Covid: 10 ay sonra komadan uyandı, hastanede iki kez koronavirüse yakalandı, salgını bilmiyor
İngiltere'nin Burton kasabasında geçen yıl Mart ayında evinin önünde bir aracın kendisine çarpması sonucu beyin travması geçiren bir kişi, 11 ay sonra komadan uyandı. Ülkede karantina kısıtlamalarının başladığı tarihten 3 hafta önce komaya giren 19 yaşındaki Joseph Flavill, hastanede iki kez koronavirüse yakalanmasına rağmen, Covid-19 pandemisini bilmiyor.
İngiltere'nin Burton kasabasında geçen yıl Mart ayında evinin önünde bir aracın kendisine çarpması sonucu beyin travması geçiren bir kişi, 11 ay sonra komadan uyandı.Ülkede karantina kısıtlamalarının başladığı tarihten 3 hafta önce komaya giren 19 yaşındaki Joseph Flavill, hastanede iki kez koronavirüse yakalanmasına rağmen, Covid-19 pandemisini bilmiyor.Ailesi, komadan çıktıktan sonra iyileştirme belirtileri gösteren Flavill'in henüz konuşamadığını, sorulanlara gözlerini "Evet" ya da "Hayır" anlamında bir veya iki kez kırparak yanıt verdiğini söylüyor.Aralık'taki doğum gününde hastanede annesiyle bir kez görüştürülen Flavill'in daha sonra kimseyle teması olmadığı belirtiliyor.Hâlâ konuşamıyorTeyzesi Sally?Flavill?Smith, Joseph Flavill'in dünya genelinde 2,2 milyondan fazla insanın ölümüne yol açan koronavirüs salgınından haberi olmadığını söyledi.Smith, "Zoom görüşmeleri yapıyoruz. İyileşme belirtileri göstermesine rağmen hâlâ konuşamadığı için şimdi pandemi hakkında bir fikri olup olmadığını bilmiyoruz" dedi.Ailesi Flavill'in tedavisi için internetten başlattığı kampanyada şimdiye kadar 32 bin sterlin (yaklaşık 43 bin dolar) yardım toplandığı belirtiliyor
BBC Türkçe
Boğaz kuruluğu vardı, kulaklığını yuttuğu ortaya çıktı: 'Neyse ki pili bitmiş'
ABD'de boğaz kuruluğu şikayetiyle doktora giden adamın kablosuz kulaklığının tekini yuttuğu ortaya çıktı. Kulaklık endoskopiyle çıkarılırken, pilinin bitmiş olduğu ve böylece adamın yemek borusundan müzik sesleri gelmediği belirtildi.
ABD'nin Massachusetts eyaletinde yaÅŸayan Bradford Gauthier, dün, boÄŸazında kuruluk ve göğsünde aÄŸrı ile uyandı. "Sabah bir bardak su içmeye çalıştığımda boÄŸazımdan aÅŸağı inmiyordu, bu yüzden lavaboya geri tükürmek zorunda kaldım" diyen Gauthier, bir gün önce kar kürediÄŸi için soÄŸuk algınlığı geçirdiÄŸini düşündüğünü ancak gerçeÄŸin bambaÅŸka çıktığını söyledi. Sputnik'in aktardığına göre, bir önceki gece uykuya dalmak için kullandığı kablosuz kulaklığının tekini bulamayınca onu yutmuÅŸ olabileceÄŸi düşüncesinin aklını kemirdiÄŸini söyleyen Gauthier, hastaneye gittiÄŸinde teorisinin doÄŸru olduÄŸu ortaya çıktı. Gauthier, hastanede çektirdiÄŸi röntgen filminde, kaybolan kulaklığının yemek borusunda olduÄŸunu gördü. Kulaklık endoskopi ile çıkarılırken Gauthier'in saÄŸlık durumunun iyi olduÄŸu belirlendi. Yemek borusundayken kulaklığın pilinin bittiÄŸini belirten Gauthier, böylece vücudundan müzik sesleri gelmediÄŸini söyledi. Gauthier, kulaklığın artık eskisi kadar ses vermediÄŸini de söyleyerek, "Uyurken kablosuz kulaklık kullanıyorsanız dikkatli olun, sabah nereden çıkacaklarını asla bilemezsiniz" dedi.Â
cumhuriyet.com.tr
Oyuncu Elit İşcan'na cinsel saldırıda bulunduğu iddia edilen Efecan Şenolsun'a 10 yıla kadar hapis talebi
Aynı dizideki rol aldığı Elit İşcan'a karşı cinsel saldırıda bulunduğu iddiasıyla yargılanan oyuncu Efecan Şenolsun'un davasında savcı, esas hakkındaki mütalaasını açıkladı. Mütalaada tutuksuz sanık Şenolsun'un “Cinsel saldırı" suçundan 10 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması istenirken “Alenen hakaret" suçundan beraati talep edildi.
Anadolu 19. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruÅŸmaya tutuksuz sanık Haydar Efecan Åženolsun ve avukatları katıldı. DuruÅŸmada müşteki Elit Ä°ÅŸcan ile avukatı da yer aldı.AYNI DÄ°ZÄ°DE ÇALIÅžIYORLARDIEsas hakkındaki mütalaasını açıklayan duruÅŸma savcısı, müşteki Elit Ä°ÅŸcan ile sanık Efecan Åženolsun'un 7 Haziran 2018 tarihinde 'YaÅŸamayanlar' isimli dizide aynı sette beraber çalıştıklarını belirtti. Müşteki Ä°ÅŸcan'ın olay günü karavanda beklediÄŸi sırada aralarında tartışma yaÅŸandığı belirtilen mütalaada, Elit Ä°ÅŸcan'ın dışarı çıktığı, sanığın da peÅŸinden giderek müştekiye cinsel tacizde bulunduÄŸu ve hakaret ettiÄŸi iddiasıyla dava açıldığını söyledi. 1 SUÇTAN BERAATÄ° Ä°STENDÄ°Müştekinin hakaret iddiasına iliÅŸkin herhangi bir delil elde edilmediÄŸini belirtilen mütalaada, kovuÅŸturma aÅŸamasında dinlenen tanıkların da bu iddiayı doÄŸrulamadığı vurgulandı. Mütalaada sanık Efecan Åženolsun'un bu sebeplerle “Alenen hakaret" suçundan beraat etmesi istendi. TANIK CÄ°NSEL SALDIRIYI DOÄžRULADISanığın, müştekiye cinsel tacizde bulunmasıyla ilgili mütalaasını açıklayan savcı, kovuÅŸturma aÅŸamasında dinlenen bir tanığın bu iddiayı doÄŸruladığını kaydederek sanığın üzerine atılı cinsel saldırı suçunu iÅŸlediÄŸini belirtti. Mütalaada “İddianamede her ne kadar eylemin insanların toplu olarak bir arada yaÅŸama zorunluluÄŸunun bulunduÄŸu ortamın saÄŸladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle gerçekleÅŸtirildiÄŸi iddia edilmiÅŸse de ortamın bir dizi seti olduÄŸu ve bu ortamın sanığa ayrıca bir kolaylık saÄŸlamadığı" ifadeleri kullanıldı. Sanığın cinsel saldırı suçunu iÅŸlediÄŸinin sabit olduÄŸunu deÄŸerlendiren savcı, sanık Åženolsun'un “Cinsel saldırı" suçundan 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmasını istedi. SUÇLAMAYI KABUL ETMEDÄ°Müşteki Elit İşçan mütalaaya karşı “Aleyhe hususları kabul etmiyorum. Hakaret yönünden de ceza verilmesini talep ediyorum, ÅŸikayetçiyim" dedi. Sanık Åženolsun ise "Suçlamaları kabul etmiyorum, mütalaaya karşı savunma yapmak için süre talep ediyorum" diye konuÅŸtu. Ara kararını açıklayan mahkeme, mütalaaya karşı tarafların savunma hazırlaması için süre vererek duruÅŸmayı erteledi. DuruÅŸmanın ardından müşteki Elit İşçan'ın avukatına sarıldığı ve gözyaÅŸlarını tutamadığı görüldü. Ä°ÅŸcan'a destek için gelen kadınlar, alkışlar eÅŸliÄŸinde adliyeden ayrıldı. İDDÄ°ANAMEDENÄ°stanbul Anadolu Cumhuriyet BaÅŸsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Elit Ä°ÅŸcan ile şüpheli Efecan Åženolsun'un aynı dizide rol aldıkları, 7 Haziran 2018 tarihinde set ekibi ile oturan Elit Ä°ÅŸcan'ın yanına giden Åženolsun'un, ona hakaret ettiÄŸi, bir sahnenin çekimini bekleyen Elit Ä°ÅŸcan'ın yanına giden şüphelinin, İçcan'ın beline sarılarak onu öpmeye çalıştığı iddia ediliyor.Bir baÅŸka sahnenin çekimini bekleyen ÅŸikayetçi Elit Ä°ÅŸcan'ın yanına giden Åženolsun'un, bir anda Ä°ÅŸcan'ın arkasından sarıldığı, uzaklaÅŸmasını önlediÄŸi savunulan iddianamede, Efecan Åženolsun için, "Cinsel saldırı" ve "Alenen hakaret" suçlarından 7 yıl 9 ay 15 günden 17 yıl 4 aya kadar hapis cezası istemiyle cezalandırılması isteniyor. Â
DHA
Duruşma öncesi 8 ülkenin büyükelçilerinden ortak Kavala çağrısı
Osman Kavala'nın yarın yapılacak ikinci duruşması öncesinde Avrupa'daki sekiz ülkenin İnsan Hakları Büyükelçileri "Derhal serbest bırakılması ve uluslararası yükümlülüklere uygun şekilde adil ve şeffaf bir duruşmanın yapılması" çağrısı yaptı. Büyükelçiler ayrıca Türkiye'ye, AİHM kararlarını uygulama çağrısı yaptı. Karara Fransa'nın katılmaması dikkat çekti.
Ä°ÅŸ insanı Osman Kavala'nın devam eden tutukluluÄŸunun Türkiye'de hukukun üstünlüğü konusunda ciddi soru iÅŸaretleri yarattığı belirtilen açıklamada, üç yıldır devam eden tutukluluÄŸun insan haklarının ihlalinin açık göstergesi olduÄŸu belirtildi.'SÄ°VÄ°L TOPLUM BÄ°ZE GÃœVENEBÄ°LÄ°R'Estonya, Finlandiya, Almanya, Lüksemburg, Litvanya, Hollanda, Ä°sveç ve Ä°ngiltere'nin Ä°nsan Hakları Büyükelçileri yayınladıkları ortak bildiride, "Hukukun üstünlüğü, insan hakları ve yargıdaki olumsuz geliÅŸmelerin devam etmesi bizim için büyük endiÅŸe kaynağıdır. Türkiye'de oldukça kısıtlanan sivil toplum, bizim dayanışmamıza güvenebilir" dedi.Büyükelçiler, Avrupa Ä°nsan Hakları Mahkemesi'nin (AÄ°HM) 2019'da Kavala ile ilgili verdiÄŸi kararda hükümsüz tutukluluÄŸunun siyasi gerekçeyle uzatıldığına hükmettiÄŸini, bunun Avrupa Ä°nsan Hakları SözleÅŸmesi'nin ihlali anlamına geldiÄŸini ve acilen serbest bırakılmasına hükmettiÄŸini anımsattı. FRANSA YER ALMADIÄ°lk olarak Ä°sveç'in 1980'lerde Ä°nsan Hakları Büyükelçisi atamasının ardından bugün Avrupa'da 9 ülkenin DışiÅŸleri Bakanlıklarında "Ä°nsan Hakları Büyükelçileri" bulunuyor. Bu insan haklarına taahhütlerini simgeliyor.Bu ülkeler arasında Fransa da yer almasına karşın, Kavala ile ilgili yapılan ortak açıklamaya Fransız Büyükelçinin katılmaması dikkat çekti. Ortak açıklamayı, Almanya Federal Hükümeti Ä°nsan Hakları Komiseri Bärbel Kofler ile aralarında Finlandiya, Ä°ngiltere Ä°nsan Hakları Büyükelçilerinin de bulunduÄŸu hesaplar Twitter hesaplarından duyurdu. Açıklama, Ankara'da bulunan diplomatik kaynaklardan da teyid edildi.Â
ANKA
Fenerbahçe'nin Macar yıldızından Galatasaray açıklaması
Fenerbahçe, Apollon Limassol'dan devre arasında transfer ettği Attila Szalai, TRT Spor'a açıklamalarda bulundu
Fenerbahçe, Apollon Limassol'dan devre arasında transfer ettği Attila Szalai, TRT Spor'a açıklamalarda bulundu. Macar futbolcu Attila Szalai, Fenerbahçe'ye transfer olmasından dolayı son derece mutlu olduğunu ifade etti. 23 yaşındaki futbolcu Szalai "Herkese çok teşekkür etmek istiyorum. Buraya geldiğim ilk andan itibaren çok sıcak bir şekilde Fenerbahçe’de karşılandım. Başarılı bir dönem geçiriyoruz. Bu ailenin bir parçası olduğum için çok mutlu ve gururluyum. Farklı sistemler ama aslında temelde aynıdır. Bazı hareket farklılıkları oluyor ama çok büyük fark olduğunu düşünmüyorum" ifadelerini kullandı.Son haftalarda alınan galibiyetlerle ilgili ise şu cümleleri paylaştı:"Çok mutluyum hem takım olarak başarılı şekilde gittiğimiz hem de parçası olduğumuz için. Bu şekilde devam etmek istiyorum. Çok çalışmak gerektiğine inanıyorum ve başarının böyle geldiğini düşünüyorum. Son haftalardaki başarımızı devam ettirmek istiyoruz." Bu haftasonu oynanacak Galatasaray derbiyle ilgili de Macar futbolcu Szalai "Fenerbahçe-Galatasaray derbisi dünyada çok iyi bilinir. Biz oyuncular da oynamak için sabırsızlanıyoruz. İkinci sorunuza bir şey söylemek istemiyorum, evet teklifler vardı ama şu an buradayım. Gustavo’nun önemini biliyoruz. Herkes kendisinin ne kadar fantastik ve gerçek lider olduğunu biliyor." değerlendirmesinde bulundu.
cumhuriyet.com.tr
'Kırmızı Oda', İsveç'te yayımlanacak
OGM Pictures'ın yapımcılığını üstlendiği "Kırmızı Oda", İsveç'in SVT kanalında izleyicilerle buluşacak. Dizi, orijinal sesi ile Türkçe olarak yayımlanacak.
/Archive/2021/2/4/165537827-kk.jpgGülseren Budayıcıoğlu’nun "Madalyonun İçi" kitabında yer alan yaşanmış öykülerden esinlenen "Kırmızı Oda", yurt dışında izleyiciyle buluşacak.Başrolünde Binnur Kaya'nın yer aldığı dizi mart ayı sonunda İsveç'in SVT kanalında yayımlanacak.Orijinal sesi ile Türkçe olarak ekranlarda olacak diziyi izleyiciler alt yazı seçeneği ile izleyebilecek.Gerçek hikâyelerden esinlenerek TV8 ekranlarında yayınlanan olan 'Kırmızı Oda'da başrol oyuncusu Binnur Kaya, psikiyatri kliniğinin sahibini ve bir psikiyatristi canlandırıyor. OGM Pictures’ın yapımcılığını, Cem Karcı’nın yönetmenliğini üstlendiği dizide psikiyatri kliniğinde doktorların ve onlara başvuran hastaların hayatları anlatılıyor.
cumhuriyet.com.tr
Türkçe Haberler En Son Başlıklar
Ä°zmir'de barajlarda son durum
İzmir'de, pazartesi gecesi başlayan ve ertesi gün de aralıklarla etkisini sürdüren sağanak yağmur, bir günde barajları doldurdu. Ürkmez Barajı tamamen dolarken, Tahtalı, Balçova, Güzelhisar ile Alaçatı Kutlu Aktaş barajlarının su seviyesi büyük oranda arttı. Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, İzmir'de sele neden olan yağmurun, son 100 yılda en çok yağış aldığımız ilk 5 yıldan biri olduğunu söyledi.
İzmir'de pazartesi gecesi başlayan sağanak yağış, hayatı olumsuz etkiledi. Yoğun yağış ile kentin birçok noktasında dere ve logarlar taştı, cadde ve sokaklar dereye döndü. Yağışta, birçok ev ve iş yerini su basarken, çok sayıda araç da sular altında kaldı. Geçen yılki yağışın yüzde 18'i bir günde düştü. Gün içinde metrekareye 126 kilogram yağışın düştüğü İzmir'de, barajlardaki doluluk oranları da 36 saat sonrasında arttı. İzmir'in içme suyunun büyük bir kısmını sağlayan Tahtalı Barajı'nda su seviyesi bir gün içinde yüzde 46,18'den 53,19'a, Balçova Barajı'nın su seviyesi yüzde 70,86'dan 82,68'e, Güzelhisar Barajı'nın su seviyesi yüzde 64,89'dan 74,13'e, Alaçatı Kutlu Aktaş Barajı'nın seu seviyesi ise yüzde 55,54'ten 69,32'ye çıktı. Son dönemde barajlarda düşen doluluk oranlarına can suyu olan bu son yağışı yorumlayan Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, "Bu yağmur yağışı son 100 yılda en çok yağış aldığımız ilk 5 yıla girer" dedi.'KÜRESEL ISINMA DÖNEMLERİNDE EKSTREM OLAYLAR ARTAR'İzmir'in daha önce yaşadığı sel felaketlerinden örnekler veren Prof. Dr. Yaşar, "İzmir'in yaşadığı en büyük sel felaketi 1930 yılındadır. O yıl, 24- 25 ve 26 Ekim'de 3 gün boyunca durmaksızın yağmur yağmış ve yarım tonluk blokları dahi sürükleyip, yolun ortasına bırakmıştır. 1995'te de çok büyük bir sel oldu. O dönem bir günde metrekareye 110 kilogram yağdı. 2006 yılında ise bir günde metrekareye 144 kilogram yağmur düştü. İzmir rekoru budur. Küresel ısınma çok yağış demektir. Küresel ısınma küresel kuraklık getirmez. Küresel ısınma dönemlerinde ekstrem olaylar artar. Hortumlar, kasırgalar artar. Biz her zaman için ya küresel ısınmada ya da küresel soğumada olacağız. Dünyada hiçbir şey alıp başını gidemez. Müthiş bir sistem var. Isıtıcı gazlar kadar soğutucu gazlar da var" diye konuştu.'KANALİZASYONDAN AYRILAN YAĞMUR SULARI BARAJLARDA TOPLANMALI'Mega kentlere mega projelerin yakışacağını söyleyen Prof. Dr. Yaşar, logar kapakları altında biriken yağmur sularının barajlara aktarılması gerektiğini belirtip, "Yağmur suları borularla gitmiyor. Devasa kanallar açmamız lazım. Bu sistemler çok pahalı ama her geçen gün bu daha pahalı gelecek bize. Önünde sonunda yapılması lazım. Alsancak, Bayraklı, Karşıyaka'dan alınan yağmur sularının Çiğli Arıtma Tesisi'ne kadar götürülmesi gerekir. Yurt dışında bu borularda kamyonlar gezer, bizdeki 2,5 metrelik borular artık yetersiz geliyor. Kanalizasyonla yağmur suları 2- 3 yıldır da ayrılıyor. Ama yağmur sularının denize değil, barajlara basılması lazım. Geçen günkü yağışta Balçova ve Ürkmez barajları bir anda doldu. O barajlar Tahtalı'nın 20'de biri kadar ama bir anda doldu. Biz bu küçük barajları Tahtalı'ya çevirebilirsek, çok büyük bir kazanç elde etmiş olacağız. Bir an önce belediye bunun planını yapmalı. Deniz suyunu arıtma planları yapıyorlar. Deniz suyu arıtmak pahalıdır ve doğal su değildir. Yağmur doğanın anne sütüdür, dünyanın en güzel sütüdür, içinde her türlü besin olur. Arıtmaya da gerek kalmaz. Yağmur ve kanalizasyon sularını ayırdıktan sonra doğrudan baraja basılacak. Bu, deniz suyundan arıtılacak sudan 10 kat daha ucuz. Çok da kalitelidir, deniz suyu içilmez. Deniz suyu tarımda kullanılır. Son yağışlar bir örnek oldu. Yağmur sularını barajlara gönderebilirsek, kuraklıktan korkmamıza gerek kalmaz. 2022, 2023 ve 2024'te son bin yılın en kurak dönemini bekliyoruz. Yağmur yüzde 40 eksik yağacak. Geçen sene yüzde 15 eksik yağdı ve bir anda dağıldık. Gelin yağmur sularını barajlara aktaralım ve bu dertten kurtulalım" diye konuştu.
cumhuriyet.com.tr
Dünyanın gözü Boğaziçi'nde: Protestolar büyüyor, gençler karşı çıkıyor
İngiliz Guardian gazetesinde yer alan bir analizde, 2013 yılındaki Gezi Parkı olaylarından bu yana gerçekleşen en kapsamlı protesto dalgası olarak tarif edilen Boğaziçi olaylarında, büyük çoğunluğu öğrenci olan yüzlerce kişinin tutuklandığı belirtildi.
Boğaziçi Ünversitesi'nden Siyaset Bilimi dördüncü sınıf öğrencisi bir genç Guardian'a demecinde, "Şu anda çok öfkeliyiz. Bu sadece Boğaziçili öğrenciler ile sınırlı değil, Türkiye'nin her tarafındaki öğrenciler ve gençler duruma tepkili. Devlet bize polisi kullanarak şiddetli bir şekilde saldırdı. Üniversitemizin nasıl yönetilmesi gerektiğini söylediğimizde bizi farklı etiketlerle karalamaya çalışıyorlar. Türkiye'de ekonomik kriz var ve bu sebeple hükümet oy kaybettiğinin farkında. Amaçları insanları ayrıştırmak" dedi."Z KUŞAĞI, ERDOĞAN'IN GELECEK VİZYONUNU REDDEDİYOR"Guardian'da yer alan analize göre, eski kuşaklar yol ve hastane inşa projeleri için Erdoğan'a minnettar olsa da, Z Kuşağına mensup Türkler son yıllarda siyasi istikrarsızlık ve ekonomik çalkantılarla tanımlanan AKP iktidarı dışında bir hükümet görmedi. Bu durum ise Erdoğan iktidarının karşı karşıya olduğu yeni bir sınavı anlamına geliyor.Analize göre, "Erdoğan'ın 'dindar ve kindar nesil' şeklinde tanımlayarak yetiştirmeye çabaladığı işsiz ve giderek dinden uzaklaşan gençler, Erdoğan'ın Türkiye'nin geleceğine dair vizyonunu reddediyor."2023'TE 5 MİLYON 'YENİ GENÇ' OY KULLANACAKAnalize göre 1990'ların ortaları ile 2010'ların başları arasında doğanlar, Türkiye'deki 82 milyonluk nüfusun %39'unu oluşturuyor ve bu oran 2023 yılında yapılması planlanan bir sonraki genel seçimlerde oy kullanacak olan yaklaşık 5 milyon yeni seçmeni kapsıyor. AKP'nin oy sayısı azalmaya devam ederken bu demografik değişimin siyasi sonuca büyük bir etkisinin olabileceği konuşuluyor.Guardian'a konuşan İstanbul Ekonomi Araştırmaları Genel Müdürü Can Selçuki'ye göre, "Türkiye'deki genç işsizlik oranı şaşırtıcı bir şekilde %29 ve son araştırmalarımız yeni mezun işsizlik oranının %37.9 olduğunu gösteriyor. Bu durum oranın daha da yükselebileceği izlenimini uyandırıyor.""TÜRKİYE ARTIK MERİTOKRASİ İLE YÖNETİLMİYOR"Selçuki'ye göre, "İki şey göze çarpıyor: Bu gençler oldukça bağımsız, düşüncelerini kolay ifade edebilen ve ne istediklerini bilen insanlar. Gezi Parkı olaylarında böyle değildi. İnsanlar çok çalışmaktan ve artık bu şekilde devam edememekten şikayetçi, çünkü Türkiye artık meritokrasi sistemi ile yönetilmiyor."
cumhuriyet.com.tr
Dünyanın gözü Boğaziçi'nde: Protestolar büyüyor, gençler Erdoğan'a kazan kaldırıyor
İngiliz Guardian gazetesinde yer alan bir analizde, 2013 yılındaki Gezi Parkı olaylarından bu yana gerçekleşen en kapsamlı protesto dalgası olarak tarif edilen Boğaziçi olaylarında, büyük çoğunluğu öğrenci olan yüzlerce kişinin tutuklandığı belirtildi.
Boğaziçi Ünversitesi'nden Siyaset Bilimi dördüncü sınıf öğrencisi bir genç Guardian'a demecinde, "Şu anda çok öfkeliyiz. Bu sadece Boğaziçili öğrenciler ile sınırlı değil, Türkiye'nin her tarafındaki öğrenciler ve gençler duruma tepkili. Devlet bize polisi kullanarak şiddetli bir şekilde saldırdı. Üniversitemizin nasıl yönetilmesi gerektiğini söylediğimizde bizi farklı etiketlerle karalamaya çalışıyorlar. Türkiye'de ekonomik kriz var ve bu sebeple hükümet oy kaybettiğinin farkında. Amaçları insanları ayrıştırmak" dedi."Z KUŞAĞI, ERDOĞAN'IN GELECEK VİZYONUNU REDDEDİYOR"Guardian'da yer alan analize göre, eski kuşaklar yol ve hastane inşa projeleri için Erdoğan'a minnettar olsa da, Z Kuşağına mensup Türkler son yıllarda siyasi istikrarsızlık ve ekonomik çalkantılarla tanımlanan AKP iktidarı dışında bir hükümet görmedi. Bu durum ise Erdoğan iktidarının karşı karşıya olduğu yeni bir sınavı anlamına geliyor.Analize göre, "Erdoğan'ın 'dindar ve kindar nesil' şeklinde tanımlayarak yetiştirmeye çabaladığı işsiz ve giderek dinden uzaklaşan gençler, Erdoğan'ın Türkiye'nin geleceğine dair vizyonunu reddediyor."2023'TE 5 MİLYON 'YENİ GENÇ' OY KULLANACAKAnalize göre 1990'ların ortaları ile 2010'ların başları arasında doğanlar, Türkiye'deki 82 milyonluk nüfusun %39'unu oluşturuyor ve bu oran 2023 yılında yapılması planlanan bir sonraki genel seçimlerde oy kullanacak olan yaklaşık 5 milyon yeni seçmeni kapsıyor. AKP'nin oy sayısı azalmaya devam ederken bu demografik değişimin siyasi sonuca büyük bir etkisinin olabileceği konuşuluyor.Guardian'a konuşan İstanbul Ekonomi Araştırmaları Genel Müdürü Can Selçuki'ye göre, "Türkiye'deki genç işsizlik oranı şaşırtıcı bir şekilde %29 ve son araştırmalarımız yeni mezun işsizlik oranının %37.9 olduğunu gösteriyor. Bu durum oranın daha da yükselebileceği izlenimini uyandırıyor.""TÜRKİYE ARTIK MERİTOKRASİ İLE YÖNETİLMİYOR"Selçuki'ye göre, "İki şey göze çarpıyor: Bu gençler oldukça bağımsız, düşüncelerini kolay ifade edebilen ve ne istediklerini bilen insanlar. Gezi Parkı olaylarında böyle değildi. İnsanlar çok çalışmaktan ve artık bu şekilde devam edememekten şikayetçi, çünkü Türkiye artık meritokrasi sistemi ile yönetilmiyor."
cumhuriyet.com.tr
Altının gram fiyatı 6 ayın en düşüğünde
Altının gram fiyatı, 418,2 lira ile 27 Temmuz 2020'den bu yana gördüğü en düşük seviyeye geriledi. Çeyrek altın 687 lira, Cumhuriyet altını 2.808 liradan satılıyor.
/Archive/2021/2/4/130756662-altin.jpgDün dolar kuru ve altının ons fiyatındaki gerilemeye paralel değer kaybeden gram altın, günü bir önceki kapanışın yüzde 0,6 altında 422,2 liradan tamamladı.Gram altın, yeni güne de değer kaybıyla başlamasının ardından 27 Temmuz 2020'den bu yana en düşük seviyesi olan 418,2 lirayı gördü ve saat 11.20 itibarıyla önceki kapanışın yüzde 0,8 altında 418,7 lirada dengelendi. Aynı dakikalarda çeyrek altın 687 lira, Cumhuriyet altını da 2.808 liradan satılıyor.Altının ons fiyatı, şu dakikalarda önceki kapanışa göre yüzde 0,5 düşüşle 1.823 dolar seviyesinden alıcı buluyor.Analistler, dolar endeksi ve ABD 10 yıllık tahvil faizlerindeki yükselişlerin etkisiyle altının ons fiyatındaki düşüş eğiliminin üçüncü güne taşındığını bildirdi.Yurt içinde, ekonomi yönetiminin piyasa dostu adımları ve Merkez Bankası'nın sıkı duruşu ile dolar kurundaki düşüşün devam ettiğini vurgulayan analistler, dolar kurunun, yabancı finansal kuruluşların Türk lirası uzun pozisyonlarında hedef gösterdikleri 6,85 seviyesine inilebileceğini, bu durumda altının gram fiyatının düşüş eğilimini sürdürmesinin beklenebileceğini söyledi.Analistler, bugün, yurt içinde haftalık para ve banka istatistikleri ile reel efektif döviz kuru, yurt dışında ise İngiltere Merkez Bankası'nın faiz kararı ve ABD'de fabrika siparişleri başta olmak üzere veri gündeminin takip edileceğini belirterek, teknik açıdan altının ons fiyatında 1.860 doların direnç, 1.800 doların destek konumunda olduğunu kaydetti.
AA
Kış olimpiyatlarına boykot çağrısı
180’den fazla insan hakları örgütü, Çin’in insan haklarını ihlallerini protesto etmek için Pekin 2022 Kış Olimpiyatları’nın boykot edilmesi çağrısında bulundu.
180’den
fazla insan hakları örgütü, Çin’in insan haklarını
ihlallerini protesto etmek için Pekin 2022 Kış Olimpiyatları’nın
boykot edilmesi çağrısında bulundu.
BaÅŸta
Tibet, Tayvan ve Hong Kong’daki bölgesel dernekler olmak üzere
toplamda 180 insan hakları örgütünün oluşturduğu koalisyon
gelecek düzenlenecek Pekin 2022 Kış Olimpiyatları’nın Çin’den
alınması için ortak bir bildiri yayınladı. Guardian’da yer
alan haberde, çeşitli gruplardan oluşan koalisyon Uluslararası
Olimpiyat Komitesi’ni (IOC) göreve çağırırken oyunların
boykot edilmesini talep etti. Yayınlanan bildiride, ‘’ IOC,
bizleri 2008’de dinlemeyi reddetti ve kış olimpiyatları için
Çin’in seçilmesini insan haklarının iyileştirilmesinin bir
adımı olarak gördü. Ancak alınan kararın yanlış olduğu
ortaya çıktı ve Çin insan hakları konusunda daha büyük
ihlallere imza attı. Daha da kötüye giden insan hakları ihlalleri
karşısında harekete geçmeyi reddeden IOC’yi hâlâ aynı
konumda görüyoruz. ‘’ ifadeleri kullanıldı.
Ä°nsan
Hakları İzleme Örgütü’nün (HRW) Çin Direktörü Sophie
Richardson yaptığı açıklamada şunları söyledi, ‘’ IOC,
Çinli yetkililerin keyfi olarak Uyguları ve diğer Müslümanları
tutukladığını, devlet gözetimini genişlettiğini ve çok sayıda
muhalifi susturduğunu biliyor. ‘’
cumhuriyet.com.tr