6. Attilâ İlhan Edebiyat Ödülleri
Attilâ İlhan Bilim, Sanat ve Kültür Vakfı tarafından Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları desteğiyle Attilâ İlhan Edebiyat Ödülleri’nin bu yıl altıncısı düzenleniyor.
Yarışma kapsamında 2020 yılında yayımlanmış bir ÅŸiir kitabı ve bir romana “Attilâ Ä°lhan Edebiyat Ödülüâ€; ayrıca 30 yaÅŸ altı erkek ve yaÅŸ sınırlaması olmaksızın kadın yazarlara da ilk roman ve ilk ÅŸiir kitabı için “Vakıf Özel TeÅŸvik Ödülü†verilecek. Yarışmaya baÅŸvurular 19 Haziran’a kadar devam edecek.Yarışmanın Attilâ Ä°lhan Edebiyat Ödülleri’nin, Onursal BaÅŸkanlığı’nı DoÄŸan Hızlan’ın üstlendiÄŸi, baÅŸkanlığında ise Mehmet EroÄŸlu’nun yer aldığı Roman Seçici Kurulu’nun üyeleri; Deniz Yüce BaÅŸarır, Faruk Şüyün, Seval Åžahin ve aile adına Ali Cem Ä°lhan.Åžiir Seçici Kurulu’nun BaÅŸkanı Metin Celal; üyeler ise A. Ali Ural, Adnan Özer, TuÄŸrul Tanyol ve aile adına Kerem Alışık.Yarışmaya katılacak ÅŸair-yazar ya da yayınevlerinin, hangi kategoriden aday olunduÄŸunu belirten (Attilâ Ä°lhan Edebiyat Ödülü ya da Vakıf Özel TeÅŸvik Ödülü) imzalı bir yazı ve kısa özgeçmiÅŸ ile 10 nüsha kitaplarını, 19 Haziran Cumartesi günü akÅŸamına kadar Attilâ Ä°lhan Bilim Sanat ve Kültür Vakfı’nın Sıraselviler Caddesi, Billurcu sokak No:26 kat 2 Taksim, BeyoÄŸlu - 34433 Ä°stanbul adresine teslim etmeleri gerekiyor. Ödül kazanan eserler ise seçici kurulların deÄŸerlendirmesinin ardından kasım ayı içinde açıklanacak.
cumhuriyet.com.tr
VAR çare olmadı, futbolda kaos arttı, kulüpler isyanda, MHK ve hakemler hedefte
Hakem kararlarındaki hataları en aza indirmek ve futbolda güven ile adalet ortamını sağlamak için uygulamaya konan VAR Sistemi, her geçen hafta futbolumuzdaki tartışmaları daha da alevlendiriyor.
Bu sezon Süper Lig’de hem sahadaki hakemlerin hem de VAR hakemlerinin performansı tüm kulüpleri isyan ettirdi. Her hafta tüm maçların ardından futbolcular, teknik adamlar, yöneticiler, baÅŸkanlar; hakem ve VAR kararları için sert konuÅŸuyor. Tepkilerin odak noktasını, benzer pozisyonlara, kendi maçlarında ve rakiplerinin karşılaÅŸmalarında verilen farklı kararlarla doÄŸan standartsızlık oluÅŸturuyor. OFSAYT ÇİZGÄ°SÄ° KAOSUVAR’ın tartışmalı kararlarının başında, ofsayt çizgisi geliyor. Bu sezon; Sivas-Göztepe, G.Antep-F.Bahçe, G.Antep-G.Saray, BeÅŸiktaÅŸ-Göztepe, F.Bahçe-G.Saray ve F.Bahçe-G.BirliÄŸi maçlarındaki gollerde VAR Odası’nda çizilen çizgiler büyük kaos yarattı. Kulüplerin isyanına raÄŸmen ne MHK’den ne de TFF’den, çizginin nasıl çekildiÄŸine dair hiçbir açıklama gelmedi. POZÄ°SYONLAR AYNI, KARARLAR FARKLI Maçlardaki tabanla giriÅŸlere, ayaÄŸa basmalara, ceza sahasında topa elle temaslara, rakiplerin yüzüne gelen dirsek darbelerine verilen sarı-kırmızı kartların yanı sıra penaltılarda maçtan maça çok sayıda farklı karar çıkıyor. NEREDE DEVREYE GÄ°RÄ°YOR?MHK’nin özellikle VAR eÄŸitimlerindeki yetersizliÄŸi dikkat çekiyor. Sezon başındaki seminerlerde hakemlere, ceza sahasındaki hava topu mücadelelerinde yüze, kafaya dirsek-kol müdahalelerinde VAR’ın devreye girmesi söylendi. Ç.Rize-G.Saray, BaÅŸakÅŸehir-Denizli maçlarında, bu uygulanıp penaltı verildi. Ancak ilerleyen haftalardaki, eÄŸitimlerde, VAR’ın, bu pozisyonlara karışmaması istendi. (Trabzon-F.Bahçe maçı Bakasetas-Valencia pozisyonu). ‘PROTOKOL’E SADIK DEĞİLLER!AyaÄŸa basma, ÅŸiddetli hareket, elle müdahale ve penaltı pozisyonlarında hakemlerin eÄŸitimden kaynaklı oluÅŸan kafa karışıklığı nedeniyle VAR hakemlerinde neye devreye girip girmeme konusunda “cezaya girerim, maç alamamâ€Â kaygısı oluÅŸtu. VAR hakemleri, protokol gereÄŸi müdahale etmesi gereken pozisyonda devreye girmiyor, karışmaması gereken pozisyonlarda hakeme izleme tavsiyesi yapıyor. EĞİTÄ°MLER SORUNLU HAKEMÄ°N AKLI KARIÅžIKSeminerlerde, hakemlerin maçlarda verdiÄŸi kararlar üzerinden gösterilen örnek pozisyonların sıkıntı yarattığı öğrenildi. Bazı hakemlerin tartışılan kararları “doÄŸru†diye deÄŸerlendirilirken, baÅŸka bir ismin benzer pozisyona çaldığı düdüğün “yanlış†olarak yorumlanabildiÄŸi kaydedildi. Bu da eÄŸitimde “isme göre yorum†tartışmasını baÅŸlatıyor. ÖDÃœL-CEZA KRÄ°ZÄ°MHK’nin hakemlerin performansı üzerinden uyguladığı ödül-ceza yöntemi kriz yaratıyor. MHK BaÅŸkanı Serdar Tatlı ile yönetimi, bazı maçlarda kamuoyunda çok tartışılan kararlara imza atan hakem ve VAR hakemlerini, ertesi hafta görevlendirip, “Kararın doÄŸru arkandayız†mesajı verdi. Aynı MHK, bazı hakemleri, tartışmalı kararları nedeniyle birçok maç dinlendiriyor (Bahattin ÅžimÅŸek, Tugay Kaan NumanoÄŸlu). Birkaç hakemin, atama yapılmasına raÄŸmen VAR ve sahadaki performansından dolayı görevden geri çekilmesi (Atilla KaraoÄŸlan, Koray Gençerler), maça gittiÄŸi ÅŸehirde otel odasında “karşılaÅŸmadan alındığıâ€nın söylenmesi (Erkan Özdamar) hakemleri daha da tedirgin yaptı. MHK-UILENBERG SINIFTA KALDISezon başında göreve gelen Serdar Tatlı baÅŸkanlığındaki Merkez Hakem Kurulu; VAR, atamalar, eÄŸitimler, ödül-ceza sistemi konusunda sınıfta kaldı. Son 4 sezonda MHK BaÅŸkanlarının sürekli deÄŸiÅŸmesine karşın hakem performanslarının kötüye gitmesi, futboldaki krizi derinleÅŸtiriyor. Tepkilerin odağında MHK EÄŸitim Danışmanı Jaap Uilenberg de var. Hakemlerin performansını iyi bulan Uilenberg’le daha ne kadar devam edileceÄŸi merak  konusu.
Cumhur Önder Arslan
Fenerbahçe iç sahadaki kayıplarla eriyor ama Bulut çözüm bulamıyor
Çok deÄŸil 23 Åžubat günü “Kara Bulutâ€lar baÅŸlığı altında Fenerbahçe’de yaÅŸanan olumsuz geliÅŸmeleri A’dan Z’ye yazmıştım. Aradan geçen 3 hafta içinde deÄŸiÅŸen ne olmuÅŸ, hiçbir ÅŸey.
Bir haftası bir haftasına uymayan bir F.Bahçe izliyoruz. G.Birliği maçında kaybedilen üç puanın yenilir yutulur yanı yok. Sözün bittiği yerdeyiz. Bunun sorumluları kim ya da kimlerse gerekli yaptırımlar başkan Ali Koç tarafından uygulansın. Kalan 10 haftada bugüne kadar ortaya konulan durağan futbolu görmek istemiyoruz. Şampiyonluk kazanılır kaybedilir, ancak 30 milyon taraftarı olan camia inançlı futbolcular görmek ister. Burada işin büyük kısmı teknik direktöre düşüyor. Ancak hoca başarısız. OYUNU OKUYAMIYORDaha iskeleti oluşturamadı. Her hafta ayrı 11’ler, sonradan yapılan klasik oyuncu değişiklikleri. Film hep aynı. Oyunu okuyamıyor. G.Birliği’ne karşı Novak sakatlanmış oyun dışına alınıyor, kenarda Caner Erkin varken Pelkas’tan sol bek yaratmaya çalışıyor. Demek oluyor ki Caner’i Emre Belözoğlu affetmiş, Erol hoca affetmemiş. Gustavo oynadığı maçlarda elleriyle, gözleriyle takım arkadaşlarına bir şeyler anlatmaya çalışıyor. Bu Brezilyalıyı dikkatle izlerseniz F.Bahçe’nin içinde bulunduğu durumu anlarsınız. Ayağına top gelen futbolcu pas verecek kimseleri bulamıyor, Top alacak futbolcular ‘bana gelmesin’ diye köşe bucak kaçıyor. Sorumluluk almıyorlar. Tükenmişlik sendromunun bir göstergesi bu. Yaşanan özgüven kaybı bir an önce giderilmeli. Haftalar öncesinde psikolojik destek şart dedik, görüyorum ki böyle bir uygulama hayata geçirilmemiş. İÇ SAHADA YENİLGİ REKORU KIRDIF.Bahçe yönetiminin Erol Bulut’a verdiği şansları, genç teknik adam iyi değerlendiremedi. Kadıköy’de hiç yaşanmamış mağlubiyetler alındı. (G.Saray’a, Göztepe’ye, Trabzon’a, G.Birliği’ne 21, Beşiktaş’a 15 yıl sonra kaybetti) BEŞİKTAŞ MAÇI SON ŞANSLigde pazar günü Beşiktaş-Fenerbahçe derbisine tanıklık edeceğiz. Beşiktaş, F.Bahçe’ye karşı favori. F.Bahçe için yeniden var olma maçı. Kazanırsa bir ümitle yoluna devam eder, kaybederse işte o zaman takım içi ya da takım dışından gelecek istifaları, görevden almaları sayamayız. Beşiktaş kazanırsa büyük avantaj yakalamış olur. Biliyorsunuz Sergen Yalçın ve öğrencilerine şampiyonluk için fazla şans tanımıyorlardı. Görünen köy kılavuz istemez. Beşiktaş şu ana kadar ligin en istikrarlı takımı.GÖKHAN GÖNÜL DERBİYE ZORFenerbahçe’de G.Birliği maçında sakatlanan Gökhan Gönül’ün, diz iç yan bağ üst yapışma yerinde ve kemiğinde ödem tespit edildiğini açıkladı. Deneyimli oyuncunun Beşiktaş derbisinde oynamasının zor olduğu öğrenildi.
Hilmi Türkay
Kızılırmak Deltası, leyleklerle şenlendi
Doğanca Mahallesi’ndeki 20 dönümlük ormanlık alanda 50 yuva bulunuyor. “Leylek Köyü†diye anılan alanda her yıl 900’ün üzerinde leylek ürüyor.
Samsun’daki Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti’ne, bu yıl da baharla birlikte leylekler gelmeye başladı. “Leylek Köyü†olarak da adlandırılan Bafra ilçesi Doğanca Mahallesi’nde yuvalara yerleşen leylekler yazı burada geçirecek.Avrupa Kuş Alanları Envanteri’ndeki en önemli dört kriterden üçüne sahip UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alan Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti, Türkiye’deki 487 kuş türünden 358’ine ev sahipliği yapıyor. Yaban Hayatı Geliştirme Alanı olan ve Uluslararası Ramsar Sözleşmesi kapsamında koruma altında bulunan 56 bin hektarlık deltada, irili ufaklı 20 göl ile büyük bataklık, sazlık ve ormanlık alanlar bulunuyor. Deltada, leyleklerin daha yakından izlenmesi için kuş gözlem kuleleri bulunuyor. Leylekler ise kendilerini izleyenlere görsel şölen sunuyor.
Cemil CiÄŸerim
Şiddetin ‘Ayna’sı belgeselinde farklı kesimlerden yedi erkeğe mikrofon uzatılıyor
Aysun Karaman: “Şiddet o kadar hassas ve zor bir konu ki gerçekten sayamayacağım kadar fazla yükümlülüğümüz var. En baÅŸta Ä°stanbul SözleÅŸmesi ve 6284 sayılı yasa uygulanmalı. Kadına yönelik ÅŸiddet toplumun bütününü zedeleyen bir insanlık suçudur, medyanın ÅŸiddeti sıradanlaÅŸtıran rolü de sorgulanmalı.â€
Karaman, 28 yaşında, Ege Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümü mezunu. Sinema sektöründeki ilk yolculuğu BKM Mutfak’la başladı. Sonrasında Belçim Bilgin ile çalıştı. “Ülkesini, insanını seven, bunun için ülkesinde kalmayı seçen, bir kadınım. Ben de kendimi yeni yeni tanımlıyor, var ediyorum. Ama umarım iyi bir insan olmayı yaşamım boyunca başarabilirim, kendimden en büyük beklentim bu†diyor.Yönetmen Aysun Karaman, kadına yönelik şiddete erkeklerin gözünden bakabilmek için bir belgesel çekti. YouTube’da yayımlanan “Ayna†adlı belgeselde, çeşitli kesimlerden yedi erkeğe mikrofon uzatıyor. Film, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin hangi köklerden doğduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Karaman’la projesini konuştuk.- Fikir nasıl doğdu, hedef neydi projeye başlarken?Şiddet ve cinayet haberlerinin artmasıyla, içinden çıkılmaz bir travmanın içerisinde olduğumuzu hissettiğim bir anda projemiz başladı, diyebilirim. Aslında proje demek de istemiyorum, var olma mücadelemiz... Hedefse her gün artan ve artık insana nefes aldırmayan şiddet biçimlerini erkekler tarafından dinlemek, neden bunları yaşadığımızı sormak ve neler yapabileceğimizi konuşmaktı. Öyle de oldu.‘BABAM YAPTIYSA...’- Sahada neler yaşadınız, sorun çıktı mı?Birçok kişi çekindi, konuşmak istemedi. Ancak sorularımızı yanıtlayan insanlar tüm içtenliğiyle duygu ve düşüncelerini bizimle paylaştı. Bizim çekincelerimiz olduğu gibi onların da oldu. Ama ben çektiğim insanları yargılamak için değil, onların alanını algılamak ve düşünmek için bu yola çıktım. Bu konuda oldukça açık görüşlüyüm. Ayrılmış bir anne ve bir babanın çocuğuyum. Babam şiddet meyillisi biriydi ama o değişti, dönüştü. Şimdi çok daha kendiyle barışık, her şeyi soran, meraklı, dinleyen, sevgiyle konuşan bir birey. Benim algımda, babam yaptıysa, herkes yapabilirin umudu var. Çünkü sevginin olduğu gibi nefret duygusu da var ve aslında nefretin temelinde korkular, çaresizlik var. Önemli olan bu nefreti dinlemek, algılayıp dönüştürmek. Yoksa konuştuğumuz zaman hepimiz şiddete karşıyız ama temelinde neler var, gerçekten nasıl bu sorunları aşabiliriz, önemli olan bunları konuşabilmek...ÇARESİZLİK SESLERİ- Belgesele dair neler söylemek istersiniz? Nasıl bir tabloyla karşılaştınız? Gelen yanıtları nasıl yorumlarsınız?“Ayna†samimi, güçlü, vurucu bir belgesel. Yola çıkarken bu noktaya geleceğini düşünmemiştim. Ben sadece içimde susmayan çaresizlik seslerime bir soluk vermek, biraz olsun umudu yaşatmak için bu yola girdim. Ekipteki herkes de duyar duymaz ellerinden geleni yaptı. Özellikle yönetmen arkadaşım Deniz Enyüksek’in desteği çok değerliydi. Hatta Deniz’e yönetmenlik için çok ısrar ettim ama o inatla hayır Aysun bu senin projen dedi, durdu.Eminim destek verenler olduğu gibi tepki verenler de olacaktır ama yaşam böyle bir şey. Ben değişime ve sorgulamaya, anlamaya çalışmaya hazırım.Toplumsal cinsiyet eşitliğini elimizden geldiğince yaygınlaştırmak için problemin temelini görmemiz gerekiyor, bunun için de oldukça gerideyiz...
Hilal Köse
‘Sınırdakiler’e rehber kitapçık
Milli EÄŸitim Bakanlığı (MEB); Cumhuriyet’in, “sınır puanda zekââ€ya sahip çocuklara “hafif zekâ geriliÄŸi†tanısı konulduÄŸunu, böylece normal sınıfta özel bir eÄŸitim ile geliÅŸim gösterebilecek çocukların zekâ geriliÄŸi varmış gibi yaftalandığını, özel eÄŸitim ve rehabilitasyon merkezlerine de ek ücret ödendiÄŸini gündeme getirmesinin ardından adım attı.
Aileleri bilgilendirmek için hazırlanan rehber kitapçıkta, “zekâ testleri ile ölçülen zekâ puanının 70 altında olması ve en az 2 uyumsal beceride sınırlılıklar bulunması†ve iletiÅŸim, özbakım ve günlük yaÅŸam gibi beceri alanlarından en az ikisinin sınırlı olması gerektiÄŸi kaydedildi. Kitapçıkta, zekâ testi sonuçlarına göre zihinsel yetersizlik tanısı koyulabilecek puan aralıkları da aktarıldı. Buna göre 50-55 ile 70 puan arası “hafif düzeyâ€, 35-40 ile 50-55 puan arası “orta düzeyâ€, 20-25 ile 35-40 puan arası “ağır düzey†ve 20-25 puandan daha aÅŸağısı da “ileri düzey†zihinsel yetersizlik olarak sınıflandırıldı.
Sefa Uyar
Ulaştırma Bakanlığı, Cumhurbaşkanlığı’nın uçakları hakkında açıklama yapamadı
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Cumhurbaşkanlığı’nın kullanımında bulunan uçaklarla ilgili olarak yöneltilen soru önergelerine önce “bilgimiz yok†yanıtını verdi. Ancak daha sonra aynı içerikteki soruları bu kez de “Cumhurbaşkanlığı VIP operasyonlarını gerçekleştiren uçaklar Türk Hava Yolları AO işletmesindedir†şeklinde yanıtladı. Cumhurbaşkanlığı ise soruları bakanlıklara “havale†etti.
CHP MuÄŸla Milletvekili Mürsel Alban, CumhurbaÅŸkanı Yardımcısı Fuat Oktay’a, CumhurbaÅŸkanlığı’nın kullanımındaki uçaklarla ilgili kendisi ve baÅŸka milletvekillerinin birçok kez soru önergesi verdiklerini ancak yanıt alamadıklarını söyledi. Oktay’ın her seferinde sorulara yanıt vermek yerine diÄŸer bakanlıklara “havale†ettiÄŸine dikkat çeken Alban, “Konunun peÅŸini bırakmadım ve ısrarlı sorularımızı devam ettirdim. CumhurbaÅŸkanlığı’nın kullanımında bulunan uçakların sayısı, bunların bakım ve onarım ücretleri ile uçuÅŸ sayılarını UlaÅŸtırma ve Altyapı Bakanlığı’na sordum†dedi. Alban’ın sorularına bakanlık ilk olarak “Konunun bakanlığımız ile ilgisi bulunmamaktadır†yanıtını verdi. Ancak daha sonra Alban’ın aynı içerikteki baÅŸka bir soru önergesine ise bu kez de “CumhurbaÅŸkanlığı VIP operasyonlarını gerçekleÅŸtiren uçaklar Türk Hava Yolları AO iÅŸletmesinde olup, diÄŸer tüm sivil hava araçları gibi, havacılık emniyeti ve güvenliÄŸi açılarından Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün denetim ve gözetimi altındadır. Söz konusu uçakların alımı, bakımı, operasyonları gibi idari ve mali hususlar ise CumhurbaÅŸkanlığı uhdesinde bulunmaktadır†yanıtı verildi. CHP’li Alban verilen yanıtları şöyle deÄŸerlendirdi: "BÄ°R VAR, BÄ°R YOK"“Bakanlık bir ‘yok’ diyor, bir ‘var’ diyor. Bir türlü karar veremiyor. CumhurbaÅŸkanlığı hükümet sisteminin devlet sistemini kördüğüm haline getirdiÄŸini, bu sistemde devlet ciddiyetinin kalmadığının en iyi örneklerinden birini, UlaÅŸtırma ve Altyapı Bakanlığı’nın aynı soruya iki farklı yanıt vermesiyle birlikte görmüş olduk. CumhurbaÅŸkanlığı’na ait uçaklarla ilgili olarak yanıt vermek istemiyorlar. Bu uçaklara harcanan bakım-onarım ücretlerini bilmiyoruz. CumhurbaÅŸkanlığı’na baÄŸlı yetkili isimler, özellikle pandemi döneminde uçuÅŸ yapmayan uçaklara ne kadar harcandığını kamuoyuna açıklamak zorundadır.â€
Mustafa Çakır
Cumhurbaşkanlığı ile bazı bakanlık ve başkanlıklara bütçeden ek harcama olanağı
İlk iki ayda bütçe gideri yüzde 8.2 artışla 210 milyar lira, gelir yüzde 0.4 artışla 209 milyar lira ve açık 1 milyar lira oldu.
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın dün açıkladığı ÅŸubat ayı ve ilk iki aylık bütçe sonuçları, “tasarruf†söylemlerine karşın “ödenekâ€lerde yapılan artışlarla dikkati çektiÅžubatta geçen yılın aynı ayına kıyasla merkezi yönetim bütçe gelirleri yüzde 38.8 artarak 119.6 milyar lira, giderler yüzde 3.1 artarak 96.4 milyar lira olurken, Åžubat 2020’de 7.4 milyar lira açık veren bütçe dengesi bu yıl 23.2 milyar lira fazla verdi. Faiz dışı fazla da 35.9 milyar lira oldu. Bu geliÅŸmede özellikle vergi gelirlerinin yüzde 37.2 artarak 98.4 milyar TL’ye çıkması etkili oldu. Yılın ilk iki ayında ise gider yüzde 8.2 artarak 210.2 milyar lira, gelir yüzde 0.4 artarak 209.2 milyar lira ve açık 984 milyon lira oldu. Faiz dışı fazla ise 33.7 milyar lira. Åžubatta yüzde 9.9 düşen faiz giderleri de ilk iki ayda yüzde 29 artışla 34.7 milyar liraya ulaÅŸtı.‘ÖRTÃœLÜ’ BÃœYÃœYORBütçenin diÄŸer detaylarına göre, örtülü ödenekten ÅŸubatta 89.3 milyon, ilk iki ayda 357.1 milyon TL harcama yapıldı. Åžubatta, kiralanan taşıtlara 23.7 milyon TL, binalara 26.8 milyon TL ödendi. Faliyetlerin yeniden baÅŸlamasıyla temsil ve tanıtma giderleri ÅŸubatta 6.2 milyon TL’ye çıktı. Sosyal güvenlik kurumlarına da 4.6 milyar TL cari transfer yapıldı. BilindiÄŸi gibi kurumlara bu yıl için verilen ödenekler Meclis’te kabul edilen 2021 Yılı Bütçe Yasası A Cetveli’nde yer alıyor. Buna karşın CumhurbaÅŸkanlığı, bazı bakanlık ve kurumların ödenek toplamları artırıldı. ÖrneÄŸin CumhurbaÅŸkanlığı’nın 4 milyar lira olan baÅŸlangıç ödeneÄŸi 4 milyar 267 milyon TL’ye yükseltildi. Ä°lk iki aylık harcaması da 430.4 milyon TL oldu. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın ödeneÄŸi 570.2 milyar TL’den 573 milyar TL’ye, UlaÅŸtırma ve Altyapı Bakanlığı’nın ödeneÄŸi 49.1 milyar TL’den 52.9 milyar TL’ye, Strateji ve Bütçe BaÅŸkanlığı’nın ödeneÄŸi 10.1 milyar TL’den 14.7 milyar TL’ye, Ticaret Bakanlığı’nın ödeneÄŸi de 6.5 milyar TL’den 9.1 milyar TL’ye çıktı. Diyanet’in ödeneÄŸi de 12 milyar 977 milyon TL’den 12 milyar 992 milyon TL’ye çıkarıldı.
Mustafa Çakır
Yüceer, Çorlu’da 25 canın yaşamını yitirdiği kazanın duruşmasından görüntü paylaşmakla suçlanıyor
Çorlu tren faciası davasının ilk duruşmasına katılan CHP milletvekili Candan Yüceer hakkında duruşmada “görüntü ve ses kaydı alma†iddiasıyla fezleke hazırlandı.
Yüceer, dava kapsamında, oÄŸlunu kaybeden anne, gazeteciler, avukatlar ve kendisi hakkında soruÅŸturmalar açıldığını belirterek “Gerçek sorumlulular ise yargılanmıyor, 3 yıldır geciken bir adalet var†dedi.Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde 25 kiÅŸinin hayatını kaybetmesine, 328 kiÅŸinin ise yaralanmasına sebep olan tren kazasının sorumlularının yargılanması istemiyle açılan davanın 7. duruÅŸması bugün görülecek. 3 yıldır sonuçlanmayan davada, ailelerin adalet beklentisi sürerken CHP TekirdaÄŸ Milletvekili Candan Yüceer hakkında Çorlu davası nedeniyle fezleke hazırlandığı ortaya çıktı.‘DURUÅžMA SALONU DEĞİLDİ’Hakkındaki fezlekeyi ve Çorlu davasını Cumhuriyet’e deÄŸerlendiren Yüceer, “Facianın gerçekleÅŸmesinin üzerinden 1 yıl geçtikten sonra gerçekleÅŸtirilen ilk duruÅŸmada içeri giriÅŸlerde çok büyük sıkıntılar yaÅŸandı, aileler maÄŸdur edildi. DuruÅŸma adliyede deÄŸil, eÄŸitim merkezinde yapıldı. Kapıların kilitlenmesi nedeniyle ailelerin bir kısmı duruÅŸma salonuna giremezken içeride fenalık geçirenler olmuÅŸtu. Kapılar üzerimize kilitlendi, infaal ortamı hâkimdi. Bunlar yaÅŸanırken o infial görüntülerini çekmem nedeniyle hakkımda fezleke hazırlandığını öğrendim. Ben görüntüleri çekerken duruÅŸma baÅŸlamamıştı. Ki salon duruÅŸma salonu bile deÄŸildi. Ne hâkim ne de savcı gelmiÅŸti. EÄŸer maÄŸdur olan varsa o da bizlerdik†dedi.Faciaya iliÅŸkin 11 Åžubat’ta hazırlanan bilirkiÅŸi raporunun mahkemeye ulaÅŸtığını belirten Yüceer, “DuruÅŸma öncesi dava dosyasına giren bu bilirkiÅŸi raporunda, sorunun menfezde olduÄŸu, denetimin ve yenilenmenin yapılmadığı, facianın yağıştan kaynaklanmadığı yazıyor. 3 yıldır aileler bunları anlatırken ‘yaÄŸmurdandır’ denilip geçildi†diye konuÅŸtu. Ailelerin adalet taleplerinin görmezden gelindiÄŸini aktaran Yüceer, bugün görülecek duruÅŸmaya iliÅŸkin ÅŸunları kaydetti: “Asıl sorumlular yargı önüne getirilmedi ama görüyorum ki davayı takip eden gazeteciler, faciada oÄŸlunu kaybeden bir anne yargılandı, avukatlara soruÅŸturmalar açıldı. 3 yıldır geciken bir adalet var. Umarım bu rapor sonuca eriÅŸilebilmesinde ve bir daha böyle olayların yaÅŸanmamasında vesile olur. â€Â Çorlu tren katliamında oÄŸlu OÄŸuz Arda Sel’i kaybeden anne Mısra Öz Sel’e, davaya bakan mahkeme heyetine “hakaret ettiÄŸi†suçlamasıyla 8 bin 840 lira para cezası verilmiÅŸti.
Tuğba Özer
7 işçinin yaşamını yitirdiği patlamada patron Coşkun, raporları abartılı buldu
Aileler, “Gerçek adaleti arıyoruz†derken DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu, fabrikada defalarca benzer patlamaların yaşandığını söyledi.
Sakarya Hendek’te 7 işçinin yaşamını yitirdiği, 127 kişinin yaralandığı havai fişek fabrikasının sahibi Yaşar Coşkun, savunmasında bilirkişi raporunun abartılı olduğunu etti. Coşkun, “En çok mağdur olan benim. Bana teröristmişim gibi muamele yapılıyor, iş cinayeti deniliyor. Halbuki ben saygın bir işadamıyım. Benim tutuklu olmamın kimseye faydası yok†dedi. Aralarında fabrika sahiplerinin de bulunduğu 5’i tutuklu 7 sanık, dün yeniden hâkim karşısına çıktı. Duruşma salonu binası içi ve çevresinde kolluk kuvvetlerince geniş güvenlik önlemi alındı. Duruşmaya müştekiler, patlamada hayatını kaybedenlerin yakınları yanısıra CHP Grup Başkanvekili ve Sakarya milletvekili Engin Özkoç, Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Erkan Baş, İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu da duruşmayı izledi. Duruşma başlamadan önce bazı müşteki ve hayatını kaybedenlerin yakınları sanıklara tepki gösterdi.  ‘DIŞARDA OLMAM LAZIM’Fabrika sahibi tutuklu sanık Yaşar Coşkun, basında çıkan haberlere göre sanki işletmelerinde devamlı kaza yaşandığı ve her defasında isim değiştirerek üretime devam ettikleri yönünde yalan haberler üretildiğini iddia ederek “Kaza olduğunda fabrikadaydım. 8.5 aydır tutukluyum. Dışarıda olmam lazım ki işçilerin de mağduriyetini gidereyim†dedi. Coşkun’un avukatı, savunmasında “Almanya’dan alınan barutlar, sadece barut tozlarıdır. Barut imalatı için yaklaşık 1 milyon civarında teçhizat gerekiyor. Kaldı ki bununla ilgili bakanlıktan izinler de alınmış değil. Bu sadece soyut bir iddiadır†ifadelerine yer vermişti. Fabrikadan sorumlu müdür tutuklu sanık A.A. savunmasında, barut üretimi odalarında sıfırdan barut üretimini gördüğünü iddia ederek “Barut üretimi iki odada yapılıyordu. Çin Mahallesi’nde olup olmadığını bilmiyorum†dedi.6 KEZ PATLAMA YAŞANMIŞDuruşma öncesi, olayda hayatını kaybedenlerin yakınları açıklama yaptı. Patlamada yaşamını yitiren Sebahattin Tepeçınar’ın ablası Hatun Tepeçınar, acılarının her gün kat kat arttığını belirterek “Gerçek adaleti istediğimiz için buradayız†dedi. Hayatını kaybeden Mahmut Seyfi Çanakçı’nın yeğeni ve müşteki avukatı Gülşen Uzuner, “7 canımızı kaybettik burada. Bunların hesabının sorulması için hep birlikte mücadele ediyoruz, asla vazgeçmeyeceğiz†ifadelerini kullandı. DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu da “Bu fabrika daha önce defalarca bu tür patlamaların yaşandığı bir yer. Daha önce 6 kez patlama yaşanmış ama yine farklı isimler altında üretime devam edilmiştir†dedi.
cumhuriyet.com.tr
Tedavi edilmeyen dişler başınıza daha büyük dert açıyor
Diş hekimi Engin Aksoy, "Diş tedavileri, korona riski nedeniyle aksadı. Diş ile ilgili sorun çoğu zaman ağızla sınırlı kalmıyor, kalp-damar hastalıkları, diyabet, eklem iltihaplanmaları, düşük, erken doğum gibi sorunlara da yol açabiliyor" açıklamasında bulundu.
Koronavirüs pandemisi nedeniyle pek çok ihtiyacımızı ertelemeye baÅŸladık ama saÄŸlık ihtiyaçlarımız ertelemeye gelmeyecek kadar önemli. DiÅŸ Hekimi Dr. Engin Aksoy, hastaların diÅŸ tedavilerine gereken önemi vermediÄŸini belirterek “Zamanında yapılmayan tedavilere baÄŸlı olarak diÅŸteki çürüklerin sinire inmesine, diÅŸetlerinin iltihaplanmasına ve diÅŸlerin kaybedilmesine neden oluyor. DiÅŸ kayıpları nedeniyle hastalarımız daha ağır tedavilerle karşı karşıya kalıyor. Ãœstelik diÅŸ ile ilgili sorunlar baÅŸka saÄŸlık sorunlarına da yol açabiliyor†dedi. ‘SAÄžLIK ERTELENEMEZ’SaÄŸlığın ertelenebilir bir ihtiyaç olmadığına dikkat çeken Dr. Aksoy, “Vücudumuz kapalı bir kutu gibi ve yalnızca verdiÄŸi sinyallerle bize kendini anlatıyor; aÄŸrı, mide bulantısı, ÅŸiÅŸlik vs. vücudun hastalıklara karşı tepkileri. Bu tepkiler ışığında bizler kendimizde sorun olduÄŸunu anlıyor, hekime baÅŸvuruyoruz. Maalesef söz konusu diÅŸler olduÄŸunda bu tepkilere duyarsız kalıyoruz. Buna bir de korona riski eklenince ilk vazgeçtiÄŸimiz diÅŸlerimiz oldu†diye konuÅŸtu. DiÅŸlerde oluÅŸan sorunun ilk ipuçlarının hassasiyet, sızlama ve aÄŸrı olduÄŸuna dikkat çeken Aksoy, “BaÅŸvurma süresi uzadığında ÅŸikâyetlerin dozu artabileceÄŸi gibi bazen aÄŸrı eÅŸiÄŸinin yüksek ve genetik yatkınlık faktörlerine baÄŸlı olarak belirti vermeden de diÅŸ hastalıkları ilerleyebilir. Siz aÄŸrının geçtiÄŸini düşünürsünüz ancak diÅŸteki iltihaplanma ilerlemeye devam edebilir. ÖrneÄŸin basit bir dolgu ile kapatılabilecek bir çürük, sinire kadar ilerleyebilir, apse oluÅŸumuna, hatta diÅŸinizi kaybetmenize yol açabilir. DiÅŸ ile ilgili sorunlar çoÄŸu zaman aÄŸzınızla sınırlı kalmıyor. Kan dolaşımı yoluyla vücudun baÅŸka noktalarına ilerleyebiliyor. Kalp-damar hastalıkları, diyabet, eklem iltihaplanmaları, özellikle hamilelik döneminde düşük ya da erken doÄŸumlara neden olabiliyor†dedi. KENDÄ° DİŞİNÄ°Z GÄ°BÄ° OLMAZ  Aksoy, şöyle devam etti:“Tedavi yaklaşımımıza göre, kurtarılacak bir diÅŸi çekip yerine yapay diÅŸ kökü koyarak hastayı ameliyata mahkûm etmenin hiçbir anlamı yoktur. Tabii ki implantlar her geçen yıl daha da geliÅŸtiriliyor ve iyileÅŸtiriliyor ama en iyi implantı seçseniz bile kendi canlı diÅŸiniz gibi olmaz. DoÄŸal diÅŸlerimiz, içerisinde ve kök çevresinde atar damar, toplardamar, lenf damarlarına sahip olduÄŸu için bir travma veya enfeksiyona karşı kendini koruyabilir ancak sonradan yerleÅŸtirdiÄŸimiz yapay diÅŸ köklerinin kendini koruma özelliÄŸi yoktur. Sonrasında ağız ve diÅŸ hijyeninize çok dikkat etmeniz gerekir; bu nedenle. 6 ayda bir diÅŸ kontrollerimizi ihmal etmemek gerekiyor.â€Â  KLÄ°NÄ°KLERDE ÖNLEMLER TAMAÄŸzımızın koronavirüsün de bulaÅŸma noktası olmasından hareketle diÅŸ tedavileri sırasında hijyene ve önlemlere karşı daha özenli davranılması gerektiÄŸine dikkat çeken DiÅŸ Hekimi Dr. Aksoy, ÅŸunları söyledi:“DiÅŸ tedavi aletlerimiz basınçlı su kullanıyor. Bu su, hastanın aÄŸzına çarparak orada bulunan bakteri, virüs ve mantarları da alarak dışarı sıçrıyor. Biz buna aeorosol bulutu diyoruz ve bu bulutu aspiratörlerle çekmeye çalışıyoruz. Tedavimiz sırasında üst düzey hijyen saÄŸlıyoruz. Bunun yanı sıra her hasta için kullanılan önlükler, maskeler deÄŸiÅŸtirilmeli. Tedavi odaları en az yarım saat havalandırıldıktan sonra diÄŸer hasta için dezenfekte edilerek hazırlanmalı.â€
Sibel Bahçetepe