Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajansı - Haberler

Saturday, 09.28.2024, 09:09 PM (GMT)

Search by date: 3/9/2021

Ankara Gar katliamıdavasıyarın: "9 klasör evrak soruşturmayıyürüten savcılar tarafından saklandı" iddiası

Ankara Gar katliamı davası yarın: "9 klasör evrak soruşturmayı yürüten savcılar tarafından saklandı" iddiası IŞİD’in 10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Tren Garı’nda gerçekleştirdiği canlı bomba saldırılarına ilişkin firari sanıklar yönünden görülen davaya yarın Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edilecek. 10 Ekim Ankara Katliamı Davası Avukat Komisyonu, katliamın aydınlatılması için gerekli adımların halen atılmadığına dikkat çekti. CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’e, “Katliamla ilgili soruşturmaya ait 9 klasör evrakın soruşturmayı yürüten savcılar tarafından saklandığı iddiaları doğru mudur?” diye sordu. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, IŞİD’in 10 Ekim 2015 tarihinde Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi öncesinde Ankara Tren Garı’nda gerçekleştirdiği canlı bomba saldırılarına ilişkin firarı 16 sanıklı davaya yarın devam edilecek.10 Ekim Ankara Katliamı Davası Avukat Komisyonu, firari sanıkların bulunması için etkin soruşturmanın yürütülmediğini açıklayarak, “Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 5 yıldır süren hukuk mücadelesinde, yalnızca katliamı örgütleyenlerin peşine düşmedik. Aynı zamanda IŞİD’in katliamlar gerçekleştirecek ortamı nasıl bulduğu, hangi olanaklardan yararlanarak hareket ettiği, üye ve yöneticilerinin nasıl yakalanamadıkları sorularının cevapları için de emek harcadık, harcıyoruz” dediler."DOSYAYI BİLMEYEN YENİ HEYET"Avukatlar yaptığı yazılı açıklamada, mahkemenin “yasak alanlara girmekten çekindiğine” dikkat çekilerek şunlar belirtildi:“Gelinen aşamada, neredeyse hiçbir talebimizi kabul etmeyen bir mahkeme ve mahkemenin müzekkerelerine cevap vermeyen kamu kurumlarıyla karşı karşıyayız. Bu nedenle, gerçeklerin üzerinin bir kez daha kapatılmak istenmesinden kaygılıyız. Son olarak, başından bu yana yargılamayı sürdüren heyet ile duruşma savcısının ‘dağıtılması’ ve bugün yaklaşık 300 klasörü bulan davanın sorumluluğunun dosyayı hiç bilmeyen yeni bir heyete ve savcıya teslim edilmesi de kaygılarımızı arttırıyor.”"ÖNÜMÜZDE HÂLÂ UZUN BİR YOL VAR"“Türkiye tarihinin ilk ‘insanlığa karşı suç’ iddianamesinin davası olma özelliğini de taşıyan bu yargılamada, karşımızda duran dirence rağmen, büyük emeklerle önemli eşikler atladık. Gerek kamuoyunun takibi gerekse davanın katılanlarının örgütlü mücadelesinin de katkısıyla pek çok belgeyi ve olayı gün yüzüne çıkarabildik. Ne var ki önümüzde hâlâ uzun, zorlu bir yol ve karanlığı aydınlatma görevi var.”Avukatlar firari sanıklara ilişkin dosyada yer alan bilgilerle ilgili bir video hazırlayarak, paylaştı.TANRIKULU MECLİS’E TAŞIDICHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün yanıtlaması istemiyle TBMM’ye verdiği soru önergesinde, dava dosyasında 9 klasörün savcılar tarafından saklandığı iddiasını gündeme getirdi. Tanrıkulu önergesinde, şu sorulara yanıt istedi:10 Ekim Ankara Katliamının üzerinden 5 yıldan fazla zaman geçmiş olup yargılamanın devam ettiği Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi 2018/287 E. Sayılı dosyaya yansıyan bilgi ve belgelere göre, katliamla ilgili soruşturmaya ait 9 klasör evrağın soruşturmayı yürüten Savcılar tarafından saklandığı iddiaları doğru mudur?Katliam öncesi dönemde hakkında iletişime müdahale tedbiri uygulandığı anlaşılan Yakub Şahin’le ilgili ayrıca yine katliam öncesinde bir de ihbar bulunduğu ve bütün bunlara rağmen katliamdan önce Yakub Şahin hakkında gerekli işlemleri yapmadığı iddia edilen Gaziantep’teki kamu görevlileri ve özellikle Gaziantep Emniyet Müdürlüğü sıralı amirleri hakkında açılan idari ve adli bir inceleme ya da soruşturma var mıdır?Soruşturma yoksa, katliam failleri hakkında zamanında gerekenleri yapmayan ve böylece katliamın meydana gelmesinde sorumlulukları bulunan kamu görevlileri hakkında tarafınızdan idari ve adli soruşturma başlatılacak mıdır?10 Ekim 2015 günü Emek, Demokrasi ve Barış Mitingine yapılan saldırı sonrasında katliamla ilgili İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişliği tarafından hazırlanan “Ön İnceleme Raporu” belirtilen katliam failleri hakkında katliam öncesi alınan iletişime müdahale tedbirlerine dayanak olan adli makamların ve emniyetin elindeki bilgi ve belgeler nelerdir?Haklarında iletişime müdahale tedbirleri uygulanan katliam faillerinin buna rağmen katliamı gerçekleştirdikleri gerçeği karşısında, yukarıda belirtilen müfettiş raporunda, uygulanan iletişime müdahale tedbirleriyle ilgili katliamın önlenmesi konusunda bildirim eksikliği bulunup bulunmadığı hususu Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından ayrıca araştırılmış mıdır? Araştırılmışsa, akıbeti nedir?10 EKİM ANKARA GAR KATLİAMINDA NE OLDU?Ankara, Altındağ ilçesinin Ulus semtindeki Ankara Garı kavşağında düzenlenen Barış Mitingine 10 Ekim 2015'te, saat 10:04 civarında intihar saldırısı düzenlendi. Olay yerinde 69 kişi, toplam 103 kişi ve iki saldırgan hayatını kaybetti. Saldırıyla ilgili iddianame 13 Temmuz 2016'da kabul edildi. 36 kişi hakkında dava açan savcılığın iddianamesinde, saldırı talimatını, İslam Devleti (IŞİD) Türkiye sorumlusu İlhami Balı'nın verdiği ifade edildi. İddianamede, Suruç saldırısını da aynı kişilerin organize ettiği belirtildi. İddianamede, Balı'nın da aralarında bulunduğu 14 sanık hakkında "birden çok kasten öldürme" suçundan 100'er kez ağırlaştırılmış müebbet, "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan birer kez ağırlaştırılmış müebbet ile kasten öldürmeye teşebbüs etmek suçlarından 5 bin 83 yıldan 7 bin 820 yıla kadar hapis cezaları istendi. Saldırıyla ilgili dava, 7 Kasım 2016'da başladı ve sürüyor. ANKA

BBC Kraliyet Muhabiri: Prens Harry'nin sözleri, modern monarşinin kalbine saplanan bir hançer

BBC Kraliyet Muhabiri: Prens Harry'nin sözleri, modern monarşinin kalbine saplanan bir hançer İngiltere, İngiltere Kraliçesi 2'nci Elizabeth'in torunu Prens Harry ve eşi Sussex Düşesi Meghan Markle'ın Amerikalı ünlü televizyon sunucusu Oprah Winfrey'e verdikleri röportajı konuuyor. BBC Kraliyet Muhabiri Jonny Dymond, çiftin açıklamalarını yorumladı. İngiltere'de geleneksel olarak Buckingham Sarayı; Kraliyet Ailesi'ni, kamuoyunu ilgilendiren, resmi konularla özel meseleler arasına perde çekerek korur. Saray'ın kişisel konularda yorum yapmaması ailenin "Asla izah etme, şikâyet etme" şiarının stratejik yorumudur.Bu ayrım Saray'ın ustalığı haline gelmiştir.Kraliyet Ailesi üyeleri on milyonlarca kişi önünde evlenir, resmi cenaze törenleri düzenlenir, yıldönümlerinde ve doğum günlerinde fotoğraflar yayımlanır, zaman zaman yaşamlarına ilişkin ayrıntılar paylaşılır.Bunun karşılığında medya onlara dokunmaz ve bol bol haberlerine yer verir.Sık sık göz ardı edilse de bu ayrım, ailenin dış dünyayla ilişkilerine yön veren ana ilkedir.Ama şimdi kamusal ve kişisel konulardan kaynaklanan çelişkiler su yüzüne çıkıyor.Kişisel davranışlar ve Kraliyet Ailesi fertlerinin yorumları, bunların kolektif ihmal ve belki de kötü niyetle tezahürüne ilişkin iddialar var.Prens Harry'le Sussex Düşesi Meghan'ın sözleri; duygusuz personel ve Saray hakkında korkunç bir manzara çiziyor. Tüm kurum, Prenses Diana - Prens Harry ve Prens William'ın annesi - döneminden hiç ders almamış gibi resmediliyor.'Meghan, kavgaya girilecek bir kadın olmadığını gösterdi'Düşes yaman bir iletişimci. Zaman içinde, kendisinin kavgaya girilecek bir kadın olmadığını kanıtladı. Yeni özgürlüğüne kavuşan Harry de mükemmele yakın bir belagata sahip.Meghan çok sert bir salvo yaptı. Saray, adı açıklanmayan bir Kraliyet Ailesi üyesinin - anlaşıldığı kadarıyla birden fazla üyesinin - çiftin doğacak bebeğinin ten rengiyle ilgili yorum yaptığı suçlaması konusunda ne diyecek? Herkes şaşkınlık içinde bekliyor.Ama düşesin kişisel acı ve öfkesini yansıtan açıklamalara, Prens Harry'nin kuruma yönelik eleştirileri de eklenmiş durumda. Saray'ın değişmeyi, sevmeyi ve anlamayı beceremediği ima edildi.Saray'ın ve monarşinin çelişkileri, aslında onu bu kadar özel, tuhaf, ilginç ve zorlu kılan şeylerin de bütünü - kişisel ve kamusal rollerin birleşmesi, geleneğin ağırlığı, halka hesap verme, medyanın durmak bilmeyen ilgisi ve halktan kopmama ihtiyacının karışımı.'Modern monarşinin kalbine saplanan kadife kaplı hançer'Prens Harry'nin, kendi ailesinin de - babası Prens Charles ve ağabeyi Prens William'ın da - kendi dünyalarına hapsolduğu ve onlara merhamet duyduğu şeklindeki sözleri, modern monarşinin kalbine saplanan kadife kaplı bir hançerdi.ReutersThere is no HR department for working royals because it is a family affairKraliyet yaşamı, yaldızlı bir kafesin içinde cereyan ediyor ve oyuncuların dışarıdan bu parmaklıkları zorlamaması gerekiyordu.Harry'yi Saray'dan uzaklaştıran, kendi ifadesiyle geri çekilmesine neden olan bu çelişkilerdi.Evlenmeden önce de bunlardan rahatsızlık duyuyordu. Eşinin kraliyet yaşamı içine sıkışmış olmaktan dolayı acı çekmesi üzerine kendilerine bir çıkış yolu buldu.Bunlar aynı zamanda aldıkları pek çok kararın ana nedenini oluşturan ve rahatsızlıklarını ifade ettikleri çelişkilerdi.Güvenlikleri vergi mükelleflerinin paralarıyla karşılanıyor. Kimin ne unvan alacağını gelenek tayin ediyor. Çalışan Kraliyet Ailesi üyeleri için bir İnsan Kaynakları departmanı yok çünkü bunlar aile meselesi.Kamuoyu önünde attığınız her adım önemli çünkü bunlar bir bütün olarak kraliyet kurumunu bağlıyor.Kişisellik ve kamusallığın iç içe geçmesi eşsiz bir durum. Modern kraliyet bundan ibaret. Ve içerisi genel olarak rahatsız bir yer. Harry bunu biliyordu. Muhtemelen Meghan'ı da uyarmıştı. Ama bu uyarı yeterli değildi. Harry ve Meghan'ın açıklamaları, bu çelişkilerin çok büyük olduğuna işaret ediyor.Belki bu röportaj, değişime vesile olacak. Ama kraliyet çok eski bir kurum ve geçmişin, üzerinde bu kadar büyük bir ağırlığı olduğu bir yapıda, değişimin kolay olmasını bekleyemezsiniz. BBC Türkçe

Aboubakar kariyer rekoruna koÅŸuyor

Aboubakar kariyer rekoruna koşuyor Beşiktaş'ın parlayan yıldızı Vicent Aboubakar kariyer rekorunu kırmak üzere. Beşiktaş yönetimi, tekrar siyah-beyazlı formayı giymeyi çok isteyen Aboubakar'a yazın golcü listesinin son sırasında yer vermişti. Kamerunlu, buna rağmen kırılmadı ve yaklaşık 1 ay bekledi. Porto'da aldığı 3 milyon Euro maaşı elinin tersiyle itip, 1.5 milyon Euro ve 1+1 yıllık sözleşmeyi kabul etti. S. Arabistan'tan gelen dolgun kontratı da geri çevirdi. Porto'da iki sezon önce ciddi bir diz sakatlığı geçiren Aboubakar'ın transferine büyük risk olarak bakılırken, 29 yaşındaki futbolcu sözleşmesine yazılan, "Mevcut sakatlığı sebebiyle oynamadığı maçlardan 40 bin Euro kesinti yapılır" maddesine tereddütsüz "Tamam" dedi. Gelinen noktada hiç sakatlık yaşamadı. Sağlıklı bir şekilde yoluna devam etti, istikarını oyunda kalma süresiyle de gösterdi. Bu sezon ligde 1910 dakika forma giyerek Atiba, Ersin ve Welinton'ın ardından en fazla süre alan 4. isim oldu. Portekiz ekibinden bedavaya transfer edilen Aboubakar'ın sözleşmesinde "8 milyon Euro'ya serbest kalır" maddesi bulunuyor. Bu rakamın %20'sinin Porto'ya ödenmesi koşulu var. Şimdiden Avrupa devlerinin dikkatini üzerine çeken yıldız oyuncu, Beşiktaş'tan ayrılması halinde kulübün kasasına en az 6.4 milyon Euro bonservisin girmesini sağlayacak. 2-1 kazanılan Gaziantep FK karşısında duble yaparak 15 gole ulaşan Vincent Aboubakar, kariyerinde sadece bir sezonda daha fazla lig golü kaydetti. 2013-2014 sezonunda Fransa Ligue 1'de Lorient formasıyla 16 kez ağları sarsan yıldız oyuncu, iki gol daha atması halinde lig istatistiklerinde kariyerinin zirvesine ulaşacak. 25 maçta 15 gol atıp 4 asist yaparak 19 gole katkı sağlayan Aboubakar, Beşiktaş'ta 2. baharını yaşıyor. "ABOUBAKAR OYNAMAYI ÖZLEMİŞ"ALİ GÜLTİKEN: Aboubakar, oynamayı özlemiş. Son iki yılını sakatlık problemleriyle istikrarlı bir oyun olmadan geçiren karakterli bir futbolcu olarak bunun telafisini Beşiktaş formasıyla yapıyor ki, bu da siyahbeyazlı takıma muazzam bir katkı sağladı. Oyunun her yerinde var, çok coşkulu. Kendi oynamasının yanında daha da önemli olan Beşiktaş'ı oynatıyor. Her derde deva. Hangi sistemde oynarsanız oynayın hepsinin başrolünde olabiliyor. Kontratakta da var, baskılı oyunda da var, ceza alanı oyununda da var, ortalarda da var, ölü vuruşlarda da var. Yani futbol içerisinde bir teknik adam hangi oyun düzeni ile oynarsa oynasın, bunu etkili hale getiren başrol oyuncusu Aboubakar. "ÇOK ÖZEL BİR OYUNCU"FEYYAZ UÇAR: Aboubakar çok özel bir oyuncu, modern bir santrfor. Beşiktaş'ın oyun planında yeri çok değerli. Takımının rakip alanda kalmasına ve çok kişiyle hücum etmesine olanak sağlıyor. Aboubakar'ı anlatmak için herkes yaptıklarına bakıyor, biz ne yapmadıklarına bakalım: 1- Kolay kolay ofsayta düşmüyor (Bir takımın stoperi iyi oynadığı bir maçta rakibin 4-5 atağını keser. Forvet adamı 4 kere ofsayta kalırsa takımının 4 atağını kesmiş olur. Rakip stoper kadar takımı adına tehlikeye sebebiyet verir durum). 2- Hakemlerle ve rakiplerle dalaşıp gerginliğe sebep olmuyor. 3- Topla dripling yapıp kendini gösterme, çok fazla topla oynama amacında değil. Bu sayede top kaybı da yapmıyor. 4- Takım arkadaşlarıyla tartışmıyor. Sahada uyum içerisinde hareket ediyor. Sadece bunlar bir takım için çok değerli forvet oyuncusu özellikleri. Aboubakar sadece yaptıklarıyla değil yapmadıklarıyla da Beşiktaş'a ciddi katkılar sağlamış durumda. cumhuriyet.com.tr

Palmet Enerji,İzgaz ve Baymina santralinin hisselerini Engie'den aldı

Palmet Enerji, İzgaz ve Baymina santralinin hisselerini Engie'den aldı Palmet Enerji, İzmit'e doğalgaz sağlayan İzgaz şirketi ve 770 megawatt (MW) kurulu güçteki doğalgaz santraline sahip Baymina Enerji'nin hisselerini Engie'den satın alma işlemini tamamladı. /Archive/2021/3/9/122609277-yatirimci.jpgŞirketten yapılan yazılı açıklamaya göre, Engie Yönetim Enerji Hizmetleri ve Ticaret'in de el değiştirdiği işlem dün tamamlandı.Palmet Enerji halihazırda Palgaz ile Gebze, Palen ile Erzurum ve çevresine doğalgaz dağıtıyordu. İzgaz'ın da eklenmesiyle şirket 800,000'den fazla aboneye hizmet verir hale gelecek ve 6 milyar metreküp doğalgaz ticaret hacmiyle Türkiye'nin doğalgaz tüketiminin yakalaşık %12'sini karşılayacak.Şirketin 60 ve 62 MW kurulu güçte iki doğalgaz santralinden oluşan elektrik üretim portföyü ise Baymina santraliyle birlikte 892 MW'a yükselecek. Açıklamada anlaşmanın mali değeri yer almadı. Kaynak: Reuters cumhuriyet.com.tr

TGC Levent Gültekin'e yapılan saldırıyıkınadı

TGC Levent Gültekin'e yapılan saldırıyı kınadı Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), gazeteci Levent Gültekin’e yapılan saldırıyı kınadı. Cemiyet, Türkiye’de uzun yıllardır gazetecilere saldıranlara “cezasızlık” sağlandığına da dikkat çekti. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulu 8 Mart 2021 Pazartesi günü Halk TV önünde saldırıya uğrayan gazeteci Levent Gültekin için açıklama yayımladı. Türkiye’de uzun yıllardır gazetecilere saldıranlara “cezasızlık” sağlandığına dikkat çeken TGC Yönetim Kurulu gazetecilere yönelik saldırı eylem planı hazırlayıp gerçekleştirenlerin bulunup cezalandırılması için çağrı yaptı. TGC Yönetim Kurulu’nun açıklamasında şu görüşler yer aldı: “Ülkemizde halkın doğru ve yansız bilgilenmesi için görev yapan gazetecilere yönelik şiddet artarak sürmekte ve gazetecilerin can güvenliğini tehdit etmektedir. Basın ve düşünceyi ifade özgürlüğünü anlamakta zorlanan bazı siyasetçilerin gazetecileri sürekli hedef göstermeleri, bu tip saldırılarda önemli rol oynamaktadır. Kendilerine ve partilerine yönelik eleştirilere tahammül edemeyen bu siyasetçiler, sosyal medya paylaşımlarıyla sık sık gazetecileri tehdit etmekte, sonra da yönlendirdikleri gruplar, gazetecilere evlerinin, iş yerlerinin önünde saldırmaktadır. Olaylarla ilgili tanıklara, kamera kayıtlarına rağmen saldırganlar genellikle serbest kalmakta ve ceza almamaktadır. TGC Basın Müzesi’nin Öldürülen Gazeteciler Galerisi’nde her siyasi görüşten 66 gazetecinin fotoğrafı bulunmaktadır. Bu fotoğraflara yeni isimlerin eklenmesi an meselesidir. Son olarak Halk TV programcısı gazeteci Levent Gültekin 8 Mart 2021 Pazartesi günü Bakırköy’de kalabalık bir grubun saldırısına uğramıştır. Olayla ilgili kamera kayıtları da kamuoyuna yansımıştır. Gazeteci Levent Gültekin’e yapılan saldırıyı kınıyor, meslektaşımıza ve Halk TV çalışanlarına ‘geçmiş olsun’ diyoruz. Saldırıyı gerçekleştirenlerin bu defa yakalanıp cezalandırılmasını umuyoruz. Emniyet Genel Müdürlüğü’nden gazetecilere saldırı eylem planı hazırlayan, eli sopalı dayak ekipleri oluşturanları en kısa sürede bulup adalete teslim etmeleri istiyoruz. İktidar tarafından açıklanan insan hakları eylem planı gündemdeyken gazetecilere yapılan saldırıların da insanlık suçu olduğunu hatırlatıyor ve Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’den bu saldırıları gerçekleştirenlere karşı ne zaman hukukun işletileceğini açıklamasını bekliyoruz.” cumhuriyet.com.tr

TCMB'ye göre düşük faizli kredi konuta zam olarak yansıdı!

TCMB'ye göre düşük faizli kredi konuta zam olarak yansıdı! Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ekonomistleri son Çalışma Tebliği’nde konut fiyatları ile finansman koşulları arasındaki ilişkiyi inceledi. Araştırmada kamu bankalarının 2020 yazında konut kredisi faiz oranlarını ani olarak düşürmesi dışsal bir şok olarak kullanıldı. /Archive/2021/3/9/121331066-ev.jpgTürkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ekonomistlerinin araştırmasına göre, yıllık konut kredisindeki 1 puanlık düşüş, fiyatlarda yüzde 2,1’lik artışa neden oluyorTürkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ekonomistleri son Çalışma Tebliği’nde konut fiyatları ile finansman koşulları arasındaki ilişkiyi inceledi. Araştırmada kamu bankalarının 2020 yazında konut kredisi faiz oranlarını ani olarak düşürmesi dışsal bir şok olarak kullanıldı.Yusuf Emre Akgündüz, Özlem Dursun-de Neef, Yavuz Selim Hacıhasanoğlu ve Fatih Yılmaz tarafından hazırlanan tebliğe göre yıllık faiz oranlarındaki 1 puanlık düşüş, konut fiyatlarını yüzde 2,1 artırıyor. Kamu bankalarının düşük faizli kredileri ile satın alınan evlerin metrekare fiyatı, özel bankaların fonladığı evlere göre yüzde 3,22 daha yukarıda oluştu.Düşük faizli kredilerin bir başka sonucu da talep artırıcı etkide bulunması. Aynı çalışmaya göre yıllık faizlerdeki 1 puanlık düşüş, konut kredisi talebini yüzde 6,6 artırıyor. Bu da ortalama konut fiyatlarının yükselmesine yol açıyor. Bu etki büyük oranda kampanyanın başladığı ilk ayda ortaya çıkıyor. Devam eden aylarda etki kademeli olarak azalıyor.Kamu bankaları geçen yıl Haziran ayında aylık konut kredisi faizlerini ortalamanın altı olan yüzde 0,64’e kadar düşürmüştü. Faiz kampanyasının ardından konut satışlarında büyük artış yaşanmıştı.Kaynak: bloomberght cumhuriyet.com.tr

RasimÖztekin iki ayönce abisini kaybetmişti

Rasim Öztekin iki ay önce abisini kaybetmişti Geçirdiği kalp krizi nedeniyle tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitiren usta oyuncu Rasim Öztekin, geçtiğimiz yılın son günlerinde abisini kaybetmişti. Öztekin sosyal medya hesabından "artık abisizim" diyerek paylaşımda bulunmuştu. 62 yaşındaki usta oyuncu Rasim Öztekin evinde geçirdiği kalp krizi sonrası hastaneye kaldırılmış ve tedaviye alındığı Siyami Ersek Hastanesi’nde geçirmiş olduğu kalp krizi sonrası yapılan tüm müdahalelere rağmen yaşamını yitirmişti. "ARTIK ABİSİZİM"Rasim Öztekin’in 2020’nin son günlerinde büyük bir acıyla sarsıldığı ortaya çıktı. Abisi Zeki Bülent Öztekin’i kaybeden usta oyuncu acı haberi sosyal medyadan şu sözlerle duyurmuştu:“Sevgili Abimi sonsuza uğurladık. Artık abimsizim… Nurlar içinde yatsın.”/Archive/2021/3/9/132037416-oztekinabi.jpg cumhuriyet.com.tr

Dogecoin'in kurucusu Elon Musk'a seslendi: 'Onu Ay'a götür'

Dogecoin'in kurucusu Elon Musk'a seslendi: 'Onu Ay'a götür' Dogecoin topluluğu, "Ay'a çıkma" tabirini, kripto para biriminin fiyatının artacağına yönelik tahminleri ifade etmek için kullanılıyor. Ancak kripto paranın yaratıcısı, bunu gerçek bir talep olarak dile getirdi. Dogecoin'in kurucu ortağı Billy Markus, Newsweek'e konuştu ve "Elon Musk gibi bir müttefikinizin olması gerçekten inanılmaz. Bence Ay'a roketlerinden biriyle Dogecoin gönderse gerçekten harika olur" dedi:Elon Musk'ın Dogecoin'e desteğini ve onunla eğlenişini takdir ediyorum. Mim'den ibaret bir para birimine destek olmak isteyen herkesin tavrının böyle olmasını umuyorum.ABD'de yaşayan 38 yaşındaki Markus, Dogecoin projesini 2013'ün sonlarında yazılım mühendisi Jackson Palmer'la işbirliği yaparak başlatmıştı.Aslında Dogecoin projesi, diğer kripto para birimlerinden farklı olarak bir şakayla başlamıştı. Litecoin diye bilinen açık kaynaklı bir yazılımın kullanıldığı proje, Bitcoin gibi daha ciddi rakiplerinin parodisiydi.Öte yandan kurulduğundan bu yana Dogecoin, kendi alt kültürünü yarattı ve birçok ünlü hayranı oldu. Para birimi, Elon Musk'ın yanı sıra rapçi Snoop Dogg ve rock yıldızı Gene Simmons'ın sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımların ardından hayran kitlesini genişletti.Örneğin teknoloji milyarderi Musk, 4 Şubat'ta Twitter hesabından, "Dogecoin halkın kripto parasıdır" diye yazmıştı. Musk'ın Dogecoin'le ilgili son tweeti ise 1 Mart'ta atılmıştı. Bu paylaşımda, para biriminin bayrağı ve ona popülerlik kazandıran köpek simgesi, Ay'da resmedilmişti.On the actual moon— Elon Musk (@elonmusk) February 24, 2021Kaynak: Independent Türkçe cumhuriyet.com.tr

2021'in yenilmeyen tek takımı: Antalyaspor

2021'in yenilmeyen tek takımı: Antalyaspor Süper Lig'in 29. haftasında konuk ettiği Kasımpaşa ile 1-1 berabere kalan Fraport TAV Antalyaspor, yenilmezlik serisini 13 maça yükseltti. Kırmızı-beyazlılar, teknik direktör Ersun Yanal yönetiminde ligin 15. haftasında iç sahada Atakaş Hatayspor'a 6-0 yenildikten sonra yaptığı 13 karşılaşmada 3 galibiyet, 10 beraberlik aldı.Bu yıl 2'si Türkiye Kupası'nda olmak üzere oynadığı 15 resmi maçta yenilgisi bulunmayan Akdeniz ekibi, ligde 29. hafta sonunda 36 puana ulaştı ve 10'uncu sırada yer aldı.EN FAZLA BERABERE KALAN TAKIMLigde yaptığı son 7 karşılaşmada sahadan bir puanla ayrılan kırmızı-beyazlılar, son olarak Kasımpaşa ile oynadığı mücadelede bu sezonki 15'inci beraberliğini elde etti.2021'de yenilgisi olmayan tek ekip unvanını koruyan Antalyaspor, Süper Lig'de geride kalan 29 haftada sahadan en fazla beraberlikle ayrılan takım konumunda bulunuyor.Fraport TAV Antalyaspor, Süper Lig'in 30. haftasında 13 Mart Cumartesi günü 46 puanla 5'inci sırada yer alan kentin diğer Süper Lig temsilcisi Aytemiz Alanyaspor'a konuk olacak.Antalyaspor, bu karşılaşmayı da kaybetmeyerek yenilmezlik serisini 14 maça çıkarmayı hedefliyor.Antalyaspor, 17 Mart Çarşamba günü de Ziraat Türkiye Kupası yarı final mücadelesinde Alanyaspor'u konuk edecek. cumhuriyet.com.tr

Laikliği hedef alan ve kadın cinayetleri hakkında skandal ifadeler kullanan Boynukalın’a Habertürk yazarından tepki: "İmam değil mikser!"

Laikliği hedef alan ve kadın cinayetleri hakkında skandal ifadeler kullanan Boynukalın’a Habertürk yazarından tepki: "İmam değil mikser!" Habertürk yazarı Sevilay Yılman, Ayasofya Cami imamı Mehmet Boynukalın’ın son dönemlerde laikliği hedef alan ve kadın cinayetlerini alkol gibi nedenlere bağlayan sözleri nedeniyle tepki gösterdi. Yılman, kaleme aldığı yazıda imam Boynukalın’ın ‘mikser’ gibi davrandığını ifade ederek, “Sürekli toplumun fay hatlarında geziyor ve yaptığı yorumlarla da bile/isteye bam tellerine basıyor” dedi. Sevilay Yılman, bugün kaleme aldığı yazıda Ayasofya imamı Mehmet Boynukalın’ın skandallarına dikkat çekti. İmam Boynukalın’ın laikliği hedef alan provokatif açıklamalarına ve kadın cinayetlerini ‘alkol alma’ gibi nedenlerden kaynaklandığını öne sürmesine Yılman’dan tepki geldi. Diyanet İşleri Bakanlığı’na seslenen Yılman, Boynukalın’ın uyarılması gerektiğini belirtti.Yılman’ın, “İmam değil mikser!” başlıklı yazısında Boynukalın hakkında, “Cumhuriyeti Devleti’nin ona sağladığı imkanlara borçlu bir devlet memuru, Anayasa’dan Cumhuriyet’in temel niteliği olan laikliğin kaldırılması propagandasını yapamaz! Boynukalın bir devlet memuru olarak haddini aşıp bu çağrıyı yaptı. Sonrasında tam olarak ne oldu bilmiyoruz. Bağlı olduğu kurum Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından sosyal medya kullanımı konusunda Boynukalın’ın uyarı aldığı yönünde kulisler dolaşıyordu ortalıkta. Demek ki doğru değilmiş bu bilgiler. Çünkü daha dün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle yaptığı yorumla yine ortalığın gerilmesine sebep oldu” ifadelerini kullandı.Ayasofya imamı Boynukalın’ın kadın cinayetlerinin sunuluş biçiminden ‘rahatsız’ olması yönündeki açıklamalara da değinen Yılman, yazısına şöyle devam etti: “İnanılır gibi değil ama Twitter hesabından aynen şöyle yazdı değerli okurlarım: ‘Sürekli 'kadın cinayetleri' vurgusu, kadını erkeğe düşman etmeye çalışan bir sloganik medya propagandasıdır!’ Bu yoruma tepki gelince ‘yanlış anlaşılmışım’ mealinde ifadeler eşliğinde toparlayayım diye üst üste bir iki yorum daha yaptı ama onu da yüzüne gözüne bulaştırdı.Tüm bilimsel araştırmaları çöpe yollayıp kadının öldürülmesini, şiddet görmesini alkole, uyuşturucuya ve dindar olunmayışa filan bağlayıp saçmalamakta adeta zirve yaptı.Son zamanlarda artış gösteren kadın ölümleri, şiddet yüzünden zaten çileden çıkmış olan millet Boynukalın'ın son tespiti ile iyice çıldırdı tabii…Ben de onlardan biriyim.Zira bugüne kadar yapılan tek bir araştırmada Boynukalın'ı doğrulayan veri yok!Biliyoruz ki kadına şiddetin, cinayetlerin birinci nedeni kadının bedeni üzerinde hak sahibi olduğu zihniyetinden kaynaklı aşırı kıskançlık ve reddedilme...İkincisi ise ekonomik!İmam Boynukalın bugüne değin "töre" gerekçesiyle işlenmiş cinayetleri oturup bir incelesin önce.O katillerin yaşam tarzına iyice bir bakınsın.Çoğu geleneğine, dinine sıkı sıkıya bağlı olan insanlar...Neyse... Fazla uzatmaya da gerek yok lafı zira hangi siyasetten, görüşten olduğu mühim değil neyin ne için olduğunu zaten aklı başında olan herkes idrak ediyor.Şimdi...61 bin devlet memuru imamın içerisinde ne gibi bir özelliği var da Ayasofya’nın baş imamı olarak tercih edildi ve sıradan bir devlet memuru olmasına rağmen neden bu kadar müsamaha gösteriliyor Mehmet Boynukalın denilen bu şahsa bilmiyorum…Açıkçası çok umurumda da değil.Ama bizi germesin yeter artık!Kusura bakmasın Diyanet İşleri Başkanlığı ama resmi olarak diğer imamlarından ekstra hiçbir farkı olmayan Boynukalın fazla ileriye gitmeye başladı.Devletin memuru olarak; “Laiklik kaldırılsın” çağrısı zaten büyük bir skandaldı.Toplum onu sindiremeden bu defa hem de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde kadın cinayetlerinin "kadın cinayeti" başlığı ile haberleştirilmesinden duyduğu rahatsızlığı dile getirmesi, cinayetleri hafifleştirme kastı taşır gibi alkolle, uyuşturucuyla, dindar olunmamasıyla bağdaştırması skandallarının soslusu oldu.Adam bir imam gibi değil mikser gibi filan çalışıyor.Sürekli toplumun fay hatlarında geziyor ve yaptığı yorumlarla da bile/isteye bam tellerine basıyor!Lütfen artık bir üstü, bağlı olduğu kurumdaki bir yetkili bu beyfendiye 3 milyon memur gibi bazı kanunlara tabii olduğunu ve boyundan büyük laflar etmemesi gerektiğini bir zahmet hatırlatsın...Absürd bir başka skandala daha imza atmadan bu yapılsın!” cumhuriyet.com.tr

Pentagon'dan, Tatvan'daki helikopter kazasındaşehit düşen askerler için başsağlığımesajı

Pentagon'dan, Tatvan'daki helikopter kazasında şehit düşen askerler için başsağlığı mesajı ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcüsü John Kirby, geçen hafta Bitlis'in Tatvan ilçesinde düşen askeri helikopter kazasında yaşamını yitiren Türk askerleri için başsağlığı mesajı yayımladı. ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcüsü John Kirby, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, Pentagon'un geçen haftaki helikopter kazasında askerlerin yaşamını yitirmesinden dolayı üzgün olduğunu belirtti.John Kirby, Milli Savunma Bakanlığının Twitter hesabını da etiketlediği paylaşımında, "NATO müttefikimiz Türkiye'ye yaşamını kaybeden askerler için en derin taziyelerimizi iletiyoruz ve yaralananlara da acil şifalar diliyoruz." ifadesini kullandı.Bingöl'den kalkan askeri helikopter, 4 Mart'ta Bitlis'in Tatvan ilçesinde kaza kırıma uğrayarak düşmüştü. Helikopterde bulunan askerden 11'i şehit olmuş, 2'si yaralanmıştı. AA

Demirtaş'tan 'demokrasi ittifakı' yorumu: Süreçgiderek bu noktaya evriliyor

Demirtaş'tan 'demokrasi ittifakı' yorumu: Süreç giderek bu noktaya evriliyor Edirne F Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunan, Halkların Demokratik Partisi'nin eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş, avukatları aracılığıyla BBC Türkçe'ye konuştu. Demirtaş, çözüm sürecinde verildiği iddia edilen vaatler, 7 Haziran seçimleri sonrası AKP'ye yapılan öneriler, muhalefet partilerinin ittifakı önerisi, HDP-İYİ Parti ilişkileri, yeni bir Kürt partisi ve HDP'nin kapatılması tartışmalarına dair soruları yanıtladı. Edirne F Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunan, Halkların Demokratik Partisi'nin eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş, avukatları aracılığıyla BBC Türkçe'nin sorularını yanıtladı.Demirtaş söyleşide, 2013-2015 yılları arasındaki "Çözüm sürecine" dair "Gizli, tartışmalı, spekülatif hiçbir vaat" olmadığını savundu.7 Haziran 2015 seçimleri sonrasında AKP'ye yapılan koalisyon teklifi iddialarının doğru olduğunu söyleyen Demirtaş, ancak bunların ilk defa basına yansımadığını söyledi. Demirtaş, "Demokrasi ittifakı" önerisi konusunda ise "Sürecin giderek bu noktaya evrildiğini düşünüyorum" diye konuştu.HDP ile İYİ Parti arasında "Demokratik teamüller çerçevesinde eleştirel bir diyalog ve ilişki kurulmasını" öneren Demirtaş, "İYİ Partili bazı siyasetçilerin faşizan söylemlerinin diyalog ve çözüm zeminini tahrip ettiğini" söyledi.HDP'nin eski lideri, parti kapatma tartışmalarıyla ilgili olaraksa "Herkes şundan emin olsun ki kapanan HDP olmaz" dedi.HDP, 7 HAZİRAN SEÇİMLERİ SONRASI AKP'YE KOALİSYON ÖNERDİ MİHDP eski milletvekili ve sözcüsü Osman Baydemir, geçen aylarda İngiltere'de, 7 Haziran 2015 seçimleri sonrasında AKP'ye yaptıkları önerilere dair ayrıntılı açıklamalarda bulundu.Baydemir, süreçte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesi için eski milletvekili Celal Doğan'ı görevlendirdiklerini ve Erdoğan'a "Çözüm sürecinin devam etmesi kaydıyla" üç teklif götürüldüğünü söyledi: "CHP ile koalisyona destek, azınlık hükümetine destek ve AKP ile koalisyon yapmak."Demirtaş, Baydemir'in bu açıklamalarının doğru olup olmadığı ve Erdoğan'ın yanıtının ne olduğuna dair şu yanıtı verdi: "Osman Bey'in belirttiği noktalar doğru. Ancak bunlar, ilk defa basına yansımıyor. O tarihte de bunları açıklamıştık zaten. Erdoğan'ın ne cevap verdiğiyse yaşananlardan anlaşılıyor olsa gerek. Tüm çözüm ve diyalog seçeneklerini reddederek gerilimi ve çatışmayı seçti.""BENİM BİLDİĞİM GİZLİ, TARTIŞMALI, SPEKÜLATİF HİÇBİR VAAT YOK"HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, geçen günlerde iktidara seslenerek, "Çözüm sürecinde bize vaat ettiklerinizi yeri ve zamanı geldiğinde mutlaka açıklayacağız. Bize vaat edilenleri açıklamazsak namerdiz" açıklamasını yaptı.Demirtaş, kamuoyunun iddia edilen vaatlerle ilgili ne kadar bilgiye sahip olduğu ve kendisinin de bir gün bu "Vaatlerle" ilgili konuşup konuşmayacağına dair soruyu cevaplarken bunların var olmadığını söyledi."Benim bildiğim gizli, tartışmalı, spekülatif hiçbir vaat yoktur. Vaat edilen ve edilmeyen her şey kamuoyunun bilgisi dahilindedir" diyen Demirtaş şunları ekledi:"Asıl sorun, AKP'nin kamuoyuna açık vaatte bulunmaması ve adım atmamış olmasıdır. Çözüm süreci ne suça ne de suçlamaya konu olmayacak kadar ciddi, ahlaki ve meşrudur. Sayın Eş Başkanımız da eminim ki gizli bir şantaj unsurundan söz etmiyor. AKP'nin çözüm sürecini sahiplenmeyen, kriminal hale getiren tutumunu eleştiriyor ve bunu teşhir etmekten söz ediyor. Ama gerçekten kast ettiği şeyi, elbette kendisi izah edecektir."Demirtaş, sürecin tümüyle yasal zeminde gerçekleştiğini de savundu:"Çözüm süreci tümüyle yasal ve ahlaki zeminde ilerlemiştir. Yöntemi eleştirilebilir ancak meşruiyeti, yasallığı ve ahlakiliği tartışma konusu bile yapılamaz. Çünkü biz, tümüyle iyi niyetle yaklaştık. Ölümleri durdurduk ve sorunun çözümünü çatışma zemini dışına taşımaya gayret ettik."'İÇ DİNAMİKLER' AÇIKLAMASI NE ANLAMA GELİYORDemirtaş, geçen günlerde bir yazısında, "Türkiye, barışı iç dinamikleriyle sağlayabilecek yeterliliktedir" ifadesini kullandı.Kamuoyunda "Oslo süreci" olarak anılan süreçte bazı yabancı aktörlerin de olduğu düşünülüyor. "Çözüm sürecinin" ise tamamen yerel aktörler üzerinden ilerlediği yorumu yapılıyor.Demirtaş, "Yani gelecekteki olası bir çözüm arayışının bu ikincisi gibi 'yerli' olması gerektiğini mi söylüyorsunuz" sorusuna ise "Benim görüşüm bu şekilde. Türkiye'nin tüm sorunlarını, kendi iç dinamiklerine yaslanarak çözebileceğini düşünüyorum. Doğrusunun da bu olduğuna inanıyorum" diye yanıt verdi.YENİ PARTİ İDDİALARI: "GÜNDEMİMDE DEĞİL"Son dönemde medyada, yeni bir Kürt partisi kurulabileceğine dair iddialar ortaya atılıyor. Bu konuda da eski Kars Belediye Başkanı Ayhan Bilgen'in bazı açıklamaları, yeni parti sinyali verdiği yönünde yorumlanıyor.Demirtaş, bu konuyla ilgili, "Parti kurmak usul ve esasları yasalarda belirtilmiştir. İsteyen herkes, bu çerçevede dilekçesini hazırlayıp partisini kurabilir. Biz HDP'liyiz ve HDP'yi büyütmeye gayret ediyoruz. Diğer tartışmalar benim gündemimde değil" diye konuştu.Demirtaş, geçen günlerde Gara'da yaşananlar ardından hazırladığı bir yazısında barış yanlılarını aktif tutum almaya çağırmıştı.Demirtaş, bununla tam olarak de demek istediğini şöyle yorumladı: "Barış yanlıları, barış istediklerine dair niyet beyanının ötesine geçmeli ve somut çözüm programlarıyla, net çağrılarla seslerini yükselterek barış için kamuoyu oluşturmalı, şiddetin son bulması için herkese demokratik bir basınç uygulamalıdır. Yoksa, 'barış barış' demekle maalesef ki barış gelmiyor. Silahların susması için tüm muhalefet ve demokrasi güçleri ortak bir çözüm deklarasyonu hazırlayabilir ve buna dayanarak da çağrılar ve hatta bazı görüşmeler bile yapılabilir."DEMOKRASİ İTTİFAKI YORUMU: "SÜREÇ BU NOKTAYA EVRİLİYOR"Tutuklu siyasetçi Demirtaş, yaz aylarında bir ittifak modeli önerisini kamuoyu ile paylaşmıştı. Burada, güçlendirilmiş parlamenter sistemin temel ilke olması gerektiğini söyledi.Burada ifade ettiği ilkelerin büyük bir bölümü çeşitli sağ muhalefet partileri tarafından da savunuluyor olsa da, Cumhur ittifakının muhalefeti sık sık HDP'ye yaklaşım üzerinden eleştirdiği, bu partilerin de HDP ile aralarına mesafe koymaya devam ettiği bir ortamda, bu partiler ve HDP'nin bu tür ortak noktalar üzerinden buluşmalarının zor olduğu yorumları yapılıyor.Bu şartlarda bu buluşmanın ne kadar mümkün olduğuna dair sorumuza Demirtaş, "Ortak nokta, demokrasinin ilkeleridir. Buluşma da ancak bu ilkelerde olabilir. Gördüğüm kadarıyla HDP zaten bundan kaçmıyor. Hatta demokrasi ittifakını en çok HDP öneriyor. Tüm partiler ortak ilkeleri belirlerse bunun etrafında birleşebilirler. Sürecin, giderek bu noktaya evrildiğini düşünüyorum" cevabını verdi.İmamoğlu'nun Akşener-Buldan paylaşımı İYİ Parti'de tepki çektiİYİ Parti'de gündem dokunulmazlık fezlekeleri: 'Adeta bir ipin üzerinde yürüyoruz'Ümit Özdağ İYİ Parti'den istifa etti, Meral Akşener 'Temel hakem millettir, başarılar diliyorum' dediHDP muhalefet partilerine gidiyor: İlk görüşme Saadet Partisi'yleMuhalefet: Akar ve Soylu'nun Gara açıklamaları başarısız operasyonu örtme çabasıAKŞENER'İN AÇIKLAMALARI VE HDP-İYİ PARTİ İLİŞKİLERİDemirtaş, geçen haftalarda İYİ Parti lideri Meral Akşener'le ilgili bir "Kahvaltı" açıklaması yapmıştı.Akşener ise buna karşı, "Güneydoğu'nun bir özelliği şudur. Kanlın olsa kan davalı birisi olsa kapısı çalındığı zaman o kapıdan içeri alınır" cevabını verdi.Akşener aynı günlerdeki bir açıklamasında, "Selahattin Demirtaş'ın terörle iç içe olduğu bir gerçek. Bunu kendisi de reddetmiyor zaten" dedi.Açıklama üzerine Demirtaş, Akşener'e cevap vermeyeceğini söyledi:"Sayın Akşener'e doğrudan cevap vermem yakışık almaz. Her ne kadar haksız yere hapisteysem ve kendisi iktidarın diliyle konuşup beni suçlamış olsa da hapisten kendisine cevap vermeyeceğim. Sadece, tüm muhalefete şunu hatırlatmak isterim; yargının, adalet kurumunun tümden çöktüğünü haklı olarak sürekli vurguluyorlar. Peki, çökmüş olan bu yargı sıra bize gelince mi, 'bağımsız Türk yargısı' oluveriyor? Yargının en çok bize adaletsizlik yaptığını görmüyorlar mı ki, bu adaletsizliklere onay verecek bir dil kullanıyorlar?"Bugüne kadar hakkımda kesinleşmiş iki mahkeme kararı var: Anayasa Mahkemesi kararı ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı. Her iki karara göre de bana yönelik ağır hak ihlalleri yapılmıştır. Bu kararları görmeyip iktidarın diline teslim olmak, iktidara muhalif pozisyonda olmakla da demokrat olmakla da bağdaşmaz."Peki Demirtaş'a göre HDP ve İYİ Parti arasında nasıl bir ilişki olmalı. Demirtaş sözlerine "HDP ve İYİ Parti, birbirlerinin görüşlerini ve siyasetini kabul etmek zorunda değildirler" diye başladı ve ekledi:"Demokratik teamüller çerçevesinde eleştirel bir diyalog ve ilişki kurulması gerektiğine inanıyorum. Fakat İYİ Partili bazı ırkçı siyasetçilerin faşizan söylemleri, her türlü diyalog ve çözüm zeminini maalesef tahrip ediyor. HDP'ye hakaret etmek, ayar vermeye kalkmak başka bir partinin temsilcilerinin haddi değildir, buna güçleri de yetmez. İsim vermeye gerek görmüyorum ama belli birkaç kişinin bana ve partimize karşı kullandıkları dilin Cumhur İttifakı'nın ötekileştirici, zehirli dilinden farkı yok."Getty Images'KAPANAN HDP OLMAZ'Demirtaş, Akşener ile yaptığı kahvaltı açıklamasının benzerini, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan dahil diğer liderlerle de yapıp yapmayacağına dair ise şöyle konuştu:"Fikirlerimi paylaşmak, ülkenin sorunlarının çözümüne dair düşüncelerimi sunmak ve onları da dinlemek için tüm siyasi liderlerle ön koşulsuz görüşürüm elbette. Ben siyasette diyalogdan ve konuşmadan yanayım. Konuşmak eşittir ittifak değildir. Önce birbirini dinlemek, anlamak rakip olunacaksa da mücadele edilecekse de iyice anladıktan sonra bunları yapmak daha doğrudur."Türkiye'de, siyasetçilerin görüşmesi olağan üstü bir şeymiş gibi kabul ediliyor. Buna yol açan da maalesef ki Erdoğan'ın üsttenci tavrıdır. ABD Başkanı ile Kuzey Kore Devlet Başkanı bile görüşüyor ama Türkiye'de siyasi liderlerin görüşmesi mucize gibi karşılanıyor. Oysa bu yanlış algıyı kırmak ve diyaloğu normalleştirmek gerekir."Demirtaş, son olarak, HDP'nin kapatılmasına dair tartışmalarla ilgili ise "Son derece yanlış ve faydasız olarak görüyorum" yorumunu yaptı ve "Oy artırmak ya da seçim kazanmak amacıyla bir partinin bir başka partiyi kapattırmaya çalışması acizliktir, utançtır. İsteyen deneyebilir ama herkes şundan emin olsun ki kapanan HDP olmaz. Biz yine de bunun olmasını istemiyoruz. Umarım parti kapatma tartışmaları bir daha gündeme gelmemek kapanır. Çünkü bu tartışmanın kendisi bile toplumsal dokuya büyük bir zarar veriyor" diye konuştu. BBC Türkçe




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter