Vietnam'dan (Hindiçin) 1992'de ayrılan Marguerite Duras, on sekiz yaşına kadar yaşadığı, o topraklara bir daha hiç gitmedi. Fakat zihninin derinliklerinde hep yaşattı ve yüreğinde menzili kıldı. Vietnam'ın çeltik tarlalarından, ormanlarından, ıssızlığından, çıplak ayak dolaşan, nehrin üzerinden alacakaranlığa bakmaya alışkın, Fransız'dan çok Vietnamlı, o cılız, şaşkın çocukluğundan çokça esinlendi. Pasifik'e Karşı Bir Bent'ten, Yann Andrêa Steiner'a, hele ki Sevgili'ye kadar, yapıtlarına yansıttı. ‘Mutluluk’ kavramına oldum olası inanmadı ve acıyı kadın olmanın ayrılmaz bir parçası olarak yaşadı. Duras'ı en çok çatlakların incelenmesi, söz ve eylem arasındaki olası boşlukların doldurulması, söylenmiş olanla susulan arasındaki tortular ilgilendirdi. Ona göre yazı; ‘sessizliğin, gıyabın kumaşı’ydı!
Haberi Haber Kaynağından Oku
Juan Carlos, "İspanya halkına, kurumlarına ve kral olarak size en iyi şekilde hizmet edebilmek için İspanya'nın dışına taşınma konusunda çok düşündükten sonra aldığım kararımı size bildiriyorum" dedi. Juan Carlos hakkında hem İspanya'da hem de İsviçre'de soruşturma yürütülüyor.
Haberi Haber Kaynağından Oku
Thomas Bernhard, otobiyografik beşlemesinin ilk kitabı Neden-Bir Değini'de, orta ve lise öğrenim döneminde yaşadıklarını son derece çarpıcı bir biçimde yansıtıyor. Kendi yaşanmışlıklarından damıttığı yapıtında, sert, eleştirel üslubu ve derinlikli sorgulamalarıyla baskı ve disiplinin, aile ve eğitimin körelticiliğine ışık tutarken bir karşı çıkış, bir direniş destanı yaratmayı da başarıyor.
Haberi Haber Kaynağından Oku