Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajans? - Haberler

Saturday, 11.23.2024, 11:27 AM (GMT)

TBMM Deprem Komisyonu’ndaşeriat uyumlu sukuk sistemiönerildi

TBMM Deprem Komisyonu’nda şeriat uyumlu sukuk sistemi önerildi İslami yaşam tarzının her alanda yaygın kılınmak istendiği ülkede bir adım da Meclis’te atıldı. TBMM Deprem Komisyonu’nda, kentsel dönüşümün finansmanı için faizin yasak olduğu İslami finans ile genellikle “şeriat uyumlu” tahviller olarak da adlandırılan “sukuk” uygulaması önerildi. Deprem Komisyonu’nda, kentsel dönüşümün finansmanına ilişkin sunum yapan akademisyenler, bu maliyetin karşılanması için faizin yasak olduğu İslami finans ile genellikle “şeriat uyumlu” tahviller olarak da adlandırılan “sukuk” uygulamasını önerdi. Yatırımcının faizsiz sabit getiri elde etmesini amaçlan Sukuk, genellikle “şeriat uyumlu” tahviller olarak adlandırılan finansal sertifikalar olarak biliniyor.TBMM Deprem Komisyonu'nda, uzmanların sunumlarına devam edildi. İstanbul Medeniyet Üniversitesi’nden Prof. Dr. Seyfettin Erdoğan, hemen hemen tüm ülkelerin son zamanlarda temel finans kaynaklarının başında İslami finansal enstrümanlarının geldiğini belirterek Türkiye için de faizin yasak olduğu “İslami finans”ı önerdi. Erdoğan, “Türkiye’de kentsel dönüşümün ve depreme karşı alınacak bütün tedbirlerin bütün altyapı harcamalarını kısa dönemde ulusal kaynaklarımızla karşılama şansımız yok. Bunun için de İslami finans temel bir çözüm. İslami finansman ile kentsel dönüşümü finanse etmek için bizim önerdiğimiz model ‘modifiye sukuk’ uygulamasıdır” dedi.AHLAKA AYKIRI İŞ OLMAZİslami finansın özelliklerine ilişkin yöneltilen soru üzerine temel parametreleri anlatan Düzce Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ayfer Gedikli ise bu yolla aşırı riskin bertaraf edildiğini kaydederek, “Mesela aşırı risk barındıran kumar gibi bir iş, İslami fonu kesinlikle kullanamaz. Bir de toplum açısından fayda sağlayacak olan projeleri yapma mecburiyeti vardır İslami finansta. Örneğin, ahlaka mugayir (aykırı) bir işe giremezsiniz. Mesela toplum açısından çok fayda sağlamayan, çevreyi kirletecek bir proje İslami fon tarafından fonlanabilecek bir iş değil” diye konuştu.MHP’Lİ VEKİLDEN KATAR SAVUNMASIMHP’li Lütfi Kaşıkçı, İslami finans üzerinden Katar ile yapılan anlaşmaları savundu. Kaşıkçı, “Finansın kaynağı Batı’dan geliyorsa sıkıntı yok ama bu finans kaynağı Ortadoğu’dan veya Müslüman ülkelerden, İslam ülkelerinden geldiği zaman hep böyle üzerine tereddütle gidilmiş. Yıllarca yine birçok konuda olduğu gibi aslında bize ‘Cambaza bak’ yapılmış. Katar’ın Türkiye’deki yatırımları... Keşke daha fazla yatırım yapılsa, orada daha büyük ölçekte bir para var” dedi. Sefa Uyar

Cumhuriyet GençYazın sizlerle

Cumhuriyet Genç Yazın sizlerle Cumhuriyet'in gençler için, gençlerle beraber hazırladığı "Cumhuriyet Genç Yazın" okurlarımızla buluştu. ÖYKÜUNUTULMUŞ ESKİ UÇURTMAHARUN YETKİNKOCAELİ ÜNİVERSİTESİ MİMARLIK FAKÜLTESİVakit öğleyi bir hayli geçmişti. Akdeniz’in boğucu yaz sıcağının kendini iyiden iyiye hissettirdiği vakitlerdi. Zorunlu olmadıkça insanlar evlerinden dışarı çıkmıyor, bu kavurucu güneşe maruz kalmak istemiyordu. Sıcaklığın getirdiği bir bezginlik duygusu bu vakitlerde insanları bir iki saatliğine uyumaya itiyor ta ki güneşin batışıyla hafif bir serinliğin başlayacağı zaman dilimine dek.Gözlerimden uyku akıyordu. Ama yapmam gereken bir dünya iş varken uyumak istemiyordum. Aklımda yaklaşan final sınavları, okumam gereken kitaplar ve yapmam gereken bunca şey varken, zaten bu pek mümkün gözükmüyordu. Önce hangisini yapmaya başlayayım diye düşünmeye çalışarak kendimi kandırıyor ve gittikçe daha da azalan bir istekle her seferinde önce başka birinden başlayacağımı düşünerek kendimi oyalıyordum. Günlerdir bu hal böyle sürüp gidiyordu. Her seferinde başka bir şeye biraz başladıktan sonra sıkılıp bırakıyordum. Bu düşüncelerle kıvranıp durmam ne kadar sürdü hatırlamıyorum. Kavurucu sıcağı hissettiğimde uzun süredir hareketsiz kaldığımı ve güneşin bir süredir üzerime vurduğunu anladım. Daha fazla dayanamayarak kalktım. Soğuk bir duş kendime gelmeme yardımcı olur diyerek banyoya ilerledim. On dakikalık rahatlatıcı serinliğin ardından kendime gelmiş ve uykum kaçmıştı. Saçlar nasılsa hemen kuruyacağından kurutmaya gerek yoktu.YÜZÜNE BAKMAMIŞTIMHer şeyden uzaklaşmak için dama çıktım. Bir sandalyeye oturup etrafı izlemeyi düşünürken köşede duvar dibinde unutulmuş olan eski uçurtmaya takıldı gözlerim. Uzun zaman önce, çocukken yaptığım gibi uçururum diye almıştım. Ama bir daha dönüp yüzüne bakmamıştım bile. Güneşte kalmaktan naylonunda yer yer eriyip delinmeler olmuş. Hızlıca elden geçirirsem sıkıntısız uçabilirdi. Terazisini yani ipin uçurtmaya bağlanırken dengede taşıyabilsin diye iple oluşturulmuş üçgeni kontrol ettim. Sağlamdı.Uçurtmak için doğru yeri ve rüzgâr yönünü anlamak için bir esinti çıkmasını bekledim. Bir iki ufak esintide ne kadar denediysem de uçurtma bir türlü havalanamadı. Ümidim kırılmak üzereydi ama inadımdan bırakamıyordum. Birden daha yükseğe çıkarsam daha kolay uçurabilirim düşüncesi geldi aklıma. Ama damda çıkabileceğim tek yükseklik merdivenin sahanlığının üstünü kapatan çatıydı ve eğimli olmasından dolayı oldukça riskliydi. İnadım ağır bastı ve çatıya çıktım.Uygun rüzgârı bekleyip uçurtmayı saldım. Nihayet uçurtma yavaş yavaş yükseldi. Kontrolü kaybetmemeye dikkat ederek elimdeki ip makarasından dikkatli bir şekilde ip veriyordum. Normalde, uçurtmayı uçurmadan önce ip sonuna kadar açılır ve sağlamlığı ya da herhangi bir kopukluk olup olmadığı kontrol edilirdi ama ben bir anlık düşünce ile bu işe giriştiğimden her şey şansa kalmıştı.Uçurtma yükseldikçe daha güçlü bir rüzgârın etkisine maruz kaldığından dengede tutmak biraz zorlaşıyordu. Neyse ki çocukluğumda bildiğim o numaraların bazılarını unutmamışım. Zaman zaman ipi çekip bırakarak rüzgârın uçurtmayı sürüklemesini engelliyordum. Bir süre sonra yeterli yüksekliğe ulaştığında uçurtma oyuncak bir araba boyutunda gözüküyordu. Sanki rüzgârda usul usul süzülen benmişim gibi içimi büyük bir mutluluk kapladı. Çocukluğumdan belli uçurtma uçurmanın bana verdiği hazzı başka hiçbir şeyde bulamamıştım. Sanki ben de uçurtmayla birlikte hayat akışında karşılaştığım tüm o fırtınalardan uzaklaşıp rüzgârda çok çok uzaklara doğru salınıyordum. Her zaman başımı alıp gitme isteği doğuyordu içimde ama bağlarım ve iplerim varken gidemiyorum. Belki de uçurtma gibi iplere rağmen gitmeli insan. Süzülmeli çok çok uzaklara. Korkmamalı karşılaşacağı rüzgârlardan.Uçurtmamı seyre dalmışken bir ayak sesi ve sevinç çığlığı duydum. Kafamı çevirince küçük kardeşimin geldiğini ve uçurtmaya bakakaldığını gördüm. Şaşkınlığını atlatıp yanıma geldi ve biraz korkarak da olsa uçurtmanın ipini ona verdim. Elinden kayıp gitme ihtimaline karşın da makaraya sıkı sıkı yapışmıştım. Onun yaşadığı sevinç görülmeye değerdi. Ben her ne kadar uzun süredir uçurtma uçurmamış olsam da küçükken çok fazla deneyimlemiştim. Ama kardeşim ilk defa bir uçurtma uçuruyordu ve yaşadığı sevinci anlatabilmek mümkün değildi.Kardeşimin sevinci bana küçükken uçurtma uçurmak için güneşte durmaktan tenimin nasıl yandığı ve zaten esmer olan tenimin iyice karardığı zamanları hatırlattı.Düşüp ölmekten korkan ve bu yüzden uçmaya cesaret edemeyen küçük bir kuşun o korkuyu yenip ilk defa uçtuktan sonra hissettiği o muhteşem coşkuyla tekrar tekrar uçmak istemesi gibi kardeşim de ilkin uçurtmayı tutmaktan korktu. Ben tutamam elimden kayar gider diyordu. İkna etmek biraz zor olsa da sonunda beni kırmadı aldı ipi eline. Ve o ilk an muhteşemdi. Ruhu ve kalbi zaten göklerde uçmakta olan minik bir beden ve halihazırda göklerde olan bir nesne karşılaşmıştı. Bir eli uçurtmanın ipinde, bir eli ellerimde olan kardeşim, uçurtma sanki onu da göklere doğru çekecekmiş gibi sıkı sıkı sarılmıştı ellerime.Ne zamana kadar öyle durduk bilmiyorum. Gözlerim kardeşim ve uçurtma arasında mekik dokumaktan yorulmuş olmalı ki kendime geldim. Kardeşim çoktan alışmış ve elimi bırakmıştı. Bense düşüncelere dalıp gitmiştim. Hani tarifi imkânsız bazı anlar vardır. Çok mutlu olacağın bir şey olmasa ya da ortada bir sebep bile olmasa da için öyle huzurla doludur ki zamanın hükümranlığı kalksın da sonsuza dek o anda kal istersin. İşte birkaç saatlik zaman diliminde hissettiğim bu huzur hiç bitmesin istiyordum.NİHAYET ELİMDEYDİGüneş ardında kızıllıklar bırakarak batmak üzereydi. Yine akşam oluyordu. Kardeşimi artık uçurtmayı indirme vaktinin geldiğine ikna etmek biraz zaman alsa da sonunda o da kabul etti. Uçurtmanın ipini çekip yavaştan makaraya sarmaya başladım. Uçurtma zannettiğimden daha uzağa gitmişti. On dakika aralıksız ip sardıktan sonra nihayet uçurtma elimdeydi. Kuyruğunu ana gövdeye sarıp güneş görmeyecek bir yere kaldırdım.Biraz daha güneşin artık iyice azalan kızıllığına bakarak oyalandım. Bu birkaç saatlik dilimde tüm endişe ve sorumluluklarımı bir kenara bırakıp bambaşka bir âlemde olmanın yerini hatırıma gelen sorumluluklarımın yarattığı tedirginlik almaya başladı. Uçurtmayı ipinden çekip yere indirmiş olsam da onunla beraber göklere çıkan ruhumun bir ipi yoktu ki geri çağırayım. Düşünmesem ya da düşünmek istemesem de bir günü daha heba etmenin can sıkıcı tedirginliği üzerime çörekleniyordu.Aklım yaklaşan sınavlarda ve ruhum göklerde süzülürken ayağa kalkıp eve gitmeye karar verdim. Ayağa kalkınca yanımda oturan kardeşimi fark ettim. Kendi dünyama o kadar dalmıştım ki kardeşimin de orada olduğunu unutmuşum. Bana bakan meraklı gözlerini görünce içim bir hoş oldu.Belki bazı sorumluluklarımı yapmamıştım ama kardeşimle harika birkaç saat geçirmiştim. Bu bile dünyalara bedeldi. Elimi uzatıp yanaklarını sıktım ve sanki azıcık sıksam zarar görecek narin ve minik parmaklarından yakaladım.Zihnimdeki sisleri dağıtıp mutlu bir gülümseme eşliğinde eve doğru yürümeye başladık.---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------ŞİİRÜRKEK DAĞALİ YÜCELANADOLU ÜNİVERSİTESİBulutların arasına gizlenmişKükreyen koca dağlarÜzerinde şanına yakışmayan ürkeklikTitriyorDeğil zemheri ayındanBelki bir ejderha korkusuBelki şairin diline düşme korkusu.***O dağlar kiHaramilere meydan okumuşSer vermiş, yol vermemiş,O dağlar kiKöroğlu’nu basmış bağrınaTeslim etmemiş zalim Bolu beyine,Ah! EylememişFerhat’ın Şirin’i için açtığı kazma yaralarına,Kartallara, kurtlara yuva olmuşArşa dayanmış ulu dağlar***O dağlarPerde çekmiş penceresineİğne iplik dikiş atmış eteğineKorkuyor şairin elindenKelimelerin maskaralığındaMısradan mısraya atılma endişesindeEn acayip, önemsiz kelimelerin arasındaAnlamsız bir harf olmakYa da bir noktalama işareti.KorkuyorDüşerse şairin dilineSerde ne yükseklik kalır ne şan.---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------DENEMEAŞK, DERİN BİR DOSTLUKLA BAŞLARMUTLUHAN YILMAZANKARA ÜNİVERSİTESİ BİLGİSAYAR VE ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ EĞİTİMİSabahın erken saatleriydi. Uykudan uyanmış, Oğuz Atay’ın “Bir Bilim Adamının Romanı: Mustafa İnan” kitabını büyük bir heyecanla elime almıştım. Geceden kalan bölümleri çok beğenmiş, uykumdan biraz daha izin istemiş fakat o izni alamamıştım.Aslında bu sıralar çok yoğunum bir yandan okul dersleriyle, sınavlar ve projelerle meşgul oluyorum. Bir yandan da uzaktan eğitim sürecinin hazırlıklarını yerine getiriyorum. Gündelik hayatım bu uğraşlarla geçiyor. Yeni bir şey öğrendiğimde heyecanlanıyor, ruhumun ve zihnimin hâlâ öğrenmeye açık, diri, canlı olduğunu anlıyorum. Zaten beni akademik kariyere yönlendiren de bu duygu idi. Yeni bir şey öğrendiğimde heyecanlanmamı sağlayan duygu...Sabahın mahmurluğu ile okuduğum sayfaların birinin son paragrafında tutuk kalmıştım. Aniden kendimi, okuduğum sözün derinliğini irdelemekte buldum.BU BİR KLİŞEYDİŞöyle yazıyordu:“Muhakkak ki aşk, derin bir dostlukla başlar.”Bu sözün ne olduğunu sabahın mahmurluğu ile pek anlayamamış olacağım ki gün içinde kendimi sürekli irdelemeye çalışırken buldum. İlginç...Sabahleyin ulaştığım sonuç, iki kişinin birbirini sevmesi, ahbaplık kurması sonucunda aşkın başladığı idi. Ama bu bir klişeydi. Bu tanımlamayı kabul etmemiş olacağım ki gün içinde aynı sözle tekrar ilgilendim. İlkin kendime dostluk nedir diye sordum. Bana göre dostluk, bir insanla özdeşleşmektir, ona derin ve karşılıksız bir güven, sevgi, muhabbet beslemektir.Kimseyle kurulamayacak bir bağın, ilişki ortamının, zemininin kurulmasıdır.Sözün anlamını yeniden keşfediyordum. Bana göre o sözle anlatılmak istenen, daha aşk serüveni başlamadan, karşınızdaki insana duyumsadıklarınızdı. Yani onu tamamen tanımadan, doğru düzgün iki laf etmeden, edemeden, arkadaşlık/aşk serüvenini başlatmadan, belleğinizdeki izlenimleriyle soyut anlamda onunla yalnız kalmak, kimseye anlatmadığınız, anlatamayacağınız şeyleri onunla paylaşmak, onu içselleştirmekti. Evet, bunu kendimden biliyorum. Kimseyle paylaşamayacağınız şeyleri, zihninizde kurguladığınız sevgiliye anlatabiliyor, onunla sonsuz paylaşım içine girebiliyor, derin bir güven bağı oluşturuyorsanız; evet, aşk ondan sonra başlar...İzlenimlerin zihninizdeki kurgulamaya rehber olduğu bu süreçte, sevgiliyle derin bir dostluk ikliminde yaşar, bu süreçten artakalanlarla aşkın başlayıp başlamayacağına karar verirsiniz.Henüz âşık olmamışlar; isterseniz bunu deneyebilirsiniz.-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------ŞİİRKIRMIZI IŞIKÖZGÜR MUSTAFA KÖKİZMİR DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİKelimeler arasında gezinirken tıkılı kaldım,Sağ köşede görünen köprüye bakarken ben.Üstünde kırmızı bir ışık,Umudu temsil ediyor, hüznü.Bir ışık beklerken kırmızıda yakalandım.Hissettin mi bir ağaç gibi döküntüyü?Diyorum ya şimdi çözdüm örüntüyüYalanı temsil ediyor, üzüntüyüÜç paralel çizgiyi aşmaya çalışırken babaHak ettik mi anlatsana bana?Üstümde kırmızı bir ışıkKiri temsil ediyor, gürültüyü.------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------İKNAENVER TUNA ORMANCI ALAŞEHİR SELAHATTİN-ZUHAL BARUTÇUOĞLU ANADOLU LİSESİBugün hava yazdan kalma,Pencereden bahar giriyor.On altı yaşında bir genç,Odasının buğulu camından;Güneşe göz kırpıyor..Ekmeğin, suyun ve her şeyin,Bütün canlılara yeteceği bir dünyada,Neden savaşlar,Neden açlıktan ölenler,Neden göz yaşları acaba?Birisi bana anlatsın.İkna olmam ki...Gece rahat yatağında,Nasıl uyur bir insan?Başkalarının acılarından,Mutluluk devşirenler bilmem ki!.. cumhuriyet.com.tr

