsun’da öğretmen gruplarına, din derslerinin seçilmesine yönelik görsellerle ve “sınıf gruplarınızla paylaşın” isteğiyle atılan mesaj şöyle: “Öğrencilerimizin akademik gelişiminin yanı sıra toplumsal ve manevi değerlerle de donatılmış olması hepimizin ortak amacı ve sorumluluğudur. Hazırladığımız görselleri, ilgili tüm öğrencilerimize ve velilerimize ulaştıralım. Süreci bizzat takip edelim. Seçmeli dersler belirlenirken geleceğimiz olan evlatlarımızı hem akademik olarak hem de manevi değerleri özümsemiş iyi insanlar olarak yetiştirme hususunda irade koyalım.”‘BASKI ÇOK ALENİ’Eğitim İş Genel Başkanı Orhan Yıldırım, “AKP iktidarı döneminde seçmeli dersler arasındaki dini özellikli ders sayısı artırıldığı gibi bu derslerin öğrencilere seçtirilmesine yönelik Din İşleri Genel Müdürlüğü, gerici dini tarikatlar, vakıflar müftülükler ve diğer yapılar baskı yapmaya başladılar. Bu baskı artık yazılı yönlendirme görev ve sorumluluk verilecek kadar aleni yapılmaya başlanmıştır’’ dedi. Eğitim-Sen Ankara şubeleri, Veli-Der ve Öv-Der tarafından yapılan ortak açıklama da şöyle: “Milli Eğitim Bakanlığı her ne kadar seçmeli derslerin öğrencilerin ilgi ve isteklerine göre belirlenmesi gerektiğini ifade etse de geçen yıllar içinde eğitimde yaşanan yoğun siyasal kadrolaşmanın ve yandaş atamaların bir sonucu olarak bazı dini içerikli derslerin seçilmesi için öğrenci ve velilerin yönlendirilmeye çalışıldığı açıktır. Söz konusu derslerin seçilmesi için faaliyet sürdüren bu dini vakıf, dernek ve cemaatler ülkenin eğitim politikasının belirlenmesinde etkin olmak için oldukça yoğun bir çaba içerisindedir. Geçmişte defalarca yapıldığı gibi veli ve öğrenciler adına ders seçen okul yöneticileri, suç işlediklerini bilmeli ve ona göre hareket etmelidir.” Figen Atalay

Muhabirimiz Hazal Ocak KentÖdülü'nüaldı

Muhabirimiz Hazal Ocak Kent Ödülü'nü aldı TMMOB’nin düzenlediği “Kent Planlama” basın ödülleri, koronavirüs pandemisi nedeniyle alınan önlemler kapsamında, Beşiktaş’taki TMMOB Şehir Plancıları Odası (ŞPO) İstanbul Şubesi’nde düzenlenen küçük bir törenle sahiplerine verildi. Muhabirimiz Hazal Ocak, ödülünü ŞPO İstanbul Şube Başkanı Akif Burak Atlar ve ŞPO Yönetim Kurulu üyesi Necati Caner Altay’ın elinden aldı. Odadan yapılan açıklamada, “Ödül, yaptıkları haber veya yayınlarla kentsel sorunları ve kamusal alanlara dair müdahaleleri gündemleştirmeleri, kent kültürüne ve kentlilik bilincine yaptıkları katkıların yanı sıra, Şehir ve Bölge Planlama bilimi ile mesleğin bilimsel ve teknik görüşlerine duyarlılık gösterdikleri düşünülen basın kuruluşlarına ve/ veya basın mensuplarına verilmektedir” denildi. cumhuriyet.com.tr

Geçen yılİşsizlik SigortasıFonu’ndan işverene 18 milyar TL destek verildi

Geçen yıl İşsizlik Sigortası Fonu’ndan işverene 18 milyar TL destek verildi DİSK Araştırma Merkezi (DİSKAR), “Covid-19 döneminde İşsizlik Sigortası Fonu: İşsize ve işçiye derman olamayan fon!” başlıklı bir raporla bu fonun amaç dışı kullanımı bir kez daha eleştirdi. Covid-19 salgınının en ciddi toplumsal tahribatının işsizlik ve gelir kaybı olduğunu hatırlatan rapora göre, böylesi bir dönemde İşsizlik Sigortası Fonu daha da yaşamsal hale geldi ama fonun 2020 sonuçları bu ihtiyacın karşılanmadığını ortaya koydu. Örneğin Nisan 2020’den sonra ücretsiz izne çıkarılan 2.3 milyon işçiye günlüğü 39 lira olmak üzere toplam 6.5 milyar TL nakdi ücret desteği verildi. Buna karşın 2020’nin tümünde işverenlere bu miktarın 3 katı tutarında, 18.1 milyar TL destek ve teşvik ödemesi yapıldı.YÜZDE 94’Ü ALAMADIBu teşviklerin 2020 yılı fon gelirlerine oranı da yüzde 39.8’den yüzde 47.3’e çıktı. Üstelik 2020’de işverenler fona 10.8 milyar liralık işveren primi ödemesi yaptı. Böylece rapora göre 2020’de fon yine “işveren destek fonu” olarak kullanılmaya devam etti. Raporun bir başka dikkat çekici vurgusu ise işsizlik ödeneğiyle ilgili. Salgın öncesinde; Şubat 2020’de 4 milyon 228 bin işsizin (dar tanımlı) 592 bini (yüzde 14) işsizlik ödeneği alırken, salgın dönemini kapsayan Ekim 2020’de 4 milyon 5 bin işsizin ancak 255 bini (yüzde 6) işsizlik ödeneği alabildi. Bu verilere göre işsiz kalanların yüzde yüzde 94’ü İşsizlik Sigortası Fonu’ndan yararlanamıyor. cumhuriyet.com.tr

Konut satışları2020 yılının tümünde yüzde 11 artarken aralık ayında yüzde 48 düştü

Konut satışları 2020 yılının tümünde yüzde 11 artarken aralık ayında yüzde 48 düştü TÜİK’in “Konut Satış İstatistikleri, Aralık 2020” raporu, faiz artışları sonrası krediyle konut alımındaki düşüşün sürdüğünü ortaya koydu. Konut satışları geçen yıl 2019’a göre yüzde 11.2 artarak 1 milyon 499 bin 316 adede ulaşırken, bu kapsamda ipotekli (kredili) konut satışı yüzde 72.4 artarak 573 bin 337, diğer satış türlerinde ise yüzde 8.9 azalarak 925 bin 979 oldu. Aralık ayında ise 2019’un aynı ayına kıyasla konut satışları yüzde 47.6 düşerek 105 bin 981, kredili konut da yüzde 70.9 düşerek 14 bin 631 adet oldu. Sonuçları değerlendiren ve stokların eritildiğini belirten KONUTDER Başkanı Altan Elmas, yeni yıla ilişkin ise şu vurguyu yaptı: “Hem faizler hem fiyatlardaki artış nedeniyle bu yılın ilk çeyreği kolay geçmeyecek.” İNDER Başkanı Nazmi Durbakayım ise 2020’deki desteklerin ikinci el konut satışına yaradığını, bu yıl benzer bir desteğin fiyat artışılarını da dengelemek için birinci el konutlara verilmesini istedi.EN ÇOK TALEP İRANLILARDANGeçen yıl yabancılara yüzde 10.3 azalışla 40 bin 812 konut satıldı. İranlılar 7 bin 189 konut alarak ilk sırada yer aldılar. İran’ı 6 bin 674 konut ile Irak, 3 bin 78 konut ile Rusya , 1929 konut ile Afganistan ve 1279 konut ile Azerbaycan yurttaşları izledi. Yabancıların en çok konut aldığı şehir ise 19 bin 175 konutla İstanbul ve 7 bin 735 konutla Antalya. cumhuriyet.com.tr




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter