Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajansı - Haberler

Saturday, 06.29.2024, 03:14 PM (GMT)

Yılbaşıalışverişlerde ençok talep görenürünleri açıkladı

Yılbaşı alışverişlerde en çok talep gören ürünleri açıkladı figure > Metro Türkiye rakamlarına göre, bu yılbaşında en çok talep gören ürünler arasında atıştırmalıklar, et ve süt/süt ürünleri ilk üçte yer alırken, sofralarda en çok kıyma, çipura ve dana antrikotu tercih edildi. /Archive/2021/1/1/120922978-44.jpg Metro Türkiye’nin paylaştığı verilere göre, bu yılbaşı için yapılan alışverişlerde ürün bazında sırasıyla atıştırmalıklar, et ve süt/süt ürünleri ilk üçte yer aldı.Metro Türkiye açıklamasına göre, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına karşı alınan önlemler çerçevesinde yılbaşını evlerde geçirmek gıda, dekorasyon ve sofra ürünleri alışverişlerine de yansıdı. 30 yıldır müşterileri için güvenilir alışverişin adresi olmak amacıyla çalışmalarını sürdüren Metro Türkiye’nin açıkladığı rakamlara göre yılbaşı alışveriş hacmi geçen yıla kıyasla yüzde 50,3 arttı.Bu yılbaşı için yapılan alışverişlerde ürün bazında sırasıyla atıştırmalıklar, et ve süt/süt ürünleri ilk üçte yer aldı.Ağaç, süs, dekorasyon gibi ürünlerde geçen seneye göre yüzde 46’lık bir artarken, bu ürünler arasında en fazla satışı yapılan ilk üç ürün sırasıyla çam ağacı, ağaç süsü için plastik toplar ve çam ağaçlarında kullanılan led ışıklar oldu.Açıklamaya göre, evlerde sofralar için en çok tercih edilen ilk üç ürün kıyma, çipura ve dana antrikot oldu. Hazır patlamış mısır ve cipslerde yaklaşık yüzde 60’lık bir artış gerçekleşirken kahvaltı dışında tüketilen özel peynirlerde yüzde 148, kuruyemiş, çerez, bisküvi ve keklerde yaklaşık yüzde 46, işlenmiş ette yaklaşık yüzde 111 artış belirlendi.Yılbaşı tatilinin sokağa çıkma yasaklarıyla birleşmesinin günlük alışverişlere de etkisi oldu. Hijyen kategorisinde artış bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 137 olurken özellikle kolonya ve dezenfektanlar yüzde 1.095 artışla en çok satılan ürünlerin başında yer aldı. cumhuriyet.com.tr

Koronavirüsüidrardan tespit edecekler

Koronavirüsü idrardan tespit edecekler figure > Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Mehmet Serhan Kurtulmuş, koronavirüsü idrardan tespit eden bir kit geliştirdi. Yapılan çalışmaya göre 15 saniyede sonuç alınabilirken bazı klinik semptomlarında Covid-19'dan mı yoksa başka bir enfeksiyon kaynağından mı kaynaklandığı tespit edilebiliyor. Kurtulmuş, koronavirüsü idrardan tespit eden bir kit geliştirdi. Yapılan çalışmaya göre 15 saniyede sonuç alınabilirken bazı klinik semptomlarında Covid-19'dan mı yoksa başka bir enfeksiyon kaynağından mı kaynaklandığı tespit edilebiliyor.Kurtulmuş, geliştirdiği kite ilişkin yaptığı açıklamada, yeni tip koronavirüsün Türkiye'de ilk kez görüldüğü mart ayında başladığı çalışmanın, kasımda sonuçlandığını anlattı. Kurtulmuş, testin önce Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü ardından Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu tarafından onaylandığını, Sağlık Bakanlığınca da ruhsatlandırıldığını ifade etti.  Etik kurul onayı ile yapılan klinik çalışmalarda testin doğruluk oranının mevcut testlere göre daha fazla olduğunu aktaran Kurtulmuş, bu çalışmanın klinik bir dergide uluslararası düzeyde yayınlandığını da söyledi.  Kurtulmuş, testin kısa sürede sonuç verdiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti: "Sars Cov-2 virüsüne özel amino asit ve ikincil mikroprotein yapıların, özel bir reaktan sayesinde idrarda tespiti prensibine dayanan ve bu nedenle adını foaming (köpük) test koyduğumuz bu testi yapma amacımız insanların en hızlı ve en doğru şekilde Kovid-19 açısından taranmasının sağlanmasıdır.Bu sayede virüs yükü olanların hızlıca tedaviye alınabilmesi, virüs yükü olmayanların da günlük olağan hayatlarına devam etmeleri suretiyle iş gücü kayıplarının olmaması, tedavi gören hastaların da tedavi süreçlerinin kolayca kontrol edilebilmesidir. Test bu konudaki ilk idrar testi ve 15 saniyede sonuç verebiliyor." Mehmet Serhan Kurtulmuş, testin yapılışına ilişkin de şu bilgileri verdi:"Vücutta bulunan virüs yükünü belirleyen bu testi yapmak ise çok kolay. Test kitinde bulunan idrar kabına bir miktar idrar koyuyorsunuz. Test kiti içerisinde yer alan ve özel bir reaktan içeren vakumlu tüpü idrar kabının üzerinde bulunan alana yerleştiriyorsunuz.Tüpe belirtildiği şekilde yeteri kadar idrar geldikten sonra, 15 saniye aşağı yukarı yönde iyice çalkalıyorsunuz. Test tüpünde oluşan köpük miktarını, tüp üzerinde yer alan renk skalasına göre değerlendiriyorsunuz.Bu sayede herhangi bir semptomunuz yoksa bile vücudunuzda virüs yüküolup olmadığını kontrol edebiliyorsunuz. Eğer bazı klinik semptomlarınız varsa da bunun Kovid-19'dan mı yoksa başka bir enfeksiyon kaynağından mı kaynaklandığını tespit edebiliyorsunuz."  AA

Büyük ikramiyeninçıktığı4 bilettenüçüsatılmadı: 75 milyon Varlık Fonu'na kaldı

Büyük ikramiyenin çıktığı 4 biletten üçü satılmadı: 75 milyon Varlık Fonu'na kaldı figure > Milli Piyango özel yılbaşı çekilişinde 100 milyon TL’lik büyük ikramiye bir adet çeyrek bilete isabet etti. Satılmayan üç biletin ikramiye tutarı Türkiye Varlık Fonu’na aktarıldı. Milli Piyango'nun yılbaşı ikramiyesinde bu yıl büyük ikramiye 9- 8- 8- 4- 7- 5- 7 rakamlarının bulunduğu çeyrek bilete isabet etti. Satılmayan diğer üç çeyrek biletin 75 milyon liralık ikramiye tutarı Türkiye Varlık Fonu'na kaldı.Bu yıl 563 milyon 400 bin TL'lik ikramiyenin dağıtıldığı 2021 Milli Piyango yılbaşı özel çekilişinde toplam 13 kategoride çekiliş gerçekleşti. 100 milyon, 10 milyon, 1 milyon, 120 bin, 10 bin, 5 bin, bin, 500 TL, 400 TL, 300 TL, 200 TL, 100 TL (Amorti), 100 bin TL (Teselli) kazandıran yılbaşı bilet numaraları, noter huzurunda belirlendi. 100 milyon liralık büyük ikramiye 9- 8- 8- 4- 7- 5- 7 rakamlarının bulunduğu çeyrek bilete isabet etti. Büyük ikramiyeye ait 9884757 numaranın bulunduğu biletin sevk merkezi, Manisa Akhisar olarak açıklandı.Satılmayan üç çeyrek biletin ikramiye tutarı olan 75 milyon lira Türkiye Varlık Fonu'na kaldı.Çekilişi gerçekleştiren Sisal Şans tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:"Milli Piyango tarihinde bugüne dek verilen en yüksek miktar olan 100 milyon TL’lik büyük ikramiye satılan tek bir çeyrek bilete çıktı. 25 milyon TL kazanan talihlimizi tebrik ediyoruz. Milli Piyango özel yılbaşı çekilişinde büyük ikramiye Manisa, Akhisar’dan alınan bilete isabet etti. Herkesin şansı olmaktan çok mutluyuz."Yılbaşı ikramiyesinde bu yılki amorti numaraları 0 ve 5 oldu. cumhuriyet.com.tr

Avustralya’dan yayılan Covid-19’a karşıilaçhaberleri tehlikeli

Türkçe Haberler En Son Başlıklar Avustralya’dan yayılan Covid-19’a karşı ilaç haberleri tehlikeli figure > Eski GATA Yüksek Bilim Konseyi üyesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Levent Doğancı, Avustralya’dan yayılan Covid-19’a karşı ilaç haberlerini değerlendirdi. Avustralya basını “harika ilaç” adını verdiği “Ivermectin” adlı ilacın koronavirüsü 48 saat içinde öldürdüğünü iddia etti. İddiayı değerlendiren eski GATA Yüksek Bilim Konseyi üyesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Levent Doğancı, “İlaç son derece tehlikeli bir ilaçtır. Bunlar tamamen gerçekdışı ve reklam amaçlı yayınlardır” uyarısında bulundu. Prof.Dr. Levent Doğancı, ilacın tehlikelerine dikkat çekti. Ivermectin’in bir parazit ilacı olduğunu söyleyen Doğancı, “Bu son derece toksik (zararlı) bir ilaçtır. Türkiye’de sadece veteriner hekimliğine özgün olarak bulunur. İnsanlar için olanı yoktur. Genellikle Afrika ve Ortadoğu’nun tropik ülkelerinde görülen hastalıkları vardır. Türkiye’de bu ilaçla ilgili hastalık çok nadir görülmüştür ve bu ilacı kullandığımız zaman ilacın yan etkisi olarak ölüm görülebilir. Bu nedenle çok tehlikelidir” dedi. İlacın hiçbir etkinliği olmadığını vurgulayan Doğancı, “Yanına bile yaklaşmamak gerekir. Virüsün şu an bilinen etkili bir ilacı yok. Etkili bir ilacı bulabilmek için yüksek oranda hastada ilaçları denemeniz gerekir. Mesela 150 bin kişiye boş ilaç, 150 bin kişiye de denemek istediğiniz ilacı vereceksiniz. Bu deneyin sonucunda bir etkinlikten söz edebiliriz. İvermektin’i de 35-40 kişiye vermişler, çok etkili olduğunu söylüyorlar. Bunlar tamamen gerçekdışı ve reklam amaçlı yayınlardır. Çoğu da para karşılığında yapılmıştır” diye konuştu. Sarp Sağkal

PTT’nin dönüşüm projesinden 121 milyonluk vurgunçıktı

PTT’nin dönüşüm projesinden 121 milyonluk vurgun çıktı figure > PTT kendi olanaklarıyla yapacağı işi iştiraki üzerinden yandaş şirketlere yaptırdı. Sayıştay raporu, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na bağlı Posta ve Telgraf Teşkilatı’nda (PTT) ile iştiraki PTT Bilgi Teknolojileri AŞ’nin 2018 yılında hayata geçirdiği, “dijital, arşiv, dönüşüm ve kâğıtsız ofis projesi”nde skandallar zincirini ortaya çıkardı. Sayıştay 300 milyon TL’lik proje sürecine ilişkin PTT’den olayla ilgili inceleme ve soruşturma başlatmasını istedi. TBMM KİT Komisyonu üyesi ve CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, “PTT, 121 milyon TL (KDV hariç) soyulmuştur. Sözleşmedeki tazminat hükmü nedeniyle de 6 milyon dolarlık bir kamu zararı da kapıdadır” dedi. Sayıştay’ın, PTT Bilgi Teknolojileri AŞ 2019 Yılı raporuna göre skandallar zinciri şöyle gerçekleşti: PTT, 2018 yılında dijital dönüşüm için iştirak şirketi ile sözleşme imzaladı ve 5 yıl boyunca yıllık 300 milyon adet evrakın işleme alınacağını taahhüt etti. Şirket ise işi ikiye böldü. PTT’yle sözleşmeyi imzaladıktan bir hafta sonra bir şirketle, yaklaşık bir ay sonra ise ikinci şirketle sözleşme yaparak işi devretti. Ayrıca iştirak şirket arşiv taraması işine ilişkin alt yüklenicilerden teklif alırken en uygun fiyat veren şirketi de dikkate almadı.HAYALİ EVRAKİki sözleşme kapsamında da şirketlere 5 yıl boyunca asgari 400 milyon adet olmak üzere toplam 2 milyar adet evrakın işleme alınacağını taahhüt edildi. Sayıştay rayorunda, PTT’nin 300 milyon adet evrakın işleme alınacağını iştirak şirketine taahhüt etmesine rağmen iştirak şirketin alt yüklenicilere 400 milyon adet evrakı işleme alacağını taaahüt ettiğine dikkat çekti. Raporda, “PTT tarafından herhangi bir yıl için 300 milyon adet evrakın işleme alınması gerektiği şirkete bildirildiği takdirde şirket taramadığı 100 milyon adet evrakın ücretini alt yüklenicilere ödemek zorunda kalacaktır” denildi. Raporda, PTT ile iştiraki arasında imzalanan sözleşmede PTT’den kaynaklı bir fesih durumunda 3 milyon dolar ödeme yükümlülüğü bulunurken iştirak şirketinin alt yüklenicilere tazminat tutarını 6 milyon dolar belirlediğine işaret edildi. Raporda, “Bu durumda şirket tarafından alt yüklenicilere aynı iş kapsamında fazladan 3 milyon dolar tazminat ödenecek. PTT ile yapılan sözleşmenin şirketten kaynaklı bir sebeple feshi halinde ise PTT’den tazminat alınamayacak olup ayrıca alt yüklenicilere 6 milyon Amerikan doları tazminat ödenecektir” denildi. Raporda yüklenici şirketlerle yapılan sözlemede ceza maddesi konulmadığı için aksaklıklara ceza uygulanmadığı da belirtildi. Raporda iştirak şirket ile yüklenici şirket arasında imzalanan sözleşmenin “şirket iç yönergesine aykırı olarak şirket genel müdürünün tek imzası ile imzalandığı” da görüldü. Buna ilişkin raporda, “Şirket tarafından yükleniciye 5 yıl boyunca taahhüt edilen asgari ödeme KDV hariç 121 milyon 800 bin TL’dir. Söz konusu sözleşmeyi genel müdürün 1. Derece imza yetkilisi olarak tek başına imzalaması yönerge hükümlerine aykırılık teşkil etmektedir” denildi.‘YANDAŞA AKTARILDI’CHP’li Yavuzyılmaz, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun özel görevlendirmesiyle yaptığı çalışma sonucu soygunu ortaya çıkardığını belirterek taramasının yapılması istenen 2 milyar evrakın PTT’de kaydının zaten bulunduğuna dikkat çekti. PTT’nin ihale edilen işi yapabilecek donanıma sahip olduğunu belirten Yavuzyılmaz, ancak yüzde 100 sermayesine sahip olduğu iştirakiyle sözleşme imzaladığını bu kurumun da işi iki yandaş şirkete verdiğini anlattı. “PTT’nin en az 121 milyon TL’lik kaynağının yandaş şirketlere aktarılmasının önü açıldı” diyen Yavuzyılmaz, tazminat hükümlerinin dolar cinsinden yazılmasının “millik söylemini” boşa çıkardığını belirtti. Yavuzyılmaz, “PTT ve iştiraki bu ballı börekli sözleşmeyi feshetmesin diye, sözleşmeye yandaş şirketler lehine 6 milyon dolar tazminat hükmü bile kondu. Türkiye’de vatandaşın geçse de geçmese de ücretini ödediği garanti ödemeli köprü, tünel, havalimanından sonra, PTT soygunuyla birlikte gördük ki, yandaş şirketlere garantili evrak tarama işi bile verilmiş. Bu soygunu Meclis’te yaptığım basın açıklamasıyla kamuoyuna duyurduktan sonra, kurum soygun niteliğindeki ‘Evrak Tarama İşi’ sözleşmelerini feshetmek zorunda kalmıştı” dedi. Hazal Ocak

Sayıştay’ın KİT’lere ilişkin denetim raporlarıusulsüzlüklerle dolu

Sayıştay’ın KİT’lere ilişkin denetim raporları usulsüzlüklerle dolu figure > Sayıştay’ın kamu iktisadi teşebbüslerine (KİT) ilişkin 2019 yılı denetim raporlarında çok sayıda usulsüzlük belirlendi. BOTAŞ’ın basıncı sağlamak kullandığı 9 kompresörün çevreyi kirlettiğini tespit ederken; çıkan ısının enerjiye dönüştürülmesi durumunda yıllık 1.3 milyon dolar tutarında enerji tasarrufu sağlanabileceği tespit edildi. TCDD’nin bir spor kulübüne sosyal amaçlı kullanım şartıyla kiraladığı taşınmazların otopark, restoron ve kafe olarak işletildiği ortaya çıktı. TBMM KİT Komisyonu’na sunulan TCDD’nin 2019 yılı Sayıştay Denetim Raporu’nda Ankara Demirspor Kulübü’ne ihalesiz kiralanan taşınmazların ticari olarak kullanıldığı, 3 milyonu geçen kira borcunun tahsil edilmediği, amaç dışı kullanım nedeniyle sözleşmenin feshinin gerektiği vurgulandı. Ayrıca TCDD’nin 2007 yılında satışını gerçekleştirdiği 51 taşınmaza ilişkin ihalenin iptal edilmesinin ardından yargı kararlarının kesinleşmesi ve emsal kararların oluşmasına karşın tapunun geri alınmadığı 13 taşınmazla ilgili Yönetim Kurulu’nun dava takibinden vazgeçme kararı aldığını belirledi. 13 taşınmazın toplam değerinin en az 63.9 milyon TL olduğuna dikkat çekildi. Sayıştay raporunda, Devlet Hava Meydanları İşletmesi’nin tarife dışına çıkarılan 439 adet arazi ve kapalı alan karşılığında 2019 yılında 97.8 milyon TL kira aldığı ancak bu tutarın havalimanı tarifeleri kapsamında 168.5 milyon TL olması gerektiği kaydedildi. Bu kapsamda 2019 yılında kurumun 70.7 milyon TL gelir kaybına uğradığı, 2020 yılında da bu tutarın 75.4 milyon TL olacağı ifade edildi. DHMİ’nin mevzuata aykırı olarak sınavsız şube müdürü atamasına devam ettiği, 19 kişinin sınavsız Şube Müdürü olarak atandığı belirtildi. Sayıştay raporunda Et ve Süt Kurumu’nun stoklarında 58 bin ton dondurulmuş kırmızı et bulunduğu fire ve stok maliyetleri açısından satışın yapılması gerektiğine işret edildi.2 BİN ÖZEL PERSONELSayıştay’ın TRT raporunda ise istihdam edilen personele ilişkin norm kadroların tespiti ile görev ve hizmet tanımlarının yapılmadığına işaret edildi. Raporda, özel hukuk hükümlerine tabi personel uygulamasının kurumun öncelikli istihdam politikası olarak benimsendiği ve 2019 yılında bu statüde toplam 2 bin 39 kişinin istihdam edildiği belirtildi. Özel hukuk hükümlerine tabi personelin pozisyon unvanlarına ve hizmet tanımlarına ilişkin olarak yönetmelikte bir düzenleme yapılmadığı vurgulandı. Mahmut Lıcalı

Sayıştay’ın TBMM’ye sunulan 2019 raporunda 350 milyon liralıködeme yapılmadığında TPAO'nun zorlanmış

Sayıştay’ın TBMM’ye sunulan 2019 raporunda 350 milyon liralık ödeme yapılmadığında TPAO'nun zorlanmış figure > Sayıştay, Akdeniz’de sondaj faaliyetlerine devam eden Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’na (TPAO) 350 milyon liralık nakdi sermaye ödemesinin yapılmaması nedeniyle kurumun faaliyetlerini yerine getirmekte zorlandığını belirledi. TBMM KİT Komisyonu’na sunulan TPAO 2019 yılı Denetim Raporu’nda, kurumun 2020-2023 yıllarında 16 adet kuyuda arama ve sondaj faaliyeti yapmasının öngörüldüğü kaydedildi. Kurumun, Hazine ve Maliye Bakanlığı’na yaptığı yüzde 10 oranındaki hasılat payı ödemesinin faaliyetlerin finansmanını zorlaştırdığına işaret edilen raporda, TPAO’nun faaliyetlerine devam edebilmek için yaklaşık 2.6 milyar dolar borçlandığı belirtildi. Raporda, “Satın alınan 3 adet derin deniz sondaj gemilerinin işletme maliyetleri, yurtdışı yatırımları, derin deniz sondajları, kara sondajları, kaya gazı ve petrolü için yapılan unkonvansiyonel sondajlar ve eski sahaların iyileştirme yatırımlarını finanse edebilmek için Hazine ve Maliye Bakanlığı’na ödenen hasılat payı, faaliyet zararına neden olmakta, sürdürülebilirliğini zorlaştırmaktadır” denildi. Raporda, hasılat payı uygulamasına son verilmesi ve 350 milyon TL’lik sermaye ödemesinin yapılması gerektiğini vurgulandı. Mahmut Lıcalı

Cumhurİttifakı’nın küçük ortağının yönettiği belediye de asgariücreti beğenmedi

Cumhur İttifakı’nın küçük ortağının yönettiği belediye de asgari ücreti beğenmedi figure > MHP’li Gölbaşı Belediyesi, 2021 için en düşük ücretin 3 bin 325 lira olarak belirlendiğini duyurdu. Kararın, CHP’li belediyelerin en düşük ücretin 3 bin 100 TL olacağını açıklamasının ve iktidarın asgari ücretin 2 bin 285 lira olarak belirlemesi nedeniyle tepki çekmesinin ardından alınması dikkat çekti. Gölbaşı Belediye Başkanı Ramazan Şimşek, çalışanların maaşlarının düşük olduğunu bildiklerini belirtirken, “Başta temizlik personellerimize, daha sonra fen işlerinde çalışan personellerimize, park bahçelerde çalışan personellerimize emeğinin karşılığını vermemiz gerekiyordu” dedi. 2019-2020 yıllarından önceki dönem borçlarını ödediklerini ve belediyenin ekonomisini düzelttiklerini belirten Şimşek, “Yapılan çalışmalar sonucunda 2021 yılında belediye şirket çalışanlarının sosyal hakları da dahil olmak üzere en düşük net maaşı 3 bin 325 TL olacak. Ücret zammı geriye dönük olarak 1 Temmuz 2020 tarihinden itibaren uygulanacak. Çalışanlarımıza aradaki fark tutarını da toplu iş sözleşmesi imzalanınca ödeyeceğiz” ifadelerini kullandı. cumhuriyet.com.tr

12 Mart, Cumhuriyet’in devrimler kazanımlarına, Amerikancıdarbelerle geriye dönemeçtaşı

12 Mart, Cumhuriyet’in devrimler kazanımlarına, Amerikancı darbelerle geriye dönemeç taşı figure > Gazeteciliğe Cumhuriyet’te başlamamla çakışan 1960’lı yılların ikinci yarısından başlayan “Cumhuriyet’ten Tanıklıklar” sayfalarına nokta koymanın zamanı geldi. Virüsün aramıza girmesiyle zorunlu yönelmeden mutluyum. Dönemin içinden, tanıklıklarıma karşılık, galiba elleri taşın altında olan tüm tarafların da içine düştükleri yanılgı ile ülkeyi geriye döndürmede “12 Mart yetmedi, 12 Eylül yaratıldı”ya inanmışlardandım. Amerikancı darbeler zincirinin, içeriden Amerikancı sağ siyaset liderlerinin de katkıları ile en zor olan geriye dönemeç taşlarının 12 Mart’ta örüldüğünün tanıklıkları ile yüzleşmiş oldum. Umarım Cumhuriyet’in haber sayfaları taranmış olarak, arşivdeki emekçi arkadaşlarım sayesinde belgelenmiş kimi önemli bilgiler, duyarlı araştırmacılar için yol gösterici olacak. Gazete kâğıdının değerli olduğu bir süreçte, sayfa çalışmasına Ecevit’in çok kısacık, (26 Ocak-16 Kasım 1974) başbakanlık süreci ile nokta koymayı seçmiş olmam, rastlantı değil. Birkaç aya sığdırılmış o kadar güçlü antiemperyalist bir iktidar duruşu geçerli ki.. Aynı zamanda 12 Mart darbesi ile Demirel, şapkasını alıp gittikten sonra, “Morison Süleyman” duruşu ile sağ siyasetin odağında öylesine belirleyici ki.. “Lüks Anayasa” tezi üzerinden arşiv taraması yapmaya kalkıştığınızda, karşınıza 12 Mart’ın iki dönem başbakanı Nihat Erim’in çalışmalarından da “Lüks Anayasa” savaşımı çıkıyor. Sol gösterip sağ vuran, provokasyon operasyonlarda kan akıtılan, intikam idamları ile damgalı 12 Mart’ın, ağır işkencelerle alınmış suç itiraflarında gerçek suç kanıtının bulunamaması, beraat kararlarının gelmesi.. Amacına ulaşmışlığını gölgelemiyor.Amerikancı darbelerin güçlü ittifakları, toplumu en yukarıdan tabana inen, can yakan, şiddetle ezen icraatları adım adım meyvelerini toplarken.. Cumhuriyetin devrimlerle birbirlerine eklemlenmiş, evrensel ölçekleri yakalamış kazanımlarının tabandaki ittifak gücü, hiç beklenmedik bir biçimde sandıktan antiemperyalist ittifaka yarayacak siyasetlerin, liderlerin önünü açıyor. Sorumlu sahipliği sorgulanmamış Yassıda mağduriyeti üzerinden, Demirel’in AP’si en önde, sağda güçlü partiler ittifakları oluşumundan sonra 12 Mart öncesinde sahnelenen, 12 Mart’la doruğa ulaştırılan Amerikancı projelerin tabandaki toplumsal birikimi, kazanılmış hakları yutması gerçeğinde, karşı refleksler de güç kazanıyor. İnönü çekiliyor, Ecevit geliyor. Ulusalcı sağ içinden de Erbakan’lı MSP’nin oy yükselişi çıkıyor./Archive/2021/1/1/021838945-sukran1.pngUlusalcı bir programla toplumun karşısına çıkmaları, daha programları görüşülürken Meclis’te çıkan kavga güç önleniyor. Ecevit Hükümeti’nin kuruluş tarihi 26 Ocak, Meclis’te kavganın gazetemizdeki manşet haberinin tarihi 5 Şubat. Beslenen toplumsal umutları 22 Şubat tarihli sayfamızda yayımlanmış Ali Ulvi’nin karikatürüyle paylaşmış olalım. 18 Mart tarihli haberimizde traktör fabrikası için verilmiş yabancı sermaye izninin kaldırıldığı haberi yer alıyor. 21 Mart tarihli sayfamızın manşetine çıkan haberimize göre ise Dünya Bankası’ndan “Kalkınma hızınızı düşürün” talimatı geliyor. 23 Mart günlü haberimizde gümrüklerdeki içki ve sigara satışını yalnız Tekel’in yapacağı kararı geliyor. Dışişleri ile Planlama arasındaki ortak pazar kavgası dört günlük dizi konusu oluyor. 30 Mart tarihli Cumhuriyet’in manşetinde ise DPT’nin Dünya Bankası önerilerini kınadığının haberi yer alıyor./Archive/2021/1/1/021841445-sukran2.pngDEMİREL’DEN SAĞ CEPHE ÇAĞRISI24 Mayıs tarihli gazetemizde, Demirel’in, Celal Bayar’ı ziyaret ederek elini öpmesinin haberi var. Demirel, haberimizde manşete alındığı üzere, “Milli Cephe her zaman vardır” diyor. 5 Mayıs tarihli haberimizde ise sağ cephe için çalışırken AP, DP ve CGP’nin hükümete karşı saldırıya geçtiği de duyruluyor. DP Başkanı Bozbeyli, Bayar’ın önderliğinde bir milliyetçi cepheden söz açıyor. Bu haberleri 26 Mayıs tarihli Ali Ulvi’nin karikatürü ile paylaşabiliriz. Aynı tarihli gazetemizde yer alan haber kupürüne göre de Demirel, hükümete yönelttiği suçlamaları yoğunlaştırıyor. Milliyetçi cephe oluşmadan 31 Mayıs tarihli haberimizden okunabileceği üzere, Ecevit iktidarına yokluklar yaratma hamleleri olarak okunabilecek girişimlerden bir örnek geliyor. 31 Mayıs tarihli haberimize göre, margarin darlığını gidermek üzere devlet piyasaya 8 bin ton soya yağı sürüyor. 16 Haziran tarihli gazetemizde yağ üretim bölgelerinde stokçuları saptamak üzere 20 ekibin görevlendirildiğinin haberi veriliyor. 2 Temmuz tarihli gazetemizde “milliyetçi cephe” konusunda AP ile DP’nin birbirlerini suçlamaları haberi yer alıyor. 8 Temmuz tarihli Ali Ulvi’nin milliyetçi cephe karikatürü yaşanan durumu daha çarpıcı, anlaşılır kılıyor./Archive/2021/1/1/021842476-sukran3.pngDEMİREL’İN MSP TABANINI DA HEDEF ALAN SAĞ CEPHE ÇALIŞMALARINDAN DAHA HIZLI SONUÇ ÇIKIYOR. KOALİSYONDA ÇATLAK YAŞANIYOR15 Eylül tarihli Cumhuriyet’in manşetinde CHPMSP ortaklığının uzlaşmaz noktaya vardığını haber veriliyor. MSP, Ecevit’e temsil yetkisi vermiyor. 19 Eylül tarihli manşet haberimizde ise Ecevit’in istifasını cumhurbaşkanına sunduğu açıklanıyor. Korutürk, yeni hükümet için görüşmelere başlıyor. Ecevit erken seçim istiyor, tarihte anlaşma olursa DP ile koalisyon yapabileceğini açıklıyor. 20 Eylül tarihli manşetimizden Korutürk’ün ilk turundan koalisyona dönük bir uzlaşmanın çıkmadığı anlaşılıyor. /Archive/2021/1/1/021844023-sukran4.pngHükümeti kurma görevi tekrar Ecevit’e veriliyor. 21 Eylül tarihli sizinle paylaşacağımız Cumhuriyet’in sayfası, dönemin taraflarının havasını yansıtması işlevi nedeniyle anlamlı bir örneği oluşturuyor. Ecevit koalisyon için henüz girişimlerini başlatırken, ABD Senatosu Türkiye’ye yardımın kesilmesini onaylıyor. AP’li Sezgin’den Ecevit’e sorulmadan olumsuz yanıt geliyor. Ürgüplü, Ecevitçi iki CHP’liye yer verdiği için Sunay’ın, Bakanlar Kurulu listesini onaylamadığının açıklamasını yapıyor. 1 Ekim tarihli manşetimize göre Ecevit’in hükümeti kuramayacağını bildirmesi üzerine, görev bu defa Demirel’e veriliyor. Ancak aynı haberin içinde AP sözcüsü, Demirel’siz bir sağ koalisyonun olanakdışı olduğunu açıklıyor. İlaç işverenlerinin zam istekleri karşılanmazsa ilaç darlığının artacağı açıklaması. /Archive/2021/1/1/021842992-sukran5.pngDış ticaret açığı ile işçi dövizi girişinin düştüğü yolundaki ekonomik sorunların yükselişini gösteren haberler sayfaya dağılmış görülüyor. 2 Ekim tarihli sayfamızdaki haberlere göre ise Demirel, Ecevit ile görüşmeyeceğini, sağ koalisyon teklifine MSP olumlu yanıt vereceğini açıklıyor. Tarım işçilerinin dramı Hikmet Çetinkaya’nın dizi röportajının konusu. Irgatlar 1 lira almaya razı olmuşlar. Taban fiyatı açıklanmadığı için direniş var. /Archive/2021/1/1/021840929-sukran6.png4 Ekim tarihli sayfamızda ise Bozbeyli tarafsız liderde ısrarcı görünüyor. 5 Ekim tarihli sayfamızdaki gelişmelere göre, DP’nin Demirel’e cevabı hayır olunca, görevi Korutürk’e iade ediyor. 6 Ekim tarihli haberimiz Korutürk’ün liderleri toplantıya çağırmasıyla ilişkili. Milli beraberlik hükümeti ya da başka çözüm yolları aranacak. 11 Ekim tarihli Cumhuriyet’in haberinde ise bu kez Korutürk’ün, hükümetin kurulması, Cumhurbaşkanı’nın sorumluluğu üzerinden açıklamalarının yer aldığı basın toplantısı var./Archive/2021/1/1/021839304-sukran7.png Sonuç olarak hükümeti kurma görevini tekrar Ecevit’e veriyor. Ecevit, azınlık hükümeti dahil bütün olanakları deneyeceğini açıklıyor. Güneş, Amerika’nın yardım baskılarına dönük demecinde, baskı kararına karşı Türkiye’nin boynunu bükmeyeceğini söylüyor. 12 Ekim sayfasında Ecevit’in bir azınlık hükümeti kurma arayışlarından söz ediliyor. ABD Temsilciler Meclisi’nde Türkiye’ye yardımın iki ay sürdürülmesi önerisi de reddediliyor. Ekmeğe gelen zamma karşın denetim yetersizliğinden gramaj eksikliği önlenemiyor. 14 Ekim tarihli haberlerimize göre ise Demirel, Ecevit’in azınlık hükümeti kurmasına olanak verecek girişimlerine de karşı çıkıyor. MHP’li Bakan Korkut’un çabası ile TEK’in Çukurova Holding’deki payının düşürülmesine çalışılıyor. /Archive/2021/1/1/021839429-sukran8.png19 Ekim tarihli haber dağılımımızda Ecevit’in erken seçimde uzlaşılması koşulu ile azınlık hükümeti arayışları sürüyor. Türkiye-AET Karma Parlamento çalışmaları Kıbrıs sorunu baskısı altında sorunlar yaşıyor. ABD Senatosu bir kez daha Türkiye’ye askeri yardımın şartlı olarak kesilmesini onaylıyor. Yapılan fiyat artışlarının bağlı olduğu bakanlıklar ayırımı üzerinden sorunlu kararların tartışması yapılıyor. Bütangazı sıkıntısı üzerinden 30 Ekim tarihli haberimiz tipik bir örnek. 4 Kasım tarihli sayfamızdaki haberlere göre Demirel, Ecevit’in 9 önerisini de reddediyor. Kissinger, 9 Kasım’da askeri yardım ve Kıbrıs sorunlarını görüşmek üzere Ankara’ya geliyor. Makarios, Birleşmiş Milletler’in Kıbrıs’la ilgili kararını “kesinlikle memnunluk verici” olarak niteliyor. 6 Kasım tarihli sayfamızda Ecevit’in partisiz üye alarak hükümet kurma çabaları var. /Archive/2021/1/1/021839633-sukran9.pngPirinç ve yağ kuyruğunun fotoğraflı haberleri, akademilere bağlı okullarda öğrencilerin boykotları, fabrikalardan işçi direnişleri haberleri de dikkat çekiyor. 7-8 Kasım tarihli sayfalarımızda Ecevit’in hükümeti kurma konusunda karşı karşıya kaldığı güçlükler öne çıkıyor. Demirel, Erbakan, Bozbeyli ve Feyzioğlu azınlık hükümetine karşı çıkıyorlar. Bu arada sağ koalisyon çabaları da sonuç vermiyor. /Archive/2021/1/1/021839726-sukran10.pngFeyzioğlu’nun önerilerine Demirel kesin hayır diyor. Siyasi parti liderlerinin katılmayacağı seçim hükümetini Bozbeyli öneriyor. İlk isim olarak Zeyyat Baykara’nın ismi 12 Kasım tarihli Cumhuriyet’te yer alıyor. Korutürk hükümet bunalımına çözüm bulmak için, önce parlamentoda grubu bulunan siyasi parti liderleriyle buluşuyor. Akşam tek tek görüşüyor. /Archive/2021/1/1/021839976-sukran11.png13 Kasım tarihli gazetemizde, ilkbaharda seçim için uzlaşmaya varıldığı, başbakanlık görevinin Prof. Sadi Irmak’a verildiği haberi var. 14 Kasım’da liderlerle görüşmelerini başlatıyor. Hizmet ve seçim hükümeti kuracağını ilan ediyor. 15 Kasım günü Ecevit, hükümet kuruluşu ile birlikte erken seçimin güvence altına alınmasını istiyor. CHP, seçim teklifini imzaya açıyor. Irmak, AP bakan vermese de hükümeti kuracağını açıklıyor. /Archive/2021/1/1/021839820-sukran12.png16 Kasım’ın haberlerinde CHP ve DP’nin de hükümete katılmayacaklarının haberi var. Irmak’ın, hükümeti bağımsızlardan oluşturacağı duyuruluyor. 18 Kasım sayfamızda Irmak hükümetinin bakanlar listesi de var. Korutürk, Meclis’i görevini icraya davetinin kaçınılmaz olduğunu söylüyor. Ecevit, Altan Öymen’e verdiği röportajda, erken seçimi isteme dönemine girdiklerini açıklıyor. /Archive/2021/1/1/021840070-sukran13.png27 Kasım tarihli haberimize göre ise Irmak’ın başkanlığındaki toplantıda liderler seçim tarihi üzerinden bir anlaşmaya varamıyorlar. Erken seçim tarihi için yeni toplantıların yapılacağı duyuruluyor. Yılın sonuna uzanan Irmak hükümeti dönemi sayfalarında, ekonomik sorunların büyümesine ilişkin haberler çoğalıyor. 2 Kasım sayfamızda gıda sanayiinin piyasaya girmesi ile pastörize sütün bulunmaz oluşunun haberi var. 16 Kasım tarihli haberimizde ise belediyenin yeni bir yöntemle İstanbul’da yağ stokçularını saptaması fotoğraflı anlatılıyor. 3 Aralık’ta 1.5 saatlik elektrik kısıntısı haberi geliyor. Dönemin gelişmelerine Nadir Nadi’nin 6 Aralık tarihli “Ne cephesi?” başlıklı yorumundan birkaç cümlelik alıntı ile aynı günün Ali Ulvi karikatürüne, 22 Aralık tarihli karikatürünü de ekleyerek nokta koyalım mı? “Ne Cephesi? ... /Archive/2021/1/1/021840179-sukran14.pngDemirel’in erken seçimlerden özenle kaçınması da kendi sözlerine kendinin de pek inanmadığını göstermektedir. Yoksa söylediklerine yürekten inansaydı, gerçekleşmeyeceğini iyi bildiği (komünizme karşı milliyetçi cephe) çağrılarıyla zaman kazanmaya uğraşacak yerde ‘hodri meydan!’ der, CHP’nin bir yıldır savunduğu erken seçim önerilerine göğsünü gere gere o da katılırdı.”NADİR NADİ/Archive/2021/1/1/021840289-sukran15.png12 Mart’ın, akıl sır ermez terör suçları senaryoları üretmek adına, işkencelerde alınmış ifadelerden üretilmiş davalarda, sonuçta kanıtlanmış suç yaratılamadığından, 1974-75 yılı sonlarına kadar, açılmış çok sayıda idam, ağır terör suçu istenmiş davalar birbir beraat, tahliye, düşme ile sonuçlanıyor. İdamlar, operasyonlarda öldürülenler ki sayıları tam bile sayılamıyor. Ödetilmiş bedeller ağır işkence, uzun tutukluluk, siyasal, toplumsal damgalama ile yaşamlarının, geleceklerinin karartılması olarak kalıyor. Gelin görün ki 12 Mart’ın sol gösterip sağ vurması gücünde, yıllara yayılmış bu “terör” damgalı yargılamalar süreçlerinde yaşatılanlar, kamuoyunun teslim alınmasında kullanılıyor.Bitmiş davalar için Cumhuriyet’in 50. yılına bağlanmış affa ilişkin denenmiş oyunları daha önceki sayfalarımızda uzun uzun anlatmıştık. CHP-MSP koalisyonunun uzun ömürlü olamamasında, Demirel’in ustalıkla kullandığı, siyasal İslamcı, ülkücü tabanla, komando eylemleriyle, emperyalizme karşı ulusalcı cepheyi, koalisyonu sallamak taktiği belirleyici olmuştu. Anayasa Mahkemesi’nin Cumhuriyet affının zorunlu siyasal İslamcı suçlarla, Marksist kapsamda sayılan suçların ayrılamayacağı yolundaki kararları ile ancak durum dengelenmişti. Kitlesel sayılarda mahkûmlu soldan davalardan tahliyeler de sağlanabilmişti. Bitmemiş davalar için 1974 yılı sonuçları başlığımıza aldığımız çerçevelerde noktalanmış oldu. En son sayfalarımızda uzun yıllara yayılmış Madanoğlu davası gelişmelerini paylaşmıştık. Birkaç çarpıcı başlıklı davadan birkaç örneği daha paylaşarak dönemin davalarının bütünü için fikir vermek yararlı olacak.. Arkadaşlarımızın 15 Haziran tarihli Cumhuriyet’te özetledikleri bir habere göre, bitmemiş 10 dava içinde, sıkıyönetim askeri mahkemelerinde yargılanan 106 tutuklu sanık kalmış. En çarpıcı işkencelerin yaşatıldığı davalardan olan Bomba davası içinde 6 Şubat tarihli yargılamada sorgusu yapılan Talat Turhan verdiği ifadede “Bu dava Faik Türün tarafından hasımlarını bertaraf etme amacıyla açıldı” diyor. Aynı davada tanık olarak dinlenen Milli Birlik Komitesi üyesi Orhan Kabibay sanık Deniz’in cunta iddialarını yalanlıyor. 27 Mayıs devrimi ile 12 Mart’a uzanan tarihsel gelişmelerin bir özetini yapıyor. Memduh Eren, kontrgerillada gördüğü işkenceleri paylaşıyor, bilmediği bir heykeli dinamitlemekten yargılanan bir hastasının adını vermek zorunda kaldığını aktarıyor. Talat Turhan, 6.11.1975 tarihli ifadesinde ise “12 Mart döneminde, CHP’yi kapatmak için de” işkenceyle ifadelerin alındığını söylüyor. 4.11. 1975’te 9 ciltlik bir savunma ile mahkeme karşısına çıkıyor. Talat Turhan, Dev-Genç davasında tanık olarak dinlendiğinde ise Beyazıt Kulesi’ne kırmızı bayrağı MİT ajanlarının çektirdiğini söylüyor. Dev-Genç davasında aftan yararlanan 16 sanık salıveriliyor. En kalabalık, 256 sanıklı DHKP davasında ise sanık avukat Şener işkence gördüğünü anlatıyor. Lale Arıkal ise ifadesinin içinde Ulaş Bardakçı’nın öldürülüşünü anlatıyor. Bir avukat sıkıyönetim mahkemesinde bile bir sanığın dövüldüğünü Korutürk’e duyuruyor. 6 Temmuz 1974 tarihi ile THKP davasında üç idam cezası veriliyor. Bunlardan biri ömür boyu hapse, ikisi 24 yıla çevriliyor. Askeri Yargıtay 27 Eylül tarihli kararında THKO kararlarını bozuyor müebbet hapse mahkûm dört tutuklu için tahliye kararı veriyor./Archive/2021/1/1/021840554-sukran16.pngEcevit’in içine çok şey sığdırılmış 10 ayı bulmayan iktidarı içinde, 1970’lerin ikinci yarısında patlama yaşanan sol gençlik ve işçi hareketlerini hedef alan provokasyon yöntemleri, aynen hortlatılıyor. Fabrikalarda sendika seçimi nedeniyle işçiler işten atılırken üniversitelere, yurtlara, silahlı, palalı, polis korumasında komandolar tarafından baskınlar düzenleniyor. Şükran Soner

Yılın ilk 11 ayında altın ithalatıyüzde 135 artarak 23 milyar dolara yükseldi

Yılın ilk 11 ayında altın ithalatı yüzde 135 artarak 23 milyar dolara yükseldi figure > Türkiye’nin toplam ihracatı 11 ayda yüzde 8.3 düşüşle 152 milyar dolar, ithalatı yüzde 3.5 artarak 197 milyar dolar, açığı yüzde 82.5 artarak 45 milyar dolar oldu. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) “Dış Ticaret İstatistikleri, Kasım 2020” raporu, üretimin ithalata bağımlılığını bir kez daha teyit ederken, zaman zaman Türkiye için dikkat çekici sorunlar yaratan altın ticaretinin de 2020’de yine hızlandığını gösterdi. TÜİK’in verilerine göre, kasım ayında geçen yılın aynı ayına kıyasla genel ihracat yüzde 0.9 düşerek 16.1 milyar dolar, ithalat yüzde 15.9 artarak 21.1 milyar dolar ve dış ticaret açığı yüzde 153.5 artarak 5 milyar dolar oldu. İlk 11 ayda ise ihracat yüzde 8.3 düşerek 151.7 milyar dolar, ithalat yüzde 3.5 artarak 197 milyar dolar ve açık yüzde 82.5 artarak 45.3 milyar dolar oldu. İhracatın ithalatı karşılama oranı da yüzde 86.9’dan yüzde 77’ye düştü. Öte yandan mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre, 2020 yılı kasım ayında bir önceki aya göre ihracat yüzde 4.1 azaldı, ithalat yüzde 8.3 arttı.‘TÜKETİM’ HIZLANDIİthalatın detaylarına bakıldığında, ilk 11 ayda geçen yılın aynı dönemine kıyasla sermaye (yatırım) malı ithalatının yüzde 32.6 artışla 28.4 milyar dolar, ara malı (hammadde) ithalatının 0.5 düşüşle 146.7 milyar dolar ve içinde lüks malların da olduğu tüketim malı ithalatının yüzde 12.7 artışla 21.4 milyar dolara çıktığı görülüyor. Kasımda ise sermaye malı ithalatı yüzde 32.6 (3.1 milyar dolar), ara malı ithalatı yüzde 9.5 (15.3 milyar dolar) ve tüketim malı ithalatı yüzde 41.4 (2.6 milyar dolar) arttı. Yine TÜİK’in verilerine göre yılın ilk 11 ayında altın ithalatı yüzde 134.9 artarak 23.1 milyar dolar, ihracatı yüzde 37.5 artarak 2.6 milyar dolar oldu. Kasım ayında ise geçen yılın aynı ayına kıyasla ithalat yüzde 66.9 artışla 2.6 milyar dolara çıkarken, ithalat yüzde 44.7 düşüşle 41.9 milyar dolara indi.YÜKSEK TEKNOLOJİ PAYI YÜZDE 3.4Geçen yılın aynı dönemine kıyasla Türkiye’nin 11 aylık ihracatına mallardaki teknoloji yoğunluğu açısından bakıldığında, “yüksek teknoloji” payının yüzde 3.4’te sabit kaldığı, “ortak yüksek teknoloji” payının yüzde 36.3’ten yüzde 35.7, “orta düşük teknoloji” payının yüzde 27.4’ten yüzde 27.3’e düştüğü görülüyor. “Düşük teknoloji” payı ise yüzde 32.8’den yüzde 33.7’ye çıktı. cumhuriyet.com.tr

Türk Lirası, 2020’de ençok değer kaybeden ikinci para birimi oldu

Türk Lirası, 2020’de en çok değer kaybeden ikinci para birimi oldu figure > Berat Albayrak’ın kasım başında beklenmeyen istifasından bu yana oluşan iyimserlikle dolar karşısında yüzde 15 değer kazanan TL, yılı toplamda yüzde 24 kayıpla kapadı. Türk Lirası, yüzde 24'lük değer kaybıyla dolar karşısında en çok değer kaybeden ikinci para birimi oldu. Listede Türk Lirası'nı Brezilya Reali ve Arjantin Pesosu izledi.Buna göre:- 1 Ocak 2020’ye 5.9478 seviyesinden başlayan dolar/TL, yılı 7.37-7.48 arasında dalgalanarak bitirdi. - Yıl içinde dolar/TL’nin gördüğü en yüksek seviye, 8.5787 oldu. *TL, dolar karşısında yılbaşından beri bakıldığında gelişmekte olan para birimleri arasında en çok değer kaybeden ikinci para birimi oldu. En yüksek kayıp yüzde 23 ile Brezilya’da, Rusya para birimi ise yüzde 16 ile üçüncü sırada yer alıyor. - 2020’nin ilk gününe 6.65 seviyelerinden başlayan Avro/TL ise yılı 9.05- 9.08 arasında dalgalanarak bitirdi.ALTIN DAMGA VURDU- Avro/TL’nin 2020’de gördüğü en yüksek seviye ise, 10.1742 olarak kayıtlara geçti. - 2020 Ocak’ta 1956 TL olan Cumhuriyet Altını, yılı 3 bin 47 TL’den tamamladı. 2020’ye 290 liradan başlayan gram altın ise yıla 453 TL ile veda etti. BIST 100 endeksi, 2019’u 1.144 seviyesinden tamamladıktan sonra pandemi etkisiyle 819.4 puana kadar gerilemişti. Kasımdan sonra belirginleşen yükselişle endeks, yılı ... puandan tamamladı.SORUMLUSU YUMURTA!- Öte yandan, Bloomberg’ün derlemesine göre, pandemi sürecinde dünya genelinde merkez bankaları faiz indirme yarışına girerken, dünyada yalnızca Danimarka, Güney Sudan ve Türkiye’de faiz artışı yaşandı. - Türkiye, dünyada faizin en yüksek olduğu 9. ülke konumunda bulunuyor. - Diğer yandan, dün yayımlanan Merkez Bankası (TCMB) PPK özetinde, yine gıda fiyatlarındaki artışlara vurgu yapıldı. - Özellikle yumurta ve tavukta belirgin zamların olduğuna vurgu yapılan metinde, “Söz konusu gelişmeler işlenmiş gıdayı olumsuz etkilemiştir. Ekmek ve tahıllardaki artış eğilimi kasım ayında hızlanmış, uluslararası fiyatlar ve döviz kuruna duyarlılığı yüksek olan katı ve sıvı yağlar kalemi güçlü fiyat artışlarıyla diğer işlenmiş gıda grubunda öne çıkmıştır” denildi.DIŞ BORÇ STOKU 262 MİLYAR DOLARHazine ve Maliye Bakanlığı verilerine göre, Türkiye brüt dış borç stoku eylül sonu itibarıyla 435.1 milyar dolar, bu stokun milli gelire oranı da yüzde 59.1 oldu. Stok haziran sonunda 421.8 milyar dolardı. Net dış borç stoku ise 244.4 milyar dolardan 262.2 milyar dolara çıktı. Stokun milli gelire oranı da yüzde 35.6 oldu. AB tanımlı genel yönetim borç stoku ise eylül sonunda 2. trilyon TL’yi aşarken, milli gelire oranı yüzde 42.6 oldu. Bu rakam haziran sonunda 1.8 trilyon TL idi. cumhuriyet.com.tr

Gazetemizin editörlerindenÖznur OğraşÇolak“Yılın Sanat ve Kültür HaberciliğiÖdülü”nüaldı

Gazetemizin editörlerinden Öznur Oğraş Çolak “Yılın Sanat ve Kültür Haberciliği Ödülü”nü aldı figure > Uluslararası Anadolu Tiyatro Ödülleri Seçici Kurulu, “Yılın Sanat ve Kültür Haberciliği Ödülü”nü gazetemizin editörlerinden Öznur Oğraş Çolak’a verdi. Kurul, “gazetemizdeki kültür haberlerinin çok değerli olduğunu” vurguladı. Uluslararası Anadolu Tiyatro Ödülleri Seçici Kurulu, Cumhuriyet gazetesinde başta tiyatro olmak üzere sanat ve kültür alanında yapılan haber, söyleşi ve yorumları çok değerli bularak “Yılın Sanat ve Kültür Haberciliği Ödülü”nü gazetemizin editörlerinden Öznur Oğraş Çolak’a değer buldu. Uluslararası 7. Anadolu Tiyatro Ödül Töreni’nin salgın koşulları nedeniyle 17 Mayıs 2021 tarihine ertelendiği açıklandı. Türkiye’den 27 il ve yurtdışından 10 ülkede tiyatro sanatına katkı sunan kişi, kurum ve kuruluşlara ödülleri, mayıs ayındaki törenle sahiplerine sunulacak. Tiyatro Gazetesi, bugüne kadar Türkiye, Makedonya, Kosova, Azerbaycan, Almanya ve İngiltere başta olmak üzere iki yüz seksen beş tiyatro sanat emekçisini ödüllendirdi. Ödül, kategori listesinde bu yıl Türkiye’den 27 kent ile Almanya, Ukrayna, Azerbaycan, Kazakistan, Gagavuz, Moldova, Tataristan, Kırgızistan, Rusya ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden sanatçılar yer alıyor. Ödülle ilgili yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “Bugüne kadar verilen pek çok saygın ödülün İstanbul merkezli olduğunun altını çizmekte yarar var. Herkesin bildiği gibi kurumlar daha çok İstanbul merkezli değerlendirmeler yapıyor ve ödüller de yine İstanbul merkezli olarak sahiplerini buluyor. Oysa tiyatro yalnızca İstanbul’da ya da büyükşehirlerde yapılmıyor. Ülkemizin hemen her yerinde tiyatrolar başarılı oyunlar sergiliyor. Tercihler ya da imkânsızlıklar, İstanbul’un dışındaki tiyatroların emeklerini taçlandırmaya yetmiyor. Tiyatro Gazetesi olarak uzun zamandır bu gerçeği görüp, Anadolu Tiyatro Ödülleri’ni hayata geçirdik. Bu kararımız, Anadolu’da tiyatro yapan topluluklar ve okuyucularımız tarafından büyük bir sevinçle karşılandı. Anadolu Tiyatro Ödülleri şimdi yeni bir atılım gerçekleştirerek uluslararası bir kimlikle var olacak. ‘Nerede bir tiyatro varsa Tiyatro Gazetesi oradadır’ şiarımız gün geçtikçe daha anlamlı hale geliyor. Tiyatro sanatına hizmet etmek bizi çok heyecanlandırıyor. Bu heyecanı sizlerle paylaşmak ise ayrı bir onur.” cumhuriyet.com.tr




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter