News - Haberler
CHP Genel Başkan YardımcısıOnursal Adıgüzel’den mobil güvenlik sunumu
CHP Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel’den mobil güvenlik sunumu CHP Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel’den mobil güvenlik sunumunda, "Uygulamanın adı değil, kaynak kod önemli. Türkiye’deki KVKK, çağa ayak uyduramıyor. Yasa, Avrupa kriterlerine göre düzenlenmeli. Uygulamalarda güvenlik öngörülemez." konularına değindi. 8 ŞUBAT’TA YÜRÜRLÜĞE GİRECEKGizlilik ilkesi koşullarında güncellemeye giden WhatsApp, 8 Şubat’tan itibaren aralarında Türkiye’nin de yer aldığı kimi ülkelerde kullanıcı verilerini Facebook’la paylaşacağını açıkladı. Buna göre WhatsApp kullanıcılarının iletişim verileri, cep telefonu bilgileri, IP adresleri ve iletişim kurma biçimleri konusundaki bilgilerin Facebook şirketler grubuyla paylaşılmasına onay vermesi gerekiyor. Aksi halde uygulama kullanılamayacak. PAYLAŞILACAK BİLGİLERWhatsApp’ın Facebook ile paylaştığı veriler arasında telefon numarası, WhatsApp’ın ne kadar süre ve ne kadar sıklıkla kullanıldığı, diğer kullanıcılarla nasıl bir etkileşim içinde olunduğu, cihazınızla ilgili bilgiler, IP adresi, işletme sistemi, tarayıcı verisi, bataryanın sağlığı, uygulamanın versiyonu, mobil ağ, dil ve zaman dilimi yer alıyor. WhatsApp’a en başta verilen izne göre ödeme verileri ve konum bilgisi de Facebook ile paylaşılacak veriler arasında yer alabilir. İHLAL KARARLARI VAR2014’te Facebook’un, WhatsApp’ı satın almasının ardından kişisel verilerle ilgili bir dizi değişiklik yapıldı. Ardından WhatsApp’ın uçtan uca şifreleme sistemini inşa eden yazılım ekibi, Zuckerberg ile kişisel verilerin korunması konusunda “Aynı düşünmüyoruz” diyerek WhatsApp’tan ayrıldı. 2017 yılında Fransa Veri Koruma Kurumu, WhatsApp’ın Fransa yasalarına göre ticari amaçla veri toplamasının yasal zemini olmadığına, elindeki bilgileri Facebook ile paylaşmadan önce kullanıcıların rızasını almadığına ve bu nedenle kuralları ihlal ettiğine karar vermişti. İngiltere’de de 2018 yılında yetkili makamlar veri koruma yasalarının ihlal edildiğine karar vermişti. GÜVENİLİRLİK ÖNGÖRÜLEMEZCumhurbaşkanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı’nın bilgi paylaşımlarını BİP üzerinden yapma kararı aldıkları duyuruldu. Ancak BİP’in ne kadar güvenilir olduğu da tartışılması gereken ayrı bir konu. Uygulamaya yönelik birçok şikâyetin yer aldığı da görülüyor. “WhatsApp mı? Telegram mı? Signal mi? BİP mi?” sorusuna yanıt vermek ise şu anda zor. Telegram’ın bir başka şirkete satılması durumunda, bu verileri nasıl kullanacağı öngörülemez. Bazı uzmanlar da özellikle Telegram’da grup konuşmalarında şifreleme olmamasını büyük bir güvenlik açığı olarak değerlendiriyor. KVKK, ÇAĞA AYAK UYDURAMIYORTürkiye’de her şeyden önce Kişisel Verileri Koruma Kurulu’ndaki (KVKK) eksikliklerin giderilmesi gerekmektedir. WhatsApp, bu yeni kullanıcı sözleşmesini Avrupa ülkelerindeki kullanıcılara göndermiyor. Bunun sebebi de Avrupa ülkelerinde kapsamlı bir Kişisel Verileri Koruma Kanunu olması. YASA, ACİLEN GDPR DÜZEYİNE GETİRİLMELİ11. Kalkınma Planı’nda yer aldığı gibi Kişisel Verilerin Korunması Kanunu acilen Avrupa Veri Koruma Tüzüğü (GDPR) düzeyine getirilmeli ve vatandaşların kişisel verilerinin özel şirketler tarafından kullanımı kısıtlanmalı. İnternet ve güvenlik bir arada zor kullanılan kavramlardır. Bugün güvenli olan uygulamaların, yarın güvenli olmaya devam edeceğinin bir garantisi yok.Signal de WhatsApp’ta olduğu gibi aramalar uçtan uca şifreli. Telegram’da ise uçtan uca şifreleme yalnızca gizli sohbetlerde mevcut. WhatsApp, Signal’in uçtan uca şifreleme protokolünü kullanıyor. WhatsApp ve Telegram’da “metadata” şifrelenmezken Signal’de şifreleniyor.MESAJLAR SIZDIYeni gizlilik politikasıyla tartışmalara yol açan WhatsApp’ın teknik bir hata nedeniyle pek çok kullanıcısının özel verilerini Google’a sızdırdığı da ortaya çıktı. Söz konusu hata yüzünden kullanıcıların WhatsApp’ta oluşturduğu gruplar Google arama sonuçlarında yer aldı. Bu arama sonuçlarında WhatsApp gruplarına katılma link’leri de bulunuyor. Böylece sonuçları gören kişiler gruplara erişebilir hale geldi. Google üzerinden WhatsApp gruplarına giren kişiler, gruplardaki kullanıcıların telefon numaralarına ve fotoğraflarına da erişme imkânına sahip oldu. WhatsApp, sorunun çözüldüğünü açıklasa da şimdiye kadar WhatsApp gruplarının Google arama sonuçlarında ne kadar süreyle kaldığı bilinmiyor. Gadgets360’ın paylaştığı bilgiye göre söz konusu hata, bugüne dek 1700’ü aşkın grubu etkiledi ve 7 bini aşkın profil bilgisi Google arama sonuçlarına sızdı.HER İZNİ VERMEYİNYeni gizlilik politikası nedeniyle tartışılan WhatsApp ve diğer mesajlaşma uygulamalarını değerlendiren Bilgisayar Mühendisleri Odası (BMO), “Özgür yazılımları tercih edin” önerisinde bulundu. BMO, verilerin korunması için şunları önerdi: “Aygıtlarınıza kurduğunuz uygulamaların erişmek istediği bilgileri ve izinleri mutlaka kontrol edin, vermek istemediğiniz bilgileri ve izinleri edinmek isteyen uygulamaları kurmaktan kaçının. Veri aktarımı sağlayan anlık ileti uygulamaları ve sosyal medya uygulamalarında, gerekli ya da zorunlu olmadıkça kritik kişisel bilgilerinizi paylaşmaktan kaçının. Özgür yazılımları tercih edin. Gereksinim duyacağınız birçok uygulamanın özgür yazılım olan bir alternatifini bulabilirsiniz. Özgür yazılımlar, herkesin katılabildiği saydam bir geliştirme süreciyle kaynak kodları tüm insanların erişimine açık olarak geliştirilir, sahipleri ise kişi ya da şirketler değil, tüm insanlıktır.” Mahmut LıcalıKistik Fibrozis Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği mutasyon ilaçlarının devlet tarafından karşılanmasınıtalep etti
Kistik Fibrozis Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği mutasyon ilaçlarının devlet tarafından karşılanmasını talep etti Kistik Fibrozis Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, kistik fibrozisli çocukların mutasyon ilaçlarının devlet tarafından karşılanmasını talep etti. Oğluna 4 aylıkken kistik fibrozis tanısı konulduğunu belirten anne Nilay Tuğrul, “Mucize ilaçlar olarak bilinen mutasyon ilaçları, kistik fibrozisli hastaların ulaşabilmesi için SGK’nin geri ödeme listesine alınmalı” dedi. Nilay Tuğrul, oğlu Kerem Tuğrul’a 4 aylıkken kistik fibrozis tanısı konulduğunu belirterek uzun süre geçmeyen balgamlı öksürükle mücadele ettiklerini ifade etti. Oğlunun tanı konulduğundan beri her sabah ve akşam, ilaç ve fizyoterapist tedavisi gördüğünü belirten anne, hastalığın nadir bir hastalık olduğunu, farkındalığın da bu nedenle düşük olduğunu kaydetti. Tuğrul, zorlukların henüz tanı aşamasında başladığını söyledi. Akciğerlere, sindirim sistemine ve vücudun diğer organlarına ciddi hasarlar veren kistik fibrozis; mukus, ter ve sindirim sıvısı üreterek hücreleri etkileyen bir hastalık. Sosyal medyada kampanya başlatan aileler, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’a taleplerini iletti. Çağatan AkyolCumhuriyet Gazetesi dayanışmasıbüyüyor. 14 Ocak 2021 tarihli okur dayanışmasıilanları
Cumhuriyet Gazetesi dayanışması büyüyor. 14 Ocak 2021 tarihli okur dayanışması ilanları Basın İlan Kurumu'nun gazetemize yönelik ilan cezalarına karşı okurlarımızın 'dayanışması' büyüyerek sürüyor. Cumhuriyet'e 'dayanışma ilanları'yla büyük güç veren gazetemizin gerçek sahibi okurlarımızın sayfalarımızda yayımlanan ilanlarına dijital dünyadaki sesimiz www.cumhuriyet.com.tr'de de yer vereceğiz. BASKI SÜRÜYOR, DAYANIŞMA BÜYÜYOR, OKURLARI CUMHURİYET'İ YALNIZ BIRAKMIYOR! BASIN İLAN KURUMU'NUN CUMHURİYET'E YÖNELİK İLAN KESME CEZALARINA KARŞI OKURLARIMIZ DAYANIŞMA İLANLARI VERİYOR, BAĞIMSIZ VE GÜÇLÜ CUMHURİYET'E DESTEK OLUYOR. DAYANIŞMA İLANLARI HAKKINDA BİLGİ İÇİN AŞAĞIDAKİ İLETİŞİM BİLGİLERİNİ KULLANABİLİRSİNİZ./Archive/2021/1/14/042304996-ana.png/Archive/2021/1/14/042315371-2.png/Archive/2021/1/14/042314855-4.png/Archive/2021/1/14/042314339-3.png/Archive/2021/1/14/042313996-1.png cumhuriyet.com.trSosyal medya platformu Snapchat, Trump'ın hesabınıkapatacağınıaçıkladı
Sosyal medya platformu Snapchat, Trump'ın hesabını kapatacağını açıkladı ABD Başkanı Donald Trump'ın hesabını bir süreliğine askıya alan Snapchat, hesabı kapatacağını duyurdu. 6 Ocak'taki Kongre baskınının ardından olayların sorumlusu olarak görülen Trump'a sosyal medya şirketlerinin engellemesi devam ediyor.Amerikan basınına yansıyan haberlere göre, sosyal medya platformu Snapchat, Trump'ın geçen hafta askıya alınan hesabı ile ilgili son kararı verdi.Snapchat'ten yapılan yazılı açıklamada, Trump'ın hesabının incelendiğine dikkati çekilerek, "Kamu güvenliği adına ve yanlış bilgilerin, nefret söyleminin, şiddete teşvikin yayılmasını önlemek için Trump'ın hesabını kalıcı olarak kapatmaya karar verdik." ifadesi kullanıldı.ABD'de geçen hafta Trump yanlılarının Kongreyi basmasının ardından Facebook ve Instagram başta olmak üzere birçok sosyal medya platformu, Trump'ın hesaplarına erişimi kısıtlarken, Twitter başkanın hesabını süresiz olarak askıya almıştı. AATrump'ın azline karar verilmesi sonrasıWashington DC'de güvenlik artırıldı
ABD Başkanı Donald Trump'ın azledilmesi için Temsilciler Meclisi'nde yapılan oylamanın ardından, Trump destekçilerinin olası bir şiddet eylemini engellemek için binlerce Ulasıl Muhafız Kongre binasında görevlendirildi.Habere Gitmek için TıklayınKoronavirüs:İngiltere'de sağlıkçalışanlarının yarısının ruh sağlığıbozuldu
İngiltere'de yapılan bir araştırmaya göre, ilk koronavirüs dalgasının ardından sağlık çalışanlarının neredeyse yarısında major depresyon, travma sonrası stres bozukluğu, alkol bağımlılığı ve anksiyete gibi sorunlar görüldü. Sağlık çalışanlarının yedide biri kendine zarar vermeyi ya da ölmeyi düşündü.Habere Gitmek için TıklayınBaşkan Donald Trump'ın "isyana teşvik" ile suçlanarak azledildi
Türkçe Haberler En Son Başlıklar Başkan Donald Trump'ın "isyana teşvik" ile suçlanarak azledildi ABD Temsilciler Meclisinde yapılan oylamada Başkan Donald Trump'ın "isyana teşvik" ile suçlandığı azil maddesi kabul edildi. ABD Temsilciler Meclisi'nin, Başkan Donald Trump'ın görevden azledilmesini tartıştığı oturumun ve oylamanın sona erdi. Oylama sonucu Başkan Donald Trump'ın "isyana teşvik" ile suçlandığı azil maddesi kabul edildi. cumhuriyet.com.trBehramoğluşiiri Gürcücede!
Behramoğlu şiiri Gürcücede! Doğu bilimci, Türkolog, çevirmen Makvala Kharebava ve Gürcistan Edebiyat Çevirmenleri Birliği’nin ortak çalışmasıyla elli şiirin yer aldığı Ataol Behramoğlu Seçme Şiirler kitabı, Yunus Emre Enstitüsü desteğiyle İntelekti Yayınevi tarafından Tiflis’te yayımlandı. Kharebava ile hem bu kitap hem de Türkçe-Gürcüce etkileşimi hakkında konuştuk. /Archive/2021/1/14/003459884-ic1.jpg- Ataol Behramoğlu’nun elli şiirinin Türkçe ve Gürcüce çevirisiyle yer aldığı kitap ortaklaşa emek ürünü. Çeviri sürecinde nasıl bir yöntem benimsediniz?Kitabı doğu bilimci, çevirmen Aleksander Elerdashvili ile hazırladık. Düzelti ve iki dilde karşılaştırmalı redaksiyonu doğu bilimci, çevirmen Nino Ramishvili ve yazar, çevirmen Kevser Ruhi yaptı. Şiirlerin satır çevirilerini ben yaptım, Edebiyat Çevirmenleri Birliği’ne üye şairler şiir formuna getirdi. Şiirdeki ses, ahenk ve anlamı Gürcücesinde de aynı güzellikte yansıtan çeviriler oldu.Behramoğlu, Türk şiirinin geleneksel özelliklerini ve çağdaş formları ustalıkla kullanıyor, sözünü olağanüstü lirizm ve incelikle söylüyor. Gürcü okur bu kitapla onu ilk kez tanıyacak.- Gürcistan Edebiyat Çevirmenleri Birliği çeviri sürecine nasıl katkı koyuyor?Birlik 2013’te kuruldu. Birliğe üye olan ve farklı ülkelerde yaşayan şair ve çevirmenler çalışmalarının büyük bölümünü internet üzerinden sürdürüyor./Archive/2021/1/14/003516322-ic2.jpgİLK ÇEVİRİ NÂZIM’LA BAŞLADI- Birlik, 2013’ten bu yana birçok çalışmaya imza attı. Türk Şiiri Antolojisi ve karma dilli seçkilerde yer alan şiirler dışında, birliğin bir Türk şairi kapsamlı çalıştığı ilk kitap bu. Türk şiirinin Gürcüceye çevrilmesi ne zaman başladı, nasıl yol aldı?İlk çeviriler 1940’larda başladı. 50’lerin başında, Türk şiirini çevirmede öncü olan şair, Türkolog Vakhtang Kekelidze Nâzım Hikmet’in Şiirleri kitabını yayımladı. Bunu bazı gazete ve dergilerde basılan çeviriler izledi. Demirperde sürecinde Türk şiirinden çeviri çok fazla yok. Daha önce yapılmış çevirilerin büyük bölümünü Türk Şiiri Antolojisi’ne aldık.Ben ve Türkolog arkadaşlarım Nana Janashia, Nana Katcharava, Mariam Gaprindashvili ve şair Eter Sadagashvili’den oluşturduğumuz ekip, satır çevirilerini yapmıştık, edebiyat çevirmenleri bunları şiir biçimine taşıdı.- Sizin çeviri yolculuğunuz desek…Tiflis’te Türkoloji öğrencisiyken ilkin Nâzım Hikmet’in Mavi Gözlü Dev şiirini çevirmiştim. Nâzım o yıllarda çok popülerdi. Şiirleri çevriliyor, oyunları sahneleniyordu. Delikanlılar aşk mektuplarında Nâzım’dan alıntı yapardı. Çeviri yolculuğumda etkisi olan, Türk dili ve edebiyatını sevdiren hocalarımızı da anmak isterim.1930’larda İstanbul’da Fuat Köprülü’nün öğrencisi olmuş, Türkoloji Bölümü’nün kurucusu Sergi Jikia, Nodar Janashia, Elizbar Javelidze, İrine Gotsiridze... Bugün Türkiye ve Gürcistan arasında kültür, edebiyat alanında bir şeyler yapıyorsak onların sayesindedir.Türk Şiiri Antolojisi’ni hocalarımıza ithaf ettik. 2021’de Tiflis’te yapılacak, Türkiye’nin konuk ülke olacağı Uluslararası Kitap Fuarı’na yetiştirmek üzere Yunus Emre Şiirleri ve Türk Kadın Şairleri Antolojisi’ne çalışıyorum şimdi./Archive/2021/1/14/003539072-kapakic3.jpgÜÇ DİLİN KAVŞAĞINDA…- Çeviri yolculuğunuz Ataol Behramoğlu ile de devam ediyor, yolunuz nasıl kesişti?Türkolog, edebiyat çevirmeni, şiirsever olarak benim için Ataol Behramoğlu, Yunus Emre’nin, Karacaoğlan’ın, Pir Sultan Abdal’ın nefes aldığı, söz söylediği geleneğin, şiir dokuduğu dilin uzantısıdır.Rusçadan çevirileriyle Türkçeye önemli eserler kazandırmış Puşkin Ödülü sahibi Behramoğlu’nu tanımak bir ayrıcalık. Türkçe, Gürcüce, Rusça; sevdiğim üç dilin kavşağında Behramoğlu ile karşılaşmak şans oldu benim için.Onu basından, televizyon programlarından tanıyordum. Bilkent Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tiyatro Bölümüne Sovyet ekolüne mensup hocalar gelmişti Gürcistan’dan. Rus klasiklerini sahneliyorlardı. Behramoğlu’nun Rusçadan çevirileriyle o zaman tanıştım, kendisiyle de İzmir Kitap Fuarı’nda tanıştık.Düşgezginleri stüdyosunun sahibi, yazar ve müzisyen Erhan Doğan’la “Karadeniz’in Kardeş Şarkıları-Aynı Denizin Çocuklarıyız” adını verdiğimiz Gürcistan-Türkiye ortak müzik projesine çalışıyorduk. Erhan Doğan, Behramoğlu’nun “Türkiye Üzgün Yurdum, Güzel Yurdum” şiirini besteledi. Şarkıyı bir Gürcü şarkıcıya söylettik. Şiirde imgeler, içten duygularla anlatılan yurt sevgisinden çok etkilenmiştim.GÜLEN AYVA AĞLAYAN NAR!- Behramoğlu bir şiirinde “Şiir nedir ki sezilir geçer” diyor. O sezgiden sonra ulaştığınız yer neresidir?Okurun imgeleminde farklı bir evren olabilir. Ben de o evrenin içinde buldum kendimi. Bu şiir “alçakgönüllü, hünerli, sevdalı, güzel” yurdunuzu daha da sevdirdi bana.Behramoğlu’nun, Geçmiş Yaz isimli şiirinin gönlümdeki yeri başka. “Bir yazdı uzak Gürcistan’da / Kıyısında kartal dağların / Mavi gözlü bir göl bırakan / Düşlerine çocukların” diyor şair. Ülkemin böyle güzel, kısa, yalın ve simgesel tasviri için kendisine müteşekkirim.Şairle bu şiir üzerine konuşurken Gürcistan’daki günlerini hüzünlenerek anlatmıştı. Şiir farklı duyguları birkaç kelimenin etkisiyle harmanlayıp yeni duygu birlikteliği yaratabiliyor. Ayrıca Behramoğlu’nun hazırladığı Büyük Türk Şiiri Antolojisi yol göstericim oldu. Türk Şiiri Antolojisi’nin hazırlanması için bana cesaret veren Ataol Behramoğlu’dur.- Peki ya “gülen ayva, ağlayan nar”?..Behramoğlu’nun şiirlerindeki ses, imge yoğunluğunun yanı sıra, Türkolog olarak aşina olduğum bazı geleneksel deyişlerin çağdaş yorumları da ilgimi çekti. Türkiye Üzgün Yurdum, Güzel Yurdum şiirindeki “gülen ayva, ağlayan nar” bunlardan biri… Dede Korkut’tan bildiğim imgeye Behramoğlu’nun şiirinde rastlamak, önemsiz bir detay gibi görülebilir ama benim açımdan güzel bir karşılaşmaydı.“Bebeklerin ulusu olmadığını” seziyorduk ama Behramoğlu’nun şiirinden sonra sezgi somut bilgiye dönüştü. Yürüdüğümüz yolun “erguvan ışıklı kıyı” olabileceğini fark ettik. Gürcü okurlara aynı duyguyu geçirebildiğimiz bir çeviri yaptığımızı, okurlardan aldığımız geri bildirimlerde gördük.Bir çevirinin başarılı olması, çevrildiği dilin ait olduğu edebiyatın da zenginliğidir. Bu kitapla Gürcü edebiyatı da bir kazanım elde etmiş, zenginleşmiştir. Nurduran DumanUzmanından sağlıklıuyku için tavsiyeler
Uzmanından sağlıklı uyku için tavsiyeler Uyku problemlerinin eğer başka bir sağlık sorunu veya bir ilaç kullanımına bağlı olarak ortaya çıkmıyorsa psikolojik kökenli olabileceğini belirten Klinik Psikolog İrem Burcu Kurşun, pandemi döneminde uyku bozukluklarının arttığına dikkat çekti. Kurşun, sağlıklı uyku için tavsiyelerde bulundu. Uyku, sağlıklı ve dengeli bir yaşamın en önemli gereklerinden biri. Ancak fiziksel ve psikolojik birçok nedene bağlı olarak yaşanabilen uyku bozuklukları, sağlığı ve yaşam kalitesini olumsuz yönde etkiliyor. Özellikle pandemi döneminde arttığı gözlenen uyku bozuklukları için yapılması gerekenleri anlatan Altınbaş Üniversitesi Sağlık Hizmetleri MYO Öğr. Gör. Klinik Psikolog İrem Burcu Kurşun, “Sürekli evde olmak bireylerin depresif tutumlarının artmasına neden oldu. Sağlıklı bir yaşam için 15 yaşından sonra her bireyin günde en az 7 saat uyumasını öneriyorum” dedi“UYKU HORMONU EN FAZLA GECE 23.00 VE 02.00 SAATLERİ ARASINDA SALGILANIYOR”Kişilerin yoğun stres ve fazla kaygı yaşadıklarında veya depresif bir tutum içinde olduklarında uyku problemlerinin sıklıkla görüldüğünü söyleyen Klinik Psikolog İrem Burcu Kurşun, “Pandemi sürecinde bireylerde iş hayatı, ev yaşamı ve sağlıkla ilgili kaygıları arttı. Sürekli evde olmak da bireylerin depresif tutumlarının artmasına neden oldu. Sağlıklı bir yaşam için 15 yaşından sonra her bireyin günde en az 7 saat uyumasını öneriyorum. Büyüme hormonu uykuda salgılanır, öğrenme uykuda gerçekleşir, zihnin ve bedenin dinlenmesi için hangi saatlerde uyuduğumuza dikkat etmemiz gerekiyor. Farklı görüşler söz konusu olsa da bedenimizin sağlıklı çalışması açısından gereken uyku hormonu en fazla gece 23.00 ve 02.00 saatleri arasında salgılanıyor. Bu nedenle bu saatlerde uykuda olmak önemli” diye konuştu.“ILIK BİR DUŞ, MEDİTASYON YA DA EGZERSİZ İYİ GELİR”Düzenli ve sakinleştirici bir uyku rutini oluşturmanın önemli olduğunu vurgulayan Klinik Psikolog Kurşun, sorunsuz bir uyku için şu tavsiyelerde bulundu:“Uyuduğumuz odanın havalandırılması, temiz çarşaflar ve temiz uyku kıyafetleri oldukça önemli. Uykudan birkaç saat önce beslenme ve sıvı alımının durdurulması beslenme uzmanları tarafından öneriliyor. Ilık bir duş, sakin bir müzik veya kısa bir meditasyon da iyi gelebilir. Kaygılarla ilgili olumsuz duyguların ve düşüncelerin farkında olmak, egzersiz yapmak ve günlük rutinde sağlıklı beslenmek de uyku kalitesini olumlu yönde etkiliyor.”“PROFESYONEL DESTEK İÇİN AĞIR SORUNLAR BEKLENMEMELİ”Yeterli uyku alınmadığında düşünce ve duyguların daha fazla olumsuzlaştığını ve agresif davranışların görülebildiğini, ayrıca hata yapma oranı ve hafıza problemlerinin de arttığını söyleyen Klinik Psikolog İrem Burcu Kurşun, uyku bozukluklarında profesyonel destek alınması için mutlaka ciddi bir sorun yaşanmasını beklememek gerektiğine dikkat çekti.Kurşun, “Kişiler, farkındalıklarını arttırmak, daha sağlıklı olmak ve bireyler arası ilişkilerini daha iyi yönetmek için gelişim odaklı profesyonel destek alabilirler. Özellikle psikolojik sorunlarda kişinin günlük yaşamını ve sağlığını ciddi bir şekilde etkilemeden, sorunun varlığına dair bir farkındalık oluştuğunda destek alması önemlidir. Uyku problemlerinin sağlığa bağlı nedenleri olabilir. Bu nedenle öncelikle mutlaka doktora görünmek gerek. Demir eksikliği, B12 eksikliği gibi durumlara bağlı uyku problemleri görülebilir. Öncelikle doktor tarafından organik nedenlerin elenmesi önemli. Eğer kişinin bedensel sağlığı ile ilgili bir problem yoksa bir klinik psikolog desteği istenebilir” açıklamasını yaptı. DHA'Kız, Kadın,Öteki'
'Kız, Kadın, Öteki' Bernardine Evaristo’nun, Booker Ödüllü romanı Kız, Kadın, Öteki; yaşamları çeşitli şekillerde kesişen, çoğunluğu siyah on iki kadının hikâyesini anlatıyor. Aşk, erkekler, siyaset, cinsiyet tartışmaları, feminizm, cinsel kimlikler / yönelimler / tercihler, ırk ve sınıf ayrımı, çok kültürlülük, farklı coğrafyalar ve kültürel çatışmalar romanın temel konuları. /Archive/2021/1/14/003216635-ic1.jpg Margaret Atwood (Ahitler) ile birlikte 2019’da Booker Ödülü’nü alan Bernardine Evaristo’nun sekizinci romanı Kız, Kadın, Öteki, Ebru Kılıç çevirisiyle yayınlandı. Booker Prize’ı kazanan ilk siyah kadın yazar olan Evaristo, 2020’de de British Book Award’ı kazandı. 1959 doğumlu yazar, İngiliz bir anne ve Nijeryalı bir babanın sekiz çocuğundan biri. Vogue dergisinin İngiltere’nin En Etkili 25 Kadını listesinde. Yazarlığının yanı sıra aktivist kimliğiyle de tanınıyor. Island of Abraham, Lara, The Emperor’s Babe, Soul Tourists, Blonde Roots, Mr. Hello Mum ve Loverman; edebiyat eleştirisinden, şiire ve öyküye uzanan bir dizi alanda ürünler veren yazarın diğer romanları.İNSANI İNSAN YAPAN NEDİR?Evaristo bir bütün olarak insanı tanımlayan her şeyi romana katarak bazı sorulara cevap arıyor: İnsanı insan yapan nedir? İnsanın tek bir kimliği olmak zorunda mı? Bizi yaşamımız içerisinde bir kültür ürününe dönüştüren geçmişimizi bugüne nasıl taşırız? Geçmişimiz her şeyimiz midir? Bugün yeniden tek başına ve hep birlikte nasıl inşa edilir?“Tüm bu soruların cevapları aslında gündelik hayatın içerisinde”, diyor ve soruyor: “Fakat biz gerçek dünyanın ne kadar içindeyiz, yoksa herkes kendi kurgusunda yalnız mı takılıyor?”.Feminizm fikriyle ilgilenenlerin karşısına çıkan “kesişimsellik” kavramı romanda izi sürülen kavramlardan yalnızca biri. Avukat Kimberlé Crenshaw’ın yaratıcısı olduğu bu kavram, bireylerin sahip oldukları farklı sosyal kimliklerden dolayı, farklı gruplara yöneltilen nefret türleriyle karşılaştıklarına dikkat çekiyor. Son ABD seçimlerinde de bu kavrama sıklıkla referans verildi./Archive/2021/1/14/003246463-kapakic3.jpgKESİŞİMSEL FEMİNİZM!Kesişimsel feminizmde diğer insanların yaşam hikâyelerini dinlemek ve onları anlamaya çalışmak önemli bir yer tutuyor. Sonuçta her deneyimin öğretici olduğuna ve ancak birbirimizin deneyimlerinden öğrendiklerimizle kuracağımız dayanışmanın gücüne yaslanıyor kesişimselliğin önerdiği siyaset. Romanın Barrack Obama’nın en sevdiği kitapların arasında yer almasının nedenlerinden biri, belki de budur.Kız, Kadın, Öteki’de çeşitli etnik, ırksal, tarihsel ve ekonomik koşullardan çoğunluğu siyah olan on iki kadın bir şekilde yan yana geliyor. Yazar çeşitli baskı türleri ve dışlanmalarla karşılaşan bu kadınların yaşamlarının nerede ve nasıl kesiştiklerini betimliyor.Aranan şey sadece adalet ve eşitlik değil: Bir ev, bir yurt, gidilebilecek ve gerekirse kaçılabilecek bir yer, bir sevgili, sürprizli bir gelecek, geçmişte bir yerlerde kaybolmuş bir baba... Özetle bir aidiyet, bir benlik.Toplumsal cinsiyet rollerinin ve modellerinin dışında yüz yıllık bir tarihin içinde ebeveynlerimizin ve onların ebeveynlerinin kayıplarına da yer veriyor. Ailelerinin, arkadaşlarının, büyüme çağlarının, hayatta kalma mücadelelerinin, sevgililerinin hikâyelerini anlatıyor kadınlar.İnsanların birbirlerinde keşfedecek, öğrenecek, başına gelmeden deneyimleyecek ne kadar çok şeyleri olduğunu anlıyorlar. Çünkü yaşam gözümüzün görmeye tahammül ettiğinden daha fazlasına bakabilme ve onu anlayabilme cesareti./Archive/2021/1/14/003235745-ic2.jpgHER KADINA AYRI BİR BÖLÜMFarklı on yıllarda dünyayı dolaşan bu on iki kadının her biri için bir bölüm yazmış Evaristo. Karakterler yakın arkadaş, akraba, sevgili ya da aynı gece aynı tiyatro oyununu seyreden veya sosyal medya üzerinden tanışan insanlar.Lezbiyen oyun yazarı Amma, kendini Amma’nın topluluğunda yabancı hisseden öğretmen Shirley, mutsuz bir evliliği olan Winsome, yıllardır seks yapmayan Penelope, sarışın kadınları seven Dominique, başarının peşinde koşan Carole birbirleriyle hem hayal güçlerini, hem aşklarını hem de neşelerini paylaşıyorlar hikâyelerinin olanca acımasızlığına rağmen.Okuyan herkesin empati kurabileceği bir karakter var kurguda. Özellikle yaşadığımız ikili ilişkilere sızan siyasi düşüncelerimizin, diğer insanlarla temasımızı nasıl belirlediği konusu oldukça can alıcı.ÖZEL YAZIM KURALLARIYLA YAZILMIŞBernardine Evaristo, teknik olarak da yazım ve anlatım kurallarının iktidarını sorguluyor. Romanda nokta yok. Cümleler küçük harfle başlıyor. Şiirle düz yazı arasında bir metin akıyor sayfalarda. Hikâye ettiği kadınlar büyük ve özlü cümleler kurmuyorlar. Dertlerini gündelik ve yalın bir dille anlatıyorlar. Biz nasıl konuşuyorsak, öyle. Bu dil, yazarın bir başkasını dinleme becerisine yaptığı vurguyu belirginleştiriyor. Çünkü kendi sesiyle başbaşa kalan ve herkeste o sesi arayan insanın gözü dönmüş bir hınca kapılması çok kolay.Yatağımızın içine kadar giren siyasetle, ekonomik güçlüklerle, pek çok şikâyete rağmen sürdürdüğümüz ilişkilerimizle, ailemiz ve geçmişimizle vazgeçtiğimiz benliğimize dair bir sorgulama Kız, Kadın Öteki.Kız, Kadın, Öteki / Bernardine Evaristo / Çeviren: Ebru Kılıç / Doğan Kitap / 2020 / 483 s. Adalet ÇavdarKaranlık sular...
Karanlık sular... Rivers Solomon’un Derinlikler’indeki öykünün arka planında edebiyat dünyasında farklı bir yaratım süreci var. Önce Amerikalı elektronik müzik ikilisi Drexciya bir fikirle çıkıp geliyor: Afrika’dan Amerika’ya köleleri taşıyan gemilerden denize atılan hamile kadınların torunları, suyun altında nefes almaya devam eden bir uygarlık kursalar ne olurdu? Hiphop grubu Clipping de bu efsaneye “The Deep” adlı şarkısıyla katkıda bulunuyor. Ve yazar Rivers Solomon bu sualtı efsanesini bir kısa romana dönüştürüyor. /Archive/2021/1/14/002700511-ic1.jpgGünümüz dünya edebiyatında bilimkurgu, fantazya ve korku gibi türler, politik ve toplumsal gerçeklerin giderek daha fazla ve daha ustalıkla yansıtıldığı alanlar haline geldi. Özellikle ırkçılık, eşitsizlik, her türlü ayrımcılık, “spekülatif” başlığı altında toplayacağımız bu edebi türlerde kimi zaman salt gerçekçi kurgulardan daha etkili bir biçimde hikâye ediliyor.Bir yandan daha iyi bir dünya için umutlar tükenmezken, diğer yandan baskıcı rejimlerle, sermaye düşkünlükleriyle, her türlü kötülükle kirlenen dünyamızın büyüyle, hayal gücüyle, masallarla ve efsanelerle kesiştirildiği eserler, bize farklı bakış açıları sunmakta ve aydınlık ile karanlığı göstermekte daha verimli oluyor.Son yılların en çok ses getiren fantastik kurgu yazarlarından olan Rivers Solomon’un Derinlikler adlı romanı da tam böyle bir kitap. Burcu Uluçay’ın Türkçesiyle yayımlanan, Hugo, Nebula ve Locus ödüllerinin her birinde “en iyi kısa roman” adayı olan yapıt, şiirsel diliyle ve vurucu öyküsüyle öne çıkarken, Ursula K. Le Guin ve Octavia Butler gibi bilimkurgunun usta kadın yazarlarının üslubunu da çağrıştırıyor./Archive/2021/1/14/002725323-ic3.jpgDENİZE ATILAN KÖLELERİN ÇOCUKLARIDerinlikler’de Atlantik Okyanusu üzerinden köle ticareti yapılan dönemlerde gemilerden çeşitli sebeplerle, bazen hasta oldukları bazen de sadece bir yük ya da masraf oldukları için denize atılan Afrikalı kadınlardan doğan nesiller, suyun altında yeni bir dünya kurar.İsmi Wajinrular olan bu halk, acı dolu geçmişlerine sahip çıkmak ve her daim hatırlamak zorundadır. İşte bu hatırlama görevi de bir “tarihçi” olan kahramanımız Yetu’nundur. Bu görev, yani bellek olma görevi hiç de kolay değildir. Yetu’nun görevden kaçma arzusuyla birlikte hem okyanusun karanlık sularında hem de kendi içinde bir yolculuk başlayacaktır.Derinlikler’de anlatılan bu öykünün arka planında edebiyat dünyasında pek sık karşılaşmadığımız bir yaratım süreci var. Önce Amerikalı elektronik müzik ikilisi Drexciya bir fikirle çıkıp geliyor:Dünya tarihinin en talihsiz dönemlerinden birinde, Afrika’dan Amerika’ya köleleri taşıyan gemilerden denize atılan hamile kadınların torunları, suyun altında nefes almaya devam eden bir uygarlık kursalar ne olurdu?/Archive/2021/1/14/002712698-ic2.jpgHIPHOP’TAN SUALTI EFSANESİNEBu soruyla birlikte bir çağdaş efsane yazılmaya başlanıyor müzikle birlikte. Ardından hiphop grubu Clipping de bu efsaneye “The Deep” adlı şarkısıyla katkıda bulunuyor. Nihayetinde de yazar Rivers Solomon kalemi eline alıyor ve bu sualtı efsanesini bir kısa romana dönüştürüyor.Söz konusu yaratıcılar bunu kulaktan kulağa oynamaya benzetiyorlar. Söylenen kelimenin her seferinde yeni bir şekle kavuşması gibi, bu acı yüklü efsanenin özü de giderek zenginleşiyor.Yazdıkları sonsözde bu süreci anlatan yazarlar şöyle diyor bu kulaktan kulağa oyunu için: “İfadelerin asıl değeri kendi hallerinde değil, yavaş yavaş dönüştükleri biçimlerde saklı.”DÖNÜŞÜMÜN ROMANIDerinlikler, bir dönüşüm romanı olduğu gibi okurlarını da dönüştürecek, tarihini acı gerçeklerine ve günümüzün karanlığına da ışık tutacak bir öykü anlatıyor. “İfadeler”, dönüştükleri halleriyle, hayal gücünden beslenen halleriyle, gösteriyorlar asıl değerlerini. O nedenle bu romanın bir yanıyla edebiyatın kendisiyle de ilgili olduğunu, tarih yazımı ve hikâye anlatıcılığını odağına alan bir eser olduğunu belirtmemiz gerekiyor.Derinlikler, günümüz bilimkurgusunun bir başka usta kadın yazarı Martha Wells’in dediği gibi, “Geçmişin örtüsünü kaldırmakla, dönüşmek ve keşfetmekle ilgili yürek parçalayıcı bir hayatta kalma hikâyesi.”Derinlikler / Rivers Solomon / Çeviren: Burcu Uluçay / Epsilon Yayınları / 176 s. Tolga Babanur