Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajansı - Haberler

Saturday, 03.15.2025, 09:43 AM (GMT)

News - Haberler

Cumhuriyetçiler, Trump'la yollarınıayırmaya hazır mı?

Cumhuriyetçiler, Trump'la yollarını ayırmaya hazır mı? Trump'ın destekçilerinin Kongre'ye saldırısı ve Demokratların Senato'da da çoğunluğu sağlamasının ardından Cumhuriyetçi Parti bölünmüş görünüyor. Peki Cumhuriyetçi Parti, Trump ile bağlarını kesmeye hazır mı? "Büyü bozuldu mu?". "Yıllarca Trump'a destek veren, Amerikan halkının seçim sistemine, kamu görevlilerine, hukukun üstünlüğüne ve gerçeklere inancını paramparça edişine sessiz kalan Cumhuriyetçi Parti'nin ana akım politikacıları, sonunda onunla yollarını ayırmaya karar verdi mi?" Guardian gazetesinin ABD muhabiri Tom McCarthy, ABD Başkanı Donald Trump'ın Amerikan Temsilciler Meclisi'nde Cumhuriyetçi Parti'den 10 Kongre üyesinin da desteğiyle "azledilmesi" yani yargılanmak üzere Senato'ya gönderilmesi sonrası değerlendirmesine bu soruyla başlıyor.Tom McCarthy, içinde yanıt da barındıran sorularını, "Sabırları taşıran, geçen hafta Trump tarafından kışkırtılan isyan sonucu Kongre'de biri polis beş kişinin ölümü mü oldu? Yoksa yakınlarda Georgia eyaletinde kazanmayı umdukları iki çok önemli sandalyeyi kaybetmeleri mi?" diye sürdürüyor.McCarthy son olarak bir çok büyük ABD şirketinin bağışlarını durdurduğunu açıklamasının, ya da Amerikan halkının yüzde 74'ünün Kongre baskınını sert bir şekilde kınadığını gösteren kamuoyu yoklamalarının da Cumhuriyetçi politikacıları etkilemiş olabileceğine işaret ediyor.Getty ImagesCumhuriyetçiler hangi işaretleri veriyor?Soruların kaynağındaki önemli bir haber ilk olarak New York Times gazetesinde sonra bir çok medyada dün sabah yayımlanan bir haber oldu.Haberde son Georgia senato seçimleriyle Senato'nun kontrolünü kaybeden Cumhuriyetçilerin üst meclisdeki lideri Mitch McConnell'ın, partinin ayakta kalabilmesi açısından artık Trump'tan kurtulma zamanının geldiğini düşündüğü ve Trump'ın ikinci kez azledilmesini alttan alta desteklediği kaydediliyordu.Guardian muhabiri, "McConnell, Trump'ın karşısına geçti" başlığının bile kendi başına henüz tam olarak gerçekleşmemiş bile olsa Cumhuriyetçilerin kopuşunun başladığının işaretini verdiğini söylüyor.Ama Cumhuriyetçilerin Trump'tan desteklerini çektiğine dair birçok başka işaret de sayıyor:Temsilciler Meclisi'ndeki üçüncü en kıdemli Cumhuriyetçi olan, liberal kanada hiç bir yakınlığı bulunmayan, eski başkan yardımcısı Dick Cheney'in kızı Liz Cheney'in, Trump'ın azli yönünde oy kullanaması bunların başında geliyor.Cheney dünkü oylama öncesi tutumunu açıklarken "Bir ABD başkanının görevine ve anayasaya bağlılık yeminine bu kadar ihanet ettiği hiçbir zaman görülmedi" demişti.George W. Bush ve Donald Trump yönetimlerinde adalet bakanlığı yapmış ve Trump'ın çok yakınında yer almış bir isim olan William Barr da geçtiğimiz günlerde aynı sertlikteki bir açıklama ile onu görevine ihanet etmekle suçladı.Muhafazakar siyasi strateji uzmanı Mike Murphy, son podcastında 100'den fazla Cumhuriyetçi Parti yetkilisi ve sempatizanının, Trump'ı derhal istifa etmeye çağıran bir mektuba imza attığını söyledi ve "Şimdi parti içinde bir iç savaş başlayacak" dedi.Uzun zamandır Cumhuriyetçilere danışmanlık yapan bir başka isim Steve Schmidt'in Trump yüzünden partiden ayrılması da bu değerlendirmeyi destekleyen bir gelişmeydi.EPAGuardian muhabiri Tom McCarthy'nin dikkat çektiği bir diğer nokta, ömrü boyunca Cumhuriyetçilere milyonlarca dolar bağış yapan kumarhane patronu ve önde gelen bir lobici olan Sheldon Adelson'un, bu hafta ölmeden önce Kongre'yi basan bazı ırkçı Trumpçıların "Auschwitz Kampı" tişörtlerini görünce partiye desteğe son vermesi. McCarthy bu gelişme için, "önemli bir darbe" diyor.Cumhuriyetçilerden Kongre baskını sonrası para desteğini kesen büyük bağışçılardan bir diğeri Home Depot şirketinin kurucusu milyarder iş adamı Ken Langone.Ayrıca American Express'ten Amazon'a, Goldman Sachs'dan Bank of America'ya, Google, Facebook, Mariott ve Walmart'ın da dahil olduğu bir dizi dev şirket Kongre saldırısı sonrasında yaşananların iş hayatını olumsuz etkileyeceğini düşünerek siyasi bağışlarını durdurduklarını açıkladılar.Getty ImagesTom McCarthy'ye göre Cumhuriyetçilerin Trump'tan kopuşunda basit siyasi hesaplar da önemli rol oynamış olabilir. Trump'ın Atlanta, Philadelphia ve Omaha gibi yerlerde Cumhuriyetçilerin desteğini kaybetmesi sonrası, 2022'deki Kongre ara seçimleri ya da 2024'deki başkanlık seçimlerinde partiyi zafere taşıma ihtimali de artık sorgulanıyor.'Hala tam kopuş gerçekleşmedi 'Analizde Trump ile partinin kopuşunun gerçekleştiğini söylemek için hala erken olduğu da not ediliyor.Trump'ın hala seçilmiş Cumhuriyetçiler, eyalet yöneticileri ve Cumhuriyetçi taban içinde kayda değer bir desteğe sahip olduğu da hatırlatılıyor:"Bir seçim yalanı üzerinden Kongre'de kan döküldükten sonra bile Temsilciler Meclisi'nde 137 Cumhuriyetçi bu yalanı destekleyen yönde oy kullandı. Bir çok Cumhuriyetçi Trump'ın ikinci kez azledilmesine şiddetle karşı çıktı.""Bununla birlikte ikinci azil sürecinde Trump'ın suçlu olup olmadığı konusunda oy kullanacak senatörlerin bazıları, 2024 seçimlerinde başkan adayı olmak istiyor. Trump'ın ayak altında olmaması işlerini çok kolaylaştıracaktır." BBC Türkçe

AKP sözcüsüaçıkladı: Erdoğan koronavirüs aşısıolacak

AKP sözcüsü açıkladı: Erdoğan koronavirüs aşısı olacak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni tip koronavirüse (Covid-19) karşı Sinovac tarafından geliştirilen aşıyı yaptıracak. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve Bilim Kurulu üyelerinin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Sinovac tarafından yeni tip koronavirüse (Covid-19) karşı geliştirilen CoronaVac aşısını yaptıracak.AKP Sözcüsü Ömer Çelik, Erdoğan'ın Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı sonrası hastaneye gideceğini söyledi. Çelik, "Cumhurbaşkanımız, Bilim Kurulu üyeleri ve Sağlık Bakanımızın önerileri doğrultusunda bugün vatandaşımıza örnek olmak için aşı yaptıracaktır" dedi. cumhuriyet.com.tr

Güreşte milli heyecan başlıyor

Güreşte milli heyecan başlıyor Kadın Güreş Milli Takımı, yarın Fransa’da başlayacak ve 17 Ocak’ta sona erecek Grand-Prix De rance Henri Deglane Turnuvası'na katılacak Kadın Güreş Milli Takımı, yarın Fransa’da başlayacak ve 17 Ocak’ta sona erecek Grand-Prix De rance Henri Deglane Turnuvası'na katılacak. Kadın güreşçilerin yer aldığı ve başkanlığını Türkiye Güreş Federasyonu Başkanı Musa Aydın’ın yaptığı ilk kafile, bugün Fransa’ya hareket edecek.Turnuvada madalya mücadelesi verecek milli güreşçiler şu şekilde: 50 kiloda Evin Demirhan - Aynur Erge, 53 kiloda Zeynep Yetgil - Esra Pul, 57 kiloda Bediha Gün - Mehlika Öztürk, 62 kiloda Cansu Aksoy, 68 kiloda Aslı Demir - Nesrin Baş - Nazar Batır, 76 kiloda ise Vahide Nur Gök - Ayşegül Özbeğe - Merve Pul. /Archive%5C2021%5C1%5C14%5C172239605-gureste-milli-heyecan-basliyor_2.jpgKadın Güreş Milli Takımı, 16 Ocak'ta yurda dönecek. Turnuvada mücadele edecek olan Grekoromen Güreş Takımı da 16 Ocak'ta Fransa’ya gidecek.Grekoromen Erkek Milli Takımı ise iki ayrı turnuvada ter dökecek. 55 kiloda Ekrem Öztürk - Şeref Kılıç - Elçin Ali, 60 kiloda Kerem Kamal, 63 kiloda Abdurrahman Altan - Mehmet Çeker - Fatih Üçüncü, 67 kiloda Atakan Yüksel, 72 kiloda Selçuk Can - Cengiz Arslan, 77 kiloda Yunus Emre Başar - Fatih Cengiz, 82 kiloda Burhan Akbudak - Salih Aydın - Emrah Kuş ve 87 kiloda Metehan Başar’dan oluşan ekip Grand-Prix De France Henri Deglane Turnuvası için 16 Ocak tarihinde Fransa’ya hareket edecek.HIRVATİSTAN’DA ZORLU TURNUVA60 kiloda Ahmet Uyar, 67 kiloda Enes Başar - Hacı Karakuş, 72 kiloda Ahmet Yılmaz, 77 kiloda Furkan Bayrak, 87 kiloda Doğan Göktaş - Ali Cengiz, 97 kiloda İbrahim Tığcı ve 130 kiloda Osman Yıldırım - Muhammed Hamza Bakır’da oluşan Grekoromen Güreş Milli Takımı ise Hırvatistan’ın başkenti Zagreb'de düzenlenen Grand-Prix Zagrep Open Croatia Turnuvası'nda mücadele edecek. Kafile yarın Zagreb'e hareket edecek. DHA

Kirli su ve az pişmişetteki parazit nadir bir beyin kanseri türüne neden olabilir

Kirli su ve az pişmiş etteki parazit nadir bir beyin kanseri türüne neden olabilir Kirli su ve az pişmiş etteki parazit nadir bir beyin kanseri türüne neden olabilir /Archive/2021/1/14/174100906-meat-12841781920.jpgAraştırmacılar kirli su ve az pişmiş etten kaynaklanan bir parazitin nadir görülen bir beyin kanseri türüne sebep olabileceğini keşfetti.ABD’deki International Journal of Cancer dergisinde yayınlanan çalışmada, kötü huylu beyin tümörlerinin yaklaşık yüzde 80'inin gliomlardan oluştuğu ve bunların da az pişmiş et ve kirli su ile bulaşan toksoplazma gondii adı verilen bir parazit ile enfekte olunması sonucunda geliştiği belirtildi.Araştırmacılardan James Hodge, glioma kanseri olan kişilerin, kanserli olmayanlara kıyasla, toksoplazma gondii adı verilen belirli parazit türüne karşı antikorlara sahip olma şansının daha yüksek olduğunu fakat bunun toksoplazma gondii parazitinin her durumda gliomaya sebep olacağı anlamına gelmediğini ifade etti.Çalışmaya katkıda bulunan diğer bir araştırmacı Anna Coghill ise araştırmanın toksoplazma gondii parazitine yüksek oranda maruz kalan bireylerin glioma adı verilen nadir bir beyin kanseri geliştirme ihtimalinin daha yüksek olduğuna dikkat çekmeyi amaçladığını belirtti. Coghill ayrıca daha kesin sonuçlar için geniş çaplı bir katılımcı grubuyla yeni bir araştırma yapılması gerektiğini söyledi.Ölümcül ve nadir bir tümör olan ve beyin nöronlarını çevreleyen glial hücrelerde oluşan glioma kanserine yakalananların hayatta kalma sürelerinin 12-18 ay olduğu biliniyor. AA

HRW raporu: Binlerce insan Erdoğan’a hareketten gözaltına alındı

HRW raporu: Binlerce insan Erdoğan’a hareketten gözaltına alındı İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) 2021 raporunda, ‘binlerce insanın sosyal medya paylaşımları nedeniyle, Cumhurbaşkanına hakaret ve terör propagandası yapmak suçlarından gözaltına alınma ve yargılanma riskiyle karşı karşıya kaldıklarına’ işaret edildi. İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) 2021 raporunda Türkiye bölümü dikkat çekti. Raporda, hükümetin kamu ve devlet kurum, kuruluşlarını, iktidar üzerindeki denge ve kontrol mekanizmalarını ortadan kaldıracak ve kendi destekçilerine fayda sağlayacak şekilde yeniden biçimlendirdiğine işaret edildi. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde muhalefet partilerinin etkisizleştirildiğine vurgu yapıldı. Raporda, ‘bu duruma rağmen İstanbul ve Ankara belediye başkanlıklarının muhalefetin elinde olduğuna’ vurgu yapıldı.YASALARIN ALELACELE GEÇİRİLMESİNE OLANAK TANIDI(HRW) 2021 raporunun Türkiye ile ilgili bölümünde, “Türkiye'de insan haklarına ve hukuk devletine yönelik saldırıların Covid-19 salgını sırasında da devam ettiği” belirtilerek, "MHP ile yapılan ittifak, uluslararası insan hakları hukukundan kaynaklanan yükümlülüklerle çelişen yasaların meclisten alelacele geçirilmesine olanak tanıyor" ifadesine yer verildi.‘TEMELSİZ SUÇLAMALARLA TUTUKLANIYOR’Raporda, 'Erdoğan hükümetinin siyasi rakip veya muhalif olarak gördüğü kişileri', "Geniş tanımlı terörle mücadele yasası kapsamına giren temelsiz suçlamalarla tutukladığı, yargıladığı ve mahkûm ettiği" belirtildi.Raporun, "İfade, Örgütlenme ve Toplanma Özgürlüğü" başlıklı bölümünde ise Türkiye'de yazılı ve görsel medyanın çoğunluğunu hükümete yakın grupların oluşturduğuna vurgu yapılarak, "Bu satırlar yazıldığı sırada tahminen 87 gazeteci ve medya çalışanı, gazetecilik faaliyetleri nedeniyle, terörle mücadele yasası kapsamına giren suçlardan tutuklu veya hükümlü olarak cezaevinde bulunuyordu" denildi.SOSYAL MEDYA PAYLAŞIMLARI NEDENİYLE...Raporda, "Binlerce insanın sosyal medya paylaşımları nedeniyle, hakaret, Cumhurbaşkanına hakaret ve terör propagandası yapmak suçlarından gözaltına alınma ve yargılanma riskiyle karşı karşıya kaldıklarına" işaret edildi.KAVALA'NIN DURUMUNA İŞARET EDİLDİ2017 Kasım’ından bu yana tutuklu olan insan hakları savunucusu Osman Kavala hakkında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin, tutukluluğun siyasi nedenlerle sürdürüldüğü gerekçesiyle verdiği tahliye kararının görmezden gelerek uygulanmadığı bilgisine yer verildi.Hükümetin lezbiyen, gey, biseksüel ve transların kamuoyuna yönelik faaliyetlerini kısıtlayıcı yaklaşımının, onur yürüyüşü gibi etkinliklerin üst üste altıncı yılda da yasaklanması ve üst düzey devlet görevlileri tarafından yapılan homofobik konuşmalarla devam ettiği kaydedildi.Kaynak: DW Türkçe cumhuriyet.com.tr

Teyit Org inceledi: Melih Bulu'nun intihal yaptığınıdoğruladılar

Teyit Org inceledi: Melih Bulu'nun intihal yaptığını doğruladılar Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü'ne atanan Prof. Dr. Melih Bulu'nun 2003 yılında teslim ettiği doktora tezinde intihal yaptığı iddialarını inceleyen doğrulama platformu Teyit.org, “Literatür taramasında yapılan intihaller, çalışmanın bilimsel araştırma etiği açısından sorunlu olduğunu ortaya koyar nitelikte” değerlendirmesini yaptı. AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü'ne atanan Prof. Dr. Melih Bulu'nun doktora tezinde intihal yaptığı iddialarını Teyit.org inceledi. Doğrulama platformu, Bulu’nun doktora tezinde Scribbr adlı intihal tespit uygulaması üzerinden yaptığı incelemede "yüzde 20 oranında benzerlik" tespit etti.Teyit.org'da yer alan incelemeye göre; Bulu’nun 2003 yılında teslim ettiği doktora tezinde, farklı çalışmalarla benzerlik gösteren kısımların tezin literatür taramasından oluşan ilk yarısında yer aldığı belirtildi. Haberde, "Bu bölümdeki birçok uzun alıntı tırnak içine alınmadan, yorumlanmadan veya doğru bir biçimde atıfta bulunulmadan doğrudan aktarıldığı için intihal yapıldığı söylenebilir. Literatür taramasında yapılan intihaller, çalışmanın bilimsel araştırma etiği açısından sorunlu olduğunu ortaya koyar nitelikte" ifadeleri yer aldı.Bulu’nun Boğaziçi Üniversitesi’nde yazdığı doktora tezini Scribbr adlı intihal tespit uygulamasına yükleyen Teyit.org, 215 sayfalık tezin kapak, özet ve içindekiler kısmının yanı sıra, çalışmanın kaynakça ve ekler bölümünü de çıkararak 101 sayfayı taradı. Scribbr uygulaması, 2003 yılı sonrası Bulu’nun kendi doktora tezine referans vererek yaptığı farklı çalışmaları, 2003 yılı sonrası farklı kaynakların Bulu’nun doktora tezinden yaptığı alıntıları, Bulu’nun doğru bir biçimde atıfta bulunarak tezinde yer verdiği bazı alıntı kesitleri tespit etti ve bunları benzerlik olarak sıraladı.'TEZİN İKİNCİ YARISI ÖZGÜN İÇERİĞE SAHİP'İncelemede günümüzde üniversitelerin Scribbr benzeri bir sistem olan Turnitin üzerinden yaptığı intihal değerlendirmelerinde, genel olarak yüzde 10-15 civarında benzerliğin tolere edilebildiği belirtildi. Ancak bu benzerliğin de türüne göre değişebileceği ifade edildi. Tezde birçok uzun alıntı tırnak içine alınmadan, yorumlanmadan veya doğru bir biçimde atıfta bulunulmadan doğrudan aktarıldığı bu nedenle de tezin bu kısmında intihal yapıldığı belirtildi.Tezin ikinci yarısında doktora çalışmasında izlenen metodoloji, edinilen veriler ve elde edilen sonuçların akratıldığı ifade edilen haberde, bu bölümün özgün bir içeriğe sahip olduğunun altı çizildi. Yapılan intihalin çalışmada izlenen metodolojinin anlatıldığı veya erişilen bulguların sunulduğu bölümde olmadığını hatırlatıldı ve "Çalışma kısmının bu yönüyle özgün olduğu ifade edilebilir" denildi.Ancak, yüzde 20’ye varan benzerlik oranının böyle bir doktora tezinin günümüzde bilimsel araştırma etiğini izleyen herhangi bir üniversite tarafından onaylanmasının pek mümkün olmadığı ifade edildi. Boğaziçi Üniversitesi’nde de intihal durumunda hem lisans hem de lisansüstü öğrencilere çeşitli yaptırımlar uygulandığı hatırlatıldı. İNTİHAL İDDİALARI İÇİN 'İFTİRA' DEMİŞTİBulu, rektör olarak atanmasının ardından Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri tarafından protesto edilmiş çok sayıda öğrenci gözaltına alınmıştı. İntihal iddiaları da gündeme getirilen Bulu, bir televizyon programında, "Bir kere bu intihal meselesi iftira. Orada teknik bir şey gibi duruyor ama benim doktora tezimde literatür kısmı vardır. Oradaki her şey diğerlerinden alıntıdır. En sonunda kaynaklar yazılmıştır. Bütün dert tırnak içine almamış olmam. Bizim önümüzde böyle yapılacak diye bir format da yoktu. Formatlar sürekli değişir. Bunun birçok standardı var. İşin özü aldığınız şeyin kaynağını yazmış mısınız? Yazmışız sonuçta. Bununla ilgili önceden hazırlıklarımızı yaptık mütevelli ile beraber. Haliç Üniversitesi'nde orada herhangi bir yönetim boşluğu yok, sistem zaten gayet güzel çalışıyor" ifadelerini kullanmıştı.İncelemenin tamamına buradan ulaşabilirsiniz.(Duvar) cumhuriyet.com.tr

Veterinere tecavüz olayında ikinci dava

Veterinere tecavüz olayında ikinci dava Ankara'da, veteriner Ç.B.'ye Prof. Dr. Hasan Bilgili ile birlikte cinsel istismarda bulunduğu suçlamasıyla yargılanan yardımcısı veteriner hekim Serkan Durmaz hakkında yetkisiz tıbbı müdahalede bulunmaktan ikinci dava açıldı. Yargılanmasına başlanan Serkan Durmaz, serumu Ç.B.'nin bilgisi dahilinde alkolün etkisini azaltmak için verdiğini ileri sürdü. Ç.B. ise damar yolu açıldığında bilincinin kapalı olduğunu, serumu çıkarmak isteyince, sanığın kendisine küfür ve hakarette bulunduğunu iddia etti. Prof. Dr. Hasan Bilgili, Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi'nde öğretim üyesi olduğu 2019 yılı Nisan ayında, kendisine ait hayvan hastanesinde çalışan veteriner Ç.B.'ye cinsel saldırıda bulunduğu iddiasıyla gözaltına alınıp tutuklandı, daha sonra savcılık tarafından re'sen tahliye edildi.Olayla ilgili idari soruşturma kapsamında üniversitedeki görevinden çıkarılan Bilgili ile yardımcısı veteriner hekim Serkan Durmaz hakkında ‘cinsel istismar’, jinekolog Dr. Hüseyin Şenyurt hakkında ‘delilleri yok etme’ suçundan dava açıldı. Tutuksuz 3 sanığın Ankara 31'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanması sürüyor.İKİNCİ DAVA ASLİYE CEZA MAHKEMESİNDECinsel istismarla ilgili görülen davada sanık Serkan Durmaz, olay günü Ç.B.’ye alkolün etkisinden kurtulması için damar yolu açarak serum verdiğini söylemişti. Ç.B.’nin avukatı, Durmaz hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına, cinsel saldırı suçundan sonra müştekiyi etkisiz hale getirmek amacıyla damar yolu açarak, serum enjekte ettiği yönünde şikayette bulundu. Yürütülen soruşturma kapsamında, Serkan D. hakkında ‘Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun’a aykırılık (yetkisiz tıbbi müdahale) suçundan  5 yıl hapis istemiyle ikinci dava açıldı.'AMACIM YARDIM ETMEKTİ'Ankara 45’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nde tutuksuz yargılanan Serkan Durmaz, "Damar yolu açıp, serum taktım. Serumun içinde izotonik tuzlu su vardı. Bu işlemi yaparken bilinci yerindeydi. Alkol komasında değildi. Ben de sağlık ekibi çağırmak yerine durumun acil olduğunu düşünerek işlemi kendim yaptım. Bu işlemi yapmamam gerektiğini bilmiyordum. Amacım yardım etmekti. Suç işleme kastı ile hareket etmedim. Beraatımı talep ediyorum" ifadelerini kullandı.Sanık avukatı da müvekkilinin, müştekinin bilgisi dahilinde alkolün etkisinden kurtulabilmesi için serumla sadece izotonik su verdiğini, başka herhangi bir ilaç vermediğini iddia ederek, müvekkilinin bu eyleminin ilk yardım yönetmeliği kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.'SERUMU ÇIKARMAK İSTEDİĞİMDE SANIK HAKARET ETTİ'Ç.B. ise o gece Hasan Bilgili tarafından zorla alkol içirilerek cinsel istismara uğradığını belirterek, "Uğramış olduğum saldırının etkisiyle kendimden geçmişim. Gözlerimi açtığımda nöbetçi veteriner odasında koltukta uzanır vaziyette kendime geldim. Koluma damar yolu açılmış ve serum takılmış olduğunu gördüm.Odada propofol isimli ilacı gördüm. Daha önce bu odada ne serum ne de bu ilacın bulunduğunu görmedim. Serumu çıkarmak istediğimde sanık bana küfür ve hakaret etmeye başladı. ‘Bizim elimiz kolumuz uzundur, seni öldürürüz’ dedi. Bana zorla damar yolu açarak serum veren sanıktan şikayetçiyim" dedi.  Ç.B.’nin avukatı da, eylemin basit bir serum takma olayı olmadığını, suçu örtbas etme amacıyla yapıldığını belirterek sanığın cezalandırılmasını istedi.MAHKEME, ADLİ TIP KURUMU’NDA GÖRÜŞ SORDUAra kararını açıklayan mahkeme, dosyanın İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderilerek, sanığa isnat edilen damar yolu açma ve serum enjekte etme eyleminin hasta tedavi etme kapsamında ve sanığın yetkisi dahilinde olup olmadığı hususunda görüş sorulmasına karar vererek, duruşmayı erteledi.  DHA

Galatasaray, Ekrem Memnun'u resmen açıkladı

Galatasaray, Ekrem Memnun'u resmen açıkladı Galatasaray Erkek Basketbol Takımı'nda başantrenörlük görevine sezon sonuna kadar Ekrem Memnun getirildi. Galatasaray Erkek Basketbol Takımı'nda başantrenörlük görevine sezon sonuna kadar Ekrem Memnun getirildi.Sarı kırmızılı kulüpte Ömer Uğurata'dan boşalan başantrenörlük görevine gelen isim belli oldu. Galatasaray Kadın Basketbol Takımı'yla 2013-2014 sezonunda EuroLeague kupasına uzanan deneyimli başantrenör Ekrem Memnun, sezon sonuna kadar erkek basketbol takımını çalıştıracak.Sarı kırmızılı kulüpten yapılan açıklamada, "Galatasaray Erkek Basketbol Takımımızda başantrenörlük görevine Ekrem Memnun getirildi. Sayın Ekrem Memnun ile sezon sonuna kadar anlaşma sağlandı. Tarihi başarılara imza attığı Galatasaray’a geri dönen Ekrem Memnun’a tekrar kulübümüze hoş geldin diyor ve kendisine başarılar diliyoruz" ifadeleri kullanıldı.Galatasaray, ING Basketbol Süper Ligi'nde bu sezon çıktığı 16 maçta yalnızca 5 galibiyet alarak kendisine 12'nci sırada yer bulmuştu. DHA

Guardian:İstanbul 45 gün içinde susuz kalabilir

Guardian: İstanbul 45 gün içinde susuz kalabilir Yağış azlığından dolayı su rezervlerinin Türkiye genelinde kritik seviyelerde olduğunu yazan İngiliz the Guardian gazetesi, ülkede son on yılın en şiddetli kuraklığının kapıda olduğunu belirtti. Guardian'a göre, Türkiye'nin dört bir yanındaki büyük şehirlerde önümüzdeki birkaç ay içinde su tükenme noktasına ulaşacak ve İstanbul için öngörülen süre ise 45 günden daha az...İşte o makaleden satır başları:Türkiye Kimya Mühendisleri Odası'na göre, yağışlardaki zayıflık, ülkede son on yılın en şiddetli kuraklığına yol açtı ve 17 milyonluk mega kentteki su seviyeleri kritik derecede düştü. Ankara belediye başkanı Mansur Yavaş, bu ayın başında başkentin baraj ve rezervuarlarında 110 günlük su rezervi olduğunu söyledi. Türkiye'nin İstanbul ve Ankara'dan sonraki en büyük iki şehri olan İzmir ve Bursa daki barajlar da sırasıyla yaklaşık % 36 ve % 24 doluluk oranlarına sahip.2020'nin ikinci yarısında yıllık % 50'ye yaklaşan şiddetli yağış eksikliği, din işleri müdürlüğünün imamlara yönelik 'yağmur duası' talimatlarını da beraberinde getirdi.BARAJ İNŞA ETMEK ÇÖZÜM DEĞİLTürkiye, yılda kişi başına 1.346 metreküp su ile “su sıkıntısı çeken” bir ülke ve dengesiz nüfus artışı, sanayileşme ve iklim değişikliğinin bir sonucu olarak 1980'lerden bu yana birçok kez kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.Su yönetimi uzmanı Dr. Akgün İlhan'a göre, "Türkiye, su talebini kontrol altında tutmaya yönelik önlemlere odaklanmak yerine, daha fazla baraj inşa ederek su arzını genişletti. Türkiye'de son yirmi yılda yüzlerce baraj inşa edildi" ancak su sorunu çözülemedi."SU HAVZALARI KENTSEL GELİŞİM PROJELERİNE AÇILDI"Uzun yıllardır çevresel kaygılar yerine ekonomik büyümeye öncelik veren Türkiye, ABD ile birlikte 2015 Paris anlaşmasını henüz onaylamayan iki G20 ülkesinden biri.İstanbul Sabancı Üniversitesi'nde küresel iklim değişikliği ve çevre politikası dersleri veren Dr. Ümit Şahin'e göre, "Herkes, daha şiddetli ve uzun vadeli kuraklık olayları karşısında su havzalarının korunması gerektiğini biliyor... Yine de İstanbul'daki en hayati su havzaları, ormanlar ve tarım arazileri kentsel gelişim projelerine açıldı..." Yeni havaalanı, üçüncü Boğaz Köprüsü ve bağlantı yolları bunlardan bir kaçı. cumhuriyet.com.tr

Uğur Mumcu,ölümünün 28. yıldönümünde Buca'da anılacak

Uğur Mumcu, ölümünün 28. yıldönümünde Buca'da anılacak Bombalı suikastla katledilen yazarımız Uğur Mumcu, ölümünün 28. yıldönümünde Buca Belediyesi'nin düzenlediği panel ile anılacak. Ankara'daki evinin önünde 24 Ocak 1993'te aracına konulan bombanın patlaması sonucu yaşamını yitiren gazetemiz yazarı Uğur Mumcu’nun katledilişinin 28’nci yılı dolayısıyla Buca  Belediyesi'nin düzenleyeceği panel ile anılacak. Cumhuriyet yazarı ve Ege Bölge Temsilcisi Tuncay Mollaveisoğlu'nun konuşmacı olarak katılacağı panelde Uğur Mumcu'nun gözünden günümüz Türkiye'sine ışık tutulacak. Ege Telgraf gazetesi yazarı Mazlum Vesek yönetiminde düzenlenecek panel, 22 Ocak Cuma günü saat 19:00'da düzenlenecek. Program Bayraklı Belediyesi'nin sosyal medya hesaplarından canlı yayınlanacak./Archive/2021/1/14/165711881-4.jpg İZMİR / Cumhuriyet

Covid:Çoğu maskesiz yüz binlerce Hindu, kutsal gördükleri Ganj Nehri'nde toplandı

Covid: Çoğu maskesiz yüz binlerce Hindu, kutsal gördükleri Ganj Nehri'nde toplandı Dünyada en fazla koronavirüs vakasının görüldüğü ikinci ülke olan Hindistan'da yüz binlerce Hindu hacı adayı, Kumb Mela Bayramı'nda Ganj Nehri'ne girmek için Haridvar kentinde toplandı. Hacı adaylarının çoğunun sosyal mesafe kurallarına uymadığı ve maske takmadığı görüldü. ReutersDünyada en fazla koronavirüs vakasının görüldüğü ikinci ülke olan Hindistan'da yüz binlerce Hindu hacı adayı, Kumb Mela Bayramı'nda Ganj Nehri'ne girmek için Haridvar kentinde toplandı. Hacı adaylarının çoğunun sosyal mesafe kurallarına uymadığı ve maske takmadığı görüldü.Hindular, dünyanın en büyük dini organizasyonu olan Kubph Mela'da nehirde yıkanmanın kendilerini günahlarından arındıracağına inanıyor.Hindistan'da koronavirüs vakalarının sayısı 10 milyonu, ölü sayısı da 150 bini aşmış durumda.Fransız haber ajansı AFP'ye göre, Senthil Avoodai K. Raj adlı üst düzey polis yetkilisi, yedi hafta sürecek bayramın ilk gününde başka şehirlerden Haridvar'a 500 bin ila bir milyon kişinin gelmesini beklediklerini söyledi.K. Raj, on binlerce polis memurunun kalabalığı maske takmaya ikna etmeye çalıştığını, Covid-19 kurallarını ihlal edenlere ceza kesilebileceğini belirtti.2019'DA 55 MİLYON KİŞİ TOPLANDIEtkinliğin organizatörlerinden Siddhart Çakrapani, bir Hindu tanrıçasına gönderme yaparak "Pandemi bizi biraz kaygılandırıyor ama her türlü önlemi alıyoruz. Fakat Ganga'nın (Ganj) bizi koruyacağına eminim" dedi.Hindu mitolojisine göre, içinde ölümsüzlük iksiri bulunan bir sürahi için tanrılarla şeytanlar savaşa tutuştu. Bu iksirin damlalarının yayıldığına inanılan dört ayrı nokta, dönüşümlü olarak bu ayinlere ev sahipliği yapıyor. 2019'da Allahabad kentinde 48 gün süren etkinliğe 55 milyon kişi katılmıştı.Bayramın son günü olan 27 Nisan'a Haridvar'a gelenlerin sayısının milyonları bulabileceği belirtiliyor.Reuters'KORKUYLA YAŞAMANIN FAYDASI YOK, EN BÜYÜK GERÇEK ÖLÜMDÜR'Kumb Mela Bayramı için Hindistan'ın farklı kentleri ve başka ülkelerden gelerek Ganj Nehri'nin dondurucu sularına girenler arasında üç yaşındaki çocuklarla yaşlı kişiler de var.Inderaj Singh adlı bir kişi AFP ajansına "Bu bir gelenek. İnsanlar nehre girmeyi bekliyor. Evet pandemi var ama insanlar gelenek olduğu için gelmeye devam edecek. Çok uzak yerlerden geliyorlar" dedi.Sanjay Şarma adlı 50 yaşındaki bir Hindu ise "Hindistan Avrupa gibi değil. Biz bağışıklık konusunda daha iyiyiz. Hapşırma, öksürük yüzünden eskiye göre daha az insanın gelmesi üzücü. En büyük gerçek ölümdür. Korkuyla yaşamanın faydası yok" diye konuştu. BBC Türkçe




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter