Edebiyat ve eleştiri! M. Sadık Aslankara'nın yazısı...
Edebiyat eleştirisiz düşünülebilir mi? Bu başlık eskiden yazın dergileri için vazgeçilmezdi. Bugünse eleştirisiz bir edebiyatla karşı karşıyayız neredeyse. Bunun yıkımını da başta yazın ve okur-yazar çekiyor.
/Archive/2021/1/22/000615636-ic1.jpgYazar yapıtıyla bir yaratı haritası bırakır okura, çekilir. “Yazar†diye biri yoktur artık ortada. Okur, elindeki haritadan kalkarak oyunsu hazla gömü arama sürecine girer. EleÅŸtiri, bu yanıyla yapıta dönük eÅŸeleme anlamında farklı gedik, eÅŸik, geçenek, kanal, dehliz, maÄŸara vb. benzeri sonsuz arayışlar logaritması baÄŸlamında alınabilir pekâlâ.Ne ki edebiyatın içinden “yazınsal eleÅŸtiriâ€ye emek veren kalemler, geçen yıllarla kıyıya çekildi hep. EleÅŸtiri, görece “akademik yazın (edebiyat) eleÅŸtirisi†saflarında kaldı. “Yazınsal (edebi) eleÅŸtiriâ€ye ne oldu peki? Bunları Selim Ä°leri’nin o müthiÅŸ kitabını okurken düşündüm hep./Archive/2021/1/22/000629511-ic2.jpgSELÄ°M Ä°LERİ’YLE ELEÅžTÄ°RÄ° DORUÄžUSelim Ä°leri, kurmacanın sınırlarını geniÅŸleten, kullandığı belge verilerini baÅŸarıyla kurmaca gerecine dönüştürüp alanında örnek gösterilebilecek bir “yazınsal eleÅŸtiri†doruÄŸu kazandırıyor yazınımıza: YaÅŸadınız Öldünüz, Bir Anlamı Olmalı Bunun (Everest, 2020). Bu yapıtla tek bir roman yazıyor deÄŸil o. Bana göre birkaç roman sarmal halde boy gösteriyor yapıtta.Önde kült biçimde, Ahmet Hamdi Tanpınar’a dayalı anlatı gövdesi ağır kıvamlı, ancak olaÄŸanüstü derinlikte roman kurgusuyla akıyor, tamam. Ama anlatılan, Tanpınar olan Ahmet Hamdi deÄŸil de Selim’in etlendirip canlandırdığı, ruh üflediÄŸi, sonuçta yarattığı bir Ahmet Hamdi karakteri.Nasıl mı? “Kendiâ€sini takip eden, zaman zaman onun içine girip “o†olan, ama zaman zaman da dışına çıkıp “kendiâ€nin yarattığı roman kiÅŸisi olarak hınzırca “oâ€na bakan bir roman karakteri. Âdeta MatruÅŸka bebek benzeri birbirinden çıkan halkalar halinde Ahmet Hamdiler diyebiliriz onun için.Bu kadar da deÄŸil. Ahmet Hamdi, üzerinde yaÅŸadığı dönemin topografyası içinde toplumsal-kültürel dokunun öznel eleÅŸtirisine dönük nirengi oluÅŸtururken yanı sıra onun kendi öykü-roman kiÅŸilerinden kalkarak ayrı bir halkada psikolojik varlık olarak çatıştığı ya da uyuÅŸtuÄŸu deÄŸerler dizgesiyle de baÄŸlam kuruyor Selim.Öte yandan bunlara, Selim Ä°leri konumuyla Ahmet Hamdi’yi ilk kez duyup sonradan sonraya tanıdığı, okumaları eÅŸliÄŸinde anlatı evrenini, kiÅŸilerini yeni baÅŸtan yerine oturtup bizi buluÅŸturduÄŸu bir Tanpınar portresi ekliyor. Böylece içtenlikli bir Selim Ä°leri karakteri çıkarmayı da ihmal etmiyor.Bütün zamanlarında sanatın kendisini anlatı sorunsalı, sanatçıyı anlatı karakteri olarak az iÅŸlemedi Selim, ancak son on yıldır verimlediÄŸi yapıtlarda buna çok daha derin, köklü biçimde yanaşıyor görebildiÄŸimce.Bu çerçevede YaÅŸadınız Öldünüz, Bir Anlamı Olmalı Bunun, “kendilik kültürüâ€nü de içine alıp yazınsal eleÅŸtiri örneÄŸi roman anlamında doruk yapıta dönüşüyor. KeÅŸke herkes okuyabilse. Ama her yazar ne yapıp edip mutlaka okumalı romanı./Archive/2021/1/22/000641964-ic3.jpgFOCAULT’TAN KALAN; ELEÅžTÄ°RÄ°DE “KENDÄ°LÄ°Kâ€Michel Foucault’nun 1978-83’te verdiÄŸi iki konferans, baÅŸlıklarıyla kitap olarak önümüzde: EleÅŸtiri Nedir? Kendilik Kültürü (Çev.: Murat ErÅŸen, Ayrıntı, 2020).Michel’in yaklaşımıyla yapıta, Kant’ın “Aydınlanma Nedir?†sorusuyla giriyoruz. “EleÅŸtiride erdeme benzer bir ÅŸey vardır,†diyor yazar. Zaten “eleÅŸtiri iradi köle olmama sanatıâ€dır. O halde eleÅŸtirinin, “esas itibariyle iÅŸlevi, tek kelimeyle hakikatin politikası diye adlandırılabilecek ÅŸeyin oyunu içinde tâbiyetten kurtulmadır.â€Ã‡Ã¼nkü “eleÅŸtiri kendinden baÅŸka bir ÅŸeyle iliÅŸki içinde var olur ancak. BilmeyeceÄŸi ve olmayacağı bir gelecek ya da hakikat için bir araç, bir vasıtadır, polislik yapmak istediÄŸi ama yasa yapma kudretinin olmadığı bir alanda gözetmenliktir. Tüm bunlar, felsefeyi, bilimi, siyaseti, ahlakı, hukuku, edebiyatı vs. pozitif olarak oluÅŸturulan ÅŸeye altgüdümlü bir iÅŸlev yapar.†(34, 39)Foucault’nun diliyle, “hakikati düşünce yoluyla arayan, yükümlülükleri, yasaları, zorlamaları düşünce yoluyla kabul ya da reddeden ve kendi kendimizle ve baÅŸkalarıyla düşünce yoluyla iliÅŸkilenen varlıklar†baÄŸlamında, “kendi kendisiyle meÅŸgul olmak†anlamında, “kendimizi dert etmemiz / kendimiz için kaygılanmamız†da önümüze gelecektir. (79, 80)“Kendilik kaygısıâ€, ayrıca “eleÅŸtirel bir iÅŸlevâ€e, “bir de mücadele iÅŸlevine sahiptir.†Michel, “yazı yoluyla kendiyle kurulan iliÅŸki†üzerinde de duruyor böylece. (87, 90)Selim’i, Michel’le okumak doÄŸrusu alabildiÄŸine sarıyor insanı./Archive/2021/1/22/000702791-ic4.jpgDEVECÄ°OÄžLU’NDAN “ARKASI MUTLAKA GELÄ°Râ€AyÅŸegül DevecioÄŸlu, Arkası Mutlaka Gelir (Metis, 2020) adlı öykü kitabında, öykülerindeki yazarları da araya katıp bu sanatın gerekirliklerine halel getirmeden eleÅŸtirmen tutumu sergiliyor. Söz gelimi “Görme Biçimleri†adlı öyküsü, çok bilinen, okunup sevilen bir John Berger metnine dayanıyor, üstelik aynı baÅŸlıkla. Öyküyü, alıntı da paylaşıp yapılandırıyor zaten yazar.Yalnız bu öykü deÄŸil bütün öyküler yazar tarafından “öyküsel eleÅŸtiri†ya da “eleÅŸtirel öykü†baÄŸlamında kuruluyor. Ama AyÅŸegül’ün, öyküyü, söz konusu eleÅŸtiriyi ortaya koymak amacıyla ürettiÄŸini düşünmek zor, çünkü gereksinirlikleri karşılanmış halde geliyor metin. Ama biz bunları öykü olarak okuyoruz, yazar öyküden kalkarak üretilmesi gereken eleÅŸtiriyi bize doÄŸurtuyor.Hüner de böyle çıkıyor ortaya: önce “kendiâ€nin eleÅŸtirisini yapmak, sonrasında yazından kalkarak eleÅŸtiri ortaya koyabilmek bunu okurla paylaÅŸmak.www.sadikaslankara.com, her perÅŸembe öykü-roman, tiyatro, belgesel alanlarında güncellenerek sürüyor.
M. Sadık Aslankara / Cumhuriyet Kitap Eki
Haftanın güncel çocuk kitapları...
Güncel çocuk kitaplarında bu hafta... Kefi ve Yeni Arkadaşı (Seda Öğretir), Püskül Adında Bir Kedi (Helen Peters), Püskül Adında Bir Kedi (Helen Peters), Güzel Atlar Ülkesi (Atay Sözer)
/Archive/2021/1/22/000155779-ic1.jpgKefi ve Yeni Arkadaşı / Seda Öğretir / Resimleyen: Nuran Balcı Özekçin / Altın Kitaplar / 32 s. / 7+ / 2020.Dizinin üçüncü kitabında Kefi’nin yeni arkadaşıyla tanışıyoruz. Birçok şeyi merak eder Kefi. Örneğin annesinin hava tahminlerinin hep doğru çıkmasını. Sürünün en bilgili balığı Bilge Babi’nin insanlar hakkında söylediklerini... İnsanların yaptıklarını kendisinin de yaptığını hayal etti o gün. Sonra vazgeçti. Zordu insanların işi. Balık olmak en iyisiydi. O ara sazlıktaki ördek geldi aklına. Hâlâ ötüşünü duymamıştı. Şarkı söyleyerek o tarafa doğru yüzmeye başladı. Yolda en iyi arkadaşı Tonti’ye rastladı. Tonti onunla gelmedi. İşte oradaydı yaz ördeği. Günü söyleşerek, gölün kirlendiğini konuşarak geçirdiler. Tonti kıskandı mı onları yoksa?/Archive/2021/1/22/000215654-ic2.jpgPüskül Adında Bir Kedi / Helen Peters / Resimleyen: Ellie Snowdon / Büyülü Fener Yayınları / 136 s. / 8+ / 2020.Jasmine ve Tom, çiftlikteki kullanılmayan kulübeyi temizleyip oyun odasına çevirmek isterler. İşe nereden başlayacaklarını planlarken kulübenin gıcırdayan kapısında hırsla miyavlayan kocaman kara kediye kapıyı açarlar. Kedi, önce Jasmine’i tırmalar. Sonra odanın bir köşesindeki samanların arasında kaybolur. İki arkadaş, samanların arasındaki yavruları fark ederler. Anne kedi iki yavrusunu başka bir yere taşır. Onun terk ettiği yavruya bakmak Jasmine ve Tom’a kalır. Ne ki Jasmine’lerin baktığı çok sayıda ev hayvanı vardır, Tom’un annesi kedilerden nefret eder. Ev ve sokak hayvanları, hayvan sağlığı, gündelik yaşam üzerine bir solukta okunan bir öykü./Archive/2021/1/22/000226482-ic3.jpgBazıları Bazen / Nergis Seli / Resimleyen: Eren Caner Polat / YKY Çocuk / 24 s. / 3+ / 2020.Sahi, ne zaman mutlu oluruz? Çok oyuncağımız olduğunda mı? İstediğimiz her şeyi yapabildiğimizde mi? Mutlu olmanın da olmazsa olmazları var mıdır? Ya da hiç sebepsiz mutlu olmaz mı insan? Hepimiz bir aile sıcaklığına, arkadaşa, sevdiklerimizle/ bizi sevenlerle yan yana olmaya gereksinim duyarız. Birlikte olamasalar da annemizle kucaklaşmaya, babamızla oynamaya da... Kimimiz kalabalıklardan hoşlanır, kimimiz daha sakin bir ortamdan. Anlatmayı sever bazılarımız, dinlemeyi sevenimiz de vardır. Farklı da olsak mutlu olmak için aynıdır koşullarımız. Nergis Seli, Eren Caner Polat’ın sakin desenleri eşliğinde aktarıyor mutlu olma hallerimizi.../Archive/2021/1/22/000243153-ic4.jpgGüzel Atlar Ülkesi / Atay Sözer / Smirna Yayınları / 207 s. / 10+ / 2020.Yetkin’in ve amcaoğlu Onur’un karneleri tatsız da olsa onları bir ödül beklemekteydi. Yetkin’in kardeşi Masal da aralarına katılacak, Kapadokya’da, teyzesi Mumu ve eniştesi Bubu’nun işlettiği butik otelde kalacaklar, hem gönüllerince eğlenecek hem de çevre gezilerine katılacaklardı. Doğu Ekspresi’yle başlayan Kayseri yolculuğunda ve otelde, Masal’ın okuduğu kitapların karakterleri, aralarında dolaşmaya başlayınca Yetkin’le Onur önce ne olup bittiğini anlamaya çalışırlar. Bazen de kendilerini o masalın içinde bulurlar. Kimi şaşkınlıklarının nelere yola açacağını da heyecanla okurken bir anda kendimizi Kapadokya’da, bazen de zamanda yolculukta buluyoruz. Atay Sözer’in eğlenceli dilini seveceksiniz.
Emek Yurdakul / Cumhuriyet Kitap Eki
Yedi kent, yedi öykü ve... Y. Bekir Yurdakul'un yazısı...
Türkiye’mizin yedi bölgesinden yedi kentine götürüyor bizi yazar, birbirinden ilginç, çarpıcı, merakla okunan yedi öykü eşliğinde... Yeni tatlar, bambaşka ve kıymetli varlıklar, çoğumuzun adını bile duymadığı/ unuttuğu sebzeler, meyveler, ürünler; kimi etkinlikler, arkeolojik kazılar... Herhalde en iyisi okuyarak gezmek, görmek, tanımak...
/Archive/2021/1/21/235826578-ic1.jpgKitabın adı duraklattı beni. ÇocukluÄŸumdan bu yana okuduÄŸum masallar geldi aklıma; nice uygarlıktan emanet kalıntılar ve bir yığın fantastik öykü...Derken kentler sökün etti. Her bölgemizden bir kent. Ä°lkin gidemediÄŸim ikisini, Hatay ve Tunceli’yi okudum. Kahramanlarımız, her kentimizde coÄŸrafi iÅŸaret almamış bir ürün olsun bulabilecekler miydi merakıyla... Kısa sayılacak bir zamanda tarımda, turizmde, tarihte bir yerlerde unuttuklarımızı düşünerek...Åžiirlerimize dize olmuÅŸ daÄŸları, türkülerimize tutunmuÅŸ yaylaları düşüne düşleye; kurumaya yüz tutmuÅŸ gölleri, zincire vurulmuÅŸ dereleri anımsayarak, derinden derine ortalığa sinen toprak kokusunu duyumsayarak.../Archive/2021/1/21/235837515-ic2.jpgUYGARLIKLAR VADÄ°SÄ°Bu ilginç yolculukta ilk durağımız Aydın. Gastronomik ÅŸifreler araÅŸtırma ödevi için Ulu Åžef’i zor da olsa ikna edip yola çıkan Zaman ve Åžans’ın peÅŸine takılıyoruz. CoÄŸrafi olarak iÅŸaretlenmemiÅŸ bir ürün bulmaktı öncelikle dertleri ve Büyük Yarış’a hazırlanmak.Önce ballı incirle kesiÅŸiyor yolumuz. Sonra kestane, az ötede zeytin... İçi dışı, fidanı aÄŸacıyla her biri bambaÅŸka öyküler barındırıyor. Anlıyoruz ki incir, kestane, zeytini kısacası ürünümüzü koklar seversek ondan yapacağımız tatlılar da sanat eserine dönüşecek.Gün inerken konaklamaya uygun bir yer, akÅŸam yemeÄŸi ve Åžans’ın duyduÄŸu sesler. Ne ki Zaman da inanmaz ona Ulu Åžef de. Sabah kalktıklarında Åžans ortalarda yoktur. Onu bir aÄŸacın dalları arasında bulduklarında haklı olduÄŸunu da görürler.DAÄžLARIN KENAR SÃœSÃœTürkü’nün tembellik hakkını kullanacağı güne rast gelmiÅŸtir zorunlu ışgın toplama günleri. Cevza Hanım, ot yoluna düşürmüştür ellerde seleler torbalarla kadınlar birliÄŸini... Türkü ve Aliye de aralarında...Aradıklarını bulamayınca “IÅŸgınlara ne oldu?†filminin çekilme aciliyetini yanı sıra biyodinamik tarımı da gündemlerine alırlar. Yedi kat yabancının köklediÄŸi güzelim ışgını, zebul ve kengeli de kendileri doÄŸal olarak yetiÅŸtirip kendileri satacaktır. Munzur’un hiçbir otu heba edilmeyecektir artık. IÅŸgın yolunda buldukları yaralı daÄŸkeçisini avcıların elinden kurtarıp iyileÅŸtirmeye koyulmuÅŸken ÅŸu av denen beladan kurtulmayı da tasarlarlar./Archive/2021/1/21/235853484-ic3.jpgKÃœLTÃœRLER ÅžEHRÄ°Bu kez Antakya yakınlarında bir kazı alanındayız. Åžirin ve Işık, gazeteciliklerinin ilk yılında, Hatay’a ait pek çok gastronomik ürünün tesadüfi olmadığı düşüncesiyle, “Eski çaÄŸlarda yeme alışkanlıkları†yazı dizisi için oradalar.Defne’yle konuÅŸabilmek için iÅŸaret dilini öğrenmeye çalışır Åžirin. Her ÅŸey yolunda giderken cep telefonu, cüzdan, kolye, bilgisayar, fotoÄŸraf makinesi vb. birçok ÅŸeyin kaybolmaya baÅŸlaması, “diÅŸe oyuk açar gibi özenle çalışan†ekibin tadını kaçırır. Benzeri garip olaylar bir anda tarihsel izler aramanın önüne geçmiÅŸtir.YAYLALAR ÅžEHRÄ°Karadeniz’de kaç ada var, diye sorulsa sanırım yanıt kolay bir yerde deÄŸildir. O iki adadan birine, dünya mirası listesine aday gösterilen Giresun Adası’na doÄŸru yola çıkan teknede kaptanın kızı Kiraz, Japonya’dan TakaÅŸi ve Yoko da vardır. Yolda teknenin pervanesi ansızın duruverince “denize atılanlara ÅŸaşırmamayı çocuk yaşında öğrenen†Kiraz’la TakaÅŸi soluÄŸu suda alılar.Kiraz pervaneyi durduran ÅŸeyi anlamaya çalışırken TakaÅŸi sualtını fotoÄŸraflamaya durmuÅŸtur. Pervaneden sıyırıp aldığı çocuk elbisesini beline baÄŸlayıp çıkacakken aÄŸa takılan vatozu kurtarmak ister. Ama vatoz, kaçarken zehirli iÄŸnesini Kiraz’ın koluna saplar.Japonya’ya dönmeden önce Karagöl DaÄŸlarını da göstermek ister Kiraz konuklarına... Üç arkadaÅŸ, Karagöl’de ilk yokuÅŸu tırmanırken yorgun topraklar, sinsice tutunduÄŸu yeri bırakır ansızın kaymaya baÅŸlar.SÄ°NAN’IN MEMLEKETÄ°Birbirine tıpatıp benzeyen Kuzen B ve Kuzen K, “organik kuzenler†olarak memleketleri Kayseri’yi gezmekte ve “podcast yayınıâ€nı da bu kentten yapmaktalar. Merkezdeki gezilerine SoÄŸanlı Vadisi’ni ekleyeceklerdir.“Organik insanlığın saklandığını düşündüren†bir ilgiyle karşılandıkları YeÅŸilhisar’dan kiraladıkları araçla yola düşerler. Ancak kaza geliyorum diyecek, anayolun epey dışında araç yan yatacak, telefonları da savrulup gidecektir. Biri araçta sıkışırken öteki bir kokunun ardına düşüp yardım aramaya koÅŸacaktır. Uzaklarda bir yerde kanatılan gilaburu reçelinden yükselen kokudur bu. Gilaburunun yalnızca reçeli var bu öyküde.Ä°PEK ÅžEHÄ°RÄ°pekböceÄŸi yetiÅŸtiriciliÄŸiyle hayatını kazanan bir aileye konuk oluyoruz ÅŸimdi de. Diyarbakır’dayız. Ä°pekböceÄŸinin kelebek olamayışına gönlü bir türlü razı olmayan GüneÅŸ, son zamanlarda evden sessizce çıkmakta, bir süre sonra kan ter içinde dönmektedir. Ä°ÅŸten mi kaçmaktadır ya da?..Abisi izlemek ister ama hızına yetiÅŸemez. BaÅŸka bir gün arkadaşının motosikletini alır. Yine kan ter içindedir GüneÅŸ. Atletizm takımının seçmelerine hazırlanmaktadır. Abisi, “kozadan çıkmak, kelebek olup uçmak isteyen†kardeÅŸinin sırdaşıdır artık.Seçmeleri kolay kazanır GüneÅŸ. Yorulmak bilmezliÄŸine antrenörünün de aklı ermeyecektir. Güneş’in gücü, koÅŸmadan önce yediÄŸi çerezde saklıdır.KAHRAMANLAR ÅžEHRÄ°Åžimdi de kapya biberin anayurdu Çanakkale’deyiz. Antik kent Troya’dan sonra Yenice’nin kapya bahçelerine uzanıyoruz. Sirk baÅŸladı bile. Kapyalı omletiyle namlı Hasan Ustanın mutfaktaki cevizlerinin birer ikiÅŸer yok oluÅŸu, akrobatlardan birinin yere sert iniÅŸi, palyaço zor duruma düşünce sahneye fırlayan patenli kızın ardından sirkin son günü, kusursuz bir gösteriye sahne olmuÅŸtur. Rahat bir soluk alınacakken mutfaktan yükselen dumanlar ve yerde hareketsiz yatan Hasan Usta.Kitabı kapatmak üzereyken karşımıza çıkan “Yol ölçme!†uyarısı sevincin ve mutluluÄŸun ulaşılacak bir istasyon deÄŸil yolculuÄŸun kendisi olduÄŸunu anımsatıyor. Çok okuyan mı çok gezen mi? Kitapların çıkardığı yolculukları düşününce derim ki ilkin Ä°ÅŸaretlerin PeÅŸinde’yle sonra her birine uÄŸrak vererek tanıyalım kentlerimizi.Ä°ÅŸaretlerin PeÅŸinde / Ãœlker Kurtcan / Sia Kitap / 167s. / 12+ / 2020.
Y. Bekir Yurdakul / Cumhuriyet Kitap Eki
Tekin Sönmez: ‘Roman estetik ölçüt ister!’
Gelincik Günler Boğa Dağları Tekin Sönmez’in yedinci romanı. Beş bölümden oluşan romanın ilk bölümünde baş karakter Saklı Derviş Paşa ve Erzurum işleniyor. İkinci bölümde Paşayı, derviş rolüyle Rus ordusu içinde görüyoruz. Saklı Paşa ve sonu için okuru hazırlayan yeni karakterler üçüncü bölümde devreye giriyorlar. Son iki bölüm savaş ve barış düzlemiyle gelişip sonuçlanıyor.
/Archive/2021/1/21/235447065-ic.jpg- Gelincik Günler BoÄŸa DaÄŸları, sosyal antropoloji, tarih felsefesi ve edebiyata birlikte deÄŸiyor.Edebiyatın sunduÄŸu toplumsal çatışkı ve sanatsal haz duyumunun, tarih felsefesi açısından öğretici bir yanı vardır.- Kitap adları, ilk açış tümceleri konusunda Ä°ngilizce araÅŸtırma yazıları okudum. Gelincik Günler BoÄŸa DaÄŸları baÅŸlığında çok anlamlılık var. Buna neden gerek gördünüz?Ezberletilen dışında gerçek var. Türkçenin anayurdu Konya, Çatalhöyük BoÄŸa DaÄŸları, Türkiye’yi kucaklar, Erzurum ve Kars’ı içine alır. Bu Türkiye’dir, küçümsemek olmaz. PaÅŸa’nın bilinç akışı orada canlanır. Napolyon orduları, Moskova önleri, kar, kış, yaÅŸanan olaylar.- Romanı okuyanlardan soru var mı, yok mu? Merak edilen nedir?Birkaç yıl önce dil konusunda gönenç verici sözlerle Ankara Düşerken Erzurum ve Bardez Baldooruk romanına aidiyet tanısı koydu Sayın Binyazar. Bir romanı böyle alırsanız otobiyografik anlam çıkar.- Bu açıdan verilecek örnekler var mı?Roman kendi ögelerini ister. Buddenbrook Ailesi aidiyet romanı mı? Thomas Mann bu nedenle mi Nobel aldı? Örnekleri çoÄŸaltabiliriz. Tanımlama estetik sanattır. Ankara Düşerken Erzurum ve Bardez Baldooruk Ailesi’ne Cengiz GündoÄŸdu etik, estetik açıdan baktı ve tanımladı. (GerçekçiliÄŸin EstetiÄŸi, s.253) Gelincik Günler BoÄŸa DaÄŸları da bu tür bir bakış ister.- Aidiyet yorumu o kadar önemli mi? Romanda savaÅŸ olayları da var.Ögeleriyle roman estetik ölçüt ister. Cengiz GündoÄŸdu diyor ki: “Romanı oluÅŸturan öğelerin ayrıştırılmasıyla /../ o roman gerçekte var kılınırâ€. Bu yoksa, kullanmalık metin konumuna düşer roman. Ayrıca savaÅŸ romanı deÄŸil, ögeleriyle düşünen insanı, Türkiye boyutunu evrensel düzleme çeker. Åžaşırtmacalı ikilikle kimlik sorunu yaşıyor okur. Kimlik deÄŸildir, inanç kiÅŸisel etkinliktir. Yazınsal algı, Türkçe için felsefe ve bilim dili, düşünsel kimliktir.Gelincik Günler BoÄŸa DaÄŸları / Tekin Sönmez / Nis Media / 448 s. / 2020.
Emel Aydın
Mobil büfelerin yasaklanmasının ardından İBB'den ilk açıklama
Tarım ve Orman Bakanlığı, ekmek satışına ilişkin yayımladığı genelgede mobil araçlarda ekmek satışını yasakladı. Yasağın ardından İBB sosyal medya hesabı üzerinden mobil büfelere ulaşılabilecek adresleri paylaştı.
Tarım ve Orman Bakanlığı, ekmek satışına ilişkin yayımladığı genelgede mobil araçlarda ekmek satışını yasakladı. Bakanlığın yayımladığı genelge ile İBB'nin mobil ekmek büfelerinde ekmek satışı yasaklanmış oldu.Genelgenin gündem olmasının ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesi sosyal medya hesabından yanıt gecikmedi.Belediye paylaştığı görsel ile İstanbulluların mobil büfelere ulaşabileceği adresleri aktardı./Archive/2021/1/21/232544398-screenshot1.png
cumhuriyet.com.tr
Covid-19: Macron, Fransa'da üniversite öğrencilerine kısıtlamalar döneminde 1 euro'ya yemek sözü verdi
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, koronavirüs kısıtlamaları süresince tüm üniversite öğrencilerine 1 euro'ya günde iki öğün yemek sözü verdi.
EPAFransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, koronavirüs kısıtlamaları süresince tüm üniversite öğrencilerine 1 euro'ya günde iki öğün yemek sözü verdi.Kısıtlamalar döneminde maddi sorunlar ve yalnızlıkla karşı karşıya olduklarını ifade eden öğrenciler bir süredir protestolar yapıyor ve hükümetin daha fazla yardım etmesi talebinde bulunuyordu.Perşembe günü Paris'te Saclay Üniversitesi öğrencileriyle bir araya gelen Macron, "Daha fazla destek sağlamamız lazım" dedi.Fransa'da son haftalarda koronavirüs vakalarındaki artış nedeniyle sokağa çıkma yasağının uygulandığı saatler uzatılarak 18.00-06.00 arasında uygulanmaya başlanmıştı.Macron ayrıca öğrencilere psikolojik destek ve ruh sağlığı için destek sağlanacağını, bu konuda yardıma ihtiyaç duyanların, kendilerine verilecek kuponları kullanabileceklerini belirtti.İndirimli yiyeceklerin ise üniversite kantinlerinden veya kampüs yakınlarındaki paket servislerinden alınabileceğini söyledi.Öğrenciler, hükümetten daha fazla yardım talebiyle dün gösteri yapmış, ayrıca salgına karşı uygulanan kısıtlamalar nedeniyle ruh sağlığı sorunlarının arttığına dikkat çekmişti.Reuters'Hiç umudumuz yoksa, ne kaldı elimizde?'Üniversite psikologları, izolasyon, aktivite eksikliği ve iş bulma kaygılarının öğrencileri yıkıma sürüklediği uyarısında bulunuyor.Montpellier'de okuyan 19 yaşındaki öğrenci Ryan Kennedy, "Eylül'den beri küçük bir dairede tek başıma yaşıyorum. Hayatımda ilk kez yalnız kaldım" diyerek, "ruh sağlığı sorunu ile başa çıkmaya çalışan" arkadaşlarından sürekli telefon aldığını vurguluyor.Strasbourg'da siyaset bilimi okuyan Heidi Soupault, geçen hafta Macron'a gönderdiği mektupta, "Artık hiçbir hayalim yok. 19 yaşında geleceğe dair hiç umudumuz yoksa, ne kaldı elimizde?" diye yazmıştı.Protesto gösterisine katılan çoğu öğrenci, üniversitelerde yüz yüze eğitime başlanmasını talep ediyor.Bazı birinci sınıf öğrencileri 25 Ocak'tan itibaren kısmen derslikte eğitime başlayacak. Ancak Macron, gerekli tedbirler alınarak tüm öğrencilerin haftada bir gün kampüse gitmesine izin verilmesi gerektiğini söyledi.Fransa'da Aralık ayından beri sokağa çıkma yasağı uygulanıyor. 16 Ocak'ta da yasak saatleri genişletildi.Bar, restoran, tiyatro, sinema ve kayak merkezleri kapatıldı. Okullar ise ekstra test olanakları sağlanarak açık tutuldu.
BBC Türkçe
Erol Bulut: “Mesut Özil’i en kısa sürede aramızda göreceÄŸizâ€
Fenerbahçe’de teknik direktör Erol Bulut, maç sonu yeni transferleri Mesut Özil ile ilgili konuştu
Süper Lig’in 20. haftasında DG Sivasspor ile deplasmanda 1-1 berabere kalan Fenerbahçe’de teknik direktör Erol Bulut, maç sonu yeni transferleri Mesut Özil ile ilgili konuÅŸtu. Bulut, “YavaÅŸ yavaÅŸ antrenmanlara baÅŸlayacaktır. Zaten Ä°ngiltere’de antrenman yaptığını biliyorduk. Sadece maç eksiÄŸi var. En kısa zamanda kendisini aramızda göreceÄŸiz†dedi.Fenerbahçe Teknik Direktörü Erol Bulut, Sivasspor ile 1-1 berabere kaldıkları maçın ardından düzenlediÄŸi basın toplantısında konuÅŸtu. Bulut, “Bugün Sivasspor deplasmanından üç puan almak isterdik. Bir puan aldık. Tabii her puan bizim için önemli. Hele böyle Sivasspor gibi zor bir deplasmanda. Fenerbahçe camiasına karşı yanlış yapılan olaylar var. Bunları bakanımız olsun, biz olsun, sportif direktörümüz olsun dile getiriyoruz. Bu deÄŸiÅŸmediÄŸi sürece zaten bu tutum bu ÅŸekilde devam edecek†diye konuÅŸtu.“MESUT EN KISA ZAMANDA ARAMIZA KATILACAKâ€Mesut Özil transferi ile ilgili yöneltilen soruya Bulut, “Bir karantina süreci var. O bittiÄŸinde her ÅŸey istediÄŸimiz ÅŸekilde geliÅŸtiÄŸinde aramıza en kısa sürede katılacaktır. Karantinadan dolayı 10-12 gün çalışmadı. Zaten aramıza geldiÄŸinde 16 gün olacak. YavaÅŸ yavaÅŸ antrenmanlara baÅŸlayacaktır. Zaten Ä°ngiltere’de antrenman yaptığını biliyorduk. Sadece maç eksiÄŸi var. En kısa zamanda kendisini aramızda göreceÄŸiz†diye cevap verdi.Havanın soÄŸuk olması ile ilgili yöneltilen soruya ise Erol Bulut, ÅŸu yanıtı verdi:“SoÄŸuk ilk 20-25 dakika bizi etkiledi. Alışma süreci biraz sürdü. Tabii bir hayli eksiklerimiz var. Onların da eksikliÄŸini hissettik. Her zaman söylediÄŸim gibi hiçbir bahaneye sığınmıyorum. Sonuçta biz Fenerbahçe olarak 11 kiÅŸi sahaya çıktığımızda her maçı kazanmak için çıkıyoruz.â€
Ä°HA
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç: Takımdan ayrılacaklar da var, gelecekler de
Koç transferle ilgili olarak, "Ayrılacaklar da var gelecekler de olacak. İsimleri var ama zamanı geldiğinde söylenir" dedi.
Fenerbahçe Kulübü BaÅŸkanı Ali Koç önemli açıklamalarda bulundu..Fenerbahçe BaÅŸkanı Ali Koç, Sivas'ın kendileri için özel bir yer olduÄŸunu belirterek, "Sivas bizim için, Fenerbahçeliler için özel bir yerdir. Ben Sivas'ı, Anadolu'nun Kadıköy'ü diye tanımlarım. Burada 3 puan almak zor. Zor bir deplasman. Bugün hava ÅŸartları ve soÄŸuÄŸu eklediÄŸimiz zaman zaten zor olacağını da biliyorduk. 1-1 maçın hakkı diye düşünüyorum. Buradan 1 puan almak da önemlidir. Buradan alınan 1 puanın deÄŸeri sezon sonunda daha da belli olacak. Mecnun baÅŸkana ve yönetim kuruluna her zaman olduÄŸu gibi sıcak misafirperverliÄŸi için de teÅŸekkür ederim. Yıllardır da böyle gidiyor. Ä°nÅŸallah bu iki kulüp arasındaki iliÅŸki bu ÅŸekilde devam eder" dedi. "FEDERASYONUN HAKKINI VERMEK LAZIM"Maçın baÅŸlama saatiyle ilgili yöneltilen soruya da Koç, "Bizim maç saati ile ilgili bir talebimiz olmaz. Hangi saatte söylenirse gidip oynarız. Erzurum'da da 16.00'da oynadık. Kısmet böyleymiÅŸ. Burada federasyona yardımcı olmak lazım. Çünkü inanılmaz yoÄŸun bir takvimi yönetmeye çalışıyorlar. Ben baktığım zaman bile yoruluyorum. Dolayısıyla sabah saatlerinde olsa 3-5 derece daha hava sıcak olacaktı ama burada tartışmaya mahal verecek bir durum olduÄŸunu sanmıyorum. Çok zor ÅŸartlarda bir takvim yapmaya çalışıyorlar. Biliyorsunuz zaman zaman yeri geldiÄŸinde federasyon hakkında düşüncelerimi açık açık söylerim. Ama bu konuda da hakkını vermek lazım. Bize 19.00'da oynanacak dendi ve biz de çıktık maçımızı oynadık" yanıtını verdi. Bir gazetecinin 'takımdan ayrılacak ve gidecekler var mı? sorusunu ise Koç, "Ayrılacaklar da var gelecekler de olacak. Ä°simleri var ama zamanı geldiÄŸinde söylenir" diye cevapladı.Â
DHA
Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan İBB'nin mobil ekmek büfelerine yasak!
Tarım ve Orman Bakanlığı, ekmek satışına ilişkin yayımladığı genelgede mobil araçlarda ekmek satışını yasakladı. Bakanlığın yayımladığı genelge ile İBB'nin mobil ekmek büfelerinde ekmek satışı yasaklanmış oldu.
Tarım ve Orman Bakanlığı, pazarlar dışında seyyar ekmek satışını yasaklayan bir genelge yayınladı. Genelgeye göre, mobil araçlarda ekmek satışı yasaklandı.Yayınlanan genelge ile birlikte artık pazarlar dışında seyyar araçlar ve mobil araçlar ile manav, kasap ve sokaklarda ambalajsız veya ambalajlı ekmek, diğer ekmek çeşitleri ve pide satışı yapamayacak./Archive/2021/1/21/221442194-esriywuxuaefl7m.jfifGenelgeyi sosyal medya hesabından paylaşan İBB İYİ Parti Grup Başkan Vekili İbrahim Özkan," Tarım ve Orman Bakanlığı, ekmek satışına ilişkin genelge yayınladı! Halkın ekmeğiyle oynamaya devam ediyorlar.Bu genelgeyle Tarım Bakanlığı mobil araçlarda ekmek satışını da yasaklamış oldu" ifadelerini kullandı./Archive/2021/1/21/221408975-2.png"AKP VE MHP YETMEDİ, BAKANLIK DEVREYE GİRDİ"CHP İstanbul İl Başkan Yardımcısı İbrahi Kıran ise konuya ilişkin sosyal medya hesabından şunları söyledi:"AKP-MHP Meclis grubunun engellemeleri yetmiyor, şimdi de bakanlık devreye giriyor.Tarım ve Orman Bakanlığı, İBB'nin mobil büfeler ile ekmek satışını yasaklayan genelge yayınladı. Halkın ekmeğiyle oynamayın!!Kızılay’ın böyle dağıtım yapmasına sesi çıkmayan Tarım Orman bakanlığı İstanbul Halk ekmeğin mobil büfelerini yasaklamış."/Archive/2021/1/21/221426335-1.png
cumhuriyet.com.tr
Sansüre devam, Katarlı yayıncı yine 'adil olmadı'
Sarı lacivertli oyuncular ve teknik direktör Erol Bulut, röportaja geçen hafta olduğu gibi "Be Fair (Adil Olun)" yazılı tişörtlerle çıktı.
Fenerbahçe ile yayıncı kuruluş arasındaki gerginlik Demir Grup Sivasspor maçında da devam etti. Yayıncı kuruluş yine Fenerbahçe’nin maç öncesi röportajlarını yayınlamadı.Sarı lacivertli oyuncular ve teknik direktör Erol Bulut, röportaja geçen hafta olduğu gibi "Be Fair (Adil Olun)" yazılı tişörtlerle çıktı.Yayıncı kuruluşa açıklamalar yapılmasına karşın, açıklamalar Ankaragücü maçının öncesinde ve sonrasında olduğu gibi yayınlanmadı.
cumhuriyet.com.tr