Türkiye’nin devşirketlerinin yer aldığıVarlık Fonu’nun denetim raporu tepkiçekti

Türkiye’nin dev şirketlerinin yer aldığı Varlık Fonu’nun denetim raporu tepki çekti Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi Kuşoğlu, “Kamuya tahsis edilen para doğru kullanılmış mı, usulüne göre harcanmış mı” sorularının yanıtsız kaldığına dikkat çekti. Dev kamu şirketlerini bünyesinde bulunduran Türkiye Varlık Fonu’nun (TVF) 2019 denetim raporu, salgın gerekçesiyle gecikmeli olarak sunulduğu TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşüldü.CHP Genel Başkan Yardımcısı, Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi Bülent Kuşoğlu, Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu’nun (DDK) raporun üstüne damga vurup “gizlidir” demesinin yetkisizlik olduğunu belirtirken, raporun da “gizli” olamayacağına dikkat çekti.BOTAŞ VE TPAODDK’nin raporunun ayrı bir denetim değil de “bağımsız denetim raporunu denetlemek gibi olduğuna” işaret eden Kuşoğlu, raporda fon içerisinde bulunan BOTAŞ, Halk Bankası, Ziraat Bankası, PTT ile ilgili hiçbir açıklama yapılmadığını da vurguladı.Değerlendirmelerinde “Nasıl bir rapordur bu, biz bunlarla ilgili nasıl bilgileneceğiz” diye soran ve “görüş bildirilmekten kaçınılmış bir rapor” vurgusu yapan Kuşoğlu, fona ait şirketlerin hepsinin bilançolarının, mali tablolarının bir araya getirilip toplandığını söyledi. Mali tablolar üzerinden analiz yapılabilmesi, geçmiş yıllarla karşılaştırılabilmesi gerektiğine işaret eden Kuşoğlu, “Kamuya tahsis edilmiş olan bu para doğru kullanılmış mı? Usulüne, esasına göre doğru kullanılmış mı? Mevzuata uygun doğru kullanılmış mı? Hukuken doğru harcamalar yapılmış mı? Bunları tespit edemedikten sonra bir anlamı yok ki yaptığımız denetimin” dedi.Komisyona gelen raporların “denetim raporu değil, sadece belli bilgilerin olduğu, hatta birçoğu gereksiz bilgilerden oluşan raporlar” olduğunu belirten Kuşoğlu, “Birçok gereksiz bilgi var ama asıl söylenmesi gereken konular söz konusu değil” dedi. Kuşoğlu, kârda da önemli ölçüde bir azalma olduğunu, bunun bir gerekçesi olması gerektiğini söyledi. TVF Genel Müdürü Zafer Sönmez, net kârdaki düşmenin BOTAŞ ve TPAO’dan kaynaklandığını söyledi. Sönmez, BOTAŞ’taki zararın kurdaki artıştan, TPAO’nun zararının ise düşen petrol fiyatlarından kaynaklandığını bildirdi.DENETİM ÇIKMAZÖte yandan, CHP’li Süleyman Girgin de Cumhurbaşkanı’nın aynı zamanda fonun başkanı olduğuna işaret ederek şöyle konuştu: “Cumhurbaşkanlığı’nın kendi yönettiği fonu yine kendi bünyesindeki bir kurula denetlettirmesi doğru değil. Fonu denetlemesi gereken DDK’nin başkanı, aynı zamanda fon bünyesindeki Borsa İstanbul’un yönetim kurulu üyesidir. Yani DDK başkanı, kendi yönettiği denetleme birimine, yönetim kurulunda olduğu şirketi denetletmektedir. Buradan bir denetim çıkar mı?” Mustafa Çakır

İşsiz kalan emekçi kıdem tazminatınıve işsizliködeneğini alamıyor

İşsiz kalan emekçi kıdem tazminatını ve işsizlik ödeneğini alamıyor Türk-İş Genel Başkanı Atalay, işverenin işten çıkarma yasağına rağmen kıyım için bahaneler ürettiğini, özellikle sendikalı işçilerin kovulduğunu belirtti. Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a çalışma hayatının sorunlarıyla ilgili sunduğu raporda haksız işten çıkarmalara dikkat çekti. Atalay, işten çıkarma yasağına rağmen işverenlerin işçileri ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller kapsamında haksız bir şekilde işten çıkardığını, ücretsiz izin uygulamasının tehdit aracına dönüştüğünü vurguladı. 17 Nisan’da başlayan işten çıkarma yasağı 17 Mart’a kadar uzatıldı. İşveren, bu süreç boyunca sadece ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan hallerde işçiyi işten çıkarabiliyor. Hal böyle olunca, istisna kapsamında tutulan bu haller son dönemde bazı işverenlerce işçileri işten çıkarma yöntemi haline geldi. Bu durumda da işçi ihbar ve kıdem tazminatı alamıyor, işsizlik ödeneğinden yararlanamıyor. İşveren işten çıkarma yasağı döneminde istediği işçiyi, rızasını almadan ücretsiz izne çıkarabiliyor. Bu konuda hiçbir sınırlama olmaması dolayısıyla aylardır ücretsiz izinde olan işçiler bulunuyor.EMEKÇİ ALEYHİNEÖzellikle sendikal örgütlenen işçilerin iş akitlerinin, ilgili haller bahanesiyle feshedildiğine ya da işçilerin ücretsiz izne gönderilerek cezalandırıldığına işaret eden Atalay, “İşten çıkarma yasağı her yönüyle işçi aleyhine işliyor” dedi. Atalay, bazı işverenlerin de kıdemi fazla olan işçileri ücretsiz izne gönderip, aylar boyunca çağırmadığını, bu işçileri istifaya zorladığını anlattı. Atalay ayrıca, bu yıl için günlük 47 lira 34 kuruş, aylık 1420 lira 20 kuruş olan nakdi ücret desteğinin, en az asgari ücret seviyesine yükseltilmesi gerektiğini ifade etti. cumhuriyet.com.tr

Tepkilerüzerine Kulu Belediyesi arazi fiyatlarınıTLüzerinden belirledi

Tepkiler üzerine Kulu Belediyesi arazi fiyatlarını TL üzerinden belirledi Konya'nın Kulu Belediyesi, köylülerden gelen sert tepkiler sonrası önce Avro üzerinden belirlediği arsa satış fiyatlarını TL üzerinden belirledi. Konya’nın Kulu ilçesinde belediye tarafından satılacak arazi fiyatlarının Avro üzerinden belirlenmesi köylünün sert tepkisine yol açınca, yeniden ihaleye çıkan belediye bu kez fiyatları 13-98 bin TL arasına çekti. İptal edilen ihaledeki fiyatlar 68-120 bin TL arasındaydı. Köylü ise fiyatların hangi etkenlere dayanarak belirlendiğinin şeffaf bir şekilde açıklanmasını talep ediyor.Konya anayol üzerinde bulunan ve neredeyse Kulu gibi ilçe olmaya aday bir bölgedeki arsa fiyatlarının 17 bin TL’den başladığına dikkat çeken bir köylü, “Hal böyleyken Kulu’ya 40 kilometre uzaklıkta olan ve arsa değil, tarla olan bölgenin başlangıç fiyatları neden 3-4 kat daha yüksek” dedi. Bir başka köylü ise yüksek bulunan bu fiyatların tarla fiyatlarını da haksız bir şekilde artırabileceğine dikkat çekti.NE OLMUŞTU?Kulu Belediye Başkanı Murat Ünver, 25 Ocak’ta çıkılacak ihalede arsa fiyatlarını Avro üzerinden değerleyince, durumu “Konya AB’ye girdi” başlığıyla duyurmuştuk. Ünver, “Kulu’daki bütün köy ve mahallelerimizde yapılan tek katlı bir evin bile en düşük maliyeti 50 bin Avro (450 bin TL) civarında” demişti. Gamze Bal

HizmetÜretici Fiyat Endeksi (H-ÜFE) yıllık ortalama yüzde 15.14 artttı

Hizmet Üretici Fiyat Endeksi (H-ÜFE) yıllık ortalama yüzde 15.14 artttı TÜİK'in verilene göre Hizmet Üretici Fiyat Endeksi (H-ÜFE), 12 aylık ortalamalara göre yüzde 15.14 artış gösterdi. TÜİK’in “Hizmet Üretici Fiyat Endeksi (H-ÜFE), Aralık 2020” raporuna göre, H-ÜFE 2020 yılı aralık ayında bir önceki aya göre yüzde 0.57, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 22.12 ve 12 aylık ortalamalara göre yüzde 15.14 artış gösterdi. Yıllık artış Kasım 2020’de yüzde 21.96 idi. Yıllık bazda artış; ulaştırma ve depolama hizmetlerde yüzde 30.88, konaklama ve yiyecekte yüzde 20.28, bilgi ve iletişimde yüzde 8.15, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetlerde yüzde 17.58, idari ve destekte yüzde 21.36 artarken gayrimenkulde yüzde 5.46 azaldı. cumhuriyet.com.tr

“Her Ev Bir Sahne”projesi kapsamında 24 saat kesintisiz canlıkonserler

“Her Ev Bir Sahne” projesi kapsamında 24 saat kesintisiz canlı konserler Milyon Yapım tarafından hayata geçirilen “Her Ev Bir Sahne” projesi kapsamında 240 müzisyen 10 gün boyunca evlerinden 24 saat kesintisiz canlı konserler verecek. Pandemi tüm dünyayı etkisi altına aldı evet ama devletler önemlerini olması gerektiği gibi aldı. Her şey de olduğu gibi sanatta da bizim durumumuz vahim. Şimdi gelelim asıl konumuza; Milyon Yapım tarafından hayata geçirilen “Her Ev Bir Sahne” projesi kapsamında 240 müzisyen 10 gün boyunca evlerinden 24 saat kesintisiz canlı konserler verecek. 18-28 Şubat tarihleri arasında gerçekleştirilecek etkinliğin bilet satışlarından elde edilecek gelir, katılımcı müzisyenlere eşit olarak paylaştırılacak. “Her Ev Bir Sahne” etkinliği, dünyada da bir ilk olarak tarihe geçecek. Başvurular ise 1 Şubat’ta sona erecek. Projenin oluşumunu sağlayan Milyon Yapım’dan Umut Kuzey, “Müzisyenin seyircisinden başkasına ihtiyacı yok!” diyor. Kuzey, “Pandemi sürecinde gerçekten zor durumda kalan müzisyenler için bir süredir yardım, destek gibi çalışmaların yapıldığını gördük. Fakat müzisyenlerin kendi aralarında dayanışma içerisinde, izleyicilerinin de katkılarıyla ayakta kalabileceklerini, esas olanın müziğin gücü olduğunu fark ettik. Bu durumu bir kez daha ortaya koymak için büyük bir müzisyen dayanışması yapmaya karar verdik.” “Her ev bir sahne, her bilet bir umut” projesinin bu fikirden yola çıkarak doğduğunu söyleyen Kuzey, “Milyon yapım olarak ülkenin her tarafında sahada yaptığımız festivallerle yer verdiğimiz müzisyenlerin yanı sıra aynı zamanda online etkinlik platformu olarak hayata geçirdiğimiz Sosyo’da da insanların evlerinden online bilet satarak hayatlarını devam ettirebilmeleri için de fırsat tanıma şansı bulduk. İşte ikisini bir araya getirerek Sosyo’dan online olarak belki dünyada bugüne kadar görülmemiş rekor olabilecek 10 gün 24 saat kesintisiz canlı müzik yapılabilecek bir dayanışmayı başlattık. Şu an başvurular gayet iyi. İnşallah 18 Şubat akşamı saat 20.00’de başlayacak, 28 Şubat akşamına kadar devam edecek 10 gün 24 saat kesintisiz canlı müzik dayanışması başarıyla sonuçlanır. Bu arada bu sadece bölgesinde pandemi öncesi canlı müzik yaparak mekânlarda sahne alıp evine ekmek götüren müzisyen arkadaşlarımızı kapsayan bir proje. Alanında şöhretli arkadaşlarımız da bu projede hiçbir bedel almaksızın 15 dakika sahne alarak bu projeyi destekleyecekler. O sanatçılarımızın isimlerini de çok yakında açıklayacağız” diyor. Öznur Oğraş Çolak

Cumhuriyet Gazetesi dayanışmasıbüyüyor. 29 Ocak 2021 tarihli okur dayanışmasıilanları

Cumhuriyet Gazetesi dayanışması büyüyor. 29 Ocak 2021 tarihli okur dayanışması ilanları Basın İlan Kurumu'nun gazetemize yönelik ilan cezalarına karşı okurlarımızın 'dayanışması' büyüyerek sürüyor. Cumhuriyet'e 'dayanışma ilanları'yla büyük güç veren gazetemizin gerçek sahibi okurlarımızın sayfalarımızda yayımlanan ilanlarına dijital dünyadaki sesimiz www.cumhuriyet.com.tr'de de yer vereceğiz. BASKI SÜRÜYOR, DAYANIŞMA BÜYÜYOR, OKURLARI CUMHURİYET'İ YALNIZ BIRAKMIYOR! BASIN İLAN KURUMU'NUN CUMHURİYET'E YÖNELİK İLAN KESME CEZALARINA KARŞI OKURLARIMIZ DAYANIŞMA İLANLARI VERİYOR, BAĞIMSIZ VE GÜÇLÜ CUMHURİYET'E DESTEK OLUYOR. DAYANIŞMA İLANLARI HAKKINDA BİLGİ İÇİN AŞAĞIDAKİ İLETİŞİM BİLGİLERİNİ KULLANABİLİRSİNİZ./Archive/2021/1/29/032954900-ana.png/Archive/2021/1/29/033004416-1.png cumhuriyet.com.tr

Bill Gates'ten Tokyo Olimpiyatlarıaçıklaması

Bill Gates'ten Tokyo Olimpiyatları açıklaması Microsoft’un kurucusu Bill Gates, temmuzda düzenlenmesi beklenen Tokyo Olimpiyatları ve Paralimpik Oyunlarının geleceğinin Covid-19 aşı uygulamalarının ilerleyişine bağlı olduğunu belirtti. Kyodo ajansına konuşan Gates, Covid-19 aşılarının Tokyo Olimpiyatlarının geleceğinde önemli rol onayacağını ve bu kapsamda aşıların yaygınlaştırılması için gayret edildiğini söyledi.Gates, "Gelecek birkaç ayda katedeceğimiz ilerlemeye bakmak durumunda kalacağımızı düşünüyorum. İşler yolunda giderse, bence hala mümkün. Eğer işler yolunda gitmezse talihsizlik olur. Ancak biliyorsunuz ki aşıların onaylanması ve tüm dünyaya ulaşması için elimizden geleni yapıyoruz." dedi.Aşıların güvenilirliğinin tartışıldığına yönelik Gates, kendisinin de aşılandığı için "rahat ve şanslı hissettiğini", aşıların faydalarını görmeleri haline çok daha fazla insanın aşıya yöneleceğini belirterek gelişmiş ülkelerde 6-8 ay sürede, gelişen ülkeler için normalden 6-8 ay daha geç aşıların yaygınlaştırılacağını belirtti.Gates, Japonya Başbakanı Suga Yoşihide ile 12 Ocak’taki telefon görüşmesinde, güvenli bir yaz olimpiyatlarına ev sahipliği yapmanın dünyaya güçlü bir mesaj vereceğini söylemişti.Gates ve eşinin yönettiği Bill & Melinda Gates Vakfının Covid-19 aşıları ve tedavilerine yönelik araştırma ve geliştirme faaliyetlerini 1,75 milyar dolar finanse ettiği biliniyor.Olimpiyatlarda aşı şartı aranacağına yönelik iddialara ilişkin Kabine Baş Sekreteri Kato Katsunobu, katılımcılara aşılarının “ön koşul” olarak uygulanmayacağı tedbirleri ele aldıklarını söylemişti.Kato, “Aşıların ön şart koşulmadığı güvenli bir turnuva düzenleyebilmek için gerekli tarama, davranış yönetimi başta olmak üzere kapsamlı tedbirler düşünüyoruz.” demişti.Kyodo haber ajansının ay başındaki anketinde, ülke geneli düşüş trendi göstermeyen vakalar karşısında, organizasyonun geleceğine ilişkin soruya katılımcıların yüzde 35,3'ü "iptal edilmeli", yüzde 44,8'i ise "yeniden ertelenmeli" yanıtı vermişti.Daha önce 24 Temmuz-9 Ağustos 2020'de yapılması planlanan ve salgın nedeniyle ertelenen Tokyo Olimpiyat Oyunlarının 23 Temmuz-8 Ağustos 2021'de düzenlenmesi kararlaştırılmıştı. AA

ABD ekonomisi 2020'de yüzde 3,5 daraldı

ABD ekonomisi 2020'de yüzde 3,5 daraldı ABD ekonomisi 2020'de yüzde 3,5 daraldı. Ancak bu daralmanın beklenenden az olduğu ve koronavirüs salgınının diğer ülkelerin ekonomileri üzerindeki etkisi kadar ağır olmadığı değerlendiriliyor. Getty ImagesABD ekonomisi 2020'de yüzde 3,5 daraldı. Ancak bu daralmanın beklenenden az olduğu ve koronavirüs salgınının diğer ülkelerin ekonomileri üzerindeki etkisi kadar ağır olmadığı değerlendiriliyor.Yılın son çeyreğinde ABD ekonomisinde kaydedilen büyüme yüzde 4 ile beklentilerin altında kaldı. Bunda koronavirüs salgınının yeniden hız kazanmasının etkili olduğu belirtiliyor.ABD Ticaret Bakanlığı'nın Perşembe günü yayınladığı rapora göre, 2020'nin üçüncü çeyreğinde yüzde 33,4 oranında artan gayrisafi yurtiçi hasıla, son çeyrekte düşük kaldı.Veriler, 2020 yılındaki küçülmenin, İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki en büyük daralma olduğunu gösteriyor.İşsizlik oranının ve yoksulluğun artmasına karşın, pandeminin ekonomiye etkisinin diğer ülkelere kıyasla beklenenden daha az olduğu belirtiliyor.ABD, 25,7 milyon vaka sayısı ve Covid-19 kaynaklı 431 bini aşkın can kaybı ile salgından en fazla etkilenen ülkeler arasında bulunuyor.ABD ekonomisinin 2009'dan bu yana büyüme oranları: bir önceki çeyreğe kıyasla GSYİH'nin % değişim oranlarıBBCABD ekonomisinin 2009'dan bu yana büyüme oranları: bir önceki çeyreğe kıyasla GSYİH'nin % değişim oranları - Kaynak: ABD Ekonomik Analiz BürosuDiğer ülkelerde daralma daha büyük olduUluslararası Para Fonu (IMF) verilerine göre, İngiltere ekonomisi geçen yıl yüzde 10, Kanada, Japonya ve Almanya ise yüzde 5'ten fazla daraldı.Çin ise yüzde 2,3 gayrisafi yurtiçi hasıla artışı ile büyüme kaydeden tek büyük ekonomi oldu.Son iki çeyrekte ABD ekonomisindeki büyümede, hanelere ve işletmelere trilyonlarca dolarlık yardım içeren destek paketlerinin büyük etkisi oldu.Getty ImagesİŞSİZ SAYISINDA ARTIŞÇalışma Bakanlığı'nın Perşembe günü açıkladığı verilere göre, işsizlik yardımına başvuranlara geçen hafta 847 bin kişi daha eklendi. Önceki haftaya kıyasal bu rakam az bir düşüş ifade etse de, salgın öncesi seviyenin oldukça üzerinde seyrediyor.İşsizlik yardımı alanların sayısı 9 Ocak itibariyle 18,2 milyona ulaştı.Ekonomist Tim Quinlan, bu rakamların, birçok yetkilinin dikkat çektiği "karanlık kış"ın belirtisi olduğunu ifade ediyor.Başkan Joe Biden, ekonomiyi canlandırmak amacıyla 1,9 trilyon dolarlık yeni bir paket önerisinde bulunmuştu.Ancak paketin Kongre'de Cumhuriyetçilerin direnciyle karşılanması bekleniyor. BBC Türkçe

Bandırma'da işçi taşıyan minibüs ile TIRçarpıştı: 3ölü, 9 yaralı

Bandırma'da işçi taşıyan minibüs ile TIR çarpıştı: 3 ölü, 9 yaralı Balıkesir´in Bandırma ilçesinde tavuk çiftliğinde çalışan işçileri taşıyan servis kinibüsü ile TIR'ın çarpıştığı kazada 3 kişi öldü, 9 kişi yaralandı. Olay, saat 23.45 sıralarında Bandırma-Çanakkale karayolu Hıdır Mahallesi Kavşağı´nda meydana geldi. Tavuk çiftliğinde çalışan işçileri taşıyan Galip Dinçer yönetimindeki 10 AEM 464 plakalı minibüs, kavşaktan dönüş yapmak için yola çıkan İsmail Dere yönetimindeki 46 ACS 581 plakalı TIR ile çarpıştı. TIR'ın altına alarak metrelerce sürüklediği minibüs demir yığını haline dönüştü. Kaza nedeniye ulaşımda aksama yaşandı.Kazayı gören vatandaşlar servis aracında sıkışan yaralıları kurtarmak için yardıma giderken durumu sağlık ekiplerine bildirdi. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda sağlık, itfaiye ve jandarma ekibi sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin çabası ile minibüste sıkışan işçiler çıkartıldı. Sağlık ekiplerinin yaptığı kontrollerde sürücü Dinçer ile minibüste bulunan işçilerden Hüsamettin Sargın ve Mehmet Durgut´un yaşamını yitirdiği belirlendi. Yaralanan Barış Deniz, Aydıner Aydın, Hasan Gezer, Suriye uyruklu Yahya Saleh ile Abdurrahman Yusufi, Engin Doğancıoğlu, İbrahim İhya ve Ersan Ermiş ile TIR sürücüsü İsmail Dere, sağlık ekiplerinin olay yerindeki ilk müdahalesinin ardından Bandırma Devlet Hastanesine kaldırıldı.Kazanın ardından olay yerine gelen Bandırma Kaymakamı Günhan Yazar ve Balıkesir İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Tarım Hekimoğlu incelemelerde bulundu. Araçların yoldan çekilip, karayunun temizlenmesinin ardından trafik akışı normale döndü. Kazayla ilgili soruşturma sürdürülüyor.  cumhuriyet.com.tr

TBMM Genel Kurulundaİngiltere'nin Türkiye ile serbest ticaret anlaşmasınıdüzenleyen kanun teklifi kabul edildi

TBMM Genel Kurulunda İngiltere'nin Türkiye ile serbest ticaret anlaşmasını düzenleyen kanun teklifi kabul edildi İngiltere'nin Brexit kararı sonrasında Türkiye ile vardığı serbest ticaret anlaşmasını da içeren uluslararası anlaşmanın onaylanmasını uygun bulan kanun teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edildi. Genel Kurulda, Türkiye ile Birleşik Krallık arasında ticari ilişkilerin sürmesi için imzalanan serbest ticaret anlaşmasını da içeren kanun teklifi ile Filistin, Arnavutluk ve EFTA devletleriyle imzalanan serbest ticaret anlaşmalarını kapsayan uluslararası anlaşmaların uygun bulunduğuna dair 4 kanun teklifi ele alındı.Genel Kuruldaki müzakerelerinin ardından kabul edilen kanunlar şöyle:- Türkiye ile Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı Arasında Serbest Ticaret Anlaşması, Türkiye ve Birleşik Krallık Hükümetleri Arasında Menşe Kurallarına Dair Ortak Bildiri, Türkiye ve Birleşik Krallık Hükümetleri Arasında Mutabakat Zaptı ve Kuzey İrlanda ile Ticarete İlişkin Olarak Türkiye Cumhuriyeti ile Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı Arasında Teati Edilen Mektupların Onaylanmasının Uygun Bulunması ve Anlaşmanın Protokoller ve Eklerine İlişkin Değişikliklerin Cumhurbaşkanınca Doğrudan Onaylanmasına Dair Yetki Verilmesi Hakkında Kanun,- Türkiye ile Arnavutluk Cumhuriyeti Arasında Serbest Ticaret Anlaşması ile Kurulan Ortak Komitenin Türkiye Cumhuriyeti ile Arnavutluk Cumhuriyeti Arasında Serbest Ticaret Anlaşmasına Ek 'Menşeli Ürünler' Kavramının Tanımı ve İdari İş Birliği Yöntemlerine İlişkin Protokol II'yi Değiştiren 1/2020 Sayılı Kararının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna ve Anlaşmanın Protokoller ve Eklerine İlişkin Değişikliklerin Cumhurbaşkanınca Doğrudan Onaylanmasına Dair Yetki Verilmesine İlişkin Kanun- Türkiye ile Filistin Ulusal Yönetimi Adına Filistin Kurtuluş Örgütü Arasında Geçici Serbest Ticaret Anlaşması ile Kurulan Ortak Komite'nin; Temel Tarım Ürünleri ve İşlenmiş Tarım Ürünleri ile Balıkçılık Ürünlerinde Taviz Değişimine Dair Protokol I'e Ait Tablo I'in Tadili Hakkında 1/2020 Sayılı Kararı ile Geçici Serbest Ticaret Anlaşması'nın "Menşeli Ürünler" Kavramının Tanımı ve İdari İş Birliği Yöntemlerine İlişkin Protokol II'nin Tadili Hakkında 2/2020 Sayılı Kararının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna ve Anlaşmanın Protokoller ve Eklerine İlişkin Değişikliklerin Cumhurbaşkanınca Doğrudan Onaylanmasına Dair Yetki Verilmesi Hakkında Kanun,-Türkiye ile EFTA Devletleri Arasında Serbest Ticaret Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna ve Anlaşmanın Eklerine İlişkin Değişikliklerin Cumhurbaşkanınca Doğrudan Onaylanmasına Dair Yetki Verilmesine İlişkin Kanun.GÖRÜŞMELERDENKanun tekliflerinin görüşmeleri sırasında söz alan İYİ Parti Aydın Milletvekili Aydın Adnan Sezgin, Birleşik Krallık'la imzalanan Serbest Ticaret Anlaşması'nı desteklediklerini dile getirdi.Sezgin, "Aramızdaki ticaretin hacmi genelde 18 milyar dolar civarındadır ve genelde Türkiye lehine seyretmektedir. Brexit sonrası oluşan yeni düzende Serbest Ticaret Anlaşması'nın yapılması hayırlı olmuştur." ifadesini kullandı.İktidarın bazı sözcülerinin bu anlaşmayı yeni ve olağanüstü bir adım, büyük bir başarı olarak takdim ettiklerini ancak durumun öyle olmadığını savunan Sezgin, "Bu anlaşma, Avrupa Birliği'yle mevcut gümrük birliğimiz çerçevesinde, Avrupa Birliği ile Birleşik Krallık arasında yapılan Brexit Serbest Ticaret Anlaşması'na bir teknik uyum anlaşmasıdır, eskinin devamıdır. Ayrıca Brexit öncesine göre bazı formalitelerin biraz da zorlaştığını belirtmeliyiz." diye konuştu.Sezgin, Avrupa Birliği'yle Gümrük Birliği'nin de yeniden dış politikadaki öncelikler listesinde ön sıralara çıkarılması gerektiğini kaydetti.HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, AİHM'in eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında verdiği kararın önemli olduğunu söyledi. Beştaş, AİHM tarihinde, Türkiye'nin bireysel başvuruyu kabul ettiği günden bugüne kadar ilk defa sözleşmenin 18. maddesiyle ilgili ihlal kararı verdiğini, diğer ülkeler hakkında verdiği ihlal kararının hiçbirinde bu kadar ağır tespitlerin olmadığını iddia etti. Beştaş, AİHM kararına uymama meselesinin sadece Demirtaş'ı değil, Türkiye'nin tamamını ilgilendirdiğini söyledi.CHP İstanbul Milletvekili Ahmet Ünal Çeviköz, görüşülen uluslararası serbest ticaret anlaşmalarının önemine işaret ederek "Türkiye'nin ticaretinin böylesi serbest ticaret anlaşmalarının onaylanmasına ve bir an evvel yürürlüğe girmesine ihtiyacı var." dedi. Çeviköz, bu anlaşmalara olumlu baktıklarını dile getirdi.Avrupa ile ilişkiler açısından önem taşıyan anlaşmalara dikkati çeken Çeviköz, Türkiye ile Birleşik Krallık arasında ticari ilişkilerin sürmesi için üç yıldır bu anlaşmanın hazırlanmasına yönelik çalışıldığını söyledi.Görüşülen kanun tekliflerinde teknik bir itirazlarının bulunduğunu da kaydeden Çeviköz, serbest ticaret anlaşmalarında ek protokollerin değişiklik yetkisinin doğrudan Cumhurbaşkanına verilmesinin Anayasa'ya aykırı olduğunu savundu."İKİLİ İLİŞKİLERİMİZ AÇISINDAN DOĞRU ZAMANDA DOĞRU BİR ADIM ATILMIŞTIR"MHP Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir, Filistin ile Türkiye arasında yapılan anlaşmanın kapsamı küçük olsa da maneviyat itibarıyla değerli olduğunu vurguladı. Yıllardan bu yana Filistin'in, İsrail'in hukuksuz ve insanlık dışı eylemlerine maruz kaldığını anımsatan Özdemir, "Filistin, verdiği mücadelesinde yalnız değildir, bundan sonra da olmayacaktır. Bu protokolle de desteğimizi bir kez daha ifade edeyim." diye konuştu.Türkiye'nin İngiltere ile ilişkilerinin tarihi derinliğe sahip olduğunu, Türkiye'nin yurt dışındaki toplam yatırım tutarının yaklaşık yüzde 10'unun yine bu ülkede bulunduğunu dile getiren Özdemir, İngiltere'nin, AB'den ayrılmasına ilişkin vardığı kararın ardından ilk serbest ticaret anlaşmasını Türkiye ile imzaladığını kaydetti.Özdemir, "Şimdiye kadar AB ile süregelen Gümrük Birliği Anlaşması çerçevesinde ticaret yaptığımız İngiltere ile bundan sonraki döneme yönelik varılan serbest ticaret anlaşması uyarınca ülkemizin 2,4 milyar dolarlık kayıp yaşamasının önüne geçilmiştir. Ayrıca anlaşma kapsamında ihracatımızın yüzde 95'ini oluşturan sanayi ürünlerinde gümrük vergilerinin kaldırıldığı anlaşılmaktadır. Hazır giyim, beyaz eşya, otomotiv, gıda ve tarım ürünlerinin ticareti konusunda ülkemizin menfaatlerinin korunduğu görülmektedir. Dolayısıyla İngiltere ile imzalanan serbest ticaret anlaşmasıyla ülkemizin çıkarlarının her yönden gözetildiği açıktır. İkili ilişkilerimiz açısından doğru zamanda doğru bir adım atılmıştır." değerlendirmesini yaptı.CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, "IŞİD'in beslenmesinde, büyütülmesine AK Parti'nin büyük rolü olduğunu" iddia etti.AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Muş, Ağbaba'ya sataşma gerekçesiyle yanıt vererek PYD'ye bakışlarının belli olduğunu söyledi.Muş, "Siz kendi duruşunuza bakın. Siz 'arkadaş' diye bakıyorsunuz. 'IŞİD'i büyüttünüz' iftirasını bize atan PKK var bir de Ağbaba'dan duydum. Yazıklar olsun. IŞİD'in Suriye'den sökülmesini, yok olmasını sağlayan en büyük operasyonu yapan Türkiye'dir. " diye konuştu.TBMM Başkanvekili Haydar Akar, görüşmelerin tamamlanmasının ardından birleşimi 9 Şubat Salı günü saat 15.00'te toplanmak üzere kapattı. AA




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter