Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajans? - Haberler

Monday, 11.25.2024, 08:45 PM (GMT)

Öğrenci Andıiçin AYM hamlesi

Öğrenci Andı için AYM hamlesi Türkiye’de 2018 yılında temyiz mahkemesinden dönen ve yeniden okutulmaya başlanan Öğrenci Andı, Danıştay kararı ile yeniden kaldırıldı. Bir dönem MHP'de siyaset yapan isimlerin yer aldığı Birlik ve İlerleme Düşünce Derneği, Öğrenci Andı kararını Anayasa Mahkemesi’ne taşıyacaklarını açıkladı. Türkiye’de 2018 yılında temyiz mahkemesinden dönen ve yeniden okutulmaya başlanan Öğrenci Andı,Danıştay kararı ile yeniden kaldırıldı. Danıştay’ın öğrenci andı kararının ardından başlayan tartışmalar ise devam ediyor.Bir dönem MHP'de siyaset yapan isimlerin yer aldığı Birlik ve İlerleme Düşünce Derneği, öğrenci andı kararını Anayasa Mahkemesi’ne taşıyacaklarını açıkladı.Dernek tarafından konu hakkında yapılan açıklamada, “Danıştay 8. Dairesinde hem hukukçu kimliği ile hem de milli hassasiyetle karar veren hukukçuların ortaya koyduğu Türk Çocukları lehine verilen adil karara karşı koymak için milli andımızı tamamen ortadan kaldırmak isteyen ve kararı temyiz ederek bozduran Millî Eğitim Bakanlığı ve yöneticileri vardır. Milli Andımızın her sabah okullarımızda çocuklarımızın taze dimağlarına milli ruh vermesini engelleyen yönetmeliği değiştirerek iptal eden ve lehe kararı uygulamayan ve akabinde de temyiz ederek bozulmasını sağlayan Milli Eğitim Bakanlığı Danıştay İDDK ‘da karar metnine 'Türk Milleti Adına' diyerek karar yazmasına rağmen gayrı milli mecraların değirmenine su taşıyanlardır” ifadelerine yer verildi.ANAYASA MAHKEMESİ’NE TAŞIYACAĞIZDerneğin sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, “Birlik ve İlerleme Düşünce Derneği 'Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun Öğrenci Andı’yla İlgili Kararı'na yönelik gerekçeli karar açıklandıktan sonra Anayasa Mahkemesine başvuracaktır” denildi.Birlik ve İlerleme Düşünce Derneği tarafından yapılan açıklamanın tam metni şu şekilde:"Türk Milletinin töresinde ant içmek önemli bir gelenek olup, içilen ant konusunda her fert sarsılmaz bir irade ile andına sadık kalmaya gayret eder. Milli Kurtuluş Destanımızın kutlu tacı olan Türkiye Cumhuriyeti’mizin kuruluş döneminden itibaren başlayan tarihsel süreçte , çocuklarımızın , ülkemizin kuruluş değerlerine, milli hassasiyetlere uygun olarak yetişmesi için güçlü bir inanmışlık oluşturmak adına hazırlanan bir özlü manzume olan Milli Andımız kısmi değişikliklerle kesintisiz okunmuş ve okutulmuştur.Türkiye Cumhuriyeti Devleti Vatandaşı her çocuğun, vatandaşı olduğu ülkemize bağlılığını, hayatta doğruluğu, çalışkanlığı, küçükleri korumayı, büyüklere saygıyı, yurdu ve milleti özünden çok sevmeyi, hedef olarak yükselmek ve ileri gitmeyi ve ülkemizin kurucu lideri ve kuruluş ilkelerini ortaya koyan ve tüm dünyanın dehasına saygı duyduğu Atatürk’ün açtığı aydınlık yolda ve gösterdiği hedefler için durmadan yürümeyi ve mücadeleyi ortaya koyan ve varlığını mensubu olduğu Türk Devletinin ve Türk Milletinin varlığına hediye ederek idealizmi ortaya koyan ve Türk Milletinin kutlu başarıları kapsamında Türk Milletine vatandaşlık bağı ile bağlı olmanın mutluluğunu ortaya koyan bir özlü manzume olan Milli Andımızla ilgili olarak son yirmi yıllık süreçte konan politikalar sonucu üzücü bir sonuç yaşamaktayız.2005 yılı ve devamında ülkemizi kuruluş değerlerinden tamamen uzaklaştıran ve gerisinde hain bölücülerin olduğu ve kimlerin tezgahında kotarıldığı sonradan ortaya çıkan Çözüm Sürecinin bir yansıması olarak terörist başlarının özel gayretleri ile bu milli andımızın dayanağı olan İlk Öğretim Kurumları Yönetmeliği değiştirilerek okullarımızda okutulması engellenmiştir. Bu yönetmelik değişikliği ile milli andımızın okunmasının engellenmesine karşı Türk-Eğitim-Sen tarafından açılan iptal davasında Danıştay 8. Dairesince 2018 yılında tamamen hukuka aykırı bu yönetmelik değişikliği iptal edilmiş ve andımızın yeniden okullarımızda okunmasının önü açılmıştır. 2018 yılından sonra ise bu karara rağmen Milli Eğitim Bakanlığınca andımızın yeniden okunması ile ilgili haklı kararın gereği yerine getirilmemiş ve karar yokmuşçasına hareket edilmiştir. Unvanı 'Milli' olarak başlayan Milli Eğitim Bakanlığı , içeriğindeki her kelimesi millilik olan andımızla ile ilgili olarak bu kez de Türk Çocuklarının lehine verilen 8. Hukuk Dairesinin kararının Danıştay İDDK da temyizen incelenerek bozulması için müracaat etmiştir. Şimdi ise yapılan inceleme sonucu Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Milli Eğitim Bakanlığının bu müracaatı üzerine Danıştay İDDK da 11 üyenin aleyhe 4 üyenin lehe verdiği oyla verilen kararı bozarak milli andımızın okunmasını yargı kararı ile engellendiği bilgisi karar henüz yayınlanmasa da kamuoyuna yansımıştır.Milli hassasiyeti olan tüm vatandaşlarımıza ve kamuoyuna sunmak isteriz ki, bu garabet kararın gerisinde sadece Danıştay 8. Dairesinde hem hukukçu kimliği ile hem de milli hassasiyetle karar veren hukukçuların ortaya koyduğu Türk Çocukları lehine verilen adil karara karşı koymak için milli andımızı tamamen ortadan kaldırmak isteyen ve kararı temyiz ederek bozduran Milli Eğitim Bakanlığı ve yöneticileri vardır. Milli Andımızın her sabah okullarımızda çocuklarımızın taze dimağlarına milli ruh vermesini engelleyen yönetmeliği değiştirerek iptal eden ve lehe kararı uygulamayan ve akabinde de temyiz ederek bozulmasını sağlayan Milli Eğitim Bakanlığı, Danıştay İDDK ‘da karar metnine 'Türk Milleti Adına' diyerek karar yazmasına rağmen gayrı milli mecraların değirmenine su taşıyanlardır.Bu vesile ile Türk Çocuklarına her sabah milli ruh üfleyen andımızın tüm okullarımızla aynı heyecanla okunması için hukuki mücadeleye destek vermek adına bu davayı sonuna kadar takip edeceğimizi ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bir müstemleke haline gelmemesi için gerekli hassasiyeti göstereceğimizi saygı ile kamuoyu ile paylaşıyoruz."  cumhuriyet.com.tr

Yemen'de halk Saray'ıbastı

Yemen'de halk Saray'ı bastı Yemen’in Aden kentinde kötüleşen yaşam şartları nedeniyle protesto düzenleyen halk, hükümetin yönetim merkezi olan Meaşık Sarayı’nı bastı. Yemen’in Aden kentinde halk, kötüleşen yaşam şartları ve hayat pahalılığı nedeniyle sokaklara döküldü. Sokaklara dökülen yüzlerce protestocu, Yemen hükümetin yönetim merkezi olan Meaşık Sarayı’nı bastı. Baskın sırasında Yemen Başbakanı Maeen Abdulmalik ile birçok yetkilinin sarayda olduğu bildirildi. Protestocular, çalışanlara gecikme olmada maaşlarının ödenmesi, ekonomik problemlerin çözülmesi ve halka güven sağlaması talebinde bulundu.Öte yandan Abdulmalik başkanlığındaki 24 bakandan oluşan yeni Yemen hükümeti, 26 Aralık 2020 tarihinde Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da yemin etmişti. 30 Aralık 2020 tarihinde ise hükümet, Aden Havalimanına ulaştığı sırada bombalı saldırıya uğramış, saldırıda en az 22 sivil hayatını kaybetmişti. İHA

Koronavirüs haritasıkırmızıya dönüyor: 2,8 kat artış

Koronavirüs haritası kırmızıya dönüyor: 2,8 kat artış Türkiye’de koronavirüs tedbirlerinde kontrollü normalleşme ile birlikte yurt genelindeki “çok yüksek riskli” olarak kırmızı ile gösterilen il sayısında 2,8 kat artış ortaya çıktı. 8 Şubat haftasında Türkiye’de sadece 9 il “çok yüksek” riskli il olarak kayıtlara geçerken, sadece 5 hafta içerisinde bu gruptaki il sayısının 25’e yükselmesi dikkat çekti. Sağlık Bakanlığı; her yüz bin kişide görülen vaka sayısı 0-19 olan illeri “düşük” risk, 20-49 olan illeri “orta” risk, 50-99 olan illeri “yüksek” risk ve 100’den fazla vakası olan illeri ise “çok yüksek” risk grubuna dahil ediyor. Bakanlık, illere göre 100 bin kişiye düşen vaka sayısını yorumsuz olarak, her hafta açıklıyor.Yazılım uzmanı da olan film yönetmeni Güçlü Yaman da Sağlık Bakanlığı koronavirüs vakalarına ilişkin verileri derleyerek Türkiye’nin son 5 haftalık “vaka değişim” haritasını ortaya koydu./Archive/2021/3/16/175334742-c9c3d020-2a88-4106-a7ff-13d5cf49447d-w.jpgGüçlü Yaman’ın harita görseli üzerinde yaptığı çalışmaya göre, son 5 hafta içerisinde 81 ilin vaka değişim seyiri şöyle oldu:8-14 Şubat: Samsun, Tokat, Ordu, Giresun, Trabzon, Rize, Adıyaman, Osmaniye ve Karaman illeri çok yüksek risk grubunda.15-21 Şubat: Karabük, Uşak, Ağrı, Iğdır, Bingöl illeri düşük risk grubuna girerken; Konya, Aksaray, Sakarya illeri yüksek risk grubundan çok yüksek risk grubuna geçti.20-26 Şubat: Balıkesir, Burdur, Edirne, Gümüşhane, Sinop ve Amasya yüksek risk grubuna girerken, Siirt ise düşük risk grubuna dahil oldu.27 Şubat – 5 Mart: Kademeli normalleşme adımlarının da etkisiyle çok yüksek risk grubundaki illerin sayısı artarak 26’ya ulaştı. Orta ve yüksek risk gruplarının sayısı da artarken düşük risk grubundaki illerin sayısı ise düştü. İstanbul, Mersin, Kocaeli gibi büyükşehirler yüksek risk grubundan çok yüksek risk grubuna geçti. Ankara, Bursa gibi büyükşehirler ise orta risk grubundan yüksek risk grubuna girdi.6 – 12 Mart: Mersin çok yüksek risk grubundan yüksek risk grubuna indi. Düşük risk ve orta risk grubunda olan illerin sayısı azalırken, yüksek riskteki iller arttı. Çok yüksek risk grubundaki illerin sayısı 25 oldu. ANKA

Botoks sonrasıölen Kübra'nın babası: Tahliye edilen sanık tekrar tutuklansın

Botoks sonrası ölen Kübra'nın babası: Tahliye edilen sanık tekrar tutuklansın İSTANBUL Beylikdüzü'nde, güzellik merkezinde botoks yaptırdıktan bir gün sonra hayatını kaybeden Kübra Boyraz'ın (38) babası Ekrem Solmazgül ile annesi Aysel Solmazgül (57), olayla ilgili yargılanan 2 sanıktan birinin tahliye olmasına ilişkin konuştu. Ayşe Solmazgül “Çok üzüldük” derken, Ekrem Solmazgül ise sanığın tekrar tutuklanmasını istedi. Olay, geçen yıl 21 Eylül'de İstanbul Beylikdüzü'nde meydana geldi. 1 çocuk annesi Kübra Boyraz, bir güzellik merkezinde botoks yaptırdıktan sonra fenalaştı. Boyraz, güzellik merkezi çalışanları tarafından evine götürüldü. Kapıyı açan annesi Aysel Solmazgül, kızına ne olduğu sorusu üzerine, güzellik merkezi çalışanı tansiyonunun düştüğünü söyledi. Evde bir gün sonra tekrar fenalaşan Kübra Boyraz, çağrılan ambulansla Esenyurt Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Tedaviye alınan Kübra Boyraz, durumunda iyileşme görülmeyince özel bir hastaneye sevk edildi. Ancak doktorların tüm çabasına karşın Kübra Boyraz kurtarılamadı. Kübra Boyraz'ın cenazesi, memleketi Malatya'da toprağa verildi. Epikriz raporunda, Kübra Boyraz'ın 'pıhtı atması' nedeniyle kalp krizi geçirdiği bildirildi.2 TUTUKLUDAN, 1'İNE TAHLİYEOlay sonrası gözaltına alınan 5 kişi, çıkarıldıkları mahkemece adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Soruşturma sürerken, Cumhuriyet Savcısı'nın itirazı üzerine şüpheliler hakkında yeniden gözaltı kararı verildi. Polisin düzenlediği operasyonda, şüpheliler adreslerinde bulunamadı. Ekiplerin yaptığı çalışmayla 5 şüpheli de yakalanarak gözaltına aldı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden 2'si tutuklandı.Olaya ilişkin Büyükçekmece 13'üncü Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen 2'nci duruşmada sanıklar SEGBİS sistemi ile hazır edilirken, sanık avukatları duruşma salonunda hazır bulundu. Duruşmaya hayatını kaybeden Kübra Boyraz'ın babası, annesi ve kız kardeşi de SEGBİS sistemi ile bağlandı. Ara kararını açıklayan mahkeme, sanık Öner Ö.'nün suç delillerini gizleme, yok etme ya da değiştirme ihtimali bulunmaması nedeniyle adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verdi. Sanık Erdal D.'nin de tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.AYSEL SOLMAZGÜL: ACIM ÇOK BÜYÜK, TORUNUMU ANNESİZ BIRAKTILARKarara tepki gösteren Kübra Boyraz'ın annesi Aysel Solmazgül, dün tutuklulardan birinin serbest bırakıldığı belirterek, "Çok üzüldük. Yüreğimi çok yaktılar. Acım çok büyük, torunumu annesiz bıraktılar. Onların tutuklanmasını istiyorum, onların ceza yemesini istiyorum. Onlar ağır cezada yargılansınlar. Başka canlar yakmasın bu insan, başka anneleri ağlatmasınlar. Her cuma kızımın mezarına gidiyorum. Kızım kaybettik kaybedeli her gün ağlıyorum" dedi.EKREM SOLMAZGÜL: SERBEST BIRAKILAN BELKİ OPERASYON YAPIYORBaba Ekrem Solmazgül ise belki serbest bırakılan adamın tekrar operasyon yaptığını ifade ederek, "Bugün bana, yarın sana. Çünkü adam tutuklanmadı. Senin- benim gibi serbest. Adam doktor değil, bir şey değil. Gidiyor, iş yeri açıyor, iş yeri de değil. Gidiyor adam, saç ekme yerinde operasyon yapıyor” dedi.  Solmazgül, serbest bırakılan sanığın geri tutuklanmasını istedi. DHA

"Erdoğan genel başkanlığıbırakacak" iddiasına AKP'den açıklama

"Erdoğan genel başkanlığı bırakacak" iddiasına AKP'den açıklama AKP Genel Başkan Yardımcısı Kandemir, Recep Tayyip Erdoğan'ın Genel Başkanlığı bırakacağı iddialarına ilişkin, "En ufak bir ihtimal söz konusu olamaz" dedi. AKP Genel Başkan Yardımcısı Erkan Kandemir, TRT Haber'de katıldığı canlı yayında partisinin 7. Olağan Büyük Kongre'sine ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu'nda (MKYK) yaşanacak değişikliklere yönelik soru üzerine Kandemir, "Genel Başkanımız bir çalışma yapıyor, Cumhurbaşkanımız tüm toplumu kuşatan bir kadroyla çıkacak muhakkak toplumun huzuruna. 2023 bir kader seçimi, gerçekten de öyle. Yani şöyle bir adım geriden baktığımızda çevremizde yaşananlar, dünyada yaşananlara, Türkiye'nin kendi içerisindeki tartışmalara baktığımızda 2023'ün bir kader seçimi olduğunu zaten hep beraber görüyoruz." değerlendirmesini yaptı.Kandemir, Erdoğan'ın MKYK listesi için titiz bir çalışma yapacağını ileri sürerek, "İnşallah 24'ünde görmüş olacağız ve evet işte bu kadro Türkiye'yi 2023'e, 2024'e taşıyacak kadrodur diyeceğiz" ifadelerini kullandı.Erdoğan'ın kongrede AKP Genel Başkanlığı'na aday olmayacağına dair iddiaların hatırlatıldığı Kandemir, "En ufak bir ihtimal söz konusu olamaz. Cumhurbaşkanımız bizim hareketimizin doğal lideri, aynı zamanda Genel Başkanımız hem parti teşkilatlarımızın hem partimizin en büyük gücü ve bizim ilhamımız, bir yanıyla en büyük gücümüz, aynı zamanda ilhamımız. Cumhurbaşkanımızın Genel Başkanlığında bizim daha yapacak çok işimiz, yürüyecek çok yolumuz ve başaracak çok hedefimiz var önümüze koyduğumuz. Yani bunların tabii nereden doğduğunu hiç bilemiyorum ama asla böyle bir şey söz konusu değil" karşılığını verdi. cumhuriyet.com.tr

Tunceli Belediyesi'nden LGBTÄ°ve 8 Mart hamlesi

Tunceli Belediyesi'nden LGBTİ ve 8 Mart hamlesi Tunceli Belediyesi ile DİSK Genel İş Sendikası arasında imzalanan toplu iş sözleşmesiyle, çalışanların ücretlerine yüzde 20 zam ve sosyal haklarında iyileştirme sağlandı. İmzalanan sözleşmeyle, belediyenin kadın çalışanlarına yönelik pozitif ayrımcılık yapılacak, her ayın belli bir günü regl, menopoz ve 8 Mart izni ile LGBT'li bireylere 'Onur Yürüyüşleri'nde idari izin verilecek. Tunceli Belediyesi ile DİSK'e bağlı Genel İş Sendikası arasında, toplu sözleşme imzalandı. Tunceli Belediyesi meclis salonunda düzenlenen toplu sözleşme imza törenine, Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu, Belediye Başkan Yardımcıları Canan Ay Doğan ile Ümit Kaya, DİSK Genel İş Tunceli Temsilcisi Şükran Yılmaz Koç ve işçiler katıldı. KADINLARA REGL, MENOPOZ VE 8 MART İZNİİmzalanan sözleşmeyle, belediyede 63 kadrolu çalışana yüzde 20 zam yapıldı. Yapılan zammın dışında, kadınlara pozitif ayrımcılık yapılarak, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde bir gün, her ayın belli bir günü regl izni ve LGBT'li bireylere de Onur Yürüyüşü'nde bir gün izin verilecek.İmza töreninde konuşan Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu, sözleşmeyi önemli bulduklarını ifade etti. Belediye Başkanı Maçoğlu, "Biz de regl, menopoz, Onur Haftası, 8 Mart gibi, kadınların eşit temsiliyetiyle ilgili, kesin protokol kararlarımız söz konusu. Sosyal açıdan da yemek ve kira yardımında yüzde 50 ile yüzde 100 arasında bir çalışmamız oldu. Bakış açınız, işçilerin ve onların sendikasıyla ilişkileriniz iyi olursa, güzel bir çalışma yürütebilirsiniz. Burada sendikadaki arkadaşların bizimle diyalogu çok iyi. Gerçekten birbirimizi anladık. Bir önceki dönem yüzde 13 zam verdik, bu dönem de yüzde 20 oranında zam verdik. Gönül isterdi ki, bütçemiz daha iyi olsun ve işçimize hak ettiğini çok daha fazlasını verelim. İşçiler ve memurlar sınırın hep altında kalıyor. Ama yaptığımız zamlarla, bazı işçilerimiz 8 bin TL'nin üstünde, bazıları da 8 bin TL'ye çok yakın maaş alacak. Tüm işçilerimize hayırlı olsun" diye konuştu."ÇOK İYİ BİR RAKAM"DİSK Genel İş Tunceli Temsilcisi Şükran Yılmaz Koç ise, belediye ile imzalanan toplu sözleşmede, kadınlara yönelik maddelerin yer almasının mutluluk verici olduğunu belirtti. Koç, "Kadınlara, kendilerinin belirleyeceği bir günde regl izni, menopoz izni, 25 Kasım ve 8 Mart'ta idari izin verilecek. Onur Haftası'nda da LGBT kimliğini sağlayan kişiler, idari izinli sayılacak. Yapılan sözleşmeyle işçilere yapılan zam, günümüz ekonomisinde çok iyi bir rakam. Belediye başkanımıza teşekkür ederiz" diye konuştu. (DHA)

Trabzon Emniyetinden gündeme 'Andımız' göndermesi: Mermilerle yazdılar

Trabzon Emniyetinden gündeme 'Andımız' göndermesi: Mermilerle yazdılar Trabzon Emniyet Müdürlüğü ekipleri, "Andımız var" adıyla uyuşturucu operasyonu düzenledi. Operasyonda ele geçirilen mermilerle 'Andımız' yazıldı. Danıştay'ın okullarda 'Öğrenci Andı'nın okutulmaması yönündeki kararıyla ilgili tartışmalar sürerken Trabzon Emniyet Müdürlüğünden dikkat çeken bir mesaj geldi.Trabzon Emniyet Müdürlüğü şehirde ‘Andımız Var' adlı uyuşturucu operasyonu düzenledi. Bu kapsamda eş zamanlı 4 adreste yapılan aramalar sonrasında çok sayıda uyuşturucu madde ele geçirilirken 4 kişi gözaltına alındı.Yapılan istihbari çalışmalar sonrasında harekete geçen polisin 4 adreste yaptığı aramada, 708.23 gram Bonzai, 9 Adet uyuşturucu hap, 10 gram metamfetamin maddesi, 20 gr esrar maddesi,1 adet ruhsatsız, 2 adet kurusıkı tabanca ve çok sayıda mermi ele geçirdiği belirtildi.Operasyonlar sonrasında polisin aramalarda gele geçirilen mermilerle, “Andımız” yazması ise dikkat çekti. cumhuriyet.com.tr

Babacan'ın ekonomik reform sorusuna yurttaşböyle yanıt verdi

Babacan'ın ekonomik reform sorusuna yurttaş böyle yanıt verdi Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Diyarbakır’da esnafın nabzını tuttu. Babacan'ın ekonomik reform paketinde açıklanan vergi muafiyetini sorduğu bir bakkal "Ben vergimi bile ödeyemedim" yanıtını verdi. Babacan, Diyarbakır Bağlardaki ilçe kongresinin ardından esnaf turuna çıktı. Bir kıraathaneyi ziyaret eden Babacan ve yurttaş arasında yaşanan ilginç diyalog şöyle:“HER ŞEYİ KONUŞAMIYORUZ, DERDİMİZİ ANLAYIN”Yurttaş: Kendileri kongre yaptığı zaman çıkıyor diyor ki, kongremiz tıklım tıklım.Babacan: Evet değil mi?Yurttaş: Zenginlere tıklım tıklım… Bu adam oyun oynatmıyor. İçeride oturmak yüzde elli yasak.Babacan: 10 ay mı kapalı kaldınız?Esnaf: Bir seneye yakın kapandığımız oldu.Yurttaş: Yani vatandaş koronadan ölmüyor açlıktan ölüyor. Koronadan ölen kimse yok. İşsizlik had safhada. Özellikle Diyarbakır’da. Üniversite okumuş adam gidip sebze satıyor.Babacan: Öyle öyle. Ekonomiyi batırdılar sonucu bu işte.Yurttaş: Yani zenginin yanında, garibanı ez.Babacan: Biz yanlışları da söylüyoruz ama tavsiyelerde bulunuyoruz.Yurttaş: Sizin tavsiyeleriniz boş. Kimseyi dinlemiyor. Kimi dinliyor ki. O meclistekilerde el kaldırıyor boş kaldırıyor yani onun dediği tek oluyor.Babacan: Biz ısrarlar anlatacağız.Yurttaş: Açıkçası her şeyi de konuşamıyoruz. Derdimizi anlayın."VERGİMİ BİLE ÖDEYEMEDİM"Zincir marketlerin küçük esnafı bitirdiğini söyleyen bir esnaf ile Babacan'ın konuşmaları şöyle gelişti:Babacan: İşler iyidir inşallah.Esnaf: İşler iyi değil.Babacan: İyi değil mi?Esnaf: Hiç iyi değil. Yani bitme noktasına geldik. Bitiyoruz. Kiramızı veremiyoruz. Zaten bu büyük sermayeyi desteklediler.Babacan: Zincirler var değil mi?Esnaf: Onları açtılar bizi tamamen bitirdiler. Yasaklarda daha çok etkiledi bizi.Babacan: Bu 820 bin esnafa vergi muafiyeti getirmişler. Siz biliyor musunuz o kapsamı?Esnaf: Haberimiz yok, bilgi verilmedi bize. Ben vergimi bile ödeyemedim. ANKA

İngiltere nükleer silah stoklarınıartırma kararıaldı

İngiltere nükleer silah stoklarını artırma kararı aldı İngiltere'de bir yıldır süren dış politika değerlendirmesi sonrası, ülkenin Hint-Pasifik bölgesine daha fazla odaklanmasına karar verildi. PA Mediaİngiltere, daha önce karar verilen 2020'lerin ortasına kadar nükleer silah stoklarının azaltılması planından vazgeçiyor. Bunun yerine nükleer savaş başlığı stoklarının artırılması kararı, uzun vadeli bir dış politika revizyonunun parçası olarak kararlaştırıldı.2010'daki nükleer savaş başlıklarının sayısının 180'e indirilmesi kararından dönüş yapan İngiliz hükümeti, yaptığı değrlendirmenin ardından bu nükleer silah sayısını 260'a çıkarmaya karar verdi.Dış politika değerlendirmesi sonrası alınan başka kararlar da var. İngiltere, "dünyanın büyüme motoru" olarak adlandırdığı Hint-Pasifik bölgesine daha fazla odaklanacak.Aynı zamanda Çin'e yönelik sert tutum da devam edecek.Başbakan Boris Johnson, yeni stratejiyi milletvekillerine açıklarken Brexit (İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden ayrılışı) sonrası İngiltere'nin "karşıt değerlere sahip ülkelerle rekabet sanatını yeniden öğrendiğini" ifade etti.Brexit sonra Avrupa Birliği'nden bağımsız olarak yürütülecek dış politika konuları için yapılan değerlendirme ve revizyon sonrası konuşan Johnson, "İngiltere'nin NATO'ya ve Avrupa'nın barış ve güvenliğini sağlamaya değişmeyen şekilde bağlı olduğunu" söyledi.Ana muhalefetteki İşçi Partisi'nin lideri Keir Starmer ise iktidardaki Muhafazakar Parti'yi "geri çekilme dönemini yönetmekle" suçladı ve son on yılda silahlı kuvvetlerin bütçesinden sürekli kesintiler yapılmasını eleştirdi.ReutersBaşbakan Boris Johnson, Brexit süreciyle birlikte İngiltere'nin 'karşıt değerlere sahip ülkelerle rekabet sanatını yeniden öğrendiğini' ifade etti.Bir yıldan uzun sürede oluşturulan 100 sayfalık değerlendirme raporu, ülkenin 2030'a kadar benimseyeceği dış politika önceliklerini anlatıyor.Rapor, ülkede nükleer savaş başlıklarının sayısının artırılmasının sebebini ise "2010'dan bu yana değişen güvenlik durumu" ile açıklıyor.Rusya'yı "en ciddi tehdit" olarak tanımlayan raporda şu ifadeler de yer alıyor:2030 itibarıyla bir terör örgütünün başarılı bir kimyasal, biyolojik ya da nükleer saldırısı yapması muhtemelİngiltere terör saldırılarına karşı mücadeleyi geliştirmek üzere yeni bir terörle mücadele operasyon merkezi oluşturacakHükümet, bu on yılın sonunda İngiltere'nin "bilim ve teknoloji süper gücü olmasını" istiyorJohnson da açıklamasında "Değerlendirme, ittifaklarımızı nasıl destekleyeceğimizi, kapasitemizi nasıl güçlendirebileceğimizi, çözüme ulaşmak konusunda yeni yolların nasıl bulunacağını ve karşıt değerlere sahip ülkelerle rekabet sanatının nasıl yeniden öğreneceğimizi tanımlıyor" ifadelerine yer verdi.İngiltere'nin, Çin'in Sincan'daki Uygurlara yönelik "toplu gözaltılara" ve Hong Kong'daki politikalarına karşı geliştirilen uluslararası tepkide öncülük ettiğini belirten Johnson, "Çin'in bizimki gibi bir açık toplumun karşısında çok büyük bir zorluk çıkaracağına dair hiçbir soru işareti yok" dedi.Başbakan'a yanıt olarak Starmer ise İngiltere'nin Çin politikasının "tutarsız" olduğunu ve daha önce Çin'deki insan hakları ihlâllerinin "görmezden gelindiğini" söyledi.Nükleer başlıklarla ilgili de Starmer, "İşçi Partisi nükleer silahların elde tutulması gerektiği konusunda hemfikir" dedi ancak raporu, "nükleer başlık stoklarının artırılmasının arkasında yatan stratejik hedefi detaylıca açıklama konusunda yetersiz olmakla" eleştirdi. BBC Türkçe

İstanbul Maltepe'de silahlısaldırı: Yaralılar var

İstanbul Maltepe'de silahlı saldırı: Yaralılar var Maltepe'de otomobiliyle berberine gelen şüpheli, içeride bulunan 3 kişiyi silahla ateş ederek, yaraladı. Şüpheli olay yerinden yaya olarak kaçarken, yaralıların yakınları saldırganın otomobilini kullanılmaz hale getirdi. Bacaklarından yaralandığı belirtilen yaralılar, tedavi altına alındı. Olay saat 15.30 sıralarında Maltepe Gülsuyu Mahallesi Fevzi Çakmak Caddesi'nde bulunan berberde meydana geldi. Berbere otomobille gelen ve ismi öğrenilemeyen şüpheli, içeride bulunan Tolga T., Sait Y. ve Muhsin M.'ye ateş etti. Ardından yaya olarak olay yerinden kaçtı. Bacaklarından yaralandıkları belirtilen yaralılar, Kartal Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavi altına alındı. Olayı haber alan yaralı yakınları ise saldırganın otomobiline zarar vererek kullanılmaz hale getirdi. İhbar üzerine bölgeye çok sayıda polis ekibi sevk edildi. Polis kaçan saldırganı yakalamak için çalışma başlattı. Saldırganın aracı çekici yardımıyla Yediemin Otoparkına kaldırıldı. Olay yerinde bulunan bir kişi, "Silah sesini duyduk. İçerideydik, oturuyorduk. Dışarı çıktığımızda adam kaçmıştı. 3 kişi bacağından yaralanmıştı. Arabaya bindirdik, götürdüler. Arkadaşlarmış zaten. Ne olduysa vurmuş." dedi. DHA

60 yıl sonra ilk kez:ÖlüDeniz Yazmaları’nın yeni parçalarıkeşfedildi

60 yıl sonra ilk kez: Ölü Deniz Yazmaları’nın yeni parçaları keşfedildi İsrail Eski Eserler Kurumu, 1900 yıl önce Roma İmparatorluğu’na karşı Yahudi ayaklanması sırasında çölde bir mağaraya saklanmış yeni Ölü Deniz Yazmaları parçalarına ulaştı. /Archive/2021/3/16/171657615-797c7be4-e580-4d29-8fdd-275ea2a9544c38412641.jpgYahudilikle Hıristiyanlığın kadim yazılı kaynaklarından olan ve içlerinde Eski-Yeni Ahit’in en eski nüshaları da bulunan Ölü Deniz Yazmaları (Ölü Deniz Parşömenleri ya da Ölü Deniz Tomarları) ile ilgili yeni bir keşif yapıldı.Sputnik'in aktardığına göre, Kudüs’ün güneyindeki çölde yürütülen arkeolojik kazılarda son 60 yılda ilk kez yazmalardan parçalara ulaşıldı. Parçalar bir araya getirilerek Eski Ahit’in Nahum Kitabı ve Zekeriya Kitabı’ndan antik Yunanca metinler ortaya çıkarıldı.BREAKING: Israel finds new Dead Sea Scroll, first such discovery in 60 years https://t.co/mYlgzdQQRR— Haaretz.com (@haaretzcom) March 16, 2021İsrail Eski Eserler Kurumu, çöldeki bir mağarada bulunan bu yazma parçalarının radyokarbon tarihlemeyle M.S. 2. yüzyıla ait olduğunun saptandığını duyurdu. 1900 yaşındaki yazmaların o dönemde Roma İmparatorluğu’na karşı Yahudi ayaklanması sırasında mağaraya saklandığı sanılıyor.1960’larda yapılan kazılarda 40 kişiye ait kemiklerin bulunması nedeniyle ‘Korku Mağarası’ olarak anılan yerde bulunan yazma dizisinin bir parçası olduğu üzerinde duruluyor. O dizide de On İki Küçük Peygamber ile ilgili bölümlerin antik Yunanca yorumları yer alıyordu./Archive/2021/3/16/171744443-d903068f-e780-46e8-8f76-7b479ea71e1938412731.jpgBu yazma parçalarının, M.S. 132-136 yılları arasında Hadrianus döneminde Roma İmparatorluğu’na karşı Yahudilerin Bar Kohba İsyanı sırasında mağaraya konulduğu tahmin ediliyor./Archive/2021/3/16/171809647-4328191e-1d77-421f-a90e-9f021ad0b3e238412729.jpgBulunmalarını, İsrail Eski Eserler Kurumu’nun yağmalanmadan önce yazmalara ve diğer tarihi eserlere ulaşmak için Yahudiye Çölü’nde yürüttüğü operasyonlar sağladı./Archive/2021/3/16/171829210-7c3cbd36-7df8-4d66-b735-3d8894f53ecd38415015.jpgİsrail işgali altındaki Batı Şeria’nın Kumran yakınındaki mağaralarında 1940-50’lerde ilk bulunan yazmaların MÖ 3. yüzyıl ile MS 1. yüzyıl arasındaki döneme aitti. Eski-Yeni Ahit’ten bilinen en erken nüshaları içeren yazmalar, bölgede yaşamış, ancak o güne dek sırrına erilmemiş Esseniler denilen Yahudi topluluğu hakkında önemli bilgiler de sunmuştu. cumhuriyet.com.tr

Bodrum'da plajlarında kuvars tozu tehdidi

Bodrum'da plajlarında kuvars tozu tehdidi Bodrum Kent Konseyi Yönetim Kurulu Üyesi Mir Bahattin Demir, yaz sezonuna hazırlık yapan birçok otelin, plaja 'beyaz kum' adı altında kuvars tozu döktüğünü iddia etti. Demir, “Şu anda birçok yerde kuvars tozu kullanılıyor. Araştırmalara göre kuvars tozu slikozis hastalığına yol açıyor. Çocuklarda işitme problemlerine, suyla beraber yutanlarda da akciğer kanserine neden olabiliyor" dedi. Bodrum'daki otellerde sezon hazırlığı hız kazandı. Ancak Güvercinlik ve Gölköy mahallelerindeki bazı turistik tesislerin önlerindeki plajlara, 'beyaz kum' görüntüsü vermek için kuvars tozu döküldüğü öne sürüldü.Bodrum Kent Konseyi Yönetim Kurulu Üyesi Mir Bahattin Demir, yaklaşık 183 kilometrelik kıyı şeridi bulunan Bodrum Yarımadası'nın ‘beyaz kum’ merakı nedeniyle tehdit altında olduğunu söyledi. Demir, "Kimi işletmeler kuvars kumu döküyor. İşletmelerinin önünde gördüğümüz beyaz kum, kuvars tozundan elde ediliyor. Uzmanların yaptıkları araştırmalara göre kuvars tozları, slikozis hastalığına yol açıyor ve kıyı habitatı üzerinde olumsuz etkiye sahip. Özellikle fok balıkları, bu beyaz alana çıkıp, güneşlenmek istiyor. Fokların, kuvars tozuyla beyazlaştırılmış kumda yaptıkları doğumlarda gördük ki prematüre doğum sayısı daha fazla. Özellikle kuvars tozunun çocuklarda işitme sorunları oluşturduğu, suyla beraber bu tozu yutanların akciğer kanserine yakalanma riskinin arttığı ortaya çıktı. Dalgaların denize sürüklediği beyaz kum, sualtı habitatını olumsuz etkiledi. Deniz çayırları (Posidonia Oceanica) bizim oksijen kaynağımız. Bu kumların artmasıyla birlikte bitkileri de kaybetmeye başladık” dedi./Archive/2021/3/16/165206357-bodrum44.jpg'MALDİVLER SAHİLLERİNE BENZETMEK İSTİYORLAR'Maldivler'deki sahillere benzetmek için Bodrum’u kuvars tozu ile dolduranlara tepki gösteren Demir, "Plajlara beyaz görüntü vermek istiyorlar. Bunu yapan işletmelere sesleniyoruz; Lütfen bu tehlikeli kimyasal yollardan elde edilen tozları dökmeyin. İnsan sağlığını tehdit ediyorsunuz, doğal hayatın döngüsünü bozuyorsunuz. Bizim Bodrumumuz Maldivler değil. Kendi kumumuz ve güneşimiz zaten çok güzel. Vatandaşlarımız da sağlıkları için kuvars tozundan elde edilen beyaz plajlara rağbet göstermesin” ifadelerini kullandı.‘TURİST DOĞAL OLMADIĞINI ANLAR’Muğla Çevre Koruma Vakfı (MUÇEV) üyesi Güney Şirin de uygulamanın deniz canlılarını yok ettiğini bildirerek, “Deniz ekosistemine büyük zarar veriliyor. Maldivler'deki görüntünün benzerini kuvars tozu sağlıyor. Ayaklarına kurşun sıkıyorlar. Buraya gelen turist, mermer tozu ve kuvarsın sağlığa zarar verdiğini çok iyi biliyor. Bunları gördüklerinde, tatil için gelmeyeceklerdir. Bir yandan sürdürülebilir yaşamı yok ettikleri gibi turizmi de baltalıyorlar. Bu tür uygulamaların durdurularak yetkililerin de harekete geçip, görevini yapmasını bekliyoruz" dedi./Archive/2021/3/16/165309965-bodrum1.jpg‘YETKİLİLERİ GÖREVE ÇAĞIRIYORUZ’Doğal olmayan her şeyin kötü olduğunu ifade eden Bodrum Otelciler Derneği (BODER) Genel Sekreteri Orhan Kavala ise, ilgili kurumların denetimlerini sürdürdüğünü kaydederek, “Geçen yıl da bu olay gündeme gelmişti. Çok fazla olmasa da az sayıda yine yapıldığını duyuyor ve görüyoruz. Bodrum'un doğal imajının bozulmaması lazım. Dünyada, Bodrum doğal güzellikleriyle tanındı. Böyle uydurma şeyler Bodrum'un imajına ve doğasına zarar verir. Turizmi baltalamaya yönelik bu tür davranışların bir an önce son bulmasını ve yetkililerin de gereğini yapmışını istiyoruz" diye konuştu./Archive/2021/3/16/165239091-bodrum33.jpg'DÖKTÜĞÜMÜZ BEYAZ KUM SERTİFİKALIDIR'Plajına döktüğü beyaz kumun kuvars tozu olduğu öne sürülen Güvercinlik'teki otelin yetkilisi ise yaptığı yazılı açıklamada şöyle dedi:“Mavi bayraklı plajımızda kullanılan beyaz kumu, sertifikalı-onaylı bir üreticiden temin ettik. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü’ne (MTA) gönderilen numunemiz incelendi. İnsan sağlığına dair herhangi bir olumsuz durum teşkil etmediği tespit edildi. Güvercinlik Koyu bölgesi daha öncesinde balık çiftlikleri atıklarıyla balçığa dönüşmüştü. Yaptığımız dip temizliği çalışmaları sonrasında burada yeniden bitki canlılığının başladığını gözlemledik." DHA




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter